HUMAN AND MINORITY RIGHTS IN GREECE: THE INHANLI LAND DISPUTE FILE
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-017
24 Ergebnisse
Sortierung:
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-017
ÖZETTÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİ'NE KATILIM SÜRECİ BAĞLAMINDA TÜRKİYE'DE KÜRTÇE DİL HAKLARI: AVRUPA ULUS-DEVLET MODELİ VE AZINLIK HAKLARINA ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIMDil haklarının kaydadeğer bir şekilde uluslararası gündemi meşgul etmeye başladığı Soğuk Savaş sonrası dönemden itibaren, uluslararası kuruluşlar ve Avrupa kuruluşları azınlıkların dil haklarının korunması üzerine önemli metinler yayınlamaktadır. Bu gelişme, 2000 yılından itibaren ivme kazanan Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım süreci sebebiyle Kürtçe dil haklarının güncel bir soruna dönüştüğü Türkiye'deki mevcut eğilime de denk düşmektedir. Bu çalışma, Avrupa diasporasındaki ve Türkiye'deki Kürt entelektüellerinin görüşlerini dahil ederek, bu sürecin Türkiye'deki Kürtçe dil hakları sorunu üzerindeki etkilerini incelemiştir. Avrupa diasporasında ve Türkiye'de ileri gelen Kürt entelektüelleriyle yapılan görüşmeler, bu sürece yönelik olarak Kürt dilsel topluluğunun takındığı farklı tutumları ortaya çıkarmıştır. Bu sürecin incelenmesi, azınlıkların dil haklarının korunması üzerine uluslararası ve Avrupalı mekanizmaları da sınırlayan liberal ulus-devlet söylemine içkin çelişkiler üzerine bir analizi de ihtiva etmektedir. Bu inceleme, aynı zamanda, azınlıkların dil hakları üzerine uluslararası ve Avrupalı metinlerin, dilsel azınlık toplulukların beklentilerini neden karşılayamadığını da açıklamaktadır. Bu bağlamda, bu çalışmanın kuramsal iskeleti, dile özel bir atıfla, çoğunluk ve azınlık, birey ve topluluk, kamusal ve özel alanlar arasındaki ikili karşıtlıklar üzerine yapısökümcü bir analiz yardımıyla, dil haklarının sorunsallaştırılmasına hasredilmiştir. Böylece bu çalışma, Avrupa diasporasındaki ve Türkiye'deki Kürt entelektüellerinin Türkiye'deki Kürtçe dil hakları sorununa yönelik görüşlerini liberal ulus-devlet felsefesi ve azınlık hakları üzerine eleştirel bir analizle bağlantılandırarak, milliyetçi söyleme yönelik yakın dönem eleştirel yaklaşımlarla ilişki kurmaya çalışmıştır. ABSTRACTKURDISH LINGUISTIC RIGHTS IN TURKEY WITH REFERENCE TO TURKEY'S ACCESSION PROCESS TO THE EUROPEAN UNION: A CRITICAL APPROACH TO THE EUROPEAN MODEL OF NATION-STATE AND MINORITY RIGHTSInternational and European organisations have issued significant documents on the protection of the linguistic rights of minorities since the beginning of post-Cold War era, when the question of linguistic rights has started to remarkably occupy the international agenda. This development has been matched by a parallel trend in Turkey, where the Kurdish linguistic rights have become a topical issue since 2000 due to the acceleration of Turkey's accession process to the European Union. This study examines the implications of this process on the question of Kurdish linguistic rights in Turkey through the inclusion of the views of Kurdish intellectuals in European diaspora and Turkey. The interviews conducted with the prominent Kurdish intellectuals reveal the diversity of standpoints that the Kurdish linguistic community takes with regard to this process. The examination of this process also includes an analysis on the contradictions within the liberal nation-state discourse, which delimits the international and European mechanisms for the protection of the linguistic rights of minorities. This examination explains why the international and European documents on the linguistic rights of minorities cannot meet the expectations of the linguistic minority communities. In this sense, the theoretical backbone of this study is devoted to the problematisation of linguistic rights with the help of a deconstructivist analysis on the binary oppositions between the majority and the minority, between the individual and community, and between the public and private spheres with a special reference to language, which has been a significant constituent of the liberal nationalist discourse. Therefore, this study tries to become involved in contemporary critical approaches to the nationalist discourse through connecting the views of the Kurdish intellectuals in European diaspora and Turkey on the question of Kurdish linguistic rights in Turkey with a critical analysis on the liberal nation-state philosophy and minority rights.
