THE CONCEPT OF SELF-EFFICACY AND SELF-EFFICACY-PERFORMANCE RELATIONSHIP
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 55, Heft 4, S. 1
ISSN: 1309-1034
86 Ergebnisse
Sortierung:
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 55, Heft 4, S. 1
ISSN: 1309-1034
Bu çalışmanın amacı politik belirsizliğin firmaların finansal performanslarına etkisini incelemektir. Bu amaçla çalışma, 2008-2013 dönemine ilişkin olarak; Borsa İstanbul'da (BIST) sanayi sektöründe faaliyet gösteren 147 firmayı kapsamaktadır. Politik belirsizlik ile finansal performans arasında ilişki panel veri analizi kullanılarak ilgili dönemdeki çeyrek verilerle analiz edilmektedir. Analiz sonucunda politik belirsizlik göstergesi olarak 29 Mart 2009 Genel Mahalli İdareler seçimini temsilen kullanılan değişken ve 12 Eylül 2010 Anayasa Değişikliği Referandumunu temsilen kullanılan değişken ile finansal performans göstergesi olarak kullanılan değişkenler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmezken, 12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimini temsilen kullanılan değişken ile finansal performans göstergesi olarak kullanılan değişkenler arasında istatistiksel olarak negatif ve anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuç, "seçimler belirsizlik nedeniyle verimsiz sermaye tahsisi kanalıyla şirket performansını düşürebilir" önermesini doğrulamaktadır. Ayrıca bu sonucun politik belirsizliğin reel ekonomik etkileri üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu yönünde güçlü bir mesaj verdiği söylenebilir. Öte yandan sonuçlar firma yöneticilerinin ve yatırımcıların 29 Mart 2009 Genel mahalli idareler seçimini ve 12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği referandumunu bir belirsizlik olarak algılamadıkları ancak, 12 Haziran 2011 Milletvekili genel seçimini bir belirsizlik unsuru olarak algıladıkları şeklinde yorumlanabilir. Türkiye için politik belirsizliklerin firmaların finansal performansına etkisi üzerine firma bazında inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu yönüyle çalışmanın literatürdeki bu boşluğu doldurması beklenmektedir ; The purpose of the study is to examine the effects of political uncertainty on financial performance. For this purpose, the study consists of 147 firms operating in the industrial sector in Istanbul Stock Exchange (BIST) for the period of 2008-2013. The relationship between political uncertainty and financial performance has been analyzed for the quarter data period by using panel data analysis. Analysis indicated that there is no statistically significant relationship between the 29th of March 2009 General election of local administrations variable and the 12th of September 2010 constitutional amendment referendum variable as an indicator for the political uncertainty and financial performance indicators, although there is a negative statistically significant relationship between the 12th of June 2011 Parliamentary general election variable as an indicator for the political uncertainty and financial performance indicators. This result confirms the proposition that" election uncertainty may reduce the company's performance due to the inefficient allocation of capital channel". This result also sends a strong message that political uncertainty has a significant impact on real economic outcomes. This founding implying that firm manager and investors not perceive the 29th of March 2009 General election of local administrations and the 12th of September 2010 constitutional amendment referendum as an uncertainty sources, but perceive the 12th of June 2011 Parliamentary general election as an uncertainty sources. The study examining the impact of political uncertainty on firms' financial performance on has not been found. This aspect of the study is expected to fill this gap in the literature
BASE
Toplumların hayatlarının her alanını etkileyen küreselleşmenin pek tabii çevre üzerinde de etkisi olacaktır. Çevreyle ilgili sorunların ve buna bağlı olarak çevresel duyarlılığın giderek daha fazla artması ile ülkelerin çevresel performanslarını ölçme ve değerlendirmeleri son yıllarda daha çok önem kazanmıştır. Bu bağlamda küreselleşmenin ülkelerin çevresel performanslarına etkisini belirlemeye yönelik yapılan bu çalışmada, ekonomik, sosyal ve politik küreselleşme boyutlarından oluşan ve İsviçre Ekonomi Enstitüsü tarafından yayınlanan KOF Küreselleşme Endeksi ile yine ülkelerin çevresel performansını çok yönlü ölçmeye imkân tanıyan ve Yale Çevre Hukuku ve Politikası Merkezi tarafından yayınlanan Çevresel Performans Endeksinden (ÇPE) yararlanılmıştır. Gayri