Türkiye'de ulus-devlet inşa sürecinde Urfa (1923-1950)
In: Çizgi Kitabevi yayınları 728
In: Araştırma - inceleme
10 Ergebnisse
Sortierung:
In: Çizgi Kitabevi yayınları 728
In: Araştırma - inceleme
Çok partili hayata geçiş sürecinin önemli mihenk taşlarından olan Demokrat Parti, Türkiye'de bir döneme damgasını vurmuştur. Gerek kuruluşu ve gerekse muhalefet ve teşkilatlanma açısından bakıldığından Demokrat Parti, Halk Partisi'ne şekil yönden ciddi olarak benzemektedir. Fakat ideolojiyi algılama ve yönetim uygulamalarıyla Halk Partisi'nden ayrılır. Demokrat Parti 1946 Genel Seçimlerine kırk beş ilde aday gösterebilmiş, bilhassa doğunun birçok ilinde teşkilatlanmaları tamamlanamadığı için aday gösterememişlerdir. Aday gösterilmeyen vilayetlerden biri de Diyarbakır'dır. 1946 yılı sonrası Nazım Önen başkanlığında Diyarbakır'da teşkilatlanan Demokrat Parti, özellikle üye kaydının hızlandığı görülmektedir. Yusuf Azizoğlu, Remzi Bucak ve Kamil Tayşi sayesinde Diyarbakır'da Halk Partisi'ne karşı Demokratların varlığı hissedilmeye başlandı. 1947 yılında ise Demokratların teşkilatlanmaları il ve ilçe düzeyinde tamamlanmıştır. Bu arada Demokrat Parti Genel Merkezi de Diyarbakır'a yönelik sık sık miting, toplantılarla seçime yönelik ciddi bir beklenti içerisinde olduklarını belirtmişlerdir. Bizzat Genel Başkan Celal Bayar ve üyeler Refik Koraltan ve Fuad Köprülü, seçim mitingi gerçekleştirmişlerdir. Diğer taraftan yapılan mitinglere halkın ilgisinin ciddi olduğu anlaşılmaktadır. Bu çalışmanın amacı 1950 Genel Seçimlerine giderken Demokrat Parti'nin Diyarbakır'a yönelik stratejisi ve yapılan miting ile bürokratların Demokratlara karşı bakış açısı üzerine kuruludur. ; Democrats, one of the milestones of life multiparty transitional Party, it has been the hallmark of an era in Turkey. From the standpoint of both its establishment and opposition and organization, the Democratic Party is seriously similar to the People's Party. But it is separated from the People's Party by its ideology of perception and management practices. The Democratic Party was able to nominate for the 1946 General Elections in forty-five provinces, not to nominate candidates in many provinces of the east, in part because their organization could not be completed. One of the provinces that are not nominated is Diyarbakır. It is observed that the membership of the Democrat Party, which was organized in Diyarbakır under the presidency of Nazım Önen after 1946, accelerated its membership. Thanks to Yusuf Azizoğlu, Remzi Bucak and Kamil Tayşi, the presence of Democrats against the People's Party in Diyarbakır began to be felt. In 1947, the organization of Democrats was completed at the provincial and district levels. In the meantime, the Democratic Party Headquarters also stated that they were in a serious expectation with regard to elections. General President Celal Bayar and members Refik Koraltan and Fuad Köprülü held an election rally. On the other hand, it is understood that the public interest in the meetings was serious. The purpose of this study is based on the Democratic Party's strategy towards Diyarbakır and the meeting with the viewpoint of the bureaucrats against Democrats.
