THE EUROPEAN MONETARY SYSTEM
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 097-132
270 Ergebnisse
Sortierung:
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 097-132
Balıkesir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Ana Bilim Dalı ; Türkiye'nin Avrupa Birliği ile 1963'de ortak üye olarak ilişkisi, 1996 yılı başından itibaren Avrupa Gümrük Birliği'ne katılma şeklinde sonuçlanmıştır. Türkiye bugün tam üyelik statüsünü kazanamamış olsa dahi, nihai amaç budur ve kendi siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını, politikalarını ve kurumlarını tam üye olacakmışçasına şekillendirmektedir. Bu çalışmamızda, Avrupa Birliği'nin kuruluş ve amaçlan, gelişim süreci ve Türkiye'nin bu toplulukla olan ilişkisi ana hatlarıyla özetlendikten sonra, bugün Avrupa Birliği'nin "Parasal Birliği" oluşturma çabalan, parasal birliğin koşulları ve karşılaşılan sıkıntılar incelenmiş ve Türkiye'nin önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde Birliğin tam üyesi olabileceği varsayımı ile Avrupa Para Birliği gelişmeleri karşısında durumu değerlendirilmiştir. Tam üye olarak Avrupa Birliği'ne katılması halinde Türkiye, Avrupa Para Birliği oluşumu karşısında mevcut iki alternatiften birini seçecektir. Bu altenatiflerden biri Avrupa Para Birliği'ne katılmamak ancak gelişmeleri dışarıdan takip etmektir. Diğer alternatif ise tam üyelikle birlikte Avrupa Para Birliği'ne de katılmaktır. Bu ise, Türkiye'nin Avrupa Birliği Antlaşması'nda öngörülen Ekonomik Parasal Birliğin makroekonomik yaklaşım kriterlerini yerine getirmesini veya bu kriterlerini bütünüyle yerine getiremese bile, en azından AB ortalama değerlerine yaklaşmasını gerektirmektedir. ; The relationship of Turkey with the European Union started in 1963, as associate member, with the Ankara Agreement, and presently resulted in a Customs Union agreement whichbecame effective at the beginning of 1996. Although Turkey has not yet been accepted as a fiillmember of EU, it has already started to reorganise its political, social, cultural and economic structure with a confidence that its fullmembership is unovoidable and not too far away. In this study after a brief theoritical and conceptual framework, first, foundation and aims of the European Union, its evolution and the relationship of Turkey with the Union were outlined. Then the efforts of the EU to establish "Monetary Union", the conditions of the achievement of the Monetary Union and the Current problems faced were studied. Finally, assuming that Turkey's fullmembershipto the European Union will reasenably be realized in a 10-15 year period, the prospective of Turkey as regard to the European Monetary Union was evoluated. In case of Turkey joins the EU as a fullmember, it will have two alternatives to choose as regard European Monetary Union. One alternative is not to join the European Monetary Union at all. The other alternative is to join the Monetary Union assuming the responsibility of fulfillig the required macroeconomic criteria, or at least approaching to the average values of the Union.
BASE
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 72, Heft 4, S. 1157-1183
ISSN: 1309-1034
Bu çalışma, Türkiye'de Avrupa Birliği müktesebatı ile uyumlu olacak devlet yardımları mevzuatının kabul edilmesi gerekliliğini ele almakta ve acil olarak devlet yardımları izleme ve denetleme kurumuna duyulan ihtiyacı ortaya koymaktadır. Ayrıca, bu çalışma, Türkiye ve Avrupa Birliği'ndeki devlet yardımları uygulamalarını izah etmeye çalışmakta ve bunlar arasındaki farklar üzerinde durmaktadır.Tez, başlıca altı bölüme ayrılmaktadır. Devlet yardımı tanımını, bunların çeşitlerini ve rekabet politikası ile uyumlarını anlatmaya başlamadan önce ilk bölümde teze kısa bir giriş yapılmaktadır. İkinci bölümde, devlet yardımlarına genel bir bakış açısı ile yaklaşılmakta ve devlet yardımları rekabet politikası ile uyumlaştırılmaktadır. Üçüncü bölümde, Avrupa Birliği'ndeki devlet yardımlarının çeşitleri incelenip değerlendirilirken, Avrupa Birliği'nin devlet yardımları politikası izah edilmektedir. Buna ek olarak, devlet yardımlarının bildirimine ilişkin mevzuat, devlet yardımlarının denetlenmesi ve ilgili diğer konular üzerinde durulmaktadır. Dördüncü bölümde ise, Türkiye'nin teşvik mevzuatı, mevcut devlet yardımları sistemi ele alınmakta ve ayrıca Ortaklık Konseyi Kararı ve Ulusal Program çerçevesinde Türkiye'nin taahhüt ettiği yükümlülükleri ve Türkiye'deki uygulamaların Gümrük Birliği'nin işleyişi ile bağdaşıp bağdaşmayı