safi yurt içi hasılanın kontrol değişkeni olarak dâhil edildiği bu çalışmada üç değişkenin de ortak olarak verilerinin bulunduğu 174 ülkenin verileri ile analizler yapılmıştır. Model, yapısal eşitlik modeli (YEM) vasıtasıyla çoklu regresyon analizi kullanılarak test edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre küreselleşmenin sosyal ve politik boyutlarının çevresel performansa pozitif yönde etki yaptıkları görülmüştür. Ekonomik küreselleşmenin ise çevresel performans üzerindeki etkisi anlamlı değildir. Bununla birlikte GSYİH, politik küreselleşme ile çevresel performans arasındaki pozitif ilişkiyi güçlendirirken, sosyal küreselleşme ile çevresel performans arasındaki pozitif ilişkiyi zayıflatmaktadır. ; Globalization, which affects every aspect of societies also have an impact on the environment. In recent years, it has become more important for countries to measure and evaluate their environmental performance as environmental problems and consequently environmental awareness increases. In this context, the KOF Globalization Index published by the Swiss Economic Institute, which is composed of economic, social and political globalization dimensions and The Environmental Performance Index (EPI) published by the Yale Environmental Law and Policy Centre, which measures the environmental performance extensively were used to determine the impact of globalization on the environmental performance of countries. In this study, where the gross domestic product was included as a control variable, analyses were made with the data of 174 countries in which all three variables have common data. Multiple regression analysis by employing structural equation modelling (SEM) was used to test the relationships in the model. According to the results of the analysis, social and political dimensions of globalization have positive effects on environmental performance. The impact of economic globalization on environmental performance is not significant. Besides, GDP strengthens the positive relationship between political globalization and environmental performance, while weakening the positive relationship between social globalization and environmental performance.
BASE
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-023
Bu çalışmanın amacı politik belirsizliğin firmaların finansal performanslarına etkisini incelemektir. Bu amaçla çalışma, 2008-2013 dönemine ilişkin olarak; Borsa İstanbul'da (BIST) sanayi sektöründe faaliyet gösteren 147 firmayı kapsamaktadır. Politik belirsizlik ile finansal performans arasında ilişki panel veri analizi kullanılarak ilgili dönemdeki çeyrek verilerle analiz edilmektedir. Analiz sonucunda politik belirsizlik göstergesi olarak 29 Mart 2009 Genel Mahalli İdareler seçimini temsilen kullanılan değişken ve 12 Eylül 2010 Anayasa Değişikliği Referandumunu temsilen kullanılan değişken ile finansal performans göstergesi olarak kullanılan değişkenler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmezken, 12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimini temsilen kullanılan değişken ile finansal performans göstergesi olarak kullanılan değişkenler arasında istatistiksel olarak negatif ve anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuç, "seçimler belirsizlik nedeniyle verimsiz sermaye tahsisi kanalıyla şirket performansını düşürebilir" önermesini doğrulamaktadır. Ayrıca bu sonucun politik belirsizliğin reel ekonomik etkileri üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu yönünde güçlü bir mesaj verdiği söylenebilir. Öte yandan sonuçlar firma yöneticilerinin ve yatırımcıların 29 Mart 2009 Genel mahalli idareler seçimini ve 12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği referandumunu bir belirsizlik olarak algılamadıkları ancak, 12 Haziran 2011 Milletvekili genel seçimini bir belirsizlik unsuru olarak algıladıkları şeklinde yorumlanabilir. Türkiye için politik belirsizliklerin firmaların finansal performansına etkisi üzerine firma bazında inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu yönüyle çalışmanın literatürdeki bu boşluğu doldurması beklenmektedir ; The purpose of the study is to examine the effects of political uncertainty on financial performance. For this purpose, the study consists of 147 firms operating in the industrial sector in Istanbul Stock Exchange (BIST) for the period of 2008-2013. The relationship between political uncertainty and financial performance has been analyzed for the quarter data period by using panel data analysis. Analysis indicated that there is no statistically significant relationship between the 29th of March 