Birleşmiş Milletler (BM)'in barışı koruma misyonu kuruluşundan itibaren günümüze kadar gelen süreçte uluslararası barış ve istikrarın sağlanması konusundaki en önemli araçların başında gelmiştir. 1950'li yıllarda ilk örneklerinin görüldüğü barışı koruma misyonları Soğuk Savaş sonrası dönemde değişime uğramıştır. İnsani müdahale ve devlet egemenliği kavramları çerçevesinde yeniden değerlendirilen barışı koruma misyonları uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasındaki en önemli araçlardır. Bu çalışmada BM'nin geleneksel barışı koruma misyonu yapısı koruma sorumluluğu normu çerçevesinde incelenecektir. Koruma sorumluluğunun uygulama alanı olarak Sudan incelenecektir. ; The United Nations (UN) peacekeeping mission since its establish has been one of the most important tools for achieving international peace and stability. In the 1950s the first examples of peacekeeping missions were seen and have been transformed in post Cold War era. After re-evaluated through humanitarian intervention and state sovereignty the peacekeeping missions are the most important instruments in ensuring international peace and security. This study will examine traditional UN peacekeeping missions within the framework of responsibility to protect norm. As case study Sudan will examine through responsibility to protect.
War conditions cause favorable stituations for the destruction of human development. It has caused widespread corruption in political, economic and cultural fieldand confronted society with various problems. However, in contrast to war condition, peace serves the needs of everybody in the best possible way and raises human development cycles to high levels. Throughout history, Afghanistan has been regarded as the battlefield of the colonial countries of the world. This rivalry between colonial countries has harmed Afghanistan and prevented Afghanistan from building its own future. This process, which was ongoing from British intervention to invansion of Soviet Union created political contitions that hinder the development and triggered çivil war in Afghanistan. In addition to the attacks of colonial countries, Afghanistan has always been a victim of ethnic politics. Besides, In Afghanistan, ethnic politics have a lot of negative consequences. However, it is possible to say that the most destructive one is the national identity crisis. Ethnic politics in Afghanistan have been partially successful. This stiuation interrupts relations between to-days Afghanistan ve its past that base on glorious civilization of Aghanistan. Afghanistan needs to seek rational and peaceful means to overcome these challenging crises. In these cases, it would be more consistent to resolve Afghanistan's internal problems by using influential elements such as diplomacy. Diplomacy plays a very important role in ensuring peace and stability in Afghanistan. Because, by using diplomatic means, country politicians can create lasting peace in Afghanistan and provide hope for progress in the country. ; Savaş koşulları insanî kalkınmanın tahrip edilmesine elverişli ortamlar doğurmaktadır. Siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda yaygın yolsuzluklara neden olur ve toplumu çeşitli sorunlarla karşı karşıya bırakır. Ancak, savaşın aksine barış, herkesin ihtiyacına en iyi şekilde hizmet eder ve insani gelişim döngülerini yüksek seviyelere çıkarır. Afganistan, tarih boyunca dünyanın sömürgeci ülkelerinin savaş alanı olarak telakki edilir. Sömürgeci ülkeler arasındaki bu rekabet Afganistan'ınkendi yolunda yürümesini engellemiştir. Britanya'nın müdehalesinden Sovyetler Birliği'nin işgaline kadarki süreç, gelişmeye engel olan tüm politikalara ortam hazırlamış ve Afganistan'da iç savaşın çıkmasını tetiklemiştir. Afganistan, sümürgeci ülkelerin saldırısına ek olarak, daima etnik siyasetin kurbanı olmuştur. Afganistan'da etnik siyasetin olumsuz getirileri çoktur. Ancak bunlardan en yıkıcı olanının ulusal kimlik krizi olduğunu söylemek mümkündür. Diğer yandan Afganistan'da etnik siyaset kısmen başarılı olmuştur. Bu durumgünümüz Afganistanı ile Horasan'ın