anlatılmaktadır. En son olarak, beşinci bölümde, devlet yardımları politikasına ilişkin Avrupa Birliği'nde yaşanan son gelişmeler ve bunların Türk teşvik sistemi ile kıyaslaması yapılmakta ve Avrupa Birliği'ne üyelik yolunda Türkiye'nin yapması gereken değişiklikler ve yenilikler ele alınmaktadır.Sonuç olarak, tezimin yazılmasındaki amaç, Avrupa Birliği'nin devlet yardımları politikasının ve devlet yardımlarının denetlenip izlenmesine ilişkin sistemin daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve bununla birlikte de Türkiye'nin Avrupa Birliği müktesebatına uyum sürecinde Türkiye'deki devlet yardımları politikasını izah etmektir. Sonuçta, yukarıda belirtilen hususlarla ilgili olarak gerekli bazı açıklamalar yapıldıktan sonra, Türkiye'nin Avrupa Birliği kurallarını benimsemesi ve devlet yardımlarına ilişkin bağımsız bir otorite kurması yolundaki çalışmalarının, bazı eksikler olsa da, doğru bir şekilde ilerlediği gösterilmeye çalışılmaktadır. This study basically emphasizes the urgent need of approving state aid legislation in Turkey which must be compatible with the EU acquis and need of establishment of an independent state aid monitoring and controlling authority. It also focuses on the state aid implementation both in Turkey and EU and comparison between them.My thesis can be separated into six chapters. Before starting to define state aid and determine types of it and mention its consistency with the competition policy, in the first chapter a short introduction has been done. Second chapter is focused on general view of state aids and its relation with the competition. In the third chapter, EU's approach to the state aid policy is explained while considering all types of state aids. In addition, procedural legislation, control of state aids and some other relevant issues are pointed out. In the fourth chapter, Turkey's incentive policy, current state aid system, Turkey's obligations under the Association Council Decision and National Program, and its compatibility with the well-functioning of Customs Union is examined. Finally, by the fifth chapter, recent developments in EU's state aid policy and its comparison with the Turkish incentive system is explained and it is tried to put forward the necessary amendments and modifications will be made in the Turkish legislation towards the membership to the EU.As a result, my thesis aims to gain better understanding of EU's state aid policy and its approach of controlling and monitoring state aids. It is also tried to be understood Turkish state aid policy during the harmonization process. Consequently, after making some explanations in the aforementioned issues, this study shows that Turkey, with a few absent issues, is on the right track in order to adopt its legislation with the EU rules and establish an independent authority for controlling.
BASE
Batı'da doğup gelişen sivil toplum kavramı, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde en fazla anılan kavramlardan birisidir. Avrupa Birliği– Türkiye ilişkilerinde sivil toplum kuruluşları önemli misyonlar üstlenmektedir. AB'ye uyum süreci Türkiye'de sivil toplumun gelişmesinin önünü açmaktadır. Bu bağlamda, AB Türkiye'de sivil toplumun gelişmesi açısından birçok sivil toplum kuruluşunu desteklemekte ve geliştirilen projelere fon aktarmaktadır. Bu çalışmanın amacı, günümüzde dünya ekonomilerine yön veren önemli temel araçlardan biri olan sivil toplum kuruluşlarının, Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinde Türkiye'deki konumunu ortaya koymaktır. Bu bağlamda çalışmada, teorik analiz yöntemi kullanılmıştır. Son olarak da sivil toplum kuruluşları açısından Türkiye ve Avrupa Birliğinin SWOT analizi yapılmıştır. ; Civil society concept which arose and developed in the West is one of the mostly mentioned concepts in Turkey's European Union membership process. Non-governmental organizations undertake important missions in Turkey - EU relations. EU harmonization process paves the way for advancement of civil society in Turkey. In this context, with regards to the advancement of civil society in Turkey, the EU supports many NGO's and transfers funds to the on going projects. The aim of this study is to reveal the position of NGOs in Turkey which is one of the important fundamental tools nowadays shaping world economies in the EU full membership process. Within this context, the theoretical analysis was used as the method. Finally, a SWOT analysis of Turkey and EU was conducted in terms of their NGOs.
