Individuals or groups with different characteristics are treated unequally and are exposed to various hate speeches by being perceived as a threat. Today, social media is the most important of the environments where these discourses spread easily without any control today. You could delete this section, and type your abstract without changing the format. In this study aims to reveal the hate speech practices in Ekşi Sözlük for the Z generation, who are often exposed to othering in the social media public realm. First of all in this context, the titles is opened in Ekşi Sözlük about the Z generation are found by a detailed search and the Z Generation title with the highest number of entries is selected among the 227 titles obtained. 1610 comments under this title are taken on June 15, 2022 with the Selenium test tool in order to avoid any data loss. The entries obtained for the analysis are divided into hate speech categories. Then, these inputs are evaluated by a descriptive analysis method. As a result of the study, generation Z, social media addicts, while they are shown as individuals who are apolitical and far from social values; profanity and It was also determined that they were subjected to hate speech with hostile expressions.
Liberalizm ve demokrasi gibi sosyal olgular tarihsel süreçte sürekli bir değişim içerisinde olmuştur. Günümüzün liberal demokratik rejimleri internet ve sosyal medya gibi güncel teknolojik gelişmelerle başa çıkmakta zorlanmaktadır. Çağımızda uluslararası sistemde en yaygın rejim türü demokrasidir. Ancak yaygınlaşan demokrasi son yıllarda derinliğini yitirmekte ve liberal değerler sistem genelinde gerileme eğilimi göstermektedir. Bu eğilim, illiberalizm olarak ifade edilen ve liberal değerlerin görece göz ardı edildiği demokratik rejimlerin son yıllardaki yükselişini göstermektedir. Liberal demokrasi için olumlu kabul edilen iletişim ve medya alanında yaşanan teknolojik gelişmelere rağmen son yıllarda söz konusu değerlerin gerilemekte oluşu farklı bir bakış açısından açıklama gerektirmektedir. Bu bağlamda internet ve sosyal medya gibi araçların liberal demokrasiye doğrudan katkı sunan araçlar olmadığı argümanı güç kazanmaktadır. Liberal değerlere ilişkin çeşitli veri tabanları üzerinden yapılan değerlendirmelerle gerileme eğilimini ortaya koyan bu çalışma, ayrıca söz konusu gerilemede internet ve sosyal medya gibi çağımızın modern iletişim ve medya araçlarının rolünü açıklamayı amaçlamaktadır.
Youtube, artan içerik üretimi ile farklı alanlara ilgisi olan birçok genç için önemli bir kaynak durumundadır. Youtube'un kısa ve kolay bir şekilde içerikleri çok sayıda kişiye ulaştırması ve platformun içerik üreticilerini maddi olarak desteklemeye başlaması ise birçok genci Youtube içerik üreticisi olmaya teşvik etmektedir. Youtuberlığın bir meslek haline gelmesi ile birçok Youtuber gündelik hayatın bir parçası olarak gençlerin yaşamlarına dahil olmaya başlamıştır. Artan internet ve sosyal medya kullanımı ile de paralel şekilde gençlerin Youtuberlarla kurduğu bağlar ve onlardan etkilenme düzeyleri giderek artmaktadır. İçeriklerle birlikte içerik üreticileri olan Youtberların da gençlerin hayatına dahil olması birçok sosyolojik ve psikolojik soruna neden olabilme riski taşımaktadır. Makalede, gençlik sorunları üzerine yapılan araştırmaların işaret ettiği yozlaşmış kimlik, topluma uyum sorunları, gelecek korkusu gibi meseleler üzerine fazla Youtube kullanımının ve Youtuberların sunduğu içeriklerin paralel bir ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Çalışma literatür taraması, anket çalışması ve Linguistic Inquiry and World Count (LIWC) programı ile içerik analizi olmak üzere metodolojik veri üçlemesi modeli ile hazırlanmıştır.
