Die folgenden Links führen aus den jeweiligen lokalen Bibliotheken zum Volltext:
Alternativ können Sie versuchen, selbst über Ihren lokalen Bibliothekskatalog auf das gewünschte Dokument zuzugreifen.
Bei Zugriffsproblemen kontaktieren Sie uns gern.
240 Ergebnisse
Sortierung:
Bu çalışmada Türkiye'nin yumuşak güç politikası tarihsel açıdan ele alınmış ve Latin Amerika'daki uygulamalarının ortaya konması amaçlanmıştır. Çalışmada öncelikle güç kavramından yola çıkılmış, güç unsurları ve çeşitleri ortaya konulmuştur. Kamu Diplomasisi kavramına da değinilen çalışmada Türkiye'nin yumuşak güç ve kamu diplomasisi politikası geçmişten günümüze kadar ele alınmıştır. Bu noktada yumuşak güç unsuru olan kurumlar ve faaliyetlerine değinilmiştir. Çalışmada Latin Amerika - Türkiye ilişkileri tarihsel bağlamda ele alınmış, söz konusu ilişkiler Osmanlı İmparatorluğu döneminden, hatta kıtanın keşfinden itibaren incelenmiştir. Tezde kıta ile ülkemizin ilişkilerinin tarihçesi, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemleri olarak ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Ayrıca, 2000'ler sonrasından günümüze kadar kıtadaki ülkeler ile ikili ilişkileri geliştirmek ve güçlendirmek için yürütülen kamu diplomasisi çalışmalarından bahsedilmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra devlet dışı aktörlerin de çalışmalarından örneklerle Türkiye'nin Latin Amerika'daki yumuşak güç faaliyetleri literatür taraması yöntemiyle masaya yatırılmıştır. ; In this study, Turkey's soft power policy was discussed from a historical perspective and aimed to reveal the practices in Latin America. In the study, first of all, the concept of power is set out and power elements and types are explained. The study was also touched upon the concept of public diplomacy and soft power policy of Turkey which was discussed from the past to the present. At this point, institutions and their activities which were soft power elements has been mentioned. The relations of Turkey and Latin America has been discussed with an historical context since the discovery of the continent. In the thesis, the history of the relations between the continent and our country has been evaluated separately as the Ottoman Empire and Republic Periods. In addition, public diplomacy studies have been mentioned which was carried out to develop and strengthen bilateral relations with countries of the continent since the 2000s. The studies of public institutions and non-state organizations has been held with examples of Turkey's soft power activities in Latin America by the literature method.
BASE
Yüksek Lisans Tezi ; 1990'lı yıllarda meydana gelen küreselleşme olgusuyla birlikte sorgulanmaya başlayan uluslararası ilişkiler disiplini, yeni kavramlar üretmeye başlamıştır. Bu yeni kavramlar arasında yer alan, Joseph Nye'ın yumuşak gücü çıkar maksimizasyonu konusunda uluslararası arenadaki aktörlere alternatif yöntemler sunmuştur. Kültür, siyasi değerler ve dış politika gibi manevi kaynaklardan beslenen yumuşak güç, birçok devlerin ilgisini çekmiştir. Bu anlamda yumuşak gücü benimseyen devletlerden birisi olan Rusya Federasyonu, başta Avrasya coğrafyası olmak üzere Latin Amerika, Afrika ve bunun benzer diğer bölgelere yönelik bu güç türünü kullanmaya çalışmaktadır. Bu çalışma ana hatlarıyla ülkenin yumuşak güç anlayışını tespit etmeyi ve bu gücün Latin Amerika'daki etkisini ölçmeyi amaçlamaktadır. Bilindiği üzere, SSCB dağılması sonucunda hem sert güç hem de yumuşak güç açısından kayda değer bir mirası elde etmiştir. Buna bağlı olarak, 2000'lere kadarki dönemde etkili kullanılamayan yumuşak güç, Putin'in iktidara gelmesiyle beraber Latin Amerika dahil birçok bölgede aktif hale gelmiştir. ; The discipline of international relations, which started to be questioned with the phenomenon of globalization that took place in the 1990s, started to produce new concepts. Among these new concepts, Joseph Nye's soft power has offered alternative methods to actors in the international arena for interest maximization. Soft power, fed by spiritual resources such as culture, political values and foreign policy, has attracted the attention of many giants. In this sense, the Russian Federation, which is one of the states that adopt soft power, tries to use this type of power towards the Eurasian geography, Latin America, Africa and other similar regions. This study aims to determine the soft power understanding of the country and measure the effect of this power in Latin America. As it is known, as a result of the dissolution of the USSR, it has obtained a remarkable legacy in terms of both hard power and soft power. ...
