Suchergebnisse

Bericht über die Aktivitäten des im April 1982 gegründeten Military Economic Board (MEB), das sich zu einer ausgedehnten Wirtschaftsinstitution mit Vertretungen im In- und Ausland entwickelt hat

On cover: Military Airlift Command. ; Cover title. ; Mode of access: Internet.

The COVID-19 pandemic exacerbates the mental, emotional, and behavioral (MEB) health problems of children and adolescents in the United States (U.S.). A collective and coordinated national economic and social reconstruction effort aimed at shoring up services to promote children's MEB, like the Marshall Plan that helped rebuild Europe post-World War II, has been proposed to buttress against the expected retrenchment. The plan prioritizes children's well-being as a social objective. We propose strategically reconstructing the public safety-net systems serving youth, including early education, maternal and child health, child welfare, corrections, and mental health. That plan called for a concentrated focus on coalition-building and contracting by state mental health systems to establish a foundation for an improved health system. This paper offers a complementary set of suggestions for the four non-mental health systems mentioned above by recommending actionable steps based on scientific evidence to support improved services for children at risk for MEB problems. For each system we describe examples of evidence-informed services, policies or programs that (1) prevent disabilities and promote health, (2) protect and preserve families and neighborhoods, and (3) provide quality care. Prioritizing the promotion of children's MEB health by all state systems can shape U.S. children's health and well-being for generations to come.

National audience ; Les minerais latéritiques font partis des principales sources en nickel dans le monde. Elle représente 60-70% de la ressource totale en nickel (Dalvi et al., 2004). Ces roches sont issues de l'altération de roches ultramafiques qui ont conduit à un profil pédologique dans lequel se trouve un horizon saprolitique ou silicaté, riche en serpentine, chlorite, sépiolite et garniérite. La garniérite ne désigne pas une espèce minérale spécifique, mais correspond à un minerai riche en phyllosilicates nickélifères, où les teneurs en nickel peuvent atteindre 40% en masse (Soler et al., 2008). Il constitue le principal minerai de nickel en Nouvelle Calédonie, République Dominicaine, Indonésie, Vénézuela, en Australie.Les compositions minéralogiques et cristallochimiques des garniérites sont variables d'un gisement à un autre, en particulier à cause de l'histoire géomorphologique du site, du climat, ou encore des processus d'altération (Brand et al., 1998).Ce type de minerai est constitué d'un mélange de variétés de silicates hydratés parmi lesquelles des serpentines, du talc, des chlorites, des smectites et des sépiolites (Gleeson et al., 2004). Les minéraux forment des séries de solutions solides par substitution du magnésium par le nickel.Dans le cadre de cette étude, des garniérites de diverses localités sont caractérisées afin de comprendre l'évolution géochimique du nickel dans les latérites et la formation dans divers contextes géologiques. Des analyses par diffractométrie des rayons X, micro-spectrométrie Raman, microscopie électronique à balayage couplée Raman et microsonde électronique sont réalisées sur des garniérites de Nouvelle Calédonie et de République Dominicaine, notamment. Les premiers résultats montrent des associations talc – lizardite avec dans certains cas la présence d'autres phases silicatées identifiées comme la palygorskite et la sépiolite. Les analyses chimiques associées à la micro-spectrométrie Raman ont également mis en évidence une série de solutions solides lizardite – népouite, qui se caractérise par des modifications structurales liées aux substitutions du magnésium par le nickel, comme cela vient d'être démontré expérimentalement par Baron et Petit (2016).Acknowledgements: the SOLSA project has received a funding from the European Union's Horizon 2020 research and innovation program und grant agreement 689868.Baron,F., Petit, S. (2016). American Mineralogist, 101, 423-430Brand, N.W., Butt, C.R.M., Elias, M. (1998). Journal of Australian Geology and Geophysics 17,81-88Dalvi, A.D., Bacon, W.G., Osborne, R.C. (2004). International Laterite Nickel Symposium, 23-33Gleeson, S.A., Herrington, R.J., Durango, J., Velasquez, C.A., Koll, G. (2004). Economic Geology, 99, 1197-1213Soler, J.M., Cama, J., Gali, S., Melendez, W., Ramirez, A., Estanga, J. (2008). Chemical Geology, 249, 191-202