Bu araştırmada kriz zamanlarında sosyal medya haberciliğinin önemi ve kullanıcı olarak vatandaşların bu platformlardan nasıl faydalandığının ortaya konulması amaçlanmıştır. Sosyal medyada haber sayfalarının kriz durumlarında vatandaşı bilgilendirme, vatandaşın talep ve şikayetlerini gündeme taşıma ve etkileşim durumu incelenmiş, halkın taleplerini kamuya duyurma yöntemlerinin tespiti amaçlanmıştır. Çalışmada kar yağışında yaşanan elektrik kesintisi nedeniyle Isparta'da bulunan altı haber sitesinin haber dağıtım kanalı olarak kullandığı Instagram ağı üzerinden yaptıkları paylaşımlar incelenmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden, içerik analizi kullanılmıştır. 03 Şubat 2022/17 Şubat 2022 tarihleri arasında SON32, ISPARTA32, AJANS32, BOMBA32, UYAN32 ve HABER32 çevrimiçi haber sitelerinin Instagram hesaplarından paylaştıkları gönderiler analiz edilmiştir. Sonuçta, sosyal medyada haber sayfalarının kriz ortamlarında haber paylaşımı ve bilgi aktarımı açısından önemli bir işlev yürüttüğü, kullanıcıların da haber akışına yaptıkları paylaşımlarla dahil olduğu tespit edilmiştir.
Günümüzde bireyler sosyal medya platformlarında FOMO (Fearing of Missing Out) etkisiyle yüksek düzeyde belirsizlik altında karar almaktadır. Pazarlamacılar için FOMO'nun tüketiciler üzerindeki etkisini araştırmak çok önemlidir. Çevrimiçi platformlardaki pazarlama ve iletişim faaliyetlerinde FOMO, tüketicilerin satın alma davranışlarını artırmaya yönelik dürtüsel bir araç olarak görülmektedir. Özellikle sosyal ağlarda tüketicilerin FOMO'larına yönelik dürtüsel mesajlarla tasarlanan pazarlama ve iletişim uygulamalarının dürtüsel satın alma davranışını tetiklemede rol oynadığı düşünülmektedir. FOMO etkisiyle gerçekleştirilen satın alma kararlarının ardından bireylerin pişmanlık duyma olasılıkları oldukça yüksek görülmektedir. Tüketiciler satın almalarının ardından genellikle ödenen fiyat ile elde edilecek faydayı karşılaştırır ve ödenen fiyatın buna değip değmeyeceği konusunda çeşitli sorgulamalar yaparlar. Bu değerlendirmelerden sonra satın aldıklarına pişman olabilirler. Bu nedenle, FOMO etkisinin, satın alma güdüsünü ne ölçüde etkilediği ve satın alma sonrası pişmanlığı ne ölçüde etkilediği önemli bir araştırma konusudur. Bu araştırma, 8-19 Eylül 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kolayda örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırma modeli Smart PLS kullanılarak yapısal eşitlik modellemesiyle test edilmiştir. Bu çalışmada sosyal medya kullanımının ve sosyal medya reklamlarının FOMO üzerinde önemli ve pozitif etkiye sahip olduğu ortaya koyulmuştur. Bununla birlikte, FOMO etkisinin dürtüsel satın almayı; dürtüsel satın almanın satın alma sonrası pişmanlığı ve satın alma sonrası pişmanlığın da iade etme eğilimini pozitif yönde etkilediği ortaya koyulmuştur. Hem tüketiciler hem de pazarlama yöneticileri, tüketici pişmanlığının sonuçlarıyla başa çıkmaya hazır olmalıdır. Pişmanlık nedeniyle yaşanan sonuçları ve olumsuz duyguların kapsamını daha iyi anlayarak, hem firmalar hem de bireyler genel refahlarını artırabilecektir.
