Suchergebnisse
Filter
206 Ergebnisse
Sortierung:
Traditional Culture
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 23, Heft 4, S. 1
ISSN: 1309-1034
Environmental and Cultural Dynamics in the Formation of Nomadic Culture
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Many cultural assets unearthed in archaeological excavations, elements that make up the culture of the settled communities such as technology, art, economy and, if any, can be revealed through written sources. However, in the case of nomadic communities, there is a prejudice that temporary shelters made of lightweight materials are "invisible communities" defined by only a small number of material items available for transportation. As a result of these prejudices, the nomadic culture has been tried to be understood either through negative elements in the settlements, written sources written by the settlers, or through ethnoarchaeological research. In the Archeology Department of Atatürk University Social Sciences Institute, under the supervision of Proffesor Dr Mehmet Işıklı, the "Archaeological Evidence of Nomadic Culture in the Southeast Anatolian Region: An Ethnoarchaeological Study" one of the important questions encountered during the studies carried out within the scope of the doctoral thesis titled " to what extent modern nomadic communities will reflect the cultures of the ancient period" has been.
In this article, the question "what is culture" was chosen as the first step to start looking for answers to all these unknowns and questions, within the framework of the great transformations of humanity in the transition to a production economy, the elements that make up the culture were examined, and the elements of culture were discussed through the answers given by different scientists to this question.
American Antifa: The Tactics, Culture, and Practice of Militant Antifascism
In: Liberal Düşünce Dergisi, Heft 111, S. 281-284
Published in 2021 by Routledge, ' American Antifa: The Tactics, Culture, and Practice of Militant Antifascism' examines the process of mutual radicalization between far-right and anarchist groups in the United States. The book reviews analyzes the terrorist threat potential of militant anti-fascist movements.
Who Killed Panayot?: Reforming Ottoman Legal Culture in the 19th Century
In: İslâm araştırmaları dergisi: Turkish journal of Islamic studies, Heft 49, S. 214-219
ISSN: 1301-3289
Bugüne kadar Osmanlı ceza hukuku alanında ve daha özelde XIX. yüzyıl Osmanlı ceza hukuku alanında yapılan çalışmaların birçoğunun teorik olduğu görülmekte, pratik üzerinden teorik söylemlerin geliştirildiği çok az çalışmaya şahit olunmaktadır. Son dönem Osmanlı ceza hukukunun değişimine dair önemli çalışmaları olan Omri Paz, Who Killed Panayot? adını verdiği, 1850 yılında İzmir'de meydana gelen görünürde basit bir afyon hırsızlığı olayının, dönemin Osmanlı Hariciye nazırı ve İngiliz büyükelçisi düzeyinde yapılan yazışmalara nasıl konu olduğunu anlattığı bu çalışmasında, aslında Tanzimat sonrası Osmanlı'nın ceza hukuku alanında yaptığı reformlara dair çok önemli bilgileri bir olay merkezinde kalarak sunmuştur.
Deutschland: magazine on politics, culture, business and science = Almanya. E. 2, Türkiye
ISSN: 0948-4205
Culture clash in Central Asia: Islamic views on Chinese theatre ; Eastern Turki texts
In: Scripta minora 1990/91, 3
Türkiye'nin Balkanlardaki yumuşak gücü: Türk kültürü ; Turkish culture: Turkey's soft power in the Balkans
Bir ülkenin gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı izlediği politikaların doğruluğu ve etkinliği kadar, sahip olduğu askerî ve ekonomik gücün yanında yumuşak güç potansiyeli de kamu diplomasisinin başarısını belirleyen unsurlar arasındadır. Yumuşak güç terimi, bir ülkenin başkaları tarafından ne kadar cazip ve örnek alınmaya değer görüldüğünü de ifade eder. Kavramı formüle eden Joseph Nye'e göre yumuşak güç, bir ülkenin kültürünün, siyasi fikirlerinin ve politikalarının çekiciliğini ifade eder. Bir ülkenin izlediği politikaların başkaları ııez-dinde meşru kabul edilmesi, o ülkenin ince güç kapasitesini de arttırır. Türkiye'nin sahip olduğu yumuşak güç, hem biçimi hem de kapsamı itibarıyla diğer ülkelerden farklılıklar arz eder. Balkanlarda başlayıp Orta Asya'nın içlerine kadar uzanan Türkiye'nin yumuşak güç potansiyeli, askerî yahut teknolojik üstünlükten ziyade, tevarüs ettiği tarih ve kültür derinliğinden kaynaklanmaktadır. özellikle günümüzde hâlâ Türk tarih ve kültürünün canlı bir şekilde yaşadığı coğrafyalardan biri olan Balkanlar, bu bağlamda Türk diplomasisinin önemli yumuşak güç sahalarından biridir. ; Along with its suitable and effective domestic and foreign policies, soft power potential of a country determines the success of public diplomacy as well as its military and economic power. the term soft power also denotes how a country is seen worth appealing and being modeled by the others. Joseph Nye, who developed the concept soft power, defines it as the power of attraction of a country's culture, political values and policies. If the policy of a country is regarded as legitimate by the others, soft power capacity of that country increases. Turkey's soft power is different from the other countries soft power in terms of its profile and scope. Soft power potential of Turkey, which involves the Balkans and extends to the inner parts of the Middle Asia, derives from its historical and cultural depth rather than military or technological superiority. in this context, the Balkans, one of the areas where Turkish history and culture have still been alive, is one of the important soft power areas of Turkish diplomacy.
