Fevzi Çakmak, Türkiye'de daha çok askerî kişiliği ve faaliyetleriyle tanınmaktadır. Mareşal unvanına sahip az sayıdaki askerden birisi olması onun askerlik mesleğindeki başarısını göstermeye yetmektedir. Ankara Hükümeti'nde Milli Savunma Bakanlığı; İcra Vekilleri Heyeti Reisliği yapmıştır. Cumhuriyet döneminde 1924-1944 yılları arasında kesintisiz olarak Genelkurmay Başkanlığı yapmış olması onu ayrıca meşhur etmiştir. Ancak az bilinmekle birlikte Fevzi Paşanın çok partili dönemde siyasal hayatta da önemli bir yeri vardır. Bu çalışmada Fevzi Çakmak'ın 1946-1950 yılları arasında siyasal hayattaki faaliyetlerine ve rolüne yer verilecektir. Üzerinde durulan dönem ülkenin çok partili siyasal hayata geçiş yıllarıdır. 12 Ocak 1944 tarihinde, 68 yaşındayken isteği dışında Genelkurmay Başkanlığı'ndan emekliye sevk edilen Fevzi Çakmak büyük bir hayal kırıklığına düşmüş ve bir süre hayata karşı küskünlük içinde yaşamıştır. Makam sevgisi ve hırsına sahip olan Mareşal, o yıllarda kendisini bir köşeye atılmış ve önemsiz hissetmekteydi. Emekli edilişine karar veren Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye dargınlık ve kırgınlık duyguları içinde günlerini geçirdiği bir sırada, 1946 seçimlerinde DP listesinden bağımsız milletvekili seçilme teklifi almış ve bunu kabul ederek siyasal hayata atılmıştır. Daha önce CHP'den gelen milletvekilliği tekliflerini kabul etmeyen Mareşal 1946 seçimleri sırasında ve Mecliste iken CHP'ye ve İnönü'ye karşı keskin ve sert bir muhalefet yürütmüştür. Çakmak'ın 20 yıldan daha uzun süredir bir parçası olduğu CHP iktidarına karşı muhalefete geçişi keskin bir dönüşü ifade etmektedir.Hayatınınson4yılı,önce CHP'ye, sonra CHP ve DP'ye muhalefetle geçmiştir. Askerî şöhreti ve halk tarafından sevilmesinin etkisiyle 1946'da girdiği siyasette büyük bir ihtiras geliştiren Fevzi Çakmak aslında siyasal hayatın işleyişine yabancıdır. Onun bu durumu ve İnönü ile CHP'ye olan sert muhalefeti bazı siyasal akımlar ve partilerce istismar edilmiş görünmektedir. Önce DP kendisinin toplumdaki prestijinden yararlanmış, ardından sol akıma mensup bazı çevreler ona adeta bir halk hareketi başlatma misyonu yüklemek istemişlerdir. Son olarak Mareşal Çakmak, DP içinde, lider kadronun CHP iktidarına karşı muhalefetini yeterli bulmayan müfrit grupla birlikte hareket etmiş ve buradan doğan Millet Partisi'ne fahrî genel başkan olmuştur. Hayatının son iki yılını MP'de geçiren Çakmak Paşa, çok dalgalı ve gelgitli bir 4 yıllık siyasal hayat yaşamıştır. Aslında mevcut otoriteye itaatkâr bir kişilik yapısında olan Fevzi Çakmak'ın emeklilik sonrası keskin bir siyasal muhalefete kayması kişiliğine ters düşmektedir. Onu bu duruma yönelten etkenler mevki hırsı ve kendini vazgeçilmez görme duygusu gibi kişisel etkenlerdir. Lider karakterli birisi olmayışı onun siyasette başarılı olmasına engel olmuştur. ; Fevzi Çakmak (1876-1950) is mainly known with his Military personality and activities in Turkey. The fact that he is one of the few soldiers with the title of Marshal is enough to show his success in the Military profession. He was also noted as; the Minister of Defence in the First cabinet of the executive ministers of Turkey in 1921,the Chairman of the second cabinet of the executive ministers of Turkey, and the Chief of General Staff from 1924 and 1944 without interruption. However it is little known, Fevzi Pasha has an important role in the political life in the multi-party period as well. In 1944, Fevzi Çakmak, who did not intend to retire from the Chief of General Staff except for his request, found himself in the middle of Politics after loneliness he had lived for a short time.The study discusses Fevzi Çakmak's activities and role in the political life between1946-1950. The process of rapprochement with the Democratic Party (DP) and becoming an independent member of parliament and even the desire for him to lead the DP will be examined in the paper. Then, the activities of the Marshal that heinitiated with some circles of left-wing and abandoned in a short time in the context of human rights will be evaluated. In the meantime, the debates on how the leftist circles wanted himto launch a public movement in the country getting ridof the oppressiveness will be included. Later, the process of becoming the honorary chairman of the Nation Party (MP) formed by the people most of whom left the DP following the Marshal's separation from the DP afte the July 12 Declaration as a result of his worsening Relations with the party will be mentioned. Fevzi Çakmak ,like the other ones who setup the MP, thought that the DP did not have enough strong opposition against the Republican People's Party(CHP). In the last part of the paper, the political activities of Marshal Çakmak who spent the last two years of his life in the MP will be examined within the framework of character analysis and leadership features. The paper not only discusses the four-year wavy political life of Fevzi Çakmak who was seized by great ambitions and entered politics in 1946 as a result of self- confidence based on Military Reputation and the love given by the people, but it also examines the case of his being manipulated by some political currents and parties because of his personality which is unfamiliar witht he functioning of political life. How and with which motives Fevzi Çakmak, an obedient person to the legitimate and existing authority pushed himself into a strong opponent against the political staff that he had been to gether with for nearly 25 years will be examined. In that, during the election in 1946 and his presence in the Assembly, the Marshal had strong opposition against the CHP and İnönü, which did not arise from policy differences.
ÖZET10 Kasım 1938 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını kaybetmesi ile bir-likte Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü ülke yönetiminde en yetkili kişi haline gelmiştir. İnönü'nün CHP ve ülke yönetimindeki adete tek kişilik hakimiyeti ( Milli Şef ) Celal Bayar başta olmak üzere dönemin CHP'li milletvekili ve yöneticilerinde tepkiye neden olmuştur. Bir şahsın parti ve ülke yönetimindeki hakimiyetine İkinci Dünya Savaşı'nın da etkisiyle halkın büyük çoğunluğunda oluşan ekonomik sıkıntının ve iktidarın halkın muhafazakarlığı ile çelişen eğitim ve sosyal alanlardaki uygulamaları CHP ve dışındaki siyasi çevrelerde ve halkın büyük bir bölümünde muhalif bir tutumun oluşmasına neden olmuştur. Bu süreç hükümetin birtakım radikal uygulamaları ile birlikte örgütlü bir mu-halif hareketin doğmasına neden olmuştur. Yukarıda belirtilen nedenlerden kaynaklanan ve açıktan açığa bir söylem ve ey-leme dönüşmeyen CHP milletvekillileri içindeki bireysel tavırlar ilk defa Çiftçiyi Top-raklandırma Kanunu teklifi sırasında ortaya çıkmıştır. CHP milletvekilleri Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan, 14 Mayıs 1945 tarihinde bu kanun teklifinin TBMM'de görüşülmeye başlaması ile birlikte hükümetin bu uygulamasına karşı tavırlarını yaptıkları konuşmalar ile ortaya koymuşlardır. Fakat esasen bu kanun tasarısının TBMM'ye sunulmasından önce CHP içinde muhalif bir grubun oluşması Tevfik Rüştü Aras'ın evinde yapılan perşembe toplantılarıyla başlamıştır. 1945 yılının Nisan ayından itibaren Tevfik Rüştü Aras'ın evinde bir araya gelen Emin Sazak, Adnan Menderes ve Fuat köprülü CHP'nin, İsmet İnönü'nün otoritesi altında olduğunu ifade etmişler ve bu durumu değiştirmek gerektiği üzerinde durmuşlardır. İkinci defa bir ara-ya gelen Adnan Menderes ve Fuat Köprülü demokratik bir merkez oluşturma konusun-da görüş birliğine varmışlardır. Daha sonraki toplantılara Refik Koraltan da katılmıştır. Adnan Menderes, partide ve toplum içinde etkili olan Celal Bayar'ı bu gruba katmak gerektiğini açıklamıştır. Celal Bayar ile yapılan toplantı sonunda o da gruba dahil ol-muştur. Grup üyeleri 18 Mayıs 1945 tarihinde yapılan toplantıda CHP Meclis Grubuna vermeyi düşündükleri Dörtlü Takriri hazırlamışlardır.Takrir verilmeden önce TBMM'de 1945 yılı devlet bütçesinin oylamasına katı-lan üç yüz yetmiş üç milletvekilinden İzmir Milletvekili Celal Bayar, Aydın Milletve-kili Adnan Menderes, İçel Milletvekili Refik Koraltan, Kars Milletvekili Fuat Köprülü ve Eskişehir Milletvekili Emin Sazak bütçeye karşı aleyhte oy kullanmışlardır. Cumhu-riyet Dönemi'nde ilk defa bir bütçeye karşı aleyhte oy kullanılmıştır. Böylece muhalif tavırlarını ikinci defa ortaya koymuşlardır. Grup üyeleri 7 Haziran 1945 tarihinde Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan'ın imzası ile Dörtlü Takrir'i CHP Meclis Grubu Başkanlığı-na vererek muhalif tutumlarını somutlaştırmışlardır. Takrirde CHP'nin işleyişinin de-mokratik ilkelere uygun hale getirilmesini ve TC. Anayasası'nda var olan vatandaş hak ve hürriyetlerinin tanınması talep etmişlerdir. Bu takrir 12 Haziran 1945 tarihinde CHP Meclis Grubu'nda görüşülmüş ve red-dedilmiştir. Takririn reddedilmesi ile birlikte devam eden süreçte bu kadronun CHP içinde siyaset yapma imkanı kalmadığı gibi takrirde talep edilen bir düzenin kurulma-sının CHP içinde mücadele edilerek olamayacağı ortaya çıkmıştır. Takririn, CHP Meclisi Grubuna verildiği günlerde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Rauf Orbay ile görüşmüş yeni parti kurulması fikrini ona açmıştır. Bu görüşmeden, İnönü'nün yaptığı diğer konuşmalardan cesaret alan grup üyelerine karşı CHP'li yöne-tici ve milletvekillerinin olumsuz tavrı, partinin yayın organı Ulus gazetesindeki ağır sözlerle dolu yazılar grup üyelerinin CHP'den ayrılmalarına neden olmuştur. Zaten Adnan Menderes ve Fuat Köprülü Vatan gazetesinde yayınlanan yazıları nedeniyle CHP Divanı tarafından 25 Eylül 1945 tarihinde CHP'den ihraç edilmişlerdir. Diğer isimlerde istifa etmişlerdir. Partisiz kalan grup üyeleri parti kurma çalışmalarına başla-mışlar ve Demokrat Parti 7 Ocak 1946 tarihinde resmen kurulmuştur. Demokrat Parti, Dörtlü Takrir'in imzacıları: Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan tarafından kurulmuştur. Demokrat Parti'nin simgesi "DP", genel merkezi ise Antalya Milletvekili Cemal Tunca'nın Ankara Sümer Sokaktaki sekiz numaralı binası olmuştur. Demokrat Parti'nin kuruluş gerekçesinde ve programında Türkiye'de demok-ratik bir rejimin kurulacağı, TC Anayasası'nda demokrasiye aykırı kanunların kaldırı-lacağı, vatandaşların hak ve hürriyetlerinin anayasal teminat altına alınacağı dile geti-rilmiştir. Muhalefet yıllarında ise CHP ve iktidar demokratik olmayan tutum ve davra-nışlar sergilemekle itham edilmiştir. Muhalefet yıllılarında iki parti arasında demokra-siye aykırı birçok olay yaşanmıştır. Hatta 7 Ocak 1947 tarihinde gerçekleşen Demokrat Parti Birinci Genel Kongresi'nde kabul edilen Hürriyet Misakı'nda TC Anayasası'na aykırı olan kanunların kaldırılması ve demokrasiye uygun kanunların yapılması talep edilmiştir. Bu istekler yerine getirilmez ise Demokrat Parti Genel Yönetim Kurulu'na sine-i millet kararı ( TBMM'den çekilme ) hakkı verilmiştir. Demokrat Parti yönetici-leri iktidara gelmeleri halinde vatandaşlara hak ve hürriyetlerinin tanınacağı, demokra-siye aykırı kanunların kaldırılacağı ve TC Anayasası'nın demokrasiye uyumlu hale ge-tirileceği sözlerini vermişlerdir. 