The Trap Of Anacronism In The Social Sciences
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 40, Heft 1, S. 1
ISSN: 1309-1034
427 Ergebnisse
Sortierung:
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 40, Heft 1, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 28, Heft 1, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 26, Heft 2, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 50, Heft 3, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 39, Heft 1, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Türk tarihi araştırmaları 4
In: Publications of the Turkish Historical Society
In: Serial 26 13
Yüksek Lisans Tezi ; Tarih boyunca her dönemde ve çeşitli coğrafyalarda devletler kuran Türk milleti, daima teşkilatçı özelliğini korumuş ve bu özelliğiyle ön plana çıkmıştır. İslâmiyet öncesi dönemde kurulan Türk devletlerinde, vezirlik müessesesi bulunmamakta, bu müesseseye muadil yabguluk ve ayguçılık gibi makamlar bulunmaktaydı. Bu dönemde, özellikle II. Göktürk Devleti'nde Bilge Tonyukuk vesilesiyle ön plana çıkan ayguçılık, vezirliğe muadil bir makam olmuştur. İslâmiyet'in kabulünden sonra kurulan Türk devletlerinin teşkilat yapısında ise, vezirlik müessesesi önemli bir yer edinmiştir. Vezirlik müessesesi, yasama, yürütme ve yargı yetkilerine hükümdarın mutlak vekili sıfatıyla sahip olan vezirin başında bulunduğu bir makamdır. Hükümdardan hemen sonra gelen vezirler, hükümdar adına devleti fiilen idare etmişlerdir. Çeşitli dönem ve devletlerde vezirlik müessesesinin durumunda değişiklikler söz konusu olmuştur. Ancak genel olarak, dîvan başkanlığı, malî konular, memurların tayin ve azli, diplomatik ilişkiler, şikâyet dinleme ve çözüme kavuşturma, kural koyma, ordunun başında sefere çıkma gibi devlet idaresine ilişkin hemen her konu vezirlerin yetki ve sorumluluğunda olmuştur. Devletlerin yükseliş ve gerilemelerinde dâhi, vezirlerin liyakat durumlarının etkili olduğu öne sürülmüştür. Bu önemli müessesenin Türk devlet anlayışı çerçevesinde, yönetim bakış açısıyla bütüncül bir şekilde ele alınmasının gerekliliği düşüncesiyle, Göktürk Devleti, Karahanlı Devleti, Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti'nde vezirlik müessesesi bu çalışmada ele alınmıştır. Bu devletlerin vezirlik müessesesi ele alınırken, Türk yönetim tarihinde oldukça önem verilen "bilgelik" unsuru bağlamında siyasetnâme/nasihatnâme türünde eser sahibi olan vezirler tercih edilmiştir. Göktürk Devleti'nde Bilge Tonyukuk'un "Tonyukuk Abidesi", Karahanlı Devleti'nde Yusuf Has Hacib'in "Kutadgu Bilig", Selçuklu Devleti döneminde Nizamü'l Mülk'ün "Siyasetnâme" ve Osmanlı Devleti'nde Lütfi Paşa'nın "Asafnâme" isimli eserleri bulunmaktadır. ; Establishing ...