BASE
Sivil Toplum, sivil toplum kuruluşları, Sivil toplum kuruluşlarının devlet içerisindeki yeri, demokrasi, devlet, devlet kurumları, emniyet teşkilatı, Polisin Sivil Toplum kuruluşlarına bakış açısı, özgürlükler, Avrupa birliği kavramları dünyanın olduğu gibi ülkemizin gündemini de uzun süre meşgul etmiştir. Küreselleşen dünyada devletler etkisini kaybetmekte, özgürlükler alanı genişlemektedir. Toplulukların devlet gibi düşünmediği veya devletin düşünmediği konularda bir araya gelerek organize oldukları, devletin boş bıraktığı alanlarda faaliyet gösterdikleri, devletin bazı yetkilerini kullandıklarını görmekteyiz. Ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının gelişme dönemi 1980 yılından sonra olduğu görülmekle birlikte, topluma hizmeti görev kabul etmiş bir sivil toplum kuruluşu olan vakıfların kuruluş tarihinin asırlar öncesine dayandığını söyleyebiliriz. Türkiye'de 1995 yılında çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları arasındaki ilişkilerin serbest bırakılması önemli bir karar olmakla birlikte 2004 yılında dernekler kanununda yapılan değişiklik ve emniyet teşkilatından bağımsız yapılanma imkânı tanınması, sivil toplum kuruluşlarının gelişmesi ve faaliyetlerinin çeşitliliğinin artması bakımından önemlidir. Bu çalışmamızda sivil toplum, sivil toplum kuruluşları ve bağlantılı terimlerin açıklanmasının yanında görevi sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini yasalar çerçevesinde güvenli bir şekilde yapmasını sağlamak, yasa dışı söylem ve hareketleri yargıya intikal ettirmek olan Polisin sivil toplum kuruluşlarına bakışını ele alacağız. Emniyet Müdürlüğü bünyelerinde kuruluşu bulunan Güvenlik Şube Müdürlüğü Sivil Toplum Kuruluşları ile yasalardan kaynaklanan ilişkiler kurmak zorundadır. Aynı ilişki kurma zorunluluğu sivil toplum kuruluşları içinde geçerlidir. Polis ilişkilerini kurarken sivil toplum kuruluşlarını kategorize eder ve yasaların izin verdiği ölçüde görev niteliğine bakılarak iletişim içine girer. Bu iletişim ve ilişki sınırlı ve ölçülüdür. Bu çalışmamızda sivil toplum kuruluşları ile Polis ilişkisini incelerken ilgili yasaların neler olduğunu bu yasaların güncelliği ile birlikte eksiklerini, yasalardan kaynaklanan ilişki bozukluklarını inceleyeceğiz Sivil Toplum Kuruluşları demokrasi hayatı ve kültürü için ne kadar önemli olursa olsun faaliyetlerinin belli ölçüde sınırlandırılmasının gerektiği bunun demokrasinin gerekliliği olduğu ve demokrasi hayatının gelişmesinde Polisin davranışı ve yasaların özelliğinin ne kadar önemli olduğudur. Ülkemizdeki Sivil toplum kuruluşları ile Dünya'daki sivil toplum kuruluşları arasında büyük farklılıklar vardır. Bunun çok yönlü sebepleri olsa da demokrasi kültürünün tam anlamıyla yerleşmemiş olması en büyük sebeptir. Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü bu eksikliğin farkında olarak hareket etmekte, sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinde davranışları ve iletişimiyle örnek olmaya çalışmaktadır. Bu davranışlar başkente özel ve kişilere bağlı olsa da Türkiye'de uygulanması gereken davranış özelliğini kazanması açısından önemlidir. Çalışmamızda polis teşkilatının tamamının görüşünü yansıtmasa da resmi ve sivil çalışan polislere uyguladığımız ankette; Türkiye'de Polisin ilişki kurduğu sivil toplum kuruluşlarına nasıl baktığı, onları nasıl değerlendirdiği, faaliyetlerdeki tutumu yasaların sivil toplum kuruluşlarına tanıdığı özgürlükler polisin bu konudaki düşünceleri incelenmeye ve bir çerçeve çizilmeye çalışılmıştır. Sivil toplum kuruluşları denince polisin aklına ilk gelen düşüncenin sokaklarda eylem yapan, kaldırım taşlarını söküp kendisine taş atan öğrenci grupları, illegal söylemleri dile getiren, polis ile çatışmaktan çekinmeyen öğrenci platformları ve sendikalar gelir. İllegal örgütlere altyapı sağlayan dernekler, vakıflar, devlet değerlerini ve sistemini tanımayan, yazılı olarak kanuna uygun parti kabul edilen ama söylemlerinde devlete karşı tavır alan veya bölücü, irticai faaliyetleri bulunan siyasi partilerin de bulunduğunu unutmamak gerekir. Her Sivil toplum kuruluşu göründüğü kadar masum değildir. Bu masumiyet halkımız tarafından zamanla anlaşılmakta ve tepkisini yeri geldiğinde ortaya koymaktadır. Kuruluş amacı doğrultusunda hareket eden yasalara saygılı, dürüst, topluma hizmet eden Sivil Toplum Kuruluşlarının polis ile olan ilişkisi sadece evrak üzerinde kalmakta veya güvenlik talebi şeklinde kalmakta ve sorun yaşanmamaktadır. Türkiye'nin küreselleşen dünyanın saygın bir üyesi olabilmesi için, STK'larının çok sayıda, değişik türde ve ölçekte, yüksek potansiyeli, dünyaya açık, işlevlerini başarıyla yerine getirebilen, kendilerine güven duyulan bir biçimde gelişmesini sağlayabilmesi gerekir.Bu çalışma sonucunda elde edilecek verilerle demokrasi kültürüne katkı sağlayacağımızı düşünerek sivil toplum kuruluşlarının polis ile ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunu, faaliyet istatistikleri ve Emniyet verileri kullanılarak açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu ilişkilerin geliştirilmesinin demokrasinin gelişimi, demokrasi kültürünün topluma ve kurumlara hakim olması için şart olduğu değerlendirilmeleri yapılacaktır ; Civil Societies, Civil Society Institutions, place of the Civil Society Organizations within the State, democracy, state, state institutions, Police Organization, point of view of the Police organization Civil Societies, liberties, and European concept employed our country agenda as well of the world for a long time. States are loosing their effectiveness and widening liberties field in the globalize world. We begin to recognize that Civil Societies are performing their activities within the field?s state desolated and they are not thinking like the state. Progression period of the Civil Society?s Institutions in our country is after 1980?s. However, we can mention the history of the foundations that are accepted serving to society are based to centuries ago. While the important decision has been taking during the year 1995 on the release of relations between the various civil societies Institutions, changes made on the club law at 2004 it also important regarding to structuring independently from the police, given also self developing possibility to civil society organizations and in increasing variety of activities. In this study, we will undertake point of view of the police forces which are in obligation to provide to civil societies organizations to perform their activities safely within the legal frame work, beside to explain affiliated terms, civil society?s organizations and civil society . Security Department Directorate of the Police organization is obliged to establish relation with the Civil Society Organizations sourced from the laws. Same obligation is stand still for the Civil Society Organizations. Police, while establishing relation categorizes Civil Society organizations and enters in to the communication according to the nature of the duty and the laws are allowed. This communication is limited and moderate. In this study, while examining relation between the Police organization and Civil Society Organization, we will also study up to datedness these laws together with relation failures sourced from the law.Their activities necessary to be limited within the certain measures no matter how much important the Civil Society Organizations for democratic life and culture, and this limitation is also necessity of democracy and importance of the Police behavior and the characteristics of the laws. There is a large difference between Civil Society Organizations of our country and the Civil Society Organizations of the world. Notwithstanding multi-dimensional reasons, main reason is, democracy culture is not established in a proper sense. Ankara Directorate of Police, Security Department Directorate is acting well aware of this absence and runs to set a good example with his behavior and communication during the activities of the Civil Society Organizations. However, these behaviors in the Capital city, special and linked to the persons, it is important that behaviors gains necessary characteristics to apply in Turkey. In this study, even not reflecting the entire point of view of the Police Organization, we tried to draw an outline, on the police opinion and their evaluation on the liberty has been granted to the Civil Society Organizations the laws ad they are communicating with. We must not forget that when we speak about the Civil Society organizations, first thing considered by the police, are the students groups throwing pavement stones, students platforms with illegal pronunciations, syndicates not hesitating to clash with the police, clubs providing substructure to the illegal organizations, and the political parties considered legal according to laws, but not recognizing state values and system and with an attitude and pronunciations against the state in their speeches. Each Civil Society Organizations are that innocent as we are seen fro outside. However, this innocence understands by our public within the time and they betray their response in time. Relation of the Civil Society Organizations acting toward their constitutional aims, respecting laws, honest, and giving their services to the society with the police is only on the paper works such demand of security and posing no problems. For the Turkey becomes a respectful member of the global world, Civil Society organizations must provide progress in a manner of different kind and size, with his high potential and fulfill his functions with success within the trust. With the Data will be obtained at the result of this study, is trying to explain the importance of the relation between the police and Civil Society Organizations for to providecontribution to the democracy by using activity statistics together with security data?s. In this study evaluation on the progress of these relations which is a requirement for the progress of the democracy.
