In: Ortadoğu etütleri: siyaset ve uluslararası ilişkiler dergisi = Middle Eastern studies : journal of politics and international relations, Band 15, Heft 2, S. 147-162
As a result of efforts to establish a common migration policy and harmonize European countries since the 1990s, European countries began to want to include the migration regime in the EU acquis. In those years, the goal of European migration policy was to combat irregular migration. Turkey's more intrusive control over migration has also put pressure on European countries. Because Türkiye has become a transit country that opens space for irregular immigrants. In this context, a strong immigration policy has been established in order to respond to the expectations of Europe's institutional and legal regulations. Among these regulations, there are some decisions regarding labor migration. In this study, Turkey's Eleventh Development Plan was examined within the framework of the concept of "sustainable development", taking into account Turkey's current development goals. In consequence of these investigations, new business areas that have emerged recently have been identified and analyzed.
Çoban Oran, Filiz, (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Siyasi Tarih Ana Bilim Dalı) ; Son on yıldır Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik yolundan uzaklaştığı ve Türk Dış Politikası'nda bir "oryantasyon değişimi" olduğuna ilişkin tartışmalar yoğunlaşmıştır. Bu bağlamda bu çalışma, Charles Hermann'ın tanımladığı dış politika değişim kategorilerini kullanarak Türkiye-AB ilişkilerindeki değişimi açıklamayı amaçlamaktadır. Arap baharının başlangıcından beri bölgede artan istikrarsızlık ve Suriye iç savaşının tetiklediği mülteci krizinin etkileri Avrupa'nın en önemli sorunlarından biri olmuştur. Göçmenler için Ortadoğu'dan Schengen bölgesine geçiş ülkesi olması bakımından Türkiye'nin Avrupa'yı düzensiz göçten koruyan bir tampon devlet olması Türkiye'nin Avrupa Birliği için önemini arttırmıştır. Bu süreç 2015 yılından beri sınır güvenliği ve göç yönetimi konusunda Türkiye'nin işbirliğini sağlamak için üyelik görüşmelerini ve vize serbestliği programını hızlandırarak Türkiye-AB ilişkileri yeniden canlanmasına neden olmuştur. Bu çerçevede, bu makale Türkiye-AB arasındaki yeniden canlanan ilişkilerin iki nedenle kopma noktasına geldiğini saptamaktadır: AB üye ülkelerinde yükselen popülizm ve yabancı düşmanlığı ve Türkiye'de 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan darbe girişimini takip eden gelişmelerle artan Avrupa şüpheciliği söylemi. Sonuç olarak, ilişkilerde "tam üyelikten stratejik ortaklığa" bir "hedef değişimi" sürecinin başladığını iddia etmektedir. ; In the last decade, the debates have intensified on Turkey's estrangement from the path of European Union membership and an "orientation change" in Turkish Foreign Policy. In this context, by making use of the categories of change in foreign policy Charles Hermann identified, this study aims to shed a light on the change in Turkey-EU relations. In his article it is revealed that the effects of the refugee crisis originated from growing instability in the region since the beginning of the Arab uprisings and the Syrian civil war have become an increasingly pressing issue in Europe. Being a transit country of migrants between the Middle East and the Schengen area has made Turkey a buffer state which protects Europe from irregular migration and has raised its importance for the European Union. This process has revitalized Turkey-EU relations by catalyzing membership negotiations and visa liberation program to gain Turkish cooperation on migration management and border securitization. In this framework, this study reveals that the revitalized relationships of Turkey-EU have come to the breaking point as a result of two reasons: Escalating populism and xenophobia in EU member countries and rising Eurosceptic discourse with the events following the military coup attempt in the night of 15th July 2016 in Turkey. Lastly, it argues that it has triggered a process of "goal change" in the relationships from "full membership to strategic partnership".
