Suchergebnisse
Filter
24 Ergebnisse
Sortierung:
Çatışmadan uzlaşmaya: kuramlar, süreçler ve uygulamalar
In: İstanbul Bilgi Üniversitesi yayınları 275
In: Siyaset bilimi 27
Kürt meselesi'nde algı ve beklentiler
In: İletişim yayınları 1608
In: Bugünün kitapları 131
Kurds; Turkey; politics and government; conflict management; 1980-
Kuzey Afrika'da çatışma, güvenlik ve toplumsal dönüşüm süreçleri: "Arap Baharı" örneği, 2010-2012 ; Conflict, security and social transformation processes in North Africa: The example of "Arab Spring", 2010-2012
Danışman: DR. ÖĞR. ÜYESİ ALİHAN LİMONCUOĞLU ; PROF. DR. MAHMUT KUBİLAY AKMAN Yer Bilgisi: İstanbul Gelişim Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı / Güvenlik Araştırmaları Bilim Dalı Konu: Uluslararası İlişkiler = International Relations ; Arap Baharı kapsamı ve güvenlik kavramının değişimine etkisi açısından tarihsel sahnede önemli bir yere sahiptir. Arap Baharı'nın başlaması ile gerekliliği daha da anlaşılan Güvenlik Çalışmaları'nın kavramlarıyla konunun tartışılması ve farklı yönleri ile araştırılması düşünülmektedir. Kuzey Afrika ülkelerinin Arap Baharı öncesi ve sonrasında toplum yapısı ve güvenlik açısından uğradığı değişimler Kolonyalizm sonrasından başlayarak 2012 yılına kadar geçen süreyi kapsayacak şekilde anlatılmaya çalışılmıştır. Arap Baharı'nı geniş bir analiz süzgecinden geçirerek süreç hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür. Sürecin demokratik mi, manipülasyon mu olduğunu anlamak için yapılan analizde kullanılan demokrasi indeksleri Kuzey Afrika ülkelerinin durumu hakkında ayrıntılı bilgiler verecektir. Görsel Sosyoloji 'den yararlanarak analize yenilik ve farklı bir perspektif kazandırılması amaçlanmıştır. Soğuk Savaş sonrası değişen güvenlik algısının anlaşılması açısından önemli yere sahip olan Kopenhag Okulu çerçevesinde Arap Baharı'nın Güvenlikleştirme ve Bölgesel Güvenlik Kompleksi Teorisi ile açıklanması düşünülmektedir. Johan Galtung'un barış ve çatışma alanındaki çalışmaları ile Barry Buzan'ın kavramsal çerçevesinin konunun daha iyi anlaşılmasına yarar sağlayacağı düşünülmektedir. İşletme literatüründe sıkça karşımıza çıkan SWOT analizinin Güvenlik Çalışmaları alanındaki uygulanabilirliği denenmiştir. Kuzey Afrika'nın çağdaş döneminin Arap Baharı sonrası geçirdiği dönüşüm Güvenlik Çalışmaları bağlamında analiz edilmiştir. Yaşanan dönüşümün daha belirgin görülmesini sağlamak düşüncesiyle Arap Baharı sonrası yıllar (2014-2019) seçilmiş ve bu yıllara ait küresel terörizm-küresel barış indeksleri kullanılmıştır. İndekslerdeki veriler ve elde edilen sonuçlar ile Kuzey Afrika'nın günümüzdeki güvenlik durumuna bakılmıştır. Uluslararası İlişkiler 'de önemli bir konuma sahip olan Arap Baharı ayrıntılı bir şekilde Güvenlik Çalışmaları literatürü ve diğer sosyal bilimler literatürleri kullanılarak anlatılacaktır. ; With its impact on the change in the concept of security, the Arab Spring has an important place in history. With the advent of the Arab Spring, the main aim has been centered around investigating the different aspects of the topic. The focus has also been on discussing the topic in terms of the theories of Security Studies, the importance of which has been further understood. The main objective of the present study is to discuss the community structure of North African countries and the changes that took place before and after the Arab Spring in terms of security. The study focuses on the period from prior to Colonialism until 2012. It is possible to gain knowledge about the process by extensively analyzing the topic. The democracy indexes that are used to analyze whether the process was democratic or manipulative, will provide some detailed information on the condition of North African countries. By employing visual sociology, it is also aimed to bring in a new and different perspective to the analysis. Within the framework of the Copenhagen School, which has an important place in allowing a better understanding of the growing perception of security after the Cold War, the study also aimed to discuss the Arab Spring in terms of the Securitization and Regional Security Complex Theory. The peace and conflict studies of Johan Galtung and the theoretical framework of Barry Buzan will provide a better understanding of the topic under study. The SWOT analysis, which is often covered in business studies, is applied in the field of Security Studies. Transformation of North Africa's contemporary period after the Arab Spring, is investigated in the context of Security Studies. To make this transformation clear, the focus of this study is on the time period after the Arab Spring (2014-2019), and the global terrorism-global peace indexes of this time period are used. With the data retrieved from the indexes and the obtained results, the current security condition of North Africa is examined. The Arab Spring, which has a significant place in international relations, will be discussed in detail by covering the literature of Security Studies and the other social sciences disciplines.
