THE FORGOTTEN CHALLENGE? NUCLEAR NONPROLIFERATION EFFORTS AND THE FORMER SOVIET UNION
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-031
144 Ergebnisse
Sortierung:
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-031
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-033
Türkiye, İkinci Dünya Savaşı boyunca savaş dışı kalmaya gayret etmiş, savaşın sonuna kadar ya da artık kazanan kaybeden belli olana kadar savaşa katılmamıştır. Savaşa katılması ise sadece barış görüşmelerinde masada yer almaya yönelik, sembolik nitelikte olmuştur. Bununla birlikte savaşın sonlarına doğru Sovyet Rusya tarihi emellerini gerçekleştirmek için hem Türkiye hem de müttefiki olduğu devletlere (özellikle İngiltere ve ABD) baskı yapmaya başlamış, çeşitli konferanslarda Türkiye üzerindeki emellerini (Boğazlarda Sovyet askeri üssü kurulması) gerçekleştirmek için taraftar toplama gayreti içerisine girmiştir. Sovyet Rusya ayrıca -Türkiye'den resmi bir talepte bulunmasa da- Kars-Sovyet sınırında kendi lehine tadilat için çalışmalar yürütmüştür. Sovyet Rusya'nın bu istekleri Türkiye'de büyük bir tepkiye neden olmuş ancak Türkiye sorunu Batılı devletleri olaya müdahil ederek çözme yoluna gitmiştir. Nitekim Türkiye, Sovyet Rusya tarafından kendisine verilen notaların birer örneklerini İngiltere ve ABD'ye göndermiştir. İngiltere ve ABD savaşın ortalarında Sovyet Rusya'nın isteklerine makul yaklaşıp müzakere edilebilir görmüştür. Ancak savaşın sonuna doğru müttefiklerin kendi içlerinde anlaşmazlıkları su yüzüne çıkmaya başlamış ve herkes kendi çıkarını gözetir konuma geçmiştir. Böylelikle Sovyet Rusya'nın yayılmacı istekleri en başta İngiltere ve ABD tarafından reddedilmiştir. İngiltere bu süreç içerisinde ABD ile birlikte hareket edip Türkiye tarafında bir politika yürütmüş, Türk devlet adamları da İngiltere ile sürekli olarak bilgi alışverişi içerisinde olmuşlardır ; Turkey made an effort to be noncombatant during the Second World War and also didn't crusade until the winner or loser became. Crusading of Turkey was just symbolic; it was only for sitting at the table during the peace talks. Moreover, the Soviet Russia started to pressurize both Turkey and other allied powers (especially England and the USA) to achieve its historical goals and went into the effort of attracting supporters for accomplishing their targets (establishing a Soviet military base at straits) about Turkey as well. Furthermore, much as the Soviet Russia didn't have an official request from Turkey, they carried out alteration works for border changes at the northeast of Turkey in its favor. These efforts of Russia caused a significant reaction in Turkey, but the government officials of Turkey preferred to solve this issue by inserting the western countries in the case. Turkey sent one apiece of copies of notes which were given by Russia to England and USA for this purpose. England and USA accepted the demands of Russia as negotiable in the midst of the war. But, disagreements arose between the allies and each party started to look out for oneself towards the end of the war. Thus, the expansionist demands of Russia were first denied by England and USA. During that period, England moved in concert with the USA by conducting a policy in favor of Turkey; Turkish diplomats were continuously in communication with England. Finally, Turkey has kept its territorial integrity with the support of west and then conducted foreign policies so as to be close to England and USA
BASE
Sosyalizmde yönetim sorunu, sınıfsız toplumu gerçekleştirmeyi hedefleyen siyasi örgütlenmelerin siyasetyönetim ilişkileriyle ilgilidir. Marksizm, sınıflı toplumların gelişimini çözümleyerek sınıfsız toplumun siyasal olarak gerçekleştirilebileceğini öngörmüştür. Ancak Marksizm"in yapısalcı ve tarihselci yorumlanmasına bağlı olarak siyaset-yönetim ilişkisine farklı yaklaşımlar gelişmektedir. Bu yaklaşımlar sınıflar mücadelesine bakıştaki öznelliknesnellik ilişkisiyle ilgilidir ve sosyalizmde yönetim sorunu tartışmasını etkilemiştir. 