Suchergebnisse
Filter
African migrations toward Turkey: beyond the stepping stone
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 68, Heft 1, S. 21-38
ISSN: 1309-1034
World Affairs Online
Uluslararası göçlerin bir güvenlik konusuna dönüşümü: Avrupa'da radikal sağ partiler ve göçün güvenlikleştirilmesi ; Converting international migrations into issue of security: Radical right Parties in Europe and securitization of migration
Bu çalışma, Avrupa'da göç karşıtı politikalarının güvenlikleştirme sürecinin bir ürünü olduğunu ve bu sürecin en etkin aktörlerinden olan radikal sağ partilerin, göç karşıtı söylem ve yaklaşımlarını ortak bazı güvenlik temalarını kullanarak inşa ettiklerini ortaya koymaktadır. Bu temalar ulusal güvenlik, ekonomik güvenlik, kültürel güvenlik ve iç güvenlik şeklinde sınıflandırılabilmekte, temaların kullanım ağırlıkları da ülkelerin tarihsel, sosyal ve kültürel farklılıklarından yoğun biçimde etkilenmektedir. Çalışma içerisinde bu farklılıkların etkileri ve güvenlikleştirme süreci, eleştirel söylem analizine dayalı kurgulanmış bir yöntem çerçevesinde, popülist ve göç karşıtı politikalarıyla seçim başarısı kazanmış iki radikal sağ parti olan Avusturya'dan Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) ve İsveç'ten İsveç Demokratları (SD) partilerine yönelik analizlerle incelenmiştir. ; This study reveals that anti-immigrant policies in Europe result from a process of securitization, and that, within this process, radical right parties have been formulating discourses and approaches through a construction process by using some common security themes. These security themes can be classified as national security, economic security, cultural security and internal security. the frequency with which radical right parties use these themes may vary according to the specific historical, social and cultural characteristics of a particular country. the impact of these differences is studied in by a methodology based on securitization theory and critical discourse analysis and by analysing two radical right parties that achieved election success with their anti-immigrant policies: Freedom Party of Austria ( FPö) from Austria, and Sweden Democrat (SD) from Sweden.
BASE
World Affairs Online
Türkiye'de göç yönetişimi ve Suriyeli sığınmacılar ; Migration governance in Turkey and Syrian refugees
Yüksek Lisans Tezi. YÖK Tez No: 439000 ; Bu çalışmada, Suriyeli sığınmacılara yönelik göç politikasının koordinasyonu ve uygulama sorunları belirlemek üzere Hatay, Gaziantep, Kilis ve İstanbul illerinde saha araştırması yapılmıştır. Yükselen bir göç krizi karşısında politika geliştirme ve kurumsal adaptasyonu anlamaya yönelik bir yaklaşım izlenmiştir. 2011'den beri Suriye üzerinden gelen sığınmacı akının devam edeceği bir taraftan vurgulanmaktadır. Suriye'den gelen bu sığınmacıların bir kısmı Suriye sınırına yakın kamplarda bir kısmı ve daha kalabalık bir kitle ise Türkiye genelinde farklı şehirlerde yaşamaktadır. Türkiye, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünü kurarak krize yanıt vermeye çalışmıştır. Bu süreç zarfında ise AFAD yetkili kurum olarak görevlendirilmiştir. Çeşitli yerel, ulusal ve uluslararası sivil toplum ve insan hakları örgütleri de farklı yöntemlerle konuyu ele almaya çalışmışlardır. Bu çalışmanın amacı, devlet birimleri ve sivil toplum aktörlerinin politika kararlarının uygulanmasında etkileşimlerini göz önünde tutarak, Türkiye'de göç politikasının yönetim ve uygulama boyutunu analiz edebilmektir. Yerel düzeyde özellikle farklı aktörler arasında işbirliği ve koordinasyon derecesini anlamak önem arz etmektedir. Muhtemel sorunları belirlemek için Suriyeli sığınmacıların yoğun yaşadığı sınır illerinde öncelikle saha çalışmaları yapılmıştır. Bu iller Suriye-Türkiye sınır hattındaki çatışma bölgelerine yakın bulunmaktadır. Ardından bu illere mukayese imkanı verebilmesi açısından İstanbul ili de dahil edilmiştir. Saha çalışmasında, pek çok yerel yönetim birimi ve İl Göç İdaresi gibi devlet kurumlarından temsilcilerin yanı sıra sığınmacılara yönelik faaliyetlerde bulunan yerel, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile mülakatlar gerçekleştirilerek aktörler arasındaki işbirliği ve koordinasyonun uygulama sorunları ve başarıları bağlamında farklı aktörler arasındaki farklı anlayışların analizini öncelenmiştir. Çalışma aynı zamanda Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi aktörler ve ...
