Milletlerarası Münasebetler Tetkiki : Konu - Method - Görüş
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 13, Heft 3, S. 1
ISSN: 1309-1034
438 Ergebnisse
Sortierung:
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 13, Heft 3, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 23, Heft 1, S. 1
ISSN: 1309-1034
İş uyuşmazlıklarının çözüm yolları çok çeşitlidir ve uyuşmazlıkların çözümü için kullanılan alternatif çözüm yöntemleri de her ülkede farklılık göstermektedir. Ülkemizde de, iş uyuşmazlıklarının çözümünde alternatif çözüm yollarına başvurulması uzun yıllardır benimsenen ve uygulanan bir yöntemdir ve uygulama alanının gelişimi için de halen çalışmalar devam etmektedir. İş mahkemelerinin giderek artan iş yükü bu çözüm arayışını da beraberinde getirmiştir. Hukukumuzda iş uyuşmazlıkları bireysel ve toplu iş uyuşmazlıkları olarak ayrılmaktadır. Uyuşmazlıkların mahkemeler haricinde çözümü için ise her iki uyuşmazlık türü bakımından farklı alternatif çözüm yollarına başvurulmaktadır. Barışçıl çözüm yolları olarak da adlandırılan bu yöntemler, arabuluculuk ve tahkim kurumlarıdır. Çalışmamızda bu alternatif çözüm yollarından arabuluculuk ve tahkim ile özellikle 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı Kanun ile getirilen zorunlu arabuluculuk prosedürü incelenecektir. ; There are many ways of resolutions of labour conflicts and alternative resolution methods differ in every country. In our country, resort to alternative resolution methods is also adopted an used for many years and the study still continues for the development of the field of application. The increasing workload of the labour courts has brought along this search for solutions. In Turkish Law, labour conflicts are separated as individual labour conflicts and collective labour conflicts. For both types of conflict, there are different alternative dispute resolutions for settlement of disputes extrajudicially. These methods which are called peaceful resolution methods are mediation and arbitration institutions. In our study, these alternative dispute resolution methods; mediation, arbitration and especially compulsory mediation procedure introduced by the Law No. 7036 which entered in force on the date of 01.01.2018 will be examined.
BASE
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 28, Heft 1, S. 1
ISSN: 1309-1034
Günümüzün uluslararası aktörlerine düşen görev, karşılaştıkları uyuşmazlıkları her bakımdan daha insani olan barışçı yollar ile çözme yoluna gitmektir. Bu çözüm yolları içerisinde en dikkat çekici ve sonuca yatkın olan ise arabuluculuk yöntemidir. İnsanlık tarihi ile paralel bir şekilde gelişme gösteren arabuluculuk, neredeyse tüm uygarlıklarda tercih edilen bir yöntem olmuştur. Arabuluculuk uyuşmazlık halindeki iki devletin, üçüncü bir uluslararası hukuk kişisi tarafından bir araya getirilmesi ve barış için çözüm üretilmesi sürecidir. Bu sürecin başarılı bir şekilde sonuçlanmasında arabulucunun tarafsızlığı, statüsü ve taraflar üzerindeki baskı gücü önemli bir rol oynamaktadır. Arabulucu konumundaki üçüncü kişi, bir devlet olabileceği gibi, uluslararası bir örgüt veya gerçek kişi de olabilmektedir. Arabuluculuğun en önemli özelliklerinden biri, arabulucunun tarafları bağlayıcı nitelikte bir karar verme yetkisinin bulunmamasıdır. Bu bakımdan arabulucu, sadece uyuşmazlık halindeki tarafları bir araya getirmekte ve çözüm önerileri sunmaktadır. Arabuluculuk yönteminin zamandan tasarruf sağlaması, arabuluculuk yapan kişilerin alanında uzman olması, yargı organlarının yükünü azaltması ve gizliliğin daha kolay korunabilmesi gibi nedenler ile diğer barışçı çözüm yollarına göre daha çok tercih edildiği görülmektedir. ; The duty of today's international actors is, to settlement the international disputes they faced in peaceful ways which are more humane than all respects. Within these peacfeul ways, most remarkable and liable to result is mediation. As developing parallel with the history of humanity, mediation has been a preffered method in almost all civilizations. Mediation is a process of bringing together and finding solutions to the conflict parties by a third party person. To have a successful conclusion in this process, the impartiality, the status and the leverage of the mediator plays an important role. The third party person as a mediator, may be a state and may also be an international organization or natural person. One of the most important characteristics of mediation is the mediator can not give a decision that is binding on parties. In this regard, mediator only brings the conflict parties together and offers solutions. Mediation way is more preferable than other peaceful solutions in such reasons as the time savings of mediation, being expert persons as a mediator, reducing the burden of the judicial organs and being easier to protect confidentiality.
