Location and Space - Economy
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 15, Heft 3, S. 1
ISSN: 1309-1034
55 Ergebnisse
Sortierung:
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 15, Heft 3, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Çok uluslu büyük birlikteliklerin ardından ortaya çıkan siyasal yapılar biricik uluslarının meşruiyeti için uzak mazide kayıp tarihlerini bulma arayışına girişir. Bu girişim neticesinde ortaya konulacak koloni öncesi görkemli bir egemenlik anlatısı ulus inşasının yanı sıra güncel sorunların çözümü ve gelecek beklentilerinin gerçekleşmesi için bir motivasyon unsuru oluşturur. Bu işleyişte tarih, bilgi alanı olmaktan ziyade ulusal bir pekiştirece indirgenir. Bu pragmatik işlevsellikle politik bir misyon edinen tarihyazımı atinin köklerini mazide arayıp bulmak için araçsal bir niteliğe bürünür.
Sovyetler Birliği'nin tarihsel fonksiyonu ve misyonu son bulduktan sonra Birlik üyesi cumhuriyetler art arda bağımsızlıklarını ilan etti. Ulus devlet temelinde yükselen bu siyasal bağımsızlıkların meşruiyeti için öncelikle kolonyal tesirlerden arınmak gerekiyordu. Bu amaçla başlanılan dekolonizasyon sürecinde ulusların inşa/icat süreci için harekete geçildi. Cumhuriyetler kendilerini kimi zaman itibari bir etnisite kimi zaman da yurttaşlık temelinde özgün bir ulus yaratma uğraşı içinde buldu. Bu inşada koloni sonrası ulus kurgusunun temel belirleyicisi konumunda bulunan tarihe hem iç hem de dış cephede çok fazla anlam yüklendi. Bu koşullar altında Sovyet sonrası alanda tarihyazımı -Sovyet döneminde olduğu gibi- politik bir aparata dönüştü.
Çiçeği burnunda cumhuriyetler Sovyet sonrası ulus inşa sürecinde kolonyal zihniyetin pratiklerinden kurtulmaya çalışsa da her biri kendi iç dinamiklerine bağlı olarak teritoryal düşünüşün yörüngesinden uzaklaşmakta zorlandı. Bu, biraz da cumhuriyetlerin konjonktürel durumlar karşısında tercih ettikleri siyasal seçimlerle ilgiliydi. Her cumhuriyet kendi özel durumuna göre ya ulusun geçmişini ya da ülkenin tarihini araştırma konusu edinerek ön plana çıkardı. Bu seçim tarihyazımının sınırlarını da belirlemiş oldu. Kazakistan'da teritoryal sınırların dışına çıkılarak istikrarlı bir biçimde Kazak ulusunun bileşenleri tarihsel özne olarak kabul edilirken Özbekistan'da birtakım çekinceler Sovyetik uluslaştırma politikalarının devam ettirilmesine neden oldu. Tacikistan'da ise yayılmacı bir tavırla başlayan tarihte kayıp ulus arayışı travmatik bir kimlik bunalımı ve savrulmayla sonuçlandı.
