Suchergebnisse
Filter
Format
Medientyp
Sprache
Weitere Sprachen
Jahre
5871 Ergebnisse
Sortierung:
Sivil Toplum ve Devlet ; Civil Society and State
Çalışmamızda öncelikle sivil toplum kavramının literatürdeki yeri aydınlatılmaya çalışılmış, bu çerçevede kavramın tarihsel gelişimine yer verilerek; "devlet", "kamusal alan", "sivil itaatsizlik" kavramlarıyla ilişkisi irdelenmiştir. Ayrıca günümüzde devletin fonksiyonlarının ve etkinliğinin değerlendirilmesi bakımından bir karşılaştırma ölçütü olarak önemli bir yer tutan sivil toplum kuruluşlarının tanımına ve niteliklerine değinilerek, bu kuruluşların devlet olgusu karşısındaki konumunu belirleyen kavram olan demokrasiyle ilişkisi açıklanmıştır. ; In our study, firstly, it has been tried to explain the place of the concept of civil society in the literature, for this reason the development of the concept in the historical process has been given and its relation with the concepts of "state","public area", "civil disobedience" has been studied. Besides, dealing with the definition and the characteristics ofNGO 's that play an important part as a measure of comparison far the evaluation of the functions and the efjicincy of the state, the relation of these organisations with democracy which is the concept that determines the position of these organizations in view of the slate has been explained.
BASE
Türkiye'de devlet-sivil toplum kuruluşları ilişkisi ve sivil toplum kuruluşlarına katılım ; The relationship between the state and civil society organizations, and participation in civil society organizations in Turkey
Yapılan araştırmalar, sivil toplum kuruluşlarına katılımın demokrasi üstünde olumlu bir etkisi olduğunu göstermiştir. Ancak Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarına üyelik düşüktür. Bu çalışma, Türkiye'de devlet ile sivil toplum kuruluşları arasındaki ilişkinin tarihine ve sivil toplum kuruluşlarına katılımı etkileyen faktörleri inceleyen literatüre dayanarak Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarına üyeliğin düşük olmasının nedenlerini araştırmayı hedeflemektedir. Bu doğrultuda bu çalışmada, 2015 senesinde Türkiye nüfusunu temsil eden bir örneklem ile gerçekleştirilmiş ulusal bir anket çalışması kullanılmıştır. Yapılan analizler, Türkiye'de kişilerin sivil toplum kuruluşlarını demokrasinin önemli öğesi olarak görmediğine işaret etmiştir. Ayrıca, devletin sivil toplum kuruluşlarını dikkate alması, sivil toplum kuruluşlarının devletten bağımsız hareket etmesi ve vatandaşların çekinmeden sivil kuruluşlarına üye olması gibi konularda katılımcıların büyük bir kısmının olumsuz düşüncelere sahip olduğu bulunmuştur. Bu çalışma, Türkiye'de sivil toplum ve devlet ilişkilerinin problemli tarihinin kişilerin sivil toplum kuruluşlarına karşı bu olumsuz yargılara sahip olmalarına ve dolayısıyla sivil toplum kuruluşlarına üyelikten kaçınmalarına neden olduğu sonuca varmıştır. ; Previous research demonstrated that there is a positive relationship between democracy and membership in civil society organizations. Turkey is considered to be a country where membership in civil society organizations is low. Relying on the literature on the factors effecting the participation in civil society organizations and the history of the relationship between civil society organizations and the Turkish state, this article aims to investigate the factors behind low civil society organization membership in Turkey. To this end, this article benefited from a nation-wide survey conducted in 2015. Analysis showed that people in Turkey do not consider strong civil society as an important dimension of democracy. In addition, analysis revealed that a large number of people in Turkey think that: civil society organizations in Turkey are not independent from the state; the state does not see civil society as a partner in policy-making; and people are afraid of being a member of civil society organizations. This article concluded that the problematic history between civil society organizations and the Turkish state is a major reason why people in Turkey hold negative views about civil society organizations, and therefore avoid membership in these organizations.
