Suchergebnisse
Filter
HOW DOES TRANSNATIONAL ISLAMIST TERRORISM CHALLENGE THE CONCEPTIONS OF (INTER)NATIONAL SECURITY?
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-039
A valuable regulatory instrument: the militarization of U.S. domestic affairs in the name of national security
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 68, Heft 4, S. 17-43
ISSN: 1309-1034
Siber uzay güvenliği: Ulusal güvenlik ve uluslararası güvenliğe etkileri ; Cyberspace security: The effects of national security and international security
Tezimi siber uzay güvenliğinin ulus güvenliği ve uluslararası güvenliğe etkileri olacağı savından hareketle şekillendirdim. Tezimde siber uzay güvenliğinin ulus güvenliği ve uluslararası güvenliğe olan etkileri üzerinde durdum. Tezimi hazırlarken konu ile ilgili makaleler, kitaplar ve devletlerin hazırlamış olduğu ulusal raporlar ile uluslararası kurumlar tarafından hazırlanan raporlardan yararlandım. Tezimi üç ana bölümden oluşturdum. Birinci bölümde tezim ile ilgili kavramlar ve teorik alt yapıdan bahsettim. Mevcut güvenlik teorilerinin siber uzay güvenliğini açıklamada yetersiz kalacağı sonucuna vardım. İkinci bölümde siber uzay güvenliğinin ulus güvenliğine olan etkileri üzerinde durdum. Ulusların güvenlik alanındaki çalışmalarının siber uzay içerisinde yetersiz kaldığı ve bu anlamda yeni güvenlik oluşumlarına ihtiyaç duyulduğu sonucuna varılmıştır. Üçüncü ve son bölümde ise siber güvenlik alanında uluslararası yapılanmanın mutlaka bir üst organizasyon ile oluşturulması gerektiği ve ulusların bu organizasyondan bilgi alış verişi ile alınacak kararlara da mutlaka uyulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye'nin siber güvenlik alanında ki mevcut durumu, yapmış olduğu çalışmalar ile uluslararası yapılanmada yer alma çalışmaları üzerinde durulmuştur. Özellikle Türkiye'nin siber güvenliğini kimin sağlayacağı noktasında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siber güvenlik alanındaki mevcut bilgi birikimi ve yapılanması hakkında bilgi verilmiştir ; I have shaped my thesis starting from the state that cyber space security would have effects on national security and international security. In my thesis, I have dwelled on the effects of cyber space security on national security and international security. While preparing my thesis, I have benefited from articles related to the subject, books and national reports prepared by governments and reports prepared by international agencies. I have constituted my thesis from three parts. In the first part, I mentioned concepts related to my thesis and theoretic substructure. I concluded that current security theories would be insufficient in explaining cyber space security. In the second part, I dwelled on the effects of cyber space security on national security. In the second part, it is concluded that the security works of nations are insufficient in cyber space and in this sense, new security constitutions are needed. In the third and last part, it is concluded that international structuring in cyber security must be constituted with a high organization and nations must obey the decisions taken by the high organization. The current position of Turkey in cyber security, committed works in this field and taking part woks in the international structuring are dwelled on. Especially on the point of who is going to provide cyber security of Turkey, the information about the current accumulation of knowledge and structuring of Turkish Armed Forces is given.