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 55, Heft 4, S. 1
ISSN: 1309-1034
ÖZETAVRUPA EĞİTİM ALANI'NIN OLUŞTURULMASI: TÜRK YÜKSEKÖĞRETİMİ ÖRNEĞİBu tezin temel sorunsalı, AB'nin doğrudan bir baskısı bulunmadığı politik alanlarda, ulusal düzeyde politika yayılımının nasıl gerçekleştiğidir. Bu çalışma Avrupa Eğitim Politikası alanına yoğunlaşmakta ve politikanın gelişimi özellikle, 1999 yılından beri yürürlükte olan Bologna Süreci'ne odaklanılarak incelenmektedir. Çalışmanın hedefi Avrupa Eğitim Alanı'nın nasıl oluştuğunu göstermek ve bu alanın ilkelerini tespit etmektir. Çalışma, politika yayılım sürecinin bir kaynağı olarak Avrupa Eğitim Alanı üzerinde durduktan sonra bir vaka çalışması olarak Türkiye'yi ele almakta ve eğitim alanı ilkelerinin bu ülkede nasıl yayıldığını tahlil etmektedir. Bu nedenlerle, çalışmada şu sorulara cevap aranmıştır: Avrupa Eğitim Alanı nasıl inşa edilmektedir? Hangi yollar ve sebeplerle alanın ilkeleri ulusal seviyeye nüfuz etmektedir? Teorik çerçevesi 'sosyal yapısalcılık' üzerine kurulmuş olan bu çalışmanın kavramsal çerçevesi Avrupalılaşma literatüründen yararlanmaktadır. Çalışmada, eğitim politikası alanında Avrupalılaşma'nın yatay bir süreç olduğu; değişim yönünde baskının nispeten daha az doğrudan olduğu savunulmaktadır.Anahtar Kelimeler: AB Eğitim Politikası, Bologna Süreci, Avrupalılaşma, Soysal İnşacılık, Türk YükseköğretimiABSTRACTCONSTRUCTING THE EUROPEAN EDUCATION SPACE:THE CASE OF TURKISH HIGHER EDUCATIONThe main concern of this dissertation is to explain how policy diffusion occurs in policy areas at the EU level when there is no direct pressure. The study focuses on European educational policy and traces the evolution thereof, specifically focusing on the Bologna Process that was launched in 1999. After focusing on the source of the diffusion process, which is the European educational space, the dissertation takes Turkey as a case study, analysing how the norms of the educational space have diffused in this country. Thus, the study aims at answering the following questions: How is the European educational space constructed? How and why the norms of the space diffuse to the national level? In terms of the theoretical framework, the study bases itself on social constructivism. The conceptual framework is drawn upon the literature on Europeanization. Europeanization in educational policy is argued to be a horizontal process, where pressure for change is less direct. Keywords: EU Educational Policy, Bologna Process, Europeanization, Social Constructivism, Turkish Higher Education
BASE
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Kentsel mekânların algılanış biçimleri toplumdan topluma değişiklik gösterebilmektedir. Bireyler yetiştikleri ve ait oldukları sosyal gruplara göre şekillenmekte ve bir kentsel mekân karşısında da bu doğrultuda tavır almaktadır. Dolayısıyla bir kentsel mekân, kimileri için unutulmaz anılarla dolu daima hatırlanması gereken bir biçimde toplumsal bellekte yer alırken kimileri içinse unutulmak istenen, geçmişte yaşanan herhangi bir olayla ilgili bağ kurulmayan sıradan bir bina olarak varlık bulmaktadır. Sivas kentinde bulunan Madımak Oteli de 2 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen olaylar neticesinde unutulmak istenen veya hatırlanmak istenen bir kentsel mekâna dönüşmüştür. Dolayısıyla bu mekân, ait olunan sosyal gruplar tarafından farklı şekillerde algılanmakta ve anlam bulmaktadır. Bu çalışmada, Sivas kentinde bulunan farklı sosyal grupların Madımak Oteli'ni algılayış biçimleri ortaya koymak amaçlanmıştır. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden fenomenoloji kullanılmış bu doğrultuda Sivas kentinde ikamet eden altı Alevi, altı Sünni kişi ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular, iki farklı sosyal gruba ait kişilerin Madımak Oteli'ni nasıl algıladıklarını ortaya koymuştur.
In: Alternatif politika: Alternative politics, Band 14, Heft 3, S. 486-518
ISSN: 1309-0593
This study investigates the EU's stance on post-Gezi civic engagement, which is based on alternative alliances and against the anti-democratic extremes of state power. Using a Gramscian perspective, the paper underlines the fact that before the protests, Turkey's civil society had been politically socialized by the help of EU financial assistance as a sign of an ideology of consent. That is, the EU has focused on liberal-democratic cooperation with civic organic intellectuals, based on the conviction that civil society is the engine for social and political transformation. However, even though civil society organizations have strengthened their catalysing role and become a new counter-hegemonic political space since the Gezi protests, it is argued that Turkey's normative distance from the EU and the pragmatic links between the EU and Turkey over refugees have led the EU to reduce its financial relationships with Turkey's rights-based civil society.