BASE
Azerbaycan-İran ilişkilerinde stratejik kültürün rolü ; The role of strategic culture in Azebaijan-Iran relations
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile 18.06.2018 tarihli "Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge" gereğince tam metin erişime açılmıştır. ; Bağımsızlıktan sonra Azerbaycan Cumhuriyeti dünya siyasetinde bölgesel aktörlerin ve küresel güçlerin çıkar kesişmesinin odağında olan bir devlet olmuştur. 1991 yılında tekrar bağımsızlığını kazanan Azerbaycan Cumhuriyeti, 1918-1920 yılları arasında mevcut olmuş olan Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin resmi varisi olmuştur. Bu çalışmanın ana konusu ise Azerbaycan Cumhuriyetinin stratejik kültürünü incelemek ve İran ile ilişkilerde rolünü tespit etmektir. Tezin temel iddialarından birisi Azerbaycan-İran ilişkilerinde stratejik kültür yaklaşımının açıklayıcı bakış açısı sunduğu yönündedir. Bu çerçevede tez çalışmamızda temel birkaç soruya cevap aranmaktadır: a) Azerbaycan'ın stratejik kültürünün oluşmasında hangi etkenler ön plandadır? Bu soruya cevap bulmak için Azerbaycan'ın tarihi geçmişini, devlet olma sürecinde sembollerin ortaya çıkmasını ve etkisini, bağımsızlık sonrası ekonominin stratejik kültür üzerinde etkisi gibi konular araştırılmıştır. b) Stratejik kültür etkisi Azerbaycan ile İran arasında yaşanan politik gelişmelerde gözlemlene bilir mi? Nasıl gözlemlenir? Bu soruya cevap bulmak için ise Hazar'ın statüsü konusu incelenmiştir. Bu soruların etrafında şekillenen tezde şu bulgulara ulaşılmıştır: a) Azerbaycan'ın stratejik kültürünün oluşmasında sembolik ve çevresel etkenler ön plandadır. Özellikle İran ve Rusya'dan belirli ölçüde tehdit algılaması Azerbaycan'ın stratejik algılamasının Batı yanlısı olmasını sağlamıştır. b) İki ülkenin stratejik kültürleri çelişmektedir. Azerbaycan'ın stratejik kültürü mümkün kadar fazla sayıda Batılı güçlerle iyi ilişkiler kurmayı öğütlerken, İran tam tersi olarak bu durumdan tehdit algılamaktadır. ; After the Independence, the Republic of Azerbaijan became the focus of the intersection of regional actors and global powers in world politics. The Republic of Azerbaijan, which gained its independence in 1991, became the official heir of the Azerbaijan Democratic Republic, which was present between 1918-1920. The main subject of this study is to examine the strategic culture of the Republic of Azerbaijan and to determine its role in relations with Iran. One of the main claims of the thesis is that the strategic culture approach in the relations between Azerbaijan and Iran provides an explanatory point of view. In this framework, the answer to the basic questions is sought in our thesis study: a) Which factors are at the forefront in the formation of Azerbaijan's strategic culture? In order to find the answer to this question, the historical background of Azerbaijan, the emergence and effects of symbols in the statehood process and the effects of the post - independence economy on the strategic culture were examined. b) Can the impact of the strategic culture be observed in the political developments between Azerbaijan and Iran? How is it observed? In order to find an answer to this question, Hazar's status is examined. The following findings were found in the thesis which was formed around these questions: a) Symbolic and environmental factors are in the foreground in the formation of Azerbaijan's strategic culture. Particularly the perception of threat from Iran and Russia has made Azerbaijan's strategic perception to be pro-Western. b) Strategic cultures of the two countries are contradictory. While Azerbaijan's strategic culture prefers to establish good relations with as many Western powers as possible, Iran, on the contrary, threatens this situation.