BASE
Bu çalışma henüz son dönemde yoğunluk ve çeşitlilik kazanan Türkiye ve Latin Amerika ülkeleri arasındaki ilişkilerde sürükleyici temel motivasyonları anlamayı amaçlamaktadır. Öncelikle, tarihsel ve teorik çerçevede Türkiye'nin Latin Amerika yaklaşımı tartışılmaktadır. Sonrasında, son dönem Türkiye ve Latin Amerika bölgesindeki siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilere kurumsal nitelik kazandıran belirli aşamalar derinlemesine incelenmektedir. Bu aşamaları inceledikten sonra liberal tercihlerin bölge ve Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesi ve adım adım derinleşmesindeki temel faktörler olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle bölge ile Türkiye arasında kurumsallaşan ilişkilerin temelini liberal yönelimin oluşturduğu savunulmaktadır. Ayrıca, Türkiye'nin son dönem Ortadoğu yaklaşımında realist kaygıların belirleyici etkisini düşündüğümüzde Latin Amerika'daki liberal motivastona dayalı aktivism bir devletin dış politikasında realist ve liberal politikaların aynı zamanda gelişebileceğini kanıtlamaktadır. Son bölümde liberal anlayışın Türkiye ve Latin Amerika arasındaki karşılıklı ilişkilerin kurumsallaşmasındaki hayati rolü yeniden vurgulandıktan sonra, bu yaklaşımın somut sonuçları Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) dönemindeki ekonomik veriler ışığında sunulacaktır. ; This study attempts to understand the basic motivations in the relations between Turkey and Latin American countries, which have currently intensified and diversified. Initially, historical and theoretical discussion on Turkey's Latin American approach is proceeded. Afterwards, certain processes that confer institutional-legal status to the current political, economic and cultural relations between Turkey and Latin American region are throughly examined. Having analyzed these stages it is seen that liberal preferences are the leading factors on improving and gradually deepening relations between Turkey and this region. Therefore, it is possible to contend that liberal orientation constitutes the basis of institutionalized relations between the region and Turkey. Liberally-motivated activism in Latin America also proves that realist and liberal policies can be concurrently advanced in any state's foreign when considering determinant impact of realist concerns on Turkey's recent Middle Eastern approach. In the final section, after reemphasizing the essential role of liberal undertstanding on the institutionalization of mutual relations between Turkey and Latin America this approach's concrete results will be displayed through economic data gathered during the period of Justice and Development Party (JDP).
BASE
Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika literatüründe 1990'lı yıllarda ve sonrasında sıkça kullanılan stratejik ortaklık kavramı, son dönem TürkAmerikan ilişkilerinin gerilimli ajandası sebebiyle yeniden tartışmaya açılmıştır. Kavramın anlamını yitirdiği ve ilişkileri betimleyecek yeni bir çerçeve çizilmesi gerekliliğini vurgulayanların aksine bu çalışma, stratejik ortaklık kavramının Türk-Amerikan ilişkilerinin sınırlarını belirlemede hala önemli bir analitik araç olduğu iddiasındadır. Çalışma, bu iddia çerçevesinde dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, stratejik ortaklık kavramının literatür ve pratikteki içeriği tartışılacak, ikinci bölümde ise 1991-2003 arası dönemde, Türk-Amerikan stratejik ortaklığının hangi ortak çıkarlar ve konu başlıkları üzerinde şekillendiği veya tartışılır hale geldiği incelenecektir. Üçüncü bölümde, 2004'ten günümüze Türk-Amerikan ilişkilerindeki problemli alanlar ve iş birliği imkânları etrafında stratejik ortaklığın dönemsel parametreleri tartışılacaktır. Dördüncü bölümde ise, stratejik ortaklığın sonu iddiaları incelenecek ve kavramın maruz kaldığı erozyona rağmen ikili ilişkileri okumada ve olası restorasyon döneminde neden hala önemli bir analitik araç olduğu açıklanacaktır. ; The concept of strategic partnership that is often referred to within the literature of International Relations and Foreign Policy throughout the 1990s and onwards has been brought into question due to the tense agenda of Turkish-American relations during the recent period. In contrast with those who emphasize that the concept has lost its meaning and there is a need for a new framework to describe the relations, this study argues that the concept of strategic partnership has still been an important analytical tool in drawing the boundaries of Turkish-American relations. In line with this argument, this study consists of four parts. In the first part, the strategic partnership concept and its contents, both within the literature and practice, will be discussed; in the second part, the common interests and subjects on which Turkish-American strategic partnership is shaped or brought into question will be analyzed. In the third part, the periodic parameters of TurkishAmerican relations will be discussed within the framework of the problematic issues and potential cooperation opportunities from 2004 to present day. In the fourth part, arguments on the end of strategic partnership will be analyzed and in spite of the erosion that the concept went through, it will be explained why it is still an important analytical tool in reading the bilateral relations and a potential restoration period.