Bireylerin, devletlerarası ilişkilerin kurulması ve bu ilişkilerin yönetilmesinde ön plana çıkan politikadaki güncel gelişmeleri takip ederek politikaya dâhil olması, iyi bir yönetişim alt yapısının oluşturulmasında önem arz etmektedir. Nitekim günümüzde, gerek yerel/bölgesel gerekse ulusal ve uluslararası düzlemde politikaya dâhil olma sürecinde kolayca erişilebilir, doğrudan, etkileşimli ve etkili bir aracı ifade eden sosyal medyanın kritik bir rol oynadığı görülmektedir. Diğer taraftan, çalışmanın odağında yer alan ve yerel siyasetin önemli birer dinamiği olan belediye meclislerinde merkezi role sahip belediye meclis üyeleri, Türkiye'de belediyeciliğin en önemli yapı taşlarından birisi olma niteliği taşımaktadır. Buradan hareketle bu çalışma, vatandaşların yaşantılarına etki edecek, proje, yatırım ve problem alanlarına ilişkin kararların alındığı belediye meclislerindeki üyelerin politik ilgi düzeylerinin politik katılım ile arasındaki ilişkide sosyal medya gibi önem arz eden bir enstrümanın aracılık rolünün incelenmesine ilişkin literatürde açıkça görülen eksikliğin giderilmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda, kartopu örneklem yöntemiyle, Mersin ilindeki 141 belediye meclis üyesine anket uygulanarak, elde edilmiş olan veriler, "SPSS 26.0" programı ile analize tabi tutulmuştur. Analiz sonucunda ise, politik ilginin politik katılım ile istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkiye sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Dahası, siyasal açıdan sosyal medya algısının hem politik ilgi hem de politik katılım ile istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki içerisinde olduğu tespit edilmiştir. Ek olarak, politik ilginin politik katılım ile arasındaki ilişkide, siyasal açıdan sosyal medya algısının aracılık rolüne sahip olduğu görülmüş ve bu hususlar doğrultusunda geleceğe yönelik çıkarımlarda bulunulmuştur. ; The political engagement of individuals via following current changes in politics that stands out within the establishment and management of intergovernmental relations is noteworthy for setting up a good governance substructure. Indeed, it has been seen that social media that refers to an easily accessible, direct, interactive and effective tool has a critical role in the process of political engagement in both local/regional and national/international planes at present. On the other hand, members who have a pivotal role in the municipal assembly that signify a fundamental dynamic of local politics and center of this study is one of the significant milestones in Turkey's municipalism. From this point of view, this study aims at being fulfilled a clear need of researches in the literature related to examination of mediating role of social media as an important instrument within the relationship between political interest and political engagement in the municipal assembly where decisions regarding project, investment and problem areas that affect the citizens' lives are being taken. In this respect, the questionnaire has been applied to 141 assembly members through the snowball sampling method in Mersin, and the data has been analyzed using "SPSS 26.0" program. As a result of the analysis, it has been revealed that political interest has a statistically significant relationship with political engagement. Furthermore, it has been determined that the political perception of social media has a statistically significant relationship with both political interest and political engagement. Additionally, it has been seen that the political perception of social media has a mediating role within the relationship between political interest and political engagement, and accordingly, future deductions have been made.
Siyasal iletişim, insanlık tarihi kadar eski bir yönetim stratejisidir. Yöneten ve yönetilenlerin olduğu her yerde iktidar sınıfı, idareyi meşru bir zemine oturtma kaygısı güder. Bu bağlamda güç odakları, yönettiği kitleler üzerinde rızaya dayalı bir sistem kurabilirlerse daha başarılı olmaktadır. Siyasal iletişim tam da bu noktada devreye girer ve yönetenle-yönetilen arasında "rıza" ilişkisini tesis etmeye zemin hazırlamaktadır. Bu çalışmada ise, siyasal iletişim aracı olarak yeni medya olgusunun değerlendirilmesi yapılmıştır. İlk bölümde; siyasal iletişim kavramı ele alınmış; fonksiyonları üzerine getirilen yaklaşımlar ortaya konulmuştur. Aynı zamanda tarihsel süreçte profesyonel siyasal iletişimin; ABD ve Türkiye'deki ilk örnekleri ele alınmıştır. İkinci bölümde ise; web 2.0 teknolojisinin hayatımıza soktuğu çift yönlü internet ve bunun geleneksel kitle iletişim araçlarından farkı incelenmiştir. 3. Bölümde ise; yeni medya ve siyasal iletişim olgusu "24 Haziran Erken Genel Seçimi" üzerinden incelenmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda siyasal partilerin sosyal medya mecralarını sırayla; bilgilendirme, vaat ve eleştiri amacıyla kullandığı gözlemlenmiştir. Partilerin seçim sürecinde en fazla kullandıkları sosyal medya aracı ise Facebook olmuştur. Bunu sırayla Instagram, Twitter ve YouTube izlemektedir. Araştırma sonuçları siyasal partilerin sosyal medya araçlarını etkin olarak kullandığını ve kitleleri bu mecralar üzerinden etkilemeye çalıştığını doğrular niteliktedir. ; Political communication is a management strategy that is as old as the history of humanity. The governing class is concerned about seating the administration onto a legitimate ground everywhere where those who govern and those who are governed