1871 Paris Komünü deneyiminde bürokrasinin ilgasıyla yönetim sorunu çözümlenirken 1917 Bolşevik Devrimi siyasi iktidar sorununu açığa çıkarmıştır. Parti siyaseti ile Sovyet yönetimi, sosyalist iktidarın iki ayağını oluşturmaktadır. Sovyetler Birliği deneyiminde, yönetimin toplumsallaşma sürecinde siyasi iktidar ile yönetsel organlar arasında nasıl bir ilişki kurulması gerektiği tartışılmıştır. 1930"lu yıllara Beş Yıllık Planlar ile 1936 Sovyet Anayasası, 1960"lı yıllara Liberman Reformları ve ademi merkezileşme tartışmaları damga vurmuştur. Siyaset-yönetim ilişkileri ilk dönem sanayileşme ve demokratikleşmede siyasi öncülüğe, ikinci dönem yönetsel örgütlenmelerde reforma dayanmaktadır. Bu iki dönem arasındaki fark, sosyalist iktidarın geçirdiği uluslararası reel politik evrelerle ilgili olduğu gibi sınıfsız topluma gidişte siyaset-yönetim ilişkilerine yöntemsel yaklaşımdan da kaynaklanmaktadır ; The problem of administration in socialism is related to the relations between politics and administration in political organizations that aimed at a classless society. Through analysis of the development of class societies, Marxism came to the conclusion that the classless society was politically feasible. However, structuralist and historicist interpretations of Marxism generated different approaches towards the relations between politics and administration. These approaches are related with the subjectivity-objectivity relation in the approach on class struggles and they have influenced the ...
BASE
20.yy sonu itibariyle dünya siyasetinde Sovyetler Birliğinin dağılması ile alt üst olan dengeler küresel ve bölgesel anlamda geniş etkilere sebep olmuştur. Bu bağlamda dünya siyasetine hazırlıksız şekilde çıkan Orta Asya devletleri küresel ve bölgesel anlamda yoğun dikkatleri üzerine toplayanların başını çekmişlerdir. Bölgede var olan güvenlik endişeleri komşu olan devletleri bir araya gelerek sorunları çözme fikrinin doğmasına vesile olmuştur. Böylece daha önce amacı doğrultusunda benzeri görülmemiş bir güvenlik topluluğu olan Şanghay İşbirliği Örgütü kurulmuştur. Orta Asya istikrarı için önem teşkil eden bu örgüt kapsamı genişleyerek tüm Asya adına güvenlik sağlayıcı bir role bürünmüştür. Bölgesel bir örgüt olarak değerlendirilmesi yanı sıra küresel boyutlarda ses getiren Şanghay İşbirliği Örgütü savunduğu ilkeleri ve içerisinde barındırdığı Çin, Rusya, Hindistan gibi önemli güçler sayesinde "Yeni Asya Bloğu" olarak değerlendirilmiştir. Bu anlamda astronomik ölçülerde sahip oluğu sınır genişliği, nüfusu ve ekonomik büyüklüğü olan Şanghay İşbirliği Örgütü küre üzerindeki yenidünya düzeninin kurmaylarından biri olmaya aday bir topluluk olarak değerlendirilmektedir. Bunun yanında yeni küresel güçler arasında bulunan Çin ve Rusya tarafından bölgeselleşme hareketlerine ağırlık verilerek Avrasya Ekonomi Birliği, Bağımsız Devletler Topluluğu gibi çeşitli örgütlenmeler sağlanmıştır. Söz konusu çalışmanın kapsamı bağımsızlık sonrası bölgeselleşme çalışmalarının odağı olan Orta Asya'dan yola çıkılarak bir Şanghay İşbirliği Örgütü üyelerinden oluşmaktadır. Temel amaç bölgeselleşme çalışmalarının küresel dünya üzerinde yarattığı yankıların anlaşılması ve bu düzene getirdiği faydalar ve zararların anlaşılmasıdır. Söz konusu bölge üzerinde yazılmış binlerce bilimsel yazının incelenmesi sonucunda Orta Asya'nın dünyanın mihveri olma iddiasını sürdürdüğü anlaşılmış ancak bölgenin şu anki en büyük gücü Çin'in yakın gelecekte hakimiyet kazanacağı tespit edilmiştir. ; As of the end of the 20th century, the balances in world politics, which were turned upside down with the disintegration of the Soviet Union, have caused wide effects in the global and regional sense. In this context, the Central Asian states, which emerged unprepared for world politics, took the lead among those who attracted intense global and regional attention. The security concerns in the region led to the idea of coming together with neighboring states to solve the problems. Thus, the Shanghai Cooperation Organization, an unprecedented security community, was established in line with its purpose. This organization, which is important for the stability of Central Asia, expanded its scope and assumed a security role for the whole of Asia. Besides being evaluated as a