2009 General election of local administrations variable and the 12th of September 2010 constitutional amendment referendum variable as an indicator for the political uncertainty and financial performance indicators, although there is a negative statistically significant relationship between the 12th of June 2011 Parliamentary general election variable as an indicator for the political uncertainty and financial performance indicators. This result confirms the proposition that" election uncertainty may reduce the company's performance due to the inefficient allocation of capital channel". This result also sends a strong message that political uncertainty has a significant impact on real economic outcomes. This founding implying that firm manager and investors not perceive the 29th of March 2009 General election of local administrations and the 12th of September 2010 constitutional amendment referendum as an uncertainty sources, but perceive the 12th of June 2011 Parliamentary general election as an uncertainty sources. The study examining the impact of political uncertainty on firms' financial performance on has not been found. This aspect of the study is expected to fill this gap in the literature
BASE
Bu çalışma İstanbul Arel Üniversitesi S.B.E.'de Sadık Kalender tarafından hazırlanan ve Aynur Acer tarafından yürütülen "Antrepoların Performansının Entropi ve Topsis Yöntemiyle Değerlendirilmesi: A Tipi Antrepolar Üzerine Bir Uygulama" başlıklı yüksek lisans tezinden türetilmiştir. ; Uluslararası ticaretin gelişerek ürünlerin serbest dolaşımının hızlandığı bu çağda, ülkemiz için depolama ve stoklama faaliyeti önemli bir paya sahiptir. Özellikle firmalar dış ticarette ürünlere kolayca ulaşmak ve malların sağlıklı depolandığından emin olmak istemektedir. Uluslararası ticarete konu olan malların ülke sınırları içerisine girdiği andan itibaren serbest dolaşıma giriş işlemleri tamamlanıncaya kadar depolandıkları yerler bu aşamada ciddi önem arz etmektedir. Gümrüklü alanlar olarak bilinen antrepolar, ürünlerin adım adım ithalat işlemlerinin tamamlanarak ve vergilerin ödenerek istenildiği zaman alınabilmesi gibi birçok kolaylık sunmaktadır. Yine antrepolar, malların ithalatı esnasında gerekli izinlerin alınması ve belgelerin temin edilmesi sürecinde firmalara herhangi bir cezai durum oluşmadan depolama faaliyetini gerçekleştirme imkanı sunmaktadır. Firmalar, ürünlerinin ithalat işlemlerini kendi fayda/maliyet analizleri çerçevesinde antrepolar aracılığıyla gerçekleştirdiklerinde çok amaçlı bir karar verme problemiyle karşı karşıya kalmaktadır. Dolayısıyla firmalar için antrepo seçimi bu aşamada büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle bu çalışmada öncelikle antrepoların performansının değerlendirilmesinde önemli olan ana kriterler belirlenmeye çalışılmış ve kriter ağırlıklarının hesaplanmasında Entropi yöntemine başvurulmuştur. Çalışma sonucunda tasfiyelik eşya ve ardiye ücretinin antrepoların performansını etkileyen en önemli kriter olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Daha sonra çok kriterli karar verme yöntemlerinden biri olan ve sıklıkla kullanılan Topsis yöntemi ile antrepolar sıralanmıştır. ; International commerce and free movements of the goods have gained speed in this era, so, storage and stockpiling operations has become more and more important. Importing goods become more essential for corporations and companies and they require easy access and safe storage for their imported goods. Custom storage zones know as bonded warehouses have been used to store imported goods, while step by step import and taxation processes have been carried out by the importers. When the importers complete all the import and taxation processes, they can easily obtain their goods from bonded warehouses. While import and export companies have been carried out their operations via bonded warehouses, they have been facing to choose correct bonded warehouse in order to optimize their cost/profit analysis. Choosing the correct bonded warehouse yields to a decision-making process. This study focuses on the performance of Istanbul's bonded warehouses' 2018 operations. In this study, first of all, bonded warehouses' performance evaluation criteria have been decided. Evaluations states that liquidation and storage costs are the main criteria, which effects the performance of the bonded warehouse for the import-export companies. These criteria's weighted values have been calculated by using Entropy methods. Furthermore, one of the most frequently used methodology Topsis has been employed to sort bonded warehouses.