BASE
DOI:10.17336/igusbd.409435 ; Batı Trakya Müslüman Türkleri, 1923'ten günümüze kadar pek çok sorunla ve ayrımcılıkla karşı karşıya kalmış, özelikle Türk-Yunan ilişkilerinin Kıbrıs Sorunu sebebiyle bozulduğu 1970li yıllar sonrasında ayrımcılığın ve sorunların şiddeti artarak devam etmiştir. Bu sorunların başında, etnik kimliğin reddi, eğitim, vatandaşlıktan ıskat, din ve vicdan hürriyeti ve buna bağlı müftülük sorunu, kurumların kontrolü sorunu, demografik yapının değiştirilmesi, ifade özgürlüğüne sınırlamalar gelmektedir. Ancak, 1990'ların son yarısında ve 2000'li yıllarda Yunanistan'da azınlık hakları konusunda olumlu gelişmeler meydana gelmiştir. Bu bağlamda, azınlığı mağdur eden tüm sorunların çözümü sağlanmasa bile bazı alanlardaki gelişmeler incelemeye değerdir. Bu çalışmanın amacı 1990'lardan itibaren Yunanistan'daki azınlık hakları konusunda Avrupalılaşma ve Avrupa kurumlarının etkisini analiz etmektir. ; The Turkish Muslim Minority in Western Thrace has been subject to discriminative practices and human right violations since 1923. Especially after the 1970s, when the Turkish-Greek relations deteriorated due to the Cyprus Problem, the situation for the Minority worsened dramatically. The most significant problems of the Minority are; the denial of ethnic identity, education, de-nationalization of the minority members, freedom of religion and the election of Muftis, the problem concerning the control of the Minority institutions, demographic changes, and the freedom of expression. Since the late 1990s and throughout the 2000s, considerable positive developments in minority rights have been taking place in Greece. Despite the liberalization of minority rights and softening of the discriminative measures and repressive policies, as the fundamental problems of Western Thrace Turks still persist, this process is worth examining. The aim of this study is to examine the role of Europeanization and European Institutions on the minority rights in Greece starting with the 1990s.
BASE
"Türkiye Yunanistan İlişkilerinin Batı Trakya Müslüman-Türk ve Türkiye Ortodoks-Rum Azınlığına Yansımaları" başlıklı çalışma Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin azınlıklara nasıl yansıdığını konu almaktadır. Bu çalışmanın amacı, iki ülke arasındaki ilişkilerin Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasından bu yana nasıl bir değişim gösterdiği, karşılıklı algılamalar, sorunlar, bu sorunların Yunanistan'daki Türklere ve Türkiye'deki Rumlara nasıl yansıdığıdır. Türkiye ve Yunanistan'ın milliyetçilik anlayışları, uyguladıkları azınlık politikaları ve iki azınlığın uygulanan politikalardan nasıl etkilendiği ortaya koyulmaktadır. Dört bölüm olarak hazırlanan çalışmanın birinci bölümünde milliyetçilik kavramı, yaklaşımları, azınlık kavramı, hakları, tartışmaları, Türkiye ile Yunanistan'ın milliyetçilik ve azınlık kavramları çerçevesindeki politikaları incelenmiştir. İkinci bölümde ise Lozan Barış Antlaşması'ndan günümüze iki ülke arasında gelişen sorunlar değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde ise Türk-Yunan ilişkilerinin Batı Trakya Türkleri üzerindeki yansımaları, Batı Trakya Müslüman-Türk azınlığın yaşadığı sorunlar ve Yunan hükümetinin uyguladığı politikalar incelenmiştir. Çalışmanın dördüncü ve son bölümünde ise Türk-Yunan ilişkilerinin Ortodoks-Rum azınlığa nasıl yansıdığı, Rum azınlığın yaşadığı sorunlar ve Türk hükümetinin uyguladığı politikalar incelenmiştir. Çalışmada ulaşılan temel sonuç ise iki ülke arasındaki ilişkilerde tarihsel süreç içerisinde karşılıklı bir güvensizliğin olup milliyetçilik anlayışları neticesinde azınlıklara uyguladıkları politikaların azınlıkların yaşamını kötü şekilde etkilemiş olduğudur. Azınlık haklarının uluslararası antlaşmalarla garanti altına alınmasına rağmen zaman zaman ihlal edildiği, bazı sorunların çözüme kavuşturulduğu bazı sorunlarınsa hala devam ettiği görülmektedir. ; "The reflections of the relations of Turkey- Greece on Western Thrace Muslim-Turk and the Orthodox -Greek minority of Turkey" on the study entitled how to get working on minority issues is reflected in the relations between Turkey and Greece. The goal of this study was two show how a change since the signing of the Lousanne Peace Treaty of relations between two countries, mutual perceptions, promblems, and these problems are reflected in Greece to Turkey how to Greeks in Turkey. Understandings of nationalism of Turkey and Greece, minority policies implemented and how two minorities are affected by the policies implemented is put forward. İn the first part of the study prepared in four sections, the concept of nationalism, approaches, the concept of minority rights, debats, policies of Turkey and Greece within the frame work of nationalism and minority concepts were examined. İn the second part, the problems between the two counries have been evaluated since the Lousanne Peace Treaty, in the third part, the reflections of the Turkish-Greek relations on the Western Thrace Turks, the problems experienced by the Western Thrace Turkish minoriy and the policies implemented by the Greek Goverment were examined. İn the fourth and last part of the study how TurkishGreek relations are reflected in the orthodox minority, the problems of the minority population and the policies of the Turkish goverment were examined. The main point reached in this study is that the policies applied to minorities as a result of the nationalist understanding and the mutual distrust in the relations between the two countries have affected the lives of minorities badly. Although minority rights are guaranteed by international treaties, from time to time they are infringed. And also some of the promlems have been solved but some are still continuning.
