22. Yasama Dönemi'nin (2002-2007) Ardından, Yasama Bağışıklıkları Konusu
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 62, Heft 3, S. 319-347
ISSN: 1309-1034
4 Ergebnisse
Sortierung:
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 62, Heft 3, S. 319-347
ISSN: 1309-1034
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 60, Heft 3, S. 1
ISSN: 1309-1034
1990'lu yıllarda 32 sayılı karar etkisinde, döviz kurları cari işlemler hesabındaki hareketlerden koparak, sermaye hareketlerinin etkisine girdi. Spekülatif sermaye girişleri, ekonomideki döviz arzını arttırarak Türk Lirasının yabancı paralar karşısında değer kazanmasına ve sonuçta ülkenin dış ticaret açıklarının giderek büyümesine neden oldu. Diğer yandan, kamu kesiminin artan dengesizliği iç borçlanma ile aşılmaya çalışıldı. Fakat yurtiçi tasarrufların yetersizliği ve yurtdışı maliyetlerin daha cazip olması nedeniyle dış borçlanmada da artış oldu. Türkiye, 2000'li yıllara bozuk bir kamu maliyesi, artan iç ve dış borçlar, dış dengesizlikler ve enflasyon ile girerken, IMF destekli, kur çapasına dayanan bir istikrar programını uygulamaya koydu. Fakat programın öngördüğü enflasyon tutturulamayınca Türk Lirası aşırı değerlenerek cari işlem açığı, GSHM'nin %4.8'ine ulaştı. Bu düzeyde bir cari açığın sabit kurda sürdürülemez olduğunu gören finansal yatırımcılar ülkeyi terk etmeye başladılar. Sıcak para kaçışları ile birlikte ülke Kasım 2000 ve Şubat 2001'de finansal krize girdi. Sonuçta, 22 Şubat 2001'de Türk Lirası dalgalanmaya bırakıldı. Çalışmada, 1995 Tekila, 1997 Güneydoğu Asya ve 2000 Arjantin Krizleri de irdelenmiştir. Tüm finansal krizlerin ortak yapısı, bu ülkelerin, sıcak paraya, düşük kur artış oranı - yüksek faiz politikasıyla sürdürülemeyecek düzeyde yüksek arbitraj kârı sunmaya çalışmalarıdır. Sonuçta aşırı değerlenen ulusal para yüzünden cari açıkları yükselen ülkelerden kaçmaya başlayan spekülatif sermaye, ülkelerin krize girmelerine yol açmakta ve dahası krizlerin ülkelerarası yayılmasına neden olmaktadır. Sermaye hareketlerinin istikrarsızlık yaratıcı etkisini bile bile IMF, hâlâ ülkeleri finansal serbestleşmeye teşvik etmektedir. Çalışmada IMF, bu yanlış tutumu nedeniyle eleştirilmektedir ve bunun dayanakları ülke örnekleri ve ekonomik göstergelerle ortaya konmaya çalışılmaktadır.GENERAL KNOWLEDGEName and Surname : Ayhan UçakField : EconomicsProgramme : Economic TheorySupervisor : Prof. Dr. Kıvanç ERTOPDegree Awarded and Date : Master - February 2003Keywords :IMF, Financial Crises, Stabilization Policies, Short Term Capital FlowsABSTRACTTURKEY'S 2000 ECONOMIC STABILIZATION POLICY AND ECONOMIC CRISEUnder the Decree Number 32 implemented in 1989, foreign exchange has no direct ties with the current account balances but has the relation with the capital account balances. Speculative capital inflows increased the foreign currency supply in Turkey and caused the value of TL to revalue. At the end, the foreign trade deficit started to increase. In addition, the public sector's borrowing requirement was financed through the domestic debt. The shortage of domestic sources and cheaper external sources caused the foreign debt to soar. Printing the money for public finance was the main cause of the high inflation rates.Turkey entered 2000s with a worsened public finance, increased foreign and domestic debt, external imbalances and high inflation rates. Turkey implemented a stabilization program with an exchange anchor. The targeted inflation rates were not achieved and TL started to revaluate. At the end of 2000, current account deficit reached at 4.8 percent of GNP, which was impressively high figure. The financial investors started to transfer their money abroad since they noticed that such an account deficit could not be managed with the fixed exchange rate. The outflow of the sources was the main reason of November 2000 and February 2001 crises. At the end, Turkey allowed Lira to float freely at February 22, 2001.In the study, the Tequila crisis of Mexico in 1995, Southeast Asian crisis of 1997 and Argentinean crisis of 2000 were examined. The common structure of these crises is the revaluation of the domestic currencies due to the foreign currency inflows, which entered to the country as a result of financial liberalization policies. As a result, the countries cannot continue with the increased current account deficits. The foreign capital, which notices this negative outcome, starts to leave the country to cause the financial crisis. IMF still advices the countries for more financial liberalization. In the study, IMF was criticized for the wrong policies.
