Suchergebnisse

In der Türkei war Herta Müller vor 2009, trotz zweier Romanübersetzungen, eine fast unbekannte Schriftstellerin. Nach der Literatur Nobelpreisverleihung 2009 zog sie das Interesse der türkischen Literaturszene auf sich. Ausgehend von dem Wendepunkt 2009 nehmen wir uns vor, die Phasen der Rezeption der Schriftstellerin Herta Müller in der Türkei darzulegen. In unserem Beitrag beschränken wir uns vor allem auf die Rezeption der Schriftstellerin Herta Müller und verzichten darauf, uns mit ihrem Werk ausführlich auseinanderzusetzen. Auch können solche Begriffe und Tatsachen wie zum Beispiel Diktatur, politische Geschichte Rumäniens, Autofiktion, Machtregime Ceaușescus u.ä. lediglich kurz angesprochen werden. Wir haben neben den wissenschaftlichen Veröffentlichungen türkischer Germanisten und den populären Schriften auch Presseberichte in Betracht gezogen. Es war interessant, festzustellen, auf welche interkulturelle Spezifika im Werk von Müller die türkische Literaturkritik jeweils aufmerksam gemacht hat. ; Despite her two novel translations, Herta Müller was not a well-known writer in Turkey before 2009. After 2009 Nobel Prize in Literature, she came to the Turkish literature circles' attention. In this paper, taking the year 2009 as a turning point, we aim to present Herta Müller's reception in Turkey. As we focus on the reception of the writer, we are not going to comment on the works of her. However, some concepts such as dictatorship, the political history of Romania, Auto fiction, totalitarian Ceaușescu regime etc. will become prominent. We are going to consider the scientific works of the Turkish Germanists and popular critics first, and newspaper articles later on. It will be interesting to determine which specific crosscultural points of Herta Müller that focused by Turkish literature criticism are.

Dış çevre ile ilişkiler örgütlerin varlığını sürdürmesi için önem taşımaktadır. Teorik bağlamda incelendiğinde, dış çevre ile ilişkileri yeni kurumsal kuram "belirsizlik" açısından ele almaktadır. Belirsizliklerin etkisinin incelenmesi, belirsizlik ortamlarında örgütlerin reaktif ya da proaktif yaklaşımlarının öngörülmesi açısından önem arz etmektedir. Bu çalışma çevresel uyum ve tepki bağlamında belirsizliklerin etkisinin örgütsel eşbiçimlilik kavramı çerçevesinde incelenmesini amaçlamaktadır. Çalışma ile örgütsel eşbiçimliliğin türleri ele alınmış yeni kurumsal kuramın çizdiği perspektif ile belirsizlik kavramı değerlendirilmiştir. Bu kapsamda örgütsel çevreye uyum sürecinde örgütler kurumsallaşmış yapı uygulamakta, bu yapı örgütsel çevreyle olan ilişkiler doğrultusunda değişim göstermektedir. Bu değişimde örgütlerin dış çevrelerindeki aktörlerle etkileşimleri, sosyal, ekonomik, politik unsurlar, teknolojik gelişmeler ile faaliyet gösterdikleri ülke ve ülke grupları bazında belirsizlikten kaçınma eğilimi örgütlerin yaklaşımlarına etki edecek olası unsurlar arasında yer almaktadır. ; Relations with the external environment are important for the survival of organizations. In the theoretical context, the new institutional theory deals with relations with the external environment in terms of "uncertainty". Investigation of the effects of uncertainties is important for predicting reactive or proactive approaches of organizations in uncertain environments. This study aims to investigate the effect of uncertainties in the context of environmental adaptation and response within the framework of organizational uniformity. It discusses the types of organizational isomorphism and evaluates the concept of uncertainty with the new institutional theory perspective. In this scope, organizations implement an institutionalized structure in the process of adapting to the organizational environment, and this structure changes based on the relations with the organizational environment. In this change, the possible factors that will affect the approaches of the organizations include the interactions of the organizations with the actors in their external environment, social, economic, political elements, technological developments and the tendency to avoid uncertainty on the basis of the country and country groups in which they operate.