In: Yayın / Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi 28
Rusya Federasyonu (RF), siber uzay olarak adlandırılan alanda etkinliğini her geçen gün artırmaktadır. RF'nin siber uzaydaki etkinliğini artırmasının temel sebebi ise uluslararası sistemdeki en önemli siber güçlerden biri konumuna ulaşarak, sahip olduğu bu gücü dış politika sorunlarının çözülmesi noktasında bir baskı ve yaptırım aracı olarak kullanmak istemesidir. Bu hedef kapsamında RF, mevcut siber saldırı kapasitesine ulaşmak amacıyla 2000'li yıllarda ciddi gayret göstermiştir. İzlediği stratejinin sonucunda kısa bir süre içinde sahip olduğu siber saldırı gücünü arttıran RF, günümüzde siber uzayı domine eden en önemli aktörlerden biri konumuna ulaşmıştır. Bu bağlamda makalede RF'nin 2007 yılında Estonya'ya, 2008 yılında Gürcistan'a ve Litvanya'ya, 2009 yılında Kırgızistan'a ve 2014 yıllında Ukrayna'ya yönelik olarak gerçekleştirdiği iddia edilen siber saldırılar incelenerek, RF'nin dış politika sorunlarının çözümü kapsamında sahip olduğu siber saldırı kapasitesini ne şekilde kullanmakta olduğu analiz edilecektir. ; Russian Federation (RF) increases its activity in the field, called cyber space, day by day. The main reason why RF improves its efficiency in cyberspace is that it demands to be one of the most important cyber powers in the international system and needs to have power to use it as a means of pressure and sanction at the point of solving its foreign policy problems. Within this target, RF has made considerable efforts in the 2000s in order to reach the existing cyber attack capacity. As a result of the strategy it pursues, RF, which has increased its cyber attack power in a short period of time, is now one of the most important actors that dominate cyber space. In this context, our article examines how RF uses its cyber attack capacity at the point of solving its foreign policy problems by analyzing on the alleged RF attacks on Estonia in 2007, Georgia and Lithuania in 2008, Kyrgyzstan in 2009 and Ukraine in 2014.
BASE
Son yirmi yıl içinde internet ve mobil iletişim gibi ağ tabanlarının oluşumu, küreselleşme sürecinin etkisiyle her disiplini olduğu gibi uluslararası ilişkileri de etkilemiştir. Siber uzayın devletler açısından kara, deniz, hava ve uzaydan sonra beşinci boyut olarak güvenlik alanı kabul edilmeye başlaması da hiç şüphesiz iletişim teknolojisindeki söz konusu değişimlerin bir sonucudur. Diğer bir deyişle teritoryal sınırların önemini kaybettiği, devletin yanı sıra çok uluslu şirketlerin ve bireylerin aktör olarak yer alabildiği, kontrol edilmesi zor bir güvenlik alanı olan siber uzay, 2000'li yılların başından itibaren uluslararası ilişkilerde etkisini göstermeye başlamıştır. Çalışmamızda ise nükleer caydırıcılık olgusunun siber caydırıcılık kavramı ile karşılaştırmalı analizi çerçevesinde, nükleer silahlarla sağlanan caydırıcılığın siber uzayda sağlanıp sağlanamayacağı sorusuna cevap verilmeye çalışılacaktır. Bu çerçevede çalışmamızın ilk bölümünde realizm, liberalizm, Kopenhag Okulu ve İngiliz Okulu'nun güvenlik olgusuna bakış açıları karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır. İkinci bölümde nükleer caydırıcılık kavramı, II. Dünya Savaşı esnasında Almanya ve ABD'nin çabaları, ilk nükleer bombanın kullanılması, hidrojen bombasının üretilmesi, Küba Ekim Füzeleri Krizi'ne kadar ABD Başkanlarının askeri doktrinleri, nükleer silahların kontrol altında tutulma girişimleri ele alınacaktır. Üçüncü ve son bölümde ise siber uzayda saldırı stratejilerine, araçlarına, siber saldırı türlerine ve siber saldırı örneklerine değinilip, siber caydırıcılığın mümkün olup olmadığı literatürdeki teorisyenlerin yaklaşımları çerçevesinde analiz edilecektir. ; Formation of networks such as internet and mobile communication systems via globalization process impacted on international relations like in every scientific discipline in last twenty years. Cyber-Space, which is in scope of our work, has been approved as fifth security field with territory, marine-space and aero-space with regards to states is undoubtedly the result of aforementioned changes in communication technology. In other words, Cyber-space is a security field in which territorial borders lost their importance, multinational companies and individuals are approved as actors and also hard to be controlled, have taken efect in international relations from the beginning of 2000s. In our work, it will be endeavoured to understand whether deterrence with nuclear weapons is possible in cyber-space or not within the frame of comparative analysis of nuclear deterrence and cyber deterrence. In this context, it will be discussed the approaches of realism, liberalism, Copenhagen School and English School on Security concept comparatively in the first chapter. In the second chapter, nuclear deterrence concept, efforts of Germany and the USA during the WWII, using of first nuclear bomb, production of hydrogen bomb, military doctrines of the USA Presidents until Cuban Missile Crisis and initiatives to control nuclear weapons will be discussed. In the third and last chapter, offense strategies in cyber-space, offensive strategy tools, cyber-attack types and cyber-attack examples will be mentioned and it will be analysed whether cyber-deterrence is possible or not within the frame of approaches of theoreticians in literature.