BASE
WERE THE ASSYRIANS REALLY PERSECUTED? — A Critical Appraisal of a Study on the Assyrian Migration From Turkey to Sweden
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-009
Göçün güvenlikleştirilmesi: Suriye krizi ve Avrupa Birliği ; Securitization of migration: the Syrian crisis and the European union
TEZ11319 ; Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2018. ; Kaynakça (s. 124-152) var. ; xi, 152 s. : tablo ; 29 cm. ; Göç ve güvenlik, Soğuk Savaş sonrası dönemde uluslararası sistemde yaşanan değişimlerin etkilediği en önemli alanlar arasında yer almaktadır. Özellikle 1990 sonrası dönemde derinleşen-genişleyen boyutlara ulaşan güvenlik ve iç savaşlar sonucu yaşanan yoğun göç akışı bu iki konuyu ön plana çıkarmıştır. Bu tez çalışması da bu iki alanı Avrupa Birliği (AB) kapsamında ele almaktadır. Çalışmanın amacı, temel olarak AB kurumlarının göç yaklaşımlarının güvenlik ile ilişkisini incelemektir. Bu kapsamdaki çalışma, Kopenhag Okulu kuramı ile AB tarafından "mülteci krizi" olarak ele alınan dönem olan 2011 Suriye krizi çerçevesinde AB kurumlarının göç yaklaşım benzerliklerini ve farklılıklarını incelemektedir. Dolayısıyla çalışma, Birliğin ortak göç politikasını tanıtırken Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu'nun göç söylem haritasını çizmektedir. Çalışmada ele alınan Suriye krizi, 2011 yılı öncesi 22 milyona sahip nüfusundan yaklaşık olarak 12 milyon kişinin ülke içinde ve dışında yerinden edilmesine neden olan bir vakadır. Aynı zamanda mülteci krizi dönemi, göçün AB?nin gündemine yoğun bir şekilde yerleşmesi açısından önemlidir. Böylece bu örneklem, AB kurumlarının Avrupa?ya yönelen yoğun göç akışı karşında göçü nasıl ele aldığını araştırma imkanı sağlamaktadır. Bu kapsamdaki çalışma, AB kurumlarının göçü güvenlikleştirdiğini ve bu kurumların söylemlerinde ekonomik, kültürel ve iç güvenlik temaları kapsamında benzeşen ve farklılıklaşan yaklaşımların bulunduğunu savunmaktadır. ; Migration and security are among the most important areas that are affected by the changes in the international system in the post-Cold War period. Especially in the post-1990 period, security that reaches deepening-expanding dimensions and intense migration flow as a result of civil wars brought these two issues to the fore. In this framework, this new period has led to a conceptual and theoretical transformation in terms of deepening and expanding dimensions of these topics. This thesis covers these two issues within the scope of European Union (EU). The aim of study is mainly to examine the nexus between security and migration in the approaches of EU institutions. The study in this context examines the similarities and the differences in migration approaches of the EU institutions within the context of the Copenhagen School theory and the 2011 Syrian crisis, which is considered as the ""refugee crisis"" by the EU. Thus, in addition to introducing the common migration policy of the Union, this research also presents the map of the migration discourses of the European Commission, the European Council and the European Parliament. The Syrian crisis addressed in the study is an important case in terms of the fact that approximately 12 million people have been displaced in and out of the country from the population of 22 million in the pre-2011. At the same time, refugee crisis period is important in terms of the intensive settlement of migration on the EU agenda. So, this example allows to research how the EU institutions securitize migration in the face of the increasing flow of migration to Europe. In this context, the study argues that EU institutions have securitized the migration and there are similar and different approaches in the discourses of these institutions within the scope of economic, cultural and internal security themes.
