Devletlerin gözetim süreçleri ve kapitalizmin piyasayı kullanma biçimi, ilk kez olmayan ancak bir öncekine de benzemeyen biçimde dönüşmüştür. Tek başına devletlerin kapitalist süreçlerinden bahsetmek yerine gözetim kapitalizmi ile kendisini devletin sınırlandırılmış görevlerinin ve eylemlerinin dışına çıkarmaya çalışan ve şirketlerle birlikte güçlenirken aynı zamanda devlet olmaklığını bir kenara bırakarak kendisinin ve kurumlarının da birer şirket olma yolunda ilerlediğini tartışmak daha anlamlı durmaktadır. Makale, devletlerin gözetim kapitalizminin veri bazlı birikiminden hareketle, kendi kurumlarını -yerel yönetimleri/belediyeleri- sürece dahil ederek onları da nasıl şirketleştirmeye yönettiğini göstermeyi amaçlarken, hizmet verenlerin değişimine yönelik hizmet alanlar olarak vatandaşların da nasıl birer datadaş'a dönüştürüldüğünü ve haklarını 'rıza' adı altında nasıl takas ettiklerini görünür kılmaya çalışmaktadır. Bunu yaparken, Çin, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve Türkiye gibi ülkelerin yerel yönetimlerinin, gözetim kapitalizmi sürecinde edindikleri roller üzerinden örnekler sunulmaktadır.
Kapitalizmin türlerine ilişkin literatür gelişmiş kapitalist uluslara odaklanır ve ülke içi ve uluslar arası yapısal güçler tarafından şekillenen zengin kapitalist çeşitliliği kapsamına almada başarısız olur. Bu çalışma bu nedenle mukayeseli politik ekonomi ve kalkınmacı devlet teorisi olarak adlandırılan iki yaklaşımı sentezleyen alternatif bir analiz geliştirmektedir. Gelişmeyi devlet müdahalesi ile ilişkilendiren bu analize göre devlet, işgücü ve iş adamlarını bir araya getiren kurumsal yapı ve bu toplumsal aktörlerin nisbi gücü ülkelerin iktisadi performansının açıklanmasında önemlidir. Ampirik düzeyde bu çalışma, Türkiye'de kapitalizmin tarihsel dönüşümünü araştırmaktadır. Neoliberal çağda Türkiye kapitalizminin devlet kapitalizminden hibrid bir kapitalizm türüne doğru nasıl evrildiğini araştırmaktadır ve bu analiz dikkate değer iki sonucu açığa çıkarır. Birincisi, tüm uluslar tek bir iktisadi gelişme yörüngesine doğru yakınsamaz ve kapitalizm farklı zaman ve mekanlarda gelişen karmaşık sosyo-ekonomik bir düzendir. İkincisi, farklı politika aşamaları arasında yüksek derecede bir süreklilik söz konusudur. Değişim ve sürekliliğin bir arada bulunması gelişme sürecinde farklı kurumlar ve çıkarlar arasındaki uyuşmazlıklardan kaynaklanmaktadır. ; The literature on varieties of capitalism focus on advanced capitalist nations and fail to incorporate the rich variety of new forms of capitalism, which shaped by domestic and international structural forces in emerging market economies. Therefore, this thesis develops an alternative analysis by combining two approaches, namely comparative political economy and developmental state theory. According to this analysis, which links development to state intervention, institutional structure that links state, labour and business and the relative strength of this social actors are important for explaining economic performances which various countries experience. At the empirical level this study explores historical transformation of capitalism in Turkey. It investigates how Turkish capitalism has evolved from state capitalism to a hybrid variety of capitalism in the neoliberal era and this analysis reveals two significant outcomes. First, all nations don't convergence to a single development path and capitalism is a complex socio-economic order that has developed at different places and times. Second, this clearly implies that there is a high degree of continuity between the different policy phases. The coexistence of this continuity and change arise from conflicts between different interests and institutions in development process.
