Suchergebnisse

ABD'de Clinton Yönetimi'nce uygulanan üçüncü yol politikalar Keynesçi refah devleti uygulamalarında ve sosyal haklar alanında gerilemelere yol açmıştır. Ancak, bu politikalar çalışma refahı modelinin yerleşmesini ve bireysel sorumluluk vurgusunun artmasını sağlamıştır. Bu çerçevede, üçüncü yol yaklaşımda, çalışabilir yoksulların insan sermayelerini arttıracak ve genel olarak kişileri 'yapabilir kılacak' bir devlet anlayışı ortaya konmuştur. Ayrıca, toplumsal adalet yerine hakkaniyet; gelir eşitliği ve minimum gelir güvencesi yerine fırsat eşitliği; ve gelirin yeniden dağıtımı yerine de fırsatların yeniden dağıtımı savunulmuştur. Bu makalede, üçüncü yol yaklaşımın özellikleri ortaya konulduktan sonra, ABD örneğinde Clinton Yönetimi'nce yoksulluk ve eşitsizlikle ilgili olarak uygulanan üçüncü yol politikalar gözden geçirilmektedir. Ayrıca, bu iki temel alanda üçüncü yol uygulamaların sonuçları tartışılmakta ve yeni sağ uygulamalarla bir karşılaştırması yapılmaktadır. ; Publisher's Version

Avrupa Birliği'nde (AB) siyasi faaliyetlerin ulusal düzeyden uluslarüstü düzeye taşınması ve Birlik düzeyinde yeniden kurgulanarak sağlıklı bir biçimde yürütülmesi, Birliğin demokratik meşruiyeti ve siyasal bütünleşmenin geleceği bakımından hayati öneme sahiptir. Avrupa "kamusal alanının" inşası olarak adlandırılabilecek bu dönüşümde, Avrupa düzeyinde yeniden yapılanan siyasi partiler (Avrupa partileri) ve bunlara bağlı vakıf vb. kuruluşlar kritik bir yere sahiptirler. Bu çalışma, söz konusu parti ve kuruluşların faaliyetlerinin kamu kaynaklarından nasıl karşılandığına ilişkin olarak bilhassa son on yılda ortaya çıkan ve uygulamaya bağlı olarak değişen düzenlemeler hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Böylelikle sürecin devamı hakkında da bir fikir oluşması beklenebilir. Bu amaçla, öncelikle AB'de siyasi faaliyetlerin uluslarüstü düzeyde koordinasyonunda temel aktör konumundaki "Avrupa siyasi partileri" hakkında bilgi verilecek, daha sonra siyasi faaliyetlerin mali olarak desteklenmesi konusu, ilgili tüzükler ve uygulamaya ilişkin düzenlemeler çerçevesinde ele alınacaktır. ; The question of how to transpose the political activities from national to supranational level and to re-structure them on a solid basis at EU level is of vital importance both for EU's democratic legitimacy and for the future of political integration. In this transformation, which can be referred to as the "construction of European public space", political parties which are re-structured at European level and the foundations linked to them play a crucial part. The purpose of this paper is to assess the way the activities of European political parties and their affiliated foundations are funded from EU's public sources with particular reference to the experiences of the last decade. Thus, it is also expected to provide a perspective for the future orientation of the ongoing process. For this purpose, firstly the "europarties" will be accounted for, then the financing of political activities at EU level will be assessed through the relevant regulations and decisions on implementation.

The paper questions whether the receipt of poverty assistance stifles the incentive to participate in the labour market and leads to dependency among aid recipients. For this purpose, several indicators are analyzed including the profiles and attitudes of the poor, the sufficiency and types of poverty assistance, the conditions of the labour market, poverty assistance and work linkages. The data used in the study come from a research funded by the United Nations Development Programme and conducted with the support of the General Directorate of Social Assistance and Solidarity in three provinces in Turkey. The findings of the study suggest that the receipt of poverty assistance does not necessarily reduce the incentives to work. The issue is much more complex, and low-wage labour market conditions and the traits of the poor are associated with the receipt of aid and the work attitudes of the poor. The study is expected to contribute to the understanding of the problem of poverty, the work attitudes of the poor and the system of poverty assistance in Turkey as well as the ways of using social assistance more effectively and include or keep the poor in the labour market. ; Straipsnyje keliamas klausimas, ar paramos skurdo atveju gavimas slopina paskatas dalyvauti darbo rinkoje ir sukelia pagalbos gavėjų priklausomybę. Šiuo tikslu analizuojami keletas rodiklių, įskaitant skurstančiųjų charakteristikas ir požiūrius, paramos skurdo atveju pakankamumą ir rūšis, darbo rinkos sąlygas, sąsajas tarp paramos skurdo atveju bei darbo. Mokslinei analizei buvo panaudoti duomenys, gauti Jungtinių Tautų vystymo programos (UNDP) finansuojamo tyrimo metu. Tyrimą rėmė Socialinės paramos ir solidarumo generalinis direktoratas (GDSAS). Tyrimas buvo atliekamas trijose Turkijos provincijose. Atlikus tyrimą nustatyta, kad skurdo atveju gaunant paramą nebūtinai sumažėja paskatos dirbti. Šis reiškinys yra daug sudėtingesnis ir mažo darbo užmokesčio darbo rinkos sąlygos bei skurstančiųjų savybės labiau susijusios su jų gaunama socialine parama bei jų darbine elgsena. Tikėtina, kad šis tyrimas prisidės prie skurdo problemos suvokimo, skurstančiųjų darbinės elgsenos bei Turkijos socialinės paramos sistemos mokslinio pažinimo, taip pat atskleis, kaip efektyviau naudotis socialinės paramos sistema ir įtraukti skurstančiuosius į darbo rinką arba kaip juos ten išlaikyti.

This volume provides the first comprehensive overview of the state of policy analysis in Turkey for an international audience. Noting Turkey's traditionally strong, highly centralised state, the book documents the evolution of policy analysis in the country, providing an in-depth review of the context, constraints, and dominant modes of policy analysis performed by both state and non-state actors. The book examines the role of committees, experts, international actors, bureaucrats as well as public opinion in shaping policy analysis in the country through their varying ideas, interests and resources. In doing so, it presents the complex decision-making mechanisms that vary significantly among policy-making actors and institutions, documenting the key, yet unexamined, aspects of policy analysis in Turkey. It will be a valuable resource for those studying policy analysis within Turkey and as a comparison with other volumes in the International Library of Policy Analysis Series