BASE
1989 Zorunlu Göçü'nün Türkiye-Bulgaristan ilişkilerine etkileri ; The effects of 1989 Forced Migration to the Turkey-Bulgaria relations
Bulgaristan'da yaşayan Türk azınlık, Türkiye için hassas ve önemli bir konu olmuştur. Bu bağlamda Bulgaristan'ın azınlıklar konusundaki tutumu ve Türk azınlığın durumuyla alakalı olarak ikili ilişkiler değişken bir süreç izlemiştir. Tarih boyunca, Bulgaristan'dan Türkiye'ye doğru yaşanmış olan göç hareketleri de ikili ilişkiler için önem arz etmektedir. 1989 Zorunlu Göçü de bu kitlesel göçlerin sonuncusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Her göç dalgasından sonra olduğu gibi 1989 sonrasında da ikili ilişkiler farklı bir seyir izlemiştir. Bu çalışmanın amacı, 1989 Zorunlu Göçü'nün Türkiye-Bulgaristan ilişkilerine etkilerini analiz etmektir. Çalışmada nitel veri analizinden yararlanılmıştır. Kaynak olarak ise Türkçe ve İngilizce literatürde yer alan konuyla ilgili eserlere başvurulmuştur. Bu bağlamda çalışmanın analitik yapısı üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Türkiye-Bulgaristan ilişkilerinin tarihsel arka planı üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde Soğuk Savaş sürecinde ikili ilişkiler ve göçlerin durumu hakkında bilgi verilmiştir. Son olarak üçüncü bölümde ise 1989 Zorunlu Göçü ve ikili ilişkilere etkisinden bahsedilmiştir. Bu doğrultuda yapılan çıkarımlarla çalışma sonlandırılmıştır. ; Turkish minority living in Bulgaria, it been sensitive and substantial issue for Turkey. In this context, concerning with Bulgaria's attitude towards minorities and situation of Turkish minority, bilateral relations has pursued variable process. Throughout history, movement of migration from Bulgaria to Turkey has also been important for bilateral relations. The 1989 Forced Migration confront as the last one of these mass migration. As well as after every wave of migration, bilateral relations has proceeded to different progress after the 1989 too. The main objective of this study is to analyze the impacts of the 1989 Forced Migration on the relations between Turkey and Bulgaria. Qualitative data analysis was used in the study. As a source, works related to the subject in Turkish and English literature were used. In this context, analytic structure of this study is comprise of three sections. In the first section, historical background of the relations between Turkey and Bulgaria was discussed. In the second section was informed about bilateral relations in the Cold War Era and the case of the migration. Finally, in the third section was mentioned the 1989 Forced Migration and the effects of this migration on the bilateral relations. The study was finalized in line with the inferences.
BASE
Reflection of Migration in Social Change to Cultural Security; Toplumsal Değişimde Göç Olgusunun Kültürel Güvenliğe Yansıması
In: Akademik İncelemeler Dergisi: AİD = Journal of academic inquiries, Band 18, Heft 1, S. 20-45
ISSN: 2602-3016
Tarihin başlangıcından itibaren insan ile yaşamış olduğu mekân arasındaki ilişki ve sosyal olarak inşa
ettiği bu mekândan kopuş dikkat çekici bir meseledir. Bu ilişki sadece inşa edilen sosyal mekândan
kopuş ile cereyan etmemekte, mekânsal değişikliğin ardından gelinen yerdeki sosyal inşa da yeni bir
ilişkinin ve sosyal değişimin kapısını aralamaktadır. Bu bağlamda, insanlığın varoluşundan itibaren
temel ihtiyacı olan güvenli çevre oluşturma gayretinin toplumsal değişime ve göç olgusuna olan
etkisi, günümüzde özellikle Avrupa devletlerinde klasik güvenlik anlayışının dışında Kopenhag
Okulu'nun sosyal inşacı bir anlayış ile ortaya koyduğu "güvenlikleştirme" yaklaşımının ana unsurları
olan siyasal, ekonomik, çevresel ve toplumsal anlamda bir güvenlik tehdidi olarak ele alınmaktadır.
Avrupa ülkelerinde son yıllarda politika yapıcılar, devlet dışı aktörler ve göçmenlerin varlığından
rahatsız olan kitleler göçü toplumsal güvenliğin alt unsuru olan kültürel güvenliklerine bir tehdit
olarak görmektedir. Güncel politikalarında ve gelecek stratejilerinde bu olguyu dikkate almışlardır.
Politika yapıcıların kültürel güvenliğe ilişkin yaklaşımlarını hem literatür derlemesi hem de göç
karşıtı söylemler üzerinden analiz eden bu çalışmanın temel amacı, toplumsal güvenlik içerisinde yer
alan kültürel güvenlik ile göç arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Çalışmanın argümanı göçün
güvenlik unsuru haline getirilmesi sürecinde kültür konusunun niçin ve nasıl ele alındığına açıklık
getirmektedir. Göçmenlerin genellikle söylemsel olarak hedef ülkenin sosyal uyum, kültürel doku ve
kimliğine bir tehdit olarak sunulması, devamında "yabancı istilası" olarak güvensizlik yaratan bir
sosyal aktör gibi düşünülmesi; çalışmanın yöntemi olan eleştirel söylem analizinin mikro boyutu ile
çıkarım yaratma aracına karşılık gelmektedir.