Yüksek denetim kavramı, Sayıştaylar tarafından yürütülmekte olan dış denetim faaliyetini diğer dış denetim organları tarafından yapılan denetimlerden ayırt etmek için kullanılmaktadır. Ülkemizde "yüksek denetim (supreme audit)" literatürde fazla yer almayan bir kavram olmakla birlikte, uluslararası literatürde yaygın bir kullanıma sahip olduğu bilinmektedir. Türkiye'de; kaynağını Anayasadan alan, meslek mensuplarının yasal güvencelere sahip olduğu, kurumsal bağımsızlığı olan, millet meclisi adına mali denetim faaliyetini yürüten yüksek denetim organı Sayıştay'dır. Bu çalışmanın amacı, Osmanlı devletinde ve Türkiye Cumhuriyetinde yüksek denetim uygulamalarının ve kurumlarının (Sayıştay) gelişim sürecinin ortaya konulmasıdır. Çalışmada bibliyografya (kaynak taraması) yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan kaynaklar, Başbakanlık Osmanlı Arşivlerindeki belgelerden, yurt içi ve yurt dışı ilgili kitap, makale, bildiri ve araştırmalardan oluşmaktadır. Elde edilen bulgular tarihsel sırayla kaleme alınmıştır. ; The concept as supreme audit is used for separating the external audit which is performed by courts of accounts from the ones performed by independent external audit organs. Although the term as "supreme audit" is not a concept which is frequently met, it is widely used in international literature. Sayıştay is the court of accounts in Turkey, of which members of profession took their authority from the constitutional law in Turkey having legal assurance in an institutional independence, and it performs the activity as financial audit being a supreme audit organ, on behalf of the National Parliament. The aim of this study is to determine the development process of supreme audit procedures in Ottoman Empire and Republic of Turkey, showing the same for the institutions (Sayıştay: the court of accounts in Turkey.). Bibliography scanning method was used for the study. The resources used for the study are the ones as the documents in Ottoman archives, the local and international relavant books, articles, papers ...
Migration is an important phenomenon that deeply affects the lives of adolescents and paves the way for many emotional and behavioral problems. It is important for adolescents to go through the migration process without any problems in order for them to continue their lives in harmony with the society they have just joined and to continue their individual development in a healthy way. The aim of this study is to draw attention to the problems experienced by adolescents, who are in an interim period from childhood to adulthood, before, during and after migration, and what kind of practices can be implemented for these problems. For this purpose, the developmental characteristics of the adolescents involved in the migration process were emphasized in the study, the problems they experienced during the migration process were mentioned, and finally, various application suggestions for these problems were included. Adolescents may be exposed to different sources of stress with the migration process, and such exposures cause them to experience different levels of physical, biological and social problems. At the point of overcoming such problems that individuals face, the creation of implementations at different systems, including the educational settings, can help adolescents in the identity formation process to feel more self-confident and develop a positive sense of belonging.
Bölgesel Kalkınma Ajansları, bölgesel politikalar geliştirerek, bölgelerin kalkınmasını, geri kalmış bölgelerin iyileştirilmesini ve dolayısıyla birbirleriyle rekabet edebilir hale gelmelerine yardım etmeyi amaçlayan kuruluşlardır. Avrupa Birliği de bölgesel politikalara önem vermekte ve yeni katılan ülkelerin de bölgesel yapılanmalarını uyumlaştırmaları gerektiği düşüncesini savunmaktadır. Bölgesel Kalkınma Ajansları, Maastricht Antlaşması ile oluşturulan Bölgeler Komitesi çerçevesinde işleyişlerini sürdürmektedir. Ancak, Avrupa Birliği'nin üye ülkelerde uyumlu ve ortak bir bölgesel politikaya geçiş aşamasında ne kadar başarılı olduğu tartışma konusu olmaktadır. Bu çalışma çerçevesinde, Birliğe üye olan ülkelerin ortak bir bölgeselleşme süreci yaşayıp yaşamadıkları tartışılacaktır. Bunun için öncelikle bölge ve bölgeselleşme konuları ele alınacak ve bölgesel kalkınma ajansları değerlendirilecektir. Daha sonra Fransa, İngiltere, Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ndeki bölgeselleşme hareketlerinin işleyişi incelenecektir. Böylece, adı geçen ülkelerin bölgesel kalkınma ajanslarına geçiş süreçleri karşılaştırılmaya çalışılacaktır. ; Regional Development Agencies are organizations which are aiming to help the development of the regions, the improvement of the underdeveloped regions, and thus to be able to compete with each other, via developing regional policies. The European Union gives importance to regional politics and advocates that the new participating countries should harmonize their regional structures. Regional Development Agencies continue to operate within the framework of the European Committee of the Regions that established by the Maastricht Treaty. However, there is a debate about how successful the European Union is in the transition to a coherant and common regional policy in the member countries. Within the framework of this study, it will be discussed whether the countries that are members of the Union have lived in a common regionalization process. First of all, region and regionalization issues will be determined, and regional development agencies will be evaluated. Then, the functioning of the regionalization movements in France, United Kingdom, Poland and the Czech Republic will be examined. Thus, the transition processes of the mentioned countries to regional development agencies will be tried to be compared.