BASE
Bu tez çalışması, uluslararası ilişkiler açısından siber uzayın neden olduğu yeni tartışma konularını ele almak suretiyle, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya Federasyonu (RF)'nun siber güvenlik stratejilerini karşılaştırmalı olarak analiz etmek amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmadaki temel sorunsalımız ise ABD ile RF'nin, siber güvenlik stratejilerini belirleme sürecinde birbirleriyle bir etkileşim ve etki-tepki ilişkisi içinde olup olmadığı tartışmasına odaklanmıştır. Bu doğrultuda tezde ulaşılan sonuç, ABD ve RF'nin siber güvenlik stratejilerini şekillendirme süreçlerinde, birbirlerine yönelik tehdit algılamalarının önemli etkisi olduğudur. Zira ABD ve RF arasında siber uzay alanında günümüze kadar süre gelen rekabetinin kökenleri her iki devletin Soğuk Savaş dönemindeki ideolojik ve askeri çekişmesinin bir sonucu olarak şekillenmiştir. Bununla birlikte söz konusu iki devlet kısa ve orta vadede ağ teknolojileri kapsamında askeri kapasitelerini geliştirmek için etkili bir siber savunma ve saldırı kapasitesi yaratmaya çalışacaklardır. Genel ve soyut olarak aktardığımız bu çerçeve içerisinde tez çalışmasının ilgi bölümlerinde: o Teknoloji kültürlerinin Soğuk Savaş döneminde ABD ve SSCB arasındaki askeri rekabetin günümüz siber uzay alanının şekillenmesine yaptığı katkıların, o 1990'lar başı ile birlikte küreselleşen, ticarileşen ve sivilleşen internet teknolojisinden ABD ve RF'nin askeri ve istihbari bir enstrüman olarak istifade etme arayışlarının, o Sosyal medya imkânlarını her iki devletin bir enformasyon savaşı aracı olarak kullanmaya yönelik planlamalarının, o ABD ve RF'nin bu yıllar ile birlikte şekillenmeye başlayan resmi siber güvenlik strateji belge ve doktrinlerinin, o Ulusal siber uzay alanlarını denetleyen hukuki rejimlerinin ve ulusal siber güvenlik kurumlarının faaliyetlerinin analiz edilmesine odaklanılmıştır. ; This thesis study aims at comparative analysis of cyber security policies adopted by United States of America (USA), and Russian Federation (RF), with consideration of new discussions originated from cyber space in the context of international relations. This work tries to find out whether there is an action-response relation between USA, and RF or not, in the course of setting cyber security strategies. Accordingly, this study found out the fact that USA, and RF's mutual perception of threat on their countries, is decisive when they are setting cyber security strategies. It is because of that today's ongoing competition between USA, and RF in the field of cyber space, originates from ideological, and military competition between USA, and RF during Cold War. Besides, the two states will try to create an effective cyber defense and attack capacity in order to improve their military capacities in the short and medium term within the scope of networking technologies. As we explained in general and abstract, in order to support arguments of this study, focus of related chapters of this thesis; o Contributions of technology cultures to the shaping of today's cyberspace space in the Cold War-era military rivalries between the USA and the Soviet Union, o Attempts of USA, and RF to benefit from internet technology as a means of military, and espionage, since it has been global, commercial, and civil by 1990s, o Planning of social media facilities for the use of the two states as an information warfare tool by the state, o USA, and RF's official cyber security strategy documents, and doctrines that started to be formed by then, o Legal regimes governing national cyber space areas; and activities of national cyber security institutions.