BASE
Yüksek Lisans Tezi ; Yunanistan'ın Avrupa Birliğine Üyeliğinin Batı Trakya Türk Azınlığı Üzerindeki Etkileri başlıklı tez çalışmasında, Yunanistan sınırları içerisinde doğuda Meriç, batıda Karasu Irmağı, kuzeyde Rodop Dağları ve güneyde Ege Denizi ile çevrili Batı Trakya Bölgesinde yaşayan Türk Azınlığının hakları ve maruz kaldığı insan/azınlık hakları ihlalleri incelenmiştir. Tez üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Avrupa Birliği ve Yunanistan'ın Avrupa Birliğine girişi ana başlığında, Birliğin oluşumu, genişleme sürecinde Yunanistan, Avrupa Birliği ile ilişkiler sonrası Yunanistan, ikinci bölümde, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ve Batı Trakya sorunu ve Yunanistan'ın Batı Trakya politikası ele alınmıştır. Üçüncü ve son bölümde Azınlığın temel sorunları, Avrupa Birliği ve azınlık meselesi kapsamında beklentiler ve ek olarak mülakatlara yer verilmiştir. Literatür taraması yöntemi ile yapılmış olan bu çalışmanın sonucunda Batı Trakya Türk azınlığının eğitimden, siyasi alana, can ve mal güvenliğinden kimlik ve ekonomik sorunlarına kadar hayatın her alanına dair çözüm bekleyen meselelerinin olduğu görülmüştür. İnsan, vatandaşlık ve azınlık hakları çerçevesinde yaşam koşulları iyileştirilecek soydaşlarımızın durumu Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinin de güçlenmesine vesile olacaktır. ; In this thesis study, entitled "The Effects of Greece's Membership to European Union on the Western Thrace Turkish Minority", the rights of Turkish Minority who inhabit in the Western Thrace Region surrounded in the East with River Maritza, in the West with Mesta River, in the North with Rhodope Mountains and in the South with Aegean Sea within the borders of Greece and violation of human/minority rights which they experinced have been examined. The thesis study consists of three sections. In the first section, under the main title of Eruopean Union and entrance of Greece into the Union, constitiution of the Union, Greece in the enlargement process and Greece after relations with the European Union have been dealt. In the second section, European Council, European Union and Western Thrace Issue along with Greece's Western Thrace policy are touched upon. In the third and last section, fundamental concerns of the Minority are considered in the scope of European Union and minority issues. And as an appendix there are interviews. As a result of this study, which has been conducted with the literature review method, it has been observed that there are issues of Western Thrace Turkish Minority in every aspect of life ranging from educaiton to political areas and from safety of life and property to the identity and economic concerns which need to be solved. The state of our cognates, of whose living conditions could be enhanced in the frame of human, citizenship and minority rights, will conduce to the strengthening of Turkey – Greece relations.
