Suchergebnisse
Filter
100 Ergebnisse
Sortierung:
AVRUPA BİRLİĞİ - TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ROLÜ ; THE ROLE OF NON GOVERNMENTAL ORGANIZATIONS IN EUROPEAN UNION - TURKEY RELATIONS
Batı'da doğup gelişen sivil toplum kavramı, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde en fazla anılan kavramlardan birisidir. Avrupa Birliği– Türkiye ilişkilerinde sivil toplum kuruluşları önemli misyonlar üstlenmektedir. AB'ye uyum süreci Türkiye'de sivil toplumun gelişmesinin önünü açmaktadır. Bu bağlamda, AB Türkiye'de sivil toplumun gelişmesi açısından birçok sivil toplum kuruluşunu desteklemekte ve geliştirilen projelere fon aktarmaktadır. Bu çalışmanın amacı, günümüzde dünya ekonomilerine yön veren önemli temel araçlardan biri olan sivil toplum kuruluşlarının, Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinde Türkiye'deki konumunu ortaya koymaktır. Bu bağlamda çalışmada, teorik analiz yöntemi kullanılmıştır. Son olarak da sivil toplum kuruluşları açısından Türkiye ve Avrupa Birliğinin SWOT analizi yapılmıştır. ; Civil society concept which arose and developed in the West is one of the mostly mentioned concepts in Turkey's European Union membership process. Non-governmental organizations undertake important missions in Turkey - EU relations. EU harmonization process paves the way for advancement of civil society in Turkey. In this context, with regards to the advancement of civil society in Turkey, the EU supports many NGO's and transfers funds to the on going projects. The aim of this study is to reveal the position of NGOs in Turkey which is one of the important fundamental tools nowadays shaping world economies in the EU full membership process. Within this context, the theoretical analysis was used as the method. Finally, a SWOT analysis of Turkey and EU was conducted in terms of their NGOs.
BASE
Biyometrik seçim sistemi tasarımı ve gerçekleştirilmesi ; Biometric vote system design and realization
Geleneksel yöntemler kullanılarak sandık başında yapılan seçimler,uzun hazırlık süreçleri, sahte oy kullanımı, hatalı oy kullanımı, oy sayımında ortaya çıkabilecek hatalar, uzun sayım süreçleri ve maliyetlerinin çok olması nedeniyle artık çok tercih edilmemektedir. Ülke ekonomisini ve politikasını doğrudan etkileyen bu olumsuz durumları ortadan kaldırmak için mevcut sistemi elektronik ortama taşımak artık bir zorunluluktur. Bu çalışmada mevcut seçim sistemimiz incelenmiş ve aynı işlevleri çok daha etkin bir şekilde yerine getiren bir biyometrik seçim sistemi geliştirilmiş ve uygulanmıştır. Ayrıca hedeflediğimiz e-seçim sisteminde güvenilirliği en yüksek seviyeye çıkarmak için biyometrik sistemler incelenmiş ve parmak izi okuyucusu kullanılmıştır. Böylece çalışmamız hem bir e-seçim sistemi hem de bir biyometrik sistem olarak daha zengin ve daha etkin bir hale getirilmiştir. ; The elections that are made by using traditonal methods are no longer preferred because of the long period of preparation, fake voting, faulty voting, mistakes made in counting the votes, long period of counting and high cost of voting process.In order to avoid these disadvantages affecting directly the economy and policy of the country, it is obligatory to carry the available voting system to an electronic system. In this study, our voting system is analysed and a biometric based system fulfilling the same functions more effectively, using the features peculiar to human is developed and practised.In order to increase the reliability to its highest level in the target e-voting system, biometric systems are analysed and fingerprint reader is used. In this way, not only our study has become an electronic voting system but also has become more effective and rich as a biometric system.