exist. In this context, if the power groups could establish a system based on consent over the masses they govern, they would be more successful. The political communication gets involved at the very moment and paves the way for establishment of "consent" relation between those who govern and those who are governed. In this study, a new media phenomenon has been evaluated as a political communication means. In the first part; the political communication concept was discussed; approaches brought over its functions were presented. Also, the first examples of the Professional political communication in USA and Turkey were discusses in the historical process. In the second part; two-way internet which the Web 2.0 technology introduced into our life and its difference from traditional mass media were examined. In the third part; the new media and political communication phenomenon were examined over "24th June Early General Selection". In line with the findings obtained, it has been observed that political parties use social media channels for the purpose of informing, promising and criticizing respectively. Facebook is the most commonly used social media tool used by the parties in election process. It is followed by Instagram, Twitter and YouTube respectively. Research results are such as to confirm that political parties use social media effectively and try to influence masses through these channels
Sharenting, which means sharing the photos of children on social media by their parents, has started to be considered as an important and sensitive issue in the field of mental health in recent years. Photographs of children are often shared on social media, even before the child is born. Why mothers share photos of their children on social media and possible outcomes of sharenting is a matter of curiosity. There are various reasons that motivates parents to share photos of their children in social media. In this review study, besides the reasons that are frequently prominent in the literature, self-presentation theory and self-categorization theory, which is the theoretical side of the sharenting, sharenting from the in the perspective of children, legal process, and reasons for sharenting such as social/emotional and psychological support needs, seeing sharenting as a profession or earning money, digital arrogance and narcissistic traits, expressing emotions and thoughts also examined. Dark side of sharenting and suggestion to parents also discussed.
URL:http://josc.selcuk.edu.tr/article/view/1075000656 DOI:10.18094/si.38165 ; Türk devlet ve siyaset gelenekleri bağlamında incelendiğinde, liderlerin siyasi süreçlerdeki etkin konumu göze çarpmaktadır. Devlete ve liderlere yüklenen kutsaniyet, Orta Asya göçebe devletlerinden, yayılmacı bir imparatorluk olan Osmanlı İmparatorluğuna kadar siyasi aktiviteler üzerinde belirleyici olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte demokratik bir toplumsal formasyon içerisinde sürdürülen siyasi ilişkiler, bireyin edilgenliğinin ortadan kalktığı ve kutsaniyet etkisinin azalmaya başladığı bir siyasi anlayışı beraberinde getirmiştir. Ancak binlerce yıllık kutsanmış devlet anlayışının güçlü etkisi, köklerini henüz salmaya başlamış demokrasi odaklı siyasal ilişkilerin gelişmesini yavaşlatmıştır. Bu nedenle Türk siyasal kültüründeki geleneksel yapının başatlığında örüntülenen demokratik unsurlar, liderlerin ön planda olduğu siyasal bir sistemi inşa etmektedir. Nitekim post-modernizm etkisinde şekillenen yeni siyasal iletişim faaliyetleri de lider imajını ön plana çıkartan stratejiler içermektedir. Bu araştırmada yapılan içerik analiziyle, liderlerin siyasal kültür etkisinde şekillenen iletişim süreçlerindeki konumu, Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli'nin Twitter'daki takip ilişkileri özelinde anlaşılmaya çalışılmıştır. Araştırma bulguları, liderlerin siyasal iletişim açısından önemli bir uzam olan Twitter'daki takipçi sayıları ve ilişkilerinin, bağlı oldukları partilerin Twitter performanslarından daha yüksek düzeyde olduğunu ortaya koymaktadır. ; When examined in the context of the Turkish state and political traditions, is observed the active position of the leaders on the political processes. Holiness that was uploaded to the state and leaders has been decisive on political activities from nomadic states of Central Asian to Ottoman Empire that was an expansionist empire. Political relations that is continued in a democtatic social formation withnin Turkish Republic has brought a politica mentality that begins to decrease passivity of individual and Holiness effect. But, strong influence of millenarian blessed state mentality slowed down the development of democratic political relations that begin to release yet. Therefore, democratics elements that is patterned effect of traditional structure in Turkish political culture, builds a political system that leaders are at the forefront. Thus the new political communication activities that is shaped at influence of post-modernism include strategies that leader image remove to foreground. The position of leaders that is shaped at influence of political cultu-re has tried to understand in the special of follow-up relationship of Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli on Twitter. Research findings reveals that number of followers and relations of leaders on Twitter that is an important space for political communication, are higher level from leader's party's Twitter performance.