BASE
Örgüt kültürü ve mobbing (işyerinde psikolojik taciz) uygulamalarının değerlendirilmesi ; The evaluation of organizational culture and mobbing
Ülkemizde ve dünyada giderek daha fazla üzerinde durulmaya başlanan mobbing olgusu örgütler için ciddi bir tehlike halini almıştır. Mobbing olgusu dünyanın her yerinde, farklı sektörlerde ve farklı kurumlarda, doğrudan veya dolaylı olarak karşılaşılabilen sinsi ve örgütsel bir hastalık olarak nitelendirilmektedir.Mobbing örgütsel ilişkileri bozabilen ve örgüt üyeleri üzerinde yıkıcı etkiler yaratabilen bir olgudur. Yapılan literatür taramasında mobbinge neden olan etmenlerden birinin de örgüt kültürü olduğu saptanmıştır.Bu çalışmanın amacı; mobbing ile örgüt kültürü arasında nasıl bir ilişki olduğunu tespit etmek ve mobbingle mücadele yöntemlerini ortaya koymaktır.Çalışmanın birinci bölümünde örgüt kültürü kavramı incelenmiştir. İkinci bölümde mobbing kavramı ayrıntılı olarak incelenmiş, nedenleri üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölümde ise mobbing ile örgüt kültürü arasındaki ilişki incelenerek çözüm önerileri sunulmuştur. ; The mobbing fact, on which is concantrated increasingly, in our country and in the world became a serious danger for organizations. Mobbing phenomenon is common across all over the world, different sectors and different institutions directly or indirectly are defined as a disease is insidious, and organizations.Mobbing is a phenomenon that can disrupt the organizational relationship and make devastate effects on members of organizations.The aim of this study is to determine the relationship between mobbing and organizational culture and to state the contentions of mobbing.In the first chapter of study, organizational culture, ın the second chapter of the study mobbing phenomenon has been examined. The relationship between organizational culture and mobbing has been examined and focused on solutions in the third chapter of this study.
BASE
Türkiye'de demokrasi'nin pekişmesi: bir siyasal kültür sorunu (Democratic consolidation in Turkey: a problem of political culture)
Türkiye'de demokrasinin pekişmesinde (consolidation) karşılaşılan sorunların siyasal kültürden kaynaklanan temellieri olup olmadığını araştıran, bu amaçla kişisel güven, dernekleşme, toplumsal hoşgörü, siyasal etkinlik duygusu ve siyasal katılma eğilimlerinin çizdiği görüntüyü saha araştırmalarından derlenen verilerle irdeleyen bir çalışmadır.
BASE
Türkiye'de Siyasal Kültür Ve Anayasa Yapım Sürecine Yansımaları ; Polıtıcal Culture In Turkey And It Reflectıons On Constıtutıonal Process
Anayasa ve anayasa yapım süreçleri, siyasal kültürün özelliklerinin izlenebileceği temel alanlardan biridir. Çünkü her anayasa, ait olduğu toplumun siyasal kültürünün bir yansıması ve ifadesidir. Ülkelerin sahip oldukları anayasalar farklı olduğu gibi anayasaların yapım süreçleri ile ilgili uygulamalar da birbirinden farklıdır. Bu farklılığı oluşturan unsurlardan bir tanesi de vatandaşların sahip olduğu siyasal kültürdür. Bu çalışma, Türkiye'deki anayasa yapım süreçleriyle ilgilidir. Anayasa ile siyasal kültür arasındaki ilişkiler üzerine eğilmektedir. Ayrıca siyasal kültürün anayasa, anayasanın ise siyasal kültür üzerindeki etkileri araştırılmaktadır. Bu bağlamda özellikle Türkiye'deki anayasa yapım süreçlerinin ne gibi temel hususlara sahip olduğu, toplumun bu sürece ne kadar dahil olup olmadığı, anayasa yapım işleminin ne şekilde gerçekleştiği incelenmiştir. Bu çalışmada, farklı zamanlarda yapılmış olsa da anayasa yapım sürecinin birbirine benzer özellikler taşıdığı tespit edilmiştir ; The features of political culture may have an impact on the constitution and the stages of constitution-making in any country constitutions, reflects the political culture of the country where they belong. There are several constitutions types as well as constitution-making stages and practices among countries. One of the main reasons of these differences is the variations in political culture and perceptions among them. This study examines the relationship between the constitution-making stages and political culture in Turkey. In addition, this study investigates whether the constitution-making stages have the basic features of political culture in this country; to what extent people participate in constitution-making stages; how constitution-making is realized. It is found that whenever the constitution amendments take place in Turkey, the making has process the similar pattern.