14 Mayıs 1950 seçim faaliyetlerinde aynı vaatler tekrarlanmıştır. Hatta 2 Nisan 1950 tarihinde Kasımpaşa'da konuşan Demokrat Parti Genel Başkanı Celal Bayar, grev hakkının demokratik hak olduğunu ve demokrasinin olduğu ülkelerdeki gibi toplumsal düzene ve ekonomiye zarar vermeyecek biçimde işçilere grev hakkının verileceğini ifa-de etmiştir. Seçimleri kazanan Demokrat Parti adına Adnan Menderes 22 Mayıs 1950 tarihinde hükümeti kurmuş ve 29 Mayıs 1950 tarihinde hükümet programı TBMM'de onaylanmıştır.Hükümet programında partinin seçim beyannamesinde olduğu gibi iktidar deği-şikliğinin ülkede maddi ve manevi hiçbir sarsıntıya yol açmasına imkan tanınmayacağı ve özellikle devri sabık yaratılmayacağı vurgulanmıştır. Programda, TC Anayasası'nda vatandaş hak ve hürriyetlerine ve millet iradesine dayanan kararlı bir devlet düzeninin gerçekleşmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılacağı ifade edilmiştir. Ayrıca CHP hükümetlerinden ( tek parti dönemi ) kalan, demokratik olmayan kanunların, alışkan-lıkların ve anlayışların değiştirileceği vurgulanmıştır. Programda, işçilere grev hakkının sosyal ve ekonomik düzeni bozmayacak şekilde tanınacağı açıklanmıştır. Demokrat Parti İktidarı Programı'nda sadece vatandaşlara tanınacak haklar yer almamıştır. Ayrıca o tarihlerde azınlıkta olsa da bazıları tarafından hak olarak görülen faaliyetlerin yasaklanacağı da yer almıştır. Cumhuriyet'in ve inkılapların korunması için aşırı sol akımlara ( komünizm ) izin verilmeyeceği ve bunlarla etkin bir biçimde müca-dele edileceği ifade edilmiştir. Bunlara karşı kanuni tedbirlerin alınacağı çünkü bu tür düşüncelerin günün şartlarında fikir ve vicdan hürriyeti olarak görülmediği vurgulan-mıştır. Bu fikir akımların hürriyet maskesi altında yayın yapmalarına izin verilmeyeceği çünkü bu düşünce akımlarının amacının özgürlükleri ortadan kaldırmak olduğu iddia edilmiştir. Komünizm fikir akımının yanı sıra irticai hareketlere de asla müsaade edil-meyeceği vurgulanmıştır. Demokrat Parti Dönemi'nde iktidarın sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerine özetlemeden önce sivil toplumun örgütü tanımını yapmak yerinde olacaktır. Sivil top-lum kavramı farklı biçimlerde tanımlanan bir kavramdır. Özellikle devlet ile sivil top-lum arasındaki ilişki farklı tanımlamalara neden olmaktadır. Bu tanımlardan bazılarında sivil toplum, devletten tamamen bağımsız, devleti kontrol eden ve hatta devletin alter-natifi olan örgütlü bir güç olarak tarif edilmiştir. Diğer tanımlarda ise devlet ile sivil toplum arasında bu kadar keskin bir ayrılığın olmadığı, sivil toplumun devlete top-lumsal katılımı sağlama amacının var olduğu ileri sürülmüştür. Modern anlamda sivil toplum kavramı "Non Govern Mental Organizations" ( devletten bağımsız örgütlen-meler ) olarak tanımlamasının yanı sıra "gönüllü kuruluşlar", "kar amacı gütmeyen ku-ruluşlar" gibi ifadelerle de tanımlanmaktadır. Sivil toplum tanımını yaptıktan sonra Demokrat Parti iktidarları öncesi sivil toplum örgütlenmesine devletin müdahalesinin ne zaman kaldırıldığına kısaca yer verelim. Türkiye'de 28 Haziran 1938 tarihinde yürürlüğe giren 3512 sayılı Cemiyetler Kanunu ile Osmanlı Devleti döneminden kalma 1909 tarih ve 121 sayılı Cemiyetler Kanun'u ve bu kanunda yapılan 353 ve 387 sayılı kanunlar yürürlükten kalkmıştır. Bu kanunun dokuzuncu maddesinin h bendiyle "aile, sınıf, ırk, cins" esasına dayalı der-neklerin kurulması yasaklanmıştır. Bu madde ile sendika ve birçok derneğin kurulması yasaklanmıştır. Bu kanunun kabul gerekçesinde, o dönem de bazı ülkelerde var olan ko-münist ve faşist rejimlerin ülkenin yönetimin ele geçirmesini önlemek olduğu ileri sü-rülmüştür. İsmet İnönü'nün 10-11 Mayıs 1946 tarihinde CHP Kurultayı'nda yaptığı konuşmadan sonra 5 Haziran 1946 tarihinde 4919 sayılı Kanun ile dernek kurma işle-mindeki izin alma formalitesi kaldırılmıştır. Sınıf esasına dayalı dernek kurma yasağı da kalkmıştır. Bu kanunun kabulü sırasında Demokrat Parti adına bir konuşma yapan Adnan Menderes, kanunda yapılan değişikliği demokrasiye giden yolda önemli bir aşa-ma olarak adlandırmıştır. Sivil toplum örgütlenmesinin önündeki engeller Demokrat Parti İktidarı öncesinde kaldırılmıştır. Demokrat Parti İktidarı döneminde sivil toplum kuruluşları ile ilişkiler iki bölü-mde ele alınabilir. Birinci bölüm hükümetin sivil toplum alanında yaptığı düzenleme-lerden oluşur. İkinci bölüm ise iktidarın sivil toplum kuruluşlarına yaklaşımı yani onların faaliyetlerine karşı tutumu, ülke yönetimi ile ilgili alınan kararlara ilgili sivil toplum kuruluşlarının tepkileri ve sivil toplum kuruluşlarının kendi alanları ile ilgili alınan kararlarda bu kuruluşların isteklerinin ve itirazlarının dikkate alıp almamasından oluşur.Demokrat Parti İktidarı döneminde sivil toplum alanında birçok düzenleme yapılmıştır. Hükümetin yaptığı bu düzenlemelere günümüzün demokrasi düzeyi ile yaklaşmak zamanın koşullarını ve demokrasi kültürünün oluşum sürecini dikkate almamak anlamına gelir. Hükümetin sivil toplum alanında yaptığı ilk düzenleme 5680 sayılı Basın Kanunu'dur. Kanunun kabulü demokrasi ilkeleri ile bağdaşan bir uygulama olmuştur. Bu nedenle basın ve basın-yayın örgütleri bu yasayı doğru bir adım olarak görmüşlerdir. Hükümetin sivil toplum alanında yaptığı ikinci kanuni düzenleme 5844 sayılı Komünizm İle Mücadele Kanununu çıkarmasıdır. İktidarın programında komü-nizm fikir akımına ve komünist yayınlara karşı mücadele edileceği, bu fikir akımlarının faaliyetlerinin demokratik bir fikir ve vicdan hürriyeti olarak görülmediği aksine de-mokratik rejimi ortadan kaldırmaya yönelik bir tutum ve tavır olduğu vurgulanmıştır. Muhalefetin de bu konuda iktidarla aynı düşünceye sahip olması bu kanunun çıkarıl-masını kolaylaştırmıştır. Demokrat Parti İktidarı'nın bu tür düşünce akımlarına ve onların faaliyetlerine izin vermemesini değerlendirirken zamanın koşullarını ve demok-rasi kültürünün oluşum sürecini göz önünde tutmak yerinde olacaktır. İktidarın sivil toplum alanı ile ilgili yaptığı bir başka uygulama ise 5816 sayılı Atatürk Kanunu'nun çıkarılmasıdır. Atatürk'ün kişiliğine, ilke ve inkılaplarına saldırıların sonucunda kabul edilmiş olan bu kanun günümüzde de geçerlidir. Bu kanunun çıkarılmasına Atatürk'ün kurduğu parti olan CHP'li milletvekillerinin karşı çıkmış olmaları ise üzerinde durul-ması gereken önemli bir husustur. Hükümetin sivil toplum alanında gerçekleştirdiği bir başka düzenleme ise 6761 sayılı Vicdan ve Toplanma Hürriyetini Koruma Kanunu'nun kabul edilmesidir. Kanun, irticai hareketlerin artarak rejimi tehdit eder hale gelmesinin sonucu çıkarılmıştır. İrticai hareketlere izin verilmeyeceğini, demokratik rejimi koruya-cağını programında ilan eden hükümet bunun gereğini yerine getirmiştir. Dinin siyasi veya diğer çıkarlar için kullanılması ve bu tür örgütlenmelerin kurulmasını demokratik ilkelerle bağdaştırmak mümkün değildir. Hükümetin sivil toplum alanına bir başka müdahalesi Neşir Yolu ile veya Radyo ile İşlenecek Bazı Cürümler Hakkındaki Kanun'u çıkarması ile 6732 ve 6733 sayılı basın kanunlarının bazı maddelerini değiş-tirmesi ile olmuştur. Bu kanunlarda yer alan kişilerin şikayeti olmadan savcıların ya-yınlar ile ilgili kendiliğinden harekete geçebilmesi unsuru haber alma ve verme hür-riyetini engelleyen bir koşul oluşturmuştur. Yine gazetecilerin yaptıkları haberler ve köşe yazarlarının yazdıkları yazılar nedeniyle şikayet edilmeleri halinde kendilerini müdafaa edebilmeleri için ispat hakkının onlara verilmeyişi bazı konularda ( iktidar ve mülki amirler ile ilgili yolsuzluk vb) haber yapmalarına, yazı yazmalarına engel olacak ortamı oluşturmuştur. Ayrıca, halkın haber alma özgürlüğüne, gazetecilerin özgür ve bağımsız çalışmasına engel olmuştur. İspat hakkı verilmediği gibi bu tür yazı ve haberler için cezaların arttırılması basın hürriyetini ortadan kaldırmıştır. Bu nedenle bazı basın mensupları hareket içerikli haber ve yazıları nedeniyle ceza almış olsalar da hükümetin politikalarını eleştiren onlarca basın çalışanına hapis cezalarının verilmesi vatandaşlara hak ve hürriyetlerini vereceğini ve devri sabık yaratmayacağını söyleyen Demokrat Parti İktidarı'nın bu uygulamaları onun söylemleri ve adıyla çelişmesine ne-den olmuştur. Hükümetin sivil toplum alanında yaptığı bir başka kanuni düzenleme 6771 Sayılı Toplantılar ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nu çıkarmasıdır. Kanun, siyasi partilerin seçim varmış gibi çok fazla miting yaptığı ve bu mitinglerde konuşanların hükümeti ağır bir şekilde eleştirdiği ve hatta bazı hatiplerin hükümet üyelerine ağır sözler söylediği gerekçeleriyle kabul edilmiştir. Bu kanun ile partilerin miting ve kapalı alan toplantıları seçim zamanı ile sınırlandırılmıştır. Bu nedenle bu uygulama demokrasiye aykırı bir düzenleme olmuştur. Bir parti veya dernek kanunlara aykırı hareket etmediği sürece istediği zaman izin almak koşulu ile miting yapabilmelidir. Hükümetin sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerine baktığımızda ise olumlu ve o-lumsuz tutum ve uygulamaların varlığından söz edebiliriz. İktidarın sivil toplum kuru-luşları ile ilişkileri dernekler, sendikalar ve basın teşkilatları ile olmak üzere üç ana bö-lüm halinde ele alınabilir. Derneklerle ilişkilere baktığımızda öğrenci dernekleri ile iliş-kilerin daha yoğun olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle TMTF ve MTTB gibi öğrenci dernek federasyonları yönetimleri ile ilişkiler öğrenci dernekleri ile ilişkilerin en önemli bölümünü oluşturur. Bu konuda partilerin bugünde devam eden derneklerin yönetimle-rini elde etme isteği Demokrat Parti İktidarı'nın da faaliyetlerinden birisini oluşmuştur. Muhalif olan yönetimleri değiştirmek için çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu doğrultuda Demokrat Partili dört milletvekili tarafından öğrenci derneklerine hükümetin verdiği ö-deneği dağıtma ve gençlik sorunlarını çözmek amacıyla kurulmuş olan Gençlik Bürosu' nun TMTF ve MTTB'nin yönetim kurulları seçimlerine müdahale etmesi ve sonrası yaşanan olaylar demokrasi ilkeleri ile bağdaşmamıştır. Ayrıca Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı adında bir gençlik derneği varken Türk Milli Birliği'nin kurulması ve böylece geçliği farklı cephelerde örgütleme isteği gençliğin birbiri ile kavgalı hale gelmesine ne-den olmuştur. Radyo Dinlemeyenler Cemiyeti'nin İstanbul Valisi Ethem Yetkiner tara-fından kanunsuz bir biçimde kapatılması, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Turhan Fevzioğlu'nun görevden alınması nedeniyle eylem yapan öğrencilerin gözaltına alınması ve mahkemeye verilmesi, İTÜTB'nin üniversitedeki yemek boykotu nedeniyle öğrencilerin gözaltına alınmaları, mahkemeye verilmeleri ve hükümet yetki-lilerinin bu konuda yaptıkları açıklamalar demokratik bir iktidar sivil toplum kuruluşu ilişki tarzına aykırı olmuştur. Tahkikat Komisyonu kararları ile örfi idarelerin kurulması ve öğrencilerin tepkilerinin engellenmesi de demokrasi açısında doğru olmayan uygula-malar olmuştur. Kiracılar Cemiyeti'nin istekleri dikkate alınarak Kira Kanunu'nun ka-bul edilmesi, tüccar, esnaf ve sanayicilerin derneklerinin talepleri dikkate alınarak Milli Korunma Kanunu'nda yapılan değişiklik ve kredi imkanlarının artırılması gibi karar-larda dernekler ile ilgili hükümetin olumlu yönde uygulamaları olmuştur. Ayrıca hükü-metin irtica ve komünizm ile mücadeleleri de dernekler tarafından olumlu karşılan-mıştır. Hükümetin sendikalar ile ilişkilerine baktığımızda ise grev hakkı tartışmalarının en önemli sorun olduğunu söyleyebiliriz. İktidarın seçim vaatlerinde ve programında olan grev hakkı ile ilgili sendikalar tarafından onlarca talep gelmiştir. 