Dış politika yapım sürecinde güvenlik-kalkınma bağı yaklaşımları: AB, ABD ve Çin örnekleri
Bu tez Soğuk Savaş'ın bitimi ile birlikte uluslararası ilişkiler disiplini içerisinde yaşanan paradigma değişimlerinin bir sonucu olarak güvenlik ve kalkınma politikalarının birbirlerine yakınsamasının ortaya çıkardığı güvenlik-kalkınma bağını ele almaktadır. Çalışmada güvenlik-kalkınma bağının nasıl ortaya çıktığı ve dış politika yapım süreçlerinde ne şekilde kullanıldığına yer verilmektedir. Çalışma boyunca güvenlik ve kalkınma arasındaki karşılıklı etkileşimin ortaya çıkardığı bağ sorgulanmakta ve bu çaba ana akım uluslararası ilişkiler teorilerinin yanı sıra Postdevelopment, Kopenhag Ekolü ve Aberystwyth Ekolü gibi eleştirel yaklaşımlar ekseninde şekillenmektedir.1990'larda insan güvenliği ve insani kalkınma kavramlarının ortaya çıkması, güvenlik-kalkınma bağının teorik zeminini güçlendirirken politika yapıcılar için de uluslararası güvenlik ve kalkınma politikalarının tasarımı, yapımı ve uygulanması noktasında fonksiyonel ve bütüncül bir etki kaynağı meydana getirmiştir. Ancak güvenlik-kalkınma bağının küresel aktörler tarafından nasıl algılandığı, tecrübe edildiği ve hangi kanallar aracığıyla uygulandığına yönelik tüm çevrelerce ortak kabul gören bir çerçeveye sahip olmayışı bu bağ aracılığıyla oluşturulan dış politika pratiklerine yönelik sorgulamaların önünü açmıştır. Bu argümandan hareketle çalışmada AB, ABD ve Çin'in -yoğun bir güvenlik-kalkınma bağı gündemine sahip olan 2000 sonrası Afrika dış politikası incelenmiştir. Bu çalışmada; Afrika'ya yönelik kalkınma yardımları ve BM Barışı Koruma Operasyonlarının analizi aracılığıyla dış politika yapım süreçlerinde güvenlik-kalkınma bağının hangi amaçlar için hangi kanallar aracılığıyla kullanıldığı sorusuna yanıt aranmıştır. --- This thesis examines the link between security and development -the security – development nexus- which emerged when security and development policies converge to each other as a consequence of paradigm shifts in the discipline of international relations after the Cold War in the 1990s. This study includes how securitydevelopment nexus has emerged and how it is used in foreign policy making process. The "nexus" -emerged by mutual interaction between security and development has investigated throughout the study and this effort is shaped by critical approaches such as Post-development, the Copenhagen School and the Aberystwyth School, as well as mainstream international relations theories.The emergence of human security and human development concepts has strengthened the theoretical ground of security-development nexus. This has given authority to policy makers a functional and holistic source to design, construction andimplementation of international security and development policies. However, there is no common framework for all the spheres of how security-development nexus is perceived, experienced and formulated by global actors and it causes questioning of foreign policy practices which shaped by the security and development nexus. From this argument, this thesis examined the post-2000 African foreign policy of the EU, US and China – which has a dense security-development nexus agenda. In this thesis; through the analysis of development aid for Africa and analysis of current UN Peacekeeping Operations in there, i try to answer the question of: For which purposes is the security-development nexus used in the foreign policy making process through which channels?