A Sociological inquiry on women's well-being and waged-work
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 69, Heft 3, S. 567-592
ISSN: 1309-1034
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 69, Heft 3, S. 567-592
ISSN: 1309-1034
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 59, Heft 4, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Akademik İncelemeler Dergisi: AİD = Journal of academic inquiries, Band 17, Heft 2, S. 346-368
ISSN: 2602-3016
Çağdaş Türk resminin önemli kadın sanatçılarından olan Oya Katoğlu, sanat kariyeri boyunca resimlerinde farklı teknikler kullanarak birçok konuyu ele almış, çok yönlü bir sanatçıdır. Katoğlu'nun çalıştığı temalardan biri olan kadın teması, sanatçının sıklıkla kullandığı bir konudur. Bu kapsamda araştırmada Oya Katoğlu'nun kadın temasını işlediği resim ve kitap kapak kompozisyonları ele alınmıştır. Çalışmada, sanatçının diğer konuları kadar önemli bir yer tutan kadın temasını gün ışığına çıkarmak amaçlanmıştır. Konu hakkında yazılmış akademik bir çalışmanın olmaması araştırmayı önemli kılar. Katoğlu ilk resimlerinde Anadolu kadınlarının hayatına yönelirken, geç dönem çalışmalarında ise kadın figürlerini dışavurumcu bir yaklaşımla resmetmiştir. Tuvallerinde bu temayı istikrarlı olarak görselleştiren sanatçının çalışmaları, kadın konulu yazın dünyasının kitaplarını süslemiştir. Oya Katoğlu, kadın sanatçıların yer aldığı dünya çapında düzenlenen yarışmalara katılarak dereceler elde etmiştir. Katoğlu naif bir ressam olmasına rağmen konularında toplumsal ve eleştirel çalışmalara yer vermesi yönüyle diğer Türk naiflerini etkilemiştir.
1925 yılında Musul Meselesi aleyhine sonuçlanmış olan Türkiye, enerjide dışa olan bağımlılığını azaltmak için petrol arama çalışmalarına ağırlık vermiştir. Petrol arama çalışmalarını kendi içerisinde iki dönemde ele almak gereklidir. Birinci dönem; petrol sahalarının tespiti sürecinin yaşandığı jeolojik etüt çalışmalarıdır. Başlangıçta Lüksemburglu Dr. Michel Lucius, 1929 yılından sonra ise ABD'de yaşayan mühendis Cevat Eyüp Taşman'ın Türkiye'ye gelmesi üzerine O'nun öncülüğünde jeolojik etüt çalışmaları yapılmıştır. Etüt çalışmaları Hükümet adına yapıldığı gibi yerli sermayedarlar ve yabancı şirketler de Hükümetten aldıkları izin üzerine bu petrol arama çalışmalarına katılmışlardır. Petrol arama çalışmalarının ilk günlerinde gerek kanuni altyapının bulunmaması gerekse kurumsal birikimin olmaması nedeniyle bu yöndeki eksiklikler de giderilmeye çalışılmıştır. Yapılan etüt çalışmaları ve zaman içerisinde petrol arama çalışmalarının kurumsal bir kimlik kazanması üzerine petrol arama çalışmalarında ikinci dönem başlamıştır. Bu dönemde ise eldeki veriler eşliğinde petrol bölgesi olduğu düşünülen yerlerde sondaj çalışmaları yapılmıştır. Dönemin İktisat Vekili Celal Bayar'ın da hazır bulunduğu bir törenle Mardin ili Midyat ilçesi Basbirin bölgesinde ilk sondaj kuyusu açılmıştır. 13 Ekim 1934 tarihinde başlatılan sondaj çalışmaları neticesinde Basbirin-1 ismi verilen kuyuda petrol emarelerine rastlanılmışsa da bu petrolün ekonomik bir değeri olmadığı gerekçesiyle 15 Haziran 1936'da sondaj kuyusu kapatılmıştır. Basbirin bölgesinden sonra Midyat ilçesindeki Hermis ve Kerbent bölgelerinde sondaj çalışmalarına devam edilmiştir. Sondaj çalışmalarından sonuç alınamaması üzerine Türkiye'nin ekonomik değerli ilk petrol kuyularının açılacağı Raman Dağı'nda çalışmaların devam etmesi kararlaştırılmıştır. Bu çalışmanın amacı; 1940 yılında Siirt vilayeti Beşiri İlçesi İluh (Batman) nahiyesinde ekonomik değer teşkil eden ilk petrol kaynakları tespit edilene kadar ki süreçte Türkiye'nin petrol arama çalışmalarını ortaya koymaktır ; Turkey, in 1925, as the Mosul issue resulted against it, in order to reduce its dependence on foreign energy, has focused on oil exploration. It is necessary to consider oil exploration in two different periods. First period was the period in which geological survey of oil fields was performed. Originally, the exploration activities started with Michel Lucius from Luxembourg, but after 1929, continued with Engineer Mr. Cevat Eyüp Taşman who came to Turkey from the