BASE
İnsanlık tarihi kadar eski olan terör çeşitli süreçlerden geçerek günümüze kadar gelmiştir. Avrupalı devletler güvenliklerini sağlamak adına ekonomik ve siyasi olarak bütünleşmeye gitmiştir. Bu amaç doğrultusunda hem ekonomik hem siyasi olarak birçok adım atılmış, atılan adımlardan en önemlisi ise Avrupa Birliği'nin kurulması olmuştur. Avrupa Birliği'nin kurulması ile birlikte terörle mücadele adına birçok çalışma yürütülmüş fakat birlik beklenen başarıyı yakalayamamıştır. 11 Eylül saldırılarının da gerçekleşmesiyle Avrupa'da güvenlik zafiyetinin üst seviyede olduğu gözlemlenmiştir. Terörle mücadele adına çeşitli önlemler alınmış, 2004 Madrid ve 2005 Londra saldırıları ile de bu önlemler daha da arttırılmıştır. Küreselleşme ile birlikte IŞİD'in doğuşu, yabancı savaşçı ve radikalizmle mücadeleyi de beraberinde getirmiştir. Radikalleşme ve terör hukuki, kurumsal önlemlerin yanısıra psikolojik, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla da değerlendirilmelidir. Alınan tüm önlemlere rağmen 2015'te Fransa'da Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırı ile birlikte İslami radikalizm daha da tırmanmış ve terör ideolojik boyut kazanmıştır. Bunun sonucunda Avrupa'da İslamofobi artarak daha da tartışılır hale gelmiştir. ; Terror, which is as old as the history of humanity, has passed through various processes and has survived until today. European states have gone into economic and political integration in order to provide their security. To this end, many steps have been taken both economically and politically, and the most important one has been the establishment of the European Union. With the establishment of the European Union, many studies have been carried out in the name of combating terrorism, but the European Union has not achieved the expected success. With the September 11 attacks, the security weakness in Europe was observed to be at the highest level. Various precautions have been taken in the name of combating terrorism and these precautions have been increased with the 2004 Madrid and 2005 London attacks. With the globalization, the rise of ISIS brought along the fight against foreign fighters and radicalism. Radicalization and terrorism should be evaluated in terms of psychological, social and economic dimensions as well as legal, institutional measures. Despite all the measures taken in 2015, with the attack on Charlie Hebdo in France, Islamic radicalism escalated, and terror gained an ideological format. As a result, Islamophobia has become increasingly debatable in Europe.
BASE
TEZ12222 ; Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2019. ; Kaynakça (s. 83-93) var. ; xi, 94 s. :_tablo ;_29 cm. ; İnsanlığın en önemli sorunlarından birisi olan yoksulluk günümüzde birçok ülkenin gündemini meşgul etmektedir. Yoksulluk bireylerin sosyal hayata katılmasını ve ekonomik özgürlük kazanmasını engellemesinin yanında, ülkeleri ekonomik olarak da dezaavantajlı bir konumda bırakmaktadır. Yoksul insanların kaynaklara erişim problemi, birçok ulusal ve uluslararası kuruluşun çalışmasıyla azaltılmaya çalışılmaktadır. Ancak yine de günümüzde yoksulluğun etkileri özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde daha ciddi boyuttadır. Bu yüzden ülkeler yoksullukla mücadele ederek, etkilerini azaltmayı ve ortadan kaldırmayı istemektedirler. Bu kapsamda da birçok farklı yol kullanmakta ve denemektedirler. Özellikle 21. yüzyıldan sonra kullanılan bir araç olan mikrofinans yöntemi de bu amaçla ortaya çıkmış bir araçtır. Mikrofinansın temelinde, yoksul bireylere düşük faizli ve düşük tutarlı kredi sağlama mantığı yatmaktadır. Araştırma kapsamında mikrofinansın yoksullukla mücadelede etkileri araştırılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda, mikrofinansın yoksullukla mücadelede etkili bir yöntem olduğu ancak yoksulluğu ortadan kaldırmada tek başına yeterli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde de durum benzer şekilde olup, mikrofinans sadece kısa vadede yoksulları ekonomik olarak rahatlatmaktadır. ; Poverty, as one of humanity's most significant problem, occupies the agenda of many states in today's world. Besides preventing individuals from involving in social life and gaining economic freedom, poverty leaves the states in an economically disadvantaged position. With the endeavors of many national and international institutions, the attempts to resolve the problem of access to resources that people in poverty experience has been made. Today, however, the effects of poverty can be observed more significantly in undeveloped and developing countries. Therefore, through fighting against poverty, such countries aim to reduce the effects of poverty, and ultimately end poverty. Within this context, such countries refer to many different methods and attempt to employ these methods. Microfinance, which was employed as a tool especially after 21st century, has come forward in order to achieve this goal. Microfinance is based on providing poor individuals with loans in low amounts with low interest. Within the scope of this study, the effects of microfinance approach on fighting against poverty have been investigated. As a result, it is concluded that microfinance is an effective method in terms of fighting against poverty; however, it is by itself not sufficient to end poverty. As is true for the developing countries such as Turkey, microfinance relieves the poor economically only in the short term.