BASE
Hiçbir şey yerinde değil: çatışma sonrası süreçte adalet ve geçmişle yüzleşme talepleri
In: İletişim yayınları 2159
In: Bugünün kitapları 184
Barış inşa sürecinde bir çatışma çözüm stratejisi olarak uluslararası arabuluculuk: Bosna Hersek ve Dağlık Karabağ örnekleri ; International mediation as a conflict resolution strategy in peace building process: The cases of Bosnia-Herzegovina and Nagorno Karabakh
Bu çalışmada, bir uluslararası uyuşmazlık çözüm yöntemi olan ve aynı zamanda BM Şartı'nın "Uyuşmazlıkların Barışçıl Yollarla Çözülmesi" başlığını taşıyan 6. bölümünün 33. maddesinde anlatım bulan çözüm yöntemlerinden de biri olan arabuluculuk, Bosna-Hersek ve Dağlık Karabağ vakaları çerçevesinde ele alınmıştır. Çalışmanın ana amacı, söz konusu vakaları karşılaştırmak suretiyle uluslararası arabuluculuğun başarısına etki eden koşullar ve etkenler üzerine test edilmeye açık bir takım hipotezlere ulaşmaktır. Veri toplama tekniği bağlamında çalışma, ulaşılabilen ilgili ya da uzman kişilerle röportaj ve diğer her türlü ikincil veriye dayanmıştır. Çalışmanın ilk bölümünde temel olarak arabuluculuk kurumu detaylı bir biçimde betimlenmiş, ikinci bölümde Bosna-Hersek Krizi hakkında bilgi verilmiş ve söz konusu krizde arabuluculuk süreci incelenmiş, üçüncü bölümde ise yine ilk olarak Dağlık Karabağ sorunu hakkında bilgi verilmiş ve ardından bu sorunda arabuluculuk girişimleri irdelenerek başarılarına ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur. Ulaşılan sonuçlara göre, daha önce benimsenen kriterler ışığımda, Bosna-Hersek krizinde uluslararası arabuluculuk faaliyetleri başarılı olarak değerlendirilirken, Dağlık Karabağ sorununda arabuluculuk süreci genel anlamda başarısız olarak değerlendirilmiştir. Bu bulgu temelinde uluslararası arabuluculuğun başarısına etki eden temel bazı faktörler üzerine bir takım tespit ve önerilerde bulunulmuştur. ; In this study, mediation, which is an international dispute resolution method and also one of the resolution methods expressed in the 33rd article of the 6th chapter of the UN Charter, titled "Peaceful Resolution of Disputes", is discussed within the framework of the Bosnia-Herzegovina and Nagorno-Karabakh cases. The study's primary purpose is to reach a set of hypotheses that are open to testing on the conditions and factors that affect the success of international mediation by comparing the cases in question. As for data collection technique, the study relied on interviews with ...
BASE
Stemmen op berkenbast: Berichten uit middeleeuws Rusland: dagelijks leven en communicatie
Stemmen op berkenbast offers a compilation of personal letters written on birchbarck. It is an introduction to medieval communication in Russian Novgorod. - Schrijven op berkenbast speelde in de middeleeuwen een wezenlijke rol in de communicatie en sociale organisatie van verschillende Russische steden, met name de stad Novgorod, gelegen ten zuiden van het huidige Sint-Petersburg. Dit boek laat aan de hand van een selectie van overgeleverde berkenbastbrieven zien hoezeer de schrijftraditie geïntegreerd was in het dagelijks leven. De korte mededelingen doen ons vaak denken aan hedendaagse e-mails of sms'jes. Ze waren bedoeld voor alledaagse communicatie over geld en macht, afspraken en conflicten, management en huishouden, ellende en liefde.