BASE
TEZ11407 ; Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2015. ; Kaynakça (s. 75-94) var. ; xiv, 97 s. : res. (bzs. rnk.), tablo ; 29 cm. ; Bilginin güce eşit olduğu çağımızda bilginin saniyeler içerisinde tek bir tuşla paylaşıldığı siber uzay, ulusal ve uluslararası güvenlik algısında radikal değişimlere yol açmıştır. Bu yüksek lisans tez çalışması siber uzayın yarattığı algı değişiminin devletlerin ulusal güvenlik stratejilerini nasıl etkilediğini araştırmaktadır. Çalışmada siber uzayla ilgili kavramsal ve kuramsal çerçevenin incelenmesinin ardından, siber uzayda ulus devletlerin birbirleriyle ve devlet dışı aktörlerle ilişkileri tepkisel, stratejik ve diplomatik olarak gruplandırılmıştır. Buna ek olarak, siber güvenliğin sağlanmasındaki kısıtlı uluslararası işbirliği çabaları, Rusya-Ukrayna Krizi'nde Siber Berkut'un eylemleri ile sosyal medyada siber korsan ve terör gruplarının meydan okumaları incelenmiştir. Ayrıca, Türkiye'nin ulusal güvenlik stratejisi siber yeterlilikleri gelişmiş olan devletlerle kıyaslanmış ve Türkiye için bir siber güvenlik modeli ortaya konulmuştur. 'Beşinci Boyut' olarak adlandırılan siber uzayın güvenlik algısında yarattığı değişimler, ulus devletin kara, hava, deniz ve uzayın yanı sıra siber alanda da tavizsiz güç yarışını sürdüreceğini göstermektedir. Bununla birlikte, devletlerin siber diplomasiyi yabancı devletlerin halklarını etkilemede etkin bir araç olarak kullandıkları, siber istihbarat faaliyetlerine önem verdikleri ve siber ordular kurdukları görülmektedir. Siber güvenlik stratejilerinde devletlerin ulusal yazılımlarını geliştirmeye öncelik vermeleri ulusal güvenlik kaygılarının uluslararası işbirliğinin önüne geçebileceğine işaret etmektedir. Çalışmada uluslararası siber güvenliğin sağlanması için siber terör gruplarıyla olan mücadelede uluslararası işbirliğinin sağlanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. ; In our era, when knowledge is equal to power, cyber space – where information is shared with one click – has led to radical changes in the national and international perception of security. This master's thesis researches how the perception change that cyber space has created affects the national security strategies of states. After the analysis of the conceptual and theoretical frameworks, we have defined the relations among nation states and the relations between nation states and non-state actors as reactional, strategic and diplomatic. In addition, we have examined the limited attempts of international cooperation, the acts of Cyber Berkut in the Russia-Ukraine Crisis and some challenges raised by hacktivist and terror groups in cyber space. Furthermore, we compared Turkey's national cyber security strategy to the states with developed cyber capabilities, and a cyber security model for Turkey has been put forward. The changes cyber space or 'The 5th Domain' has led to in the perception of cyber security demonstrates that the fierce power struggle among nation states will continue not only in land, air, sea and space but also in cyber space. Along with this, it has been observed that states use cyber diplomacy as a powerful means of influencing the people of foreign countries, they give importance to cyber intelligence activities and they establish cyber armies. The fact that nation states give priority to developing their national software suggests that concerns about national security will surpass the efforts of international cooperation in cyber space. In order to ensure international cyber security and to cope with cyber terror, it has been concluded in the thesis that international cooperation is a must.