Danışman: DR. ÖĞR. ÜYESİ ALİHAN LİMONCUOĞLU Yer Bilgisi: İstanbul Gelişim Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı / Güvenlik Araştırmaları Bilim Dalı Konu: Uluslararası İlişkiler = International Relations ; PKK terör örgütünün, 1984-2018 yılları arasında Türkiye'de örgütsel yapılar oluşturarak cebir ve şiddet yoluyla terör eylemleri uyguladığı ve halen devam ettirdiği görülmektedir. PKK terör örgütünün ortaya çıkması ile eylemlerine başlaması dış ülkelerle ilişkilerin çok farklı düzeyde olup desteklerini aldığı görülmüştür. Toplumda terörün şiddet ve korku yaymasıyla birlikte tehdit eden bir yapıyla da karşımıza çıktığı görülmüştür. Bu oluşumun karşısında güvenlik güçleri terörizmle mücadelede etkili ve başarılı olup, birçok şehit vermiştir. Ayrıca terörle mücadelenin sadece askeri ve kolluk güçleriyle değil, toplumun her kesimiyle ortak hareket etme bilincine de sahip olması gerektiği görülmüştür. Terör ve terörizmle mücadelenin askeri, siyasi, kültürel, ekonomik, uluslararası diplomasi ve işbirliği ile sosyal olarak ele alınması önem arz etmektedir. Bu tez çalışmasının amacı, ilk bölümde terör, terör örgütü ve terörizmin anlaşılması konusu incelenmiştir. İkinci bölümde, PKK terör örgütü teşkilatının kurulmasının ardından dış bağlantılarla ilişkisi ve örgüt elebaşı kurucu üyesi Abdullah Öcalan'ın getirilmesi incelenmiştir. Son bölümde ise, terörün Türkiye'ye medya ve basın yayın yoluyla ülkemize sosyolojik ve psikolojik yönden etkilerinin yansıması analiz edilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda, Terör örgütü eylemlerinin psikolojik savaş olarak topluma yansıması acıları da beraberinde getirmiş, sosyal problemler ve psikolojik problemler toplumu olumsuz yönde etkilediği görülmüştür. ; PKK terrorist organization has set up organizations in Turkey between 1984 and 2018. Violent terror attacks still continue today. PKK has managed gain support from foreign actors depending on its ability to form international bonds. It is obvious that society felt threatened by the actions of the terrorist group which used violence and intimidation as a tool. Security forces have fought a succesful battle against thi organization however has suffered many casualties. Moreover, fight against terror should not only be through the work of security forces but with the conciousness to act in unison with every layer of the society. It is important to take into consideration: military, political, cultural, economics, international diplomacy and social factor when dealing with terrorism. The aim of this work and explainining what terrorism is looked at in the first part of this work. In the second part, PKK's relationship with international actors and how Abdullah Ocalan, the leader of PKK, was brought to Turkey was examined. In the last part, terror's psychological and sociological effect on Turkey through media was looked at. In this study, it has been seen that the acts of terrorist organization as a psychological war have brought the pain to the society and social problems and psychological problems negatively affect the society.