Osmanlı'nın yasından Atatürk'ün Türkiyesi'ne onarıcı liderlik ve politik psikoloji: söyleşi
In: Genel yayın 23
Uluslararası Arabuluculuğa Dair Değişen Yaklaşımlar ve Türkiye'nin Arabuluculuğun Dönüşümündeki Rolünün İncelenmesi ; Changing Perspectives on International Mediation and Assesment of the Turkey's Role of the Transformation of Mediation
Bir çatışma yönetimi formu olarak uluslararası arabuluculuk, eski çağlardan bu yana yaygın biçimde kullanılan bir üçüncü taraf müdahalesidir. 21. yüzyılla birlikte, çatışmaların değişen nitelikleri, aktörlerin çeşitlenmesi ve artan uluslararası bilinç gibi nedenlerle uluslararası arabuluculuğa dair geleneksel yöntemler etkinliğini kaybetmeye başlamıştır. Bu süreçte, uluslararası arabuluculuk kuramsal ve kurumsal bazda yeniden ele alınmış ve başta çok aktörlü arabuluculuk olmak üzere, yeni yaklaşımlar, uluslararası arabuluculuğa dahil edilmiştir. Bu çalışmada, değişen arabuluculuk anlayışı incelenmekte ve bu süreçte Türkiye'nin yeni yaklaşımların kurumsal düzenlemelere dahil edilmesindeki rolü analiz edilmektedir. Çalışma, Türkiye'nin bölgesel ve küresel çapta etkin arabuluculuğun kurumsallaşması hususunda önemli bir etkiye sahip olduğunu ileri sürmektedir. ; International mediation as a form of conflict management is a third-party intervention that has been widely used since ancient times. With the 21st century, traditional methods of international mediation began to lose their effectiveness due to reasons such as changing characteristics of conflicts, diversification of actors and increased international awareness. In this process, international mediation is reconsidered on a theoretical and institutional basis and new approaches, especially multi-actor mediation, are included in international mediation. In this study, the changing concept of mediation is examined and the role of Turkey in including new approach into institutional arrangements in this process is analyzed. The study argues that Turkey has a significant impact on institutionalization of effective mediation processes in regional and global scale.
BASE
Cıvıl War and The Challenges Ahead ın South Sudan; Güney Sudan'da iç Savaş ve Önündeki Zorluklar
In: Siyaset, ekonomi ve yönetim araştırmaları dergisi: Research journal of politics, economics and management, Band 10, Heft 1, S. 53-70
ISSN: 2147-6071
South Sudan's recently ended civil war began shortly after gaining independence in 2013. The conflict grew out of proportion and became disastrous for the world's youngest nation. In 2014 pressure amid sanctions from the international community forced rival parties into a productive process of a peace deal. However, there was little success as both the rebel militia and the government anticipated the downfall of each other. January 2015 indicated a positive move: the parties agreed to a cease-fire and peace talks were outlined. Mediators and other neutral parties, on the other hand, must take advantage of the situation to ensure stability. Another year of war will undoubtedly lead to a division, which will ultimately endanger South Sudan's sovereignty. This article describes the causes of ethnic struggles, military operations, the consequences of war, the role of external forces, and how to reach peaceful solutions.
Farklılıkların yönetiminin örgüt kültürü üzerine etkisi ve bir uygulama ; The Effect Of Differences on Organizational Culture and An Application
Değişmekte ve gelişmekte olan küresel piyasalarda insan gün geçtikçe daha önemli bir unsur haline gelmektedir. Sıradan ve monoton bir düşünce yapısının aksine fark yaratmaya odaklı bir gelişim söz konusudur. Bu gelişimi, örgüt içerisinde yer alan farklılıklara yönelmekle gerçekleştirmek mümkün olmaktadır. Her farklılık, işletme içerisinde farklı bir yaklaşım ve düşünce akımı sağlamaktadır. İşletmeler, başarısını arttırabilmek için farklılıklara açık olmakla yetinmemeli ve bu durumu örgüt içerisinde kültür haline getirmelidir. Farklı bakış açıları yenilik getirmektedir, işletmeyi iyileştirmekte ve yükseltmektedir. Örgüt içinde farklılıkların yönetilmesi işletmelere birçok avantaj sağlar. Farklılıkların yönetimi, örgüt yapısını esnek bir hale getirerek karar almada ve sorunların çözümünde büyük rol oynamaktadır. Farklılıklar etkin yönetilmediğinde, çalışanlar ve yöneticiler arasında ön yargılardan kaynaklı çatışmalar ortaya çıkmakta ve tehdit olarak algılanabilmektedir. Bu çatışmaların önüne geçmek ve farklılıklara karşı olan olumsuz tutumları ortadan kaldırmak için örgüt içerisinde düzenlemelere gitmek gerekmektedir. Oluşturulacak yazılı ve yazısız kurallar ile bu düzenlemeleri kültür haline getirmek mümkün olmaktadır. ; In changing and developing global markets, people are becoming more and more important. Contrary to ordinary and monotonous thinking, there is a development focused on making a difference. It is possible to realize this development by turning to the differences within the organization. Each difference provides a different approach and current of thought within the enterprise. Businesses should not confine with being open to differences to increase success, it should turn this into a culture within the organization.Managing differences within the organization provides businesses with many advantages. Diversity management plays a major role in decision-making and problem solving by making the organizational structure flexible. When differences are not managed effectively, conflicts arising from prejudices between employees and managers arise and can be perceived as threats. In order to prevent these conflicts and eliminate negative attitudes towards differences, it is necessary to make arrangements within the organization. With written and unwritten rules to be created, it is possible to transform these arrangements into culture.