BASE
Sivil toplum, son yıllarda sosyal ve siyasal bilim literatürünün gözde kavramlarından biridir. Sivil toplum kuruluşları modern toplumların en etkin siyasi baskı ve toplumsal değişim aktörleri arasında yer almaktadır. Türkiye'de, Avrupa Birliği'ne giriş çalışmalarının hız kazanmasıyla birlikte, insan hakları, temel hak ve hürriyetler konusunda yapılan çalışmalar önem kazanmaya başlamıştır. Bu sebeple de Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde sivil toplum kuruluşları önemli görevler üstlenebilecek duruma gelmişlerdir. Bu çalışmada genel olarak, sivil toplum ve sivil toplum kuruluşları ele alındıktan sonra, Türkiye'de sivil toplum olgusu ortaya konulmaya çalışılacaktır. Daha sonra Türkiye'nin Avrupa Birliği ilişkileri ve sivil toplum kuruluşlarının bu ilişki sürecindeki etkinlikleri incelenecektir. Bu çalışmanın; Birinci bölümde; sivil toplum ve ilişkili kavramlar, ikinci bölümde; Türkiye'deki sivil toplum anlayışı ve demokrasi süreciyle birlikte gelişimi, üçüncü bölümünde; Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkiler, son bölümde ise; Türkiye ile Avrupa Birliği arasında süregelen bütünleşme sürecinde STK (Sivil Toplum Kuruluşları)'ların yeri ve önemi üzerinde durulacaktır. ; In recent years, civil society is one of the favorite concepts of social and political science. Non-governmental organizations (NGO) take place amongst the most active political pressure and social change actors of modern societies. Studies made in respect of civil rights, fundamental rights and freedoms have begun to become important by the picking up speed of works to enter European Union. Therefore, the non-governmental organizations could become to undertake important tasks in the entrance process to the European Union. In this study, it will be tried to put forward civil society fact in Turkey after discussing civil society and non-governmental organizations in general. Then relationships of Turkey with European Union and activities of non-governmental organizations in this process of relationship will be analyzed. In the first part of this study; civil society and related concepts, in the second part; conception of civil society in Turkey and its development with democracy process, in the third part; relationships between Turkey and European Union, and in the last part; position and significance of non-governmental organizations (NGO) in the integration process that had gone on for a long time will be emphasized.
BASE
Alevi-Bektaşi inancının tanınması, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, inanç öğretimi konusunun ebeveynlere bırakılması konusunda AİHM tarafından alınan kararlar halen Türkiye Cumhuriyetihükümetince uygulamaya konulmamıştır.Alevi-Bektaşiler hükümetin bu konuda ne-ler yapacağını beklerken, Alevi-Bektaşi der-nekleri farklı tavırlar sergilemektedirler. Buçalışmada, kendilerini Alevi-Bektaşi inancı-nın temsilcileri olarak gören dernek ve vakıfların görüşleri incelendikten sonra bunların bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliğine katkıda bulunacak bir modelin geliştirilmesi önemlidir. Bu model, Hâce Ahmet Yesevî ve Hacı Bektaş-ı Veli'nin "Dört Kapı ve Kırk Makam" öğretisine dayalı olmalı-dır. Bu öğretiye dayalı olarak geliştirilecekbir model Alevi-Sünni toplumunu birbirine yaklaştırarak, Türkiye'de tek bir inanç sis-teminin oluşturulmasına yardım edebilir. Türkiye Cumhuriyeti'nin laik bir ülke olduğu gerçeğinden hareketle, devletin bütün inançlara eşit mesafede durması gerekir. Alevi-Bektaşi inanç yapılanmasıyla ilgili uygulamalı çalışmaların yapılması önerilmiştir. ; Decisions about the recognition of Alevi-Bektashi belief, the adoption of cemevi's as places of worship, leaving religious education to the parents taken by the European Court of Human Rights still has not been implemented by the government of Repub-lic of Turkey. Alevi-Bektashi foundations and associations exhibit different attitudes,while Alevi-Bektashis wait for what thegovernment will do about it. In this study, after evaluating the view of the associations and foundations that see themselves as representatives of Alevi-Bektashi belief, an evaluation of these was made. The development of a model that will contribute to the unity and solidarity of the secular Republic of Turkey is important. This model should be based on Hâce Ahmet Yesevi and Hacı Bektaş-ı Veli's "Dört Kapı Kırk Makam" teaching. A model that will be developed based on these teachings can help to build a single belief in Turkey ...
