20.Yüzyılın başlarından itibaren sınır aşan suların paylaşımı ve kullanımı konusu,ülkeler arasında sorun olmaya başlamış ve sorunun çözümü konusunda çeşitli doktrin ve görüşler ortaya atılmıştır.Uluslararası su hukukunun çözmek zorunda olduğu problem sahalarının başında,devletlerin uluslararası akarsulardan endüstriyel,enerji ve tarımsal amaçlı faydalanma hakkının tespiti ile bu faydalanma hakkının diğer kullanıcı devlet veya devletlere vereceği zararın önlenmesi;dolayısıyla faydalanma hakkının sınırının tespit edilmesi gelmektedir.Faydalanma hakkının dayanağının ülke egemenliği olduğu konusu,uluslararası hukukta genel kabul görmüş bir esas olmasına rağmen,bu hakkın sınırlarının tespit konusu halihazırda kesin ve net olarak çözümlenememiştir. Türkiye,Irak ve Suriye arasındaki Fırat,Dicle ve Asi sularının kullanımı ile ilgili su sorunu,Türkiye'nin Fırat ve Dicle sularında,kendi kalkınmasına yönelik faydalanma eylemlerine girişmesi sonucu başlamış,her üç ülke arasındaki güvensizlik ve Suriye ve Irak'ın gelecekteki su ihtiyaçlarını da garanti altına almaya yönelik aşırı su talepleri nedeniyle bu güne kadar çözüme kavuşturulamamıştır. Suriye ve Irak,suyu matematiksel olarak paylaşımını istemekte,Türkiye'nin müktesep haklarını gasp ettiğini,Türkiye'nin suyu silah olarak kullanmak istediğini belirtmekte ve sorunu siyasi boyuta taşımakta,su sorununu ''Arap Sorunu'' haline getirmeye çalışmaktadır. Türkiye ise sorunu teknik bir konu olarak görmekte,suyun matematiksel değil hakça,adil ve makul bir paylaşımını istemektedir.Sorunu üç ülkenin çözebileceğini belirtmekte,Üç Aşamalı Çözüm Planı ve Barış Suyu Projesi gibi çözüm önerileri ortaya koymaktadır. Ortadoğu'nun istikrarsızlık üreten yapısı içinde,diğer sorunlarla birlikte su sorununun birleşik bir krize dönüşebileceği,dolayısıyla Türkiye için potansiyel bir risk taşıdığı göz önünde tutulmalıdır. Stratejik ve güvenlik boyutunda olan su sorununu Türkiye kendi menfaatleri doğrultusunda çözecek bir politika izlemek durumundadır. ; Since the beginning of the 20th century,the ...
ÖZETAralarındaki coğrafi ve kültürel yakınlığa rağmen tarihten gelen bazı ön yargıların etkisi ile Türkiye ve Suriye arasında iyi komşuluk ilişkileri kurmak mümkün olmamıştır. Türkiye, Cumhuriyetin ilanından itibaren bütün komşuları ile "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" parolası esasına dayanan politikalar izlemiştir. Buna karşılık Suriye başta Hatay'ın ilhakı olmak üzere Arap Milliyetçiliği'nin anavatanın sınırlarını Toroslar'a kadar genişletme düşüncesini rehber edinmiş ve Türkiye aleyhine olabilecek her türlü faaliyetin destekçisi veya sempatizanı olmuştur.Bugün Türkiye ile Suriye arasında başta Bölücü Terör Örgütüne sağladığı destek olmak üzere, Fırat Nehri sularının paylaşımı, Hatay üzerindeki hak iddiaları, Asi Nehrinin sularının kesilmesi, Türk azınlığın durumu, karasularının tespiti ve kara sınırlarının işaretlenmesi gibi sorunlar mevcuttur. Suriye'nin uzlaşmaz tutumu ve diyalog eksikliği nedeniyle en basit sorunların bile çözümü mümkün olmamıştır.Türkiye'nin jeopolitik konumundan dolayı, bölgede bir güç olmasını istemeyen devletler; Suriye'nin politik ve siyasi zayıflığından faydalanıp bu ülkeyi kullanarak Türkiye aleyhine gelişen durum ve dengeleri destekler bir tutum içerisindedirler. Bu çerçevede; Suriye'nin, GAP'ın hayata geçirilmesi sonucu, Fırat ve Dicle sularının kendisine karşı bir koz ve baskı aracı olarak kullanacağı düşüncesiyle ortaya çıkardığı sınırı aşan sular sorunu, Türkiye'yi bölmeyi amaçlayan PKK terör örgütünü meselelerin kendi isteği doğrultusunda çözümlenmesi için bir manivela olarak kullanmak istemesi, Hatay'ın bir Arap toprağı olduğunu suni olarak gündeme getirmesi ve uluslar arası platformda Türkiye'ye karşı davranışları başlıca sorunlardır. Suriye; Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak ve zayıf düşürmek suretiyle bölgede bir güç olmasına engellemek istemektedir. Su sorunu yapay bir sorundur. Suriye'nin Hatay'a yönelik tasavvurları da Suriyeli Arap halka mal olmuş bir politika olmayıp, daha ziyade yönetimin gündem de tuttuğu bir meseledir.Sınıraşan sular konusu Türkiye'nin su pazarlığına girmemesi gereken bir konudur. Suriye ile Irak'ın Matematiksel paylaşım tezi yerine, üçüncü ülkelerin dahil olmayacağı ve egemenlik hakların tartışılmasını gündeme getirecek yükümlülüklere girmeden bilimsel esaslara dayanan Üç Aşamalı Planın uluslar arası bilimsel ve siyasi platformlarda tanıtılması, destek sağlanması ile ilgili girişimler sürdürülmelidir.Türkiye'yi İsrail ile işbirliğine yönelten temel unsur ise, yaşamsal nitelikteki ulusal çıkarlarıdır. İsrail ile yapılan anlaşmalar Türkiye'ye çevresinden, özellikle Suriye ile İran'dan yönelen tehditlere karşı ek bir caydırıcı unsur oluşturmuş ve bölge dengelerini Türkiye lehine çevirmiştir. Türkiye ile