10 Ocak 2019 tarihinde Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, ikinci iktidar dönemi için yemin etmişti. Buna karşın Maduro'nun devlet başkanlığını tanımayan Venezuela Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaidó, 23 Ocak 2019 tarihinde kendisinin ülkenin yeni devlet başkanı olarak görevlendirildiğini açıklamıştı. Guaidó'nun geçici devlet başkanlığı başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere pek çok ülke tarafından tanınmıştı. Guaidó'nun devlet başkanı olarak tanınması, Venezuela'yı büyük bir siyasi çıkmaza sokmuştu. Tüm bu yaşanan süreçte Guaidó, Twitter'ı Maduro'nun yönetimini devirmek amacıyla etkin bir şekilde kullanmıştı. Bu çalışmada Maduro'nun yönetimi devirmek amacıyla Guaidó'nun Twitter'ı siyasal aktivizm aracı olarak nasıl ve ne yönde kullanıldığı incelenmiştir. Bu amaçla Guaidó'nun, Maduro'nun kendisini devlet başkanı ilan ettiği 10 Ocak 2019 tarihinden itibaren 20 günlük Twitter paylaşımları çalışma kapsamında oluşturulan kodlama cetveli ışığında içerik analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmada elde edilen bulgularda, Guaidó'nun kitleleri sokaklarda direnişe çağırmak için Twitter hesabında sıklıkla coşku çekiciliği tekniğinden yararlandığı saptanmıştır. Ayrıca Guaidó'nun Twitter paylaşımlarında sıklıkla aldığı dış desteği vurgu yaparak ülke genelinde destek kazanmaya çalıştığı ortaya çıkarılmıştır. ; On 10 January 2019, Venezuelan President Nicolás Maduro swore for his second term in power. However, the President of the National Assembly of Venezuela, Juan Guaidó, who did not recognize the presidency of Maduro, announced on January 23, 2019 that he was appointed as the new head of state. Guaidó's interim presidency was recognized by many countries, notably the United States. The recognition of Guaidó as head of state led Venezuela into a major political stalemate. In all this process, Guaidó effectively used Twitter to overthrow Maduro. In this study, it was investigated how and in what way Guaidó used Twitter as a means of political activism in order to overthrow the administration. For this purpose, Guaidó's 20- day Twitter shares after January 10, 2019, when Maduro declared himself as president were analyzed using content analysis in the light of the coding chart formed within the scope of study. In the findings of the study, it was found that Guaidó frequently used the enthusiasm appeal technique in his Twitter account to call the masses to the resistance on the streets. In addition, it was revealed that Guaidó tried to gain support throughout the country by emphasizing the external support he frequently received on Twitter shares.
10 Ocak 2019 tarihinde Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, ikinci iktidar dönemi için yemin etmişti. Buna karşın Maduro'nun devlet başkanlığını tanımayan Venezuela Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaidó, 23 Ocak 2019 tarihinde kendisinin ülkenin yeni devlet başkanı olarak görevlendirildiğini açıklamıştı. Guaidó'nun geçici devlet başkanlığı başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere pek çok ülke tarafından tanınmıştı. Guaidó'nun devlet başkanı olarak tanınması, Venezuela'yı büyük bir siyasi çıkmaza sokmuştu. Tüm bu yaşanan süreçte Guaidó, Twitter'ı Maduro'nun yönetimini devirmek amacıyla etkin bir şekilde kullanmıştı. Bu çalışmada Maduro'nun yönetimi devirmek amacıyla Guaidó'nun Twitter'ı siyasal aktivizm aracı olarak nasıl ve ne yönde kullanıldığı incelenmiştir. Bu amaçla Guaidó'nun, Maduro'nun kendisini devlet başkanı ilan ettiği 10 Ocak 2019 tarihinden itibaren 20 günlük Twitter paylaşımları çalışma kapsamında oluşturulan kodlama cetveli ışığında içerik analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmada elde edilen bulgularda, Guaidó'nun kitleleri sokaklarda direnişe çağırmak için Twitter hesabında sıklıkla coşku çekiciliği tekniğinden yararlandığı saptanmıştır. Ayrıca Guaidó'nun Twitter paylaşımlarında sıklıkla aldığı dış desteği vurgu yaparak ülke genelinde destek kazanmaya çalıştığı ortaya çıkarılmıştır. ; On 10 January 2019, Venezuelan President Nicolás Maduro swore for his second term in power. However, the President of the National Assembly of Venezuela, Juan Guaidó, who did not recognize the presidency of Maduro, announced on January 23, 2019 that he was appointed as the new head of state. Guaidó's interim presidency was recognized by many countries, notably the United States. The recognition of Guaidó as head of state led Venezuela into a major political stalemate. In all this process, Guaidó effectively used Twitter to overthrow Maduro. In this study, it was investigated how and in what way Guaidó used Twitter as a means of political activism in order to overthrow the administration. For this purpose, Guaidó's 20- day Twitter shares after January 10, 2019, when Maduro declared himself as president were analyzed using content analysis in the light of the coding chart formed within the scope of study. In the findings of the study, it was found that Guaidó frequently used the enthusiasm appeal technique in his Twitter account to call the masses to the resistance on the streets. In addition, it was revealed that Guaidó tried to gain support throughout the country by emphasizing the external support he frequently received on Twitter shares.