The authors of the current early childhood education curriculum in Turkey underlined that different early childhood education approaches and models were used to construct curriculums in other countries. They went on to describe their curriculum as a synthesis of child centred practices developed in accordance with different learning theories and models. However, they did not mention which learning theories and models they applied or how they utilised them. For this reason, the purpose of this study is to examine which of the mainstream curriculum models including Montessori, High Scope, Waldorf, and Reggio Emilia are included in the Turkish early childhood curriculum launched in 2013. These curriculum models were examined through the content analysis method. The Turkish ECE curriculum was comparatively examined with the mainstream curriculum models. The Turkish ECE curriculum was divided into nine main categories and each category was investigated to identify the effects of mainstream curriculum models. The findings of the study indicated that while most parts of the Turkish ECE curriculum like objectives or characteristics of the curriculum carried the traces of mainstream curriculum models, some parts are unique such as assessment or adaptation. ; Güncel okul öncesi eğitim programı 2013 yılında MEB tarafından yayınlanmıştır. Çocuk merkezli, esnek, eklektik, dengeli, oyun temelli keşfederek öğrenme gibi özellikleri barındıran bu program dokuz bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde ok ul öncesi eğitimin amaçlarından bahsedilmektedir. İkinci bölümde ise okul öncesi eğitimin temel ilkelerine yer verilmektedir. Okul öncesi dönemin önemi üçüncü bölümde vurgulanmıştır. Dördüncü bölüm ise programın temel özellikleri hakkındadır. Sonraki bölüm de gelişim alanları ile ilgili kazanım göstergelere yer verilmiştir. Altıncı bölümde öğrenme ortamı üzerinde durulurken, yedinci bölüm de etkinlik türleri ve günün planlanması üzerinedir. Sekizinci bölümde ise değerlendirme boyutu ele alınmıştır. Son bölümde de özel gereksinimli çocukların nasıl destekleneceği konusunda bilgi sağla n maktadır. Programın özellikleri kıs mın da eklektik olduğun dan ve farklı öğrenme kuram ve modellerindeki çocuk merkezli uygulamalardan yararlanılarak bir senteze ulaşıldığından bahsedilmiştir. Ancak hangi uygulamalardan yararlanıldığı konusunda herhangi bir bilgi sağlanmamıştır. Dolayısıyla bu araştırmanın amacı, MEB okul öncesi eğitim programının, Montessori, High Scope, Waldorf ve Reggio Emilia gibi anaakım okul öncesi programlarıyla hangi alanlarda benzerlik gösterdiğini incelemektir. Araştırma yöntemi olarak içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Veri kaynakla rı MEB Okul Öncesi Eğitim Programı ve anaakım okul öncesi programları ile ilgili bilgi verici araştırma makaleleri, kitap bölümleri ve kitaplardan oluşmaktadır. İlk olarak MEB Okul Öncesi Eğitim Programı araştırmacılar tarafından dokuz kategoriye ayrılmış ve anaakım okul öncesi eğitim programları bu başlıklar altında incelenmiştir. Verilerin güvenilirlik ve geçerliliğini sağlamak amacıyla uzman görüşü ve kodlayıcılar arası güvenilirlik yöntemlerinde faydalanılmıştır. Araştırmanın bulgularına g i öre, okul önc esi eğitimin amaçları açısından MEB Okul Öncesi Eğitim Programı, diğer okul öncesi eğitim programlarıyla olduğu gibi bütüncül gelişim odaklıdır. Ayrıca çocukların gelişimini destekleyen kapsayıcı bir öğrenme ortamının oluşturulması diğer anaakım okul önces programlarla paralellik göstermektedir. Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamak dışında MEB Okul Öncesi Programı diğer anaakım okul öncesi programlarla hemfikirdir. Okul öncesi eğitimin temel ilkeleri ile ilgili olarak MEB Okul Öncesi Eğitim Programı, bireysel farklılıklara, demokratik öğrenme ortamının yaratılmasına, oyun temelli öğrenmeye, değerlendirmeye ve aile katılımına vurgu yapmıştır. Bu temel ilkeler anaakım okul öncesi programlarda da mevcuttur. MEB Okul Öncesi Programı okul öncesi dönemde çocukların gelişim alanlarında ve özellikle beyin gelişiminde hızlı bir ilerleme gösterdiğini o yüzden bu dönemin kritik bir dönem olduğunu söylemektedir. Ayrıca bu dönemde çevrenin, ailenin ve öğretmenin önemine vurgu yapmaktadır. Diğer oku l öncesi programlar incelendiğinde MEB Okul Öncesi Eğitim Programının bu başlıklar altında en fazla Montessori ve Reggio Emilia ile benzerlik gösterdiği en az Waldorf ve High Scope ile benzerlik gösterdiğini söylemek mümkündür. Program özelliklerine bakı ldığında MEB Okul Öncesi Eğitim Programı çocuk merkezli, esnek, oyun temelli bir programdır. Farklı değerlendirme yöntemleri kullanımını teşvik eder ve özel gereksinimli çocukların eğitime dahil edilmesinin gerekliliğinden bahseder. Bahsedilen bu özellikle r diğer okul öncesi programlarla benzerlik teşkil etmektedir ancak MEB Okul Öncesi Eğitim Programının eklektik, sarmal olması ve rehberlik hizmetlerine önem vermesi onu diğer okul öncesi programlarında ayrıştırmaktadır ve bu başlıklara diğer okul öncesi pr ogramlarda burgu yapılmamıştır. MEB Okul Öncesi Eğitim Programını diğer programlardan ayıran önemli bir özelliği de gelişim alanları ile ilgili kazanım göstergelerdir. Beş gelişim alanı ile ilgili kazanım ve göstergeler MEB Okul Öncesi Eğitim Programında belirtilmiştir. Benzer olarak sadece High Scope programında beş alana ait gelişimsel göstergeler vardır ama diğer üç programda gelişim alanlarına yönelik önceden belirlenmiş kazanım ve göstergeler yoktur. MEB Okul Öncesi Eğitim Programında öğrenme ortamın da öğrenme merkezleri vardır ve gelişimsel olarak uygun materyallerin seçilmesi önemlidir. Diğer programlara baktığımızda High Scope programında da bu iki madde önemli bir yer tutmaktadır. Waldorf programında ise öğrenme ortamı öğrenme merkezleri diye ayrı bir şekilde düzenlenmemiştir.