BASE
A RESEARCH REGARDING THE LEVELS OF NOMOPHOBIA AMONG ACADEMICIANS
In: Electronic journal of vocational colleges: ejovoc
ISSN: 2146-7684
In parallel with the rapid advancement of technology, the increasing use of smartphones causes some problems. "Nomophobia", which refers to the state of being away from the cell phone or having connection problems, is one of these problems. The aim of this study is to examine whether the level of nomophobia of academicians teaching at a university located in the west of Türkiye differs significantly in terms of age, gender, academic title and marital status variables. The sample of the study consisted of 205 academicians working at the university who voluntarily participated in the study. In the data collection process of the study, a questionnaire was used to determine the level of nomophobia. Data analysis of the study was carried out using independent sample t-test and analysis of variance test. The results of the analysis revealed that there was no statistically significant difference between the participants' general nomophobia levels and nomophobia dimensions in terms of gender, marital status and academic title variables, while there was a significant difference between the categories of age variable. Considering the findings of the study, it can be said that it is very important to understand how nomophobia questionnaire scores differ according to demographic characteristics in order to increase the efficiency and effectiveness of academicians and to develop new strategies in this direction.
OTOMOTİV ENDÜSTRİSİNDE KOMPOZİT MALZEME KULLANIMI
In: Electronic journal of vocational colleges: ejovoc
ISSN: 2146-7684
Otomotiv endüstrisinde kompozit malzeme kullanımı 80 yıllık bir geçmişe dayanmaktadır. Kompozit malzemeler; araçların tasarımında kolaylık sağlaması ve çevreci olmaları nedeni ile tercih edilmektedir. Küresel ısınma nedeni ile ülkelerin net emisyonu sıfıra indirme sözü bulunmaktadır. 2030 yılında Avrupa da ise otomobillerin karbondioksit emisyonlarını yarı yarıya azaltması beklenmektedir. Ayrıca günümüzde otomobillerin performansı yüksek, emniyetli, ucuz, çok işlevli ve tarz sahibi bir tasarıma sahip olmasının yanı sıra yakıt tasarruflu ve karbon salınımının düşük olması gibi çevreci özelliklere sahip olması da istenmektedir.
Bu çalışmada Otomobillerde kullanılan kompozit malzemelerin tanımı, tarihçesi, sektörde kullanım yerleri, günümüzde ve gelecekte otomotiv sektöründeki kompozit malzemelerin durumları hakkında bilgi verilmiştir.
RETURN TO NATURAL CHILDBIRTH: ARE OUR MIDWIVES READY FOR THIS? A CROSS-SECTIONAL STUDY FROM WESTERN TURKEY; DOĞAL DOĞUMA DÖNÜŞ: EBELER BUNA HAZIR MI? TÜRKİYE'NİN BATISINDAN KESİTSEL BİR ÇALIŞMA
In: Electronic journal of vocational colleges: ejovoc
ISSN: 2146-7684
This study aimed to report current knowledge and opinions of midwives regarding natural birth. Cross-sectional data were collected from 213 midwives. Data were analyzed using descriptive statistics and Chi-square test. Midwives' mean age and work experience were 37.85±5.81 and 18.36±6.49 years, respectively. Midwives assisted in normal births (65.3%), C-sections (33.3%) and natural births (1.6%), and indicated that the C-section is the riskiest birth (72.3%). Only 35% of midwives had received childbirth preparation classes training. Many midwives did not know about natural birth at all (21.2%) or about preparations for natural birth (41.7%). The midwives supported normal and natural births and believed such births to be healthy, but were not knowledgeable regarding natural birth and preparations for natural birth, and continued conventional birth practices.
TOPLAM VERİMLİ BAKIM (TPM) KAPSAMINDA TOPLAM EKİPMAN ETKİNLİĞİ (OEE) ANALİZİ İÇİN BİR BİLGİ SİSTEMİ ÖNERİSİ
In: Electronic journal of vocational colleges: ejovoc
ISSN: 2146-7684
Mevcut performansı olumsuz etkileyen kök sebeplerin belirlenmesi ve iyileştirmeye gidilmesi için bir bilgi sistem önerisi ile işletmelerdeki üretim sürecinde OEE analizi yapılması amaçlı Toplam Ekipman Etkinliği (OEE) hesaplanması üzerine gidilen bir çalışmadır. Bir TPM (Toplam Verimli Bakım) Yöntemi olan OEE (Toplam Ekipman Etkinliği) analizi ile üretim sürecinin etkinlik ölçümü için bir bilgi sistem önerisi sunulmuştur. Ve bu çalışmada OEE, %80,34 olarak hesaplanmıştır.
Verimliliği düşüren sebeplerin plansız duruşlar ve hatalı ürün sayısının fazlalığı olduğu görülmüştür. Özgünlük açısından ise OEE hesaplamasının plastik sanayi ve inşaat sektöründe uygulanmasının genel bir bilgi sistemi önerilmesi ile yapılması olarak ele alınabilir.