BASE
Batı Trakya Yunanistan'ın Kuzey Doğusunda bulunmaktadır. Evros (Meriç) ile Nestos (Karasu) nehirleri arasında kalan 8578 kilometre karelik bir alanı kapsamaktadır. Lozan Barış Konferansında Türkiye ile Yunanistan arasında varılan bir antlaşma gereği iki ülke arasında zorunlu ahali mübadelesi yapılmıştır.Ancak İstanbul'un Rum nüfusu ile Batı Trakya'nın Türk nüfusu zorunlu mübadelenin dışında tutulmuş ve bulundukları ülkedeki devletin güvencesi altında dinsel azınlık konumunda bırakılmıştır. Söz konusu azınlıkların azınlık ve yurttaşlık hakları tanınmıştır.Bununla beraber Yunanistan kendi vatandaşı olan bu insanları hiçbir gerekçeye dayanmaksızın ulusal bütünlüğü tehdit olarak görmekte ve bu insanlara karşı uluslararası ve ikili antlaşmalarla belirlenen sorumluluğu yerine getirmediği gibi azınlık üzerinde baskı ve asimilasyon politikasını devlet denetiminde planlı,kararlı ve sürekli bir şekilde uygulamaktadır. Avrupa Birliği'nin temel dayanağına baktığımızda;hukukun üstünlüğü,insan hakları,demokrasi kavramını görmekteyiz.Yunanistan 1981 yılında Avrupa Birliği'ne tam üye olmuştur. 1990'ların ikinci yarısına kadar Batı Trakya Türk azınlığının durumunda herhangi bir değişiklik görülmemekte,1990'ların sonunda azınlık haklarında kısmen iyileştirmeler yapılmıştır. Ancak hassas ve hayati konularda herhangi bir değişikliğe rastlamak mümkün değildir. Avrupa Birliği azınlık hakları konusunda Yunanistan'ı bir çok defa uyarmış ve kınama kararları vermiştir.Ancak sorunların giderilebilmesi için Avrupa Birliği'nin daha etkİli yaptırımlar uygulaması gerekmektedir.Yunanistan kendi vatandaşı olan Batı Trakya Türkleri'nin ikili antlaşmalardan doğan haklarını iade etmeli ve kendi taraf olduğu uluslararası antlaşmaların gereklerini yerine getirmelidir. Ancak bu sayede Batı Trakya Türkleri'nin sorunlarının çözümü mümkün görünmektedir. ; West Thrace is located in the northeast of Greece,moreover,it comprises 8578 square kilometre open space between the rivers Evros (Meriç) and Nestos (Karasu).As a result of Lozan Peace Pact an obligatory exchange agreement had done betweenthe two countries,Turkey and Greece.However, Istanbul's Greek population and WestThrace's Turk population had been kept out of this obligatory exchange,furthermore,Turk's and Greek's in the country where they existed they left in the position of religion minorityunder the name of government assurance.Also,to the minorities above mentioned had givencitizenship and minority rights.Neverthless,Greece sees Turks,who they are his own citizens,as a threat to thenational integrity without based on at any justification,what is more,not only doesGreececarry out the responsibility which was mentioned by the bilateral agreements,but alsocarries out a permanent,determinend,designed policy plan under the governments control overto the minorities,for to assimilate and press them.When we look for the basic mainstay of European Community we are confrontedwith the concepts the superiority of laws and the democracy of human rights. Greecebecame an entire member to European Community in 1981.We hadn't seen any changes at thesituation of West Thrace Turk's minority until 1990's second half but in the and of 90's Greece had partially done improvements.In spite of this,it is not possible to come across toany changes in vital and sensible matters.European Community has warned Greece manytimes for the minority rights,moreover,Greece has been given many disapproval resolutions.However European Community have to apply more effective sanctions to remove theproblems.Greece should return the rights of the people who are his own citizens West ThraceTurks had arisened from the bilateral agreements,moreover,Greece should carry out thenecessities of the international agreements that are from his own side.As a result of this, WestThrace Turks problems solution is seen possible.
BASE
Bu tezde, Bulgaristan Türklerinin kimlik oluşum sürecini, sahip olduğu etnik hakları ve siyasal konumlarını Oryantalist yaklaşım ile Avrupalılaşma etkisi arasında incelenmeye çalışılmıştır. Bulgaristan'da azınlık konumunda olan Türklerin, Bulgar toplumu tarafından neden ve nasıl "ötekileştirildiği" tarihsel perspektifte, siyasal ve kültürel düzeylerde araştırılmıştır. Bulgaristan Türkleri'nin Doğu-Batı arasında kendilerini nerede konumlandırdığı tespit edilmeye çalışılırken, Balkan bölgesinde yaşanan İç içe geçmiş ötekileştirmelerden hareket edilmiştir. Oryantalizmin, Avrupa Birliği genişleme süreciyle birlikte özellikle Balkan ülkelerinin katılımında etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu yüzden Avrupalılık, Avrupa kimliği ve Avrupa vatandaşlığı kavramlarının Bulgaristan Türkleri üzerinde yarattığı etki Oryantalist temellerle birlikte ele alınmıştır. Bulgaristan'ın son yirmi yedi yılı aşkın sürede azınlık hakları rejiminde yaşanan dönüşümün boyutlarını ve limitlerini, ülkede yaşayan Türk azınlık merkeze alınarak "Avrupalılaşma" kavramsal çerçevesi ekseninde incelenmiştir. Bu doğrultuda; Bulgaristan'ın bir AB üyesi olabilmesi için uyum sürecinde azınlık hakları kapsamında Türklerin beklentilerini ve azınlık haklarına yönelik ne gibi atılımlar gerçekleştirildiğini, üyelik sonrası dönemde Bulgaristan'da azınlık politikaları üzerinde Avrupalılaşma sürecinin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal etkileri değerlendirilmiştir. Dolayısıyla Bulgaristan Türkleri üzerinden hareket edilerek Avrupalılaşmanın Bulgaristan üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bulgaristan'ın AB üyelik süreci ülkedeki Türk Azınlığın yaşamını olumlu yönde etkilemiş ve onların ülkenin sosyal, ekonomik ve siyasal yaşamına entegrasyonunu kolaylaştırmıştır. ; abstract ; In this thesis, the process of identity formation of the Bulgarian Turks, their ethnic rights and their political positions were tried to be examined between the Orientalist and Europeanization effects. It has been explored in a historical perspective, political and cultural levels, why and how the Turks, who are in a minority status in Bulgaria, are "othering" by the Bulgarian society. While attempting to determine where the Bulgarian Turks positioned themselves