United States. New geological survey work has been performed under his leadership. The survey studies have been performed on behalf of the government but it was also possible for local investors and foreign companies to participate in these oil exploration works upon the permission received from the government. Due to the lack of legal infrastructure and corporate know-how during the first days of the oil exploration efforts, such deficiencies have also been tried to be eliminated during the process. As a result of the survey studies made and as the oil exploration work gained an institutional identity, the second period in oil exploration has started. In this period, drilling operations were carried out in the areas where it was thought to contain oil pursuant to the available data. The first borehole was drilled in the Basbirin region of Midyat district of Mardin province with a ceremony with the presence of Celal Bayar who was the Deputy Minister of Economy at the time. As a result of the drilling operations initiated on October 13th, 1934, even though traces of oil were encountered in the well known as Basbirin-1, this borehole was closed on June 15th, 1936, on the grounds that the oil in it had no economic value. After the Basbirin region, drilling operations were continued in the Hermis and Kerbent regions of Midyat. Upon the lack of positive results from these drillings, it was decided to continue the exploration surveys at Mount Raman, which was going to be the region where Turkey's first economically viable oil wells were to be established. The purpose of this study is to reveal the oil exploration attempts of Turkey throughout the process until the first economically viable oil resources were found in İluh (Batman) sub-district of Beşiri district of Siirt province in 1940.
BASE
Günümüzde demokrasi en yaygın yönetim biçimidir. Bunu en büyük sebeplerinden biri demokrasinin insan doğasına en uygun yönetim biçimi olmasıdır. Demokrasi istenen ve çok değer gören bir kavram olduğundan onu korumak ve varlığını yaşatmak gerekmektedir. Bunu sağlamak ise eğitim yoluyla mümkün olabilir. Demokrasi eğitimiyle demokrasinin varlığını sürdürmek ise eğitimcilere düşmektedir. Bu araştırma demokrasi eğitimine odaklanmış olup Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde Eğitim derslerine giren öğretim elemanlarıyla alan derslerine giren öğretim elemanların demokratik tutumlarını öğrenci algılarına göre karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Elde edilen bulgular çerçevesinde genel olarak öğretim elemanlarının demokratik tutumlarının olumlu olduğu, eğitim bilimleri öğretim elemanları ile alan bilgisi öğretim elemanları arasında eğitim bilimleri öğretim elemanlarının lehine bir farklılık bulunduğu, eğitim bilimleri öğretim elemanlarının kendi aralarında yapılan değerlendirmede demokratik tutumlarının birbirlerinden farklılık göstermediği, alan öğretim elemanlarının ise kendi aralarında yapılan değerlendirmede demokratik tutumlarının birbirlerinden farklılık gösterdiği görülmüştür. ; At the present day democracy is the most common polity. One of the main reasons f this is; democracy is the most convenient policy for human nature. Because democracy is desirable and worthy concept it should be protected and survived. This will be probable with the help of education. Educationalist can make the democracy survive with the help of democracy education. The focus of this research is democracy education and it aims to compare the democratic attitudes of the lecturers of Uludag University Faculty of Education who attends the pedogogy courses and the other specific courses according to students? opinions. With the help of the findings of this research it is possible to say that the lecturers that works at the Uludag University Faculty of Education have positive democratic attitudes generally, pedodogy teachers have much more democratic attitudes than other specific courses,there is no difference among the democratic attitudes of pedogogy teachers themselves and there is a diffrence between the democratic attitudes of other specific courses lecturers themselves.