Avrupa'da bölgeselleşme, Birliğin ekonomik ve sosyal alanlarda bütünlük içinde gelişi-minin ve entegrasyonunun sağlandığı, ve bölgeler arasındaki gelir dağılımı farklılıklarının neden olduğu kalkınmayla ilgili problemlerin üstesinden gelindiği bir süreçtir. Türkiye'de bölgeler arasındaki sosyo-ekonomik farklılıklar AB üyesi ülkelerdekilerden daha belirgindir; bu nedenle, Türkiye'de bölgesel politikalara daha fazla önem verilmelidir. Bölgesel Kalkınma Ajansları (BKA'lar) 2005 yılında gündeme gelmiştir; o tarihten itibaren işlevleri ve amaçları hakkında yoğun tartışmalar yaşanmaktadır. İki yıl süren ve Danıştay ve Anayasa Mahkeme-si'ni de içeren bir yargı mücadelesini kazanan BKA'lar bölgesel kalkınma farklılıklarının ortadan kaldırılması ve daha iyi entegrasyon için bir fırsat sunmaktadır; bu, AB'nin bölgesel-leşme idealleriyle de paraleldir. ; Regionalization in Europe implies a process through which coherent development and in-tegration of the Union in economic and social areas is ensured, and employment and devel-opment problems caused by income distribution differences between regions are overcome. Inter-regional socio-economic differences in Turkey are more noticeable in Turkey compared to EU member states; for this reason, greater importance has to be attached to regional policy in Turkey. Regional Development Agencies (BKAs) were introduced in 2005, and since then there has been intensive debate on their functions and the goals they serve. Having won a two-year-long juridical struggle, which involved Council of State and Constitutional Court, BKAs provide an opportunity for better integration and elimination of regional development differ-ences, which is an important element of regionalization policies of the Union.
Bu tez, bir yönetişim örneği olarak kabul edilen Kalkınma Ajanslarını ve bu ajansların Türkiye'deki uygulamalarını içermektedir. Günümüz dünyasının şekillendirici temel unsuru olan küreselleşmeyle birlikte ulus-devlet bir dönüşüm sürecine girmiştir. Bu süreçte ulus-devlet yerelleşme gereği olarak merkezi yönetim yetkilerinin bir kısmını yerel ve bölgesel yönetimlere devretmektedir. Bu yönetimlerden biri de; kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği sağlayarak bölgesel dengesizliklere ortak çözüm geliştirip, bölgesel kalkınmayı gerçekleştirmeye çalışan Kalkınma Ajanslarıdır.Bu bağlamda tezde öncelikli olarak küreselleşme ve yerelleşme çerçevesinde Türkiye'de bölge-bölgecilik-bölgeselleşme konuları incelenmiştir. . Daha sonra Türkiye'de Bölgesel kalkınma politikalarının tarihsel süreci ele alınmış, ülkemizde de son zamanlarda bölgesel kalınmada etkin rol oynayan Bölgesel Kalkınma Ajansları incelenip Ankara Kalkınma Ajansı ve Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA) örnekleri ele alınmıştır. Dolayısıyla bu çalışma, kalkınmada etkin rol oynayabilecek bir yönetişim modeli olan Kalkınma Ajanslarının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlama amacı taşımaktadır. This thesis a governance model the regional development agencies and these agencies include applications in Turkey. In today's world of globalization, the nation-state as a basic element forming in the process of transformation. As part of this process, decentralization of the nation-state is a part of the local and regional governments, central government transfers the powers. This is one of the authorities and the public sector, the private sector and enabling co-operation between non-governmental organizations to develop joint solutions to regional imbalances in regional development, regional development agencies working to realize.In this context, within the framework of decentralization by examining the phenomenon of globalization as a priority region-regionalism-regionalization definition has been adopted in Turkey. The historical process of regional development policies are discussed later in Turkey, playing an active role in our country without yielding of the Regional Development Agencies recently examined as an application Ankara Development Agency and the South Aegean Development Agency (GEKA) samples. Therefore, this study may play an active role in development of a governance model that is intended to contribute to a better understanding of the Regional Development Agencies.