AHŞAP MALZEMENİN KULLANILMASINDA KENDİNE ÖZGÜ EYLEMSEL YANSIMASIYLA ÖNE ÇIKAN TEMEL BİR ETMEN OLARAK LİF DOYGUNLUĞU NOKTASI
In: Electronic journal of vocational colleges: ejovoc
ISSN: 2146-7684
Ağaç malzemenin anatomik yapısı ve kimyasal bileşimi itibariyle misellerden müteşekkil hücre çeperinin doğal kurgusu zemininde kendini gösteren rutubet alışverişinin tipik bir yansıması olan lif doygunluğu noktası, ahşabın fiziksel ve mekanik özelliklerine olan doğrudan veya dolaylı etkisi sebebiyle, ahşap eşyalar ile araç-gereçlerin ve uygulamaların tasarımı dahil tüm imalat sürecinde başlı başına bir gösterge olarak ele alınabilir. Böyle bakıldığında, lif doygunluğu noktası, ahşabın kullanılmasında kendine özgü eylemsel yansımasıyla öne çıkan temel bir etmen olduğu için, kapsamlı araştırmalarla değerlendirilerek neden-sonuç ilişkisiyle takdim edilmesi gerekir. Bu çalışmada, içeriği ve diğer özellikler üzerindeki etkiselliği bakımından lif doygunluğu noktasının, hücre çeperi ve rutubet düzeyi çerçevesinde gerçekleşen oluşum mekanizması açıklanmış ve hacimsel genişleme ile yoğunluk değeri ve azami rutubet miktarı gibi çok bileşenli bir problemle olası etkisel alanı için örneklendirme yapılmıştır.
Demografik Özellikler ile Örgütsel Sessizlik İlişkisi: Özel Sektör İnsan Kaynakları Birimi Çalışanları Üzerinde Alan Araştırması
In: Electronic journal of vocational colleges: ejovoc, Band 13, Heft 1, S. 27-45
ISSN: 2146-7684
Bu çalışmanın amacı, özel sektör insan kaynakları alanında çalışanların örgütsel sessizlik algıları ile demografik özellikleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırmada örgütsel sessizlik düzeyinin belirlenmesi amacıyla Van Dyne tarafından geliştirilen, Şehitoğlu ve Zehir tarafından Türkçeye çevrilen Çalışan Sessizliği Ölçeği kullanılmıştır. 41 özel sektör insan kaynakları birim çalışanı üzerinde gerçekleştirilen bu araştırmada ilk olarak örgütsel sessizlik ile ilgili olarak teorik bir çerçeve çizilmiştir. Literatürde yapılan araştırmalara değinilmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre örgüt yararına sessizlik boyutunda kıdeme göre istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmuştur. Diğer taraftan savunma amaçlı sessizlik boyutunda deneyime göre de istatistiksel açıdan anlamlı fark elde edilmiştir. Aynı zamanda örgütsel sessizliğin boyutlarından biri olan örgüt yararına sessizlik boyutunun yüksek bir ortalama değere sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Literatürde bu bulguları destekleyen araştırmalarla birlikte, farklı sonuçlara ulaşılan çalışmalar da yer almaktadır.
Dijital Ortamlarda Kişisel Veri Güvenliği Kavramı Üzerine Bir Derleme Çalışması; A Review Study On The Concept Of Personal Data Security In Digital Environments
In: Electronic journal of vocational colleges: ejovoc, Band 13, Heft 1, S. 46-69
ISSN: 2146-7684
Bu araştırmanın amacı, dijital ortamlarda kişisel veri güvenliği kavramını ele almak, Türkçe ve yabancı literatürdeki kaynakları tarayarak bu kaynakları anlaşılır bir şekilde paylaşmak ve sonuçlara göre birtakım öneriler sunmaktır. Bu amaç doğrultusunda sistematik derleme yönteminden yararlanılmıştır. Araştırmada öncelikle dijital ortamlarda kişisel veri güvenliğinin önemine değinilmiştir. Ardından dijital ortamlarda kişisel veri güvenliğini tehdit eden faktörler ve bu verileri koruma yöntemleri açıklanmıştır. Daha sonra kişisel veri güvenliğine yönelik Türkiye'deki ve yurt dışındaki yasal uygulamalar ifade edilerek ülkemizde yürütülen farkındalık çalışmalarına yer verilmiştir. Bulgular bölümünde ise Yükseköğretim Kurulu Tez Merkezi, Google Akademik, DergiPark, TrDizin, Scopus, Web of Science, EPIC gibi veritabanları taranarak elde edilen ve konu kapsamına uygun olduğuna karar verilen 14 çalışmaya yer verilmiştir. Sistematik derleme yöntemiyle elde edilen bulgular, kişisel veri konusu özelinde çok fazla çalışma olduğunu fakat dijital ortamlarda kişisel veri güvenliği konusu özelinde henüz yeterli sayıda çalışmanın olmadığını ortaya koymaktadır. Var olan çalışmaların da genellikle kişisel veri kavramının belirli alt boyutlarına odaklandığı görülmüştür. Bu sebeple bu konu özelinde daha kapsamlı ve bütüncül bir perspektife ihtiyaç olduğuna değinilerek birtakım öneriler sunulmuştur.