BASE
Kopenhag siyasi kriterlerinin Türkiye'nin ulusal güvenliğine yansımaları ; Implications of the Copenhagen political criteria for Turkey's national security
Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte yıkılan iki kutuplu dünya sistemi ile dünyanın hemen hemen her coğrafyasındaki devletler için ulusal güvenlik kavramı önemli bir dönüşüm yaşamaya başlamıştır. Soğuk Savaş döneminin önemli bir parçası olan Türkiye de dünya genelinde yaşanmaya başlayan bu dönüşümden muaf olmamıştır. Türkiye gibi pek çok devlet için ulusal güvenlik - hem Soğuk Savaş sırası hem de öncesinde- genel olarak geleneksel bir anlayış çerçevesinde ve ulusal devlet düzeyinde askeri bir bakış açısıyla tanımlanmaktaydı. Soğuk Savaş'ın bitmesiyle güvenliğin sadece tanımı değil alanı da genişlemiş ve güvenlik çalışmaları gündemine göç, çevre, demokrasi, insan hakları ve ekonomi gibi farklı konuları da almaya başlamıştır. Diğer bir deyişle, güvenlik askeri boyutunun ötesinde, sosyal, siyasi, iktisadi ve çevresel boyutları da kapsayacak şekilde genişlemiştir. Soğuk Savaş'ın bitmesiyle Türkiye'nin ulusal güvenliğinde küçük çapta bir dönüşüm başlamıştı. Ancak gerçek manada bir dönüşüm, Türkiye'nin Kopenhag siyasi kritererleri çerçevesinde AB'ye aday ülkeymiş gibi 'ilerleme raporları' ile değerlendirilmeye başlandığı 1998 Cardiff Zirvesi ile başlamıştır. Bu makalenin amacı da AB'ye üyelik adına yerine getirilmesi gereken Kopenhag siyasi kriterlerinin Türkiye'nin ulusal güvenlikte yaşadığı bu kapsamlı dönüşümdeki rolünü ve etkisini inceleyip analiz etmektir. Yapılan analiz sonucunda AB üyelik sürecinde Kopenhag siyasi kriterlerini karşılama adına siyasi, hukuki, sosyal ve kültürel alanda yapılan yasal ve reformların Türkiye'nin ulusal güvenliğini dolaylı veya doğ- rudan etkilediği görülmüştür. Zira önceleri 'savunmacı reel politik' kapsamında bir güvenlik perspektifi benimseyen ve bu perspektif gereği her ulusal güvenlik 'sorununun' güvenlik konusu veya meselesi olarak görüp 'güvenlikleştiren' Türkiye, Kopenhag siyasi kriteleri kapsamında gerçekleştirilen yasal ve anayasal reformlar ile birlikte bu güvenlik perspektifini yavaş yavaş terketmeye başlamış yerine ise güvenliğin sadece askeri boyutunun olmadığı, siyasal, iktisadi, toplumsal ve kültürel boyutlarının da olduğu, ulusal güvenlik meselelerinde olağandışı yöntem ve araçlardan ziyade olağan yöntem ve araçların kullanıldığı bir güvenlik perspektifi - güvenlik dışı bırakma - benimseye başlamıştır. Bu yeni güvenlik perspektifin ne derece başarılı olup olmadığı konusunda bir sonuca varmanın şu an için erken olduğu düşünülmektedir. İleriki yıllarda yapılacak araştırmalar bu konuda daha somut bulgular ortaya koyacaktır. ; With the end of the bipolar system after the dissolution of the Soviet Union, the national security concept has undergone significant change in many countries across the world. As an important player of the Cold War, Turkey was also not immune from this change. For many states including Turkey - both before and during the Cold War - the national security was defined mostly within the framework of a traditional and military security perspective. With the end of the Cold War, not only the definition of but also the sphere of security has been extended. With the extension of the security sphere, new issues such as immigration, environment, democracy, human rights, and economy have become important parts of the security studies' agenda. In other words, security has become multi-dimensional encompassing not only military but also social, political, economic and environmental aspects. Turkey's national security has also started to undergo a transformation to some extent after the end of the Cold War. However, the genuine transformation of Turkey's national security began after the decision taken at the EU Cardiff Summit in 1998. The purpose of this article is to evaluate and analyze the role of the Copenhagen political criteria, which have to be fulfilled in order to be a member of the EU, in the transformation of Turkey's national security. At the end of the analysis it has been found that the large-scale legal and constitutional reforms realized in political, judicial, social and cultural spheres to fulfill the Copenhagen political criteria have a direct or indirect impact on the transformation of the Turkey's national security. Turkey which embraced a 'defensive real-politik' security perspective with a 'securitization' approach in the past has started to let off itself from this perspective and replace it with a multi-dimensional security perspective with a 'de-securitization' approach after the legal and constitutional reforms aimed at meeting Copenhagen political criteria. It is concluded that 'de-securitization' approach, which attaches great importance to using ordinary (normal) political means, methods and rules to deal with the security issues, has become the linchpin of Turkey's national security instead of 'securitization' approach, which emphasis on using extraordinary means and methods in dealing with security threats. It is also concluded that it is quite early to come to a conclusion whether this new security perspective is successful or not in solving the Turkey's national security matters. The researches that will be done on this question in the coming years will come up with betters answers and more tangible results.
