Suchergebnisse
Filter
69 Ergebnisse
Sortierung:
Kavanin-i yeniçeriyan: (yeniçeri kanunları)
In: Türkiye İş Bankası kültür yayınları
In: Genel yayın 1855
Kadın karşıtı söylemin İslam geleneğindeki izdüşümleri
In: Kitâbiyât 4
In: Araştırma, inceleme
In: Kadın 1
Kürt meselesinin anayasal boyutu
In: Orion Kitabevi 196
Tanzimat dönemi itibarıyla Osmanlı tâbiiyyetinin (vatandaşlığının) gelişimi
In: Legal Yayıncılık
THE LEGAL STATUS OF JERUSALEM UNDER INTERNATIONAL LAW
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-013
INTERNATIONAL-LEGAL STATUS OF THE CASPIAN SEA IN ITS HISTORICAL DEVELOPMENT
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-031
INTERNATIONAL LEGAL STATUS OF THE CASPIAN SEA: ISSUES OF THEORY AND PRACTICE
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-043
Türkiye'de Belediye İdarelerinin Hukuksal Statüsü Üzerine Bir Değerlendirme ; An Evaluation on the Legal Status of Municipal Administrations in Turkey
Kamu hizmetlerinin kamu ilkeleri ölçüsünde, doğrudan kamu kuruluş ve kurumları tarafından yerine getirilmesi alışılagelmiş bir durumdur. Günümüzde kamu hizmetlerinin yerine getirilişinde özel girişimciliğin de etkinliğinin arttığı görülebilmektedir. Bu etkinliğe rağmen kamu kurum ve kuruluşlarının yerine getirdiği hizmet yoğunluğu devam etmektedir. Kamu hizmetleriyle birlikte kamu kurum ve kuruluşlarının idari ve örgütlenmeyle ilgili birtakım sorumlulukları da bulunmaktadır. Hizmetlerin ve sorumlulukların değişen toplum, nitelik, ekonomik ve sosyal davranışlar nedeniyle tek bir merkezden yerine getirilmesini zorlaşabilmektedir. Merkezi yönetimlerin bu iş ve sorumluluk yükünün altından kalkabilmesi için bazı hizmetlerin mahalli idareler tarafından gördürülmesi kaçınılmaz hale gelebilmektedir. Demokratik ilkelerin uygulanabilirliliği açısından da önem arz eden mahalli idarelerin etkinliği, vatandaşın tercihlerinin ve isteklerinin daha kolay ilgili idari yönetimlere ulaşmasını sağlayabilmektedir. Belediyelerin idari ve karar organlarının halk tarafından seçilmesi, vatandaşlara en yakın yönetimlerden biri olması kurulurlarken iyi bir hukuki zemine dayandırılmalarını gerekli kılar. Bu çalışma ile amaçlanan Türkiye'de yerel yönetimlerin en önemli idarelerinden biri olan belediye idarelerinin Osmanlı'dan günümüze hukuksal altyapısını ortaya koyabilmektir. ; It is customary for public institutionst of fulfill public institutions and organizations in accordance with public principles. Nowadays, it can be seen that the efficiency of private entrepreneurship has increased in the performance of public services. Despite this activity, the service density of public institutions and organizations continues. Public institutions as well as public institutions and organizations have some responsibilities related to administration and organization. Services and responsibilities can be difficult to fulfill from a single center due to changing society, quality, economic and social behaviors. In order to overcome the burden of work and responsibility of the central administrations, it may be inevitable that some services will be seen by the local administrations. The effectiveness of local administrations, which are important in terms of the applicability of democratic principles, can enable the citizen's preferences and wishes to reach the administrative administrations more easily. The selection of the administrative and decision-making bodies of the municipalities by the public makes it necessary for them to be based on a good legal ground when they are to be one of the closest administrations to the citizens. This study aimed at Turkey from the Ottoman Empire to the present day, one of the most important authorities of the municipal administration of local authorities to reveal the legal infrastructure.