in the East-West, the issue was settled by the "nesting Orientalism" who lived in the Balkan region. Orientalism has been achieved as a result of the European Union enlargement process, especially in the participation of the Balkan countries. Therefore, the effect of the concepts of Europeanity, European identity and European citizenship on Bulgarian Turks has been taken together with Orientalist grounds. The dimensions and limits of the transformation of Bulgaria in the minority rights regime over the last twenty-seven years have been examined on the axis of conceptualization of "Europeanization", centered on the Turkish minority living in the country. In this direction; The social, cultural, economic and political impacts of the Europeanization process on minority politics in Bulgaria in the post-accession period were assessed as to how the prospects for minority rights and the expectations of the Turks within the scope of minority rights in Bulgaria for Bulgaria could become an EU member. Therefore, the influence of Europeanization on Bulgaria has been explored by acting through the Bulgarian Turks. Bulgaria's EU membership process has positively impacted the life of the Turkish minority in the country and facilitated their integration into the social, economic and political life of the country.
BASE
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 78, Heft 4, S. 813-832
ISSN: 1309-1034
This paper argues that by portraying minority concerns primarily as cultural concerns and by discussing minority existence independently of capitalism, neoliberalism, feminism, environmentalism,
globalization, and the distinction between the Right and the Left, the dominant discourse on ethno-cultural minorities, namely multiculturalism, may lead to the reduction of minority communities to cultural entities in the collective consciousness of the dominant majority. Such reductionism endangers minority existence by identifying the question of minorities with the question of culture to the point that minorities voicing their noncultural political concerns increasingly appear unintelligible, presumptuous, or even destructive to wider society. Against this background, the paper discusses why and how ethno-cultural minorities may find their collective identity in different, not necessarily ethno-cultural, political formations in the age of neoliberal globalism, such as anti-neoliberal, anti-globalist, cosmopolitan, environmentalist, anti-capitalist, feminist, radical democratic, republican, and anti-imperialist. This discussion is based on Ernesto Laclau's and Chantal Mouffe's understanding of hegemony and social antagonism.
Yüksek Lisans Tezi ; "Türk-Yunan ilişkilerinde bir sorun alanı: Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı" adlı bu tezin temel amacı Türk-Yunan ilişkileri bağlamında Batı Trakyada yaşayan binlerce Müslüman Türkün sorunlarını ortaya koymaktır. Bu sorunlar ele alınırken gerek Yunanistanın bölge politikası gerekse Türkiyenin bölgeye yaklaşımı ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Buna ek olarak, azınlığın bu yaklaşımlar karşısında ne tür bir yol çizdiği de ayrıntılı bir Şekilde değerlendirilmiştir. Tarihsel açıdan bir değerlendirme yapıldığında azınlığın, hak arama mücadelesinde demokratik anlayışa bağlı kalarak hareket etmeyi tercih ettiği görülmüştür. Özellikle sivil toplum örgütlerinin etkili çalışması sonucu azınlık, bir arada hareket etmenin verdiği güçle sesini daha fazla duyurmaya çalışmıştır. Ancak Yunanistanın Lozan Barış Antlaşmasından bu yana sürdürdüğü etkili ve istikrarlı asimilasyon politikası karşısında azınlığın bu girişimleri yetersiz kalmıştır. Türkiyenin bu noktada Müslüman Türk azınlığın sorunlarına yeterince eğilmeyerek etkili kararlar alamadığı da görülmüştür. Çalışmamızda, Türk-Yunan ilişkilerinde öncelikli konular arasında yer almayan Batı Trakya sorunu karşısında, ikili ilişkilerin seyri çerçevesinde yeni açılımlarla neler yapılabileceğinin sonuçları üzerine ayrıntılı bir inceleme yapılmıştır. Özellikle ikili ilişkilerin normalleştiği dönemler ile gerginleştiği dönemler ve Batı Trakya Müslüman Türk azınlığı üzerine etkileri üzerine bir değerlendirme yapılmıştır. Çalışmanın temel sonucu, ilişkilerin iyi gittiği dönemin sürdürülebilir olması durumunda Batı Trakyada yaşayan azınlığın az da olsa kazanımlarının olacağıdır. ; Abstract ; "A problem area in Turkish-Greek Relations: The main objective of thisthesis named Western Thrace Muslim Turk Minority" is to reveal the problems ofthousands of Muslim Turks who live in Western Thrace in the context of Turkish-Greek relations.When considering these problems, both region policy of GreeceandTurkey's approach to the region have been assessed separately.In addition to this, thekind of method followed by the minority in the face of these approaches has beenevaluated in detail.When an assessment has been done from a historical perspective,it is observed that the minority prefer moving by adhering to democraticunderstanding in the struggle for claiming their rights. As a result of particularly nongovernmentalorganisations? working effectively, the minority has tried to be heardmore with the power of acting in unison.However, these attempts of the minorityhave been inadequate in the face of effective and consistent assimilation policywhich Greece has been sustaining since the Treaty of Lausanne. At this point, it is seen that Turkey has not sufficiently been interested in the problems of Muslim Turks minority and Turkey could not make effective decisions on that issue.In our study, a detailed review has been done on the results of what can be done with new insights within the framework of the progress of bilateral relations in the face of the problem of Western Thrace which does not take part in priority issues in Turkish-Greek relations.An assessment has been made upon the effects of Western ThraceMuslim Turk minority, particularly the period of normalized and tensioned bilateral relations.The main result of the study is the minoritys who live in Western Thrace going to get benefit, at the least, in the event of sustainability of the good relations.