BASE
In: http://hdl.handle.net/20.500.11787/543
1917'de Lenin liderliğinde oluşan Ekim Devrimi dünya tarihinde önemli bir dönem olarak kayda geçmiştir. Akabinde Çarlık Rusya'sı yıkılmış ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği (SSCB) kurulmuştur. İlk sosyalist devletin olan SSCB kurulmasında ana etken olan Ekim Devrimi incelenirken, SSCB tarihsel süreci geniş bir perspektif açıdan ortaya konulacaktır. Bu çalışmada SSCB kuruluşunda etkin olan liderler dönemindeki uygulanan ekonomik politikalara değinilmiş ve ayrıca ülkenin sosyo-kültürel, ekonomik ve siyasi yapısı analiz edilmiştir. Özbekistan'ın SSCB hakimiyeti altındaki kaldığı süreçteki siyasi, sosyal, ekonomik konumu incelenmektedir. Orta Asya'nın kalbi olarak bilinen Özbekistan bağımsızlığına kavuştuktan sonra geçen 28 yıl içerisinde siyasi, sosyal ve ekonomik ve diğer alanlarda sürekli olarak büyük çapta reformlar yürütmüştür. Bu reformlar, dünyada Özbek modeli olarak kabul edilen kendi uzun vadeli kalkınma stratejisine dayanmaktadır. Bağımsızlıktan sonraki döneminde Özbekistan ekonomisi her şeye sıfırdan başlayan istikraklı ve sürdürebilir bir ekonomiyi amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda ülkenin sürekli ve istikrarlı ekonomik kalkınmasının açık kanıtı, Özbekistan'ın devam eden küresel mali ve ekonomik krizin olumsuz etkisine rağmen, istikrarlı bir gelişme hızını ve ekonomik büyüme trendini sağlamıştır. Çalışmada Özbekistan'ın ekonomik büyümesinin kaynakları ve ekonominin genişlemesini destekleyecek politika önerileri olan bir analiz bilgilerine yer verilmiştir. Sonuç olarak baktığımızda Orta Asya'nın önemli ülkelerinden biri olan Özbekistan, BDT ülkelerine karşılaştırdığımızda sosyalist tipi ekonomiden serbest piyasa ekonomisine dönüşümünün entegre sürecini geç tamamlanmışsa da, son dönemde gösterdiği ekonomik performansındaki pozitif yöndeki gelişmeler ülkenin kendini göstermeye başlamıştır. Mevcut hammadde ve yeraltı kaynaklarını ekonomiye dahil ederek yurt dışına gaz, pamuk, altın, petrol ve uranyum gibi yatırımlardaki artış bunun açıkça göstergesidir. Bunların yanı sıra Özbekistan ekonomisinde gıda mamullerinin, tekstil ürünlerinin, hizmet sektörlerinde yatırım eksiklikleri bulunmaktadır.Bu olumlu gelişmelere rağmen ülke ekonomisinde siyasi sistemden kaynaklanan sorunlar yaşamaktadır. ; The October Revolution which had been occurred by Lenin's leadership in 1917 has been recorded as significant ere in word history. Subsesently tsarisd Rusia had been founded overthrown and The Union of Soviet Socialist Republies had been founded while The october reviltion is being examiend as the main factor of fouding USSR will be set fourt with a wide perspective. This study refers to economic policies that corried out the era of founder learders of USSR, and besides socia-culturel, economic and political structure of conrty has been analyzed. Uzebekistan political, social and economic structure which was is custady of USSR, has been examied. Uzbekistan known as heart of Middle Asia corried out political, social, economic reforms