BASE
Çin'in Nükleer Askeri Stratejisi ve Ulusal Güvenliği ; The Nuclear Military Strategy of China and Its National Security
Düşmana dayanılmaz zararlar verebilme kapasitesine sahip olan nükleer silahlar 1945 yılından günümüze, uluslararası politikanın temel meselelerinden biridir. 1945 yılında yalnızca ABD nükleer silahlara sahipken, bu tarihten sonra nükleer silaha sahip devletlerin sayısı artmıştır. Nükleer silaha sahip devletler, materyal kapasiteleri ve uluslararası politikadaki konumlarıyla uyumlu bir şekilde inandırıcı ve etkili bir nükleer caydırıcılık oluşturabilmek için optimal nükleer askeri stratejiyi belirlemeye çalışmışlardır. İlk nükleer denemesini 1964 yılında gerçekleştiren Çin, ulusal bütünlüğünü korumak ve güvenliğini sağlamak amacıyla hem nükleer kapasitesini arttırmaya hem de en uygun nükleer caydırıcılık stratejisini geliştirmeye gayret etmiştir. Ancak Çinli yetkililer, 1980'lerin ortalarına değin tutarlı ve müstakil bir nükleer askeri strateji geliştirememiştir. Çalışmada Çin'in nükleer askeri stratejisi ve kapasitesi, Alastair Iain Johnston tarafından işlemsel hale getirilen sınırlı caydırıcılık kavramsallaştırması çerçevesinde ele alınacaktır. Bu bağlamda nükleer caydırıcılık stratejisinin, Çin'in ulusal güvenlik meseleleri üzerindeki etkisi analiz edilecektir. ; Nuclear weapons, with their unbearable damage capacity, have been one of the fundamental issues of international politics since 1945. In 1945, only the USA had nuclear weapons but then, the number of nuclear weapon states has increased. Nuclear weapon states have tried to determine optimal nuclear military strategies in accordance with their material capacity and political situation in world politics so as to create a credible and effective nuclear deterrence. China, having made its first nuclear test in 1964, has sought for both improving its nuclear capability and making up for optimal nuclear deterrence strategy in order to secure its well-being. However, Chinese officials could not develop a coherent and exclusive nuclear military strategy until the midst of 1980s. In this paper, Chinese nuclear military strategy and capability will be handled within the framework of limited deterrence outlined by Alastair Iain Johnston. In this sense, Chinese nuclear military strategy and its effects on Chinese national security issues will be analyzed in terms of limited deterrence.
BASE
Küreselleşme, ulus-devlet egemenliği ve ulusal güvenlik ; Globalization, nation-state sovereignty and national security
Küreselleşme kavramı, yaşamların giderek çok uzaklarda alınan kararlar ve gerçekleşen olaylar tarafından biçimlendirildiği karmaşık karşılıklı ilişkilerin ortaya çıkışını ifade eder. Küreselleşme sürecinde en dikkat çekici değişim ve dönüşüme maruz kalan unsurların başında ulus-devletler gelmektedir. Bu süreçte devletler arasında karşılıklı bağımlılığın artması ile ulus-devletlerin sınırları farklı güç, amaç, kimlik ve ağlara sahip ulus-ötesi aktörler tarafından sürekli olarak geçilmektedir. Sınırların adeta ortadan kalkması ile ulus-devletler ekonomik krizler, insan güvenlik, terörizm, çevre ve iklim sorunları gibi uluslararası güvenlik sorunlarından daha fazla etkilenir hale gelmişlerdir. Bu çalışmanın amacı küreselleşme sürecinde ulus-devletlerin egemenliklerinin erozyona uğramasının nedenlerini analiz etmek yanında ortaya çıkan yeni güvenlik sorunları karşısında ulus-devletlerin yalnız başlarına çözüm üretmede yetersiz kalmaları sebebiyle işbirliğinin önemine vurgu yapmaktır. ; Globalization refers to the emergence of complex interrelationships in which lives are shaped by decisions and events taking place far beyond. In the process of globalization, the nation-state is one of the most important elements exposed to the most significant change and transformation. In this process, with the increasing interdependence between states, the boundaries of nation-states are constantly being crossed by transnational actors with different powers, goals, identities and networks. With the disappearance of borders, nation-states have become more affected by international security problems such as economic crises, human security, terrorism, environmental and climate problems. The aim of this study is to analyze the reasons for the erosion of sovereignty of nation-states in the process of globalization, and to emphasize the importance of cooperation due to insufficient state-alone solutions to new security problems.