görkemli uygarlığına dayanan geçmişi arasındaki ilişkiyi tamamen kesintiye uğratmıştır. Ülkenin, bu zorlu krizleri aşması için rasyonel ve barışçıl yollar aramasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu durumlarda, Afganistan'ın iç sorunlarını diplomasi gibi etkili unsurları kullanarak çözmek daha tutarlı bir yol olur. Afganistan'da barış ve istikrarın sağlanmasında diplomasi çok önemli bir rol oynar. Zira ülke politikacıları, diplomatik araçları kullanarak Afganistan'da kalıcı barış ortamı yaratabilir ve ülkede ilerleme umutları sağlayabilirler. Anahtar kelimeler: Afganistan, Diplomasi, Etnisite, Kriz, Savaş
BM örgütünün en temel görevi; uluslararası barış ve güvenliği sağlamak ve korumaktır. Bu görevi doğrultusunda, uluslararası güvenliği tehdit eden durumlarda çeşitli yöntemlerle soruna müdahale etmektedir. BM barış gücü misyonları, BM'nin çatışma çözümü yöntemleri arasında önemli bir yere sahiptir. BM Güvenlik Konseyi'nce görevlendirilen barış gücü misyonları, çatışan taraflar arasında konuşlandırılan çok taraflı güçlerdir. Fakat her çatışma alanında faaliyetleri ve sorunun çözümüne etkileri aynı olmamaktadır. Bu çalışmanın amacı; BM barış gücü misyonlarının uluslararası çatışmaların çözümündeki rolünü araştırmaktır. Çalışmada, BM barış güçlerinin uluslararası çatışmaların çözümündeki rolü, üç örnek olay çerçevesinde incelenmiştir. UNFICYP, UNIIMOG ve UNSMIS örneklerinin karşılaştırılarak BM barış gücü misyonlarının hangi durumlarda daha etkin olduğu açıklanmıştır. Çalışmada varılan sonuç ise bir barış gücü misyonunun başarısını etkileyen en önemli unsurların, uluslararası toplumun ve çatışan tarafların desteğine sahip olmasıdır. Nitekim UNIIMOG, uluslararası toplumun ve çatışan tarafların ortak barış isteği ile oluşturulmuş, bahsi geçen diğer örneklere kıyasla daha başarılı olmuştur. ; The principal duty of the UN is to ensure and protect international peace. In accordance with this duty, in cases where international peace is threatened, it intervenes in the problem adopting various methods. UN peacekeeping missions have an important place among the conflict resolution methods of the UN. Peacekeeping missions assigned by the UN Security Council are multilateral forces deployed between conflicting parties. However, their activities and level of efficacy for the resolution of the problem vary in each conflict. The objective of this study is to investigate the role of UN peacekeeping missions in the resolution of international conflicts. In the study, the role of UN peacekeeping forces in the resolution of international conflicts are examined within the framework of three case studies. Comparing the cases of UNFICYP, UNIIMOG and UNSMIS, it is explored in what situations UN peacekeeping missions are more effective. The study concludes that the most important factor that affects the success of a peacekeeping mission is the support of the international community and the conflicting parties. Indeed, UNIIMOG was created as a result of the common desire of the international community and the conflicting parties for peace, thus became more successful compared to the other two cases.
BM, dünya barışının sağlanması maksadıyla gönüllü olarak bir araya gelmiş milletler topluluğudur. Barışın sağlanması için BM, öncelikle barışçıl yöntemlere başvurur, eğer bu mümkün olmazsa silahlı kuvvet kullanmak zorunda kalabilir. BM'nin silahlı güç kullanmak zorunda kaldığı yerlerden olan Kosova, Bosna-Hersek ve Afganistan'da Türkiye'nin katkılarının ne boyutta olduğu irdelenecektir. Bu katkıların genel çerçevede yeterli olduğu tezimizde açıklanacaktır. ; UN is the union of countries which has come together voluntarily for the purpose of the settlement of world peace. For the settlement of peace, UN applies principally peaceful solutions, if this is not possible, UN might be obliged to use armed forces. Turkey's contributions in Kosovo, Bosnia-Herzegovina and Afghanistan where UN has obliged to use armed forces will be examined. These contributions which are being sufficient in general framework will be explained in our thesis.