BASE
İçtihatlı, uygulamalı, örnekli nesep-nüfus ve sicille ilgili kişisel hukuk davaları
In: Alfa yayın no. 230
In: Hukuk dizisi 75
Some Precautions and Aplications by the Ottoman Intellectuals Towards the Idea of Ibn Khaldun That Power Corrupts the Government ; İbn Haldun'un İktidar Gücünün Yozlaşması Fikrine Karşı Bazı Osmanlı Düşünürlerince Öne Sürülen Tedbir ve Uygulamalar
Ibn Khaldun advocated that every political entity should be born, grown, developed and finally died through various like human beings. Ibn Khaldun argues that prosperity, comfortable and calm lives is came from the nature of state order. Since people who have these things would prefer comfort, prosperity, luxury and peace; the aging and collapse dynasties in power in the long run is inevitable. The idea that power will eventually degenerate and corrupt the government and lead the country into degeneration is clearly expressed by Ibn Khaldun. This basic assumption has played a very important role in shaping liberalism in the modern western political thought. In the Turkish thought, the Ottomans defended the idea of regulating power with laws and customs visa vie make references to ancient laws (kanun-i kadim) and Sharia. The authors of Ottoman advice books (nasihatnames) such as Veysi, Gelibollu Mustafa Ali and Hasan Kafi Akhisari clearly included Ibn Khaldun's political and social theories into their works. According to Ottoman authors, legal structures and regulations have made possible for the states to live eternally. When we look at the last two centuries of Turkish political history, it can be stated that the "Sened-i İttifak", "Tanzimat", "Constitutional Monarchy" and finally the "Republic" were permanent answers to the problem of the degeneration of power expressed from Ibn Khaldun. ; İbn Haldun devletlerin tıpkı insanlar gibi çeşitli hayat evrelerinden geçerek doğup, büyüyüp, gelişip nihayet öldüklerini savunmuştur. İbn Haldun, refah, rahat ve sükûnun, yerleşik düzenin ve devletin doğasından olduğunu savunmaktadır. Bunlara sahip olan insanlar rahat, refah, lüks ve huzuru tercih ettiklerinden; uzun süre iktidarda kalan hanedanların idaresindeki devletin ihtiyarlaması ve çöküşü kaçınılmaz olmaktadır. İktidarın eninde sonunda yozlaşacağı ve ülkeyi kötü sonuçlara sürükleyeceği fikri İbn Haldun tarafından açık bir şekilde ifade edilmektedir. Bu temel varsayım Batı'da liberalizmin şekillenmesinde ve modern siyaset düşüncesinin gelişmesinde çok önemli rol oynamıştır. Türk düşünce hayatında ise Osmanlılar iktidarı kanunlarla ve teamüllerle düzenleme fikrini hem kadim Türk devlet geleneğinden hem de Şeriattan aldıkları değerlerle savunmuşlardı. İbn Haldun'un devlet teorisine eserlerinde açıkça yer veren Veysi, Gelibolulu Mustafa Ali ve Hasan Kafi Akhisari gibi Osmanlı nasihatname yazarları devletlerin ayakta kalabilmesini iktidarın kadim teamüllere ve kanunlara uygun hareket etme koşuluna bağlamışladır. Türk siyasi tarihinin son iki asrına baktığımızda anayasal düzen yolunda atılmış "Sened-i İttifak", "Tanzimat", "Meşrutiyet" ve nihayet "Cumhuriyet" adımlarının İbn Haldun'dan itibaren dile getirilen iktidarın yozlaşması sorununa verilmiş kalıcı bir cevap olduğu ifade edilebilir.
BASE
İbn Haldun'un iktidar gücünün yozlaşması fikrine karşı bazı Osmanlı düşünürlerince öne sürülen tedbir ve uygulamalar ; Some precautions and aplications by the Ottoman intellectuals towards the idea of Ibn Khaldun that power corrupts the government
İbn Haldun devletlerin tıpkı insanlar gibi çeşitli hayat evrelerinden geçerek doğup, büyüyüp, gelişip nihayet öldüklerini savunmuştur. İbn Haldun, refah, rahat ve sükûnun, yerleşik düzenin ve devletin doğasından olduğunu savunmaktadır. Bunlara sahip olan insanlar rahat, refah, lüks ve huzuru tercih ettiklerinden; uzun süre iktidarda kalan hanedanların idaresindeki devletin ihtiyarlaması ve çöküşü kaçınılmaz olmaktadır. İktidarın eninde sonunda yozlaşacağı ve ülkeyi kötü sonuçlara sürükleyeceği fikri İbn Haldun tarafından açık bir şekilde ifade edilmektedir. Bu temel varsayım Batı'da liberalizmin şekillenmesinde ve modern siyaset düşüncesinin gelişmesinde çok önemli rol oynamıştır. Türk düşünce hayatında ise Osmanlılar iktidarı kanunlarla ve teamüllerle düzenleme fikrini hem kadim Türk devlet geleneğinden hem de Şeriattan aldıkları değerlerle savunmuşlardı. İbn Haldun'un devlet teorisine eserlerinde açıkça yer veren Veysi, Gelibolulu Mustafa Ali ve Hasan Kafi Akhisari gibi Osmanlı nasihatname yazarları devletlerin ayakta kalabilmesini iktidarın kadim teamüllere ve kanunlara uygun hareket etme koşuluna bağlamışladır. Türk siyasi tarihinin son iki asrına baktığımızda anayasal düzen yolunda atılmış "Sened-i İttifak", "Tanzimat", "Meşrutiyet" ve nihayet "Cumhuriyet" adımlarının İbn Haldun'dan itibaren dile getirilen iktidarın yozlaşması sorununa verilmiş kalıcı bir cevap olduğu ifade edilebilir. ; Ibn Khaldun advocated that every political entity should be born, grown, developed and finally died through various like human beings. Ibn Khaldun argues that prosperity, comfortable and calm lives is came from the nature of state order. Since people who have these things would prefer comfort, prosperity, luxury and peace; the aging and collapse dynasties in power in the long run is inevitable. The idea that power will eventually degenerate and corrupt the government and lead the country into degeneration is clearly expressed by Ibn Khaldun. This basic assumption has played a very important role in shaping liberalism in the modern western political thought. In the Turkish thought, the Ottomans defended the idea of regulating power with laws and customs visa vie make references to ancient laws (kanun-i kadim) and Sharia. The authors of Ottoman advice books (nasihatnames) such as Veysi, Gelibollu Mustafa Ali and Hasan Kafi Akhisari clearly included Ibn Khaldun's political and social theories into their works. According to Ottoman authors, legal structures and regulations have made possible for the states to live eternally. When we look at the last two centuries of Turkish political history, it can be stated that the "Sened-i İttifak", "Tanzimat", "Constitutional Monarchy" and finally the "Republic" were permanent answers to the problem of the degeneration of power expressed from Ibn Khaldun.
BASE