BASE
Geniş halk kitlelerin yönetime katılması ve yönetim sürecinin aktörlerinin belirlenmesi ve yönetsel kararların alınmas ısürecine dahil edilmesi amacını taşıyan demokrasi ve bu anlayışa dayalı demokratik rejimler ülkeler ve kitleler içingerçekleştirilmek istenen bir idealdir. Totaliter ve otoriter rejimlerin tekçi, baskıcı, ifade ve örgütlenme özgürlüğünükısıtlayıcı, yönetimin belli bir kişi ya da grup/grupların elinde tutulması ve devam ettirilmesi anlayışına bir tür tepkiolarak, çoğulcu ve katılımcı bir yapıya kavuşturulması ile idealize edilen demokrasilerin en önemli aktörleri arasındabaskı grupları yer almaktadır. Bu çalışmada; temsil ettikleri kitlelerin çıkarlarını ve ülkülerini gerçekleştirmek üzereyönetsel karar verme mekanizmala rı üzerinde değişik yöntemler ile baskı kurmak sureti ile faaliyette bulunan buorganizasyonların demokratik rejimlerde ne tür yöntemlerle, hangi tür işlev gördükleri kavramsal / teorik çerçevedeliteratür taraması ve durum analizi yöntemi ile ele alınmaya çalışılacaktır. ; Democracy and democratic regimes based on this understanding, which aims to involve large masses of people in theadministration and to identify the actors of the management process and to take administrative decisions, is an idealfor countries and masses. One of the most important actors of democracies idealized by the pluralist and participatorydemocracies of totalitarian and authoritarian regimes is monist, oppressive, restricting the freedom of expression andassociation, and a kind of reaction to the concept of holding and maintaining the administration in the hands of acertain person or group / groups. printing groups. In this study; these organizations, which are operating by applyingdifferent methods on the managerial decision making mechanisms in order to realize the interests and ideals of themasses they represent, will be tried to be examined by the literature review and situation analysis method in theframework of conceptual / theoretical framework
BASE
Geniş halk kitlelerin yönetime katılması ve yönetim sürecinin aktörlerinin belirlenmesi ve yönetsel kararların alınması sürecine dahil edilmesi amacını taşıyan demokrasi ve bu anlayışa dayalı demokratik rejimler ülkeler ve kitleler için gerçekleştirilmek istenen bir idealdir. Totaliter ve otoriter rejimlerin tekçi, baskıcı, ifade ve örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayıcı, yönetimin belli bir kişi ya da grup/grupların elinde tutulması ve devam ettirilmesi anlayışına bir tür tepki olarak, çoğulcu ve katılımcı bir yapıya kavuşturulması ile idealize edilen demokrasilerin en önemli aktörleri arasında baskı grupları yer almaktadır. Bu çalışmada; temsil ettikleri kitlelerin çıkarlarını ve ülkülerini gerçekleştirmek üzere yönetsel karar verme mekanizmaları üzerinde değişik yöntemler ile baskı kurmak sureti ile faaliyette bulunan bu organizasyonların demokratik rejimlerde ne tür yöntemlerle, hangi tür işlev gördükleri kavramsal / teorik çerçevede literatür taraması ve durum analizi yöntemi ile ele alınmaya çalışılacaktır. ; Democracy and democratic regimes based on this understanding, which aims to involve large masses of people in the administration and to identify the actors of the management process and to take administrative decisions, is an ideal for countries and masses. One of the most important actors of democracies idealized by the pluralist and participatory democracies of totalitarian and authoritarian regimes is monist, oppressive, restricting the freedom of expression and association, and a kind of reaction to the concept of holding and maintaining the administration in the hands of a certain person or group / groups. printing groups. In this study; these organizations, which are operating by applying different methods on the managerial decision making mechanisms in order to realize the interests and ideals of the masses they represent, will be tried to be examined by the literature review and situation analysis method in the framework of conceptual / theoretical framework
BASE