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile 18.06.2018 tarihli "Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge" gereğince tam metin erişime açılmıştır. ; Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin sosyal medya bağımlılık düzeyleri ve kendini sansürleme düzeyleri çeşitli değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Çalışmadaki kavramlar cinsiyet, okudukları üniversite, sınıf düzeyi, bölüm ve algılanan akademik başarı açısından incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubu Marmara Bölgesi'nde üç üniversitenin eğitim fakültesinde okuyan 602 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada sosyal medya bağımlılığına ait veriler ''Sosyal Medya Bağımlılığı-Yetişkin Formu'' (Şahin ve Yağcı, 2017), kendini sansürlemeye ait veriler ise ''Kendini Sansürleme İsteği'' (Coşkun, Durak ve Elgin, 2008) ölçeği ile toplanmıştır. Demografik özelliklere (cinsiyet, okudukları üniversite, sınıf düzeyi, bölüm ve algılanan akademik başarı) ilişkin verileri toplamak için ise ''Demografik Bilgi Formu'' kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama araçları ile elde edilen verilerin çözümlenmesi 'SPSS Statistics 22.0' paket programı kullanılarak bilgisayar ortamında gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizi için T-testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA), Welch testi, Levene istatiği, Tamhane's T2 testi, Scheffe testi ve Pearson Korelasyon Katsayısı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda sosyal medya bağımlılığı ile kendini sansürleme arasında anlamlı bir ilişki olduğuna ulaşılmıştır. Bu bağlamda sosyal medya bağımlılığının, kendini sansürleme isteği yüksek olan kişilerin kendini sansürleme düzeyi düşük olan kişilere göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Sosyal medya bağımlılığının okunan üniversiteye ve algılanan akademirk başarıya göre anlamlı farklılaştığı görülmüştür. Buna göre üç üniversitenin sosyal medya bağımlılık ortalamalarının birbirinden farklı olduğu belirlenmiştir. Bunlara ek olarak ise algılanan akademik başarısı kötü olan katılımcıların sosyal medya bağımlılığının algılanan akademik başarısı iyi olan katılımcılara göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca kendini sansürleme isteğinin yine okunan üniversiteye göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Bunlara ek olarak kendini sansüreme ile cinsiyet, sınıf düzeyi, algılanan akademik başarı, bölüm değişkenleri arasında anlamlı bir farklılık görülmemiştir. ; In this study, it is aimed to examine the social media addiction levels and self-censorship levels of university students in terms of various variables. The concepts in the study were examined in terms of gender, university, class level, department and perceived academic success. The participants of the study consists of 602 students studying in the education faculties of three universities in the Marmara Region. In the study, the data of social media addiction were collected with the scale of 'Social Media Addiction-Adult Form' (Şahin and Yağcı, 2017) and the data of self-censorship was '' Demand for Self-Censorship '' (Coşkun, Durak and Elgin, 2008). The '' Demographic Information Form '' was used to collect data on demographic characteristics (gender, university, class level, department, and perceived academic achievement). The analysis of the data obtained with the data collection tools in the research was carried out in the computer environment by using the package program 'SPSS Statistics 22.0'. T-test, One-Way Variance Analysis (ANOVA), Welch test, Levene statistic, Tamhane's T2 test, Scheffe test and Pearson Correlation Coefficient were used for data analysis. As a result of the research, it was found that there is a significant relationship between social media addiction and self-censorship. In this context, it was determined that social media addiction is higher in people with high self-censorship than those with low self-censorship. It was observed that social media addiction differs significantly from school to university and perceived academic success. Accordingly, it was determined that the average social media addiction of three universities is different from each other. In addition, it was observed that the participants whose perceived academic success was bad had higher social media addiction than the perceived academic success. In addition, it was determined that the desire to self-censor differs according to the university studied. In addition, it was observed that there was no significant difference between self-censorship and gender, grade level, perceived academic achievement, and department variables.
