Can Law Be An Agent Of Social Change?
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 39, Heft 1, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 39, Heft 1, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Euro-Arabisches Dialog-Programm, 1
World Affairs Online
In: Akademik İncelemeler Dergisi: AİD = Journal of academic inquiries, Band 18, Heft 1, S. 20-45
ISSN: 2602-3016
Tarihin başlangıcından itibaren insan ile yaşamış olduğu mekân arasındaki ilişki ve sosyal olarak inşa
ettiği bu mekândan kopuş dikkat çekici bir meseledir. Bu ilişki sadece inşa edilen sosyal mekândan
kopuş ile cereyan etmemekte, mekânsal değişikliğin ardından gelinen yerdeki sosyal inşa da yeni bir
ilişkinin ve sosyal değişimin kapısını aralamaktadır. Bu bağlamda, insanlığın varoluşundan itibaren
temel ihtiyacı olan güvenli çevre oluşturma gayretinin toplumsal değişime ve göç olgusuna olan
etkisi, günümüzde özellikle Avrupa devletlerinde klasik güvenlik anlayışının dışında Kopenhag
Okulu'nun sosyal inşacı bir anlayış ile ortaya koyduğu "güvenlikleştirme" yaklaşımının ana unsurları
olan siyasal, ekonomik, çevresel ve toplumsal anlamda bir güvenlik tehdidi olarak ele alınmaktadır.
Avrupa ülkelerinde son yıllarda politika yapıcılar, devlet dışı aktörler ve göçmenlerin varlığından
rahatsız olan kitleler göçü toplumsal güvenliğin alt unsuru olan kültürel güvenliklerine bir tehdit
olarak görmektedir. Güncel politikalarında ve gelecek stratejilerinde bu olguyu dikkate almışlardır.
Politika yapıcıların kültürel güvenliğe ilişkin yaklaşımlarını hem literatür derlemesi hem de göç
karşıtı söylemler üzerinden analiz eden bu çalışmanın temel amacı, toplumsal güvenlik içerisinde yer
alan kültürel güvenlik ile göç arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Çalışmanın argümanı göçün
güvenlik unsuru haline getirilmesi sürecinde kültür konusunun niçin ve nasıl ele alındığına açıklık
getirmektedir. Göçmenlerin genellikle söylemsel olarak hedef ülkenin sosyal uyum, kültürel doku ve
kimliğine bir tehdit olarak sunulması, devamında "yabancı istilası" olarak güvensizlik yaratan bir
sosyal aktör gibi düşünülmesi; çalışmanın yöntemi olan eleştirel söylem analizinin mikro boyutu ile
çıkarım yaratma aracına karşılık gelmektedir.
WOS: 000461078400001 ; Citizenship education was influenced by fundamental changes that happened following the end of the Cold War in 1989. Traditional citizenship education aiming to build a monolithic national identity, disseminate an image of homogeneous society and transmit the knowledge of political system has evolved towards modern citizenship education characterised by an emphasis on human rights, democracy, the rule of law, respect for diversity and a concern to develop students' political participation skills. The transition to modern citizenship education in Turkey started with the pushing of international educational projects and is still underway. Drawing on critical discourse analysis, this study explores what kind of citizenship education the 2018 Social Studies Courses Programme of Study envisages. The study found that the new programme intensely reflects the characteristics of traditional citizenship education. Taking into account this study's findings might lead to more effective implementation of the programme and increase the success of future curriculum reforms.
BASE
In: Dipnot Yayınları 31
In: IQ Kültür Sanat Yayıncılık 85
In: Araştırma, inceleme dizisi 56
Social movements; Turkey
In: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi yayınları 363
In: Tan kitabevi yayınları 7
In: Birey Yayıncılık 247
Doktora Tezi ; Toplumsal yaşam ekonomik, sosyal ya da siyasal pek çok örgütsel ağın kuşatması altındadır. Her birimiz doğmak için değilse de varlığımızı sürdürebilmek, ölmek için değilse de defnedilmek sebebiyle dahi bürokratik örgütlerle ilişki içindeyiz. Yolumuzun bürokrasiden geçmemiş olması oldukça zayıf bir ihtimaldir. Ancak bürokrasi ile arası iyi olan kişi sayısı da pek azdır. Esasen bireylerin bürokrasi ile ilişkileri memurla olan müşahhas ilişkileri ile yakından ilgilidir. Öte yandan memurlarla olan ilişkimiz devlete olan takdirimiz, yermemiz ya da küskünlüklerimizi etkileme kabiliyetine sahiptir. Osmanlı'dan bu yana bürokrasi, çökmekte olan devleti kurtarmak, yeni bir devlet kurmak, modernleşmenin yükünü omuzlarına almak, darbe yapmak ya da bir darağacı kurmak gibi çok çeşitli etkinliklerin müsebbibi olmuştur. Memurların da bürokrasinin mevzi değişimi ile beraber toplumsal konumlarının değişim gösterdiğini söylemek mümkündür. Memur vatandaş etkileşimine üç kuşak üzerinden bakmak sureti ile toplumsal değişim adına bir dekupaj kesmeyi amaçlayan bu çalışma, teorik ve uygulamalı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde yönetim düşüncesinden yola çıkılarak bürokrasinin teorik zemini tartışılmış, ardından Türkiye'de bürokrasinin inkişaf seyrine yer verilmiştir. Çalışmanın uygulamalı bölümü ise 17 memur ve 16 vatandaştan derinlemesine mülakat yolu ile elde edilen verilere ayrılmıştır. Çalışmada fenomenolojik yaklaşım benimsenmişse de araştırmacının on dört yıllık devlet memuru olması nedeniyle pek çok etnografik kodu içerdiğini ifade etmemiz gerekir. Görüşme verileri betimleyici analizle yorumlanarak memur vatandaş ilişkilerine etki eden temalar ortaya konmuştur. Araştırmada üç kuşak bağlamında memur vatandaş ilişkilerinin oldukça köklü değişim gösterdiğini ortaya koyan bulgular elde edilmiştir. ; Social life is under the siege of many economic, social or political organizational networks. Each of us is in contact with bureaucratic organizations, even if not to be born, to survive, if not to ...