Yerel dinamiklerin harekete geçirilerek, bölgesel kalkınma hareketine son yıllarda önem ve öncelik verildiği görülmektedir. Kalkınma hamlesi aynı zamanda sosyal hukuk devleti olabilmenin de bir gereğidir. Devlet, bu ödevini oluşturduğu kural ve kurumları aracılığıyla yerine getirmeye çalışmaktadır. Çağımızda devletin kalkınma ve ekonomik yaşamda önemli bir aktör durumundadır. Devlet bir yandan ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek, diğer yandan da toplumsal barışı ve kamu düzenini korumakla ödevlidir. Türkiye?de sosyo-ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilebilmesi maksadıyla son yıllarda idari teşkilata dahil edilen kalkınma ajansları, gerek kuruluş ve gerekse işleyiş yapıları bakımından birtakım sorunlar barındırmaktadır. Kalkınma sürecinin bürokratik engelleri bu türden idari yapılarla aşılmaya çalışılırken, "her şeye rağmen kalkınma mı?" sorusu akla geliyor Kuşkusuz değil. Çevresel değerleri yok edici bir kalkınma düşünülemeyeceğine göre, devlet sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını göz ardı eden bir sosyo-kalkınma sürecine evet diyemez. Devlet, elindeki hukuk enstrümanları ile rasyonel bir denge kurmak zorundadır. Türkiye?nin kalkınma arayışında bölge ajansları kamu ve özel sektör paydaşlığında amacına uygun biçimde işletildiğinde olumlu sonuçlar elde edileceği söylenebilir. Ancak kalkınma ajanslarının uluslararası sermayenin doymak bilmeyen iştahını körüklemekten çok, toplum yararını kollaması şartıyla bu sonucun elde edilmesi mümkündür. Çevresel değerlerin feda edildiği ekonomik bir büyümenin kalkınma anlamına gelmeyeceğini acı deneyimler ortaya koymuştur. ; In recent years regional development and the movement is given priority by activating the local dynamics. Development is a requirement of being a social state governed by the rule of law. The State tries to fulfill these obligations by means of special rules and institutions. In our age the state is an important actor in the development process and economic life that steering, not rowing. The state on the one hand achieves economic development and ...
Bu tez, bir yönetişim örneği olarak kabul edilen Kalkınma Ajanslarını ve bu ajansların Türkiye'deki uygulamalarını içermektedir. Günümüz dünyasının şekillendirici temel unsuru olan küreselleşmeyle birlikte ulus-devlet bir dönüşüm sürecine girmiştir. Bu süreçte ulus-devlet yerelleşme gereği olarak merkezi yönetim yetkilerinin bir kısmını yerel ve bölgesel yönetimlere devretmektedir. Bu yönetimlerden biri de; kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği sağlayarak bölgesel dengesizliklere ortak çözüm geliştirip, bölgesel kalkınmayı gerçekleştirmeye çalışan Kalkınma Ajanslarıdır.Bu bağlamda tezde öncelikli olarak küreselleşme ve yerelleşme çerçevesinde Türkiye'de bölge-bölgecilik-bölgeselleşme konuları incelenmiştir. . Daha sonra Türkiye'de Bölgesel kalkınma politikalarının tarihsel süreci ele alınmış, ülkemizde de son zamanlarda bölgesel kalınmada etkin rol oynayan Bölgesel Kalkınma Ajansları incelenip Ankara Kalkınma Ajansı ve Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA) örnekleri ele alınmıştır. Dolayısıyla bu çalışma, kalkınmada etkin rol oynayabilecek bir yönetişim modeli olan Kalkınma Ajanslarının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlama amacı taşımaktadır. This thesis a governance model the regional development agencies and these agencies include applications in Turkey. In today's world of globalization, the nation-state as a basic element forming in the process of transformation. As part of this process, decentralization of the nation-state is a part of the local and regional governments, central government transfers the powers. This is one of the authorities and the public sector, the private sector and enabling co-operation between non-governmental organizations to develop joint solutions to regional imbalances in regional development, regional development agencies working to realize.In this context, within the framework of decentralization by examining the phenomenon of globalization as a priority region-regionalism-regionalization definition has been adopted in Turkey. The historical process of regional development policies are discussed later in Turkey, playing an active role in our country without yielding of the Regional Development Agencies recently examined as an application Ankara Development Agency and the South Aegean Development Agency (GEKA) samples. Therefore, this study may play an active role in development of a governance model that is intended to contribute to a better understanding of the Regional Development Agencies.