URL:http://sujest.selcuk.edu.tr/sumbtd/article/view/382 DOI:10.15317/Scitech.2017.82 ; Küresel dünyada milletlerin refah seviyesini yükseltmek için geliştirilmesi zorunlu olan sürdürülebilir kalkınma hamlelerinin önemli bir aşamasını, verimlilik, ekonomiklik ve çevreye duyarlılık temelinde sürdürülebilir enerji politikaları teşkil etmektedir. Bu kapsamda, ülkeler sahip oldukları yenilenebilir enerji kaynaklarını mümkün olan en üst seviyede elektrik üretiminde kullanmak için çalışmalar yürütmek zorunda kalmaktadır. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, azımsanmayacak ölçüde yenilenebilir enerji kaynak potansiyeline sahip olan Türkiye'nin bu kaynaklarını verimli, güvenilir, ekonomik, kesintisiz ve çevreye duyarlı elektrik üretimi gerçekleştirmek amacı doğrultusunda yatırım öncelikleri açısından değerlendirmektir. Bu amaçla çalışmada, literatürdeki çalışmalar ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) 2015–2019 Stratejik Planı referans alınarak belirlenen ve ağırlıkları ANP (Analytic Network Process) yöntemi ile hesaplanan teknik, ekonomik, sosyal ve çevresel faktörlerden oluşan 4 ana kriter ve bunlara bağlı 12 alt kriter altında, Türkiye'nin sahip olduğu hidroelektrik, rüzgar, biokütle, güneş ve jeotermal enerji kaynakları TOPSIS (The Technique for Order of Preference by Similarity to Ideal Solution) yöntemi ile sıralanmış ve bu kaynaklar ile yapılacak yatırım öncelikleri elde edilmiştir. ; Sustainable energy policies constitute the most part of the sustainable development moves which are compulsory to be improved in order to increase prosperity level in global world on the basis of efficiency, economy and environmental awareness. In this scope, the countries have to carry out studies in order to use their renewable energy resources at the highest level possible. Within this context, the aim of this study is to evaluate the resources of Turkey having a considerable amount of potential renewable ones with the goal of realizing efficient, reliable, economic, uninterrupted and environmentally friendly electricity generation. In this study, to reach this goal, hydroelectric, wind, biomass, solar and geothermal energy resources in Turkey have been ranking by TOPSIS method under 4 main criteria and 12 related sub-criteria comprised of technical, economic, social and environmental factors determined based on the studies in literature and 2015-2019 Strategic Plan of the Ministry of Energy and Natural Resources (MENR) and the weights of which are calculated with ANP method and the investment priorities which will be made by using these resources have been obtained.
BASE
World Affairs Online
Sol, politik bir pozisyonu işaret ettiği ilk günden günümüze kadar ekonomik, siyasal ve sosyal sisteme yönelik eleştiriyi, mevcut düzeni değiştirme iradesini, bir anlamda kurtuluşu ve yeni yaşam, yönetim ve paylaşım düzeni kurma inisiyatifini karşılamaktadır. Aşırı sol bağlamı içerisinde değerlendirilen sosyalizm ve komünizm de kapitalizmin aksaklıklarının ve dengesizliklerinin eleştirisine ve bir üretim biçimi olarak kapitalizmin toplumdan tasfiye edilmesine başka bir ifade ile kökten değişimi üzerine odaklanmıştır. Marksist teoride kökten değişim yani devrim, devlet aygıtında politik iktidarın bir sınıftan başka bir sınıfa geçmesi ve topluma hâkim olan üretim biçiminin ileri bir aşamaya sıçraması şeklinde ele alınmaktadır. Türkiye aşırı solunun da politik faaliyetlerinin içeriğini bu hedef oluşturmaktadır. Öte yandan aşırı solda gözlemlenen fikir ayrılıkları da nihai hedefe ulaşmak için sorulan ne yapmalı sorusuna verilen farklı cevaplardan kaynaklanmaktadır. Söz konusu ayrışma ile meydana gelen aşırı sol çevreler ve örgütler Marksizm'in kuramsal mirasını, Türkiye'nin ekonomik, siyasal ve sosyal şartlarını ve toplumsal sınıflarını, dönemin iç ve dış konjonktürünü farklı biçimlerde yorumlamışlardır ve sonuç olarak birbirinden kopuşlar gösteren ancak benzer koşullardan beslenen farklı devrim metotları geliştirmişlerdir. Bu çalışmanın amacı; 1960-1971 yılları arasında Türkiye'de öne çıkan aşırı sol çevreleri ve örgütlerini oluşturan Yön dergisi çevresinin, Milli Demokratik Devrim çizgisinin, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun, Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi'nin, Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist'in ve Türkiye İşçi Partisi'nin sundukları devrim metotlarını analiz etmektir. ; The left wing meets the criticism of the economic, political and social system, the desire to change the existing system, the liberation and the initiative to establish a new life, management day of becoming a political position. Socialism and communism, which are evaluated within the context of the extreme left, also focused on the criticism of the deficiencies and imbalances of capitalism and the radical change of capitalism form the society as a from of production. In Marxist theory, radical change, revolution, is considered as the transition of political