BASE
İran İslam Cumhuriyeti stratejik kültürü ve dış politikası ; Strategic culture and foreign policy of Iran Islamic Republic
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile 18.06.2018 tarihli "Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge" gereğince tam metin erişime açılmıştır. ; Uluslararası ilişkilerde temel aktörlerin davranışlarını açıklamak için birçok teori geliştirilmiştir. Özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde bu aktörlerin davranışlarını açıklamada kültürel unsurlara giderek daha fazla önem verilmiştir. Bu doğrultuda güvenlik çalışmalarında önemli bir yere sahip olan stratejik kültür devletlerin dış politika tercihlerini ve karar alma süreçlerini şekillendiren kültürel unsurları, kimliği, norm ve mitlerin oluşumunu ve etkilerini ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Bu çalışma, İran'ın devrim sonrası dönemde sergilediği güvenlik ve dış politika yaklaşımını stratejik kültür bağlamında ele almakta ve İran'ın stratejik kültürünün dış politikaya yansımasını incelemektedir. Dünya siyasetinde gerek söylemleri gerek eylemleri ile sıkça tartışma konusu olan İran'ın davranışları Alastair I. Johnston'un kavramsallaştırdığı stratejik kültür çerçevesinde analiz edilmektedir. Buna göre çalışmada başlıca araştırma sorular şunlardır: a) İran İslam Cumhuriyeti'nin kurulduğu günden bu yana tutarlı bir stratejik kültürü var mıdır? Evet ise, bu stratejik kültürün temel özellikleri nelerdir? b) İran'ın stratejik kültürü dış politika kararlarını ve davranışlarını etkilemekte midir? c)Evet ise, İran'ın stratejik kültürünün dış politika davranışı üzerindeki etkisi hangi örnek olay veya eylemlere yansımaktadır? Alaistair Johnston'un kavramsallaştırmasında stratejik kültür devletleri başlıca üç kategoride değerlendirmektedir; uzlaşmacı, savunmacı ve saldırgan. Yukarıdaki sorular ve bulgular ışığında bu çalışma İran'ın temelde savunmacı bir devlet olduğunu ileri sürmektedir. İran'ın savunmacı bir anlayışı benimsemesinin temelinde etrafının sürekli düşmanlarla çevrili olduğu algısı vardır. İranlı karar alıcıların zihinsel arka planında yatan bu düşünce dış politika seçeneklerini daraltmış ve güvenlik eksenli bir tutum sergilenmesi sonucunu beraberinde getirmiştir. Bu stratejik düşüncenin doğal sonucu olarak İran'ın dış politikada alanı daralmış ve bu alanda en belirgin araç olarak caydırıcılık stratejisi yer almıştır. Stratejik kültürün operasyonel kısmını oluşturan bölümde ise İran'ın stratejik kültürünün davranış üzerindeki etkisi İran-Irak Savaşı üzerinde test edilmektedir. ; Several theories have been developed to explain the behavior of key actors in international relations. Especially in the post-Cold War period, cultural elements are given more importance in explaining the behaviors of these actors. In this direction, the strategic culture, which has an important place in security studies, aims to reveal the cultural elements, identity, formation and effects of the norms and myths that shape the foreign policy preferences and decision-making processes of the states. This study examines Iran's security and foreign policy approach in the post-revolutionary era in the context of strategic culture and investigates the reflection of Iran's strategic culture on foreign policy. The behavior of Iran, which is a subject of frequent debates in world politics with its rhetoric and actions, is analyzed within the framework of strategic culture that Alastair I. Johnston conceptualizes. Accordingly, the main research questions in the study are: a) Does the Islamic Republic of Iran have a consistent strategic culture since its inception? If yes, what are the main characteristics of this strategic culture? b) Does Iran's strategic culture influence foreign policy decisions and behaviors of Iran? c) If yes, In which case events or actions does Iran's strategic culture influence its foreign policy behavior? In the conceptualization of Alaistair Johnston, strategic culture evaluates states in three main categories; accommodationist, defensive and offensive. In the light of the above questions and findings, this study suggests that Iran is essentially a defensive state. On the basis of Iran adopting a defensive understanding, there is a perception that its environment is constantly surrounded by enemies. This idea, which lies in the mental background of Iranian decision makers, narrowed its foreign policy options and the result of a security-oriented attitude has brought along. As a natural consequence of this strategic thinking, Iran's foreign policy has narrowed and a deterrence strategy has been the most prominent tool in this field. In the section that constitutes the operational part of the strategic culture, the influence of Iran's strategic culture on behavior is tested on the Iran-Iraq War.
BASE