BASE
Kamu Meslek Kuruluşları Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarında Disiplin Suçları ve Cezaları adını taşıyan bu çalışmada, esas itibariyle çalışmaya konu yapılan meslek kuruluşlarının statülerini düzenleyen kuruluş yasalarından ve varsa disipline ilişkin yönetmeliklerden, birlik ve oda kararlarından, bu konulardaki Danıştay içtihatlarından, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından, monografik çalışmalar ile İdare ve Ceza Hukuku alanlarındaki genel eserlerden yararlanılmıştır. Bu kaynaklar ve hukuksal veriler inceleme konusu yapılırken, çoğu zaman karşılaştırmalı bir yöntem izlenmeye çalışılmıştır. Çalışma Çağ Üniversitesi Kamu Hukuku Yüksek Lisans Master Tezi olarak hazırlanmıştır. ; In this study named Discipline Crimes and Punishments in the Occupational Organizations having the quality of Occupational Organizations in Public, it is basically utilized from the organization laws which regulate the statues of the occupational organizations subject to this study and regulations related to discipline if there is any of them, the decisions of associations and chambers, the judgements of Council of State relating to this matter, the judgements of European Court of Human Rights, monographic studies and general works regarding to Administrational and Criminal Law. It is mostly tried to use a comparative method while analyzing these sources and judicial data.
BASE
Bilindiği üzere Avrupa Birliği (AB), Avrupa'daki demokratik ulusları birleştiren en eski uluslararası örgütlerden biridir. Avrupa Birliği'ne üye olmanın şartlarını belirten Kopenhag Kriterleri 1993 yılında kabul edilmiştir. Avrupa entegrasyon süreci, katılan ülkeler üzerinde çok çeşitli etkiler yapmaktadır. Reform sürecinde AB, Türkiye'nin üyelik yükümlülüklerini üstlenebilme yeteneğini incelemektedir ki, bu yükümlülükler, antlaşmalar, ikincil yasalar ve AB politikalarında ifadesini bulan AB müktesebatından oluşmaktadır. Bu makalenin temel amacı Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinin Türkiye'de ulusal hukuk sistemini ne ölçüde etkilediğine ışık tutmaktır. ; As it is known, the European Union(EU) is the one of the oldest international organization which has been unifying the democratic nations in Europe. Copenhagen Criteria which are the conditions of becoming the member of the European Union were accepted in 1993. The process of European integration exerts multi-faceted influences on the concerned countries. In the reform process, EU examines Turkey's ability to assume the obligations of membership – that is, the acquis as expressed in the Treaties, the secondary legislation, and the policies of the Union. The main proposal of this article is to shed some light upon the effect of Turkey's membership of the European Union on Turkish national (internal) legalsystem.
BASE
YÖK Tez No: 610729 ; Devlet, güvenlik örgütünün başı olması nedeni ile kamu düzeninin sağlanması ve korunması konusunda yetkilidir. Kamu düzeninin sağlanmasında öncelikli olan, suç oluşmadan önce suçun işlenmesini önleyici tedbirlerin alınmasıdır. Alınan tüm önlemlere rağmen ülkemizde ve dünyada kanun koyucular tarafından yasaklanan ve suç oluşturan eylemler gerçekleşmektedir. Bu eylemlere karşı cezai yaptırımların uygulanması ise kaçınılmazdır. Devlet, suç işlendikten sonra tedbir görevini veya cezası kesinleştikten sonra infaz görevini ceza infaz kurumları aracılığıyla yerine getirmektedir. Ceza infaz kurumları cezaların infaz edildiği yerlerdir ve kamu düzeninin sağlanmasında önemli bir konuma sahiptir. Ceza infaz kurumlarında infaz hizmetlerinin sağlanmasından, Adalet Bakanlığı'na bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü sorumludur. Cezaların infazının gerçekleşmesinde ve dış güvenliğin sağlanmasında, hükümlü ve tutukluların sevk ve nakillerini gerçekleştiren jandarma birimleri de yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada Türkiye'de ceza infaz sistemi, tarihi gelişimi, ceza infaz kurumlarının yapısı, işleyişi, infaz sürecindeki kurumsal yapılanması, Avrupa Birliği ilerleme raporu ekseninde son yıllarda Türkiye'de yapılan ceza infaz kurumlarının çağın gereklerine uygun şekilde yapılan faaliyetlerine ve atıl durumda olan insan gücünün nasıl değerlendirildiği konularına yer verilmiştir. Ayrıca Türkiye'de ceza infaz sisteminde karşılaşılan problemler ve bunlara ilişkin çözüm önerilerine değinilmiştir. ; State, owing to being the head of the security organization, is authorized to provide public order and protect it. Our first priority in maintaining public order is to take preventive measures before committing the crime. In spite of all the measures taken, actions prohibited by the legislators in our country and in the world take place, and so criminal sanctions against the actions are inevitable. State carries out the execution by the penitentiary institutions in terms of a measure after the crime has been committed or after the sentence is finalized. The state carries out the duty of precaution after committed a crime and the execution after the punishment is finalized by means of the penitentiary institutions. Penitentiaries, playing an important role in maintaining public order, are institutions where penalties are executed. The General Directorate of Prisons and Detention Houses under the Ministry of Justice is responsible for providing execution services. At this point, gendarmerie units, performing the referrals and movements of convicts and detainees, also assist in the execution of penalties and in ensuring external security. In this study, the penal system in Turkey, its historical development, structure of penal institutions, functioning, organizational structuring in the process of execution, the European Union progress report axis in recent years in accordance with the activities carried out to the requirements of the era of the penal institutions in Turkey, and how the assessment of manpower idle, were evaluated. In addition, problems encountered in the penitentiary system in Turkey are dealt with in this study and propose solutions to address them.