Bu tez, bir yönetişim örneği olarak kabul edilen Kalkınma Ajanslarını ve bu ajansların Türkiye'deki uygulamalarını içermektedir. Günümüz dünyasının şekillendirici temel unsuru olan küreselleşmeyle birlikte ulus-devlet bir dönüşüm sürecine girmiştir. Bu süreçte ulus-devlet yerelleşme gereği olarak merkezi yönetim yetkilerinin bir kısmını yerel ve bölgesel yönetimlere devretmektedir. Bu yönetimlerden biri de; kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği sağlayarak bölgesel dengesizliklere ortak çözüm geliştirip, bölgesel kalkınmayı gerçekleştirmeye çalışan Kalkınma Ajanslarıdır.Bu bağlamda tezde öncelikli olarak küreselleşme ve yerelleşme çerçevesinde Türkiye'de bölge-bölgecilik-bölgeselleşme konuları incelenmiştir. . Daha sonra Türkiye'de Bölgesel kalkınma politikalarının tarihsel süreci ele alınmış, ülkemizde de son zamanlarda bölgesel kalınmada etkin rol oynayan Bölgesel Kalkınma Ajansları incelenip Ankara Kalkınma Ajansı ve Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA) örnekleri ele alınmıştır. Dolayısıyla bu çalışma, kalkınmada etkin rol oynayabilecek bir yönetişim modeli olan Kalkınma Ajanslarının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlama amacı taşımaktadır. ; This thesis a governance model the regional development agencies and these agencies include applications in Turkey. In today's world of globalization, the nation-state as a basic element forming in the process of transformation. As part of this process, decentralization of the nation-state is a part of the local and regional governments, central government transfers the powers. This is one of the authorities and the public sector, the private sector and enabling co-operation between non-governmental organizations to develop joint solutions to regional imbalances in regional development, regional development agencies working to realize.In this context, within the framework of decentralization by examining the phenomenon of globalization as a priority region-regionalism-regionalization definition has been adopted in Turkey. The historical process of regional development policies are discussed later in Turkey, playing an active role in our country without yielding of the Regional Development Agencies recently examined as an application Ankara Development Agency and the South Aegean Development Agency (GEKA) samples. Therefore, this study may play an active role in development of a governance model that is intended to contribute to a better understanding of the Regional Development Agencies.
Dünyada kırsal kesimde yaşayan toplumların kentte yaşayanlara göre olanaklarının daha sınırlı olması nedeniyle, bu insanların hayat standardını yükseltmek ve gelirlerini artırmak ülkelerin en temel sorunlarından birini oluşturmuş ve kırsal kalkınmanın sağlanmasına dönük farklı politika arayışları gündeme gelmiştir. Bu arayış Avrupa Birliği (AB)'nde 1950'li yıllarda Ortak Tarım Politikası (OTP) ile başlamış ve aday ülkelere uyguladığı kırsal kalkınma programları ile devam etmiştir. Ülkemizde ise kırsal kalkınma politikaları beş yıllık kalkınma planları ile birlikte dikkat edilmesi gereken bir unsur olarak ortaya çıkmış olup, bu çerçevede son olarak 2007-2013 yılını kapsayan yedi yıllık kalkınma planında da konunun üzerinde ciddiyetle durulmaktadır. AB'ye tam üye olma amacıyla müzakereler yürüten ülkemizin AB'nin gelişmiş ülkeleri ile kıyaslandığında birçok diğer göstergede olduğu gibi, kırsal kalkınma göstergeleri açısından da oldukça gerilerde olduğu bir realitedir. Nitekim konuyla ilgili temel birkaç göstergeye ilişkin rakamlara göz atıldığında, 2008 yılı verilerine göre, çalışmada kullanılan AB ülkeleri içerisinde kırsal kesim nüfusunun toplam nüfusa oranının en fazla olduğu ülkenin ,76 ile Romanya olduğu, bu ülkeyi ,7 ile Polonya'nın izlediği görülmektedir. Ülkemiz ise ,3 ile söz konusu gösterge açısından bu iki ülkeden sonra gelmektedir. Hollanda ile Fransa sırasıyla ,2 ve ,6 oranlarıyla ülkemize nazaran daha iyi konumdadırlar. 