Peace has all the characteristics of pure public goods, such as non-excludability and non-rivalry. While peace in national level is a public good, peace in international level is a global public good which should be financed accordingly. In this study, first, characteristics of peace as a global public good is investigated, then, how peace operations are financed in United Nations (UN) is examined. Although, there have been significant improvements on financing structure of UN peace operations, it is still not very efficient and the current level of funding for UN peace operations is inadequate. There is also a need for an effective sanction for late payment of peacekeeping assessments. In the literature, there have been many new ideas to finance peace operations more effectively, ranging from insurance approach (countries get insurance from UN) to applying some kind of arm trade tax on countries. Suggestions to improve financing peacekeeping operations as global public goods are also discussed in this study.
Peace has all the characteristics of pure public goods, such as non-excludability and non-rivalry. While peace in national level is a public good, peace in international level is a global public good which should be financed accordingly. In this study, first, characteristics of peace as a global public good is investigated, then, how peace operations are financed in United Nations (UN) is examined. Although, there have been significant improvements on financing structure of UN peace operations, it is still not very efficient and the current level of funding for UN peace operations is inadequate. There is also a need for an effective sanction for late payment of peacekeeping assessments. In the literature, there have been many new ideas to finance peace operations more effectively, ranging from insurance approach (countries get insurance from UN) to applying some kind of arm trade tax on countries. Suggestions to improve financing peacekeeping operations as global public goods are also discussed in this study.
Türkiye ve İran, aralarındaki ortak tarihi ilişkiler, yaşanmışlıklar ve deneyimler do-layısıyla Selçuklu ve Avrupa Birliği örneklerinde görüldüğü gibi, bölgede yeni bir işbirliği çabasına öncülük yapabilirler. Dünya ve bölge barışı ve istikrarına katkı sağlayacağı öne sürülen bir işbirliği fikrinin ve iki ülkenin Orta Doğu bölgesinde işbirliği imkânlarının, tarihsel, teorik ve pratik arka planlarıyla irdelendiği bu çalışma, Türkiye ve İran'ın işbirliğinde Orta Doğu'da yeni bir modelle uluslararası dengelerin kurulması ve bölge halklarının adalet içinde yaşa(tıl)ması idealini savunmaktadır. Bu çalışmanın temel savı, Türkiyesiz bir İran'ın ve İransız bir Türkiye'nin baki kalamayacağı; dünyanın merkezi olduğu düşünülen bu topraklarda iki ülkenin atacakları adımların, bölge barışına önemli katkılar sunabileceğidir. Bölgenin barışı ve istikrarı için işbirliği adımları atmış bir Türkiye ve İran, hem kendi halkları hem de bölge insanları için istikrar ve güven kaynağı olacaktır. ; Turkey and Iran, due to the common historical relations and experiences between them, can reach a new cooperation such models as the Seljuk Empire or European Union as they are in the examples of unity. This Study treats the necessity of keeping the people in the region alive in justice and in establishing international balance with a new model in the Middle East under the cooperation of Turkey and Iran which was originated from the Great Seljuks' experience historically. The basic proposition of this Study is that an Iran without Turkey and a Turkey without Iran will never exist and that the steps taken by the two countries in future in these land which is thought to be as the center of the world's greatest civilization. In addition, it can make important contributions in the peacekeeping in the region. If Turkey and Iran take necessary other diplomatic, political, cultural, and economic steps for unity and cooperation, it can be a source of stability and reliability for both their own communities and people in this region.