BASE
The Place of Turkish Woman in Society
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 23, Heft 4, S. 1
ISSN: 1309-1034
The Mental Health of a Society in Crisis: Complaints of Depression and Anxiety
In: Sosyoloji dergisi: Journal of sociology, Band 42, Heft 1, S. 153-170
ISSN: 2667-6931
Sivil toplum kuruluşlarında halkla ilişkiler algısı / Public relations perception in civil society organizations
In: https://hdl.handle.net/20.500.12469/2719
Günümüzde Sivil Toplum Kuruluşları, demokratikleşmenin başlıca sebebi olmasa da, demokrasinin temel taşı olarak görülmektedir. STK'ların, devlet ile arasında çift taraflı bir ilişki bulunması, başka bir deyişle, STK'lar, devletin demokrasisini daha şeffaf bir hale getirirken devletin de sivil toplum alanındaki örgütler arası güç dengesini koruması beklenmektedir. STK'lar, devlet ve toplum arasında çok yönlü bir köprü görevi görmektedir. Yurttaşların STK'lar aracılığıyla, savunuculuk faaliyetlerine ve dolayısıyla, demokratik yönetim sürecine katılmalarının toplumsal dengeye katkısı yadsınamaz. Özellikle savunu yapan sivil toplum kuruluşlarının, Doğası gereği toplumu sosyal refah açısından dönüştürme ve politika etkileme faaliyetlerine katılmaları söz konusudur. Bu noktada, sivil toplum kuruluşlarının da hak temelli savunuculuk kavramı hakkındaki anlayışları ve toplumdaki görev ve sorulumlulukları hakkındaki yaklaşımları önem kazanmaktadır. Bu nedenle, STK'ların, karar mekanizmasının en önemli bileşenlerinden biri olan yöneticilerin, hak temelli savunuculuk perspektifinden halkla ilişkiler algısının ne olduğu, iletişim politikasını doğrudan etkileyeceği için son derece önemlidir. Çalışmada, çocuk hakları alanında savunuculuk yapan yerel STK'ların yöneticilerinin, hak temellilik ve halkla ilişkiler algıları, derinlemesine görüşme yöntemiyle ölçülmüş ve betimsel olarak analiz edilmiştir. ; Today, non-governmental organizations are seen as the cornerstone of democracy, though not a leading cause of democratization. NGOs are expected to have a bilateral relationship with the state. in other words, they are expected to make the state's democracy more transparent, while the state is expected to maintain a balance of inter-organizational power in the field of civil society. NGOs act as a multidimensional bridge between the state and society. The social balance and transformation power cannot be denied. When advocacy activities are considered as the participation of citizens in the democratic management process through CSOs. Particularly the rights-based non-governmental organizations, by their nature, have the need to transform the society in favor of social welfare and influence policy. At this point, the perceptions of civil society organizations about rights-based advocacy and their duties and responsibilities in society gains importance. Therefore, the public relations perception from the perspective of rigts-based advocacy of the NGO managers, which is one of the most important component of the decision-making mechanism of the NGO, will directly affect the communication policy of the NGO. In this study, the perceptions of rights and public relations of the executives of local NGOs advocating in the field of children's rights were measured and analyzed descriptively through in-depth interviews.