BASE
In: Akademik İncelemeler Dergisi: AİD = Journal of academic inquiries, Band 18, Heft 1, S. 70-85
ISSN: 2602-3016
Since the beginning of the late modern era, modern constitutions have been trying to keep both group
rights as minority rights and individual rights. But, in some cases, it is still ambiguous if an action or a
phenomenon must refer to individual rights or group rights. Abortion discussions, with regard to political
rights, are one example of these ambiguous cases. In this context, whereas Liberal view tends to regard
abortion as individual rights of a woman, Communitarian view can be against it by pointing out the right
to life and this case may lead to a kind of liberal constitutional crises. This article gains importance as such
constitutional crises still emerge even nowadays. John Rawls's theory of overlapping consensus in Political
Liberalism tries to solve these political conflicts that emerged in liberal constitutions by prioritizing public
reason. This article conceptionally aims to examine Rawls's theory in terms of prioritization and value
relativity in abortion discussions. The method of article is hermeneutics. In order to extend the universe of
the discussion, some important thinkers such as Immanuel Kant, Isaiah Berlin and John Gray, who have
related studies on the topic, were included. In conclusion, it is asserted that Rawl's theory is weak both
practically and theoretically as to the principle of utilitarianism violates the rights of communitarians.
DergiPark: 326021 ; trakyasobed ; There is no great friendship or cooperation between Turkey and Slovenia as well as a direct animosity. Economic relations are not intense etiher. Therefore Slovenia does not make a field of interest for Turkey and studies in Turkish are limited. This study aims to more or less contribute to the mentioned gap. While examining, Slovenia's administrive ve social structure, political parties of the country, minorities and minority rights, economic structure, economic indicators, national and foreign capital in the country and the security policies are going to be engaged closer so that a broad country profile could be created in the minds of readers ; Türkiye ile Slovenya arasında büyük bir dostluk ve işbirliği bulunmadığı gibi doğrudan bir düşmanlık da söz konusu değildir. Ekonomik ilişkilerde de bir yoğunluk yoktur. Dolayısıyla Slovenya Türkiye'de büyük bir ilgi alanı oluşturmamaktadır ve Slovenya ile ilgili Türkçe çalışmalar da sınırlıdır. Bu çalışma da söz konusu boşluğu doldurmada az da olsa bir katkı amacındadır. İnceleme yapılırken ülkenin idari ve beşeri yapısı, ülkedeki siyasi partiler, ülkedeki azınlıklar ve azınlık hakları, ekonomik yapı, ekonomik göstergeler, ülkedeki yerli ve yabancı sermaye ile güvenlik politikalarına bakılacaktır. Böylece okuyucunun zihninde genel bir Slovenya ülke profili çizilmeye çalışılacaktır
BASE
Yüksek Lisans Tezi ; Yönetime katılma söz konusu olduğu zaman akla ilk gelen şey kuşkusuz ki yönetimdir. Bu sebepledir ki yönetim sisteminin ayrılmaz parçası 'yönetime katılmadır'. Yönetenler ve yönetilenler insanlık tarihi kadar eskidir. Hemen hemen tüm toplumlarda ve uygarlıklarda bir azınlık çoğunluğa hükmetmiş ve çoğunluk da yönetime dâhil olarak azınlığın kararlarına ortak olmayı ve demokratik bir şekilde sonuca ulaşılmasını istemiştir. Bu katılım her zaman erkekler çerçevesinde düşünülmüş, kadınlar çok fazla ön plana çıkmamıştır. Kadınların siyasete katılımı ve siyasal katılımı etkileyen faktörler son yıllarda birçok araştırmacı tarafından incelenen konulardır. Bu çalışmada güncel literatür taranmış; kadınların siyasal katılımı, genel anlamıyla siyaset ve siyasal katılım kavramları, toplumsal cinsiyet anlayışı ile politik katılımın arasındaki ilişki, kadın hakları ve kadınların siyasal katılımının tarihsel gelişiminin şu anki konumu, uluslararası ilişkilerin tarihsel sürecinde feminizm, nüfuzu olan kadınlar, Türkiye'deki kadınların siyasetteki yerleri ve katılımlarını etkileyen etmenler incelenmiştir. ; The first thing that comes to mind when it comes to participation in management is undoubtedly management. For this reason, the integral part of the management system is parç participation in management. The rulers and the ruled are as old as the history of mankind. In almost all societies and civilizations, a minority dominated the majority, and the majority also included in the ruling of the minority to join the decisions of the minority, to achieve a democratic conclusion. This participation was always considered within the framework of men, women did not come to the fore. The participation of women in politics and the factors influencing political participation are the subjects examined by many researchers in recent years. In this study, the current literature was reviewed; political participation of women, literally politics and political participation concept, the relationship between political ...