BASE
PYD'nin Türkiye ulusal güvenliğine mevcut ve olası yansımaları ; The present and future reflections of PYD on Turkey's national security
Tez No: 558595 ; Yüksek Lisans ; Soğuk Savaş döneminde farklı bloklarda olan Türkiye ve Suriye iki kutuplu sistem sona ermesine rağmen kötü olan ilişkilerin seyrini değiştirememiştir. Ancak Adana Mutabakatı ile başlayan yeni süreç tarafların bakış açılarının değişmesini sağlamıştır. Üstelik Suriye'de Beşar Esad'ın yeni lider olması, Türkiye'de ise 2002 yılında iktidara gelen AKP ile ilişkiler altın çağını yaşamaya başlamıştır. Daha sonra Tunus'ta başlayan Arap Baharı'nın Suriye'ye sıçraması ile sistemik faktörler iki ülke ilişkilerinin yeniden bozulmasına neden olmuştur. Bu durumda Suriye'de ortaya çıkan güç boşluğunun terör örgütlerince doldurulması Türkiye'nin ulusal güvenliğini etkileyen neden olarak göze çarpmıştır. Bu çalışmada Suriye'de PYD'nin güçlenmesi ve Türkiye'nin ulusal güvenliğinin nasıl etkilediği incelenmektedir. Ayrıca PYD'nin Türkiye-Suriye ilişkilerinde yaptığı değişiklikler de çalışmanın kapsamı içerisindedir. ; Turkey and Syria are in different blocks during the Cold War. Despite the end of bipolar system relationship could not change. However, the new process, which started with the Adana Consensus, changed the perspectives of the parties. Moreover, to be the new leader Bashar Assad in Syria and new party AKP in Turkey has started new relations between Syria and Turkey. After the Arab Spring started in Tunisia, the systemic factors caused the regression of the relations between the two countries. In this case the filling of terrorist organizations by the power void that Syria has been implicated as causes affecting Turkey's national security. In this study is to examine how PYD in Syria affects the strengthening of Turkey's national security. In addition, changes made in PYD'nin Turkey-Syria relations are also within the scope of the study.
BASE
Metropol alanlarda kamu güvenliği
In: Genel yayın / Kripto Kitaplar 3
In: Kaynak kitaplar serisi 1
Karşılıklı bağımlılık ekseninde enerji bağımlılığı ve güvenlik ilişkisi: Türkiye örneği ; Relationship between energy dependence and security in the axis of interdependence: The case of Turkey
YÖK Tez No: 447947 ; Geçen yüzyıllarda olduğu gibi, 21'inci yüzyılda da dünya devletlerinin üzerinde hassasiyetle duracağı en önemli konulardan biri enerjidir. Çünkü teknolojik gelişmeler baş döndürücü bir hızla gelişmekte ve bir o kadar da insanlığı enerjiye bağımlı hale getirmektedir. Enerji, ülkelerin sosyal ve ekonomik açılardan gelişmelerinin en temel ihtiyaçlarından biridir. Devletler özellikle sürdürülebilir ekonomik kalkınma için vazgeçilmez bir girdi haline gelen enerjiyi, arz güvenliğini sağlamak için enerji kaynaklarını temin etme ve çeşitlendirme gayreti içerisine girmişlerdir. Çalışmada Keohane ve Nye'ın karşılıklı bağımlılık yaklaşımı temel alınarak, ekonomi ağırlıklı olarak güvenlik ve enerji konuları irdelenmektedir. Türkiye'nin enerji ithal ettiği ülkelerle ilişkilerine ve bu ülkelerin izlediği politikaların Türkiye enerji stratejisini etkileme ve belirleme potansiyeline sahip olduğu varsayılmıştır. Çalışmada Türkiye'nin enerji bağımlığı ve ulusal güvenlik bağlamında enerji kaynaklarına sahip ülkeler ile ekonomik ilişkileri incelenmiştir. Tükettiği enerjinin dörtte üçünü ithalat yoluyla karşılayan Türkiye, enerji alanındaki olumsuz gelişmelerden etkilenme olasılığı bulunmaktadır. Çalışmada bu olumsuz durumlar karşısında ulusal güvenliğin etkilenmemesi için Türkiye'nin enerji aktörü rolünün kuvvetlendirilmesi ve bölgesel enerji aktörleriyle karşılıklı bağımlığının sağlanmasının ve güçlendirilmesinin analizi yapılmaktadır. ; As it was in the past century, also in 21st century, the most crucial issue that the world countries put emphasize is the energy. The reason is that the technology is developing incredibly fast and as a