BASE
This study was designed to find general characteristics of Contemporary Turkish political Elites since 1995 up to date. Social background characteristics were employed to realise the purposes. Documentary and historical research techniques were used during the study. As a result of examining the Contemporary Turkish political elites (since 1995 up to 2005) these major findings were discovered: the large majority of the Turkish parliamentary elites were well educated, male, middle aged, married and with a small family size. Also, more than 25 percent of Turkish Elites are trader and businessmen. Moreover the size of the groups of lawyers, civil bureaucrats and managers, educators and free professions was also meaningful.Contemporary Turkish political elites have exhibited an elitist character as compared with Turkish society, but this elitist character and male domination has begun to change in recent years. Keywords: Democracy, Elite, Elite Theory, Power, Turkish Elites, Turkish Political Elites, Contemporary Turkish Political Elites ; Elitler, yalnızca toplumsal konumları bakımından karar verme sürecine en yakın durumda bulunmazlar, aynı zamanda karar verme sürecini yönlendirme ve şekillendirme araçlarını da ellerinde bulundururlar. Toplumun geneline yönelik olarak alınan kararlar hep elitlerin, özellikle de anahtar elitler olarak tanımlanan elit gruplarının damgasını taşır. Türk siyasal hayatının ayrılmaz bir parçası olan Türk siyasi elitlerinin toplumsal özgeçmişlerinin incelenmesi ve sosyal anatomilerinin ortaya konması, yalnızca Türk toplumunun iktidar yapısını daha iyi anlaşılması açısından değil, aynı şekilde ülkemizde yaşanan bir çok sosyal ve siyasi gelişmelerin değerlendirmesinin daha objektif bir şekilde yapılabilmesi için de büyük önem taşır.Bu çalışmada, toplumsal yapı içinde stratejik konumları işgal eden elitler teorik açıdan incelendikten sonra son 3 dönem (20. Dönem-1995, 21. Dönem-1999, 22. Dönem-2002)'de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında görev yapmış/yapmakta olan Türk siyasi elitleri incelendi. Söz konusu elit grubu özellikle yaş, cinsiyet, mesleksel özgeçmiş, eğitim düzeyi ve görülen eğitimin türü gibi sosyal faktörler açısından ele alındı. Çalışmanın sonuçları, Günümüz Türk siyasi elitlerinin orta ve ortanın üstü yaşta, üniversite mezunu, sivil bürokrasi-yönetici ve hukukçu kökenli, evli erkeklerin, egemen olduğu bir elit grubu olduğu gerçeğini ortyaya koymaktadır. Türk toplumunun genel durumu ile kıyaslandığında, Günümüz Türk siyasi elitlerinin, elitist bir görünüm sergilediği kolaylıkla söylenebilir. Bununla birlikte, bu elitist görünüm, her geçen gün azalma eğilimi göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Demokrasi, Elit, Elit Teorisi, İktidar, Türk Elitleri, Türk Siyasi Elitleri, Günümüz Türk Siyasi Elitleri.
BASE