Religion, Settlements and Israel's Relations with Palestinian Arabs
In: The Turkish yearbook of international relations, Band 45, Heft 0, S. 41-64
1172 Ergebnisse
Sortierung:
In: The Turkish yearbook of international relations, Band 45, Heft 0, S. 41-64
In: İletişim: Araştırmaları Dergisi, Band 12, Heft 2, S. 73-107
ÖZET Bu çalışmada Türkiye-Suriye ilişkileri dört dönem altında incelenmiştir. Birinci bölümde Suriye Arap Cumhuriyeti ve genel olarak Suriye siyasetinin uzun dönemini şekillendiren Baas iktidarı incelenmiş, ikinci bölümde Soğuk Savaş Dönemi'nden başlayarak Türkiye-Suriye ilişkilerini etkileyen önemli olaylar değerlendirilmiş, üçüncü bölümde ise Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki ülkelerin neredeyse tamamına yakınını etkileyen Arap Baharı akımının ortaya çıkışı ele alınmıştır. Son bölümde ise Suriye'de Arap Baharı ve Türkiye-Suriye ilişkileri incelenmiş, Türkiye'nin yanı başındaki olaylara karşı verdiği siyasi ve askeri tepkilerle bu tepkilerin değişim nedenleri ileriye yönelik değerlendirmelerle birlikte analiz edilmiştir. Çalışmada, Osmanlı Devleti'nin yıkılmasından hemen öncesinde Suriye üzerindeki ilgisini hep yüksek seviyede tutan batılı devletlerin Arap Baharı karşısındaki tutumları ele alınmıştır. Arap Baharı'nın Suriye'ye etkilerinin neden daha uzun sürdüğü, etnik ve mezhepsel yapının ülkenin sınırlarını dahi değiştirebilecek bir yapıya nasıl dönüşebileceği, demokrasi öğesinin ne denli önemli bir kavram olduğu ve Arap Baharı'nın iç ve dış nedenleri analiz edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın son bölümünde, Arap Baharı ile birlikte sıfır sorun politikası ile yola çıkan Türkiye'nin, Suriye ile karşı karşıya kaldığı krizler incelenmiştir. Karşılaşılan bu krizler Irak'tan sonra Suriye'nin de yeni yapısıyla, krizi bölgesel olmaktan çıkarıp uluslararası bir sorun haline getirişi ele alınmış ve karşılaşılan bu sorunlar araştırılarak Türkiye'nin siyasi öncelikleri belirlenmeye çalışılmıştır. ; ABSTRACT In the study, Turkey-Syria relations have been researched within four stages. Baath regime which shaped Syrian policy for a long time and Syrian Arab Republic, have been researced in the first stage. Significant events which affected Turkey-Syria affairs since the begining of the Cold War, have been examined in the second stage. In the stage three; Arab Spring, which affected North Africa and nearly all Mid-Eastern countries, have been scrutinized from its arousal. In the final stage; "Effects of Arab Spring in Syria" and Turkey-Syria affairs had been criticized. Turkey's reactions which include political and armed responses to the on-going proceses in its neighbourhood, have been expressed as conclusion; causes of the evoluton in Turkey's political attitudes and motivations of armed force projection towards the Syrian territory, have been depicted. Later, changes in those attitudes and motivations have expressed with the foreseeing future analysis. Manners of Western-States whose high-level interests have never been decreased since the beginning of the collapse of Ottoman Empire, are also the subject of this study. Intense and prolonging affects of Arab Spring, evolution of ethnical and sectarian structures into border forming apparatus, ideal of democracy in the realm of Arab Spring and causes of the movement are in the scope of this research. Struggles between Turkey and Syria after the Arab Spring despite of Turkey's "zero problem with neighbours" policy, causes of these struggles and becoming of territorial crisis into global problem with the contribution of Syria'a new paradigm following after Iraq's re-establishment are the key elements while determining Turkey's political priorities and conclusive subjects of this research.