and other reforms in the different fields withing 28 right ofter it gained its independence. And these reforms which is known as Uzbek model in the word, depends on their own long-lasting development strategy. After the era of independence, Uzbek economy aims a steady and sustainable economy which comes from noting. On the purposeof this aim, the clear evidence of sustainable and steady development is to provide an economic growth trend despite the negative effects of global financal an economic crisis going on in Uzbekistan. IN this study there is on analyze about political sugguestions to support Uzbekistan's source of economic growth and development. As a conclusion, Uzbekistan as significant country of Middle Asia, even they completed their engtergration process from socialist economy to free market slowly when we compore Uzbekistan with Commonweath of İndependent States (CIS) lately, the postive developmonts in economic performance has begun to indicate itself positively. The rise in investments of gas, coton, gold, perol, and uranium with entegration of raw meterials an underground sourrces is clearly indicator of this. In addition to these there has been lack of food suppliment textile products in service industry in Uzbekistan economy. Despite the positıve development, there has been problems about political system of contry economy.
BASE
In: Sosyal siyaset konferansları dergisi, Band 1, Heft 84, S. 139-157
ISSN: 2548-0405
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 64, Heft 4, S. 117-136
ISSN: 1309-1034
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Synthesia, piyano rulo yazı sistemini kullanarak Ipad, tablet, bilgisayar gibi cihazlarda piyano eğitimini zevkli ve kolay hale getirmeyi amaçlayan bir programdır. Görsel okuma olarak piyano rulo yazısının yanında nota yazı sistemi de sunmaktadır. Bu araştırma, Synthesia programı ile verilen piyano eğitimi ile geleneksel piyano eğitimini karşılaştırmayı amaçlayan deneysel bir çalışmadır. Çalışma için 12 haftalık bir piyano eğitim programı hazırlanmış ve ardından deney ve kontrol grupları oluşturulmuştur. Uzman görüşleri alınarak deneysel kısmın ara gözlem formları ile sontestler için "performans değerlendirme formu" oluşturulmuştur. Ara gözlemler için, eğitimin dördüncü ve sekizinci haftalarında videolar çekilmiş, çekilen videolar piyano alanında uzman 2 eğitimciye izletilerek gözlem formları değerlendirilmiştir. Sontest ölçümleri için de eğitimin on ikinci haftasında video kayıtları alınmış ve bu kayıtlar, piyano alanında uzman 5 eğitimciye izletilerek puanlandırılmıştır. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin sontest puanlarının karşılaştırılmasında 'sontest kontrol gruplu model' kullanılmıştır. Araştırmada, deney ve kontrol grubu arasındaki fark, parametrik olmayan Mann-Whitney U Testi kullanılarak ortaya koyulmuştur. Araştırmadan elde edilen sonuçlarda, deney ve kontrol grubu öğrencilerinin ara gözlem değerlendirmeleri ve sontest puanları arasında piyano çalma becerisi bakımından anlamlı bir fark olmadığı ortaya koyulmuştur.