Bu tez, bir yönetişim örneği olarak kabul edilen Kalkınma Ajanslarını ve bu ajansların Türkiye'deki uygulamalarını içermektedir. Günümüz dünyasının şekillendirici temel unsuru olan küreselleşmeyle birlikte ulus-devlet bir dönüşüm sürecine girmiştir. Bu süreçte ulus-devlet yerelleşme gereği olarak merkezi yönetim yetkilerinin bir kısmını yerel ve bölgesel yönetimlere devretmektedir. Bu yönetimlerden biri de; kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği sağlayarak bölgesel dengesizliklere ortak çözüm geliştirip, bölgesel kalkınmayı gerçekleştirmeye çalışan Kalkınma Ajanslarıdır.Bu bağlamda tezde öncelikli olarak küreselleşme ve yerelleşme çerçevesinde Türkiye'de bölge-bölgecilik-bölgeselleşme konuları incelenmiştir. . Daha sonra Türkiye'de Bölgesel kalkınma politikalarının tarihsel süreci ele alınmış, ülkemizde de son zamanlarda bölgesel kalınmada etkin rol oynayan Bölgesel Kalkınma Ajansları incelenip Ankara Kalkınma Ajansı ve Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA) örnekleri ele alınmıştır. Dolayısıyla bu çalışma, kalkınmada etkin rol oynayabilecek bir yönetişim modeli olan Kalkınma Ajanslarının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlama amacı taşımaktadır. ; This thesis a governance model the regional development agencies and these agencies include applications in Turkey. In today's world of globalization, the nation-state as a basic element forming in the process of transformation. As part of this process, decentralization of the nation-state is a part of the local and regional governments, central government transfers the powers. This is one of the authorities and the public sector, the private sector and enabling co-operation between non-governmental organizations to develop joint solutions to regional imbalances in regional development, regional development agencies working to realize.In this context, within the framework of decentralization by examining the phenomenon of globalization as a priority region-regionalism-regionalization definition has been adopted in Turkey. The historical process of regional development policies are discussed later in Turkey, playing an active role in our country without yielding of the Regional Development Agencies recently examined as an application Ankara Development Agency and the South Aegean Development Agency (GEKA) samples. Therefore, this study may play an active role in development of a governance model that is intended to contribute to a better understanding of the Regional Development Agencies.
Türkiye, planlı dönemle birlikte uygulamaya başladığı bölgesel gelişme ve bölgeler arasındaki dengesizlikleri giderici yöndeki politikalarını günümüzde yeniden gözden geçirme zorunluluğu ile karşı karşıyadır. Bu zorunluluğun esas nedeni Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde bölgesel gelişme politikalarının entegre edilmiş olmasıdır. Bu nedenle Türkiye, yaklaşık 40 yıldır uygulamakta olduğu bölgesel gelişme model, politika ve araçlarını bir yana bırakarak yeniden bir yapılanma süreci içine girmiştir. Bu yeni yapılanmanın ana öğesini Bölgesel Kalkınma Ajansları (BKA) olarak adlandırılan birimler oluşturmaktadır. Kalkınma Ajansları, bir ülkenin belli bir coğrafi bölgesi içerisindeki özel ve kamusal tüm şirketler, yerel otoriteler ile sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği sağlayarak, o bölgenin ekonomik açıdan gelişmesini hedefleyen ve yasal bir hükme dayanarak kurulan yapılar olarak tanımlanmaktadır. Küreselleşme süreci beraberinde getirdiği yapısal uyum politikaları ile birçok konuda özgün süreçler ve araçlar geliştirilmesini gerekli kılmıştır. Bu süreçte Türkiye'ye de AB tarafından bölge planlamanın yeni bir anlayışla ele alınması gerektiği ve bunun aracının da BKA'lar olduğu ifade edilmiş ve konu ilk kez AB'ye tam üyelik müzakereleri ile başlamıştır. Bu dönemin başlangıcı sayılacak süreç ise adaylığın ilk kez tescil edildiği 1999 Helsinki Zirvesi sonunda olmuştur. AB Komisyonu'nun hazırlamış olduğu Katılım Ortaklığı Belgesi'nde orta vadede yapılması gereken düzenlemeler arasında yer alan BKA'ları oluşturmak amacıyla yasal düzenlemeler süreci başlatılmıştır. Bu doğrultuda öncelikle Topluluk kurallarına uygun olarak kısa vadede istatistiksel bölge olarak bilinen AB (NUTS) sistemi 22 Eylül 2002 tarih ve 4720 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile kabul edilmiştir. Daha sonra da 2003 yılı Katılım Ortaklığı Belgesinde, katılım öncesi mali yardım programından yararlanabilmek için BKA'ların kurulması öngörülmüştür. Takip eden süreçte 32 esas ve 5 geçici maddeden oluşan, 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun, 25.01.2006 tarihinde TBMM Genel Kurulunda görüşülerek kabul edilmiş, 08.02.2006 tarihli ve 26074 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ülkemizde, 5449 sayılı Kanunun birinci maddesinde ifade edildiği üzere; ?kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek, kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlamak ve yerel potansiyeli harekete geçirmek suretiyle, ulusal kalkınma plânı ve programlarda öngörülen ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürülebilirliğini sağlamak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak amacıyla? BKA'lar kurulmaktadır. 