YEMEK MASALARINDA FEMİNİST MANİFESTO: JUDY CHİCAGO TABAKLARI
In: Electronic journal of vocational colleges: ejovoc, Band 13, Heft 1, S. 95-112
ISSN: 2146-7684
Bu çalışma, Judi Chicago'nun feminist tabaklarının yaratıcılığı ve gücü üzerine odaklanmaktadır. Tabaklar, insanların yemek hazırlama ve sunma aracı olarak kullandığı en eski nesnelerden biridir. Ancak, Chicago'nun eserleri tabakların yalnızca yemek servisi için değil, aynı zamanda sanatsal ifade için de kullanılabileceğini göstermektedir. Chicago'nun feminist tabakları, kadınların toplumda yaşadığı zorlukları ve rolleri vurgulayan güçlü bir ifade biçimidir. Bu tabaklar, kadınların hayatındaki farklı aşamaları ve zorlukları ele alarak toplumun cinsiyetçi bakış açısını sorgulamaya yönlendirir. Feminist sanat hareketinin temsilcilerinden biri olan Judy Chicago'nun "The Dinner Party" adlı eserini ele alarak, bu tabaklarla ne gibi mesajlar vermeye çalıştığına dair çeşitli yorumlar incelenecektir. Eser, kadınların tarih boyunca yaptığı önemli katkıları kutlamak ve kadınların varlığını sanat tarihinde vurgulamak amacıyla yapılmıştır. Bu makalede, tarihsel araştırma yöntemlerini kullanarak feminist sanatın gücüne ve kadınların toplumda oynadığı rollerin sorgulanmasına odaklanır. Ayrıca, okuyuculara ilham vermek ve düşündürmek amacıyla yazılmıştır. Judy Chicago'nun feminist tabakları, sanatın sadece estetik bir amaç için değil, toplumsal konuların ele alınması için de kullanılabileceğini göstermektedir. Bunun yanı sıra, feminist sanatın gücünü ve sanatın toplumsal değişimdeki rolünü vurgulamaktadır.
TRANSFORMATION GERMAN SOCIAL SECURITY SYSTEM UNDER THE CONSERVATIVE WELLNESS REGIME; MUHAFAZAKÂR REFAH REJİMİ KAPSAMINDA ALMAN SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN DÖNÜŞÜMÜ
In: Electronic journal of vocational colleges: ejovoc, Band 13, Heft 1, S. 70-94
ISSN: 2146-7684
Sosyal düzen vurgusunun ön plana çıktığı, karşılaşılan sosyal sorunlarda aile, dini kuruluşlar ve vakıfların aracı rol üstlendiği muhafazakâr refah rejimi anlayışının, Almanya özelinde dönüşüm gösterdiği görülmektedir. Teorik açıdan bakıldığında bu refah rejimi kapsamında devletin rolleri sınırlı ve az düzeyde müdahalecidir. Devletin temel görevi var olan hiyerarşik düzeni sağlaması ve korumasıdır. Ancak küreselleşme ile başlayan ve günümüze kadar devam eden süreçte gerek toplumsal cinsiyet rollerinin değişmesi gerekse demografik değişimler muhafazakâr refah rejimi modelini de dönüşüme zorlamıştır. Bu noktadan hareketle çalışma kapsamında muhafazakâr refah rejimi anlayışının Almanya özelinde yaşadığı değişim ve dönüşümün ele alınması amaçlanmıştır. Bu amaç paralelinde yapılan değerlendirmeler neticesinde devletin toplumsal anlamda yaşanan değişim ve dönüşümlere uyum sağlama amacıyla; sosyal yardım ve hizmetler, kadın istihdamına yönelik işgücü piyasalarına müdahale ve emeklilik üzerinden yapmış olduğu düzenlemeler ile sorumluluğunu artırdığı sonucuna ulaşılmıştır.