BASE
ÖZET: Tarihi süreç ele alındığında Türkiye ve Yunanistan, Kıbrıs sorunu başta olmak üzere Ege Denizi'nin getirdiği anlaşmazlıklar ve azınlık hakları dolayısıyla birçok kez karşı karşıya gelmişlerdir. Nitekim iki ülke de, anlaşmazları ortadan kaldırma konusunda getirdikleri çözümleri farklı hukuki belgelere dayandırmışlar. Bunun yanı sıra Türkiye meseleleri ikili ilişkiler çerçevesinde çözmeyi isterken Yunanistan bu sorunları uluslararası platformlara taşımayı tercih etmiştir. İki ülke arasındaki sorunlara bağlı olarak artış gösteren sert politikalar uluslararası konjonktürdeki gelişmeler doğrultusunda bazı zamanlarda yerini yumuşamaya bırakmıştır. Bu çalışmada öncelikli olarak Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunların tarihsel arka planı incelenmiş, ardından ikili sorunlara değinilmiştir. İkili sorunlar açısından yumuşamaya olanak veren ve Helsinki Zirvesi ile Türkiye- AB ilişkilerinde 1999 yılı temel yıl olarak alınmış ve o yıla ait gelişmeler irdelenmiştir. Buna bağlı olarak bu çalışmada Türk- Yunan sorunu ele alınarak, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde Yunanistan faktörünün ne derece etki ettiğine değinilecek, Avrupa Birliği'nin bu kapsamda Türkiye'ye olan tutumu Komisyon, Parlamento ve Konsey raporlarıyla incelenecektir. --- ABSTRACT During the historical process, Turkey and Greece have faced off against one another various times, regarding the conflicts stemming from the Aegean Sea, minority rights, and especially Cyprus issue. Both countries have grounded the solutions they offer in order for the conflicts to be resolved on different legal documents. In addition, Turkey has desired to solve these problems within the framework of bilateral relationships while Greece has opted for dealing with them by means of international platforms. In line with the progress observed in the international conjuncture, the harsh policies that tend to increase depending on the problems between the two countries have, at times, given way to moderation. In this study, the historical background of the problems between Turkey and Greece, and bilateral problems have been examined. With regards to bilateral problems, the year 1999, which paved the way to moderation, has been considered the basis year, and the progress observed in that year have been addressed. Correspondingly, in this study, Turkish-Greek issue is to be handled in order to refer to the possible effect of Greece on Turkey's relationship with the European Union, and in this scope, the Union's attitude towards Turkey is to be investigated by means of European Commission, European Parliament, and Council of the European Unionreports.