1951 yılında bir tasarı hazırlanmış olmasına ve ilgili bakanların bu hakkın verileceğini yıllarca söyleme-lerine karşın grev hakkı verilmemiştir. Çalışma bakanları grev hakkının verilmeme ne-denini, genellikle iktisadi ve sosyal düzenin bozulabileceğine dayandırmışlardır. Ayrıca, grev hakkı verildiğinde işverene lokavt hakkının da tanınması gerektiği için sendikala-rın mali gücünün bunu kaldıramayacağını ve işçilerin zor durumda kalacağını iddia et-mişlerdir. Bu nedenlerle grev hakkı için acele edilmemesini dile getirmişlerdir. İşçiye grev hakkının verilmemesinin yanında işçi mitinglerinin yasaklanması; kanunsuz grev nedeniyle bazı sendikaların kapatılması; işsizlik rakamları açıklamaları nedeniyle Çalışma Bakanlığı ile tartışmaya giren bazı sendika birliklerinin Sendikalar Kanunu'nun sekizinci maddesinde yer alan ayrı ayrı iş kolundaki sendikaların sendikal birlik olama-yacağı gerekçesiyle kapatılması; işçi seminerlerinin yasaklanması ve burada konferans verenlerin cahillikle, komünistlikle ve siyasi propaganda yapmakla ile itham edilmesi; Zonguldak Maden İşçileri Sendikası ikinci başkanının muhalif açıklamaları nedeniyle görevden alınması ve sendikanın kongresine müdahale edilmesi gibi olaylar demokratik olmayan tutumlar olmuştur. Kolektif İş Akdi tasarısının TBMM'ye getirilmesi, işçiler için ev yapılması, yıllık ücretli iznin verilmesi, tatil yapamayanlara çalıştıkları gün için yevmiye ödenmesi, sendikal faaliyet nedeniyle işten çıkarılmaların kanunla yasaklan-ması, işçi sigortalarındaki düzenlemelerde işçilerin ve sendikaların lehine olan demok-ratik uygulamalar olmuştur. Basın ve onun teşkilatları ile ilişkilerine baktığımızda Demokrat Parti, muhalefet yıllarında ve iktidarının ilk üç, dört yılında basının büyük bir bölümü tarafından destek- lenmiştir. Fakat hükümet politikalarındaki değişmeler ve ekonomideki kötü gidiş bası-nın büyük bir bölümünün hükümete muhalif olmasına neden olmuştur. Bu nedenle bası-nının muhalif partilerin eylem ve söylemlerini sayfalarına taşıması; hükümet politikala-rını eleştiren yazılar yayınlaması hükümetin yukarıda aktardığımız kanuni önlemleri al-masına neden olmuştur. Bu kanunların kabulüne bazı gazetecilerin hükümet üyeleri ile ilgili eleştirinin boyutunu aşarak hakaret içeren yazıları kaleme almaları da etkili olmuş-tur. Özellikle 1958 yılından sonra basın kuruluşları ile hükümet üyeleri arasında ilişkiler gerginleşmiştir. Basın sanki bir muhalefet partisi gibi muhalefeti hükümete karşı tek cephede birleşmeye çağırırken hükümette basını reklam ödeneklerinin azalması nede-niyle bu yönde hareket etme ve meşru hükümete karşı halkı ayaklanmaya teşvik etmek-le itham etmiştir. İsmet İnönü'nün ve CHP'lilerin yurt gezileri ile Osman Bölükbaşı'nın Kırşehir'i ziyareti ve tutuklanması sırasında bazı gazetecilerin polis tarafından tartak-lanması, fotoğraf makinelerinin ellerinden alınması, gözaltına alınmaları, yargılanma-ları, bu olayların yayının yasaklanması hükümet ile basının ilişkilerini daha da gergin-leştirmiştir. Bu olaylar nedeniyle basın örgütlerinin tebliğler yayınlamaları ve bu tebliğ-lerden birisi nedeniyle İstanbul Gazeteciler Sendikası'nın siyaset yaptığı gerekçesiyle kapatılması ve Beynelmilel Basın Enstitüsü'nün Türkiye'deki basın hürriyeti ile ilgili açıklamasının yayınının yasaklanması basınla iktidarı karşı karşıya getirmiştir. Bu olay-lar bazı gazeteci örgütlerinden istifa edenlerin Demokrat Parti'ye yakın gazeteciler ile radyo ve Anadolu Ajansı'nda çalışan gazetecilerden oluşan Matbuat Kulübü'nün kurul-ması ile sonuçlanmıştır. CHP'nin son olaylar nedeniyle halkı iktidara karşı isyana teşvik ettiği ve silahlı hücreler kurduğu gerekçesiyle Tahkikat Komisyonu'nun kurulması ve bu olay sonucunda örfi idarelerin ilan edilmesi bazı örfi idare kararlarına uymadığı ne-deniyle bazı gazetelerin kapatılmasına neden olmuştur. Tabi ki sadece hükümetin basın-la olumsuz yönde ilişkileri olmamıştır. Başbakan Adnan Menderes birçok kez bazı ga-zetecilere ziyafet vermiş, onların teşekküllerini ziyaret etmiş ve istek ve sorunlarını din-lemiştir. Özetle Demokrat Parti İktidarı Türkiye'de demokrasi kültürünün oluşmadığı ve Cumhuriyet'in ilanının üzerinden çok fazla zamanın geçmediği bir dönemde işbaşına gelen bir iktidardır. Bu nedenle devri sabık yaratılmayacağı ve demokratik hak ve hürriyetlerin tanınacağı, TC Anayasası'nın demokrasi ilkelerine uygun biçimde tanzim edileceği sözleri tutulamamıştır.ABSTRACTOn November 10, 1938 with the death of Mustafa Kemal Ataturk, Ismet Inonu country, the management of which the President has become the most authoritative person. İnönü, CHP and the state administration dominated by single units (National Chief), especially the period of Celal Bayar reaction caused CHP deputies and managers. Direction of the party and the country is a party to the Second World War due to the domination of the majority of the people and the power of the economic distress of the people in conflict with conservative political circles and outside the CHP applications in educational and social fields, and a large part of the population has led to the formation of an oppositional stance. In conjunction with this process, the government organized a number of radical opposition movement has led to applications.Due to the reasons stated above, and openly turned into a discourse and actions of individual behavior within the CHP has emerged during the bid for the first time legislation for land reform. CHP deputies Celal Bayar and Adnan Menderes, Fuat Koprulu, and Refik Koraltan, May 14, 1945 with the start of the discussion in Parliament on the proposal of this law the government's attitude towards the application put forward by their speeches. However, prior to the submission to Parliament of the draft of this law is essentially a dissident group within the CHP meetings began Thursday in the home of the formation of Tevfik Rüştü Aras. Aras Tevfik Rüştü since April of 1945 came together at home Emin Sazak sure, Adnan Menderes and Fuat Koprulu CHP reported that they were under the authority of Ismet Inonu and focused on the need to change this situation. Fuat Koprulu Adnan Menderes coming together for the second time and agreed on establishing a democratic center. Refik Koraltan later participated in the meetings. Adnan Menderes, the party and in the community should join this group Celal Bayar has announced that effective. The meeting with the group at the end of Celal Bayar, it has been included. Group members at the meeting held on May 18, Calm before the Turkish Grand National Assembly without a vote of the state budget of 1945 three hundred and seventy-three deputies involved in İzmir deputy Celal Bayar,Deputy Aydin Adnan Menderes, Mersin deputy Refik Koraltan, Kars deputy Fuat Koprulu and Eskişehir deputy Emin Sazak used negative vote against the budget. Against the budget vote against the Republican period was used for the first time. Thus, the attitudes of the opposition put forward a second time. 1945 was prepared by the CHP Parliamentary Group Quartet Motion to think.Group members on June 7, 1945 at Celal Bayar and Adnan Menderes, Fuat Koprulu and the CHP Parliamentary Group of the motion hazard with the signature of President Rafik Koraltan'ın attitudes explicitly put forward by the opposition. The operation of the CHP's proposal to be brought into line with democratic principles and the TC. Recognition of citizens' rights and freedoms of the Constitution claimed that exists.CHP Parliamentary Group on June 12, 1945 This resolution was discussed and rejected. Calm in the ongoing process of this staff within the CHP with the rejection of the possibility of politics as no event requested a proposal to establish an order could not be fighting in the CHP has emerged.The proposals given in the CHP parliamentary group, recently President Ismet Inonu, the idea of establishing a new party he has met with Rauf Orbay. This meeting, the group ventured İnönü his other speeches negative attitude against members of the CHP managers and members of parliament, the party organ of the Nation newspaper articles full of heavy words to leave the group members has led to the CHP. Already published in Homeland Adnan Menderes and Fuat Koprulu writings were expelled from the CHP CHP by the Court on September 25, 1945.Other names resigned. The remaining members of the group began the work of establishing party-Party and the Democratic Party was formally established on January 7, 1946. The Democratic Party, Four signatories to the motion: Celal Bayar and Adnan Menderes, was founded by Fuat Koprulu, and Refik Koraltan. Symbol of the Democratic Party, "DP", is headquartered in Ankara Antalya Deputy Cemal Tunca Sumerian has been building street number eight.The justification of the Democratic Party establishment of a democratic regime in Turkey to install and program, contrary to the laws of democracy, the Constitution of the Republic of Turkey removed, will be guaranteed by the constitutional rights and freedoms of citizens are expressed. In opposition to the CHP, and the government has been accused of exhibiting non-democratic attitudes and behaviors. The opposition between the two parties yıllılarında many events occurred against democracy. Even the Democratic Party, which took place on January 7, 1947 the First General Congress of the abolition of laws which are contrary to the Constitution of the Republic of Turkey adopted the Convention on Freedom and democracy has been requested to the appropriate law. These requests are not adhered to given the right to withdraw from the Parliament of the Board of Directors of the Democratic Party. If the Democratic Party came to power managers to recognize the rights and freedoms of citizens, democracy, contrary to the laws of the Republic to remove the words of the Constitution gave making them compatible with democracy.May 14, 1950 election activities, the same promise was repeated. Even speaking Kasımpaşa on April 2, 1950 Democratic Party Chairman Celal Bayar, that democratic rights and democracy in countries where the right to strike as the social order and stated that the economy will not harm the workers the right to strike. On behalf of the Democratic Party won the elections on May 22, 1950 the government of Adnan Menderes set up and on May 29, 1950 the Parliament approved the government's program.The government program as well as the party's electoral declaration is no shock of the moral and material change of government in the country the possibility to open the account will not be recognized, and in particular sorulmayacağı previous government was emphasized. In the program, the Constitution of the Republic of Turkey is based on the will of the citizens' rights and freedoms and the nation are expressed in stable arrangements shall be made to ensure the realization of a state order. In addition, the governments of the CHP (single-party period) and the remaining non-democratic laws, habits, and understandings change is emphasized. In the program, the workers explained to recognize the right to strike will not disrupt the social and economic order.Programme of the Government of the Democratic Party would get only the rights of citizens were not included. In addition, even though at that time by some of the minority rights in the banned activities took place. Reforms for the protection of the Republic and the extreme left movements (communism) and will not be allowed to deal with them effectively unless otherwise indicated. Legal action will be taken against them because such conditions, the ideas and thoughts of the day is not seen as freedom of conscience is emphasized. This idea will not be allowed to broadcast under the guise of freedom of currents currents of thought because it has been claimed that the purpose of eliminating freedoms. The idea of communism would not be allowed to flow as well as the reactionary movements never be emphasized.Democratic Party Period Before summarizing the power of civil society in its relations with non-governmental organizations would be appropriate to define the organization. The concept of civil society is a concept defined in different ways. In particular the relationship between the state and civil society leads to different definitions. Some of these definitions, civil society, completely independent of the government, which controls the state and even the organized power of the state, which has been described as an alternative. Other definitions of the state and civil society is not so much a sharp separation, has the purpose of