İsrail arasında askeri alanda sağlanacak yakınlaşmanın gelecekte ilişkilerimizi güçlendireceği ve iki ülke arasında stratejik yakınlaşma sağlayacağı, bunun sonucu olarak bölgede barış rüzgarlarının eseceği değerlendirilmektedir.Son zamanlarda Suriye, Türkiye'ye yönelik terör örgütlerini desteklemeyi ve bu yolla taviz koparmayı amaçlamıştır. Asala'dan sonra Bölücü Terör Örgütüne verdiği destek günümüzde artık basit sınır tecavüzü veya çete hareketi boyutunu aşarak "Silahlı Saldırı" durumuna ulaşmıştır. Komşu devletlerin desteğine engel olunmadıkça Bölücü Terör Örgütünü ortadan kaldıramayacağını anlayan Türkiye, 1998 yılında kararlı tutumu sayesinde Suriye'yi resmen Bölücü Terör Örgütüne destek sağlamaması konusunda anlaşma imzalamaya zorlayabilmiştir.Türkiye ile Suriye arasındaki sorunlar çözümlenemeyecek problemler değildir. Sorunlar Türkiye'den kaynaklanmadığı gibi Türkiye tarafından halledilemeyecek kadar güç de değildir. Önemli olan husus Türkiye'nin gücünün farkında olması ve bu sorunları çözebilme iradesini oluşturabilmesidir. SUMMARYAlthough there is geographical and cultural proximity between Turkey and Syria, because of some prejudices coming from history, a good neighbourhood relationship could not be set up . From the foundation of Turkish Republic, Turkey has been followed the policies that based on the "Peace at Home, Peace at the World" watchword principle. Controversially, Syria has been taken guide the thought for the expand of the Arabic Nationalism's motherland borders to Toros Mountains, (the annexation of Hatay is a good example for this) and also Syria has become the supporter and likeminded to all facilities that are hostile to Turkey . Today, between Turkey and Syria, the following problems are existing; firstly Syria's support to Dividing Terror Organization, the sharing of Fırat River Water, The rights claims over Hatay, cutting the water of Asi River, the condition of Turkish minority, determination of territorial waters and signing of continent borders . Because of unrecognised attitude of Syria and dialog deficiency, even basic problems can not be solved. Because of the geopolitics position of Turkey, Some Countries, that do not want Turkey as a Power at the region, use Syria, profit by its political and diplomatically weakness, so that they have an attitude that support the developing conditions and balances hostile to Turkey. At this frame, the following problems are existing; The passing over the border water problem, which existing from the Syria's thoughts about the Turkey's using the Fırat and Dicle waters against them as trump and restraint tool (as a result of GAP), using the PKK Dividing Terror Organization as a tool for solving the problems in favour of Syria, usually getting the thought of the region of Hatay as an Arabic land, and attitudes to Turkey at the international platforms. Syria wants to block Turkey for not being a power with abort weak and squeeze to corner. Water problem is not a real problem. Syria's thoughts against to Hatay is not a thought of' Syria s Arabic Common People, but it is the Administrative Authority's thoughts. Turkey should not negotiate about the Waters, that passes through the border . At the place of the mathematical thesis of the sharing between Iraq and Syria, the 3 level plan, that based on the scientific notions, should introduce at the scientific and political international platforms and should look for supports about it. The basic elements, that manage the cooperation between Turkey and Israel, is the national interests (so important for the Turkish Republic). The agreements (done with Israel) has become a element that causing the esp. the threats of Syria and Iran to give up a plan and has turn round the regional balance to Turkey. The proximity at the military area between the Turkey and Israel will empower the relationship between this two country at the future and will lead strategically proximity between them and as a result of this there will be peace winds at the region. Nowadays, Syria intends the support the terror organizations against to Turkey and with this way taking concession. After Asala, support to Dividing Terror Organization, today this become to "Armed Attack" not a simple border attack or guerrilla warfare. Finally, Turkey has realized that without preventing the support of original countries to Dividing Terror Organization, the termination of this organization is impossible, so that in 1998 Turkey force Syria to sign an agreement about not supporting the Dividing Terror Organization formally. Problems between Turkey and Syria can be solved. Problems do not a fault of Turkey and these are not so hard to solve. The important subject is that Turkey should become the aware of its power and develop the solving ability will power.