BASE
World Affairs Online
Bu tez çalışması, uluslararası ilişkiler açısından siber uzayın neden olduğu yeni tartışma konularını ele almak suretiyle, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya Federasyonu (RF)'nun siber güvenlik stratejilerini karşılaştırmalı olarak analiz etmek amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmadaki temel sorunsalımız ise ABD ile RF'nin, siber güvenlik stratejilerini belirleme sürecinde birbirleriyle bir etkileşim ve etki-tepki ilişkisi içinde olup olmadığı tartışmasına odaklanmıştır. Bu doğrultuda tezde ulaşılan sonuç, ABD ve RF'nin siber güvenlik stratejilerini şekillendirme süreçlerinde, birbirlerine yönelik tehdit algılamalarının önemli etkisi olduğudur. Zira ABD ve RF arasında siber uzay alanında günümüze kadar süre gelen rekabetinin kökenleri her iki devletin Soğuk Savaş dönemindeki ideolojik ve askeri çekişmesinin bir sonucu olarak şekillenmiştir. Bununla birlikte söz konusu iki devlet kısa ve orta vadede ağ teknolojileri kapsamında askeri kapasitelerini geliştirmek için etkili bir siber savunma ve saldırı kapasitesi yaratmaya çalışacaklardır. Genel ve soyut olarak aktardığımız bu çerçeve içerisinde tez çalışmasının ilgi bölümlerinde: o Teknoloji kültürlerinin Soğuk Savaş döneminde ABD ve SSCB arasındaki askeri rekabetin günümüz siber uzay alanının şekillenmesine yaptığı katkıların, o 1990'lar başı ile birlikte küreselleşen, ticarileşen ve sivilleşen internet teknolojisinden ABD ve RF'nin askeri ve istihbari bir enstrüman olarak istifade etme arayışlarının, o Sosyal medya imkânlarını her iki devletin bir enformasyon savaşı aracı olarak kullanmaya yönelik planlamalarının, o ABD ve RF'nin bu yıllar ile birlikte şekillenmeye başlayan resmi siber güvenlik strateji belge ve doktrinlerinin, o Ulusal siber uzay alanlarını denetleyen hukuki rejimlerinin ve ulusal siber güvenlik kurumlarının faaliyetlerinin analiz edilmesine odaklanılmıştır. ; This thesis study aims at comparative analysis of cyber security policies adopted by United States of America (USA), and Russian Federation (RF), with consideration of new discussions originated from cyber space in the context of international relations. This work tries to find out whether there is an action-response relation between USA, and RF or not, in the course of setting cyber security strategies. Accordingly, this study found out the fact that USA, and RF's mutual perception of threat on their countries, is decisive when they are setting cyber security strategies. It is because of that today's ongoing competition between USA, and RF in the field of cyber space, originates from ideological, and military competition between USA, and RF during Cold War. Besides, the two states will try to create an effective cyber defense and attack capacity in order to improve their military capacities in the short and medium term within the scope of networking technologies. As we explained in general and abstract, in order to support arguments of this study, focus of related chapters of this thesis; o Contributions of technology cultures to the shaping of today's cyberspace space in the Cold War-era military rivalries between the USA and the Soviet Union, o Attempts of USA, and RF to benefit from internet technology as a means of military, and espionage, since it has been global, commercial, and civil by 1990s, o Planning of social media facilities for the use of the two states as an information warfare tool by the state, o USA, and RF's official cyber security strategy documents, and doctrines that started to be formed by then, o Legal regimes governing national cyber space areas; and activities of national cyber security institutions.
BASE