BASE
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-025
In: Politics
The Science of Wealth was written by Münif Pasha, who features large in our history of science and philosophy. The work was used as a textbook by the Ottoman Law School, and took its place among the texts that carried modern economic knowledge to the Ottoman world of thought. The period that started in the second half of the 19th century and continued up until the foundation of the Republic was a time of remarkable contributions to economic literature. The fact that The Science of Wealth remains an important part of this body of literature and reflects the economic knowledge of period in its discussions served as the basis for In The Science of Wealth, Münif Pasha defends the idea of a liberal economy, although his criticisms of some of the views of Adam Smith and Malthus differentiate his work from other books in the economics field at the time. Issues, such as private property, the division of labour, freedom of industry and trade, fixed pricing, customs and interest, all of which are highly important in the creation of a liberal transformation to an economic, political, administrative, legal, religious and social structure, are among the headings in the Science of Wealth. The original, translated and simplified texts allow the work to reach a broader audience. It is hoped that the study will increase the level of interest in our economics and science history literature
In: Publications de l'Institut historique et archéologique néerlandais de Stamboul/Leyde 43
In: Uitgaven van het Nederlands Historisch-Archaeologisch Instituut Leiden, Istanbul 43
Kurumsal iktisadın, günümüzde yaşanan paradigma değişimi ile birlikte tekrardan gün yüzüne çıkmış olmasıyla birlikte, kurumların yanı sıra kurumsal bir bakış açısından iktisadın evrimine bakış bir gereklilik halini almaktadır. Bu böyledir çünkü kurumsallığı içermeyen bir iktisat teorisi formülasyonu, kabul edileceği üzere, mümkün değildir. İnsanlar ile kurumlar arasındaki ilişki, birinden diğerine doğru tek yönlü bir ilişki değil, karşılıklı bir ilişkidir. Eğer bir iktisatçının bu karşılıklı etkileşimin dışında olduğu varsayılmıyorsa bu iktisatçının geliştirdiği teori de bu etkileşimin bir ürünü olacaktır. Zira iktisatçı, çevresel koşulların doğal bir sonucudur. Değişen paradigma altında kurumsal iktisat okulunun evrimini izlemek ve diğer iktisat okullarındaki kurumsal öğeleri araştırmak, ilk olarak bir kavram olarak kurum kavrayışının ne yönde evrimleştiğini anlamaya ve sonrasında ise bu kavrayış çerçevesi içerisinde iktisat teorilerini, gerilerinde yatan iktisadi, politik ve toplumsal yapı - kısaca kurumsal doku - bağlamında kavramaya hizmet edecektir. Zira bir kurumu anlamak, bir insanın ve hatta toplumun nasıl hissettiğini, düşündüğünü ve davrandığını anlamaktır. İnsan ve toplum, kendisinin ürünü olan kurumların bir ürünü olmaktadır ve modern toplumda ulusal sınırların "dünyanın düzleşmesi" ile muğlak hale gelmesi ile birlikte küresel bir kurumlar bütününe maruz kalınması, durumun daha da karmaşık bir yapıya bürünmesine yol açmaktadır. Soru, bu karmaşık kurumlar bütünün analiz etmek için kullanılacak yönteme ilişkindir: bağlantısallık? Belki sonra. Burada yöntem evrimsel nedenselliktir. ; With the re-emergence of institutional economics with the paradigm change experienced today, it becomes a necessity to look at the evolution of economics from an institutional point of view as well as institutions. Because an economic theory formulation without institutionalism is not possible, as will be accepted. The relationship between people and institutions is not a one-way relationship, but a reciprocal one. If an ...
BASE
21. yüzyılda Avrupa'da siyasi ve ekonomik alanlardaki gelişmeler eşliğinde eğitim alanında da gelişmeler yaşanmıştır. Avrupa Birliği, üye ülkeler arasında işbirliği içinde olarak Avrupa Yükseköğretim Alanı oluşturmayı hedeflemiştir. Bu açıdan birinci bölümde Avrupa Birliği'nin tanımı ve Avrupa Birliği eğitim politikaları yer almıştır.Avrupa Yükseköğretim Alanı, üye ülkelerin yükseköğretim sistemlerindeki farklılıklar korunarak diğer üye ülkelerin yükseköğretim sistemleriyle karşılaştırılabilir seviyeye ulaşmasını ve ülkeler arası geçişi kolaylaştırmayı hedeflemektedir. Bologna süreci Avrupa Yükseköğretim Alanı hedefleyen bir reform sürecidir. Bu bağlamda ikinci bölümde Bologna Süreci ve Temel Deklarasyonlar ele alınmıştır.Son bölümde ise öncelikle Bologna Süreci'nin Türkiye'deki uygulama alanı ile birlikte süreçle ilgili değerlendirmeler yapılmıştır. ; In the 21st century, Europe has witnessed developments in the field of education in company with the developments in the fields of politics and economics. European Union aimed at creating European Higher Education Area in cooperation with the member states. In this respect, in the first part, the definition of European Union and education policies of European Union are included.European Higher Education Area aims at maintaining differences of higher education systems of member states by achieving comparable levels with the other member states' higher education systems and facilitate interstate transition. Bologna process is a reform process aiming at European Higher Education Area. In this context, Bologna Process and Basic Declarations are handled in the second part.In the last part of the study, some evaluations are made about the field of application of Bologna Process in Turkey together with the process.
BASE