HAYVANLAR ÜZERİNDE KURULAN TAHAKKÜMÜN VİDEO SANATI ÖRNEKLERİYLE İNCELENMESİ; EXAMINATION OF DOMINATION ON ANIMALS WITH VIDEO ART EXAMPLES
In: Electronic journal of vocational colleges: ejovoc, Band 13, Heft 1, S. 113-128
ISSN: 2146-7684
Tahakküm ilişkisi, bir mülke sahip olma arzusu ve o mülk içinde bulunan canlıların hakimiyetini kısıtlama anlamlarına gelmektedir. Toplumsal alanın her anında türcü ideolojiyle karşılaşan hayvanlar, tahakküm ilişkisinin en çok sömürüye maruz bırakılanlarıdır. Bu tahakküm ilişkisi, sanat türlerinden biri olan video sanatında da kendine yer bulmuştur. Çalışmanın amacı, insan merkezci anlayışın hayvan türüne yönelik oluşturduğu tahakküm ilişkisini, video sanatı bağlamında ele alabilmektir. Bu doğrultuda öncelikle, tahakküm kavramı ve insan-hayvan ikiliğindeki tahakküm ilişkisi ele alınacaktır. Tahakkümün sanat alanındaki görünürlüğü açıklanarak, eleştirel söylem analiziyle video sanatı örnekleri üzerinde durulacaktır. Örneklem olarak; Shot Dog, Death of a Chicken, Felt is the Past Tense of Feel, A Little Death, Dogs That Chat Touch Each Other ve Don't Trust Me adlı video çalışmaları seçilmiştir. Ortaya koyulan video çalışmalarının insan merkezci bakış açısıyla oluşturulduğu ve bu çalışmalarda hayvanların yaşamlarına yönelik kararların sanatçılar tarafından verildiği görülmüştür. Dolayısıyla hayvan türünün nesnelere dönüştürülmesi, insan-hayvan ikiliğindeki tahakküm ilişkisini açığa çıkarmaktadır.
GIDA SEKTÖRÜNÜN GIDA TEKNİKERLERİNDEN BEKLENTİLERİ:TEKİRDAĞ ÖRNEĞİ
In: Electronic journal of vocational colleges: ejovoc, Band 13, Heft 1, S. 1-26
ISSN: 2146-7684
Bu çalışmada amaç; Meslek Yüksekokullarının Gıda Teknolojisi Programlarından mezun olan Gıda Teknikerlerinin sahip olması gereken özelliklerinin gıda sektörü temsilcileri tarafından tespit edilmesidir. Araştırmada; Tekirdağ ilinde faaliyet gösteren ve Gıda Teknikeri istihdam eden kurum ve firma temsilcilerine uygulanan anket kullanılmıştır. Çalışma nicel ve nitel analizin birlikte kullanıldığı karma modelinde olup verilerin analizi SPSS istatistik programı ile gerçekleştirilmiştir. Nicel analiz sonuçlarına göre sektör temsilcilerinin; yenilikleri yakından takip eden, insanlarla iletişimi güçlü olan ve geleceğe yönelik planları konusunda işyerini bilgilendiren gıda teknikerlerine ihtiyaç duydukları belirlenmiştir. Nitel analiz sonuçlarına göre ise, Mesleki Bilgi ve Beceriler kategorisinde sektörün gıda teknikerinden 11 beklentisi bulunduğu ortaya çıkmıştır. Elde edilen bulgular dikkate alınarak, gıda tekniker adaylarının hizmet öncesinde Meslek Yüksekokullarında ve gıda teknikerlerinin ise sektörde çalışırken hizmet içinde geliştirilmeleri önerilmektedir. Bu çalışmaya katılan katılımcılara sorulan sorular, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Bilimsel Araştırma ve Yayın Etik Kurulu tarafından 30.05.2022 tarihinde onaylanmıştır.