6 Temmuz 2006 tarih ve 26220 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ?Bazı Düzey 2 Bölgelerinde Kalkınma Ajansları Kurulmasına Dair Bakanlar Kurulu Kararı? ile ilk olarak 06.01.2007 tarihinde Adana ve Mersin illerini kapsayan Çukurova Kalınma Ajansı ve 13.01.2007 tarihinde de İzmir ilini ve çevresini kapsayan İzmir Kalkınma Ajansları kurulmuştur. Kalkınma ajansları; ? Bölgesel gelişme uygulamalarımız ile bölge planlarımızın etkinliğinin ve başarısının yükseltilmesini; bölgelerin ülkemizin genel büyümesine, gelişmesine, refahına ve istikrarına katkısının artırılmasını; sosyal uyum ve adaletin güçlendirilmesini ve değişen küresel rekabet şartlarına adaptasyonunun hızlandırılmasını sağlayacak, ? Yüksek nitelikli personeli, esnek kaynak ve istihdam yapısı ile kurum, kuruluş ve şahıslara sağladığı idari, mali, teknik desteklerle başta girişimciler olmak üzere bütün yerel aktörlerin kalkınma çabalarına katılımını teşvik edecek, ? Sağlayacağı proje ve faaliyet desteklerinde kişi, kurum ve kuruluşların eş finansmana dayalı ortak proje üretme ve yönetme kültürü ve yeteneğini geliştirecek; sahiplenme ve işbirliği duygusunu güçlendirecek; bölgenin girişimcilik potansiyelini harekete geçirecek ve sürekli olarak yükseltecek, ? Yerel potansiyeli, dinamikleri, özgünlükleri, kaynak ve imkânları ortaya çıkararak harekete geçirecek ve ulusal, uluslararası pazarlarda ekonomik, sosyal, kültürel birer değer haline dönüştürecek; Sonuç olarak, hem ulusal, hem de bölgesel-yerel düzeyde başta istihdam ve gelir olmak üzere ekonomik ve sosyal göstergelerin iyileştirilmesine, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasına ve dolayısıyla ülkenin genel refahının artırılması ve istikrarının pekiştirilmesine olumlu katkılar sağlayacaktır. ; Turkey today faces the necessity to reexamine its policies, begun to be implemented since the planned period, which aims to eliminate the imbalances between regional development and regions. The main reason of this necessity is that regional development policies weren't integrated in the process of participation of European Union. Therefore, Turkey went into a reconstruction process by abandoning the regional development model, policy and tools that it had been has been using for 40 years. The units called Regional Development Agencies (RDA) constitute the main element of this construct. Development Agencies, all private and public enterprises within a certain geographical region of a country, are defined as structures that aim the economic development of that region by providing cooperation between local authorities and civil society organizations, and that are founded on the basis of a legal provision. As is known, globalization process entails the development of authentic processes and tools in many cases regarding structural adaptation policies that it brought along. In this process, it was explained to Turkey by EU that regional planning should be approached with a new understanding and RDA?s are the means for this and this first started with the negotiations of full membership to EU. The process that can be counted as the beginning of this period is the end of Helsinki Summit of 1999 when the candidateship was first enrolled. The legal regulations process was initiated so as to constitute RDA?s that are among regulations which should be implemented in medium term in Accession Partnership that European Commission arranged. Accordingly, EU (NUTS) system that is known as short term statistical region was initially approved by Cabinet decree no 4720 in September 22 of 2002 in accordance with the rules of congregation. Later in the Accession Partnership of 2003, it was anticipated that RDA's be constituted in order to be able to utilize the pre-accession financial support programmes. In the following process, the law number 5449 regarding the Establishment, Coordination and Missions of Development Agencies that consists of 32 major and 5 temporary articles was debated and approved in General