ensuring the participation of civil society, the state has been suggested that social. The concept of civil society in the modern sense "Non Govern mental Organizations" (independent of the state organizations), as well as the definition of "voluntary organizations", "nonprofit organizations" as well as the terms are defined. After the definition of civil society non-governmental organization prior to the governments of the Democratic Party has been removed briefly when you let the government's interference.Turkey Associations law no. 3512 came into force on June 28, 1938 and 1909 by the Ottoman Empire era and societies act no. 121 and no. 387 to the law and the law was abolished 353. This is the ninth article of the law bendiyle h "family, class, race, gender" on the basis of the establishment of associations is prohibited. This material association with the trade unions and the establishment of many prohibited. Accept the justification for this law, existing at the time of communist and fascist regimes in some countries to avoid taking over the administration of the country suggested that.Ismet Inonu, 10 to 11 May 1946, after his speech to the CHP congress of the law no. 4919 on June 5, 1946 permitting process and formalities to freedom of association has been removed. Class on the basis of the ban on freedom of association disappeared. Time of the adoption of this law, gave a speech on behalf of the Democratic Party of Adnan Menderes, the change in the law is an important step on the road to democracy, termed. Removed the obstacles to the organization of civil society ahead of the Democratic Party Government.Relations with non-governmental organizations in the Government of the Democratic Party can be considered in two parts. The first part consists of the Regulation in the field of government, civil society. The second part of power approach to civil society organizations, that is, their attitude towards the activities of the country, on the decisions taken on the management of non-governmental organizations and civil society responses in decisions related to their field consists of absence from these organizations to take into account requests and objections.The Governments of the Democratic Party made many regulations in the field of civil society. The government's approach to his time with the level of democracy in today's terms of these regulations and take no account of the formation process of a culture of democracy means. The government's first regulation in the field of civil society Press Act no. 5680. The adoption of the Law has been a practice incompatible with the principles of democracy. Therefore, the press and media organizations saw this as a step towards the law. The second legal regulation in the field of civil society, the government's Struggle Against Communism Act 5844 to issue no. The idea of communism and communist publications program flow of power to fight against the idea of a democratic currents of ideas and activities seen as contrary to freedom of conscience to abolish the democratic regime is emphasized as an attitude and demeanor. Opposition to have the same thought on this subject, power and facilitated the removal of this law. İktidarı'nın Democratic Party not to allow this kind of thought currents and their activities in terms of assessing the time and would be wise to keep in mind that the process of the formation of a culture of democracy. Another application is related to the field of civil society that the government is the removal of the law no. 5816 of Atatürk. Atatürk's personality, principles and reforms of this law which has been adopted as a result of the attacks also applies today. This law established by Ataturk party, the CHP deputies opposed the removal of the need to focus on to be an important consideration. If the regulation is carried out by the Government in the field of non-governmental No. 6761 is the adoption of the Law on Protection of conscience and the right to freedom of assembly. The law was a result of the arrival of fundamentalist movements become increasingly threaten the regime. Harekelere reactionary allowed the democratic regime of government that proclaimed the need to protect the program fulfilled. The use of religion for political or other interests is not possible to reconcile democratic principles and the establishment of such organizations. Another area of civil society through the intervention of the government or the Radio Broadcasting to be covered by the Act on Certain Felonies by extraction with replacement of some provisions of the laws of 6732 and 6733 has been no press. Without these laws, prosecutors publications related to the complaints of the people pass the element of self-motivation has created a condition that prevents the freedom to receive and impart news. Again, journalists, columnists wrote articles for their news and to be able to prove that the right to defend themselves if they are complaining verilmeyişi them on some issues (related to power and corruption, governors, etc.) make news, the media has created to prevent writing to write. In addition, the public freedom of information, has been hampered by journalists to operate freely and independently. Proof is not given the right to increase the penalties for press articles and news like this kind of freedom is eliminated. For this reason, some members of the media even if they are convicted of moving content, news and articles critical of the government's policies, press the dozens of employees and the transfer of prison sentences would be given rights and freedoms of citizens who have no former Democratic Party İktidarı'nın these practices conflict with the name of his discourses, and from what has been . Any other legal regulation in the field of civil society that the Government No. 6771 Law on Meetings and Demonstrations landing. The law of political parties and election rallies like there's a lot of rally speakers heavily criticized the government and even some harsh words said to the members of the government on grounds of orators were adopted. With this law, meetings, parties, rally and off the field is limited to election time. Therefore, this application has an arrangement undemocratic. Act contrary to the laws of association, unless a party or get permission at any time be able to rally with the condition.If we look at the government's relations with civil society organizations can talk about the existence of positive and negative attitudes and practices. Power relations with non-governmental organizations, associations, trade unions and the press offices of three main parts: can be handled. When we look at the relations of relations with associations, student associations say that more intense. Student associations and federations, such as TMTF MTTB especially relations with governments creates the most important part of relations with student associations. Management of associations in this regard the parties desire to achieve, which continues today İktidarı'nın Democratic Party, one of the activities occurred. Various studies the management of the opposition to change. In this respect the government of the Democratic Party the benefit of four deputies student associations established to solve the problems of deploying and youth, the Youth Bureau's board of directors MTTB'nin TMTF and after the elections and the events in the intervention was not consistent with democratic principles. In addition, while Turkey's National Youth Organization is a youth association, and thus the establishment of the Turkish National Union geçliği different fronts at loggerheads with each other to become the youth organization has led to the request. Radio unlawfully by not obeying the closure of the League of the Governor of Istanbul Ethem Yetkiner, Dean of the Faculty of Political Sciences, Ankara University, Turhan Fevzioğlu'nun dismissal of the action because of the detention and court-students who, due to the boycott of food İTÜTB'nin university students detention, without trial and government officials and their explanations in this regard the relationship of a democratic style of government, non-governmental organizations has been inconsistent. Research Commission decisions and the establishment of the legal authorities and the students' reactions have been prevented by applications that are not correct in terms of democracy. Requests, taking into account the adoption of the Law on Lease Tenants Association, merchants, tradesmen, and taking into account the demands of the industrialists' associations, and credit facilities amendment to the Law on Protection of National Associations of decisions, such as increasing the government has applications in a positive way. In addition, the government struggles with fundamentalism and communism was welcomed by the associations.If we look at the government's relations with the trade unions the right to strike is the most important problem söyleyebiliriz.Hükümetin election promises and program discussions with the trade unions on the right to strike has been requested by the dozens. In 1951, a bill has been prepared and the relevant ministers would say that for many years, but the right to strike were not given this right. The right to strike or not to study the cause of ministers, generally relied on the economic and social order can go wrong. In addition, the employer is given the right to strike or lock-out should be recognized the right of the workers to handle this difficult situation will remain the financial power of the trade unions have claimed. For these reasons expressed not to rush to the right to strike. An employee is not given the right to strike of workers rallies next to the prohibition of certain trade unions due to the closure of illegal strikes, unemployment figures into the discussion with the Ministry of Labour for comments eighth article of the Law on Trade Unions located in some of the trade union trade union trade union unity can not be separate business line on the ground, working seminars ban and ignorance of those who lecture here, to be accused of being a communist and political propaganda; Zonguldak Mine Workers' Union and the second president of the union congress to intervene in the dismissal of the opposition, such as descriptions of events were non-democratic attitudes. The introduction to Parliament of the draft collective employment contract for workers to home, paid annual granting of a permit, work groups not on the payment of per diem for the day, because of the dismissal law, the prohibition of trade union activity, labor regulations, workers and trade unions in favor of insurances has been democratic practices.Look at the Democratic Party's relations with the press and its agencies, the opposition and the government die in the first three, four, supported by a large part of the press in. However, changes in government policies and the economy is going bad, the opposition to the government has led to a large part of the media. For this reason, the actions and rhetoric of media sheets to carry the opposition parties and the government to publish articles critical of the government's policies have quoted above, has led to take legal measures. The adoption of this law, the size of some of the criticism of journalists, members of the government to submit written papers has been effective in overcoming-round insulting. Especially in 1958, after the tense relations between members of the press and the government. Press it as an opposition party, the opposition to unite against the government calling a single front to move in this direction due to the decline in government appropriations media advertising and the people to revolt against the