Suchergebnisse

Soğuk Savaş Dönemi, İkinci Dünya Savaşı sona erdikten sonra uluslararası sistemde ortaya çıkan güç boşluğunu doldurmak amacıyla Doğu ve Batı Blokları arasında yaşanan hâkimiyet mücadelelerini kapsamaktadır. Bu dönemde her iki blok arasında yaşanan rekabet, sıcak çatışmaya varmamış ve yeni uluslararası düzen Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) başı çektiği blokların bu döneme ilişkin politikaları çerçevesinde şekillenmiştir. SSCB bu dönemde yayılmacılık politikasını uygulamış ve Doğu Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok alanı işgal etmiştir. Bu dönemde SSCB'nin işgal ettiği bölgelerin jeopolitik açıdan büyük bir önemi haizdir. Çalışmada ele alınan Afganistan örneği, sahip olduğu jeopolitik konum nedeniyle tarihte birçok güç mücadelesine sahne olmuştur. Soğuk Savaş Dönemi'ne gelindiğinde dünyanın iki büyük süper gücü olan ABD ve SSCB, Afganistan toprakları ile yakından ilgilenmiş ve bu topraklarda hâkimiyet kurmak için büyük bir rekabete girişmişlerdir. Bu rekabet mücadeleleri, 1979 yılında SSCB'nin Afganistan'ı işgali ile sonuçlanmıştır. Bu çalışmada, Soğuk Savaş Dönemi'nin temel dinamikleri ve SSCB'nin yayılmacılık politikası çerçevesinde 1979 yılında gerçekleşen Afganistan'ın işgali konusu incelenmektedir.

Duygular üzerine yapılan birçok çalışmada, araştırmacılar bazı temel duyguların var olduğu savını ortaya atmıştır. Bu temel duyguların sayısı en az dört olarak belirlenmiştir ve bunlar mutluluk, kızgınlık, üzüntü ve korkudur. Diğer tüm duygular, bu dört ana duygu üzerine kuruludur. Bu çalışmada, fenomenolojik çerçeve kullanılarak, öncelikle öznenin varoluşunun bir parçası olan zaman, mekân, beden ve öznelerarası boyutlar tartışılacak, ardından korku duygusunun bu dört düzlemde nasıl deneyimlendiği ve hissedildiği incelenecektir. Ayrıca, bu düzlemlerin, korku duygusunun oluşumunda ne tür bir role sahip olduğu ve korkunun hissedilmesi esnasında bu düzlemlerin korku duygusuna kapılan birey tarafından deneyimlenmesinde hangi değişimlere uğradığı, James Joyce'un Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi adlı romanında Stephen'ın yaşadığı iki olay üzerinden tartışılacaktır.

La compatibilidad entre islam y democracia ha sido objeto de análisis desde el 11-S en círculos académicos, así como parte de la política exterior estadounidense en Oriente Medio. A falta de consenso sobre las causas de tal incompatibilidad, este artículo conduce, desde el análisis histórico, a explorar los límites de la "europeización" del partido en el poder en Turquía, el Partido de la Justicia y el Desarrollo (AKP). ¿Estamos ante una "democracia cristiana" alla turca que ha sabido armonizar los valores islámicos y europeos o, más bien, ante un AKP cuyo principal propósito sigue siendo la islamización de la sociedad turca? ; Since September 11th the compatibility between Islam and democracy has been both a topic for academic discussion and part of the United States foreign policy towards Middle East. Although there is no consensus on the sources of this incompatibility, the aim of this article is to study, from a historic perspective, the limits of the "europeization" of the ruling party in Turkey, the Party of Justice and Development (AKP). Are we witnessing a "Christian democracy" alla turca that has found a way to harmonize European and Islamic values, or is it AKP's principal purpose to islamize Turkish society?

After reviewing the emergence of Turkish euroscepticism in the context of the evolution of Turkey-European-Union relations between 1963 and 1999, the paper analyses party and popular euroscepticism after 1999. The Turkish case appears to confirm the Taggart-Sitter thesis concerning the strategic euroscepticism of opposition parties. The exception of the Kurdish nationalists suggests that strategic euroscepticism does not apply to ethnic minority parties. In Turkey there is both "soft" euroscepticism (centre-left parties) and "hard" euroscepticism (nationalist and Islamist parties), the latter usually based on identity. At the popular level, identity euroscepticism revolves around four key issues: national sovereignty; morality; negative discrimination; and Europe's alleged hidden agenda to divide and rule Turkey (the so-called "Sevres Syndrome"). Adapted from the source document.

La compatibilidad entre islam y democracia ha sido objeto de análisis desde el 11-S en círculos académicos, así como parte de la política exterior estadounidense en Oriente Medio. A falta de consenso sobre las causas de tal incompatibilidad, este artículo conduce, desde el análisis histórico, a explorar los límites de la "europeización" del partido en el poder en Turquía, el Partido de la Justicia y el Desarrollo (AKP). ¿Estamos ante una "democracia cristiana" alla turca que ha sabido armonizar los valores islámicos y europeos o, más bien, ante un AKP cuyo principal propósito sigue siendo la islamización de la sociedad turca?

Since September 11th the compatibility between Islam and democracy has been both a topic for academic discussion and part of the United States foreign policy towards Middle East. Although there is no consensus on the sources of this incompatibility, the aim of this article is to study, from a historic perspective, the limits of the "europeization" of the ruling party in Turkey, the Party of Justice and Development (AKP). Are we witnessing a "Christian democracy" alla turca that has found a way to harmonize European and Islamic values, or is it AKP's principal purpose to islamize Turkish society? ; La compatibilidad entre islam y democracia ha sido objeto de análisis desde el 11-S en círculos académicos, así como parte de la política exterior estadounidense en Oriente Medio. A falta de consenso sobre las causas de tal incompatibilidad, este artículo conduce, desde el análisis histórico, a explorar los límites de la "europeización" del partido en el poder en Turquía, el Partido de la Justicia y el Desarrollo (AKP). ¿Estamos ante una "democracia cristiana" alla turca que ha sabido armonizar los valores islámicos y europeos o, más bien, ante un AKP cuyo principal propósito sigue siendo la islamización de la sociedad turca?