Assembly of Grand National Assembly of Turkey and went in effect after being published in Official Journal of number 26074 and date 02.08.2006. In our country, as stated in the first article of law number 5449, RDA?s are constituted ?in order to accelerate the regional development, to insure its maintainability, reduce the differences of interregional and regional development, compatible with the principles and policies anticipated in national development plans and programmes by developing the cooperation among public sector, private sector and civil society organizations, ensuring the effective usage of resources and activating the local potency?. By ?the Cabinet Decree Regarding the Establishment of Development Agencies in Certain Level 2 Regions? that was published in Official Journal number 26220 of July, 6, 2006, Development Agencies were constituted in Cukurova regions that include Adana and Mersin and Izmir regions including Izmir, and Cukurova Development Agency officially opened in 01.06.2006 and Izmir Development Agency in 01.13.2007. Development agencies; ? Will ensure the promotion of effectiveness and success of our region plans with our regional development applications; increasing of regions' contributions to the general growth, development, welfare and stability of our country; reinforcement of social adaptation and justice and, acceleration of adaptation to changing conditions of global competition, ? Will encourage the participation of all local actors in development attemps, especially administrative, financial and technical supports that it provides to corporations, establishments and persons with its highly qualified crew, flexible resource and employment structure, ? Will improve the culture and ability to produce and manage associate projects that are based on co-financing of person, corporation and establishment in project and activity supports; reinforce the sense of ownage and cooperation; active the entrepreneurship potency of the region and keep improving it, ? Will activate the local potency, dynamics, individualities by revealing the resources and possibilities, and turn into an economic, social and cultural values in international market; Consequently, will contribute to the improvement of economic and social indicators, especially employment and income in both national and regional- local level; reduction of differences of interregional and regional development and thus increasing of general prosperity of the country and solidifying of stability.
Yerel dinamiklerin harekete geçirilerek, bölgesel kalkınma hareketine son yıllarda önem ve öncelik verildiği görülmektedir. Kalkınma hamlesi aynı zamanda sosyal hukuk devleti olabilmenin de bir gereğidir. Devlet, bu ödevini oluşturduğu kural ve kurumları aracılığıyla yerine getirmeye çalışmaktadır. Çağımızda devletin kalkınma ve ekonomik yaşamda önemli bir aktör durumundadır. Devlet bir yandan ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek, diğer yandan da toplumsal barışı ve kamu düzenini korumakla ödevlidir. Türkiye?de sosyo-ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilebilmesi maksadıyla son yıllarda idari teşkilata dahil edilen kalkınma ajansları, gerek kuruluş ve gerekse işleyiş yapıları bakımından birtakım sorunlar barındırmaktadır. Kalkınma sürecinin bürokratik engelleri bu türden idari yapılarla aşılmaya çalışılırken, "her şeye rağmen kalkınma mı?" sorusu akla geliyor Kuşkusuz değil. Çevresel değerleri yok edici bir kalkınma düşünülemeyeceğine göre, devlet sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını göz ardı eden bir sosyo-kalkınma sürecine evet diyemez. Devlet, elindeki hukuk enstrümanları ile rasyonel bir denge kurmak zorundadır. Türkiye?nin kalkınma arayışında bölge ajansları kamu ve özel sektör paydaşlığında amacına uygun biçimde işletildiğinde olumlu sonuçlar elde edileceği söylenebilir. Ancak kalkınma ajanslarının uluslararası sermayenin doymak bilmeyen iştahını körüklemekten çok, toplum yararını kollaması şartıyla bu sonucun elde edilmesi mümkündür. Çevresel değerlerin feda edildiği ekonomik bir büyümenin kalkınma anlamına gelmeyeceğini acı deneyimler ortaya koymuştur. ; In recent years regional development and the movement is given priority by activating the local dynamics. Development is a requirement of being a social state governed by the rule of law. The State tries to fulfill these obligations by means of special rules and institutions. In our age the state is an important actor in the development process and economic life that steering, not rowing. The state on the one hand achieves economic development and ...