regional organization, the Shanghai Cooperation Organization, which has made a global impact, has been evaluated as the "New Asian Bloc" thanks to the principles it advocates and the important powers such as China, Russia and India. In this sense, the Shanghai Cooperation Organization, with its astronomical border width, population and economic size, is considered as a candidate to be one of the staff of the new world order on the globe. In addition to this, various organizations such as the Eurasian Economic Union and the Commonwealth of Independent States have been established by focusing on regionalization movements by China and Russia, which are among the new global powers. The scope of the said study consists of Shanghai Cooperation Organization members, which is based on Central Asia, which is the focus of post-independence regionalization studies. The main purpose is to understand the repercussions of regionalization studies on the global world and to understand the benefits and harms it brings to this order. As a result of the examination of thousands of scientific articles written on the region in question, it has been understood that Central Asia continues to claim to be the axis of the world, but it has been determined that China, the current biggest power of the region, will gain dominance in the near future.
BASE
In: Siyasal Bilgiler Fakültesi yayınları no. 106-88
Intellactuals, exiled; Russia (Federation); biographies; 20th century
Yüksek Lisans Tezi ; Savaş sadece Avrupa ile sınırlı kalmamış bütün dünyaya yayılmıştır. Dolayısıyla Türkiye'de yeni dünya düzeninden fazlasıyla etkilenmiGtir. Sovyetler Birliği, ikinci Dünya Savaşı sonrasında Boğazlarda üs ile Kars veArdahan'ı istemiştir.Bu istekler Türkiye'yi endişelendirmiştir.Türkiye,güvenliğini sağlamak için Batı ile özellikle Ara Birleşik Devletleri ile yakınlaşmaya çalışmıştır. NATO'nun ortaya çıkması Türkiye'yi memnun etmiş, Türkiye, NATO'ya üye olmak için yoğun çaba göstermiştir. Türkiye önce Truman Doktrini'nden faydalanmış daha sonra Marshall Planı'na dâhil olmuştur. Türkiye, NATO'ya katılabilmek için Kore Savaşı'na da asker yollamış ve sonunda 1952 yıllında NATO'ya üye olmuştur. NATO'ya girme çabası ve NATO üyeliği Türkiye'yi birçok alanda etkilemiştir. Bu çaba Türkiye'nin çok partili hayata geçişinde etkili olmuştur. NATO üyeliği de Türkiye'nin dış politikasına büyük ölçüde nüfuz etmiştir. Balkan İttifakı, Bağdat Paktı, CENTO, gibi oluşumlar NATO etkisi le ortaya çıkmıştır. NATO ayrıca Türkiye'nin Kıbrıs politikasını da derinden etkilemiştir. ; Abstract ; The United States of America, Great Britain and the Soviet Union fought together against Germany during the Secend World War. These states during the Second World War began to plan the post war world. However the victory against Germany began to be apparent differences of opinion among the Allies increased. With the end of the Second World War the cooperatin among the Allies ended. Europen states were greatly damaged in the Second World War and after the war the United States of America and the Soviet Union were superpower in the world. The Soviet Union taking advantage of absence of a power to stop him in Europe established communist regimes in Eastern Europe countries that were occupied by him during the war. Thus the Soviet Union seized an important part of Europe. In the face of threat posed by the Soviet Union, the United Stataes of America and Western Europe states were forced to take action. These states firstly implemented Marshall Plan for organizing economic life. Later NATO (North Atlantic Treaty Organization) was established to organize military force. The Soviet Union against the activites of the Western states, established Molotov Plan to preserve economic relationship among states that governed by him. In additon the Soviet Union established Warsaw Pact with states that governed by him. The period after the Second World War rivalty and fight between the United States of America and the Soviet Union, was called the Cold War. The Cold War was not limited to Europe. It spread all over the world. Therefore Turkey was influenced by new world order.