En Argentina, han transcurrido diversos proyectos de formación docente diferenciados y con caracterizaciones propias. En este trabajo recorreremos tres políticas públicas para el sector de la formación docente que a nuestro criterio y al de los especialistas entrevistados, merecen ser recuperadas y puestas en consideración. Entendemos que el Magisterio de Educación Básica (MEB), el Programa de Transformación de la Formación Docente (PTFD) y el Proyecto Polos de Desarrollo, constituyen ejemplos de políticas públicas potentes para la formación de profesores y cuyos rastros hoy se reconocen sedimentados de maneras diversas en las instituciones y en el subsistema formador argentino. Desarrollaremos especialmente el proyecto "Polos de Desarrollo (2000-2001)" a partir de las narrativas de los propios actores y de referentes del campo de la formación docente, con el objetivo de recuperar las políticas públicas desde un enfoque alejado de la concepción clásica, y situado principalmente en los sujetos que las llevan adelante en los propios contextos de concreción, otorgándole a las políticas un rostro cada vez más humano y contextual. ; In Argentina, there have been several different teacher training projects with their own characterizations. In this paper we will look at three public policies for the teacher training sector that in our opinion and that of the specialists interviewed deserve to be recovered and taken into consideration. We understand that the Teachers of Basic Education (MEB), the Teacher Training Transformation Program (PTFD) and the Polos de Desarrollo Project are examples of powerful public policies for the training of teachers and whose traces today are recognized in different ways In the institutions and in the Argentine training subsystem. We will especially develop the project "Poles de Desarrollo (2000- 2001)" based on the testimonies of the actors themselves and of reference in the field of teacher education, with the objective of recovering public policies from an approach far from the ...