BASE
Latin Amerika'da sömürgecilik döneminde uygulanan ihracata dayalı ekonomi modeli, kırsal oligarşinin bir güç odağı olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kurulu düzenin sürdürülmesindeki çıkarları ile uyumlu olarak, kırsal oligarşi, muhafazakâr siyasal görüşler ve düzen ve ilerleme söylemine dayanan pozitivist bir ulus inşası gündemi benimsemiştir. Brezilya siyasetinde muhafazakâr görüşün ortaya çıkışı da büyük ölçüde benzer bir yol takip etmiştir. Bununla beraber, muhafazakâr görüşün Brezilya siyaseti üzerindeki etkisi ülke içinde ve dışında yaşanan çeşitli değişimler ekseninde çeşitlilik göstermiştir. İmparatorluk döneminde şekillenen muhafazakâr düşünce, Birinci Cumhuriyet döneminde siyasal yaşamı yönlendirmiştir. 1930 sonrasında muhafazakârlık, ulusal kimliğin inşasındaki belirleyici rolünü korumuş fakat siyasetteki belirleyici konumunu yitirmiştir. 1964-85 döneminde ülkeyi yöneten askeri hükümetin izlediği muhafazakâr politikalar ise bu durumun istisnasıdır. Muhafazakârlığın Brezilya siyasetindeki yolculuğu ile ilişkili olarak fakat her zaman uyumlu biçimde şekillenmeyen Brezilya dış politikasının muhafazakârlık ile ilişkisi, uluslararası sisteme katılım ve ABD ile uyum eksenlerinde ortaya çıkan iki temel parametre etrafında şekillenmiştir. Brezilyalı siyasetçiler ülkenin bağımsızlığın korunması (otonomi), uluslararası alanda saygın bir konum elde etme ve kalkınmacı politikalar izleme gibi geleneksel hedeflerini paylaşmakta fakat bunlara nasıl erişileceği noktasında görüş farklılıkları yaşamaktadırlar. Bu farklılıklar aynı zamanda Brezilya'da muhafazakâr dış politikanın da sınırlarını çizmektedir. ; The export-oriented economic model implemented in Latin America during the colonial period resulted in the emergence of the rural oligarchy as a pressure group. In accordance with their interest in the sustainability of the existing order, the rural oligarchy embraced conservative political views and a positivist nation-building agenda based on the motto of order and progress. The emergence of conservatism in ...
BASE
Bu çalışmada, Osmanlı'dan 1960 yılına kadar Türk-Amerikan ilişkilerinin gelişimi iki tarafın temel amaç ve motivasyonları bağlamında analiz edilecektir. İlişkilerde ortaya çıkan işbirliği ve sorun alanlarına odaklanılacaktır. Tarihsel analizde esas olan ilişkilerde gözlenen süreklilik ve değişimi incelemektir. Değişime yol açan faktörler ve günümüze tevarüs eden ana örüntüler geleceğe yönelik beklentilerin nasıl şekillendiğinin anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Osmanlı'da 19. yüzyılda ticari ilişkilerle başlayan ilişkiler, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk döneminde durgunluk dönemi yaşamış ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yeniden temellendirilerek stratejik işbirliği ve güvenlik ittifakı çerçevesine oturmuştur. 1960 yılına gelindiğinde Türk-Amerikan ilişkilerinde güvenlik ve ekonomik çıkarlar açısından Türkiye aleyhine tam bir bağımlılık ilişkisi ortaya çıkmıştır. ; In this paper, it will be analyzed the development of Turkish-American relations within the context of basic goals and motivations of both sides from the Ottoman period to the year of 1960. Mainly, it will be focused on the trends of cooperation and the aspects of problematic issues. In an hictorical analysis, the basic attempt is to clarify the continuity and change within the development of bilateral relations. The factors that lead to change and the main patterns enduring from the past will be helpful to understand how they shape the expectations about the future. While the relations begin with commercial basis in the Ottoman period of 19th century, proceeding with stabilization period in Atatürk era, after the World War II it is refounded by the new framework of strategic cooperation and security alliance. When it comes to the year of 1960, Turkish-American relations regarding the security and economic interests the dependency was occured unfavor to Turkey.
BASE