1980'ler dünyada kapitalizmin yeni bir evreye girdiğine işaret eden yeni bir döneme karşılık gelmektedir. Neo-liberalizm ya da küreselleşme gibi kavramlarla adlandırılan bu yeni durum, uluslararası kuruluşlar aracılığıyla bütün dünyayı etkisi altına almış, özellikle de kapitalist sisteme dâhil olmamış azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler bu sisteme neo-liberal politika önerileriyle dâhil edilmeye çalışılmıştır. Türkiye'de de 1980 yılından itibaren neo-liberal politikalar uygulanmaya başlanmış ve sosyoekonomik açıdan önemi yüksek olan tarım sektörü bir dönüşüm içerisine girmiştir. Bu çalışmanın amacı bu değişim ve dönüşüm sürecini tarihsel bağlam içerisinde incelemek, Türkiye'de tarım sektörünün dönüşümünü irdelemektir ; The 1980s are a new era that indicates that capitalism has entered a new phase in the world. This new situation, which is named with concepts such as neo liberalism or globalization, has influenced the whole world through international organizations, and especially underdeveloped and developing countries that were not included in the capitalist system were tried to be included in this system with neo liberal policy proposals. In Turkey, since 1980, it has been implemented neo-liberal policies and the agricultural sector with high importance socioeconomically has entered into a conversion. The aim of this study is to examine the process of transformation and change in this historical context, to examine the transformation of the agricultural sector in Turkey
ÖZETVENEZUELA'DA CHAVEZ İKTİDARI DÖNEMİNDE UYGULANAN İKTİSAT POLİTİKALARI VE SONUÇLARIBu tez, Chavez'in 1999 yılında başkanlığa gelmesiyle başlayan Bolivarcı iktidarın Venezuela'da kapitalizmi aşmaya yönelik sürdürülebilir ve demokratik bir alternatif yaratıp yaratmadığını incelemeyi amaçlamıştır. Üç bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümünde, 21. yüzyılın sosyalizmi teorisi incelenmiş ve bu teori kapitalizm ve 20. yüzyılın sosyalizm deneyimleriyle karşılaştırılmıştır. İkinci bölümde, Venezuela'nın tarihsel birikimi ve Bolivarcı iktidarın dönüşümü sağlamak için kullandığı araçlar detaylı olarak tanımlanmış ve dönüşümün ortaya çıktığı öznel ve nesnel koşullar anlaşılmaya çalışılmıştır. 21. yüzyılın sosyalizmi kavramının teorik çerçevesinin incelenmesi ve mevcut koşulların anlaşılmasının ardından son bölümde Bolivarcı iktidarın uygulamaları paylaşılmıştır. Sonuç olarak, Bolivarcı iktidarın bugüne değin adım adım yaşadığı deneyim dikkate alınarak, kapitalist sistemi dönüştürmek için izlenmesi gereken yola dair bir takım öngörülerde bulunulmaya çalışılmıştır.ABSTRACTECONOMIC POLICIES AND THEIR OUTPUTS IN VENEZUELA DURING THE PERIOD OF CHAVEZ PRESIDENCYThis thesis aims at analyzing whether Bolivarian government, which starts with Chavez's presidency in 1999, constitutes a sustainable and democratic alternative in Venezuela to transcend capitalism. In the first chapter of the study, theory of "Socialism for 21st Century" is examined and this theory is compared with capitalism and socialism experiences of 20th century. In the second chapter, subjective and objective conditions, in which the transformation has appeared, were explored by outlining historical background and Bolivarian government's advantages to achieve the transformation. As to the last chapter, after giving theoretical framework of Socialism for 21st Century and understanding actual circumstances Bolivarian government's practices were analyzed. In conclusion, it was tried to make some prescriptions on what the Bolivarian government should do further in order to transcend capitalism considering the gradual change it achieved until today.