BASE
Avrupa Birliği, üye ülkelerin iç ekonomik ve sosyal gelişmelerine destek olmak, ülkelerarası gelişmişlik düzeyini dengelemek amacıyla hibe ya da kredi şeklinde kaynak aktarmaktadır. Avrupa Birliği, aynı zamanda üye olacak aday ülkelerin birliğe hazır hale getirilmesi amacıyla birliğe üye olmak için başvuran ve resmi olarak adaylığı tanınmış ülkelere de mali yardımlar vermektedir. Türkiyede bu mali yardımlardan faydalanmaktadır. Söz konusu yardımlar, Türkiyeye Avrupa Birliği üyeliği sürecinde Avrupa Birliği müktesebatına siyasi, ekonomik, yasal ve idari konularda uyum sağlama ve alınması gereken tedbirler için mali kaynak oluşturmak için verilmektedir. Yapılan anlaşmalar gereği bu yardımlar Avrupa Birliği tarafından yardımların aktarılmasından harcanmasına kadar kontrol edilmektedir. Bu çalışmada amaç, Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlardan kamu kuruluşlarına proje karşılığı aktarılan mali yardım tutarların muhasebeleştirilmesinin nasıl yapılacağı konusunda inceleme yapmaktır. ; The European Union has been transferring significant amounts of resources in various financial instruments in the form of grants and loans for the purposes of supporting the internal economic and social development of member states, as well as balancing the cross-country development levels. The European Union also provides financial assistance to the countries that have applied for candidacy, as well as those officially nominated as candidates, in order to help them aid to get ready for the gains of the community. Turkey is one of the countries that benefit from this financial assistance. Aid provided to Turkey aims at providing financial resources needed for complying with the European Union acquis in the European Union accession process and taking the necessary policitical, economic, legal and administrative measures. According to the agreements, this aid is controlled at all stages from the release of the aid by the European Union until they are spent by the end users. The aim of this study is to examine the accounting processes of this aid transferred to public institutions by the European Union and international organizations in return for projects.
BASE
Avrupa Birliği, üye ülkelerin iç ekonomik ve sosyal gelişmelerine destek olmak, ülkelerarası gelişmişlik düzeyini dengelemek amacıyla hibe ya da kredi şeklinde kaynak aktarmaktadır. Avrupa Birliği, aynı zamanda üye olacak aday ülkelerin birliğe hazır hale getirilmesi amacıyla birliğe üye olmak için başvuran ve resmi olarak adaylığı tanınmış ülkelere de mali yardımlar vermektedir. Türkiye'de bu mali yardımlardan faydalanmaktadır. Söz konusu yardımlar, Türkiye'ye Avrupa Birliği üyeliği sürecinde Avrupa Birliği müktesebatına siyasi, ekonomik, yasal ve idari konularda uyum sağlama ve alınması gereken tedbirler için mali kaynak oluşturmak için verilmektedir. Yapılan anlaşmalar gereği bu yardımlar Avrupa Birliği tarafından yardımların aktarılmasından harcanmasına kadar kontrol edilmektedir. Bu çalışmada amaç, Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlardan kamu kuruluşlarına proje karşılığı aktarılan mali yardım tutarların muhasebeleştirilmesinin nasıl yapılacağı konusunda inceleme yapmaktır. ; The European Union has been transferring significant amounts of resources in various financial instruments in the form of grants and loans for the purposes of supporting the internal economic and social development of member states, as well as balancing the cross-country development levels. The European Union also provides financial assistance to the countries that have applied for candidacy, as well as those officially nominated as candidates, in order to help them aid to get ready for the gains of the community. Turkey is one of the countries that benefit from this financial assistance. Aid provided to Turkey aims at providing financial resources needed for complying with the European Union acquis in the European Union accession process and taking the necessary policitical, economic, legal and administrative measures. According to the agreements, this aid is controlled at all stages from the release of the aid by the European Union until they are spent by the end users. The aim of this study is to examine the accounting processes of this aid transferred to public institutions by the European Union and international organizations in return for projects.