power from one class to another class in the state apparatus and the leap of the mode of production that dominates society to an advanced stage. The content of the extreme left political activities in Turkey constitutes this goal. On the other hand, the differences of opinion observed on the extreme left arise from the different answers given to the questions of what to do to reach the final goal. These surrounds occurred by weathering and extreme left organizations Marxism's theoretical legacy of Turkey's economic political, and social conditions and social classes, internal and external conjuncture have interpreted the term in different ways. And a result, they developed different methods of revolution, which showed disconnections from each other but fed from similar conditions. The years between 1960-1971 highlight the extreme left circles and organizations in Turkey which constitutes Yön magazine environment, the National Democratic Revolution line, the People's Liberation Army Of Turkey, Turkey People's Liberation Party- Front, The Communist Party Of Turkey / Marxist – Leninists, and Workers Party Of Turkey.
BASE
Bu çalışma İstanbul Arel Üniversitesi S.B.E.'de Sadık Kalender tarafından hazırlanan ve Aynur Acer tarafından yürütülen "Antrepoların Performansının Entropi ve Topsis Yöntemiyle Değerlendirilmesi: A Tipi Antrepolar Üzerine Bir Uygulama" başlıklı yüksek lisans tezinden türetilmiştir. ; Uluslararası ticaretin gelişerek ürünlerin serbest dolaşımının hızlandığı bu çağda, ülkemiz için depolama ve stoklama faaliyeti önemli bir paya sahiptir. Özellikle firmalar dış ticarette ürünlere kolayca ulaşmak ve malların sağlıklı depolandığından emin olmak istemektedir. Uluslararası ticarete konu olan malların ülke sınırları içerisine girdiği andan itibaren serbest dolaşıma giriş işlemleri tamamlanıncaya kadar depolandıkları yerler bu aşamada ciddi önem arz etmektedir. Gümrüklü alanlar olarak bilinen antrepolar, ürünlerin adım adım ithalat işlemlerinin tamamlanarak ve vergilerin ödenerek istenildiği zaman alınabilmesi gibi birçok kolaylık sunmaktadır. Yine antrepolar, malların ithalatı esnasında gerekli izinlerin alınması ve belgelerin temin edilmesi sürecinde firmalara herhangi bir cezai durum oluşmadan depolama faaliyetini gerçekleştirme imkanı sunmaktadır. Firmalar, ürünlerinin ithalat işlemlerini kendi fayda/maliyet analizleri çerçevesinde antrepolar aracılığıyla gerçekleştirdiklerinde çok amaçlı bir karar verme problemiyle karşı karşıya kalmaktadır. Dolayısıyla firmalar için antrepo seçimi bu aşamada büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle bu çalışmada öncelikle antrepoların performansının değerlendirilmesinde önemli olan ana kriterler belirlenmeye çalışılmış ve kriter ağırlıklarının hesaplanmasında Entropi yöntemine başvurulmuştur. Çalışma sonucunda tasfiyelik eşya ve ardiye ücretinin antrepoların performansını etkileyen en önemli kriter olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Daha sonra çok kriterli karar verme yöntemlerinden biri olan ve sıklıkla kullanılan Topsis yöntemi ile antrepolar sıralanmıştır. ; International commerce and free movements of the goods have gained speed in this era, so, storage and stockpiling operations has become more and more important. Importing goods become more essential for corporations and companies and they require easy access and safe storage for their imported goods. Custom storage zones know as bonded warehouses have been used to store imported goods, while step by step import and taxation processes have been carried out by the importers. When the importers complete all the import and taxation processes, they can easily obtain their goods from bonded warehouses. While import and export companies have been carried out their operations via bonded warehouses, they have been facing to choose correct bonded warehouse in order to optimize their cost/profit analysis. Choosing the correct bonded warehouse yields to a decision-making process. This study focuses on the performance of Istanbul's bonded warehouses' 2018 operations. In this study, first of all, bonded warehouses' performance evaluation criteria have been decided. Evaluations states that liquidation and storage costs are the main criteria, which effects the performance of the bonded warehouse for the import-export companies. These criteria's weighted values have been calculated by using Entropy methods. Furthermore, one of the most frequently used methodology Topsis has been employed to sort bonded warehouses.
