Turkey's Refugee Policy Under The Shadow Of The Neo-Ottomanism: A Source Of Silent Conflict? ; Neo-Osmanlıcılığın Gölgesinde Türkiye'nin Sığınmacı Politikası: Sessiz Bir Çatışma Kaynağı Mı?
Along with Turkey's changing refugee policy from the Eurocentric, secular nation-state ideology to the Neo-Ottomanist one on the state level, there also exist main handicaps on both the macro and micro power level concerning the successful coordination of the refugee issue with full respect of the human rights. An apparent discrepancy is observed in Turkey's and many Western states literal migration procedures and practices that Turkey in practice did more than its primary obligations. Economic, cultural and political factors play a role in the relationship between Syrians and Turkish residents. Fragmentation within the Syrian community living in Turkey is also evident. On the other hand, different from the state policy, Turkish people implicitly show their reluctance towards this migration wave without creating a social turmoil. In this line, it is suggested here that Neo-Ottomanism, as a rising trend, helps a considerable majority of the society to take a moderate stance towards the immigration flux. Neo-Ottomanism wave influenced a significant portion of the community living in Turkey which reflected in their vernacular life. It has also been shown that Neo-Ottomanism plays a sedative role vis-a-vis potential conflicts with immigrants. ; Türkiye'nin devlet düzeyinde Avrupa merkezli ve laik ulus-devlet ideolojisinden Neo-Osmanlıcığa evrilen göçmen politikasının yanında, bu politikanın başarılı bir biçimde ve insan haklarına tam anlamıyla saygılı olarak koordine edilmesinin önünde hem makro hem mikro güç düzeyinde birtakım ana engeller bulunmaktadır. Türkiye'nin ve birçok Batılı ülkenin yazılı göç prosedürleri ile pratikleri arasında açık bir orantısızlık bulunmaktadır ki Türkiye pratikte kendi yükümlülüklerinin üzerinde iş yapmıştır. Ekonomik, kültürel ve siyasi faktörler Suriyeliler ile Türkiyeliler arasındaki ilişkide rol oynamaktadır. Türkiye'de yaşayan Suriye toplumu içindeki bölünmeler de açıkça görülmektedir. Öte yandan, devlet politikasından farklı olarak, Türkler zımni olarak bu göç dalgasına yönelik hoşnutsuzluklarını toplumsal bir kargaşa yaratmaksızın göstermektedir. Bu minvalde, yükselen bir trend olan Neo-Osmanlıcılığın göç konusunda toplumun ciddi bir bölümünün daha ılımlı bir tavır sergilemesine yardımcı olduğu öne sürülmektedir. Neo-Osmanlıcılık dalgasının, Türkiye'de yaşayan toplumun önemli bir bölümünü etkisi altına alarak, gündelik hayat pratiklerine yansıdığı görülmektedir. Bu durumun aynı zamanda göçmenlere karşı oluşabilecek potansiyel çatışmaların önünde yatıştırıcı bir unsur olarak rol oynadığı ortaya konmaktadır.