result is making the humanity more dependent to energy. Energy is one of the most basic needs of social and economic development of the country. Particularly, the states struggle to find the energy, which has become an indispensable input for sustainable economic development by using uninterrupted, safe, clean and cheap methods and also in order to ensure the supply security, they work hard to diversify their sources. In this study security and energy issues are discussed within the scope of interdependence approach of Keohane and Nye. We concentrate on Turkey's energy relations with countries that have energy sources. It is elaborated that these countries have potential to influence and determine energy strategy of Turkey. In this study is discussed Turkey's energy dependence and national security in the context of economic relations between countries which have energy resources. It is especially focused on energy resources, diplomatic, political and socio-cultural relationship between Turkey and those countries. In the study, Turkey's energy dependency and economic relationships with the countries which have energy sources in respect of national security are reviewed. Turkey imports three out of four of its energy consuming and has the possibility of getting influenced from negative developments in energy area. In the study, an analysis focused on the subjects of Turkey's energy actor role being strengthened against these negative situations for protecting its national security and providing and strengthening interdependence with regional energy actors.
BASE
Siber güvenlik politikası: ABD, Rusya ve Çin üzerine karşılaştırmalı bir analiz ; Cyber security policy: A comparative analysis on USA, Russia and China
Ülke sınırlarının ulusal güvenlik politikası açısından taşıdığı önem, son yıllarda giderek hızlanan küreselleşme süreci ile birlikte azalmaya başlamıştır. Küreselleşme ile birlikte dünyada, ülkelerin güç dağılım kanalları yeniden şekillenmiş, asimetrik güç ilişkileri ortaya çıkmış ve ulusal güvenlik ihtiyaçları yeniden tanımlanmıştır. Son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler siber güvenlik kavramını ortaya çıkarmış ve siber güvenlik, ulusal güvenliğin önemli bir unsuru haline gelmiştir. İnternetin, ülkelerin sınırlarını aşan yapısı, internet ağlarının bireysel hizmetlerin ve amaçların ötesinde devletin kritik altyapılarında ve kamu hizmetlerinin yürütülmesinde kullanılması, gün geçtikçe gelişen e-devlet uygulamaları, siber güvenliğin ulusal güvenlik içerisindeki önemini daha da pekiştirmiştir. Bu bağlamda, çalışmada ABD, Rusya ve Çin'in siber güvenlik politikaları, özellikle bu üç ülkede yayınlanan resmi politika belgeleri temelinde incelenmekte ve karşılaştırmalı bir analiz yapılmaktadır. ; The importance of country borders within the national security policy has begun to diminish continuously with the acceleration of the globalization process in recent years. With globalization, the power distribution channels of the countries have been reshaped; asymmetrical power relations have emerged and the needs for national security of countries have been redefined. Technological developments in recent years have disclosed the concept of cyber security and cyber security has become an important element of the national security of countries. The structure of the Internet that exceeds the borders of countries, the use of internet networks in the critical infrastructures of the state and in the execution of public services beyond the individual services and objectives, and the increasing e-government applications have further reinforced the importance of cyber security in national security. In this context, the study comparatively examined the cyber security policies of the USA, Russia and China particularly on the basis of official policy documents published in these three countries and such an analysis is presented.