In this article, some conceptual and empirical relations between Islam, sovereignty, and democracy will be examined, with comparisons to Christianity. In the first part of the article, the historical conditions of the formation of the dualist (Christianity) and monist (Islam) political
theories of the two religions will be examined. This will be followed by a conceptualization of the beginning and end of their respective "middle ages." It will be argued that the end of the Islamic middle ages was marked, in some Islamic countries, by the following phenomena:
the building of a secular state apparatus; the replacement of "religion" by "nation" as the basis of the sovereignty of the new state; the deportation of Islam from the state to society; and the re-birth of Islam in the hands of the social actors as a political ideology aiming
at re-capturing the state it had lost. In the final sections, the problematic relationship between secularization and democratization in the Islamic world will be examined, and the experiments with secularization in the Islamic world will be compared with those of France. It will be observed
that what made secularization and democracy compatible in France was a combination of historical factors (the existence of the Church that controlled the social manifestations of religion; the state's success in nation-building; the efficiency of the secular judicial system; and the state's
satisfactory performance in the area of socioeconomic development), which were largely absent in the Islamic contexts, with the possible exception of Turkey.

Der Autor gibt zunächst einen Rückblick auf die Beziehungen zwischen der Türkei und der EG/EU seit dem Abschluss des Assoziierungsabkommens von 1963, um im Anschluss daran die euroskeptische Haltung von Parteien, Eliten und öffentlicher Meinung in der Türkei in den Jahren zwischen 1995 und 2006 zu untersuchen. Die Ergebnisse basieren auf einer landesweit durchgeführten Meinungsumfrage zu den wichtigsten Aspekten des Euroskeptizismus in der heutigen Türkei. Der Autor unterscheidet zwischen einem "politischen Euroskeptizismus", der vor allem in den westlichen EU-Mitgliedsstaaten häufiger zu finden ist, und einem überwiegend in den osteuropäischen EU-Staaten auftretenden "Identitäts-Euroskeptizismus", welcher insbesondere die Bedrohung der eigenen nationalen Identität durch die EU betont. In der Türkei lassen sich dem Autor zufolge beide Typen von Euroskeptizimus beobachten, wobei letzterer verbreiteter ist und insbesondere von den radikalen linken und rechten Parteien vertreten wird. In der türkischen Bevölkerung registriert der Autor in den letzten Jahren einen zunehmenden Euroskeptizismus, der sich aber noch nicht in der Unterstützung entsprechender Parteien niederschlägt. Das türkische Volk scheint zwar "radikal zu denken, aber moderat zu wählen" und hält weiterhin an einer EU-Mitgliedschaft fest. Allerdings besteht nach Einschätzung des Autors die Gefahr, dass bei einer Verschärfung bestimmter Krisen, wie dem Kurden- oder Zypernproblem, die radikalen Parteien an Macht gewinnen und dadurch der Euroskeptizismus in der Türkei ansteigt. (ICI2)

Çalışmada COVID-19'un, BİST Turizm Endeksi işletmelerinin 2018-2021 yılları finansal performanslarına etkisinin, CRITIC Tabanlı COPRAS ve PROMETHEE ile ölçülmesi amaçlanmıştır. COPRAS'ın performans ölçümünde elverişliliği ve Türkiye'de sektör üzerinde yapılan çalışmalarda PROMETHEE'nin kullanımına rastlanamaması nedeniyle çalışmada, ilgili analiz yöntemleri kullanılmıştır. Pandemi etkisinde işletmelerin sıralamaları, Sperman Korelasyon analiziyle ve değişkenlerin Wilcoxon İşaretli Sıralar testiyle istatistiksel açıdan anlamlılığı test edilmiştir. Çalışma sonucunda performans sıralamaları oluşturulmuş, COPRAS sonucunda en yüksek performanslı işletmelerin PKENT, MAALT ve ULAS olduğu ve en düşük performanslı işletmelerin MARTI ve TEKTU olduğu belirlenmiştir. PROMETHEE sonucunda en yüksek performanslı işletmenin MAALT olduğu, en düşük performanslı işletmelerin ise MARTI ve TEKTU olduğu anlaşılmıştır.

Intro -- Title Page -- Copyright -- Contents -- Notes on Contributors -- Preface -- Introduction -- Part I: Theoretical Studies -- 1 Islam and European Modernity in Historical Perspective: Towards a Cosmopolitan Perspective -- 2 Islam, Gender and Citizenship: Uneasy Encounters in Europe -- 3 Islam: Western Modes of Use and Abuse -- 4 Islam, Pluralism and Politics: What is the Effect of Globalisation? -- 5 Europeanisation and de-Europeanisation of Islam -- PART II: Case Studies -- 6 Islam and the European Union: Exploring the Issue of Discrimination -- 7 From Polish Muslims to Muslims in Poland: There and Back -- 8 Imagining Islam: European Encounters with the Muslim World through the Lens of German Textbooks -- 9 Teaching Integration in the Netherlands: Islam, Imams and the Secular Government -- 10 Institutionalising British and Italian Islam: Attitudes and Policies -- 11 The Transformation of Islamism and Changing Perceptions of Europe in Turkey.