BASE
İnsanın varoluşsal istek ve acılarına hitap eden din, dünyanın en eski ve köklü kurumlarından biridir. Evrenin ve dünyanın yaratılışı ile birlikte orada kendi yaşamının nedeni, anlamı, düzeni ve sonrası konusunda duyduğu aydınlanma arzusunun tanrısal bir yansımasıdır. Din bireylere sağladığı ontolojik bilgi referansından beslenen huzur ve güvenlik duygusunun yanı sıra, toplumu bir arada tutan gelenek, hukuk ve siyasetin şekillenmesine olan katkısı açısından da toplumun temel taşı olmayı hak etmektedir. Bu nedenle, geleneksel, hukuksal, toplumsal ve siyasal yapılarla ilgili kişisel ve toplumsal yönelimlere ilişkin bilimsel çözümlemelerde öncelikle dikkate alınması gereken yaşamsal dinamiklerden biri olduğunda kuşku yoktur. Bu çalışmanın hedefi, dinî inançların siyasal tutumlar ve seçmen davranışları üzerindeki etkisini ortaya çıkarmaktır. Çalışmanın konusuna paralel olarak siyasal kimlik ve davranışların oluşum ve hareketinde büyük bir rol oynayan din kurumuyla ilgili bireysel ve toplumsal algı ve bu algının siyasal yapı üzerindeki etkileri çerçevesinde siyasal halkla ilişkilerin önemli bir enstrüman ve aktörü olarak dinin fonksiyonu zaman zaman akademik çevrelerin ilgisini çekmektedir. Burada öne çıkan ve yanıtı aranan, dinin bireylerin siyasal davranışını ve seçmen tercihini etkileyip etkilemediği ve ortaya çıkan yanıt olumluysa hangi ölçüde etkilediği sorularıdır. Söz konusu sorulara nesnel ve bilimsel yanıtlar bulunabilmesi için literatür taraması yoluyla yapılandırılacak kapsamlı bir kuramsal çalışmanın ardından Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nin dört büyük kentleri olan Ankara, Eskişehir, Konya ve Kayseri'de tesadüfî örneklem yoluyla seçilen 800 denek üzerinde yapılan anket çalışması neticesinde elde edilmiş olan veriler üzerinde öncelikle bir faktör analizi yapılmıştır. Ortaya çıkan faktörlerin mevcut değişkenlerle karşılaştırılmasında "tek yönlü varyans analizi" (one-way anova); aynı değerler açısından cinsiyete göre değerlendirmeler yapabilmek amacıyla bağımsız örneklem "T testi" (Independent Samplest T test); siyasal tutum ölçeği, siyasal bilgi kaynağı ve dinî bilgi kaynağının maddelerinin önem düzeylerini belirlemek için Aritmetik Ortalama (A.O.) testi; ayrıca kategorik (nominal) düzeydeki değişkenlerin birbirleriyle olan ilişkilerini çözümlemek için "Ki kare" testi kullanılmıştır. Böylelikle elde edilmiş olan sonuçlardan hareketle, araştırma hipotezlerinin test edilebilmesine yönelik olarak anlamlı ve genellenebilir sonuçlara ulaşılmış bulunmaktadır. ; Religion which has always called upon the human being's nature's unalterable laws and more specifically its existential desires and afflictions is no doubt one of the oldest, deep-rooted and most important traditional institutions on the face of the Earth. It is a divine reflection of mankind's craving and effort to interrogate and understand the reasons of creation of the universe, the meaning of life on Earth and the life after death. Religion, as the most outstanding basis of tradition, law and politics at the same time, obviously deserves to be the most vigorous founding body of the society, as well as the individuals' ontological resource of peace and security provided with its heavenly, celestial knowledge references. Hence, having an important influence on forming the individuals' wordview in general and correspondingly their political perception and identities, it is widely taken into consideration as an efficient factor before all else in the processes of academic studies and scientific researches on political issues such as political attitude, voting behaviour and electoral behaviour. The main target of this study is to yield up whether religiosity has a considerable amount of influence on the formation of political identity and political behaviors. If it has an enormous effect on them as an major instrument and actor, to what extent does it operate behind the individuals' political attitudes and political decision-making processes? After a noteworthy sum of theoretical part, application of a comprehensive survey is planned to carry out for finding out satisfying objective and scientific answers to those questions. At the end of the application part of the study, first of all, a factor analysis was made on available data. Then a One-Way Anova was made in comparison of obtained factors with present variables and also an Independent Samplest T Test was made so as to be able to make evaluations in the same direction. In addition, the programme called Ki Square was used in order to resolve the relationships among variables at nominal level. In the meantime, Arithmetical Mean Test was used in order to find out the sequence of significance of articles of the scale of political attitude and also the resources of political and religious information. Thereafter, it was tried to be reached at the whole necessary explicit and definitive results which could also be generalized to similar events. The significant conclusion that religion is directly effective on forming political attitude and directing electoral behaviors was finally reached in the light of analysis of those available findings.