BASE
Uluslararası ilişkilerde siber güvenlik algısı ve ulus devletin değişen stratejisi ; The perception of cyber security in international relations and the changing strategy of nation state
TEZ11407 ; Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2015. ; Kaynakça (s. 75-94) var. ; xiv, 97 s. : res. (bzs. rnk.), tablo ; 29 cm. ; Bilginin güce eşit olduğu çağımızda bilginin saniyeler içerisinde tek bir tuşla paylaşıldığı siber uzay, ulusal ve uluslararası güvenlik algısında radikal değişimlere yol açmıştır. Bu yüksek lisans tez çalışması siber uzayın yarattığı algı değişiminin devletlerin ulusal güvenlik stratejilerini nasıl etkilediğini araştırmaktadır. Çalışmada siber uzayla ilgili kavramsal ve kuramsal çerçevenin incelenmesinin ardından, siber uzayda ulus devletlerin birbirleriyle ve devlet dışı aktörlerle ilişkileri tepkisel, stratejik ve diplomatik olarak gruplandırılmıştır. Buna ek olarak, siber güvenliğin sağlanmasındaki kısıtlı uluslararası işbirliği çabaları, Rusya-Ukrayna Krizi'nde Siber Berkut'un eylemleri ile sosyal medyada siber korsan ve terör gruplarının meydan okumaları incelenmiştir. Ayrıca, Türkiye'nin ulusal güvenlik stratejisi siber yeterlilikleri gelişmiş olan devletlerle kıyaslanmış ve Türkiye için bir siber güvenlik modeli ortaya konulmuştur. 'Beşinci Boyut' olarak adlandırılan siber uzayın güvenlik algısında yarattığı değişimler, ulus devletin kara, hava, deniz ve uzayın yanı sıra siber alanda da tavizsiz güç yarışını sürdüreceğini göstermektedir. Bununla birlikte, devletlerin siber diplomasiyi yabancı devletlerin halklarını etkilemede etkin bir araç olarak kullandıkları, siber istihbarat faaliyetlerine önem verdikleri ve siber ordular kurdukları görülmektedir. Siber güvenlik stratejilerinde devletlerin ulusal yazılımlarını geliştirmeye öncelik vermeleri ulusal güvenlik kaygılarının uluslararası işbirliğinin önüne geçebileceğine işaret etmektedir. Çalışmada uluslararası siber güvenliğin sağlanması için siber terör gruplarıyla olan mücadelede uluslararası işbirliğinin sağlanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. ; In our era, when knowledge is equal to power, cyber space – where information is shared with one click – has led to radical changes in the national and international perception of security. This master's thesis researches how the perception change that cyber space has created affects the national security strategies of states. After the analysis of the conceptual and theoretical frameworks, we have defined the relations among nation states and the relations between nation states and non-state actors as reactional, strategic and diplomatic. In addition, we have examined the limited attempts of international cooperation, the acts of Cyber Berkut in the Russia-Ukraine Crisis and some challenges raised by hacktivist and terror groups in cyber space. Furthermore, we compared Turkey's national cyber security strategy to the states with developed cyber capabilities, and a cyber security model for Turkey has been put forward. The changes cyber space or 'The 5th Domain' has led to in the perception of cyber security demonstrates that the fierce power struggle among nation states will continue not only in land, air, sea and space but also in cyber space. Along with this, it has been observed that states use cyber diplomacy as a powerful means of influencing the people of foreign countries, they give importance to cyber intelligence activities and they establish cyber armies. The fact that nation states give priority to developing their national software suggests that concerns about national security will surpass the efforts of international cooperation in cyber space. In order to ensure international cyber security and to cope with cyber terror, it has been concluded in the thesis that international cooperation is a must.