Serbest bölge, bir ülkenin siyasi sınırları içinde ancak, gümrük ve vergi sınırları dışında kalan, ticari, sınai ve hizmet faaliyetlerinin kolaylaştırılması amacıyla devlet müdahalesinin en az seviyede tutulduğu, bir anlamda üçüncü ülke durumundaki yer olarak tanımlanmaktadır. Geçmişi ilk çağlara kadar uzanan serbest bölge uygulamaları, günümüzde özellikle ihracat dayalı ekonomik büyüme modelini seçen ülkeler için önemli bir politika aracı konumundadır. Bu çalışmanın temel amacı, Türkiye'de 1980 sonrası uygulanan dışa açık ekonomi politikaları ile birlikte tekrar gündeme gelen ve sonrasında kurulmaya başlanan serbest bölgelerin ekonomik performanslarını ve Türkiye'ye olan ekonomik etkilerini araştırmaktır. Bu çalışmada, birinci bölümde, serbest bölgelerin teorik çerçevesi ele alınmıştır. Bu bağlamda serbest bölgelerin tanımı, tarihçesi, türleri, fonksiyonları ve ülke ekonomisine etkileri incelenmiştir.Çalışmanın İkinci bölümünde, Türkiye'de serbest bölgelerin tarihsel gelişimi, avantajları ve Türkiye'de faaliyette bulunan serbest bölgelerin kuruluşu, işletilmesi ve ekonomik performansları incelenmiştir. Son olarak çalışmanın üçüncü bölümünde, Türkiye'nin ilk kurulan serbest bölgelerinden biri olan Mersin Serbest Bölgesi'nin güncel ekonomik göstergelerine yer verilmiştir. Devamında Mersin Serbest Bölgesi'nin 1988-2012 dış ticaret hacmi verileri kullanılarak ekonomik performansı analiz edilmeye çalışılmıştır. ; Free zone is defined as the place which is inside the political border but outside the customs and tax borders of a country where the governmental interference are kept at minimum level in order to facilitate the commercial, industrial and service activities; namely it is the place in the sense of the third country. With its history dating back to first ages, free zone implementation is an essential political tool nowadays for the countries that have particularly selected the export-based economic growth model.The basic objective of this study is to make a research about the economic performances and their economical impact on Turkey of free zones that have been added to the agenda again along with the outward-oriented economical policies conducted in Turkey after 1980 and that have been established then. In the first part of this study, the theoretical framework of free zones has been discussed. Within this context, definition, history, types, functions of free zones and their impacts on a country's economy have been studied.In the second part of the study, historical development, advantages of free zones in Turkey and foundations, operations and economic performances of free zones operating in Turkey have been reviewed. Finally, the last part of the study has included the current economic indicators of the Mersin Free Zone, which was one of the very first free zones in Turkey. Then the economic performance of the Mersin Free Zone has been analyzed by utilizing the data of foreign trade volume for the years of 1988-2012.
BASE
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Bu çalışmanın amacı, Borsa İstanbul BIST-XTUMY endeksinde yer alan firmaların kurumsal yönetim uygulamalarının finansal performansları üzerindeki etkisini araştırmaktır. Bu çalışmada, finansal olmayan 240 firma incelenmiştir. Bu firmaların 2020 yılı verileri analizlere dâhil edilmiştir. Çalışmada, çoklu regresyon analizi yöntemi kullanılmıştır. Sahiplik yapısı, yönetim kurulu büyüklüğü, yönetim kurulunun bağımsızlığı, denetim komitesi, kadın sayısı oranı ve CEO ikiliği olmak üzere altı kurumsal yönetim değişkeni kullanılmıştır. Ayrıca, firmaların finansal performanslarını ölçmek için ise ROA (aktif karlılık oranı), ROE (öz sermaye karlılık oranı) ve Tobin Q oranı kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, kurumsal yönetim değişkenlerinden sadece CEO ikiliği ROA üzerinde pozitif ve anlamlı bir etkiye sahiptir. ROE üzerinde ise sadece, sahiplik yapısı ve denetim komitesi değişkenleri anlamlı bir etki göstermektedir. Ayrıca, yönetim kurulu büyüklüğü ve yönetim kurulunun bağımsızlığı değişkenleri Tobin Q oranı üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Beyin gücü ve bilgi dünyada yaşanan hızlı değişim süreci sonucunda fiziki gücün yerini almıştır. İşletmelerin sahip olduğu değer sadece finansal varlıklarla ölçülmeyip, bilgi, kalifiye işgücü ve tecrübe gibi entelektüel sermaye unsurlarıyla da değerlendirilmeye başlanmıştır. Çalışmanın amacı, Konya ilinde yiyecek-içecek sektöründe çalışan işgörenlerin entelektüel sermaye algıları ve iş performansı arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Nicel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı bu çalışmada, araştırmanın amacına uygun Konya ilinde evreni temsil edebilecek işgörenlere toplam 470 adet anket formu dağıtılmış olup, geçerli 390 adet anket formu verilerin değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Uygulanan anket ile beraber işgörenlerin demografik özellikleri belirlenmiş, entelektüel sermaye algılarını belirlemek için entelektüel sermaye ölçeği ve iş performansı ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, çalışan işgörenlerin demografik özelliklerinin entelektüel sermaye unsurlarına ait algıları ve iş performansı tespit edilmiş, anlamlı ve anlamsız çıkan farklılıklar t-testi ve varyans analizi yardımıyla değerlendirilmiştir. Ölçekler arası ilişkiler incelendiğinde ise, çalışan işgörenlerin entelektüel sermaye algılarının iş performansını orta düzeyde pozitif yönde etkilediği ve bu etkinin yapılan regresyon analizi sonucunda % 29,7 olduğu belirlenmiştir.