Bu tez Soğuk Savaş'ın bitimi ile birlikte uluslararası ilişkiler disiplini içerisinde yaşanan paradigma değişimlerinin bir sonucu olarak güvenlik ve kalkınma politikalarının birbirlerine yakınsamasının ortaya çıkardığı güvenlik-kalkınma bağını ele almaktadır. Çalışmada güvenlik-kalkınma bağının nasıl ortaya çıktığı ve dış politika yapım süreçlerinde ne şekilde kullanıldığına yer verilmektedir. Çalışma boyunca güvenlik ve kalkınma arasındaki karşılıklı etkileşimin ortaya çıkardığı bağ sorgulanmakta ve bu çaba ana akım uluslararası ilişkiler teorilerinin yanı sıra Postdevelopment, Kopenhag Ekolü ve Aberystwyth Ekolü gibi eleştirel yaklaşımlar ekseninde şekillenmektedir.1990'larda insan güvenliği ve insani kalkınma kavramlarının ortaya çıkması, güvenlik-kalkınma bağının teorik zeminini güçlendirirken politika yapıcılar için de uluslararası güvenlik ve kalkınma politikalarının tasarımı, yapımı ve uygulanması noktasında fonksiyonel ve bütüncül bir etki kaynağı meydana getirmiştir. Ancak güvenlik-kalkınma bağının küresel aktörler tarafından nasıl algılandığı, tecrübe edildiği ve hangi kanallar aracığıyla uygulandığına yönelik tüm çevrelerce ortak kabul gören bir çerçeveye sahip olmayışı bu bağ aracılığıyla oluşturulan dış politika pratiklerine yönelik sorgulamaların önünü açmıştır. Bu argümandan hareketle çalışmada AB, ABD ve Çin'in -yoğun bir güvenlik-kalkınma bağı gündemine sahip olan 2000 sonrası Afrika dış politikası incelenmiştir. Bu çalışmada; Afrika'ya yönelik kalkınma yardımları ve BM Barışı Koruma Operasyonlarının analizi aracılığıyla dış politika yapım süreçlerinde güvenlik-kalkınma bağının hangi amaçlar için hangi kanallar aracılığıyla kullanıldığı sorusuna yanıt aranmıştır. --- This thesis examines the link between security and development -the security – development nexus- which emerged when security and development policies converge to each other as a consequence of paradigm shifts in the discipline of international relations after the Cold War in the 1990s. This study includes how securitydevelopment nexus has emerged and how it is used in foreign policy making process. The "nexus" -emerged by mutual interaction between security and development has investigated throughout the study and this effort is shaped by critical approaches such as Post-development, the Copenhagen School and the Aberystwyth School, as well as mainstream international relations theories.The emergence of human security and human development concepts has strengthened the theoretical ground of security-development nexus. This has given authority to policy makers a functional and holistic source to design, construction andimplementation of international security and development policies. However, there is no common framework for all the spheres of how security-development nexus is perceived, experienced and formulated by global actors and it causes questioning of foreign policy practices which shaped by the security and development nexus. From this argument, this thesis examined the post-2000 African foreign policy of the EU, US and China – which has a dense security-development nexus agenda. In this thesis; through the analysis of development aid for Africa and analysis of current UN Peacekeeping Operations in there, i try to answer the question of: For which purposes is the security-development nexus used in the foreign policy making process through which channels?