2008 yılında ülkemizde tarımsal katma değerin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)'ya oranı yaklaşık %8,64 iken, söz konusu oran tarım sektörünün gelişmiş olduğu Hollanda'da yaklaşık %1,7, Fransa'da ise yaklaşık %2'dir. 2008 yılı verilerine göre ülkemizde toplam istihdamın ,2'si tarım sektöründe faaliyet gösterirken, bu oran Hollanda'da %2,7, Fransa'da ise %3'tür. Değinilen bu temel göstergeler, AB'nin gelişmiş ülkelerinin standardını yakalayabilmek için ülkemizin yapması gereken çok iş olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. ; Societies' opportunities who live on rural regions are more restricted compared to people who live on provinces. Because of this case, raising living standards and their revenues of those who live in rural regions has become the main problem of countries and different policy researches to provide rural development has come up. This research had started in the European Union (EU) with the Common Agricultural Policy (CAP) in 1950s and continued with other rural development programs that the union implemented to its members. In our country rural development policies emerged with quinquennial development plans as an issue that is worth to work on carefully. In addition, in the seven year development program which contains 2007-2013, this issue is seriously examined. For our country that has negotiations with the EU, in terms of rural development indicators, it is a fact that Turkey's position is quite worse as it is in lots of other indicators when there is a comparison between Turkey and developed countries of the EU. Likewise if it is necessary to give some examples related with the issue; according to the agricultural and rural population statistics 2008, Romania takes the first place with the ratio of 45,76 and Poland takes the second place with 38,7% in terms of the ratio of rural population to total population within the EU countries that is examined in the study. Our country is in the third place after those two countries with 31,3%. Holland and France have better positions compared to Turkey. For the same issue ratios are 18,2 and 22,6 in those countries respectively. In our country the ratio of agricultural added value to Gross Domestic Product (GDP) is about 8,64%; but in Holland that agriculture sector is developed this ratio is 1,7% and also in France it is about 2%. Considering the indicators of 2008, 26,2% of total employment works in agriculture sector in Turkey, in Holland this indicator is about 2,7% and in France it is 3%. Indicators mentioned above means that our country has a lot of things to do to reach the standards of the EU's developed countries.
Dünya tarihinde en ilgi çekici dönemlerden birisi Soğuk Savaş yıllarıdır. II. Dünya Savaşı'nın son bulmasıyla başlayan ve SSCB'nin dağılması ile sona eren dönem dünyayı küresel ve yerel sorunlara gebe bırakmıştır. Yaşanan yerel doğum sancılarının en acı şekilde hissedildiği bölgelerden birisi de Balkanlar olmuştur. Bu bölge sahip olduğu kaotik yapısı ve konumu itibariyle bilhassa Soğuk Savaş sonrası yıllarda uluslararası güçlerin hesaplaşma alanı olmuştur. Soğuk Savaş sonrası Balkanlar üzerinde yaşanan karmaşık gelişmeler sonucunda, Sırpların Kosava'ya saldırması kaçınılmaz olarak Kosava'nın bağımsızlığına giden süreci başlatmıştır. Bu çalışmada ise Soğuk Savaş sonrasında Kosava'nın bağımsızlığına giden süreç ve Kosava'nın bağımsızlığını kazanmasında NATO'nun Soğuk Savaş sonrası dönüşümü ve KFOR'un bu sürece etkisi kronolojik olarak anlatılmıştır. ; The period of The Cold War is one of the most interesting periods in the world history. The period, wich starting with the end of World War II finished with disintegration of the USSR caused global and local problems. From this point of view, the Balkans is one of The regions strongly effected by these problems . International actors, especially after the Cold war used this zone as a competition area because of its importance. In this study (after the Cold War) complicated developments, chronological cries in this region are clarified. Moreover, the process going towards the independence of Kosovo after the Cold War, NATO?s transformation on the path of gaining Kosovo?s independence, and KFOR?s effects on the process are explored. Regarding the developments encountered the independence of Kosova, KFOR and these effects on the period are denoted.