legitimate government has been accused. . Ismet Inonu and CHP foreign trips and a visit to Kirşehir Osman Bölükbaşı some journalists during his arrest by the police, beaten, deprived cameras, detention, trial, media relations with the government banning the publication of these events gerginleştirmiştir. This is due to the events of press organizations publish papers and one of the papers due to the closure of Istanbul, on the grounds that the political Union of Journalists and the international Press Institute press freedom in Turkey, the prohibition of publication of the statement on the power of the press has faced. These events are close to the Democratic Party, who resigned some journalist organizations, journalists and radio and printed documents of journalists working in the Anatolian Agency resulted in the establishment Club. Due to recent events in the CHP encourages people to revolt against the government and the armed cells, and this event as a result of the establishment of the Commission of Inquiry on the grounds established by customary authorities declared martial law in some of the decisions of the breach has led to the closure of some newspapers. Of course, only the government's relationship with the press has been negative. Some reporters several times Prime Minister Adnan Menderes feast, I have visited their formations and listened to requests and problems.In summary declaration of the Democratic Party Government of the Republic of Turkey, the culture of democracy are generated does not exceed too much time in power, which came to power at a time. For this reason, touched and democratic rights and freedoms recognized representatives of the previous government, the Constitution of the Republic of Turkey promises to be devised in accordance with the principles of democracy has not been realized.
ÖZETDünya siyasi tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan 1980'li yıllarda, SSCB çözülmeye başlamış, 9 Kasım 1989 tarihinde adeta soğuk savaşın sembolü olan Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla küresel dengeler Batı ve ABD lehine değişmiştir. Batı ve ABD, liberal demokratik sistemi artık dünyanın genel geçer tek egemen siyasal modeli olarak diğer ülkelere yayma ve egemen kılma stratejik hedefiyle "Yeni Dünya Düzeni" taktik projesini uygulamaya koymuşlardır.Osmanlı idaresi sonrasında Ortadoğu, uzun bir süre huzur bulamamış, bu yüzden ABD ve Batı için Yeni Dünya Düzeni projesinin en önemli uygulama alanı olmuştur. Diğer taraftan Irak, uzun yıllar istikrar yüzü görmemiş, kuzeyde Kürt grupların ayrılıkçı talepleriyle uğraşırken siyasi otoritesi ise sürekli bir darbeler zincirine muhatap olmuştur. En son Saddam rejiminin 2 Ağustos 1990 tarihinde Kuveyt'i işgaliyle başlayan fiili durum Mart 1991 tarihinde Irak'ın, askeri, siyasi ve ekonomik olarak çevrelenmesine sebep olmuştur. 11 Eylül 2001 tarihinde, New York'ta Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan terörist saldırılar; başta ABD olmak üzere, ülkelerin güvenlik stratejilerini değiştirmiş, "savunma" temelli stratejilerden "tehdit algılandığı anda ortadan kaldırma" eksenli bir stratejiye kaymıştır. ABD, yeni Ulusal Güvenlik Doktrini gereği Irak'ın terörizmi desteklediği ve kitle imha silahları ürettiği ve bulundurduğu gerekçeleriyle 20 Mart 2003 tarihinde İngiltere ile birlikte Iraklı muhalif grupları da yanına alarak Irak'ı işgal etmiştir. Hemen yanı başında gerçekleşen bu savaş, Türkiye'yi stratejik konumu gereği çok yakından ilgilendirmiştir. ABD'nin Kuzey cephesinin açılması konusundaki talepleri 1 Mart tezkeresi ile reddedilmiş ancak, ABD ve müttefiklerine hava sahasını açarak savaş sırasında destek olmuştur. Türkiye, bu savaşta hep "Uluslararası Meşruiyet" arayarak, barışçıl bir politika izleme konusunda azami çaba sarf etmiş, ayrıca savaş sonrası Irak'ın yeniden yapılandırılması ve imarı konusunda da lojistik destek vermiştir.İşgal sonrası, 28 Nisan 2003 tarihinde başlayan Irak yönetiminin yeniden yapılandırılması çalışmaları neticesinde, Temmuz 2003 tarihinde Irak Geçici Yönetimi oluşturulmuş, 8 Mart 2004 tarihinde daha sonraki sürece yön verecek olan Irak Geçici İdari Yasası kabul edilmiştir. Yeni devletin rejimi demokratik cumhuriyet olarak tanımlanırken, Kerkük ve Bağdat'ın ayrı tutulduğu coğrafi esaslara göre 18 eyaletli federal bir yapı oluşturulmuştur. 30 Ocak 2005 yılında yapılan seçimlerinin ardından demokrasiye geçme çabası devam eden Irak'ta, 15 Ekim 2005 tarihinde Irak Yeni Anayasası referandumla kabul edilmiştir.Yeniden yapılandırılma sürecinde etnik temelde yapılan tartışmaların en önemlisi Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi olmuştur. Özerkliklerine anayasal temelde meşruiyet sağlayan Kuzey Irak Kürt Yönetimi, Türkiye ve başta ABD olmak üzere diğer ülkelerin baskısı sonucunda demokratik sürece adapte olma ve Irak'ın bütünlüğünün korunması konusunda mesafe alarak bağımsızlık hedeflerini ötelemişlerdir. Ayrıca, Türkiye bu süreçte "Kırmızı Çizgileri"ni koruma konusunda ABD ve Irak Merkezi Hükümeti ile diyalog içinde olmuştur. Türkiye'nin, özellikle PKK, Kerkük ve Türkmenler ile ilgili yaptığı çalışmalar kısmen başarılı olmuş, son dönemde de Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile iyi ilişkiler kurmaya başlamıştır. SUMMARYOne of the most important turning point in the History of World Politics was during 1980s: the USSR was begining to disintegrate; the fall of the Berlin Wall on 9 November 1989, which symbolised the (end of) cold war, shifted the global balance in favor of the United States and the Western Europe. From then on, the West and the U.S. put the New World Order (NWO) policy into effect, which is known to be a strategy aimed at spreading the liberal democratic system to other countries as the world's only and dominant political system.For a long time after the Ottoman ruling, the Middle East failed to achieve stability and became the main focus of the west. Moreover Iraq was struggling to stabilize her political system with the demands of Kurdish separatist groups and ongoing coups d'etat in the country. The Invasion of Kuwait on the 2nd of August 1990 by Saddam's Baathist regime led to the surrounding of Iraq's millitary, politics and sanctions on its economy by the west in March 1991. The 9/11 terrorist attack on America in 2001 at the World Trade Center Towers made the U.S. and other countries around the world to reconsider their security strategies from defensive to "elimating the threat at the instant of its detection". Under the new National Security Doctrine, the U.S. and Britain, with the coalition forces invaded Iraq on March 20, 2003 on the grounds of Saddam's government supporting terrorism, and holding in its possesions weapons of mass destruction (WMD). Having a war right across its borders caused a major concern for Turkey. The U.S. officially requested from Turkey to open the northern Iraqi front line and give passage to the U.S, personnel. However, on March the first, by the majority of Turkish Parliament, the bill was blocked. Nevertheless, Turkey gave indirect support to the coalition forces by opening her airspace to their military use. During the war, Turkish government had put maximum effort seeking peaceful policy on the grounds of "international legitimacy", and in the aftermath of the war, the Turkish government have been giving full logistic support during the reconstruction of Iraq.Folowing the invasion on the 28 of April 2003, restoring of the Iraqi goverment began and as the result, in July 2003 Iraqi Interim Administration was constituted. In order to direct the course of reconstruction of the country, in 8 March 2004 the Iraqi Transitional Administrative Law was approved: the new state government was defined as a democratic republic, where Kirkuk and Baghdad kept separate from the 18 states with a federal structure based on geographical basis. The effort of transition to democracy continued following the January 2005 elections, and as a result on October 15, 2005 the new constitution was approved by a referandum.In the process of restructuring Iraq, the most disputed ethnic issue was Kurdish Northern Iraq Regional Administration. The Northern Iraqi Kurdish Administration obtained a legitimate autonomy under the constitutional basis, however the administration deferred its declaration of independence due to political pressure from Turkey, the U.S and other countries. The Northern Administration was encouraged to adapt to the new Iraqi deomcratic process and to preserve the country's unity. Furthermore, during this process Turkey have been in dialogue with the United States and Iraqi Central Government to advocate for maintaining the regions safety, and the issues which the Turkish government is sensitive. Turkey's effort especially on the matters like the PKK, Kirkuk and Turkmen has been partly successful, the Turkish government has recently began establishing good relations with Northern Iraq Kurdish Regional Administration.
ÖZETTarihte gerçekleşmiş teknolojik devrimler arasında en büyük sosyal ve kültürel değişiklikleri meydana getiren ve kendini sürekli artan bir hızla yenilemeyi sürdüren, dijital devrim olmuştur. Egemenliğin bileşenlerinden olan siyasal iktidar da insan yaşamındaki ve paradigmasındaki bu global ölçekli ve bütüncül değişime karşı kayıtsız kalamamaktadır. Dijital devrimin siyasal iletişim ve siyasal katılım alanındaki katkılarının, anayasal fonksiyonları yerine getiren kişi ve kurumlar üzerinde de etki yaratması beklenmekte ve hâlihazırda gözlemlenmektedir. Bunun yanında yurttaşlar da kolektif karar alma süreçlerine etki edebilecek yeni teknolojik olanakları gözlemleyerek artık daha aktif katılımcılar olabileceklerini düşünmekte ve hatta çoğu zaman kamusal kararlara doğrudan yön verebileceklerine inanmaktadır. Bu tez yasama, yürütme ve yargı organlarının yapısının ve işleyişinin bilişim teknolojilerindeki gelişmeler ile birlikte dönüşümünü incelemeyi amaçlamaktadır. Bu dönüşüm incelenirken ayrıca bilişim teknolojilerinin siyasal iktidarın kullanılmasına ve denetlenmesine yurttaşları dâhil etme biçimine de değinilecektir. Çalışma boyunca Türkçe ve İngilizce literatürün yanı sıra karşılaştırmalı hukuktan uygulamalı örneklere de başvurulacaktır. İÇİNDEKİLER Sayfa No.ÖZET…………………………………………………………………………………………………………………iABSTRACT…………………………………………….…………………………………………………….…iiİÇİNDEKİLER…………………………………………………………………………………………….…iiiKISALTMALAR…………………………………………………………………….……………….….…viiGİRİŞ…….1BİRİNCİ BÖLÜM: DEMOKRATİK EGEMENLİĞİN KULLANILMASINDA ERKLER ARASINDA DEĞİŞEN DENGELER VE GELİŞEN TEKNOLOJİNİN ROLÜI.ANAYASAL FONKSİYONLAR ve ERKLER AYRILIĞI……………………….…………11A.Erkler Ayrılığı Kuramı ve Tarihsel Gelişim İçinde Olgunlaşan Düşünsel Temelleri………………………………………………………………………….…….141."Erkler Ayrılığı" Kavramı……………………………………………………….…142.Kuramın Bilimsel ve Teknik Gelişmeler ile Birlikte Dönüşümü…………………………………………………………………………………….153.Kuramın Düşünsel Temelleri……………………………………………….….18a.John Locke……………………………………………………………………….20b.Charles-Louis de Secondat, Baron de la Bréde et de Montesquieu…………………………………………………………………….……21c.Jean-Jacques Rousseau……………………………………………….…23d.Hans Kelsen……………………………………………………………….…….25e.Carl Schmitt………………………………………………………………….….26B.Farklı Hükümet Modellerinde Erkler Ayrılığı Ve Yürütmenin Güçlendirilmesi Yönelimleri…………………………………………………………….……271.Parlamenter Hükümet Modelinde Güçlü Yürütme Yönelimi: Birleşik Krallık Örneği………………………………………………………………….342.Rasyonelleştirilmiş Parlamenter Hükümet Modelinde Güçlü Yürütme Yönelimi: Federal Almanya Örneği…………………….…….373.Yarı-Başkanlık Hükümet Modelinde Güçlü Yürütme Yönelimi: Fransa Örneği………………………………………………………….