BASE
Farklı bir platformda sivil toplum ve Türkiye ; Civil society on a different platform and Turkey
URL: http://sefad.selcuk.edu.tr/sefad/article/view/80 ; Farklı Bir Platformda Sivil Toplum ve Türkiye" isimli çalışmada, öncelikle civil society kavramının, dilimizdeki karşılığı olan sivil toplum kavramına evrilirken, yitirdiği ve bundan dolayı neden olduğu kavram ve anlam kargaşası ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Ayrıca sivil toplum kavramının, toplumların tarihsel boyutta geçirdikleri dönüşüm süreçlerindeki izleri tanımlanmaya çalışılmıştır. Sivil toplum kavramı öncelikle medenilik anlamı ve sonrasında, devletten ayrı bir alanı tanımlayan sivil toplum anlamı ile ele alınırken, kavramın siyaset alanındaki yansımalarından ziyade, sosyolojik boyutta kavramı ele alınmış ve tartışılmıştır. Sivil toplum kavramının kendisini var ettiği alanlardan biri olan sivil toplum örgütleri ve non-govermental organization (NGO) lar, temelde belirli niteliklerde sorgulanmış ve söz konusu sosyal alan sivil toplum örgütleri ve sosyal yasam örgütleri olarak iki kategorik ayrımda tanımlanmıştır. Çalışmada Türk toplumsal tarihinin izlediği yol sivil toplum kriterinde sorgulanmış ve Türk toplumsal hayatının parçası olan sivil toplum örgütleri her açıdan tartışmaya açılmaya çalışılmıştır. ; In the study titled "Civil Society on a different platform and Turkey", firstly it is aimed to eliminate the concept and meaning ambiguity caused by the translation of the notion "civil society" into our language. Besides, the traces of the civil society notion in the societies' transformation process throughout the historical process are defined. The notion of civil society has been primarily handled with the meaning of civilization and then with the meaning of civil society which defines an area different from the state, and the notion has been considered and discussed in sociological dimension rather than its reflections in politics. Non-governmental organizations (NGO) that are one of the fields, in which civil society concept exists, are examined basically in specific qualifications and the social field in question is defined in two categorical sections as non-governmental organizations and social life organizations. In this study, the route of Turkish social history is examined in terms of the criteria of civil society and non-governmental organizations that constitute part of Turkish social life will be discussed in all aspects.
BASE
Sivil toplum kuruluşları ve emniyet teşkilatı ilişkileri ; Civil society institutions (organization) and police organization relations
Sivil Toplum, sivil toplum kuruluşları, Sivil toplum kuruluşlarının devlet içerisindeki yeri, demokrasi, devlet, devlet kurumları, emniyet teşkilatı, Polisin Sivil Toplum kuruluşlarına bakış açısı, özgürlükler, Avrupa birliği kavramları dünyanın olduğu gibi ülkemizin gündemini de uzun süre meşgul etmiştir. Küreselleşen dünyada devletler etkisini kaybetmekte, özgürlükler alanı genişlemektedir. Toplulukların devlet gibi düşünmediği veya devletin düşünmediği konularda bir araya gelerek organize oldukları, devletin boş bıraktığı alanlarda faaliyet gösterdikleri, devletin bazı yetkilerini kullandıklarını görmekteyiz. Ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının gelişme dönemi 1980 yılından sonra olduğu görülmekle birlikte, topluma hizmeti görev kabul etmiş bir sivil toplum kuruluşu olan vakıfların kuruluş tarihinin asırlar öncesine dayandığını söyleyebiliriz. Türkiye'de 1995 yılında çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları arasındaki ilişkilerin serbest bırakılması önemli bir karar olmakla birlikte 2004 yılında dernekler kanununda yapılan değişiklik ve emniyet teşkilatından bağımsız yapılanma imkânı tanınması, sivil toplum kuruluşlarının gelişmesi ve faaliyetlerinin çeşitliliğinin artması bakımından önemlidir. Bu çalışmamızda sivil toplum, sivil toplum kuruluşları ve bağlantılı terimlerin açıklanmasının yanında görevi sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini yasalar çerçevesinde güvenli bir şekilde yapmasını sağlamak, yasa dışı söylem ve hareketleri yargıya intikal ettirmek olan Polisin sivil toplum kuruluşlarına bakışını ele alacağız. Emniyet Müdürlüğü bünyelerinde kuruluşu bulunan Güvenlik Şube Müdürlüğü Sivil Toplum Kuruluşları ile yasalardan kaynaklanan ilişkiler kurmak zorundadır. Aynı ilişki kurma zorunluluğu sivil toplum kuruluşları içinde geçerlidir. Polis ilişkilerini kurarken sivil toplum kuruluşlarını kategorize eder ve yasaların izin verdiği ölçüde görev niteliğine bakılarak iletişim içine girer. Bu iletişim ve ilişki sınırlı ve ölçülüdür. Bu çalışmamızda sivil toplum kuruluşları ile Polis ilişkisini incelerken ilgili yasaların neler olduğunu bu yasaların güncelliği ile birlikte eksiklerini, yasalardan kaynaklanan ilişki bozukluklarını inceleyeceğiz Sivil Toplum Kuruluşları demokrasi hayatı ve kültürü için ne kadar önemli olursa olsun faaliyetlerinin belli ölçüde sınırlandırılmasının gerektiği bunun demokrasinin gerekliliği olduğu ve demokrasi hayatının gelişmesinde Polisin davranışı ve yasaların özelliğinin ne kadar önemli olduğudur. Ülkemizdeki Sivil toplum kuruluşları ile Dünya'daki sivil toplum kuruluşları arasında büyük farklılıklar vardır. Bunun çok yönlü sebepleri olsa da demokrasi kültürünün tam anlamıyla yerleşmemiş olması en büyük sebeptir. Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü bu eksikliğin farkında olarak hareket etmekte, sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinde davranışları ve iletişimiyle örnek olmaya çalışmaktadır. Bu davranışlar başkente özel ve kişilere bağlı olsa da Türkiye'de uygulanması gereken davranış özelliğini kazanması açısından önemlidir. Çalışmamızda polis teşkilatının tamamının görüşünü yansıtmasa da resmi ve sivil çalışan polislere uyguladığımız ankette; Türkiye'de Polisin ilişki kurduğu sivil toplum kuruluşlarına nasıl baktığı, onları nasıl değerlendirdiği, faaliyetlerdeki tutumu yasaların sivil toplum kuruluşlarına tanıdığı özgürlükler polisin bu konudaki düşünceleri incelenmeye ve bir çerçeve çizilmeye çalışılmıştır. Sivil toplum kuruluşları denince polisin aklına ilk gelen düşüncenin sokaklarda eylem yapan, kaldırım taşlarını söküp kendisine taş atan öğrenci grupları, illegal söylemleri dile getiren, polis ile çatışmaktan çekinmeyen öğrenci platformları ve sendikalar gelir. İllegal örgütlere altyapı sağlayan dernekler, vakıflar, devlet değerlerini ve sistemini tanımayan, yazılı olarak kanuna uygun parti kabul edilen ama söylemlerinde devlete karşı tavır alan veya bölücü, irticai faaliyetleri bulunan siyasi partilerin de bulunduğunu unutmamak gerekir. Her Sivil toplum kuruluşu göründüğü kadar masum değildir. Bu masumiyet halkımız tarafından zamanla anlaşılmakta ve tepkisini yeri geldiğinde ortaya koymaktadır. Kuruluş amacı doğrultusunda hareket eden yasalara saygılı, dürüst, topluma hizmet eden Sivil Toplum Kuruluşlarının polis ile olan ilişkisi sadece evrak üzerinde kalmakta veya güvenlik talebi şeklinde kalmakta ve sorun yaşanmamaktadır. Türkiye'nin küreselleşen dünyanın saygın bir üyesi olabilmesi için, STK'larının çok sayıda, değişik türde ve ölçekte, yüksek potansiyeli, dünyaya açık, işlevlerini başarıyla yerine getirebilen, kendilerine güven duyulan bir biçimde gelişmesini sağlayabilmesi gerekir.Bu çalışma sonucunda elde edilecek verilerle demokrasi kültürüne katkı sağlayacağımızı düşünerek sivil toplum kuruluşlarının polis ile ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunu, faaliyet istatistikleri ve Emniyet verileri kullanılarak açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu ilişkilerin geliştirilmesinin demokrasinin gelişimi, demokrasi kültürünün topluma ve kurumlara hakim olması için şart olduğu değerlendirilmeleri yapılacaktır ; Civil Societies, Civil Society Institutions, place of the Civil Society Organizations within the State, democracy, state, state institutions, Police Organization, point of view of the Police organization Civil Societies, liberties, and European concept employed our country agenda as well of the world for a long time. States are loosing their effectiveness and widening liberties field in the globalize world. We begin to recognize that Civil Societies are performing their activities within the field?s state desolated and they are not thinking like the state. Progression period of the Civil Society?s Institutions in our country is after 1980?s. However, we can mention the history of the foundations that are accepted serving to society are based to centuries ago. While the important decision has been taking during the year 1995 on the release of relations between the various civil societies Institutions, changes made on the club law at 2004 it also important regarding to structuring independently from the police, given also self developing possibility to civil society organizations and in increasing variety of activities. In this study, we will undertake point of view of the police forces which are in obligation to provide to civil societies organizations to perform their activities safely within the legal frame work, beside to explain affiliated terms, civil society?s organizations and civil society . Security Department Directorate of the Police organization is obliged to establish relation with the Civil Society