Mahalli idareler, mahalli hizmetlerin sunumunda önemli rolü olan kamu tüzel kişileridir. Mahalli hizmetlerin sunumunda halka en yakın idari birimler olmaları sebebiyle büyük önem arz etmektedirler. Merkezi yönetim tarafından yerine getirilen kamu hizmetlerinin değişmesi ve gelişmesi mahalli hizmetlere de etki etmektedir. Dolayısıyla mahalli idarelerin yerine getirmeleri gereken hizmetler de artış göstermektir. İşte bu sebeple mahalli idarelerin gelişim süreci ve gördükleri hizmetler incelemeye değer görülmüştür. Çalışmada, mahalli idarelerin mahalli hizmetlerin sunumundaki rolünü anlayabilmek için öncelikle mahalli idare kavramının içeriği açıklanacak, ardından Türk İdare Tarihi açısından gelişimine değinilecektir. Ardından mahalli hizmetlerin görünüşünde idarenin rolüne değinilecek, hizmet sunum yöntemleri açıklanmaya çalışılacaktır. ; Local administrations are public legal entities that have an important role in the provision of local services. They are of great importance in the provision of local services as they are the closest administrative units to the public. The change and development of public services introduced by the central government also affect local services. Therefore, the services that local administrations should perform have also increased. For this reason, the development process of the local administrations and the services they saw were considered worthy of examination. In the study, in order to understand the role of local administrations in the provision of local services, the content of the concept of local administration will first be explained and then its development in terms of Turkish Administrative History will be mentioned. hen, the role of the administration in the appearance of local services will be mentioned and service delivery methods will be explained.
Türkiye, planlı dönemle birlikte uygulamaya başladığı bölgesel gelişme ve bölgeler arasındaki dengesizlikleri giderici yöndeki politikalarını günümüzde yeniden gözden geçirme zorunluluğu ile karşı karşıyadır. Bu zorunluluğun esas nedeni Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde bölgesel gelişme politikalarının entegre edilmiş olmasıdır. Bu nedenle Türkiye, yaklaşık 40 yıldır uygulamakta olduğu bölgesel gelişme model, politika ve araçlarını bir yana bırakarak yeniden bir yapılanma süreci içine girmiştir. Bu yeni yapılanmanın ana öğesini Bölgesel Kalkınma Ajansları (BKA) olarak adlandırılan birimler oluşturmaktadır. Kalkınma Ajansları, bir ülkenin belli bir coğrafi bölgesi içerisindeki özel ve kamusal tüm şirketler, yerel otoriteler ile sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği sağlayarak, o bölgenin ekonomik açıdan gelişmesini hedefleyen ve yasal bir hükme dayanarak kurulan yapılar olarak tanımlanmaktadır. Küreselleşme süreci beraberinde getirdiği yapısal uyum politikaları ile birçok konuda özgün süreçler ve araçlar geliştirilmesini gerekli kılmıştır. Bu süreçte Türkiye'ye de AB tarafından bölge planlamanın yeni bir anlayışla ele alınması gerektiği ve bunun aracının da BKA'lar olduğu ifade edilmiş ve konu ilk kez AB'ye tam üyelik müzakereleri ile başlamıştır. Bu dönemin başlangıcı sayılacak süreç ise adaylığın ilk kez tescil edildiği 1999 Helsinki Zirvesi sonunda olmuştur. AB Komisyonu'nun hazırlamış olduğu Katılım Ortaklığı Belgesi'nde orta vadede yapılması gereken düzenlemeler arasında yer alan BKA'ları oluşturmak amacıyla yasal düzenlemeler süreci başlatılmıştır. Bu doğrultuda öncelikle Topluluk kurallarına uygun olarak kısa vadede istatistiksel bölge olarak bilinen AB (NUTS) sistemi 22 Eylül 2002 tarih ve 4720 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile kabul edilmiştir. Daha sonra da 2003 yılı Katılım Ortaklığı Belgesinde, katılım öncesi mali yardım programından yararlanabilmek için BKA'ların kurulması öngörülmüştür. Takip eden süreçte 32 esas ve 5 geçici maddeden oluşan, 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun, 25.01.2006 tarihinde TBMM Genel Kurulunda görüşülerek kabul edilmiş, 08.02.2006 tarihli ve 26074 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ülkemizde, 5449 sayılı Kanunun birinci maddesinde ifade edildiği üzere; ?kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek, kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlamak ve yerel potansiyeli harekete geçirmek suretiyle, ulusal kalkınma plânı ve programlarda öngörülen ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürülebilirliğini sağlamak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak amacıyla? BKA'lar kurulmaktadır. 