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile 18.06.2018 tarihli "Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge" gereğince tam metin erişime açılmıştır. ; SAÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tez ÖzetiTezin Başlığı: Amerika Birleşik Devletleri'nin Öldürücü Olmayan Silah/Silah SistemleriPolitikalarıAraştırılmasıTezin Yazarı: Uğur AKTÜRK Danışman: Yrd.Doç. Dr. brahim KAM LKabul Tarihi: 29 Mayıs 2006 Sayfa Sayısı: VIII (ön kısım) + 76 (tez)Anabilim Dalı: Uluslararası lişkiler Bilim Dalı:ÖOS'lar kavram olarak eski olmasına rağmen, Soğuk Savaş sonrası dönemde gündemde daha fazla yerbulmaktalar. Büyük ölçekli savaş ihtimalinin azalması, yerini, savaş dışı harekat/operasyontanımlamasına giren, barış-destek, barışın tesisi, barışın korunması ve insani yardım gibi sınırlı ölçekteicra edilen operasyonlara bırakmış gibi gözüküyor. Bu operasyonların merkezinde genellikle ?sivil?insanlar daha fazla ve bu da kullanılacak silah ve stratejilerin bir hayli farklı olmasını gerektiriyor.Bilgiye rahatlıkla ulaşım, artan medya ve kamuoyu baskısı, yönetimlerin, güvenliğin sağlanması içinyeni, az riskli ve insani yolları bulmalarını zorunlu kılıyor.Ülkeler, bu silahları; çatışmalarda, toplumsal gösterilerde, her türlü askeri ve insani yardım amaçlıoperasyonlarda ?ölüm, kalıcı yaralanma/sakatlanma riskini azatlıkları, teçhizat-malzeme ve altyapıyaasgari zarar verdikleri? için geliştirmek istiyorlar. Ucuz olmaları da bir başka avantajları. Gelecektegüvenlik ile ilgili konularda bu silahlarla sık sık karşılaşacağız. Şimdiden bazı savunma uzmanları busilahların ?kuvvet çarpanı? olduğunu ciddi bir biçimde iddia etmekte. Biyolojik, kimyasal,konvansiyonel, elektrik-elektromanyetik, radyo dalgaları, laser vb. tüm silah teknolojilerinde varolmaları, gerçekten ciddi bir potansiyele sahip olduklarının en büyük kanıtı.Çalışmanın kapsamı; ABD'nin ÖOS Politikalarını anlamak için, ÖOS'ları da bilmenin, tanımanıngerekli olduğu kanısıyla, geniş tutulmuştur.Bu araştırma; Öldürücü Olmayan Silahları tarihçesi ile birlikte incelemek, bu silahların gerçekte ?iyikalpli? olup, olmadıklarını araştırmak ve daha sonra ABD'nin 21 nci yüzyılın güvenlikortamında bu silahlar için ne düşündüğünü, bu silahlara yönelik taktik, operatif, stratejikhedeflerini sorgulamak maksadıyla yapılmıştır. Araştırmanın alt amaçlarını da şöyle sıralayabiliriz.a. Bu silahlar nasıl tanımlanmaktadır ve çeşitleri nelerdir?b. nsan-hayvan-bitki-teçizat/malzeme-altyapı üzerinde ne tür etkiler gösterirler?c. Kullanım maksatları ve kullanım alanları nelerdir?d. Bu silahların geliştirilmesine olanak sağlayan teknolojiler nelerdir?e. ÖOS'lara yönelik farklı düşünce, kaygı ve eleştiriler nelerdir?f. ABD'nin ulusal güvenlik politikalarında ve askeri yapılanmasında ağırlıkları ve öncelikleri nedir,gelecekte ne olacaktır?Tezin hazırlanmasında bu konuda mevcut olan literatür; kütüphane, devlet arşivleri, açık basın vepiyasada mevcut olan kitaplar araştırılarak toplanmış ve okunduktan sonra çözümlenerek,yorumlanmıştır. Literatür taramasına ek olarak NATO ve BM görevlerine katılmış askeripersonel ile görüşmeler yapılarak bu tür silahların kullanımına tanık olup olmadıkları sorulmuş,tanık olduklarını beyan edenlere ise ne tür etkiler gözlemledikleri tekrar sorulmuştur.Bulgularımızın neticesinde şunu söyleyebiliriz ki; bu silahlar sahip oldukları önemli avantajlarınyanında, en az onlar kadar güçlü dezavantajlara sahiptir. Bu silahlara yönelik eleştiriler ise; çok gizlişekilde araştırılmaları ve geliştirilmeleridir. Bir başka eleştiri ise etkilerini tam olarak belirlenmedenüretip kullanılmaları başlığında yoğunlaşmaktadır. Özellikle ABD 1940'lı yıllardan beri bu silahlarlailgili her çalışmayı gizliyor, gizliliği kanunlarla koruyarak erişimi engelliyor. Yine de bu silahlarsavaşın, çatışmanın, kargaşanın vahşi ve de acımasız yüzleri için bir umuttur. En kapsamlı kullanımları1995 yılında Somali'de gerçekleşti. Yakın bir gelecekte ÖOS'ların uluslararası silah