Sağlık Alanında Google Trendler Analizinin Kullanıldığı Araştırmalar Üzerine Bir İnceleme
In: International journal of academic value studies, Band 1, Heft 1, S. 72-90
ISSN: 2149-8598
7 Ergebnisse
Sortierung:
In: International journal of academic value studies, Band 1, Heft 1, S. 72-90
ISSN: 2149-8598
In: Social sciences studies journal: SSS journal, Band 6, Heft 70, S. 4174-4188
ISSN: 2587-1587
In: International journal of academic value studies, Band 3, Heft 16, S. 439-453
ISSN: 2149-8598
In: International journal of academic value studies, Band 3, Heft 17, S. 213-223
ISSN: 2149-8598
In: Research studies Anatolia journal: R&S, Band 7, Heft 1, S. 97-122
ISSN: 2630-6441
Bu çalışma Türk vatandaşların İsrail menşeli ürün ve hizmetlere ilişkin e-boykot söylemlerinin incelenmesini amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, çevrimiçi bir şikâyet platformu olan sikayetvar.com portalına yazılmış olan şikâyetler ele alınmıştır. Nitel türde tasarlanan bu çalışmanın verileri 13.10.2023-25.10.2023 tarihleri arasında toplanmış ve ardından verilere uyum analizi uygulanmıştır. "İsrail", "Filistin" ve "Boykot" anahtar kelimeleri kullanılarak yapılan tarama işlemi sonucunda 160 şikâyet çalışma kapsamına alınmıştır. Çalışmada en fazla e-boykot şikâyetin kasım ayında (%87,5) ve kadınlar (%51,2) tarafından yazıldığı saptanmıştır. Şikâyete en fazla konu olan ilk üç sektörün sırayla perakende (%45), gıda ve içecek (%10,6) ile bankacılık ve finans (%10,6) olduğu tespit edilmiştir. E-boykota ilişkin şikâyetlerde en fazla yer alan ilk üç temanın sırayla rica/talep (%28,7), kızgınlık/öfke (%16,9) ve tehdit (%15,5) olduğu anlaşılmıştır. Uyum analizi sonuçları sırayla; ulaşım, e-ticaret ve perakende sektörleri ile rica/talep, düşmanlık ve şaşkınlık temaları arasında anlamlı ilişkiler olduğunu göstermiştir (p<0,00). Çalışma sonucunda e-boykot söylemleri 11 konu başlığı altında gruplandırılmıştır. Şikâyete en çok konu olan e-boykot söyleminin "İsrail menşeli ürünlerin satışına devam edilmesi" (%53,1) olduğu belirlenmiştir. Tüketiciler perspektifinden düşünüldüğünde, işletmelerin ulusal boykot çağrılarını dikkate alma noktasında çok da istekli olmadıkları sonucuna varılmıştır. Ayrıca, boykot edilen işletmelerin imaj restorasyonu için neler yapması gerektiği hususlarında birtakım öneriler de sunulmuştur.
In: Research studies Anatolia journal: R&S, Band 6, Heft 3, S. 267-282
ISSN: 2630-6441
Bu çalışmanın temel amacı Covid-19 pandemisi sırasında ve öncesinde halkın farklı duygu durum ifadelerine yönelik ilgisinde istatistiki olarak anlamlı bir farklılık olup olmadığının incelenmesidir. Çalışmanın verileri ücretsiz ve halka açık bir veri tabanı olan Google Trendler'den elde edilmiştir. Covid-19 öncesi dönemi için Mart 2019-2020 yıl aralığı, pandemi dönemi içinse Mart 2020-2021 dönemi referans alınmış ve 25 adet arama terimi taranmıştır. Tarama işlemi yapılırken Türkiye ve tüm kategoriler seçilerek aramalar yoğunlaştırılmıştır. 20-23 Şubat 2023 tarihleri arasında toplanan verilerin analizinde Student's t-testi kullanılmıştır. Pandemi öncesi dönemde en fazla arama hacmi ortalamasına sahip olan ilk üç terimin sırayla "ölüm" (81,6), "anksiyete" (79,0), "depresyon" (74,4); pandemi dönemindekilerin ise sırayla "halüsinasyon" (66,9), "anksiyete" (64,9) ve "öfke" (54,9) olduğu saptanmıştır. "Melankoli", "belirsizlik", "paranoya" ve "halüsinasyon" terimlerinin Google'da aranma sıklıklarının Covid-19 pandemisi döneminde istatistiki olarak anlamlı derecede (p
BACKGROUND: The main purpose in this study carried out from the perspective of infodemic was to investigate the relationships between individuals' perceived causes of COVID-19, their attitudes towards vaccine and their levels of trust in information sources in terms of various descriptive characteristics. METHODS: In this cross-sectional and correlational study conducted with 1216 individuals from different provinces of Turkey, the Perception of Causes of COVID-19 (PCa-COVID-19) Scale was used. In addition, a questionnaire including the participants' descriptive characteristics, their attitudes towards vaccine and their level of trust in information sources about Covid-19 was used. RESULTS: The mean age of the participants was 35.9 ± 12.3 years. Of them, 62.5% were women, 59.0% were married, and 62.1% were university graduates. As for their view of having the Covid-19 vaccine, 54.1% thought to have it, 16.2% did not think, and 29.7% were undecided. Although the correlation was not significant, of the participants, those who considered having vaccination mostly trusted YouTube as their source of information. Of the participants, those whose level of trust in government institutions and health professionals was high displayed significantly more favorable attitudes towards vaccine. The participants obtained the highest mean score from the Conspiracy Theories subscale of the PCa-COVID-19 scale. There was a positive and low-level relationship between attitudes towards COVID-19 vaccine, and the Conspiracy Theories (r: 0.214) and Faith Factors (r: 0.066) sub-dimensions of the PCa-COVID-19 Scale. CONCLUSIONS: The level of vaccine hesitancy in Turkey is at an alarming level, and the virus is defined by moderate conspiracy theories. In this context, in the fight against infodemic, it is critical to implement mechanisms that can reveal misinformation and to plan initiatives that can increase the health literacy levels of societies. SUPPLEMENTARY INFORMATION: The online version contains supplementary material available at ...
BASE