BASE
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Evrende akıl ve irade sahibi tek varlık insandır. Yeryüzünü imar ve ıslah etme sorumluluğuyla görevlendirilen insan, fıtrî yeteneklerine ilaveten vahiy ile desteklenmiştir. İlahi kelam; inanç, ibadet ve ahlak için kaynak olduğu kadar değer, eğitim ve yöntem bakımından da mutlak bir ölçüdür. Kurân-ı Kerîm'deki sûrelerin din eğitimi açısından incelenmesi, sûrelerdeki değerler ile öğretim ilke ve yöntemlerinin tespit edilmesi, vahye ve yaratıcıya bağlılığın artmasına destek olacaktır. Çalışmada, İnsan Sûresi'nde öne çıkan değerlerin, öğretim ilkelerinin ve yöntemlerinin tespit edilmesi ve açıklanması hedeflenmiş; nitel araştırma tekniklerinden doküman analizi kullanılmıştır. Muhtevasında Allah, âhiret hayatı, insan ve fıtratın yer aldığı İnsan Sûresi'ndeki âyetler, anlam içeriğine ve konu bütünlüğüne göre tekil veya çoğul olarak analiz edilmiştir. Çalışmayla birlikte, İnsan Sûresi'nde talim ve terbiye için birçok değerin, öğretim ilke ve yönteminin yer aldığı tespit edilmiş; vahyin aslı ve usûlüyle insanlar için kaynak, kılavuz ve eğitici olduğu sonucuna varılmıştır.
Bireysel tercihlerden toplumsal tercihe geçişin bilinen en iyi aracı olan oylama yöntemi kendi içinde bazı sorunlar taşımaktadır. Bu sorunların belli başlıları; Arrow çözümsüzlüğü, bedavacılık, asıl-yekil sorunu, oylanacak adaylann hatalı tespiti, mali yanılma, çoğunluk tercihinin irrasyonel olabilmesi, azınlık zararlan-oylama maliyeti, politik miyopluk, rant kollama ve oy ticaretidir. Bu çalışmada uygun oylama yönteminin seçimi, özgürlük ve çoğulculuk, temsil, saydamlık, eğitim, piyasalaşma, yoğunlaşma, özendirme ve zorlama anılan sorunları çözmeye yönelik araçlar olarak sunulmuştur. Bu araçlar, anılan sorunları mutlak olarak çözemese bile, bu yönde önemli yararlar sağlamaktadır. Örneğin, özgürlük ve çoğulculuk sayesinde adaylar ve seçmenler kendilerini daha iyi ifade edebilmekte, çoğunluğun azınlığı ezmesi önlenmektedir. Temsil sistemi doğrudan demokrasinin adeta imkansız hale geldiği günümüzün kalabalık toplumlarında demokrasiyi uygulanır kılmakta ve oylama maliyetlerini hızla düşürmektedir. ; The method of voting, known as the best means for the transition from individual choices to social ones, includes some problems. The main problems are; Arrow imposibility, free-rider, principal-agent issue, misdetermination of the candidates for voting, fiscal illusion, irrationality of the majority choices, minority losses, voting costs, political myopia, rent seeking and logrolling. In this study, the choice of appropriate voting method, freedom and pluralism, representation, transperency, education, marketing, concentration, incentive and coercion have been presented as the means for solving such problems. Even though these means can not bring absolute solutions to these problems, they can provide important advantages in this process. For example, thanks to freedom and pluralism that candidates and voters can express themselves and the oppression of minority by majority could be prevented. In today's more populated societies' where direct democracy become impossible to perform representative system makes democracy applicable and decreases voting costs rapidly.
BASE