Günümüzde ülkeler küreselleşme ve serbest piyasa ekonomisi nedeniyle çok fazla rekabetle karşı karşıyadır. Herhangi bir endüstrideki rekabet sadece kendi ulusal sınırı içerisinde değil, aynı zamanda farklı ülkelerde ve farklı firmalarla uluslararası bir piyasada gerçekleşmektedir. Küreselleşme sürecinde, rekabetin yanı sıra kaynakların çevreye zarar vermeyecek şekilde etkin kullanımı sürdürülebilirlik açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu kapsamda tez hem küreselleşme hem de çevresel performansı dikkate alarak karşılaştırmalı bir analiz yapmaktadır. Bu tezde endüstriyel küreselleşme seviyesi imalat sektöründeki on üç endüstri seçilerek ölçülmüştür. Sonrasında "veri zarflama analizi" programı uygulanarak bu imalat endüstrilerin çevresel performansını ölçülmüştür. Son olarak endüstriyel küreselleşmesi ve çevresel performans seviyesi sonuçları kullanılarak "analitik hiyerarşi süreci" yoluyla diğer sosyal göstergeler eklenerek imalat sektörü sürdürülebilirliği ölçülmüştür. UNCTAD tarafından "gelişen endüstriyel ekonomiler" olarak sınıflandırılan on ülke (Türkiye, Arjantin, Belarus, Güney Afrika, Hindistan, Hırvatistan, Meksika, Polonya, Romanya ve Ukrayna) seçilerek tüm analizler karşılaştırmalı olarak yapılmıştır. Türkiye'nin endüstriyel küreselleşme seviyesi "entegre küresel" (en yüksek seviye) olmasına rağmen, eko-etkinlik seviyesi dikkate alındığında çevresel performans konusundaki konumu beşinci sıradadır. Ancak, Hindistan, Güney Afrika ve Arjantin gibi diğer ülkelerden daha yüksek eko-etkinlik puana (0.042) sahiptir. Bunun nedeni, endüstriyel üretim süreçlerinde Türkiye en fazla sera gazı emisyonu yapan ülkeler arasında üçüncüdür. Sosyal refah bağlamında Türkiye, çalışanlara yapılan ödemeler açısından üçüncü sırayı almaktadır. Türkiye ayrıca imalat sektörünün genel sürdürülebilirliği açısından 7.6% değer ile dördüncü sırada yer almaktadır. Sonuçlara göre imalat sektörü sürdürülebilirliği açısından en yüksek sürdürülebilirliğe sahip olan ülke Meksika'dır. ; In today's world of globalization and free market economy countries are facing much more competition than ever before. Competition in any industry is not only within its own national boundaries, but also in an international market with different companies of different countries. In the industrial globalization process, competition as well as effective use of resources needs to be done in a way that does not damage the environment places great importance in terms of sustainability. In this thesis, the industrial globalization level has been measured identifying thirteen industries of manufacturing sector. Additionally, the environmental performance of these manufacturing industries has been measured applying the "data envelopment analysis" program. In the final analysis, the results of the industrial globalization and environmental performance level has been used to measure the sustainability of manufacturing sector along with other social indicators through the "analytic hierarchy process". The overall comparison has been done based on ten countries (Turkey, Argentina, Belarus, South Africa, India, Croatia, Mexico, Poland, Romania and Ukraine) which are classified as "emerging industrial economies" by the UNCTAD. Although the country composite industrial globalization level of Turkey is indicated as "integrated global" (highest level) yet its position is 5th regarding environmental performance in consideration of eco-efficiency level with a score of 0.042 which is higher than other countries like India, South Africa and Argentina. The reason behind this can be attributed to the high emission of Greenhouse gases during the industrial production processes. In the context of social welfare Turkey placed 3rd based on compensation of employees. Turkey also ranked 4th in terms of overall sustainability of its manufacturing sector with a value of 7.6 percent. On the basis of our results, Mexico is found to be the most sustainable country relating to the sustainability of manufacturing sector.