BASE
In: Balkan Araştırma Enstitüsü dergisi: Journal of Balkan Research Institute, Band 11, Heft 2, S. 491-510
ISSN: 2147-1371
Safet Zec is one of the most prominent Bosnian painters and graphic artists. For decades he has been creating works with a certain number of motifs and returning to them on several occasions during his active years. Above all, in his works he depicts landscapes, architectural motifs (the house, the homestead, room, window, door...), still life (bread, a cloth, table, flower pot...), and human figures. While his early work dates back to a peaceful time in his life in former Yugoslavia, marked by an atmosphere of happiness, fulfillment, and freedom, his later works, which date from the war in Bosnia and Herzegovina and its end, depict the tragedy and collective suffering of a people. This paper aims to present the importance of the works of Safet Zec and to view his opus from the aspect of his choice of motifs, their transformation, and the message the artist conveys depending on the social circumstances. We hope that this paper will introduce the work of this artist to the wider and expert public, and provide a contribution to a broader view of his work, encouraging researchers to further study.
Bu araştırma, işletmelerde işgören seçiminde ve örgüt içi iş yaşamında işgörenlere yönelik siyasi ayrımcılığın var olup olmadığını işgören ve yönetici algılamalarıyla ortaya koymayı amaçlamıştır. Bu kapsamda, Ankara'daki dört ve beş yıldızlı otel işletmelerinde çalışan 407 işgörene ve 108 yöneticiye anket uygulanmıştır. Araştırmada katılımcıların demografik ve işletmeye ilişkin özellikleri frekans ve yüzde dağılımlarıyla analiz edilmiştir. Bununla birlikte, katılımcıların anketin ikinci bölümünde yer alan her bir ifadeye ilişkin görüşleri frekans ve yüzde dağılımlarının yanı sıra aritmetik ortalama ve standart sapma değeri hesaplanarak çözümlenmiştir. İşletmelerde işgören seçiminde ve örgüt içi iş yaşamında siyasi ayrımcılık yapılıp yapılmadığına ilişkin işgören ve yönetici görüşleri arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığı bağımsız örneklemler için t-Testi, yönetici ve işgörenlerin işletmelerde işgören seçiminde ve örgüt içi iş yaşamında siyasi ayrımcılık yapılıp yapılmadığına ilişkin görüşlerinin demografik ve işletmeye ilişkin özelliklerine göre farklılık gösterip göstermediği, iki grup için bağımsız örneklemler için t-Testi, ikiden fazla grup için ise varyans analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada, katılımcıların her iki süreç açısından az düzeyde de olsa siyasi ayrımcılık yapıldığını düşündükleri ortaya konulmuştur. Bu bulgular ışığında, işletmelerde siyasi ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yönelik ve ileride yapılabilecek bilimsel araştırmalara dair öneriler sunulmuştur. ; This study sets out to find out whether there is a political discrimination towards the employee recruitment and work-life in the organization by the perceptions of employees and employers. Within this scope, a questionnaire was administered to 407 employees and 108 managers in Ankara at 4 and 5 star hotels. The characteristics of the participants have been analyzed through frequency and percentage distributions. Besides, the opinions of the participants on the statements, in the second part of the questionnaire were ...
BASE
Bu araştırma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Transaksiyonel Analiz ve Ego durumları kavramı, güven kavramı örgütsel güven kavramı üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde araştırmanın modeli belirtilmiştir. Üçüncü bölümde; bulgular ve yorumlara yer verilmiştir. Dördüncü bölümde ise; sonuç, tartışma ve öneriler anlatılmıştır.Bu araştırmanın amacı; resmi ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin, yöneticilerinde gözlemledikleri ego durumları ile örgütsel güven düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olup olmadığını saptamaktır.Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır.Araştırmanın evrenini; 2011-2012 eğitim yılında, İstanbul ili Maltepe ve Tuzla ilçelerindeki resmi ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise; evrenden basit tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilmiş 203 öğretmenden oluşturulmuştur.Veri toplama aracı olarak; Yılmaz (2005) tarafından geliştirilen "Örgütsel Güven Ölçeği" ve Arı (1989) tarafından geliştirilen "Ego (Ben) Durumları Ölçeği" kullanılmıştır.Veri çözümlemek amacıyla, "Örgütsel Güven Ölçeği" ile elde edilen veriler SPSS programı kullanılarak, "Ego Durumları Ölçeği" ile elde edilen veriler bu ölçeğe özgü geliştirilen bir bilgisayar yazılımı kullanılarak bilgisayar ortamına aktarılmıştır. İki ölçek arasındaki ilişkinin saptanabilmesi amacı ile SPSS programı yardımıyla Spearman Korelasyon analizi uygulanmıştır.Yapılan istatistiksel analizler sonucunda resmi ilköğretim okulu öğretmenlerinin, yöneticilerinde