6 Temmuz 2006 tarih ve 26220 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ?Bazı Düzey 2 Bölgelerinde Kalkınma Ajansları Kurulmasına Dair Bakanlar Kurulu Kararı? ile ilk olarak 06.01.2007 tarihinde Adana ve Mersin illerini kapsayan Çukurova Kalınma Ajansı ve 13.01.2007 tarihinde de İzmir ilini ve çevresini kapsayan İzmir Kalkınma Ajansları kurulmuştur. Kalkınma ajansları; ? Bölgesel gelişme uygulamalarımız ile bölge planlarımızın etkinliğinin ve başarısının yükseltilmesini; bölgelerin ülkemizin genel büyümesine, gelişmesine, refahına ve istikrarına katkısının artırılmasını; sosyal uyum ve adaletin güçlendirilmesini ve değişen küresel rekabet şartlarına adaptasyonunun hızlandırılmasını sağlayacak, ? Yüksek nitelikli personeli, esnek kaynak ve istihdam yapısı ile kurum, kuruluş ve şahıslara sağladığı idari, mali, teknik desteklerle başta girişimciler olmak üzere bütün yerel aktörlerin kalkınma çabalarına katılımını teşvik edecek, ? Sağlayacağı proje ve faaliyet desteklerinde kişi, kurum ve kuruluşların eş finansmana dayalı ortak proje üretme ve yönetme kültürü ve yeteneğini geliştirecek; sahiplenme ve işbirliği duygusunu güçlendirecek; bölgenin girişimcilik potansiyelini harekete geçirecek ve sürekli olarak yükseltecek, ? Yerel potansiyeli, dinamikleri, özgünlükleri, kaynak ve imkânları ortaya çıkararak harekete geçirecek ve ulusal, uluslararası pazarlarda ekonomik, sosyal, kültürel birer değer haline dönüştürecek; Sonuç olarak, hem ulusal, hem de bölgesel-yerel düzeyde başta istihdam ve gelir olmak üzere ekonomik ve sosyal göstergelerin iyileştirilmesine, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasına ve dolayısıyla ülkenin genel refahının artırılması ve istikrarının pekiştirilmesine olumlu katkılar sağlayacaktır. ; Turkey today faces the necessity to reexamine its policies, begun to be implemented since the planned period, which aims to eliminate the imbalances between regional development and regions. The main reason of this necessity is that regional development policies weren't integrated in the process of participation of European Union. Therefore, Turkey went into a reconstruction process by abandoning the regional development model, policy and tools that it had been has been using for 40 years. The units called Regional Development Agencies (RDA) constitute the main element of this construct. Development Agencies, all private and public enterprises within a certain geographical region of a country, are defined as structures that aim the economic development of that region by providing cooperation between local authorities and civil society organizations, and that are founded on the basis of a legal provision. As is known, globalization process entails the development of authentic processes and tools in many cases regarding structural adaptation policies that it brought along. In this process, it was explained to Turkey by EU that regional planning should be approached with a new understanding and RDA?s are the means for this and this first started with the negotiations of full membership to EU. The process that can be counted as the beginning of this period is the end of Helsinki Summit of 1999 when the candidateship was first enrolled. The legal regulations process was initiated so as to constitute RDA?s that are among regulations which should be implemented in medium term in Accession Partnership that European Commission arranged. Accordingly, EU (NUTS) system that is known as short term statistical region was initially approved by Cabinet decree no 4720 in September 22 of 2002 in accordance with the rules of congregation. Later in the Accession Partnership of 2003, it was anticipated that RDA's be constituted in order to be able to utilize the pre-accession financial support programmes. In the following process, the law number 5449 regarding the Establishment, Coordination and Missions of Development Agencies that consists of 32 major and 5 temporary articles was debated and approved in General Assembly of Grand National Assembly of Turkey and went in effect after being published in Official Journal of number 26074 and date 02.08.2006. In our country, as stated in the first article of law number 5449, RDA?s are constituted ?in order to accelerate the regional development, to