BASE
URL:http://josc.selcuk.edu.tr/article/view/1075000656 DOI:10.18094/si.38165 ; Türk devlet ve siyaset gelenekleri bağlamında incelendiğinde, liderlerin siyasi süreçlerdeki etkin konumu göze çarpmaktadır. Devlete ve liderlere yüklenen kutsaniyet, Orta Asya göçebe devletlerinden, yayılmacı bir imparatorluk olan Osmanlı İmparatorluğuna kadar siyasi aktiviteler üzerinde belirleyici olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte demokratik bir toplumsal formasyon içerisinde sürdürülen siyasi ilişkiler, bireyin edilgenliğinin ortadan kalktığı ve kutsaniyet etkisinin azalmaya başladığı bir siyasi anlayışı beraberinde getirmiştir. Ancak binlerce yıllık kutsanmış devlet anlayışının güçlü etkisi, köklerini henüz salmaya başlamış demokrasi odaklı siyasal ilişkilerin gelişmesini yavaşlatmıştır. Bu nedenle Türk siyasal kültüründeki geleneksel yapının başatlığında örüntülenen demokratik unsurlar, liderlerin ön planda olduğu siyasal bir sistemi inşa etmektedir. Nitekim post-modernizm etkisinde şekillenen yeni siyasal iletişim faaliyetleri de lider imajını ön plana çıkartan stratejiler içermektedir. Bu araştırmada yapılan içerik analiziyle, liderlerin siyasal kültür etkisinde şekillenen iletişim süreçlerindeki konumu, Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli'nin Twitter'daki takip ilişkileri özelinde anlaşılmaya çalışılmıştır. Araştırma bulguları, liderlerin siyasal iletişim açısından önemli bir uzam olan Twitter'daki takipçi sayıları ve ilişkilerinin, bağlı oldukları partilerin Twitter performanslarından daha yüksek düzeyde olduğunu ortaya koymaktadır. ; When examined in the context of the Turkish state and political traditions, is observed the active position of the leaders on the political processes. Holiness that was uploaded to the state and leaders has been decisive on political activities from nomadic states of Central Asian to Ottoman Empire that was an expansionist empire. Political relations that is continued in a democtatic social formation withnin Turkish Republic has brought a politica mentality that begins to decrease passivity of individual and Holiness effect. But, strong influence of millenarian blessed state mentality slowed down the development of democratic political relations that begin to release yet. Therefore, democratics elements that is patterned effect of traditional structure in Turkish political culture, builds a political system that leaders are at the forefront. Thus the new political communication activities that is shaped at influence of post-modernism include strategies that leader image remove to foreground. The position of leaders that is shaped at influence of political cultu-re has tried to understand in the special of follow-up relationship of Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli on Twitter. Research findings reveals that number of followers and relations of leaders on Twitter that is an important space for political communication, are higher level from leader's party's Twitter performance.
BASE