BASE
In: Phoenix Yayınevi 276
Social change; Turkey; 20th century; history
In: Ortadoğu Etütleri
The aim of this study is to take lessons for policy makers by examining the theory and practice of the social ecology approach, which is studied as an alternative model to climate change, capitalism and state organization discussions, through field applications. In order to achieve this aim, the basic concepts of social ecology and the approach of ecological society to the city were examined through the examples of southeastern Turkey and 'Rojava'. In the study, an answer has been sought to the research question of "are social ecology-based field practices and theory compatible?" In the theoretical framework, the political, administrative, social and economic discourses of the ecological approach, which puts nature at its center are explained as four criteria of analysis. In the discussions part, the field practices are examined in terms of the reflection of the theory in practice, taking into account the suggestions in political, administrative, social and economic dimensions. Contrary to rhetoric, it has been explained with the kiwi bird metaphor that the practices of PKK/KCK do not adequately reflect Bookchin's social ecology approach.
İlk toplumların oluşmasından günümüze kadar değişen şekillerde hep var olan sosyal güvenlik, 19. yüzyılda toplumların sanayi toplumlarına dönüşmeye başlaması ile birlikte zorunlu bir kavram olarak karşımıza çıkmıştır. Ancak, II. Dünya Savaşı'ndan sonra bir insan hakkı olarak uluslararası ve ulusal belgelerde yer alarak gün geçtikçe önemi daha da belirginleşmiştir. 1970'li yıllarda meydana gelen ekonomik krizlerin sonucu olarak gündeme gelen neo-liberal düşünceler ve küreselleşme olgusunun sosyal güvenlik hakkının uygulanmasında meydana getirdiği değişim ve dönüşümler, ülkemizde de sosyal güvenlik reformu yapılmasını gündeme getirmiştir. Özellikle, 1990'lı yılardan itibaren sosyal güvenlik sisteminin bütçe açığının artması nedeniyle reform tartışmaları yoğunluk kazanmış, 2005 yılından itibaren ise sosyal güvenlik reformuna ilişkin yasal çalışmalara başlanmış, 2008 yılı itibariyle sosyal sigortalara reform ilişkin çalışmalar tamamlanmıştır. Bu çalışma konusunun seçilmesinin nedeni, bir insan hakkı olarak sosyal güvenlik reformu nedeniyle oldukça fazla tartışılmaya başlanan sosyal güvenlik hakkının kavramsal çerçevesi ile gelişimi; bu hakkın uluslararası belgelerde ve mukayeseli hukukta nasıl yer aldığı; son olarak da Türk hukukunda sosyal güvenlik hakkı ve bu hakkın uygulama araçlarını ortaya koyacak bir çalışma yapmaktır. Bu bağlamda, sosyal güvenlik reformunun sosyal güvenlik hakkına etkisi ayrıca tartışılacaktır. Bu çalışma, üç bölümden oluşmakta olup, birinci bölümde, sosyal güvenlik hakkının kavramsal çerçevesi ve gelişimi; ikinci bölümde, uluslararası belgelerde ve mukayeseli hukukta sosyal güvenlik hakkı; üçüncü bölümde ise, sosyal güvenlik hakkının Anayasal temelleri ve uygulama araçları incelenecektir. ; Social security, which we have faced with a compulsory concept when communities were transformed to the industrialized communities at 19 th century, has been existed with the different forms from formation of first communities to today. Besides, its importance got crystallized by taking part in national and international documents as a human right after World War II. Transformation and changes of neo liberal taught, which became on an agenda as a result of economic crises occurred at nineteen seventies, and globalization fact on application of social security right has forced to make social security reform in our country too. Especially from nineteen nineties discussions on reform had increased because increasing budget deficit of social security system. Legal studies related to the social security system had started at 2005 and the studies about social security reform completed at 2008. The reason of choosing this topic is making studies on and to explain; conceptual framework and progress of social security right as a human right which has started to be discussed more because of the social security reform, how is this right take parts in international documents and comparative law, and lately social security right in Turkish Law and its application tools. This study consists of three chapters. In the first chapter, the conceptual framework of social security right and its progress; in the second chapter, social security right in international documents and comparative law; in the third chapter, constitutional bases of social security right and its application tolls are being debated.
BASE