BASE
In: The journal of international social research: Uluslararası sosyal araştirmalar dergisi, Band 11, Heft 59, S. 360-367
ISSN: 1307-9581
In: The journal of international social research: Uluslararası sosyal araştirmalar dergisi, Band 11, Heft 59, S. 352-359
ISSN: 1307-9581
In: The journal of international social research: Uluslararası sosyal araştirmalar dergisi, Band 8, Heft 37, S. 341-341
ISSN: 1307-9581
Türk dış politikasının en kritik dönemi olarak addedilen Johnson Mektubu sonrası gelişmeler, Türkiye'nin yeni dönemde çok yönlülüğüne işaret etmektedir. Mektup, Türkiye'nin SSCB ve Üçüncü Dünya ülkeleri ile ilişkilerini yeniden gözden geçirme fırsatını vermiştir. Bu çalışma, temelde Türkiye'nin uluslararası düzeyde belirlemiş olduğu dış politika paradigmalarının, literatürün deyimiyle eksen kaymasını ortaya koymayı hedef edinmiştir. Çalışmada, Türkiye ile ABD arasında zedelenen ilişkilerin Nato'ya yansıması ortaya konulduğu gibi iki devlet arasında büyük bir problem olan Afyon sorununa ve Türkiye'ye uygulanan ambargoya da değinilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın son kertesinde 1945 yılında Türkiye ile ABD arasındaki başlayan halayının 1965-1980 yılları arasında kesintiye uğradığını göreceğiz. Bu yıllar arasındaki gelişmeler, çalışmanın ortak paydasını belirlemesi açısından önem taşımaktadır ; The developments after Johnson Letter which is considered as the most critical period of Turkish foreign policy indicate the versatility of Turkey in then ewera. This letter has enabled Turkey to review its relationship with USSR and Third World countries. This study mainly intends to reveal the pivotal shift, as is referred in literature, of the forign policy paradigms that Turkey has set down on an international basis. While it puts forth the reflection of the damaged relationship between Turkey and USA on NATO, on the other hand it touches upon Afyon issue and the embargo put on Turkey which pose a big problem between two countries. In the last section of the paper, it will be realised that the honeymoon of Turkey and USA which began in 1945 was interrupted between the years of 1965-1980.The developments within those years are significant in that they identify the common ground of the study
BASE
İkinci Dünya Savaşı'nı kazanan kapitalist güçlerin San Francisco Konferansı'nda "demokrasiye geçmiş ülkeler istiyoruz" çağrısı Türkiye'de de yankılandı. Bu yankı kendisini siyasal partilerin kurulmasına zemin hazırlayarak gösterdi. Bizzat İsmet İnönü'nün ya da mevcut şartların tesiriyle oluşturulan siyasal ortam Türkiye'de muhalefet olgusunun şekillenmesine yardımcı olduğu ileri sürülebilir. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu çerçevesinde yasaya muhalefet eden Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Refik Koraltan, Emin Sazak gibi milletvekilleri iktidar partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nden istifa ederek Celal Bayar öncülüğünde Demokrat Parti'yi kurarak muhalefete başladılar. Cumhuriyet döneminde üçüncü kez çok partili hayata geçiş denemesi olan Demokrat Parti'nin kurulması, Osmanlı Devleti'nden bu yana devam etmekte olan iktidar-muhalefet ilişkisinin yeni bir safhasını oluşturdu. Bu çalışmanın ana teması Türk modernleşmesinin bir argümanı olan II. Meşrutiyet sonrası kurulan siyasi partilerin, 1950 yılına kadar ki mücadeledi üzerine inşa edilmiştir. Makalenin ana önermesi 1951 yılında çıkarılmış olan Atatürk'ü Koruma Kanunu üzerinden değerlendirilecektir. Atatürk'ü Koruma Kanunu, Atatürk'ün büst ve heykellerine karşı yapılan fiili ve sözlü saldırıları önlemeye yönelik çıkarılmış bir yasadır. Kanun hazırlanırken, iktidar ve muhalefet milletvekillerinin birbirlerine karşı yapmış oldukları psikolojik hareket iktidar muhalefet ilişkisi paydasında ortaya konulacaktır. Çalışmanın sonunda elde edilen bulgulara göre Türkiye'de demokrasi kültürünün yerleşmediği ya da yerleştirilemediği, demokrasi söyleminin ise grupların birbirlerini alt etme temelinde hareket ettiği anlaşılacaktır ; The call for "democratized countries" at the San Francisco Conference by the capitalist forces which won the Second World War also made a broad impact in Turkey. This impact showed its effects by setting the ground for the establishment of political parties. It can be claimed that Ismet Inonu personally or the political environment that was formed under the influence of existing conditions, helped to shape the phenomenon of the opposition in Turkey. In the frame of the Law of Land for Farmers, some of the parliament members such as Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Refik Koraltan and Emin Sazak resigned from the ruling party, Republican People's Party, and started to opposition by setting up Democratic Party under the leadership of Celal Bayar. The foundation of the Democratic Party as the third attempt for multi-party system was a kind of play on the relationship between ruling and opposition parties performed. In this play, the actor was government and the opposition party was in the role of pawn. In this study, the struggles of the political parties which were established after Second Constitutionalist Period, an argument of Turkish modernism, will be discussed including the period until 1950. The main thesis of the paper is based on Ataturk Conservation Law which was enacted in 1951. Ataturk Conservation Law is a regulation which was made due to the virtual attacks on Ataturk's busts and statues. The psychological action of ruling and opposition party representatives toward search other during the arrangement of the regulation is going to be presented on the ruling-opposition party ground. As a result of the findings deduced from the study, it will be realized that the democracy culture in Turkey has not become established yet, and the groups merely act with the purpose of overcoming each other.