gözlemledikleri ego durumları ile örgütsel güveni düzeyi arasındaki ilişkinin türünün ve düzeyinin ego durumlarının alt gruplarında farklılık gösterdiği saptanmıştır.Genel olarak, resmi ilköğretim okulu öğretmenlerinin, yöneticilerinde gözlemledikleri ego durumları ile örgütsel güven düzeyi arasındaki ilişki incelendiğinde; iki değişken arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişki bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. ; This research is constituted as 4 sections. In the first section, it is stuted Transactional Analyse and Ego States commonsense Trust commansense, Organizational Trust commansense. In the second section, the model of the research is stated. Inthe third section, it isi stated the evidence and the comments. In the fourth section; the result, the disccussion and the suggestions are given.The reason of this research is, determining the meaningful relationship between the organizational trust level and the ego states which are organized by the admininistrators.In this research the relational model is used.The universe of the research is situated by the teachers who have been working at Maltepe and Tuzla district state schools in 2011-2012 academic year. The sample of this research is constituted 203 teacher who havw bwwn selected by the sample random sampling."Organizational Trust Scale" which was developed by Yılmaz (2005) and "Ego States Scale" which was developed y Arı (1989) is used by means of data collection.As the reason of analayzing data, the works are transferred by the computer hardware datas which are developed by the"Ego States Scale" and "Organizational Trust Scale" by using The SPSS Programme datasç The Spearmann Correlation Analyse and the SPSS programmes have been used to find out the relationship between datas.It has been found meaningful and vertical relationship between the ego states and the organizational trust level among the teacher who work at the primary state schools and the administrators. However it has been found out the ego states have been effected the organizational trust scale by the rate of 10 percentype.
BASE
In: Islamic philosophy, theology and science Volume 96
In: Middle East and Islamic studies e-books online Collection 2016
In: Brill online books and journals: E-books
In: Genel sıra 44
In: Belge dizisi 23
Sportif müsabakaların adil oyun çerçevesinde skor ve gidişatında büyük etkisi olduğuna inanılan hakemlerin fizyolojik ve psikolojik durumlarının yanı sıra kural bilgisi ve tecrübelerinin de verdikleri kararlar üzerindeki etkisi büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda çalışmamızda, müsabakanın yürütülmesinde vazgeçilmez bir unsur olan voleybol hakemlerinin öz yeterlik düzeyleri ve karar verme becerileri arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya 2017/2018 voleybol sezonunda faal olan çeşitli klasman (A, B, C ve KD) ve seviyede (aday, il, ulusal ve uluslararası), 106 erkek, 82 kadın olmak üzere toplam 188 voleybol hakemi katılmıştır. Çalışmaya katılan hakemlere Kişisel Bilgi Formu, Hakem Öz Yeterlik Ölçeği, Genel Öz Yeterlik Ölçeği ve Melbourne Karar Verme Ölçeği uygulanmıştır. Araştırma kapsamında toplanan anket verileri SPSS for Windows 23.0 paket programına aktarılarak değerlendirilmiştir. Ölçekler arasındaki ilişkiler Spearman korelasyon analizi ile, gruplar arası farklılık incelemesini içeren araştırma sorularında ise iki grup arasındaki farklar Mann-Whitney U testi, ikiden fazla grup arasındaki farklar ise Kruskal Wallis-H testi ile irdelenmiştir. Analiz sonuçları güven aralığında değerlendirildi ve "p<0.05" değeri istatistiksel olarak anlamlı farklılık kabul edildi. Hakemlerin öz yeterlik seviyeleri ve dikkatli karar verme stili arasında güven düzeyinde anlamlı ve pozitif bir korelasyon ilişkisi tespit edildi. (r=0.210) Hakemlerin öz yeterliliği artıkça dikkatli karar verme eğilimi de artmakta, kaçıngan, erteleyici ve panik karar verme eğilimi azalmaktadır. (p<0.05) Hakemlik klasmanı ve hakemlik yılı arttıkça, karar vermede özsaygı ve dikkatli karar verme stillerinde pozitif yönde, kaçıngan, erteleyici ve panik karar verme stillerinde negatif yönde ilişki olduğu tespit edilmiştir. 