….384.Başkanlık Hükümeti Modelinde Güçlü Yürütme Yönelimi: Amerika Birleşik Devletleri Örneği………………………………………….41C.Demokratik Egemenliğin Kullanılmasında Dönüşüm Ve Erkler Ayrılığı Kuramı Üzerine Yeni Fikirler……………………………………………….….441.Egemen "Halk"……………………………………………………….…….……………462.Egemen "Ulus"……………………………………………………………………….….483.Temsil Kurumunun Sorgulanması…………………………………….….494.Erkler Ayrılığı Kuramı Üzerine Bazı Yeni Fikirler……………….…51a.Dördüncü Bir Erkin Gerekliliğine Değinen Yazarlar….52b.Dördüncü Erk Olarak "Halk"ı Düşünen Yazarlar…….….55i.Bruce Ackerman……………………………………………….………55ii.Ethan Leib…………………………………………………………….….565.Katılıma Dair Bazı Eleştiriler…………………………………………….…….57II.GELİŞEN TEKNOLOJİ ve DEĞİŞEN TOPLUM……………………….…………………62A.Teknoloji–Toplum Etkileşimi Üzerine…………………………………………….62B.Bilişim, İnternet Ve Ağ……………………………………………………………….…….69C.Çevrimiçi Siyasal İletişim………………………………………………………….….….751.Tekno-Kötümser Yaklaşım………………………………………………….….762.Tekno-İyimser Yaklaşım…………………………………………………….……81İKİNCİ BÖLÜM: ANAYASAL FONKSİYONLARIN BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ İLE DÖNÜŞÜMÜ VE DEĞİŞEN DENGE-DENETİM ARAÇLARI I.ANAYASAL FONKSİYONLARIN DÖNÜŞÜMÜ………………………….…………………84A.Parlamentoların Yerine Getirdiği Fonksiyonların Dönüşümü…….851.Temsil Fonksiyonu Bakımından………………………………………….….892.Müzakere Fonksiyonu Bakımından…………………………………….….963.Hükümeti Denetleme Fonksiyonu Bakımından……………….….984.Yasa Koyuculuk Fonksiyonu Bakımından……………………….….1035.Aslî Kuruculuk Fonksiyonu Bakımından………………………….….113B.Yürütme Erkinde Hükümet Fonksiyonunun Dönüşümü…….…….1191.Elektronik Devlet (E-Devlet)……………………………………………….1242.Kitle Kaynaklı Çalışma (Crowdsourcing)……………………….……1263.Yenilenen Sosyal Sözleşmede Hükümet………………………….…1294.Dijital (Akıllı) Hükümetler……………………………………………….…….136C.Yargı Fonksiyonunun Dönüşümü…………………………………….…………….1441.Mahkemenin Fiziksel Dönüşümü…………………………………….….1442.Yargılamanın Aktörlerinin Geçirmekte Olduğu Dönüşüm.145II.SİYASAL İKTİDARIN SINIRLANDIRILMASINDA DENGE VE DENETİM MEKANİZMALARININ DÖNÜŞÜMÜ……………………………………………………….…….154A.Siyasal İktidarın Anayasal Denge ve Denetim Araçları ile Sınırlandırılması………………………………………………………………………………….155B.Siyasal İktidarın Yurttaşların Etkin Olduğu Denge ve Denetim Araçları ile Sınırlandırılması……………………………………………………………….1591.Siyasal Katılım………………………………………………………………….…….1592.Yönetişim………………………………………………………………………….………1653.Etkin Muhalefet…………………………………………………………………….…168a.Dijital Aktivizm……………………………………………………….….168i.Slaktivizm…………………………………………………………….….168ii.Kampanya Aktivizmi…………………………………………….169iii.Yurttaş Gazeteciliği…………………………………………….169iv.Hacktivizm……………………………………………………….……169v.Whistleblowing ve Leaking……………………………….…170b.Çevrimiçi Vasıtalar ile Örgütlenen Toplumsal Hareketler……………………………………………………….………………….1714.Medya………………………………………………………………….…………………….1755.Yerel Yönetimler…………………………………………………….……………….1786.Sivil Toplum Örgütleri…………………………………………….………………182SONUÇ………………………………………………………………………………………….………….…186KAYNAKÇA……………………………………………………………………………….……….…….190 --- ABSTRACTAmong all technological breakthroughs that the history has seen, the digital revolution is the one that has led to the largest social and cultural alternation and maintained a constantly accelerating self-renewal. Political power as a component of sovereignty also fails to ignore this holistic shift in human life and paradigm. It is expected and already observed that the contribution made by the digital revolution to political communication and political participation is soon to have an impact on the persons and institutions practicing the constitutional functions as well. At the same time, citizens, as they observe the new technological opportunities that may affect collective decision-making processes, assume that they can become more active participants and often believe that they can dominate public decisions. This dissertation aims to examine the structural and functional transformation of the legislative, executive and judicial bodies along with the developments in information technologies. At the same time, it will be explained how information technologies support citizens' participation in processes of enjoying and controlling the political power. Besides applied examples from comparative law, references will also be made to the reviewed literature in Turkish and in English throughout the study. LIST OF CONTENTS Page No.CHAPTER ONE: THE CHANGING BALANCE BETWEEN POWERS IN PRACTICING SOVEREIGNTY AND THE ROLE OF THE DEVELOPING TECHNOLOGYI.CONSTITUTIONAL FUNCTIONS AND THE SEPARATION OF POWERS……….…11A.The Separation of Powers Theory and Its Philosophical Roots In History……….……….141.The Concept of "Separation of Powers"……….………………………….……142.The Transformation of the Theory Along with the Scientific and Technical Changes……………………………………………………………………………….153.Intellectual Foundations of the Theory………………………………….…….18a.John Locke……………………………………………………………………….…20b.Charles-Louis de Secondat, Baron de la Bréde et de Montesquieu……………………………………………………………………………….…21c.Jean-Jacques Rousseau…………………………………………………….……23d.Hans Kelsen……………………………………………………………….…….25e.Carl Schmitt…………………………………………………………………….26B Separation of Powers and Strengthening the Executive in Different Government Models ……………………………………………………………………………….…….271.Seeking a Stronger Executive in a Parliamentary Government Model: Case of the United Kingdom …………………………………………….….342.Seeking a Stronger Executive in a Rationalised Palrliamentarism: Case of Federal Germany …………………….……….…373.Seeking a Stronger Executive in a Semi-Presidency: Case of France …………….…….384.Seeking a Stronger Executive in a Presidency: Case of the United States of America……………………………………………………………….….41C.Transformation in Practicing Sovereignty and New Ideas on the Idea of Separation of Powers………………………………………………………………….……….441.The Sovereign "People"…………………………………………….……………….462.The Sovereign "Nation" …………………………………………….…………….483.Questioning the Idea of Representation………….………………….……….494.New Ideas on the Theory of Separation of Powers…………….….……51a.Writers Who Mention the Need for a Fourth Power…….……52b.Writers Who Call the Fourth Power "the People"………….….55i.Bruce Ackerman…………………………………………………….………….55ii.Ethan Leib…………………………………………………………….………….565.Criticism on Participation……………………………………….……………………….57II.IMPROVING TECHNOLOGY and the CHANGING SOCIETY…….…………………….61A.On the Interaction of Technology and Society ………………….……………….62B.Informatics, Internet and the Web………………………………….……………….…….69C.Online Politic Communication……………………………………………………….….…….751.The Techno-Pessimistic Approach………………………………………….…….762.The Techno-Optimistic Approach…………….………………………………….….81CHAPTER TWO: THE TRANSFORMATION OF CONSTITUTIONAL FUNCTIONS ALONG WITH INFORMATION TECHNOLOGIES AND THE CHANGING MECHANISMS OF CHECKS AND BALANCESI.TRANSFORMATION OF CONSTITUTIONAL FUNCTIONS………………….………….…84A.Transformation of Functions Undertaken by Parliaments………………….851.In Terms of Representation………………………………………………………….….892.In Terms of Deliberation…………………………………………………………….…….963.In Terms of Oversight on the Government…………………………….….984.In Terms of Legislation……………………………………………………….………….1035.In Terms of Primary Constitutent Power……………………………….113B.Transformation of the Governing Function in the Executive Power.1181.Electronic Government…………………………………………………………….….….1232.Crowdsourcing……………………………………………………………………………….…1253.Government in a Re-shaped Social Contract……………………….……1284.Smart Governments………………………………………………………………….…….135C.Transformation of the Judicial Function……….……………………………….…….1431.The Physical Transformation of the Court……………………………….….1432.The Transformation of the Actors of Judiciary…………………….….144II.TRANSFORMATION OF THE MECHANISMS OF CHECKS AND BALANCES IN CONSTRAINING POLITICAL POWER………………………………………………………….……….153A.Constraining the Political Power by Tools of Checks and Balances Deriving from the Legal System……………………………………………………….….….154B.Constraining the Political Power by Tools of Checks and Balances Dominated by the Citizens…………………………………………………………………….……1581.Political Participation…………………………………….…………….………….1582.Governance…………………………………………………………………….…………1643.Active Online Opposition………………………………………………….………167a.Digital Activism…………………………………………………….………….….167i.Slacktivism……………………………………………………………….….….167ii.Campaign Activism…………………………………………………….…168iii.Citizen Journalism…………………………………………………….….168iv.Hacktivism………………………………………………………….………….168v.Whistleblowing ve Leaking……………………………………….…169b.Social Movements Organised by Online Tools…………….….1704.Media…………………………………………………………………….………………….1745.Local Governments………………………………………………….……………….1766.Non-Governmental Organisations…………………………….…………….……180CONCLUSION…………………………………………………………………………………….…….…185BIBLIOGRAPHY……………………………………………………………………………………….…….189
ÖZET Tarihte gerçekleşmiş teknolojik devrimler arasında en büyük sosyal ve kültürel değişiklikleri meydana getiren ve kendini sürekli artan bir hızla yenilemeyi sürdüren, dijital devrim olmuştur. Egemenliğin bileşenlerinden olan siyasal iktidar da insan yaşamındaki ve paradigmasındaki bu global ölçekli ve bütüncül değişime karşı kayıtsız kalamamaktadır. Dijital devrimin siyasal iletişim ve siyasal katılım alanındaki katkılarının, anayasal fonksiyonları yerine getiren kişi ve kurumlar üzerinde de etki yaratması beklenmekte ve hâlihazırda gözlemlenmektedir. Bunun yanında yurttaşlar da kolektif karar alma süreçlerine etki edebilecek yeni teknolojik olanakları gözlemleyerek artık daha aktif katılımcılar olabileceklerini düşünmekte ve hatta çoğu zaman kamusal kararlara doğrudan yön verebileceklerine inanmaktadır. Bu tez yasama, yürütme ve yargı organlarının yapısının ve işleyişinin bilişim teknolojilerindeki gelişmeler ile birlikte dönüşümünü incelemeyi amaçlamaktadır. Bu dönüşüm incelenirken ayrıca bilişim teknolojilerinin siyasal iktidarın kullanılmasına ve denetlenmesine yurttaşları dâhil etme biçimine de değinilecektir. Çalışma boyunca Türkçe ve İngilizce literatürün yanı sıra karşılaştırmalı hukuktan uygulamalı örneklere de başvurulacaktır. İÇİNDEKİLER Sayfa No. ÖZET…………………………………………………………………………………………………………………i ABSTRACT…………………………………………….…………………………………………………….…ii İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………………………………….…iii KISALTMALAR…………………………………………………………………….……………….….…vii GİRİŞ…….1 BİRİNCİ BÖLÜM: DEMOKRATİK EGEMENLİĞİN KULLANILMASINDA ERKLER ARASINDA DEĞİŞEN DENGELER VE GELİŞEN TEKNOLOJİNİN ROLÜ I.ANAYASAL FONKSİYONLAR ve ERKLER AYRILIĞI……………………….…………11 A.Erkler Ayrılığı Kuramı ve Tarihsel Gelişim İçinde Olgunlaşan Düşünsel Temelleri………………………………………………………………………….…….14 1."Erkler Ayrılığı" Kavramı……………………………………………………….…14 2.Kuramın Bilimsel ve Teknik Gelişmeler ile Birlikte Dönüşümü…………………………………………………………………………………….15 3.Kuramın Düşünsel Temelleri……………………………………………….….18 a.John Locke……………………………………………………………………….20 b.Charles-Louis de Secondat, Baron de la Bréde et de Montesquieu…………………………………………………………………….……21 c.Jean-Jacques Rousseau……………………………………………….…23 d.Hans Kelsen……………………………………………………………….…….25 e.Carl Schmitt………………………………………………………………….….26 B.Farklı Hükümet Modellerinde Erkler Ayrılığı Ve Yürütmenin Güçlendirilmesi Yönelimleri…………………………………………………………….……27 1.Parlamenter Hükümet Modelinde Güçlü Yürütme Yönelimi: Birleşik Krallık Örneği………………………………………………………………….34 2.Rasyonelleştirilmiş Parlamenter Hükümet Modelinde Güçlü Yürütme Yönelimi: Federal Almanya Örneği…………………….…….37 3.Yarı-Başkanlık Hükümet Modelinde Güçlü Yürütme Yönelimi: Fransa Örneği………………………………………………………….….38 4.Başkanlık Hükümeti Modelinde Güçlü Yürütme Yönelimi: Amerika Birleşik Devletleri Örneği………………………………………….41 C.Demokratik Egemenliğin Kullanılmasında Dönüşüm Ve Erkler Ayrılığı Kuramı Üzerine Yeni Fikirler……………………………………………….….44 1.Egemen "Halk"……………………………………………………….…….……………46 2.Egemen "Ulus"……………………………………………………………………….….48 3.Temsil Kurumunun Sorgulanması…………………………………….