BASE
Heyet‐i Temsiliye'nin kurulma fikri, Haziran 1919'da yayımlanan Amasya Genelgesi ile ortaya çıkmıştır. Millî Mücadele'nin gerekçesi ve yönteminin belirlendiği bu genelgede yer alan: "milletin içinde bulunduğu durum ve şartların gereğini yerine getirmek ve haklarını gür sesle cihana duyurmak için her türlü baskı ve kontrolden uzak millî bir heyetin varlığı zaruridir" maddesi doğrudan Heyet‐i Temsiliye'nin kurulmasına yönelik bir çağrıdır. Heyet‐i Temsiliye bir siyasi teşekkül olarak Erzurum'da doğmuş daha sonra tüm yurdu kapsayan bir anlayışla varlığını devam ettirmiştir. Bu çalışmada Heyet‐i Temsiliye'nin siyasi kültür içerisindeki yeri, önemi ve faaliyetleri hakkında incelemeler yer alacaktır. Heyet‐i Temsiliye, bugün demokrasi anlayışımızın doğuşunda ve Cumhuriyet fikrinin beyinlerde yer etmesinde büyük bir öneme sahiptir. Zira daha Osmanlı Devleti yıkılmadan önce kurulan Heyet‐i Temsiliye çoğunluk esası içerisinde hareket etmiş ve alınan kararlarda demokrasi kültürüne sadık kalınacağına dair teminat vermiştir. Son tahlilde Heyet‐i Temsiliye, milletin temsilcisi konumunda, devlet teşkilatının özünü oluşturan kuruluşları yapılandırmak ve bu konsensüs içerisinde TBMM'nin açılmasını hazırlamak gibi önemli çalışmalar yapmış, Cumhuriyet kültürünün önemli bir mihenk taşı olarak tarihte yer etmiştir. ; The idea regarding the foundation of the Representative Committee was issued in Amasya Circular in June 1919. This circular coversthe reasons stating the requirements of the Independence War and its methods. The following item of this circular is directly about the foundation of The Repre‐ sentative Committee: "the existence of a national delegation away from all kinds of oppression and control, isessential to fulfill the current state of the nation and the necessity of the conditions and to announce their rights in a strong voice". The Representative Committeeemerged in Erzurum as a political organization and continued its existence with a mentality including the whole homeland. The position and importance of the Representative Committee in the political culture and its activi‐ ties are stated in this study. The Representative Committee is highly important for the emergence of today's democracy perception and penetrating the Republican idea to the minds. The Representati‐ ve Committee, founded beforethe collapse of the Ottoman Empire, kept on its activities based on the majority rule and declared its loyalty to the cultural democracy while making decisions As a result, the Representative Committee, as an agent of a nation, configured the institutionsthat build up the origin of the state organization and carried out therequired studies forthe establish‐ ment of the Great National Parliament of Turkey and placed as an important milestone of the Republican culture in the history.
BASE
Nation Building Program of the Republic of Turkey has a Western character. The impact of the French Revolution has played a key role in this process. Trends such as Italy and acquired an important place in the political unity of Germany is now completed and the process of building the family of nations living system has led to exhibit very different political trends. These different political tendencies affected the political and military elite of the Republic of Turkey, a country that rose from its ashes. It is worth noting that some of the strategic instruments that have been used in the nation-building process in Italy and Germany were adopted by the Turkish authorities. The main objective of this study is to analyze the effects of Nazism and Fascism which emerged in Germant and Italy after the First World War had on Turkey during the single party rule. This study is divided into three main sections within the framework of this main objective. As a first step, rise of Fascism in Italy and prominent political practices are discussed. Second, political activities of Nazism in Germany are analyzed. The last part of the study, impact of Fascism and Nazism on the Republic of Turkey during the one-party period is examined ; Türkiye Cumhuriyeti Ulus İnşa Programı Batılı bir karaktere sahiptir. Etkisi Fransız Devrimi bu süreçte kilit rol oynamıştır. İtalya gibi trendler Almanya'nın siyasi birliğinde önemli bir yer edinen milletler ailesini canlı sistem kurma süreci çok farklı sergilemelerine yol açmıştır. siyasi eğilimler. Bu farklı siyasi eğilimler, siyasi ve askeri seçkinleri etkiledi. Küllerinden yeniden doğan bir ülke olan Türkiye Cumhuriyeti'nin. Şunu belirtmekte fayda var ki, bazı İtalya'da ulus inşası sürecinde kullanılan stratejik araçlar ve Almanya, Türk makamları tarafından kabul edildi. Bu çalışmanın temel amacı, sonrasında Almanya ve İtalya'da ortaya çıkan Nazizm ve Faşizmin etkilerini analiz eder. Birinci Dünya Savaşı, tek parti döneminde Türkiye'yi vurdu. Bu çalışma üçe ayrılır Bu ana amaç çerçevesinde ana bölümler. İlk adım olarak, Faşizmin yükselişi İtalya'da öne çıkan siyasi uygulamalar tartışılıyor. İkincisi, siyasi faaliyetler Almanya'da Nazizm incelenir. Çalışmanın son bölümü olan Faşizm ve Nazizmin etkisi Türkiye Cumhuriyeti'nde tek parti dönemi inceleniyor
BASE