1-5 yıl arasında mesleki tecrübeye sahip hakemlerin; 6-10 yıl ve 16 yıl ve üzeri hakemlik tecrübesine sahip hakemlerden anlamlı oranda hakem öz yeterliliği, oyun bilgisi ve karar verme alt boyutundan daha düşük, kaçıngan ve panik karar verme stillerinde daha yüksek düzeyde oldukları tespit edilmiştir. (p<0.05) Aday hakemlerin ulusal ve uluslararası seviyedeki hakemlerden daha yüksek kaçıngan karar verme eğiliminde oldukları, ayrıca il, ulusal ve uluslararası seviyedeki hakemlerden daha yüksek panik karar verme eğiliminde oldukları tespit edilmiştir. (p<0.05) Daha önce voleybol oynayan hakemlerin, oynamayanlara oranla fiziksel yeterlilik öz yeterliliği bakımından daha yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir. (p<0.05) Sonuç olarak elde edilen bulgular voleybol hakemlerinin öz yeterlikleri ve öz güvenleri, doğru ve yerinde karar vermelerinde önemlilik arz ettiği bu nedenle öz yeterlik ve öz güven düzeylerinin geliştirilmeleri için erken yaşlarda hakemlik eğitime başlanması, hakemliğin üniversitelerde ders olarak okutulması, hakemlere uygulamaya dönük eğitimlerin arttırılması gerektiği kanaatine varılmıştır. ; For Referces who are believed to have big imparet on scores and the process of the matches in fair play frames ,physical and psychological states have very important effects to make decisions as well as their knowledge of rules of the games and experiences. In this context in our research, we aimed to analyse the self sufficeney level and deciding ability of volleyball referees who are indispencible elements to start the game according to the rules and gaming process. In our research we included 106 male , 82 female and in total 188 referees who are still actıve in 2017/2018 volleyball season from different divisions (A,B,C and KD) and level capprentice, province, natiomal and international. Personal information form self sufficieney scale for refereas, general self sufficiency scale and Melbourne decision making scale have been applied to the referees whom we have included in our research. In the context of our research, the date gathered have been transferred to SPSS for Windows packate programme and evalvated by this way. The relationships between the scales have been studied spearman corelatıon,the research guestion which includes the Differences between groups and tho groups have been studied mann –whitney U test, the differences between the groups which are more than two have bean studied Kruskal Wallis-H test.The results of the analyse have been evaluated between 95% confidence interval and p< 0,05 valve have been accepted as meoningful difference statistically. A meaningful and positive corelation has been spotted between referees selfsufficiency level and accurate decision style on 95% confidence level.(r=0.210) As the level of self sufficiency of referees increases, the tendency of accurate decision increases, avoidant, dilatory and panicked decision making tendeney decreases, though. As the referee ranking and referce years increase, a positive relation has been confirmed on selfesteam on decision making and accurate decision making styles but a negative relation has been confirmed on avoidant, dilatory and panicked decision making. Referees who have 1-5 year experience have been confimed that they have meaningfully less referee self sufficrency, knowledge of game and subdimension of decision making than the refereas who have 6-10 years experience or 16 years or more (p<0.05). Apperntice referees tend to give more avoidant decisions than the referees who are national or international levels. Besides this. Apprentice referees tend to give more panicked decisions than provincal, national or international level referees (p<0.005). A statistically meaning ful difference hasn't been found between the referees from different branches or actives and inactive referees about referee self sufficiency and subdimen tions (p<0.05). Make referees have been confirmed that they have higher self sufficiony about decision making,knowledge of game and referees self suficiency than female referees (p <0.005). All in all, findings gathered have importance on referees self sufficiency and selfconfidence and right and accurate decision making so we have reached the conclusion that starting the referee education at early ages, teaching referees at universities and increasing the tendency of working in the field as a referee are important to improve referees self –sufficiency and self confidence.
BASE
In: 100 yıl önce dizisi 2
In: The international journal of Kurdish studies: IJOKS, Band 9, Heft 1, S. 55-70
ISSN: 2149-2751
Methodology and adherence to scientific ethics are the two most important points for any work. These are the two points that make a work successful or weak. This article, in this framework, is a review of the Kurdish Working Group's Writing Guide published by the Mesopotamia Foundation in December 2019. It is understood from the book that this Guide is the result of several years of the Kurmanci Working Group's work and was prepared with the participation of 20 academics / academically affiliated people. Although it has been prepared for several years, it can be seen that the work and the prepared Guide have serious problems in terms of scientific methods and ethics. Therefore, methodological problems and scientific ethics of the Guide and its preparation process have been evaluated in this article.
Taha Toros Arşivi, Dosya No: 98-Fausto Zonaro ; İstanbul Kalkınma Ajansı (TR10/14/YEN/0033) İstanbul Development Agency (TR10/14/YEN/0033)
BASE