Organizations sourced from the laws. Same obligation is stand still for the Civil Society Organizations. Police, while establishing relation categorizes Civil Society organizations and enters in to the communication according to the nature of the duty and the laws are allowed. This communication is limited and moderate. In this study, while examining relation between the Police organization and Civil Society Organization, we will also study up to datedness these laws together with relation failures sourced from the law.Their activities necessary to be limited within the certain measures no matter how much important the Civil Society Organizations for democratic life and culture, and this limitation is also necessity of democracy and importance of the Police behavior and the characteristics of the laws. There is a large difference between Civil Society Organizations of our country and the Civil Society Organizations of the world. Notwithstanding multi-dimensional reasons, main reason is, democracy culture is not established in a proper sense. Ankara Directorate of Police, Security Department Directorate is acting well aware of this absence and runs to set a good example with his behavior and communication during the activities of the Civil Society Organizations. However, these behaviors in the Capital city, special and linked to the persons, it is important that behaviors gains necessary characteristics to apply in Turkey. In this study, even not reflecting the entire point of view of the Police Organization, we tried to draw an outline, on the police opinion and their evaluation on the liberty has been granted to the Civil Society Organizations the laws ad they are communicating with. We must not forget that when we speak about the Civil Society organizations, first thing considered by the police, are the students groups throwing pavement stones, students platforms with illegal pronunciations, syndicates not hesitating to clash with the police, clubs providing substructure to the illegal organizations, and the political parties considered legal according to laws, but not recognizing state values and system and with an attitude and pronunciations against the state in their speeches. Each Civil Society Organizations are that innocent as we are seen fro outside. However, this innocence understands by our public within the time and they betray their response in time. Relation of the Civil Society Organizations acting toward their constitutional aims, respecting laws, honest, and giving their services to the society with the police is only on the paper works such demand of security and posing no problems. For the Turkey becomes a respectful member of the global world, Civil Society organizations must provide progress in a manner of different kind and size, with his high potential and fulfill his functions with success within the trust. With the Data will be obtained at the result of this study, is trying to explain the importance of the relation between the police and Civil Society Organizations for to providecontribution to the democracy by using activity statistics together with security data?s. In this study evaluation on the progress of these relations which is a requirement for the progress of the democracy.
BASE
Political Prerequısıte for an Effective Administrative Reform in Transitional Society
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 23, Heft 2, S. 1
ISSN: 1309-1034
İngiliz okulu ve uluslararası toplum: İsrail- Filistin sorunu ; English School and İnternational Society; Israeli-Palestinian Dispute
Uluslararası İlişkilerde İngiliz Okulu teorisi ve uluslararası toplum kavramsallaştırması; uluslararası sistemdeki devletlerin ortak çıkar, değer, norm, kural ve kurumlar ile bir toplum oluşturduğu varsayımlarını savunmaktadır. Uluslararası toplumda düzenin ve nihayetinde barışın sağlanmasında kurumlar önemli bir role sahiptir. Tezde; örnek olay olarak İsrail-Filistin sorunu incelenerek uluslararası toplumun kurumları çerçevesinde, bu kurumların İsrail-Filistin sorunu üzerindeki etkisi incelenmeye çalışılmıştır. Tezde; Hedley Bull 'un ortaya koymuş olduğu sistem seviyesindeki beş kurumdan faydalanılmıştır. Bu kurumlar; güç dengesi, büyük güç yönetimi, uluslararası hukuk, diplomasi ve savaş 'tır. Bu tez, mevcut literatüre hem bütüncül bir uluslararası toplum anlayışını benimseyerek devlet ilişkilerini bu bütünsellik içerisinde incelemek, hem de genellikle realist bir açıdan incelenen bir olayı farklı bir perspektiften değerlendirmeyi amaçlayarak katkı sunmaya çalışmıştır. Tez; 'İngiliz Okulu; Realizm gibi egemen devletleri sistemdeki en önemli aktör olarak kabul