Gerek küresel siyasette gerek yerel siyasette ulus kavramının ve ulus devletlerin herkes ve her şeyden fazla bir ayrıcalığı ve bir ağırlığı vardır. Diğer bir ifade ile gazeteler, dergiler, kitaplar, internet v.b. gibi bilgi akışı sağlayan kaynakların hangisi ele alınacak olunursa olsun ulusal ilkenin genel-geçer bir meşruiyete sahip olduğu görülecektir. Yani toplumlar milli devletlerin ve milliyetçi düşüncenin doğallığı ve gerekliliği konusunda bir anlaşmaya varmış gibi görünmektedir. Bu durum bir takım bilim insanlarını şu soruyu düşünmeye itmiştir: Ulusal ilke hem yerel hem de küresel siyaseti düzenleyici bir kural olmak zorunda mıdır? Başka bir siyasal kavrayış mümkün değil midir? Bu noktada Michael Hardt ve Antonio Negri İmparatorluk fikrini ortaya atmışlardır. Onlara göre postmodern ekonomi ile birlikte siyasette de postmodern bir döneme geçilmiş ve ulus devletlerin iktidarları dışında yeni bir iktidar biçimi peyda olmuştur. Bu bağlamda postmodern imparatorluk; ulus devletlerin dışında, üzerinde ve onu kapsayacak şekilde konumlanan ve iktidarını finansal akışlar üzerine kuran esnek hudutlara sahip, akışkan ve çok biçimli bir iktidar biçimidir. Bu tez çalışmasında temel argüman; siyasal tarihin ekonomik paradigmalar eşliğinde bir salınım içinde olduğu, imparatorluklardan ulus devletlere değişen siyasal anlayışın serbest bırakılan bir sarkaç gibi imparatorluk noktasına geri döndüğüdür. Bu analiz için ilk bölümde milliyetçilik, ikinci bölümde klasik imparatorluklar ve üçüncü bölümde postmodern imparatorluk konuları incelenmiş ve bu salınımın karakteri ekonomik değişim süreçleri çerçevesinde değerlendirilmiştir. ; The nation concept and the nation states are more privileged and dominant than any others both in global politics and the local politics.In other words, it is not hard to recognize the position of nation states with a little glance to newspapers, magazines, books, internet etc. So communities seem to have reached an agreement on naturalnessand necessity of national states and nationalist thinking. This has led some scholars to consider the following question: Does the national principle have to be a regulatory rule for both local and global politics? Is there any other political understanding possible? At this point, Michael Hardt and Antonio Negri came up with the idea of Empire. According to them, the postmodern revolution in the economy led a transformation in politics, and a new form of power has emerged, apart from the power of nation states which is called the empire. In this context; postmodern empire is a form of power which is fluid, abstract, immanent and operates with flexible boundaries. The empire situates itselfabove and beyond the nation states and that build their power on financial flows. The main argument in this thesis is; that political history is in an in the context of economic paradigms. The oscillation causes the changing in political understanding from empires to nation states and then form nation states to empires again. For this analysis, nationalism in the first chapter, classical empires in the second chapter, and postmodern empire in the third chapter were examined and evaluated within the framework of the process of economic change.
Bu çalışmanın amacı kapitalizmin tarihsel aşamalarına göre kalkınma fikrini ele almak, özellikle de küreselleşme sürecinde neoliberal ideolojinin, kalkınma adına devletin yönetim yapısı ve işlevlerini nasıl dönüştürdüğünü açıklamaktır. Çalışma bu dönüşümün, Çorum ili özelinde bürokrasi ve sanayici tarafından nasıl algılandığı sorusuna yanıt aramaktadır. Bu amaçla çalışmanın birinci bölümünde kalkınma kavramı, kapitalizmin tarihsel gelişim sürecine bağımlı bir değişken olarak tanımlanmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde, devlette yaşanan dönüşümün Çorum ilinde bürokrasi ve sanayici tarafından nasıl algılandığına dair alan araştırmasının sonuçlarına yer verilmektedir. Son bölümde ise sonuçların değerlendirmesi yapılmaktadır. ; The purpose of this study is to deal with the idea of development according to the historical stages of capitalism, and especially to explain how neoliberal ideology transformed the administrative structure and operation of the state in the process of globalization through development concept. The study seeks an answer for how they are perceived by local bureaucracy and capital in Çorum locally. For this purpose, in the first part of the study, the development concept described as a dependent variable of the historical development capitalism. In the second part, the results of the field research was included about how transformation at the state is perceived by local bureaucracy and capital in Çorum. In the last part of study the results are analysed