BASE
Modem devlet, birçok farklı işlevi bünyesinde toplayan, yurttaşlarının yaşamları üzerinde doğmdan tasarrufta bulanabilen, sosyal yaşama nüfuz edebilen; toplumu yönlendirme, düzenleme ve ona müdahale etme imkânına sahip bir iktidar örgütlenmesidir. Modem devletler, bu süreçlerin tümünü kitlesel olarak örgütlenmiş merkezi bürokrasiler aracılığıyla işletirler. Modem devletin zorunlu olarak bürokratik örgütlenmesi ile demokratik idealler arasında birtakım gerilimlerin ortaya çıktığı görülür. Bu gerilimlerin temelinde, araçsal aklın hâkimiyeti doğrultusundaki bürokrasinin, modem toplumun özellikleri açısından alternatifsiz kalması vardır. Mesleki uzmanlık bilgisi ve kurumsal ideoloji gibi iki güç kaynağı etrafında bir iktidar biçimine dönüşen bürokrasiyle, demokrasinin işleyebilmek için bu bürokrasiye mahkûm olması, birçok ikileme yol açmıştır. ; Modem States, with ali different functions, are able to have the right of disposition över the population, penetrate into social life and modem State is a power organization which has the opportunities of manipulating, regulating and interfering with the society. Modem States control ali the process by means of centralized massive bureaucratic organizations. While organizations of the States are necessarily bureaucratic, there emerge inevitable tensions between democratic ideals and bureaucratic requirements. The main source of the tensions is the incomparability of bureaucracy along with the domination of instrumental reason. Since democracy is in the need of bureaucracy to work and bureaucracy appeared as a form of power through know-how and corporate ideology, many dilemmas emerge.
BASE
Bu makale ile cumhuriyetin ilk yıllarında izlenen güvenlik politikasının analiz edilerek, bugünkü politikalara yol göstermesi amaçlanmıştır. Konuyla ilgili literatürün taranmasıyla elde edilen veriler, dönemin dış politikasının özellikle üzerinde durulmayan güvenlik boyutuyla değerlendirilmiştir. Araştırma, dönemin dış politikasıyla sınırlı tutulmuş, günümüzde izlenen politikanın ayrıntısına girilmemiştir. Çalışmada önce dönemin uluslararası ortamının genel çerçevesi çizilerek, ülkenin durumu ve bu dönemde yapılan önemli antlaşmalar ortaya konmuş, sonrasında Türkiye'nin diğer ülkelerle olan ilişkileri ve bölgesel ittifakları açıklanmıştır. Sonuçta, Atatürk dönemi dış politikasının günümüz dış politikasının esasları mukayese edilerek bir analiz yapılmıştır. Bu çalışma, dış politikada izlenen denge ve bölgesel ittifak politikalarının ulusal güvenliğin sağlanmasında temel bir rol oynadığını ortaya koymaktadır ; It has been aspired to analyze security policies in the period of building The Republic of Turkey and to make an example for today's policies by this paper. The literature has been scanned for the same period and the data has been considered especially about the security framework. The research has been delimited by the period's international policies and does not have detailed information about today's policies. In this study, while the general framework of the international environment has been explained, the situation of the country and important treaties within this period has been told. Then, Turkey's relations with other countries and regional alliances have been described. After all, the foreign policy principles of Atatürk's period and the present foreign policy have been compared. It is determined that the stability security policy is very important at the national and regional security
BASE
İnsanlığın refahı için iktisadi karar alma süreçlerinde piyasanın belirleyici olması gerektiğini savunan ve 1980'li yıllarda hızla yayılan neoliberal iktisat politikaları, tüm ülkeler gibi Türkiye'yi de derinden etkilemiştir. Türkiye'de liberal politikalara yeniden dönüşün başlangıç tarihi olan 24 Ocak 1980'de alınan kararlar ile birlikte serbest piyasa ekonomisi benimsenmiş ve dış ticaret rejimi liberalleştirilmiştir. Türkiye'nin dış ticaret hacmi, 1980 sonrası dönemde, tüm dünya ile paralel olarak büyük bir artış göstermiş ve dış ekonomik ilişkiler yoğunlaşmıştır. 1980 yılından sonra Türkiye'de uygulanan neoliberal politikaların dış ekonomik ilişkilere etkisinin incelendiği bu çalışmada, serbest piyasa ekonomisine geçildikten sonra benimsenen dış ticaret politikası ele alınmış, Türkiye'nin dış ekonomik ilişkileri bu çerçevede irdelenmiştir. ; Neo-liberal economy politics defending that the market must be deterministic in economical decision-making process and expanding speedily through the world has affected Turkey deeply too like other countries. Decisions which was taken on 24th January 1980 has been date of turning back to liberal politics in Turkey and market economy has been adopted and foreign trade regime has been liberalized.Foreign trade volume of Turkey in period after 1980 has been increased in parallel with all world and foreign trade relations has been intensified. In this study, effects of neo-liberal policies which has been implemented after 1980 on foreign trade relations has been dealt with and foreign trade relations of Turkey has been examined in this framework.