etmektedir. İngiliz Okuluna göre bu egemen devletlerden oluşan uluslararası sistem; ortak çıkar, kimlik, norm, kural ve kurumlar vasıtasıyla bir uluslararası topluma dönüşecektir. Bu argüman üzerinden, güç dengesi, büyük güç yönetimi, uluslararası hukuk, diplomasi ve savaşın devletlerin bir arada barış içerisinde var olmasına yardımcı kurumlar olduğunu ileri sürmektedir. Bu uluslararası toplumun beş kurumunun İsrail-Filistin sorunu üzerindeki etkisi ve sürece katkısı nedir? sorusuna yanıt aramaktadır. Bu soruya İsrail'in kurulması öncesi süresi ile başlayıp ikinci intifada hareketi aralığı incelenerek yanıt aranmaya çalışılmıştır. Tezin temel argümanı; düzen ve barışa hizmet eden uluslararası toplum kurumlarının taraflar arasında adalet noktasında net bir denge oluşturamamakla birlikte İsrail-Filistin sorununda aktif ve yapıcı bir rol oynayarak düzenin ve barışın tesisinde etkin olduğudur. ; The Theory of the English School of International Relations and the conceptualization of international society espouses the assumptions that states in the international system form a society with common interests, values, norms, rules and institutions. Institutions play an important role in maintaining order and ultimately peace in the international society. In the thesis, the Israeli-Palestinian dispute is investigated as a case study, and the impact of these institutions on the Israeli Palestinian problem are examined within the framework of the institutions of the international society. In the thesis, five institutions at the system level by Hedley Bull are put forthed. These institutions are; balance of power, great power management, international law, diplomacy and war. This thesis attempted to contribute to the existing literature, both by adopting a holistic understanding of international society, to examine state relations in this holistic way, and to evaluate an event that is generally examined from a realist perspective from a different perspective. Thesis; "The international system of sovereign states, which the English School accepts as the most important actor; It promises peaceful coexistence of states within the framework of order and justice in the international society, through the argument that it will become an international society through common interests, norms, rules and institutions. What is the impact and contribution of the five institutions of this international society on the Israeli-Palestinian dispute ?" concentrated on the question. An answer was sought for this question by starting with the period of Israel before its establishment and examining the second intifada movement range. The main argument of the thesis is that while the international society institutions serving order and peace cannot create a clear balance between the parties on the point of justice, they play an active and constructive role in the Israeli-Palestinian dispute and are active in the establishment of order and peace.
BASE
Siyaset, demokrasi ve sivil toplum: Muğla'da yerel yönetişim ; Politics, democracy and civil society: Localgovernance in Mugla
Yerel siyasette demokrasi ve sivil toplum ilişkisi metropol, büyük kentler ve orta ve küçük kentler açısından farklılıklar gösterebilir. Türkiye'de 2003-2004 yılından itibaren idarenin yeniden yapılanması çerçevesinde yerel yönetimler ile ilgili yasalarda değişiklikler yapılmıştır. Türkiye'de yerel seçimler 29 Mart 2009 tarihinde yenilenmiştir. Yeni düzenlemelerin uygulanma süreci yerel siyasetin dinamiklerinde değişmeler yaratmıştır. Türkiye'de yerel siyaset ve yerel demokrasi yeni yasal koşullar altında yerel sivil toplumun örgütlenmesini harekete geçirmiştir. Yazının amacı Türkiye'de yerel siyasetin yerel sivil toplum (Non-Governmental Organizations) ile ilişkisini yerel seçim süreci içinde ortaya koymaktır. Bu çalışma yeni yasaların oluşturduğu yerel sosyal aktörleri (NGOs) yerel siyasal aktörler ile ilişkileri çerçevesinde incelemek için bir çerçeve belirlemiştir. Buna göre sivil toplum örgütlerinin (NGOs) Türkiye'deki ve Muğla'daki durumu betimlenmiştir. Yerel siyasal alan ve yerel sosyal aktörler arasındaki ilişki, çalışmanın verilerine dayalı olarak, Türkiye'de 1990'lardan itibaren değişen devlet-toplum ilişkileri bağlamında demokrasi ve sivil toplum ilişkisi çerçevesinde tartışılmıştır. Muğla'da yapılan çalışma çerçevesinde Muğla kent merkezinde sivil toplumun yapısı ve değişimi incelenmiş ve yerel siyasetteki etkinliği değerlendirilmiştir. Yerel siyasette demokrasi ve sivil toplum ilişkisini ortaya koymak için niteliksel verilere başvurulmuştur. Buna göre sivil toplum örgütlerinin başkanları ile yürüttükleri faaliyetler ve yerel politika