….49 4.Erkler Ayrılığı Kuramı Üzerine Bazı Yeni Fikirler……………….…51 a.Dördüncü Bir Erkin Gerekliliğine Değinen Yazarlar….52 b.Dördüncü Erk Olarak "Halk"ı Düşünen Yazarlar…….….55 i.Bruce Ackerman……………………………………………….………55 ii.Ethan Leib…………………………………………………………….….56 5.Katılıma Dair Bazı Eleştiriler…………………………………………….…….57 II.GELİŞEN TEKNOLOJİ ve DEĞİŞEN TOPLUM……………………….…………………62 A.Teknoloji–Toplum Etkileşimi Üzerine…………………………………………….62 B.Bilişim, İnternet Ve Ağ……………………………………………………………….…….69 C.Çevrimiçi Siyasal İletişim………………………………………………………….….….75 1.Tekno-Kötümser Yaklaşım………………………………………………….….76 2.Tekno-İyimser Yaklaşım…………………………………………………….……81 İKİNCİ BÖLÜM: ANAYASAL FONKSİYONLARIN BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ İLE DÖNÜŞÜMÜ VE DEĞİŞEN DENGE-DENETİM ARAÇLARI I.ANAYASAL FONKSİYONLARIN DÖNÜŞÜMÜ………………………….…………………84 A.Parlamentoların Yerine Getirdiği Fonksiyonların Dönüşümü…….85 1.Temsil Fonksiyonu Bakımından………………………………………….….89 2.Müzakere Fonksiyonu Bakımından…………………………………….….96 3.Hükümeti Denetleme Fonksiyonu Bakımından……………….….98 4.Yasa Koyuculuk Fonksiyonu Bakımından……………………….….103 5.Aslî Kuruculuk Fonksiyonu Bakımından………………………….….113 B.Yürütme Erkinde Hükümet Fonksiyonunun Dönüşümü…….…….119 1.Elektronik Devlet (E-Devlet)……………………………………………….124 2.Kitle Kaynaklı Çalışma (Crowdsourcing)……………………….……126 3.Yenilenen Sosyal Sözleşmede Hükümet………………………….…129 4.Dijital (Akıllı) Hükümetler……………………………………………….…….136 C.Yargı Fonksiyonunun Dönüşümü…………………………………….…………….144 1.Mahkemenin Fiziksel Dönüşümü…………………………………….….144 2.Yargılamanın Aktörlerinin Geçirmekte Olduğu Dönüşüm.145 II. SİYASAL İKTİDARIN SINIRLANDIRILMASINDA DENGE VE DENETİM MEKANİZMALARININ DÖNÜŞÜMÜ……………………………………………………….…….154 A.Siyasal İktidarın Anayasal Denge ve Denetim Araçları ile Sınırlandırılması………………………………………………………………………………….155 B.Siyasal İktidarın Yurttaşların Etkin Olduğu Denge ve Denetim Araçları ile Sınırlandırılması……………………………………………………………….159 1.Siyasal Katılım………………………………………………………………….…….159 2.Yönetişim………………………………………………………………………….………165 3.Etkin Muhalefet…………………………………………………………………….…168 a. Dijital Aktivizm……………………………………………………….….168 i.Slaktivizm…………………………………………………………….….168 ii.Kampanya Aktivizmi…………………………………………….169 iii.Yurttaş Gazeteciliği…………………………………………….169 iv.Hacktivizm……………………………………………………….……169 v.Whistleblowing ve Leaking……………………………….…170 b.Çevrimiçi Vasıtalar ile Örgütlenen Toplumsal Hareketler……………………………………………………….………………….171 4.Medya………………………………………………………………….…………………….175 5.Yerel Yönetimler…………………………………………………….……………….178 6.Sivil Toplum Örgütleri…………………………………………….………………182 SONUÇ………………………………………………………………………………………….………….…186 KAYNAKÇA……………………………………………………………………………….……….…….190 --- ABSTRACT Among all technological breakthroughs that the history has seen, the digital revolution is the one that has led to the largest social and cultural alternation and maintained a constantly accelerating self-renewal. Political power as a component of sovereignty also fails to ignore this holistic shift in human life and paradigm. It is expected and already observed that the contribution made by the digital revolution to political communication and political participation is soon to have an impact on the persons and institutions practicing the constitutional functions as well. At the same time, citizens, as they observe the new technological opportunities that may affect collective decision-making processes, assume that they can become more active participants and often believe that they can dominate public decisions. This dissertation aims to examine the structural and functional transformation of the legislative, executive and judicial bodies along with the developments in information technologies. At the same time, it will be explained how information technologies support citizens' participation in processes of enjoying and controlling the political power. Besides applied examples from comparative law, references will also be made to the reviewed literature in Turkish and in English throughout the study. LIST OF CONTENTS Page No. CHAPTER ONE: THE CHANGING BALANCE BETWEEN POWERS IN PRACTICING SOVEREIGNTY AND THE ROLE OF THE DEVELOPING TECHNOLOGY I.CONSTITUTIONAL FUNCTIONS AND THE SEPARATION OF POWERS……….…11 A.The Separation of Powers Theory and Its Philosophical Roots In History……….……….14 1.The Concept of "Separation of Powers"……….………………………….……14 2.The Transformation of the Theory Along with the Scientific and Technical Changes……………………………………………………………………………….15 3.Intellectual Foundations of the Theory………………………………….…….18 a.John Locke……………………………………………………………………….…20 b.Charles-Louis de Secondat, Baron de la Bréde et de Montesquieu……………………………………………………………………………….…21 c.Jean-Jacques Rousseau…………………………………………………….……23 d.Hans Kelsen……………………………………………………………….…….25 e.Carl Schmitt…………………………………………………………………….26 B Separation of Powers and Strengthening the Executive in Different Government Models ……………………………………………………………………………….…….27 1.Seeking a Stronger Executive in a Parliamentary Government Model: Case of the United Kingdom …………………………………………….….34 2.Seeking a Stronger Executive in a Rationalised Palrliamentarism: Case of Federal Germany …………………….……….…37 3.Seeking a Stronger Executive in a Semi-Presidency: Case of France …………….…….38 4.Seeking a Stronger Executive in a Presidency: Case of the United States of America……………………………………………………………….….41 C.Transformation in Practicing Sovereignty and New Ideas on the Idea of Separation of Powers………………………………………………………………….……….44 1.The Sovereign "People"…………………………………………….……………….46 2.The Sovereign "Nation" …………………………………………….…………….48 3.Questioning the Idea of Representation………….………………….……….49 4.New Ideas on the Theory of Separation of Powers…………….….……51 a.Writers Who Mention the Need for a Fourth Power…….……52 b.Writers Who Call the Fourth Power "the People"………….….55 i.Bruce Ackerman…………………………………………………….………….55 ii.Ethan Leib…………………………………………………………….………….56 5.Criticism on Participation……………………………………….……………………….57 II.IMPROVING TECHNOLOGY and the CHANGING SOCIETY…….…………………….61 A.On the Interaction of Technology and Society ………………….……………….62 B.Informatics, Internet and the Web………………………………….……………….…….69 C.Online Politic Communication……………………………………………………….….…….75 1.The Techno-Pessimistic Approach………………………………………….…….76 2.The Techno-Optimistic Approach…………….………………………………….….81 CHAPTER TWO: THE TRANSFORMATION OF CONSTITUTIONAL FUNCTIONS ALONG WITH INFORMATION TECHNOLOGIES AND THE CHANGING MECHANISMS OF CHECKS AND BALANCES I.TRANSFORMATION OF CONSTITUTIONAL FUNCTIONS………………….………….…84 A.Transformation of Functions Undertaken by Parliaments………………….85 1.In Terms of Representation………………………………………………………….….89 2.In Terms of Deliberation…………………………………………………………….…….96 3.In Terms of Oversight on the Government…………………………….….98 4.In Terms of Legislation……………………………………………………….………….103 5.In Terms of Primary Constitutent Power……………………………….113 B.Transformation of the Governing Function in the Executive Power.118 1.Electronic Government…………………………………………………………….….….123 2.Crowdsourcing……………………………………………………………………………….…125 3.Government in a Re-shaped Social Contract……………………….……128 4.Smart Governments………………………………………………………………….…….135 C.Transformation of the Judicial Function……….……………………………….…….143 1.The Physical Transformation of the Court……………………………….….143 2.The Transformation of the Actors of Judiciary…………………….….144 II. TRANSFORMATION OF THE MECHANISMS OF CHECKS AND BALANCES IN CONSTRAINING POLITICAL POWER………………………………………………………….……….153 A.Constraining the Political Power by Tools of Checks and Balances Deriving from the Legal System……………………………………………………….….….154 B.Constraining the Political Power by Tools of Checks and Balances Dominated by the Citizens…………………………………………………………………….……158 1.Political Participation…………………………………….…………….………….158 2.Governance…………………………………………………………………….…………164 3.Active Online Opposition………………………………………………….………167 a. Digital Activism…………………………………………………….………….….167 i.Slacktivism……………………………………………………………….….….167 ii.Campaign Activism…………………………………………………….…168 iii.Citizen Journalism…………………………………………………….….168 iv.Hacktivism………………………………………………………….………….168 v.Whistleblowing ve Leaking……………………………………….…169 b.Social Movements Organised by Online Tools…………….….170 4.Media…………………………………………………………………….………………….174 5.Local Governments………………………………………………….……………….176 6.Non-Governmental Organisations…………………………….…………….……180 CONCLUSION…………………………………………………………………………………….…….…185 BIBLIOGRAPHY……………………………………………………………………………………….…….189
TANİN'DEKİ YAZILARI ÇERÇEVESİNDE BABANZÂDE İSMAİL HAKKI'NIN MEŞRUTİYET DÜŞÜNCESİÖZETBabanzâde İsmail Hakkı Bey; etkili bir aydın, politikacı, gazeteci ve yazar olarak II. Meşrutiyet döneminin önemli isimlerinden biri olmuştur. Kökü 16. yüzyıla uzanan, Süleymaniye şehrinin kurucusu ünlü Kürt aşireti Baban ailesine mensuptur. İslamcılık düşüncesinin güçlü temsilcilerinden Babanzâde Ahmed Naim'in kardeşidir. Hukuk Mektebi'ni bitirdikten sonra Mülkiye ve Mühendis Mektepleri'nde hocalık; İkdam, Tanin, Şura-yı Ümmet gibi gazetelerde köşe yazarlığı yapmıştır. Hukukla ilgili eserlerinin yanı sıra Bismarc biyografisi ve Dreyfus Meselesini anlattığı kitapları da bulunmaktadır.Meclis-i Mebusan'da Bağdat (1908) ve Divaniye (1912) mebusu olarak yer almış, İbrahim Hakkı Paşa Kabinesi'nde Maarif Vekilliği (1911) siyasi kariyerinin en üst noktası olmuştur. 26 Aralık 1913'te, henüz 37 yaşında iken ders verdiği sırada vefat etmiştir.Meşrutiyet düşüncesini resmetmeye çalıştığım bu tezde onu tanımlayabilecek temel kavramlar; itidal, tedrici tekâmül, meşruiyet,parlamenter sisteme bağlılık, teamül , uzlaşma kültürüdür.Babanzâde, Meşrutiyet'i demokrasi ile eşanlamlı bir yönetim olarak gördüğü için yazılarını, demokrasiyi oluşturan temel unsurları (çoğunluk, çoğulculuk, yasama, yürütme, yargı, güçler ayrılığı, basın özgürlüğü, hukukun üstünlüğü vb.) esas alarak sınıflandırdım.Nitekim 1909 Ağustos'unda yayınlanan Şeyhülislamlık Beyannamesi'ni değerlendirdiği yazılarında; hâkimiyet-i milliye, iktidarın denetlenmesi, güçler ayrılığı, müsavat kavramlarını vurguladığı görülmektedir.Yaşanan olaylara sosyolojik izahlar getirmesi, akademik kimliğinin yazılarına akseden önemli bir parçasıdır. Etki-tepki kanunu, değişimin kaçınılmazlığı, parça-bütün ilişkisi, evrimci yaklaşım, bazı sorunların ancak toplumsal olgunlaşma ile çözülebileceği, yeniliklerin somut ihtiyaçlardan başlaması gerektiği bunlardan birkaçıdır. İttihad ve Terakki Partisi'nin güçlü olduğu dönemde, siyasi rakiplerinin kürsü dokunulmazlığı ve emeklilik haklarını savunması demokrasiye olan bağlılığındaki samimiyeti gösterir.Sultan Reşad'ın cülus yıldönümlerinde kaleme aldığı yazılar, Meclis'te hanedanın damatlarının -onurlarının korunabilmesi için- ödeneklerinin artırılması teklifini desteklemesi onun saltanata karşı olduğu iddiasını çürütmektedir. Ancak sistem içerisinde padişaha biçtiği rol de oldukça sınırlıdır: Milletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü temsil eden, siyasi yetkileri azaltılmış sembolik bir makam.Ona göre; halk Meşrutiyet yönetimiyle beraber iktidara ortak olmuştur. Ancak sınırsız bir özgürlük elde etmemiştir. Hakkını kurallar içerisinde aramalıdır. Rüşvet, tembellik, düzensizlik gibi toplumsal hastalıkların tedavisi için siyasi ve medeni terbiyenin yükselmesi gereklidir.