#EvdeKal: Covid-19 günlerinde sağlık ve iletişim stratejileri
In: Maltepe Üniversitesi yayınları yayın no: 16
2499 Ergebnisse
Sortierung:
In: Maltepe Üniversitesi yayınları yayın no: 16
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
The economic and social costs of the COVID-19 pandemic affect society, individual investors, policy makers and all financial market participants. The COVID-19 pandemic has created shock waves in financial markets, as well as commodity prices, including oil, and the real economy. This study analyzes the short-term and long-term relations among the number of total COVID-19 cases, USA stock price index, crude oil price and economic policy uncertainty index for USA, based on daily figures between 31.12.2019 and 30.11.2020. The results of the study indicate that there are short-term and long-term cointegration between economic policy uncertainty index determinants in USA. Long-term elasticities project that a 1% increase in the number of COVID-19 cases would lead to an increase of 0.086% in USA economic policy uncertainty index, and an increase of 1% in crude oil price would lead to a decrease of 0.410% in USA economic policy uncertainty index and an increase of 1% in USA stock price index would lead to a 3.167% decrease in USA economic policy uncertainty index.
Küresel bir salgın krizi karşısında küresel değil ulusal dayanışmanın sergilendiği bir dünyada devletin rolü yeniden önem kazanmıştır. Bununla birlikte, ulus devletlerin geri dönüşü söyleminin yanıltıcı olduğu ve kamusal alanın yeniden önem kazanmasıyla devletlerin geri dönüşünün, küreselleşme öncesi bir ulus devlete geri dönüş olmadığı vurgulanmaktadır. Salgın krizi her ne kadar acil durumla başa çıkmak için devlet otoritesine ve müdahalesine ihtiyaç olduğunu göstermiş olsa da bu otorite, devletlerin çok katmanlı yönetişimden oluşan karmaşık bir ağ içinde işlevsel ve etkin olmasıyla sağlanacaktır. Başka bir deyişle, geri dönerken devlet, dönüşmek zorunda olacaktır. Bu, ulus devletin hem yerel ve ülkesel hem de bölgesel ve küresel düzeylerde etkin ve esnek bir devlet ihtiyacına uygun bir şekilde geri dönüşü anlamına gelmektedir. ; The role of the state has regained importance in a world where national rather than global solidarity has been exhibited in the face of the global health emergency of international concern. However, the discourse of returning nation-states deemed to be misleading in the sense that with an increasing function of the public sphere in times of crisis the return of the states does not necessarily mean the return to a nation-state of the pre-globalization period. Although the pandemic crisis has shown the need for state authority and intervention in dealing with the emergency, this kind of state engagement can be ensured when and if states are functional and effective in a complex network of multi-layered governance. In other words, while returning, states have to transform. This means that the return of the state should be in accordance with the imperative of an effective and resilient state at local and national as well as regional and global levels.
BASE
In: Türk Tarih Kurumu yayınları
In: Dizi 4 4
In: Kömen yayınları 85
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 27, Heft 4, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: International journal of new approaches in social studies: IJONASS = Uluslararası Sosyal Bilgilerde Yeni Yaklaşımlar Dergisi
ISSN: 2618-5725
Bosna'da Divan şiirinin ilk örneklerine 15.yüzyıl sonlarına doğru rastlanmasına rağmen ilk bütünlüklü eserler, özellikle mesneviler, ancak 16. yüzyılda ortaya çıkmıştır. 16. yüzyıl Bosnalı Divan şairlerinin eserleri arasında Hasan Ziyâ'î'nin Kıssa-i Şeyh Abdürrezzâk ile Derviş Paşa'nın Muradname adlı mesnevileri dikkat çekmektedir. Bosnalı şairler bu yüzyılda klasik tarz eser vermekle kalmayıp kimisi Sultan III. Murat gibi çok güçlü hamilerin himayesine girmeyi başarmıştır. Bununla birlikte Kıssa-i Şeyh Abdürrezzâk ile Muradname adlı mesnevilerin sebeb-i telîf (nazm) bölümlerinde şairler, hamileri konusunda sık sık göndermelerde bulunmuşlar ve eserlerinin bu bölümünde hamilerine karşı iltifat, övgü ve dua gibi iyi dileklere sık sık başvurmuşlardır. Edimbilim açısından bakıldığında; iltifat, övgü ve iyi dilekler, sözeylemler olarak değerlendirilmekte ve dışavurumcular sınıfında yer almaktadırlar. Edimbilim kuramcıları; iltifatların olumlu nezaketin en çarpıcı örnekleri olduğunu ve iltifatların bir haber vermek ya da bir şeye işaret etmek amacıyla değil; dinleyicinin iyi hissetmesi amacıyla söylendiğini düşünmektedirler. Bu sayede konuşmacı ile dinleyici arasında yakınlık ve işbirliği kurulması sağlanılmaktadır. Şair ve patron, konuşmacı ile dinleyici olarak düşünüldüğünde aralarındaki bağ, şairin dil kullanımı ve başvurduğu nezaket stratejileriyle yakından ilişkilidir. Şiirin bir iletişim yolu olduğu gerçeğinden yola çıkarak şair ile okuyucu/dinleyici arasındaki ilişki Edimbilim, özellikle kibarlık ilkeleri bağlamında irdelenebilir. Bu bağlamda 16.yüzyıl Bosnalı Divan şairlerinin hamileriyle olan ilişkilerinin incelenmesinde; mesnevilerinin sebeb-i telîf (nazm) bölümlerine Söz Eylemler ve Nezaket Kuramları açısından yaklaşmak aydınlatıcı olabilir. Çalışmanın kuramsal çerçevesi, dış dünya hakkında haber veren beyanlar ile dış dünyayı değiştiren beyanları birbirinden ayıran İngiliz filozof Austin'in ortaya koyduğu kurama dayanmaktadır.