ile ilişkileri mülakat yoluyla saptanmıştır. Mülakatlar tematik kodlamalarla betimlenmiş ve yerel sosyal aktör olarak yerel siyasal alan ile ilişkilere ilişkin veriler karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir. ; Democracy and civil society relations in local politics may display significant differences when metropolis, big cities and small or-medium size cities are considered. In Turkey, as of 2003-2004, several changes have been made in the legislation related to local governance within the framework of the reconstruction of administration. The local elections in Turkey are renewed in 29 March 2009. The implementation process of the new arrangements has created changes in the dynamics of local politics and democracy in Turkey, and has obligatorily empowered and activated civil society organization under the new legislative measures. This paper aims to highlight such issues by placing emphasis on the local political relationships with civil society and non governmental organizations (NGOs) during the local election process. This paper is defined a framework, in order to inspect the situation of the actors created by the new legislation. According to this is described state of NGOs in Turkey and Muğla. The interaction between local political social actors as of 1990s is discussed in this paper within the context of changing state-society relations in Turkey. Within the framework of a study carried out in the regional city of Muğla, civil society structure and its transformation is inspected and its effect on local politics is evaluated. According to this, by comparing the characteristics of governance politics within the local political sphere with its institutional results, the effect of local social problems on the political actors are identified, and characteristics of the legislative measures arranging the political sphere in Turkey are analysed and evaluated within a national and international context.
BASE
TEORİDEN PRATİĞE:SURİYE KRİZİ VE ULUSLARARASI TOPLUM ; From Theory to Practice: Syrian Crisis and International Society
Bu çalışma uluslararası toplumun varlığını ve işlerliğini Suriye krizi üzerinden tartışmayı amaçlamaktadır. Çalışmada uluslararası toplum, ulus devletlerin oluşturduğu bir cemiyet olarak tanımlanacak ve bu cemiyetin işlerliği ve varlığı, kurumları vasıtasıyla ortaya konacaktır. Uluslararası toplum kavramı, hem gündelik yaşamda hem de Uluslararası İlişkiler çalışmalarında sıklıkla kullanılmaktadır ancak, özellikle Türkçe literatürde kavramın karşılık geldiği pratik yeterince net bir biçimde tanımlanmamış bulunmaktadır. Bu nedenle çalışmada İngiliz ekolünün uluslararası toplum kavramı benimsenerek, diplomasi, savaş, büyük güçler yönetimi, güçler dengesi ve uluslararası hukuk kurumlarının bu topluma nasıl işlerlik kazandırdığı incelenecektir. Çalışmanın temel katkısı, İngiliz ekolünün Türkçe Uluslararası İlişkiler literatüründe bilinirliğinin arttırılması ve Uluslararası İlişkiler çalışmalarında teori-pratik boyutunun güçlendirilmesi olacaktır. Bu amaç doğrultusunda, öncelikle uluslararası toplumun kavramsal olarak ne ifade ettiği tartışılarak kurumları tanımlanacak, sonrasında Suriye krizinde bu kurumların nasıl işlediği açıklanarak uluslararası toplumun sadece bir kavram değil aynı zamanda bir gerçeklik olduğu vurgulanacaktır. ; This study analyzes the existence and functionality of international society over the Syrian crisis. In this context, international society will be defined as a community comprised of nation-states while the functionality and the existence of this community will be put forward through its institutions. The term international society is frequently used both in daily life and in International Relations (IR) studies. However, the corresponding practice in the Turkish literature has not been clearly defined. This explains why this study embraces the international society concept of the English School and how its institutions – namely diplomacy, war, great power management, balance of power, and international law – bring this international society into force. The major contribution of the study will be to raise awareness concerning the English School of thought in Turkish International Relations literature, as well as to strengthen the theory-practice dimension of IR studies. Within this context, the article will first discuss the conceptualization of international society and then proceed to define its institutions, followed by an analysis of how these institutions functioned during the Syrian crisis. The major argument of this paper is that international society is not merely a concept but a reality itself.