BASE
Online seçim sistemlerinin sunduğu avantajlar göz önüne alındığında, güvenli bir online seçim sisteminin yapılabilmesi birçok ülke ve organizasyon için çok önemlidir. Bu seçim sistemlerini kökünden değiştirebilecek ve hatta demokrasinin gelişmesine katkıda bulunabilecek bir yaklaşımdır. Blokzinciri tabanlı günümüze kadar öne sürülmüş seçim sistemlerini incelenerek, bunların avantajları ve dezavantajları ortaya koyulmuştur. Pratikte kullanılabilecek bir oy verme sistemin genel yapısı çıkarılmıştır. Ayrıca önerilen sistemin çalışan bir modeli uygulama olarak geliştirilmiştir. ; Given the advantages offered by online selection systems, the ability to make a secure online selection system is very important for many countries and organizations. This is an approach that can change the electoral system from the root and even contribute to the development of democracy. The advantages and disadvantages of the election systems that have been put forward as much as the day-to-day problems of blockchain are examined. The general structure of a voting system that can be used in practice has been removed. In addition, a working model of the proposed system has been developed as an application.
BASE
Güvenlik kavramı günümüzde önemini koruyan en önemli kavramlar arasında yer almaktadır. Soğuk Savaş döneminde var olan güvenlik algılamaları ile günümüzdeki güvenlik algılamaları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu çerçevede, Soğuk Savaş döneminde ön planda olan askerî güvenlik algılamalarına ilave olarak siyasî, iktisadi, sosyal ve çevresel güvenlik algılamalarına daha fazla önem ve öncelik verilmektedir. Ayrıca, Soğuk Savaş sonrası güvenlik kavramı hem çok boyutlu bir niteliğe bürünmüş hem de çok karmaşıklaşmıştır.Soğuk Savaş döneminde NATO şemsiyesi altında güvenliğini tesis eden Avrupa, Soğuk Savaş sonrasında kendi güvenliğinde daha fazla rol almaya çalışmakta, NATO dışında özerk yapılanmalar oluşturmaya çalışmaktadır. Bu kapsamda AB'nin Ortak Dış ve Güvenlik Politika (AGSP)'nın alt bileşeni olan Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası ön plana çıkmaktadır.Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası 1999'dan sonra gelişmeye başlamış ve önemli bir mesafe kaydetmiştir. AGSP, 2001 yılında operasyonel hâle gelmiş ve NATO unsurlarının kullanımına ilişkin varılan anlaşma çerçevesinde 2003'te AB yönetimindeki sivil ve askerî kriz harekâtlarını icra etmeye başlamıştır.Türkiye, Soğuk Savaş döneminde Avrupa güvenliğinde etkin rol oynamıştır. Soğuk Savaş sonrasında ise Türkiye'nin dünya ve Avrupa güvenliğine yapabileceği katkılar azalmamış tam tersine artmıştır. Türkiye, BM ve NATO denetimde icra edilen harekâtlarda her yönüyle kendini ispatlamış ve dünya güvenliğine önemli katkılar yapmıştır. Türkiye'nin Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi Soğuk Savaş sonrasında da Avrupa güvenliğine önemli katkılar yapacak imkan ve kabiliyete sahip olduğu, Türkiye'nin aktif desteği olmaksızın Avrupa güvenliğinin tam anlamıyla tesis edilemeyeceği düşünülmektedir. ; The concept of security is one of the most important issues which maintains its importance today. There are significant differences regarding security perceptions from the Cold War era and the post Cold War era. In this respect, nowadays, more and more importance and priority is given to political, economic, social and environmental security perceptions, besides military security perceptions. Furthermore, security is turned into more complex and multi-faceted concept after the Cold War period.European Security was established under the NATO?s umbrella until the end of the Cold War. But today, European States are focusing on their own security and making autonomous exercises not only in NATO organizations, but also in other international initiatives. Additionally, these countries are establishing new security telationships with each other but NATO. In this context, the European Security and Defense Policy (ESDP) stands in the forefront, which is organized under the EU?s Common Foreign and Security Policy (CFSP).European Security and Defense Policy has started to develop from 1999 and made significant progress. ESDP became operational in 2001. Later, after the agreement between NATO and the EU regarding the usage of NATO?s components by the EU, EU-led civilian and military crisis operations had started in 2003.Turkey played an effective role in the European Security during the Cold War. Turkey?s contribution to the world and European security has not decreased after the Cold War. Turkey has proved herself under the NATO and UN led operations. Turkey has great power and ability to contribute European security like the Cold War period. To me, European Security can not be established entirely without Turkey?s contribution.
BASE