BASE
Kolektif güvenlik anlaşması örgütü ve Özbekistan ; Collective security treaty organization and Uzbekistan
Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ- CSTO) , Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra oluşturulan Bağımsız Devletler Topluluğu tarafından oluşturulan temeli barış ortamının devamı ve savunma anlayışına dayanan bir uluslararası işbirliği örgütüdür. Örgütün temel amacı, kendisine üye olan ülkelerin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumak, bu hususta meydana gelebilecek askeri tehditleri ortadan kaldırmak ve çıkabilecek olası tehlikeleri, müşterek biçimde ortadan kaldırmaktır. KGAÖ üyesi olan devletlerin ulusal güvenliklerini sağlamak amacıyla askeri ve politik çok yönlü, karşılıklı iş birliğini yürütmeyi hedeflemektedir. Bu tezin amacı, bölge güvenliğinin sağlanması amacıyla 1992 yılında Rusya, Ermenistan, Kazakistan, Kızgızistan, Tacikistan ve Özbekistan liderlerinin imzalayarak kurmuş olduğu daha sonra diğer bölge ülkelerinin de katılımı ile genişleyen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünün kuruluş süreci, Örgütün yapısı, genişlemesi, faaliyet alanları ve üye ülkelerin askeri yapıları üzerine değinilerek üye ülkelerden ancak sonradan örgütten ayrılan, bölgede stratejik açıdan büyük öneme sahip Özbekistan'ın durumunu ayrıntılı olarak ele almaktır. ; The Collective Security Treaty Organization (CSTO), the Commonwealth of Independent States established after the collapse of the Soviet Union, which was created on the basis of the continuation of international cooperation based on the idea of defense of peace and cooperation. The main objective of the organization is the independence and territorial integrity of the Member States about any military threats that may arise and to eliminate and prevent from threats that may arise through joint efforts. CSTO aims mutual cooperation in terms of military and versatile political issues in order to ensure member states's national security. The purpose of this thesis is to work through the structure, expansion, spheres of influence and the process of the establishment of the collective security agreement which was founded in 1992 by the leaders of Russia, Armenia, Kazakhstan, Kirghizistan, Tajikistan and Uzbekistan in order to keep secure throughout the region and then expanded with the participation of other countries in the region, the situation of Uzbekistan which retired from the member countries has great importance in strategic terms in the region, by touching upon the military construction of the member states.
BASE
Sosyal güvenlik hakkı ; Social security right
İlk toplumların oluşmasından günümüze kadar değişen şekillerde hep var olan sosyal güvenlik, 19. yüzyılda toplumların sanayi toplumlarına dönüşmeye başlaması ile birlikte zorunlu bir kavram olarak karşımıza çıkmıştır. Ancak, II. Dünya Savaşı'ndan sonra bir insan hakkı olarak uluslararası ve ulusal belgelerde yer alarak gün geçtikçe önemi daha da belirginleşmiştir. 1970'li yıllarda meydana gelen ekonomik krizlerin sonucu olarak gündeme gelen neo-liberal düşünceler ve küreselleşme olgusunun sosyal güvenlik hakkının uygulanmasında meydana getirdiği değişim ve dönüşümler, ülkemizde de sosyal güvenlik reformu yapılmasını gündeme getirmiştir. Özellikle, 1990'lı yılardan itibaren sosyal güvenlik sisteminin bütçe açığının artması nedeniyle reform tartışmaları yoğunluk kazanmış, 2005 yılından itibaren ise sosyal güvenlik reformuna ilişkin yasal çalışmalara başlanmış, 2008 yılı itibariyle sosyal sigortalara reform ilişkin çalışmalar tamamlanmıştır. Bu çalışma konusunun seçilmesinin nedeni, bir insan hakkı olarak sosyal güvenlik reformu nedeniyle oldukça fazla tartışılmaya başlanan sosyal güvenlik hakkının kavramsal çerçevesi ile gelişimi; bu hakkın uluslararası belgelerde ve mukayeseli hukukta nasıl yer aldığı; son olarak da Türk hukukunda sosyal güvenlik hakkı ve bu hakkın uygulama araçlarını ortaya koyacak bir çalışma yapmaktır. Bu bağlamda, sosyal güvenlik reformunun sosyal güvenlik hakkına etkisi ayrıca tartışılacaktır. Bu çalışma, üç bölümden oluşmakta olup, birinci bölümde, sosyal güvenlik hakkının kavramsal çerçevesi ve gelişimi; ikinci bölümde, uluslararası belgelerde ve mukayeseli hukukta sosyal güvenlik hakkı; üçüncü bölümde ise, sosyal güvenlik hakkının Anayasal temelleri ve uygulama araçları incelenecektir. ; Social security, which we have faced with a compulsory concept when communities were transformed to the industrialized communities at 19 th century, has been existed with the different forms from formation of first communities to today. Besides, its importance got crystallized by taking part in national and international documents as a human right after World War II. Transformation and changes of neo liberal taught, which became on an agenda as a result of economic crises occurred at nineteen seventies, and globalization fact on application of social security right has forced to make social security reform in our country too. Especially from nineteen nineties discussions on reform had increased because increasing budget deficit of social security system. Legal studies related to the social security system had started at 2005 and the studies about social security reform completed at 2008. The reason of choosing this topic is making studies on and to explain; conceptual framework and progress of social security right as a human right which has started to be discussed more because of the social security reform, how is this right take parts in international documents and comparative law, and lately social security right in Turkish Law and its application tools. This study consists of three chapters. In the first chapter, the conceptual framework of social security right and its progress; in the second chapter, social security right in international documents and comparative law; in the third chapter, constitutional bases of social security right and its application tolls are being debated.