BASE
I?ngiliz okulu ve uluslararası toplum: İsrail-Filistin sorunu ; English school and international society; Israeli-Palestinian dispute
Uluslararası İlişkilerde İngiliz Okulu teorisi ve uluslararası toplum kavramsallaştırması; uluslararası sistemdeki devletlerin ortak çıkar, değer, norm, kural ve kurumlar ile bir toplum oluşturduğu varsayımlarını savunmaktadır. Uluslararası toplumda düzenin ve nihayetinde barışın sağlanmasında kurumlar önemli bir role sahiptir. Tezde; örnek olay olarak İsrail-Filistin sorunu incelenerek uluslararası toplumun kurumları çerçevesinde, bu kurumların İsrail-Filistin sorunu üzerindeki etkisi incelenmeye çalışılmıştır. Tezde; Hedley Bull'un ortaya koymuş olduğu sistem seviyesindeki beş kurumdan faydalanılmıştır. Bu kurumlar; güç dengesi, büyük güç yönetimi, uluslararası hukuk, diplomasi ve savaştır. Bu tez, mevcut literatüre hem bütüncül bir uluslararası toplum anlayışını benimseyerek devlet ilişkilerini bu bütünsellik içerisinde incelemek, hem de genellikle realist bir açıdan incelenen bir olayı farklı bir perspektiften değerlendirmeyi amaçlayarak katkı sunmaya çalışmıştır. Tez, İngiliz Okulu; Realizm gibi egemen devletleri sistemdeki en önemli aktör olarak kabul etmektedir. İngiliz Okuluna göre bu egemen devletlerden oluşan uluslararası sistem; ortak çıkar, kimlik, norm, kural ve kurumlar vasıtasıyla bir uluslararası topluma dönüşecektir. Bu argüman üzerinden, güç dengesi, büyük güç yönetimi, uluslararası hukuk, diplomasi ve savaşın devletlerin bir arada barış içerisinde var olmasına yardımcı kurumlar olduğunu ileri sürmektedir. Bu uluslararası toplumun beş kurumunun İsrail-Filistin sorunu üzerindeki etkisi ve sürece katkısı nedir? sorusuna yanıt aramaktadır. Bu soruya İsrail'in kurulması öncesi süresi ile başlayıp ikinci intifada hareketi aralığı incelenerek yanıt aranmaya çalışılmıştır. Tezin temel argümanı; düzen ve barışa hizmet eden uluslararası toplum kurumlarının taraflar arasında adalet noktasında net bir denge oluşturamamakla birlikte İsrail-Filistin sorununda aktif ve yapıcı bir rol oynayarak düzenin ve barışın tesisinde etkin olduğudur. ; The Theory of the English School of International Relations and the conceptualization of international society espouses the assumptions that states in the international system form a society with common interests, values, norms, rules and institutions. Institutions play an important role in maintaining order and ultimately peace in the international society. In the thesis, the Israeli-Palestinian dispute is investigated as a case study, and the impact of these institutions on the Israeli-Palestinian problem are examined within the framework of the institutions of the international society. In the thesis, five institutions at the system level by Hedley Bull are put forthed. These institutions are; balance of power, great power management, international law, diplomacy and war. This thesis attempted to contribute to the existing literature, both by adopting a holistic understanding of international society, to examine state relations in this holistic way, and to evaluate an event that is generally examined from a realist perspective from a different perspective. Thesis; "The international system of sovereign states, which the English School accepts as the most important actor; It promises peaceful coexistence of states within the framework of order and justice in the international society, through the argument that it will become an international society through common interests, norms, rules and institutions. What is the impact and contribution of the five institutions of this international society on the Israeli-Palestinian dispute ?" concentrated on the question. An answer was sought for this question by starting with the period of Israel before its establishment and examining the second intifada movement range. The main argument of the thesis is that while the international society institutions serving order and peace cannot create a clear balance between the parties on the point of justice, they play an active and constructive role in the Israeli-Palestinian dispute and are active in the establishment of order and peace.