insure its maintainability, reduce the differences of interregional and regional development, compatible with the principles and policies anticipated in national development plans and programmes by developing the cooperation among public sector, private sector and civil society organizations, ensuring the effective usage of resources and activating the local potency?. By ?the Cabinet Decree Regarding the Establishment of Development Agencies in Certain Level 2 Regions? that was published in Official Journal number 26220 of July, 6, 2006, Development Agencies were constituted in Cukurova regions that include Adana and Mersin and Izmir regions including Izmir, and Cukurova Development Agency officially opened in 01.06.2006 and Izmir Development Agency in 01.13.2007. Development agencies; ? Will ensure the promotion of effectiveness and success of our region plans with our regional development applications; increasing of regions' contributions to the general growth, development, welfare and stability of our country; reinforcement of social adaptation and justice and, acceleration of adaptation to changing conditions of global competition, ? Will encourage the participation of all local actors in development attemps, especially administrative, financial and technical supports that it provides to corporations, establishments and persons with its highly qualified crew, flexible resource and employment structure, ? Will improve the culture and ability to produce and manage associate projects that are based on co-financing of person, corporation and establishment in project and activity supports; reinforce the sense of ownage and cooperation; active the entrepreneurship potency of the region and keep improving it, ? Will activate the local potency, dynamics, individualities by revealing the resources and possibilities, and turn into an economic, social and cultural values in international market; Consequently, will contribute to the improvement of economic and social indicators, especially employment and income in both national and regional- local level; reduction of differences of interregional and regional development and thus increasing of general prosperity of the country and solidifying of stability.
Günümüzde, bölgesel kalkınmanın tanımının, stratejilerinin, müdahale yöntemlerinin, yerel aktörlerinin, örgütsel ve kurumsal yapılarının değiştiği görülmektedir. Bu kapsamda bölgesel kalkınmayı dengeli bir şekilde gerçekleştirebilmek için, yeni kurumsal yapılanmalara ve sivil toplum kuruluşları (STK) ile bölgesel kalkınma ajansları (BKA) başta olmak üzere tüm yerel örgütlenmelerin katılımına dayalı, taşradan-merkeze doğru işleyen bir yönetim yaklaşımına ihtiyaç olduğu göze çarpmaktadır. Türkiye, AB'ye üyelik müzakere süreciyle birlikte uygulamakta olduğu, teşvik sistemine dayalı kalkınma politikası araçlarını terk ederek yeni bir uygulama dönemine girmiştir. Bu yeni uygulamanın temel aracı, her bölgenin kaynakları, avantajları-dezavantajları, kalkınma potansiyelleri ve ihtiyaçları diğer bölgelerden farklıdır gerçeğinden hareketle kurulan BKA'lardır. BKA'ların, bölgesel kalkınmadaki rolü ve önemini ortaya koymak amacıyla hazırlanan bu çalışmada, BKA'ların kuruluşları, işlevleri ve dünyadaki örnekleri, Türkiye uygulamaları kapsamında ele alınmaktadır. ; Nowadays, it is seen that, definition, strategies, intervention methods, local actors, organizational and institutional structures of regional development concept have changed. In this context to be able to realize balanced regional development, institutional restructurings and a new management approach from provinces to center based on the participation of non-governmental organizations (NGO), regional development agencies (RDA) and all of local organizations, are needed. Turkey, with the EU membership negotiation process, has entered into a new implementation period giving up the development policy instruments based on substantiates which Turkey used to implement during many years. The basic instrument of this new implementing is RDAs that founded by the thought of every region's resources, advantages-disadvantages, development potentials and requirements are different from others'. In this study the role and importance of RDAs on regional development process will be introduced with their foundations, effects, and cases in the world within the context of Turkey implementations.
