TOWARDS QUANTUM ECONOMIC DEVELOPMENT: TRANSCENDING BOUNDARIES
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 55, Heft 3, S. 1
ISSN: 1309-1034
4 Ergebnisse
Sortierung:
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 55, Heft 3, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: İdealkent: kent araştırmaları dergisi, Band 14, Heft Özel Sayı, S. 158-183
ISSN: 2602-2133
Dirençlilik kavramı, ekolojide ortaya çıkmış ve çeşitli disiplinler açısından araştırma konusu olmuştur. 2008 küresel ekonomik krizi sonrasında, bölgelerin krizden etkilenme düzeyinde meydana gelen farklılaşma bölgesel dirençlilik kavramı ile açıklanmaya çalışılmıştır. Kavram, daha sonra, bölgesel finansal dirençlilik şeklinde kullanılmaya başlanmıştır. Çalışma; Türkiye'de bulunan düzey 3 bölgelerinin finansal dirençlilik açısından değerlendirilmesi ve gelecekte yapılacak çalışmalar için literatür oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır. Düzey 3 bölgelerinin kriz karşısında hassasiyet, direnç düzeylerinin belirlenmesi düzey 2 ve düzey 1 bölgeleri açısından yaşanacak krizler karşısında önlem alınmasını sağlayabilecektir. Bu çalışmada; 2012, 2016, 2018, 2020 ve 2021 yıllarında yaşanan şoklara Türkiye'de bulunan düzey 3 bölgelerinin verdiği tepkiler araştırılmaktadır. Çalışmadan hareketle düzey 3 bölgelerinin yıllara göre hassasiyet ve direnç düzeyinde değişiklik olduğu ve aynı zamanda karakteristiklerin değiştiği söylenebilmektedir. Bu durum ısı haritaları ile desteklenerek gösterilmektedir. Düşük, orta ve yüksek hassasiyete sahip olan bölgelerin, krize karşı dirençliliğinin artırılması gerekmektedir. Çalışmanın ilerleyen zamanda, 2022 yılında yaşanan enflasyonist baskıyı kapsayacak şekilde genişletilerek ekonometrik-istatistiksel olarak desteklenmesinin politika yapıcılar açısından yol gösterici sonuçlar ortaya koyabileceği düşünülmektedir.
In: İdealkent: kent araştırmaları dergisi, Band 14, Heft Özel Sayı, S. 131-157
ISSN: 2602-2133
Üniversitelerin kendi içlerinde ortak araştırmaların belirlenmesi ve teşvik edilmesi stratejik planlamanın önemli bir parçası haline gelmiştir. Bu kapsamda çalışmanın amacı ekonomik coğrafyada ağ oluşumunu açıklamak için kullanılan coğrafi ve sistemik yakınlık türlerinin bilimsel işbirliği üzerindeki etkilerini birlikte incelemektir. Çalışmada yakınlık ve bilimsel işbirliği ağları arasındaki ilişki analiz edilerek literatüre katkı sağlamak hedeflenmiştir. Bu noktada araştırmanın gerekçesini ortaya koyan önemli soru şu şekildedir: Yakınlığın coğrafi ve sistemik boyutunun, kabul edilen ve başarılı TÜBİTAK 1001 bilimsel işbirliği eğilimi üzerindeki etkisi nedir? Çalışmada coğrafi ve sistemik yakınlığın üniversitelerdeki bilimsel işbirliği üzerindeki etkisi 2012-2020 yılları arasında 193 üniversite tarafından gerçekleştirilen 2323 adet TÜBİTAK 1001 projesi çerçevesinde değerlendirilecektir. Bu bağlamda araştırma TÜBİTAK 1001 projeleri bilimsel ağında 18.477 işbirliği ve 8.205 araştırmacıyı kapsamaktadır. Çalışmada kullanılan analiz yöntemi Newton'un evrensel yerçekimi yasasına benzeyen bir yerçekimi modelidir. Analizler R programında gerçekleştirilmiştir. Bulgulara bakıldığında fiziksel mesafenin araştırmacılar arasındaki işbirliği üzerinde önemli bir olumsuz etkiye sahip olduğu görülmüştür. Sistemik yakınlığın ise tüm bağımlı değişkenlerin etkisi altında bilimsel işbirliği üzerinde önemli ve olumlu bir etkisi mevcuttur. Ayrıca üniversitelerin proje sayısı arttıkça kurulan işbirlikleri sayısı da artmıştır. Bu sonuçlar neticesinde araştırma, hem literatüre katkı sağlamakta hem de bilimsel işbirliklerinin geliştirilmesinde yakınlıkların etkisinin istatistiksel olarak ortaya konulması bakımından politika yapıcılara yol göstermektedir.
In: Sosyal Bilimler Dergisi, Band 20, Heft 3, S. 193-208
ISSN: 2667-8683
Gelişmiş ve gelişmekte ülkeler arasındaki en önemli farklardan birisi de ihracatın yapısıdır. Gelişmiş ülkelerde özellikle ileri teknoloji ihracatının payının diğerlerine göre daha fazla olmasıdır. Bu çalışmada temel amaç araştırma geliştirme (Ar-Ge) harcamaları ve ileri teknoloji ihracatı payı arasındaki ilişkiyi saptamaktır. Diğer çalışmalardan farklı olarak OECD ülkelerinin ileri teknoloji ihracatının toplam içindeki payı bağımlı değişken şeklinde ele alınmıştır. 1998-2017 yılları arasında 35 OECD ülkesi Genelleştirilmiş Momentler Yöntemi (General Method of Moments GMM) türü dinamik panel veri analizi ile incelenmiştir. Ar-Ge harcamaları, Ar-Ge'deki araştırmacı sayısı, ülke GSYİH'sinin toplam OECD içindeki payı, kişi başına reel GSYİH, genel hükümet toplam tüketim harcamaları, eğitime yapılan toplam hükümet harcamaları, net doğrudan yabancı yatırım girişi ve reel döviz kuru değişkenleri ileri teknoloji ihracatının belirleyicileri olarak kullanılmıştır. Çalışma sonucunda OECD ülkelerinde Ar-Ge harcamalarındaki artışın ileri teknoloji ihracatının payını arttırdığı saptanmıştır.