BASE
Türkiye'nin Sınır Güvenliğinin Terörle Mücadeleye Etkisi ; The Impact of Turkish Border Security Understanding on Fight Against Terrorism
Danışman: Alihan Limoncuoğlu. ; Türkiye terörle mücadele ederken birçok sorunla karşılaşmaktadır. Bu sorunlardan en önemlisi sınır güvenliğinin terörle mücadeleye etkisidir. Sınır güvenlik seviyesi yüksek olduğu takdirde terörle mücadelede birçok sorun minimize edilecektir. Türkiye'nin sınır güvenliğini etkileyen birden fazla faktör bulunmaktadır. Bu faktörler ayrı ayrı değerlendirilmesiyle birlikte terörle mücadele de profesyonel sürece geçmenin gerekliliği belirtilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde; ulusal ve uluslararası bağlamda gündemde olan sınır güvenliği, terörizm, terörle mücadele kavramı ve profesyonelleşme kavramları açıklanmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde Türkiye'nin mevcut sınır güvenliği durumu ele alınırken; kurumlar arası koordinasyon, jeopolitik konum, komşu ülkelerle ilişkiler, sınır güvenliği süreçleri, sınır güvenliği yaklaşımları ve son olarak sınır güvenliğinde yaşanılan sorunlara değinilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde; Türkiye'nin sınır güvenliği konusunda komşularıyla olan sınırları tartışılmış ve sınır kapılarında karşılaşılan sorunlar anlatılmıştır. Çalışmanın dördüncü bölümünde sınır güvenliği ile terörle mücadele kavramları çerçevesinde, profesyonel yaklaşımın getirileri ele alınmıştır. Çalışmanın beşinci bölümünde Türkiye'nin sınır güvenliğine ve terörle mücadelesine katkı sağlayacak teknolojik çalışmalar ele alınmıştır. Çalışmanın altıncı bölümünde; Türkiye'nin sınır güvenliğini etkinliğini arttırmak unsurlara karşı yaptığı operasyonlar ele alınmış olup; bu operasyonların etkinliği ele alınmıştır. ; Turkey is facing many problems while fighting terrorism. The most important of these problems is the impact of border security on the fight against terrorism. If the level of border security is high, many problems in the fight against terrorism will be minimized. There are multiple factors affecting Turkey's border security. Together with the evaluation of these factors, the necessity of the professional process in combating terrorism is mentioned. In the first part of the study; The concepts of border security, terrorism, the concept of combating terrorism and the concept of professionalization are explained in the national and international context. Turkey's current border security situation in the second part of the study when discussing; inter-agency coordination, geopolitical position, relations with neighboring countries, border security processes, border security approaches and finally problems in border security were addressed. In the third part of the study; Turkey's borders with its neighbors on border security were discussed, and problems encountered in the border gates were described. In the fourth part of the study, within the framework of border security and anti-terrorism concepts, the returns of the professional approach were discussed. In the fifth part of the study Turkey's border security and technological studies will contribute to the fight against terrorism were discussed. In the sixth part of the study; Turkey's cross-border operations to defuse factors which threaten its border and national security were discussed, and the effectiveness of these interventions were taken into consideration.
BASE