BASE
Turkey; foreign relations; Soviet Union; 1918-1960
Türkiye Cumhuriyeti dış politika olarak her zaman Batı ülkeleri ile olan ilişkileri ön planda tutmuştur. Bu ilişkiler Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasal durum kadar, Dünya siyaset ortamındaki dengeler ile de doğrudan ilişkilidir. Sovyetler Birliğinin dağılması ile bu ilişkiler değişmiş ve artık yeni bir dünya düzeni ortaya çıkmıştır. Türkiye, yeni düzen içinde alacağı yer ile Batıya olan bağlılığını ve dengesiz politikasını lehine düzeltme fırsatını yakalamıştır. Etnik ve kültürel açıdan ortak yanları bulunan eski Sovyetler Birliği ülkeleri ile ilişkiler kurmuş yeni fırsatlar yakalamıştır.Genel olarak bu çalışmada, Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından ortaya çıkan yenidünya düzeni, bu düzen içerisindeki fırsatlardan faydalanmak için hakimiyet arayan dünya güçlerinin faaliyetleri değerlendirilmiştir. Bunlara ek olarak bu çalışmada Avrasya olarak tanımlanan bölge üzerindeki fırsatlar Türkiye açısından değerlendirilmiş ve bölge ülkeleri ile olan ilişkiler incelenmiştir. Bu incelemede Türkiye'nin özellikle, Rusya, Azerbaycan ve Gürcistan ile olan ilişkilere daha fazla yer verilmiştir. Ve Ortaya çıkan tablo üzerinden Türkiye'nin dış politikasında yakaladığı ekonomik ve siyasal fırsatların analizi yapılmaya çalışılmıştır. Son olarak da Türkiye'nin yürüttüğü Kültürel faaliyetlere yer verilmiştir.Çalışmanın oluşturulmasında, siyasi tarih kitapları, strateji kuruluşları, birçok makale ve Internet üzerinden faaliyet gösteren birçok düşünce kuruluşuna ait yayınlardan faydalanılmıştır. Ayrıca TİKA'ya ait olan ülke raporları ve Avrasya Etütleri başlıklı çalışmalarda bilgi toplama noktasında geniş yer tutmuştur. ; The Republic of Turkey always used to give priority to its relationships with Western countries in its foreign policy. These relationships were directly related to the balance of world politics as well as the political status of Turkey. The relationships changed with the break up of the Soviet Union, and a new world order started to emerge. Turkey, having taken its place within this new order, took the opportunity of amending its unbalanced politics and dependence on the West to favor itself. It established relationships with former Soviet Union countries that had common beliefs and cultural characteristics, and gained new opportunities.Overall, this study aims to evaluate the emerging new world order after the break up of the Soviet Union, and the actions of the world powers that sought domination by exploiting the opportunities arising from this new order. Additionally, opportunities in the region know as Eurasia were considered, in terms of Turkey and its relationships with the countries in this region. In this review, Turkey?s relationship with additional countries were also considered, especially with Russia, Azerbaijan and Georgia. An analysis of the economic and political opportunities with Turkey?s foreign policy was also conducted. Lastly, the cultural policies carried out by Turkey were considered.During the development of this study, political history books, strategy organisations, numerous articles, and publications from organisations from the Internet were reviewed. Furthermore, the country reports from TİKA and studies from ?Avrasya Etütleri? were other sources used.
BASE
In: Ceylan yayınları 188
In: Araştırma, inceleme 49
In: IQ Kültür Sanat Yayıncılık 394
In: Araştırma inceleme dizisi 343