Çoğulculuk kavramına çok erken sayılabilecek bir dönemde vurgu yapması onun demokrasi çıtasının yüksekliğini göstermektedir. Ona göre azınlıkta kalan siyasi hareketler ancak sağlam ve tutarlı fikirlerle hayatta kalabilirler.Karmaşık seçim sisteminde en iyi sonucu alabilmek için İttihad ve Terakki'nin hem seçmenlerine hem adaylarına hem de parti yöneticilerine tavsiyelerde bulunur. Bu tavsiyeler günümüzde dahi yerleşmemiş olan parti içi demokrasi anlayışı açısından oldukça önemlidir.Dini inançların seçim malzemesi yapılmasına karşı çıkar. Siyasi cinayetlere şiddetle karşıdır. Partisinin seçim başarısını açıklarken güçlü bir analizci olduğu görülmektedir.Basının halkın sesi olduğuna dair iyimserliği siyasi rekabetin labirentlerinde kaybolur. Bu alandaki düzensizliğin önlenmesi için bir Matbuat Cemiyeti kurulmasını ve bir Matbuat Nizamnamesi hazırlanmasını önemsemiştir. Yabancı basının iç politikada taraf olmasına karşı çıkar.Osmanlı Devleti'nin azınlıkları Türkleştirmeye çalıştığı ithamını bir iftira olarak görür. Ancak herkesi ortak vatan ve ortak vatandaşlık çatısı altında bir araya getirecek Osmanlıcılık politikasının da gerekli olduğunu savunur. Eşitlik talep eden azınlıkların eski ayrıcalıklarının devam etmesini istemelerini ise bir çelişki olarak görür. Kültürel amaçla kurulan Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti'ne (1908) üye olması ve bu Cemiyet'in gazetesinde yazı yazması, azınlıkları Türkleştirmenin yanlış olacağını savunması kendisinin Türkleşmiş Kürt olduğu iddiasını çürütür; Osmanlıcılık idealine samimiyetle bağlı Kürt kökenli bir aydın olduğunu gösterir.Arnavutluk'un Osmanlı Devleti'nden ayrılış süreci tam bir travma etkisi doğurur. Çünkü bu ayrılış "ümmet" anlayışına vurulan ilk darbedir. Arap siyasi hareketlerine, bu süreçte yaşananları bir ibret olarak hatırlatır.Devleti oluşturan unsurlardan başta yasamayı (Meclis) öne çıkarırken daha sonra yürütmeyi ilk sıraya geçirmiştir. Bir hükümet kurulurken padişah-sadrazam-Meclis arasında güvenoyu alınmasını sağlayacak bir işbirliğini gerekli görür. Bugünkü tabirle teknokrat bir koalisyon hükümeti kurulmasına, yürütmeyi zayıflatacağı için karşı çıkar.Örfi İdarenin hatalarının üstünü örtme çabası ve muhalefetin sesini daha gür duyurabileceği açık alan mitinglerine karşı çıkması onun demokrasi anlayışında tespit edebildiğimiz nadir kırılmalardır. Halaskarân Zabitan tehdidi karşısındaki dik duruşu ise takdire şayandır.Ona göre, yasama organının diğer parçası olan Ayan Meclisi'nin varlığı -aristokratik bir geçmişe dayanmadığı için- sadece bir sebeple anlamlıdır: Kanunların hazırlanması sürecinde ihtiyaç duyulan teenniyi sağlaması. Buna rağmen zaten Meclis'in feshinde onay hakkına sahip olan Ayan Meclisi'nin bir de hükümeti düşürebilecek istizah (gensoru), kendi üyelerini seçme gibi haklara sahip olursa sistemdeki tek güç olacağı uyarısını yapar. Meclis müzakerelerinin uzamaması için yaptığı teklifler tam bir uzman görüşüdür. Muhalefet milletvekillerinin iktidarın istediği kanunları engellemek için başvurduğu obstrüksiyon (engelleme) yöntemlerini demokrasi dışı uygulamalar olarak tanımlar.Ocak 1912'de Meclis'in ilk feshinin ardından aynı yıl Ahmet Muhtar Paşa Kabinesi döneminde yeniden feshedilmesi çabasına şiddetle karşı çıkar. Bu amaçla dile getirilen Meclis'in ömrüne dair fikirleri ustaca çürütür.Güçler dengesi bağlamında Meclis'in istizah hakkına karşılık hükümetin cevabın ertelenmesi hakkının hangi dengede olması gerektiğini izah eder. İstizah, güven oylaması ile sonuçlanan bir yöntem olarak kullanıldığı için iktidarın denetlenmesinde daha hafif bir yöntem olarak sual yöntemini teklif eder. Meclis'in adem-i itimad oyuna karşılık Hükümet'in Meclis'i feshetme hakkını düzenleyen 35. maddenin değiştirilmesi meselesi, güçler dengesi başlığının en önemli konusudur. Anayasa'da yapılan 1909 tadilatıyla bu denge İttihad ve Terakki tarafından Meclis lehine bozulmuştur. 1912'de dengenin yeniden kurulması için yapılan teklifin de İttihadçılardan gelmesi muhalifler tarafından şiddetle eleştirilmiştir.Babanzâde, yargı alanında reform ihtiyacını kabul etmektedir. Ancak bunun da tedrici bir şekilde olması gerektiğini savunur. Mahkemelerin tekliği esas olmasına rağmen bir süre daha memurların yargılanması için idari mahkemelerin varlığını sürdürmesi gereklidir. Gezici sulh mahkemelerinin kurulması adi suçların çözümünü hızlandıracaktır. Hâkimlerin ilmi yeterliliklerini artırmak için hukuk mekteplerinin sayısı artırılmalı, gayret eksikliğini gidermek için görevde yükselme şartlarını belirleyen objektif kriterler getirilmelidir.Ordu ve adliye mensubu memurların politikadan uzak durması şarttır. Ancak bu sayede saygınlıklarını koruyabilirler. Küçük düzeydeki memurların halkı bilgilendirmek amacıyla politikayla ilgilenmesi yanlış olmaz, aksi takdirde siyasi güç kısa zamanda yerel zorbaların eline geçer. Memurların sendikal haklara sahip olmaması fikri ise bugün geçerliliğini yitirmiştir.BABANZÂDE İSMAİL HAKKI'S CONSTİTUTİONALİZM İDEA İN THE VİEW OF HİS WRİTİNGS İN TANİNBabanzâde İsmail Hakkı Bey: He is one of the important names of II. Constitutionalizm as an effective intellectual, politician, journalist and an auther.He is a member of Baban Family which is a famous Kurdish tribe in 16. Cc. The founder of Suleymaniye city. He is the brother of Babanzâde Ahmet Naim who is the most powerful represantative of Pan-İslam. After graduation from law school,he worked at Mülkiye and Engineering Schools and wrote articles to İkdam, Tanin, Şura-yı Ümmet newspapers. In addition to his Works about law, he wrote Bismarc biography and the book which he told about Dreyfus matter.He worked as a representative of Bağdat and Divaniye in Grand National Assembly (Mebusan Meclisi). He worked as an Education Minister with İbrahim Hakkı's Goverment. This position was his top career. While he was teaching ,26 th December 1913 at 37 years old he died.When I want to describe his constitutionalism with this thesis, I can say these terms: moderate, improving step by step, legitimacy, devotion on the system of parliament, customs, culture of reconcile.As Babanzâde has seen constitutinalism and democracy the same, I classified his writings as the basic items: majority, pluralism, legislation, propulsion, judgement the diversity of powers, the freedom of press and dominiant of law.In his writings which criticized Şeyhülislam Declaration in 1909 August, it is seen that he focused on soverignity, inspecting the power goverment, the diversity of power and equality.His sociological way of describing the events is important part of his career. Effect and cause, inevitable change, the relation of part and whole, evolutionist approach, the thing that some problems can only be solved by the maturity of the society and the necessity that the innovation must started by the concrete need are some of them.When İttihad and Terakki Party was powerful, his defensing the rivals seat untouchable position of its and the rights of being retired shows his dependancy on democracy.In Sultan Reşat's ascending the throne anniversary writings his supporting increasing the subsidy of sons in law on the behalf of protecting their honour in the assembly refutes the idea of opposition against the throne. But the role of the Sultan is very limited in his system it is a symbolic stage which represents the unity of the nation and the unity of whole country.According to him the people participated in the political power with constitutinaolism. However,they couldn't get endless freedom. They have to look for their right according to the rules and law. The social disorders like bribery, laziness, untidiness can be solved by increasing the level of political and civilized understanding of society.His focusing the concept of pluralism at early period shows his improving the idea of democracy for him weak political movements can only stay alive by strong and coherent ideas.He has some suggestions both to the candidates and voters of İttihad and Terakki in order to be succesful on the complicated voting system. These suggestions are very important for the today's changeable party and democracy understanding.He is opposed to misusing of religious beliefs. He is strongly object to political murders. While he is describing his party's voting success, he is seen to be a strong analisist.The optimism of the press about being the voice of the nation disappears in the labyrinth of political competition. He gave importance to the foundation of press and to the event of preparing a press declaration in order to prevent the disorders in this field. He opposes to foreign press's side in inside policy.The minorities of Ottoman Empire sees the accusation of making them Turkish as a slander. On the other hand,he thinks that the Ottoman policy which will make all the natives and non-natives United is a most that the minorities who demands equality and also demanding their old privilages is seen as a contradiction by him. The event of being a member of the Kurdish Teavün and Terakki Association founded with the aim of culture (1908) and writing many articles in this association's newspaper and defending that it would be wrong to make Kurdish people Turkish refutes that he is a Kurdish. It shows that he is a Kurdish-rooted, intellectual person who is strongly devoted himself to Ottoman idealism.The period in which Albania seperated from Ottoman Empaire reveals a real travma. Because this parting is a real blow for the Muslim Community. He sees it as a sample for the Arabic political movements.He gives importance to legislation but then he finds carrying a law more important than legislation. He thinks a cooperation providing with winning a vote of confidence among Sultan-Grand Vizier and Assembly is necessary. He objects to today's technocrat coalition goverment, because of its dangerous effects on carrying out the law.His effors to conceal the faults of cencorship and his objections to opposition party's demonstrations are his defects of his democracy understanding. However,his standing upwright against the threat of Halaskarân is worth to appreciating.In his opinion, existing Ayan Assembly another part of legislation is only meaningful -because of not depending on the aristocratic past- while laws being pirepared the needed calmness is because provided. Neverthless he warns that if Ayan Assembly has the right to select its own members and to give interpellation in Parliment, it will be the unique power.His suggestions not to last the parliment discussions are totally expert ideas. He identifies the methods which the opposition party's members applied for preventing the power's laws are out of democracy.He is strongly against to the efforts of repealing during Ahmet Muhtar Paşa Kabinet period again after the first repealing of parliment in January 1912. He eliminates the ideas of the life-span of the Assembly.He explains the necessary balance between assembly's interpellation right and goverments delaying right to answer. As interpellation is a method used for voting for trust he proposes as a light method "questioning method" to inspect the goverment.The problem which is about the changing of the 35. Matter the right of repealing the goverment is the most important subject of the power balance. The change in 1909 constitution ,this balance was ruined against the Parliment by İttihad and Terakki. In 1912 the proposal by İttihad and Terakki to rebuild this balance was strongly criticized by the opponents.Babanzâde accepts the need for a change in judgement. But he defends that is should be step by step. Although the courts are the only way to judge, managerial courts must exist to judge the officers for a while. Founding portable peace courts will make the solution the vulgar crimes faster. The number of law schools should be more in order to develop the judge's careers and there should be some objective criteria to improve on their careers and to prevent the effort deficiency.It is a condition for army and judge staff to be away from the policy. Providing that they can protect their esteem. Low-level officers' dealing with the policy is not wrong, otherwise political-power can be subsituted with local tyrants. The officer's union rights have disappeared today.