PERCEPTION OF PAY IN THE CONTEXT OF ORGANIZATIONAL PSYCHOLOGY
In: İş'te davranış dergisi: IDD = Journal of behavior at work, Band 5, Heft 1, S. 46-53
ISSN: 2564-7997
9 Ergebnisse
Sortierung:
In: İş'te davranış dergisi: IDD = Journal of behavior at work, Band 5, Heft 1, S. 46-53
ISSN: 2564-7997
In: The journal of international social research: Uluslararası sosyal araştirmalar dergisi, Band 13, Heft (13/73) Social Sciences, S. 1129-1137
ISSN: 1307-9581
In: The journal of international social research: Uluslararası sosyal araştirmalar dergisi, Band 12, Heft 62, S. 744-752
ISSN: 1307-9581
In: Social sciences studies journal: SSS journal, Band 5, Heft 30, S. 749-760
ISSN: 2587-1587
In: The journal of international social research: Uluslararası sosyal araştirmalar dergisi, Band 11, Heft 58, S. 431-447
ISSN: 1307-9581
In: Social sciences studies journal: SSS journal, Band 4, Heft 25, S. 5245-5258
ISSN: 2587-1587
In: Social sciences studies journal: SSS journal, Band 4, Heft 24, S. 4849-4860
ISSN: 2587-1587
In: The journal of social science: (TJSS) : uluslararası bilimsel hakemli sosyal bilimler dergisi, Band 5, Heft 9, S. 260-268
ISSN: 2587-0807
Günlük hayatımızda karşılaştığımız yüz ifadelerinin birçoğunun temel duygusal kategorilere ait olmasa da bunları sıklıkla yorumlayabilmemizdir. Birinden belirli bir tür tepki almak veya hatta onu istediğimiz konuda ikna etmek için yüz ifadelerini kasıtlı olarak kullanabiliriz. İfadeler, sözlü olmayan karmaşık bir iletişim sisteminin parçası olduğu için kültürden kültüre değişebilse de üzüntü, kızgınlık, mutluluk ve benzeri yüz ifadeleri evrenseldir. Yüz ifadeleri yüz yüze iletişimin en önemli avantajlarından biridir. Yüz ifadeleri sayesinde karşımızdakinin ne düşündüğünü, hissettiğini anlayabilir ve bu sayede daha etkili iletişim kurabiliriz. COVID-19 salgını ile hem kendi hayatımızı hem de başkalarını hayatını korumak için sosyal ortamlarda taktığımız maskeler yüzün orta ve alt kısımlarını kapatmaktadır. Etkili bir iletişimde hayati bir rolü olan yüz ifadelerinin çoğunu göremediğimiz bu süreçte iletişim süreçlerimiz etkilenmiştir. Araştırmada veri toplama yolu olarak, "belge tarama - literatür tarama" yönteminden yararlanılmıştır. Bu doğrultuda biliş, bilişsel sistem, yüz tanıma, yüz yüze iletişim kavramlarının COVID-19 pandemisi sürecinde nasıl etkilendiği incelenmiştir. Çalışma sonucunda COVID-19 sürecinde iletişim biçimlerimizde değişiklik olduğu irdelenmiştir.
In: The journal of social science: (TJSS) : uluslararası bilimsel hakemli sosyal bilimler dergisi, Band 3, Heft 5, S. 106-121
ISSN: 2587-0807
Hezeyanlı Bozukluk, 1987 yılında
DSM-III'te yer alan ve uluslararası platformda sağlık çalışanları tarafından
tanınan psikiyatrik bir bozukluktur. ABD toplumunun genelinde hezeyanlı
bozukluğun prevelansı, %0,18'dir. Hezeyanlı bozukluğun birçok alt türü
bulunmaktadır. Bu alt türler; perseküsyon, grandiyöz, kıskançlık, somatik,
erotomanik ve karma türde sanrılardır. Bu bozukluğun tedavisinde genellikle
ilaç ile tedavi yöntemi tercih edilmektedir. Hezeyanlı bozukluğun önemine
rağmen hakkında sahip olunan bilimsel veriler sınırlıdır.Bu durumun ana sebebi,
bu bozukluğa sahip kişilerin genel işlevselliklerinde kayda değer bir düşüşün
meydana gelmemesi ve bu kişilerin tedavi arayışına girmemeleridir. Sahip olunan
bilginin sınırlı olması, insan yaşamını ciddi anlamda olumsuz etkileyebilecek
bir bozukluk olan hezeyanlı bozukluğun tanı ve tedavi sürecini sekteye
uğratabilmektedir. Hezeyanlı bozukluk hakkında mevcut bilimsel ve güvenilir
bilginin sınırlı olması, birçok bilim insanını bu bozukluğun doğasını ortaya
çıkarmaya yönelik araştırmalar yürütmeye sevk etmiştir. Bu doğrultuda yıllar
içerisinde ulusal ve uluslararası düzlemde birçok bilimsel çalışma
gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmanın amacı; yıllar içerisinde hezeyanlı
bozukluğa dair yürütülmüş ve bozukluğun daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmuş
bilimsel literatürü inceleyerek bu bozukluğa sahip hastaların tanı ve tedavi
süreçlerinin etkinliğini arttıracağı düşünülen bilimsel ve güncel bilimsel bulguların
derlenmesidir. En dikkat çekici araştırma bulguları HLA-A-03* geni ile
hezeyanlı bozukluk arasında bir ilişkinin varlığına ve HSV 2 glikoprotein gG2
ile psikotik bozukluklar arasında bir ilişki bulunduğuna işaret eden
bulgulardır.