BASE
Sivil toplum ve siyasal iktidar ilişkisinin karşılaştırmalı analizi ; Comparative analysis of civil society and political power relation
Tarihsel süreç içerisinde devletle özdeşleştirilen sivil toplum kavramı, Avrupa'da yaşanan birtakım ekonomik, siyasal, kültürel süreçlerden geçerek devletten özerk bir alan olarak algılanmaya başlanmıştır. Avrupa kökenli olan bu kavram zamanla tüm dünyayı etkilemiş ve günümüzde hemen hemen tüm siyasal iktidarlar tarafından kendilerini meşrulaştırmada bir araç olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada, öncelikle sivil toplum kavramından ne anlamamız gerektiğine, tarihsel süreç içerisinde sivil toplum kuramcılarının kavrama yükledikleri anlamlara, kavramın demokrasi, kamusal alan vb. kavramlarla arasındaki ilişkilere, sivil toplum kuruluşlarının niteliklerine ve işlevlerine değinilmiştir. Ayrıca Avrupa'da filizlenen sivil toplumun Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti'ndeki durumu ifade edilip, günümüzde geldiği aşama incelenmiştir. Daha sonra ise sivil toplumun nasıl bir devlet yapısıyla ya da siyasal iktidarla birlikte mümkün olabileceği tartışılmıştır. Bunun için liberal değerler ile şekillenen, sosyal, siyasal, ekonomik yaşamın geniş bir kısmını toplumsal dinamiklere bırakan İngiltere, Fransa gibi Batı Avrupa ülkeleri ile sosyalist değerlerle şekillenen, aynı konularda inisiyatifi topluma bırakmadan kendi elinde toplayan, daha sonraki bir takım devrimlerle liberal değerleri benimsemeye çalışan Polonya gibi Doğu Avrupa ülkeleri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Diğer taraftan çalışmada, Orta Doğu'da sivil toplumun bulunup bulunmadığı konusu Mısır özelinde ele alınmıştır. Mısırdaki sivil toplumun zayıf olduğu ve bu zayıflığının sebebi olarak da ülkedeki sivil toplumun ekonomik olarak kendi kendini finanse etmede yetersiz kaldığı, dolayısıyla da devlete ve cemaatlere bağımlılığı nedeniyle özerk bir yapı sergileyemediği sonucuna varılmıştır. ; The notion of civil society, which is identified with the states throughout the history, went through economical, political and cultural processes that took place in Europe and it has been realized as an autonomous field outside of the states. This notion, which originated in Europe, has affected the whole world and in the era that we live in, almost all of the political powers use it as a means of justifying themselves. This study starts with establishing what we are supposed to understand from the notion of civil society, the meanings attributed to the notion by the theoreticians through history, the relations between it and other terms like democracy, public space etc. and the function and qualifications of civil society organizations. Moreover, the place of civil society in Ottoman Empire and Turkish Republic is defined and the current phase of the notion is studied. Furthermore, the kinds of government structures and political power that can work with civil society is discussed. In order to discuss these topics, Western European countries like England and France, which are molded with liberal values leaving a large portion of the social, political and economical realms mostly to the social dynamics, and Eastern European Countries like Poland, which tried to adopt liberal values later on but was essentially molded by socialist values holding onto power and not giving initiative to the public regarding the same matters, are examined comparatively. On the other hand, the subject of whether or not the civil society exists in the Middle East is examined through the example of Egypt. It is seen that the civil society in Egypt is weak and this is caused by the inability of the civil society in this country to finance itself, ending up in dependence to the government and the congregations, resulting in failure to be self-reliant.
BASE