2000'li yılların ortalarından itibaren Twitter'ın politik değerine siyasetçiler, gazeteciler ve akademisyenler tarafından dikkat çekilmekte, Twitter kullanımı ve siyasal katılım arasındaki ilişki hakkında giderek büyüyen bir tartışma olduğu görülmektedir. Dijital demokrasinin katılımcı demokrasiye olan etkisi üzerine giderek yaygınlaşan tartışmalar ve yakın zamanlı araştırmalar Twitter kullanımı ve siyasal katılım arasında olumlu bir ilişki olduğuna dair bir resim sunmaktadır. Twitter politik sorunlarının görüşüldüğü, ağ dolayımlı bir kamusal alan haline gelmiştir. Twitter'ın siyasetçiler, siyasal stratejistler ve yurttaşlar tarafından hızla artan oranda kullanımı, onu e-Katılım ve dijital demokrasi pratiklerinin önemli bir parçası haline getirmiştir. Bütün bu pratikler ve akademik araştırmalara rağmen, Türkiye'de siyasete angaje olma açısından siyasetçilerin Twitter kullanımı hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu çalışma Twitter ve siyasal adaylar tarafından kullanımı arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır. Daha detaylı olarak, bu tez çalışması 2014 yerel seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının siyasal katılımda dijital bir araç olarak Twitter kullanımlarını tartışacaktır. ; Twitter has drawn attention for its potential political value by academics, journalists, and politicians and, since the mid-2000s, there have been growing discussions on the relationship between Twitter and politics. The impact of so-called Digital Democracy tools on participatory democracy has been widely discussed and, recently, studies have illustrated a positive relationship between twitter use and political participation Twitter has also been described as a networked sphere in which political issues are publicly negotiated and this is arguably demonstrated by the increasing use of Twitter by politicians, political strategists and citizens, making this social network play an important part in the context of e-Participation and digital democracy practices. However, despite all these practices and academic research interest, there is little knowledge on the politician's use of Twitter to engage in politics at Turkey. This study will be investigating the relationship between Twitter and its use by Turkish political candidates. More in detail, the thesis will discuss how the new media (Twitter) was used during the 2014 Local Election in Turkey by analyzing the metropolitan municipality candidates of Justice and Development Party (Ak Party) and Republican People's Party (CHP) uses and performances on Twitter as a digital tool for political participation.
2000'li yılların ortalarından itibaren Twitter'ın politik değerine siyasetçiler, gazeteciler ve akademisyenler tarafından dikkat çekilmekte, Twitter kullanımı ve siyasal katılım arasındaki ilişki hakkında giderek büyüyen bir tartışma olduğu görülmektedir. Dijital demokrasinin katılımcı demokrasiye olan etkisi üzerine giderek yaygınlaşan tartışmalar ve yakın zamanlı araştırmalar Twitter kullanımı ve siyasal katılım arasında olumlu bir ilişki olduğuna dair bir resim sunmaktadır. Twitter politik sorunlarının görüşüldüğü, ağ dolayımlı bir kamusal alan haline gelmiştir. Twitter'ın siyasetçiler, siyasal stratejistler ve yurttaşlar tarafından hızla artan oranda kullanımı, onu e-Katılım ve dijital demokrasi pratiklerinin önemli bir parçası haline getirmiştir. Bütün bu pratikler ve akademik araştırmalara rağmen, Türkiye'de siyasete angaje olma açısından siyasetçilerin Twitter kullanımı hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu çalışma Twitter ve siyasal adaylar tarafından kullanımı arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır. Daha detaylı olarak, bu tez çalışması 2014 yerel seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının siyasal katılımda dijital bir araç olarak Twitter kullanımlarını tartışacaktır. ; Twitter has drawn attention for its potential political value by academics, journalists, and politicians and, since the mid-2000s, there have been growing discussions on the relationship between Twitter and politics. The impact of so-called Digital Democracy tools on participatory democracy has been widely discussed and, recently, studies have illustrated a positive relationship between twitter use and political participation Twitter has also been described as a networked sphere in which political issues are publicly negotiated and this is arguably demonstrated by the increasing use of Twitter by politicians, political strategists and citizens, making this social network play an important part in the context of e-Participation and digital democracy practices. However, despite all these practices and academic research interest, there is little knowledge on the politician's use of Twitter to engage in politics at Turkey. This study will be investigating the relationship between Twitter and its use by Turkish political candidates. More in detail, the thesis will discuss how the new media (Twitter) was used during the 2014 Local Election in Turkey by analyzing the metropolitan municipality candidates of Justice and Development Party (Ak Party) and Republican People's Party (CHP) uses and performances on Twitter as a digital tool for political participation.