BASE
AVRUPA'NIN GÜVENLİK VE SOSYAL İSTİKRARINA TÜRKİYE'NİN KATKISI: SIĞINMACI SORUNU ÖRNEĞİ
International Congress of Management Economy And Policy, 26-27 Kasım 2016, İstanbul ; Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkilerinin güç ve çıkar noktasında sorgulandığı şu günlerde; iki aktör arasındaki politikalarda görüş ayrılıkları da derinleşmektedir. Enerji, Terör, Sığınmacı sorunu gibi ağır sorunları bulunan AB ve Türkiye'nin ilişkileri, Uluslararası sistem için önemli gelişmeler doğurmaya adaydır. Avrupa'nın, güvenlik sorunlarını çözmede, Sığınmacı Sorununu çözmede ve istikrarını sağlama noktasında en önemli partnerlerinden biri, 56 senedir Avrupa Birliği'ne almadığı Türkiye'dir. Türkiye'nin içinde bulunduğu çetin coğrafya, işbirliği alanlarını genişletmesini zaruri kılmaktadır. Bu noktada ekonomisi ve siyaseti ile Uluslararası sistemde önemli bir oyun kurucu olan Avrupa Birliği Türkiye için çok önemlidir. Uluslararası sistemde güçlü olmak ve sürekli güçlü kalabilmek aktörlerin yegâne hedefidir. Bu noktada güçlü ve istikrarlı bir Avrupa Birliği için Türkiye önemli bir stratejik ortak ve müttefik konumundadır. Çalışmada Avrupa'nın güvenliği ve sosyal istikrarına Türkiye'nin katkısı sığınmacı sorunu üzerinden incelenmiş; Türkiye'nin Avrupa'nın sığınmacı sorununu çözmede kilit ülkelerden biri olduğu görülmüştür. Ayrıca çalışmada Sığınmacı sorununun gittikçe daha fazla büyümesinin muhtemel sonuçları analiz edilmiştir. ; Nowadays, relationship between Turkey and the European Union is inquiried in terms of power and conflict of benefits and this cause divergence of views is increasing in politics between the two actors. Relations of the EU and Turkey, which have various problems such as energy, terrorism and the issues of asylum seeker, are tentative to bring about significant transformations for the international system. Turkey, who has not be accepted as a member of the EU for 56 years, indeed is one of the most important partner for Europe in case of solving the asylum seeker problem, ensuring border security and providing its stability. The challenging geographical environment where Turkey is located makes it ...
BASE
KRIJGSKUNDE EN POLITIEKE WETENSCHAP
In: Res publica: politiek-wetenschappelijk tijdschrift van de Lage Landen ; driemaandelijks tijdschrift, Band 10, Heft 4, S. 587-606
ISSN: 0486-4700
The Opening Address at the Sch of War, Brussels, for the Academic yr 1968-69. The role of a military academy is discussed. Then major contemporary theories on war & pol are examined. Special attention is given to the problem of military responsibility, psychol'al warfare, & the influence of PO on military strategy. It is noted that military & pol'al sci has become a sci of 'crisis manag.' Reference is made to the recent military conflicts in Korea, the Middle East, & Vietnam. Crisis management in modern days has become a power play among the big countries. The military strategy of the communist world is reviewed on the basis of the principles laid down by K. Marx & F. Engels. L. Trotsky's theories on war & poi are compared with the Marxist-Leninist pol'al & strategic doctrine. Brief mention is made of the military writings of Mao Tse Tung & their influence on Che Guevara &others. The development of pol'al sci in the US is traced. Instruction at such Sch's as the Nat'l War Coll & the Industr Coll of the Armed Forces is compared with the teaching of pol'al & military sci at US U's. It is noted that pol'al & military sci has come to recognize the internat'l aspects of its problems. Belgium, by its geographical situation, is tied to the changes going on in the European continent. Military sci in Belgium therefore orients itself towards that of other European countries, eg, as taught at the U's of Aberdeen, London, Oxford, the Centre d'Etudes de Politique Etrangere (Center for the Study of Foreign Policy), Paris, etc. The Netherlands has the 'Defensie Studiecentrum' (Center for Defense Studies), in which students are instructed in the pol'al, psychol'al, econ, & military aspects of defense. It is concluded that military sci has come of age & fulfills an important role in training the responsible pol'al leaders needed in the modern world. M. Maxfield.