In: Ortadoğu etütleri: siyaset ve uluslararası ilişkiler dergisi = Middle Eastern studies : journal of politics and international relations, Band 15, Heft 1, S. 69-92
Bu makalede XX. yüzyılda İran'da ortaya çıkan ideolojik eğilimler ışığında modern İran tarih yazıcılığının düşünsel kökenleri üzerinde durulmuştur. Tarih yazıcılığına etki eden faktörler tartışma konusu yapılmıştır. Öncelikle modernleşme kavramına kısaca değindikten sonra İran'da modernleşme hamlelerine yer verilmiştir. Özellikle modernleşmenin getirdiği bilimsel yaklaşımlar ve İran aydını üzerindeki etkisine dikkat çekilmiştir. Tarihçinin modern dönemde sosyal ve siyasal değişimlerden kaynaklanan bir kimlik sorunu ile karşı karşıya kaldığı belirtilmiştir. Bu süreçte yoğunlukla modern milliyetçi yaklaşımların, tarih yazıcılığının temel ideolojik söylemlerini nasıl inşa ettiği sorusuna yanıt aranmıştır. Bunun yanında tarihçinin kimlik yapısı, tarih yazıcılığında önemli bir husus olarak değerlendirilmiştir. Çalışmada Mîrzâ Feth Ali Ahundzâde, Mîrzâ Ağa Han Kirmânî, Celâleddîn Mîrzâ gibi isimlerin, milliyetçi yaklaşımın temellerini atan düşünürler olarak tarihçiler üzerindeki etkisine yer verilmiştir. Ayrıca modern milliyetçi yaklaşımın kök salmasında Berlin Halkası olarak bilinen tarihçi ve yazarların çalışmalarına değinilmiştir. Bu yazarların Kâve, Îrânşehr ve Âyende dergilerinde çıkan yazılarının sadece tarihsel metinler olmadığı, aynı zamanda milliyetçi ideolojinin sistemli olarak geliştirilmesi için bir perspektif sunduğu vurgulanmıştır. Bu bağlamda Seyyid Hasan Takīzâde, Mahmûd Afşar ve Seyyid Ahmed Kesrevî'nin modernleşme çerçevesinde İran toplumunun kimlik inşasına dönük çabaları ele alınmıştır.
Yüksek Lisans Tezi ; Küreselleşmeyle birlikte, dünyada yaşanan hızlı ve çok yönlü yapısal değişimler sosyal, ekonomik ve yönetsel yapıları da yeniden yapılanma süreci içine sokmuştur. Küreselleşme, ekonomik rekabete hız kazandırarak, bölgesel ve yerel ekonomilerin de küresel ekonomide birer aktör olarak yer almasını zorunlu kılmıştır. Küreselleşmenin getirdiği yeniden yapılanma süreçleri, başta batılı ülkeler olmak üzere birçok ülkede, yerel/bölgesel düzeyde yeni düzenleme mekanizmalarının oluşmasına, yasal düzenlemelerin yapılmasına ve yeni yerel ekonomik gelişme kurumlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Türkiye, AB'nin zorlamaları ile birlikte uzun yıllardır uygulamakta olduğu teşvik sistemi üzerine oturan bölgesel gelişme politikalarını terk ederek yeni bir uygulama içine girme aşamasındadır. AB'nin bütün aday ülkelere benimsettiği bu yeni yaklaşım; sermayeyi, özel sektörü ve bölgesel rekabeti ön planda tutmaktadır. Bu yeni yaklaşımın temel yapısı Bölgesel Kalkınma Ajanslarıdır. Bu kapsamda tezin başlıca amacı; Avrupa ve Türkiye'de bölge kalkınma ajanslarının kurulmasını hızlandıran yeni liberal politikaların ele alınması, bölge kalkınma ajanslarının Avrupa ve Türkiye'deki anlamlarını ve yapılarını irdelemek, Avrupa'da ve Türkiye'de bölge kalkınma ajansı örneklerini incelemek. Trakya bölgesine bu gelişim ve değişimlerin ne kadarının ve ne boyutunun uygulanabildiği araştırmaktır. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Yeni Kamu Yönetimi, Bölgeselleşme-Yerelleşme, Bölge Kalkınma Ajansı ve Trakya Bölgesi ; The rapid transition in the process of globalization and world multi-dimensional structural changes in social, economic and administrative structures has also brought the process of restructuring. By speeding up the economic competition, process of globalization obliged local and regional economies to take place in global economy. Globalization and the concomitant restructuring processes led the emergence of new regulation mechanisms, the constitution of legal arrangements, and the appearance of new local economic institutions both in local and regional level in many countries, especially in Western countries. In her EU accession process, Turkey, with the EU's enforcement, is about to enter into a new form of regulation by leaving her stimulative regional development policies that she applied for many years. All EU candidate countries have adopted this new approach which keeps capital, private sector and regional competition in the foreground. The basic institution of this new approach is the Regional Development Agency. In this context, the main purpose of this thesis is to address the changes that makes the establishment of European and regional development Agencies mandatory in Turkey, to explore the means and structures of regional development agencies in Europe and Turkey, and to examine the structure of the regional development agencies of some European countries. The main purpose of this thesis is to investigate these development and changes are applicable in what level and in what size in the Thrace region. Key Words: Globalization, New Public Management, Regionalization-Localization, Regional Development Agency and Thrace Region