BASE
ÖZET: Tarihi süreç ele alındığında Türkiye ve Yunanistan, Kıbrıs sorunu başta olmak üzere Ege Denizi'nin getirdiği anlaşmazlıklar ve azınlık hakları dolayısıyla birçok kez karşı karşıya gelmişlerdir. Nitekim iki ülke de, anlaşmazları ortadan kaldırma konusunda getirdikleri çözümleri farklı hukuki belgelere dayandırmışlar. Bunun yanı sıra Türkiye meseleleri ikili ilişkiler çerçevesinde çözmeyi isterken Yunanistan bu sorunları uluslararası platformlara taşımayı tercih etmiştir. İki ülke arasındaki sorunlara bağlı olarak artış gösteren sert politikalar uluslararası konjonktürdeki gelişmeler doğrultusunda bazı zamanlarda yerini yumuşamaya bırakmıştır. Bu çalışmada öncelikli olarak Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunların tarihsel arka planı incelenmiş, ardından ikili sorunlara değinilmiştir. İkili sorunlar açısından yumuşamaya olanak veren ve Helsinki Zirvesi ile Türkiye- AB ilişkilerinde 1999 yılı temel yıl olarak alınmış ve o yıla ait gelişmeler irdelenmiştir. Buna bağlı olarak bu çalışmada Türk- Yunan sorunu ele alınarak, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde Yunanistan faktörünün ne derece etki ettiğine değinilecek, Avrupa Birliği'nin bu kapsamda Türkiye'ye olan tutumu Komisyon, Parlamento ve Konsey raporlarıyla incelenecektir. --- ABSTRACT During the historical process, Turkey and Greece have faced off against one another various times, regarding the conflicts stemming from the Aegean Sea, minority rights, and especially Cyprus issue. Both countries have grounded the solutions they offer in order for the conflicts to be resolved on different legal documents. In addition, Turkey has desired to solve these problems within the framework of bilateral relationships while Greece has opted for dealing with them by means of international platforms. In line with the progress observed in the international conjuncture, the harsh policies that tend to increase depending on the problems between the two countries have, at times, given way to moderation. In this study, the historical background of the problems between Turkey and Greece, and bilateral problems have been examined. With regards to bilateral problems, the year 1999, which paved the way to moderation, has been considered the basis year, and the progress observed in that year have been addressed. Correspondingly, in this study, Turkish-Greek issue is to be handled in order to refer to the possible effect of Greece on Turkey's relationship with the European Union, and in this scope, the Union's attitude towards Turkey is to be investigated by means of European Commission, European Parliament, and Council of the European Unionreports.
BASE
In: http://hdl.handle.net/11684/2615
1944 sonrası Bulgaristan"da komünist rejimin hakim olmasıyla beraber Türk azınlık üzerindeki baskılar sistemli bir hale getirilmiş ve tek etnisiteli bir Bulgar devleti oluşturulmaya çalışılmıştır. Türklere yönelik asimilasyon politikası giderek şiddetini arttırmış ve bu durum Türkiye - Bulgaristan ilişkilerini olumsuz yönde etkilemiştir. Todor Jivkov başkanlığındaki Bulgaristan Komünist Partisi, Türk azınlığın direnişine rağmen asimilasyon politikasını sürdürmüştür. Bulgaristan"ın azınlık - insan hakları konusunda imzaladığı anlaşmalarla ve taahhütleriyle çelişen tüm bu uygulamalar, 1989 göçüne neden olmuştur. Türkiye, asimilasyon ve göç sürecinde sorunun çözümü için diplomatik arenada mücadelesini sürdürmüştür. Türkiye"nin bu süreçte izlediği politika, Türk basını tarafından yakından izlenmiş ve gelişmeler hakkında kamuoyu bilgilendirilmiştir. Tüm bu gelişmeler yaşanırken Bulgaristan"daki komünist rejim devrilmiş, Türk azınlığın asimilasyonunu hedefleyen uygulamalar son bulmuştur. Bu incelemenin amacı, Bulgaristan göçmenlerinin yaşadığı uyum sorunlarını, çözüm için ortaya konulan politikaları ve Anavatan Partisi – Bulgaristan Komünist Partisi hükümetlerinin göç üzerinden birbirlerine karşı geliştirdikleri farklı tutumları Türk basın kaynakları başta olmak üzere, çeşitli arşiv kaynakları, resmi yayınlar, konu hakkında yazılmış kitap ve makalelerden yararlanılarak tarihsel bir analize tabi tutmaktır ; The pressures on the Turkish minority were systematized and an unitary Bulgarian state with a single ethnicity was tried to be built with the dominance of the communist regime in Bulgaria in 1944. Assimilation policy towards Turkey has been gradually increased the intensity and this situation has negatively affected the relationship between Turkey and Bulgaria. The Bulgarian Communist Party, has been led by Todor Jivkov, continued the assimilation policy despite the resistance of the Turkish minority. All these practices, which contradict Bulgaria's agreements and commitments on minority and human rights, caused the 1989 migration. Turkey continued to struggle in the diplomatic arena for solving the problem during the assimilation and migration process. The policies pursued by the government of Turkey in this process, has been closely followed and the presented to public by the Turkish press. While all these events were happening, the communist regime in Bulgaria has overthrown and the practices which aimed the assimilation of the Turkish minority has been ended. This study aims to investigate historically the challenges that Bulgarian immigrants have faced to adapt to life in a new land, policies that have been implemented to resolve the issue and attitudes of Motherland Party and Bulgarian Communist Party governments towards immigration through analyzing the information provided by various recourses including archives, publications, books, articles, with a particular focus on Turkish mass media
BASE