kontrolantlaşmalarına dahil edilmesi mümkün gözükmüyor ama bir gün bu da gerçekleştirilecek ve insanlarşiddetin de kansız veya daha az kanla sonuçlanabileceğine tanıklık edecekler.Anahtar kelimeler: Asimetrik Savaş, Barışı Tesis Etme, /Barışı Koruma, Düşük Yoğunluklu Çatışma, ÖldürücüOlmayan Silah, Savaş Dışı Harekat/ Operasyon ; Sakarya University Institute Abstract ot Master?s ThesisTezin Başlığı: The United States Of America?s Policies on Non Lethal Weapons/ Weapon SystemsAuthor: Uğur AKTÜRK Supervisor: Assoc.Prof. Dr. brahim KAM LDate: 29 May 2006 Nu. Of pages: VIII (pre text) + 76 (main body)Department: International Affairs Subfield:Despite being old fashioned as forms of weapons, they are newly common technologies under the name of non-lethals.especially after the post cold-war era. They have gained popularity and have varied systematicaly after the large scale warsleft its place to the small scale operations such as peace-support, peace enforcement, peacekeeping and humane aid opreationswhich are executed for limited objectives and regions. Presence of relatively more civilian people in the center of theseoperations needs different weapons and strategies to use. Availibity of information in common use, increasing pressure ofmedia and public-interest force goverments search for new and more humani and less risky ways, tools to provide security.Countries, give much attetion to these new technologies because they reduce the risks of death, permanet injuries andhandicaps in military operations, humanitarian operations and riot control operations and they give less damage to thematerial and infrastructure. Their costs are another advantage too. It seems that we will confront with them more frequently inthe affairs of security in near future. Some defence expert claim that these weapons will be multiple-force in every securitysituations. Their presence in the forms of biological, chemical, conventional, electric-electromanyetic, radio waves laserweapons is the prof of their potential.The scope of study is widened to know more about the NLW?s and to understand USA politics as well. The first two sectionof the study will provide large scale knowledges on these weapons.This study is conducted to examine the NLWs with their history , to search waether these Technologies are really good-hearted, to understand what the USA thinks, aims, does for these weapons.We can define the subgoals of theseobjectives as follows;How are these weapons defined, their types classified?a.What are their impacts on human-animals-plants, material-equipment,and infrastructure?b.What are the purposes, areas of employment?c.What are the Technologies that provide these weapons?d.What are the controversies and anxiety for them?e.What are the aims and priorities of the USA for the security and military policy and what will it be in future?f.While searching answers to these questions, the literature (books ,reports, concepts, comments, articles, treaties andprotocols) on this subject have been scanned and interpreted. Besides , interviews have been conducted withMilitary personnel who have participated in BM and NATO misions especially to make use of theirexperience, if they have witnessed any such incidents.From what we have derived .so far, we can conclude that these weapons have critical distadventages too, besidesthe advantages they have.Since 40s USA has spesifically restricted accesion to the researches on this matter by lawkeeping them as secret which makes their objectives and policies uncertain to the rest of the world. However theyare hope for the wild, bloody conflicts and wars. They were widely used in Somalia in 1995. It seems impossible to addthem international treatys and conventions in this decades but it will be and people will see conflicts and wars can endwithLess damage and less blood.Key Words: Assymmetric Warfare, Peacekeeping Peace Enforcement, Low Intensity Conflict, NonlathelWeaponsandWeaponSystems, OperationsOtherThanWarviii