In: Literatür yayınları 24
In: Yazılama Yayınevi 65
In: Türkiye yazıları 15
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 47, Heft 3, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Libra Kitap 274
In: Tarih 257
Çalışma, Covid-19'un güvenlik üzerindeki etkisini polis ve ordu arasında bulanık hale gelen işbölümüne odaklanmak suretiyle analiz etmek niyetindedir. Covid-19, ilk olarak Aralık 2019'da Çin'de ortaya çıkmış ve sonrasında kısa sürede Avrupa'nın tamamına yayılmıştır. Sonrasında, dünya genelinde siyasal otoriteler birer birer hastalığın güvenlik için bir tehdit oluşturduğunu açıklamıştır. Bu bağlamda, pandeminin güvenliğin dönüşümünde Soğuk Savaş sonrası ve 11 Eylül saldırılarından sonra yeni bir aşama oluşturduğu iddia edilmektedir. Makale, Covid-19'un yükselişiyle birlikte gelişen şartlar altında, polis ve ordunun pandemiyle mücadelede yeni sorumluluklar üstlendiğini iddia etmektedir. Bu yeni görevlerin belirsiz ve bulanık karakteri polise ve orduya hem daha geniş bir alanda görev yapma hem de takdir yetkisi kullanma olanağı sağlamıştır. Ayrıca, pandemi, polis ve ordu arasındaki geleneksel rol dağılımını ve iş bölümünü de dönüştürmeye başlamıştır. Bu süreçte, ordu Covid-19 ile mücadelesinde devlet sınırları içerisinde daha fazla rol üstlenmeye başlamıştır. Ordu personelinin özellikle sağlık ve iç güvenlik alanında destek sağladığı gözlemlenmektedir. Birçok Batı ülkesinde -ABD dâhil- ordunun polise destek olması sıkça rastlanır bir uygulama haline gelmiştir. Polis ise bu dönemde koronavirüs yasaklarının gözetilmesinde daha fazla şiddet kullanır hale gelmiştir. Bu bakımdan, Covid-19'un özellikle konsolide olmayan demokrasilerde polisin militarizasyon sürecine katkı sağladığı söylenebilir. ; This study aims to analyze the impact of COVID-19 on security by focusing on the blurring boundaries between the military and police. The first COVID-19 case was identified in December 2019, in China and has quickly spread throughout Europe. Since then, political authorities all around the world have declared the pandemic as a global threat to security. In this context, the pandemic seems to appear as a critical milestone in the transformation of security, which began with the end of the Cold-War and was further accelerated by 9/11. This paper asserts that, under the circumstances created by the rise of COVID-19, the police and the military have started to undertake new responsibilities to fight against the pandemic. The unclear and blurry character of these newer missions has granted both the police and the military the opportunity to act in an exceptional way and to use discretionary powers. Additionally, the pandemic has blurred the traditional division of labor between the police and military. The military, in its fight against COVID-19, started to take more responsibility within state borders. Military personnel have provided support in domains of healthcare and internal security. It becomes a common attitude in many Western states, including the U.S, for the military to backup police forces. The police, in return, started to use extreme violence while enforcing coronavirus lockdowns. Finally, it could be claimed that COVID-19 accelerated the militarized police practices, particularly in unconsolidated democracies.
BASE