BASE
DergiPark: 326005 ; trakyasobed ; Even though it has been rather a lot studied that to what extent participation to politics is occurred with regard to general politics, the studies relating to levels and means of political participation at local level remains relatively weak. This paper aspires to reveal the aspects of participation of voters to local politics in Edirne. In parallel with this goal, firstly, certain qualitative and quantitative characteristics of voters are specified, such as age, gender, level of income, level of education. Then, the relation between these characteristics and political participation at local level is tried to be proved by some hypothesis tests. The results suggested that the higher the level of education or the level of income, the more intensive the participation to local politics. It is also deduced that political participation of voters differs according to neighbourhood they settle in. The evaluation of political participation is based on A. Robert Dahl's typology of political participation picked out amongst others in the literature and questionnaire form tried to be generated in accordance with the typology ; Siyasete katılımın ne boyutta gerçekleştiği genel siyaset açısından oldukça araştırılmış olmasına rağmen, yerel düzeydeki siyasete katılımın düzey ve araçlarına ilişkin çalışmalar görece zayıf kalmaktadır. Bu çalışma, Edirne'deki seçmenlerin yerel siyasete katılım düzeyini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, seçmenin yaşı, cinsiyeti, gelir düzeyi, eğitim düzeyi ve benzeri nitel ve nicel özellikleri belirtilmiş; ardından, bu özellikler ile yerel siyasete katılım arasındaki ilişki hipotez testleriyle sınanmaya çalışılmıştır. Yapılan testler sonucunda Edirne'de eğitim düzeyi veya gelir düzeyi arttıkça yerel siyasete katılımın yoğunlaştığı ve seçmenlerin siyasete katılımlarının, yerleşik oldukları mahalleye göre farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Siyasete katılımın ölçülmesinde, literatürdeki katılım tanımlamalarından A. Robert Dahl'ın tipolojisi esas alınmış olup, anket soruları bu tipolojiye uygun olarak oluşturulmaya çalışılmıştır
BASE
Çalışmada Commonwealth'in ortaya çıkışı, "imaj" ve "gerçek" çerçevesinde ele alınmıştır. Britanyalı siyasilerce izlenen temkinli ve öngörülü politikalarının başarısı, Commonwealth'in ortaya çıkışında önemli bir rol üstlenmiştir. Ancak Commonwealth içerisinde "ortak" kelimesine vurgu yapılmasına rağmen bütçenin azlığı, lider ülkenin eksikliği ve kurumsal yapının yetersizliğinden ileri gelen sorunlar, üyelerinin gelişmesi ve sorun çözme noktasında Commonwealth'i etkisizleştirmektedir. Commonwealth'in mevcut etkisizliği artan bir varlık sorununu ortaya çıkarmaktadır. Bu noktada çalışmada Commonwealth'in geleceğine ilişkin görüşler "imaj" ve "gerçek" çerçevesinde analiz edilerek, çözüm önerileri sunulmaya çalışılmıştır. Özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi değerlerin Commonwealth içerisinde ön plana çıkması, önemli bir gelişme olarak kabul edilebilir. Fakat zengin ve fakir ülkeler arasında değer paylaşımının yapılamaması, Commonwealth'in "imajı" "gerçeğe" dönüştüremediğini göstermektedir. Bu yönüyle çalışma, yalnızca Commonwealth'in ortaya çıkışını ve kurumsal yapısındaki değişimi açıklamayı amaç edinmemektedir. Buna ek olarak, Commonwealth'in yaşamakta olduğu sorunlar dikkate alınarak, Örgüt'ün dünya politikasında nasıl etkin hale getirilebileceği de incelenmiştir. Çalışmanın bütünlüğünün sağlanması ve Britanyalı siyasilerin Commonwealth üzerindeki politika tercihlerinin anlaşılması için İngiltere tarihi, Britanya İmparatorluğu'nun doğuşu, gelişimi ve dekolonizasyon süreci de çalışmanın konuları arasında yer almaktadır. ; This study discussed concepts of "image" and "reality" in the framework of emergence of Commonwealth. The success of the British politicians who pursued cautious and foresighted policy has played an important role in the emergence of the Commonwealth. But in the Commonwealth despite the emphasis on the word of "common" the Organization is ineffective for problem solving and development of its members due to problems as lack of budget, absence of leading country and insufficiency of institutional structures. The current ineffectiveness of Commonwealth creates a growing problem of existence. At this point this study tried to provide solutions on the future of the Commonwealth based on concepts of "image" and "reality". Values such as democracy, rule of law and human rights come into prominence especially after the Cold War in the Commonwealth can be considered as an important development. But failure of allocation of values between rich and poor countries indicates us the Commonwealth is not able to convert "image" into "reality". With this aspect this study does not aspire to examine only the emergence of the Commonwealth and the institutional structure change within the Organization. In addition this study discusses how to make the Commonwealth effective in world politics considering the current problems of it. Ensuring the integrity of the study and to better understand British politician's policy preferences on the Commonwealth, the history of England, the foundation of the British Empire and decolonization process are also among the topics of this study.
BASE