Sosyal ilişkiler, sosyal sistemler ve genel olarak toplumsal yapı denilen bütünlük, içinde pek çok unsuru barındıran büyük bir ortaklıktır. Toplumsal yapı, göreli denge ve birliğinin yanı sıra çeşitli zıtlıklar, çatışmalar ve eşitsizlikleri de bünyesinde barındırır. Bunların en önemlilerinden biri toplumsal cinsiyet ayrımı ve ona dayalı haksız tanımlama, konumlandırma ve uygulamalardır. Bu anlamda biyolojik olarak kadın cinsine karşılık toplumsal olarak üretilen 'kadınlık' cinsiyeti, başlıca örnek olarak varlığını sürdürmektedir. Kadınlık, en yalın haliyle doğuştan ve doğal değil, sonradan ve yapay olarak oluşturulmuş cinsiyet ayrımının ismidir. Toplumsal cinsiyet ayrımına neredeyse tüm dünya ülkelerinde rastlanabilir. Ayrım geçmişte de var olmuştur, bugün de devam etmektedir. Ancak yaşanma şiddeti ve göstergeleri toplumdan topluma farklılık göstermektedir. Türkiye, toplumsal cinsiyete dayalı ayrımda kadınlığın belirgin olarak yaşandığı ülkelerden biridir. Kadın, 'toplumsal cinsiyetinden ötürü' Türkiye'de var olan onlarca öteki içerisinde başı çekmektedir. Bu inceleme genelinde teorik olarak toplumsal cinsiyetin kurguladığı kadınlık olgusu tanımlanacak, açıklanacak ve kadınlığın yaşadığı eşitsizlikler vurgulanacaktır. Bu doğrultuda ilkin biyolojik-toplumsal cinsiyet ayrımı ele alınacaktır. Ardından ayrımın belli başlı toplumlarda ne gibi uygulamalarla canlı kaldığı anlatılacaktır. Sonrasında genel tarihsel akış içerisinde Dünya'da ve Türkiye'de kadınlık meselesi toplumsal cinsiyet ayrımı bağlamında tartışılacaktır. Sonuç olarak Türkiye'de kadının genel durumu sergilenip yorumlanacaktır. ; Social relations, social systems and the overall integrity of the so-called social structure, containing many elements of a great partnership. Social structure, as well as a variety of relative stability and unity of opposites, incorporates the conflicts and inequalities. One of the most important of these are based on her gender discrimination and wrongful identification, positioning, and applications. In this sense, corresponds to the type of socially produced biologically female 'female' sex, exists mainly as an example. Femininity, most completely innate and natural, not artificially created, and subsequently Gender discrimination can be found in virtually all countries of the world. Discrimination has existed in the past, continues to this day. Indicators and severity vary from society to society, but to happen. Turkey, one of the countries that experienced a significant gender-based discrimination womanhood. Woman, 'for social sex' in Turkey, the other dozens of existing lead. Female gender as a theoretical speculations in the case of this study will be defined, explained and emphasized femininity inequalities experienced. Biological gender discrimination will be dealt with first in this direction. Live in societies that certain practices such as discrimination, then what will be discussed. Then, the flow in the general historical context of gender discrimination in the world and in Turkey will be discussed in a matter of femininity. As a result, the overall situation of women in Turkey exhibited and interpreted.
Günümüzde devletler politik kararlarının, iki farklı cinsiyet üzerinde doğuracağı etkiyi dikkate almakta, sonuçlarını değerlendirmekte, iki cinsiyet arasında eşitsizlik doğurmayacak ya da mevcut toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri giderecek şekilde almaya çaba sarf etmektedirler. Politik kararların en önemli yansıması olan devlet bütçelerinin, toplumsal cinsiyete duyarlı hale gelmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği gözetmesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini azaltmada en önemli araçların başında gelmektedir. Bu çalışmada toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme anlayışı ile Türkiye'de konuya ilişkin çalışmalarda bulunan kamu kurumları ve sundukları kamu hizmetleri ve yaptıkları kamu harcamaları açıklandıktan sonra mevcut kurumların revizyonu ve yeni kurumların tahsis edilmesi gereği üzerine değerlendirmeler yapılmıştır. ; Today, states consider the effect of their political decisions on two different gender, and evaluate the ramifications of these decisions, so that they will not cause inequality between men and women. States also make an effort to take political decisions in order to avoid gender inequalities. The most important consequence of the impact of political decisions on the state budget is that it has become gender-sensitive and considers the gender equality. It also reduces gender inequality which is one of the most important tools. In this study, gender-sensitive budgeting approach in Turkey will be discussed. The study will also mention about the public institutions and public services that are related to the issue under discussion in addition to explaining the public spending of these institutions. Finally, the revision of existing institutions and the need for the establishment of new institutions will be articulated.
Siyaset, toplumsal yaşamdaki kaynakların dağılımına ilişkin süreçleri kontrol etme ve bu süreçleri yönetme olarak düşünüldüğünde, bu kaynakların kime, hangi cinsiyete, hangi sınıfa, gruba dağıtılacağına dair karar verme yetkisine sahip olmayı beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla, siyasi partilerin ve parti söylemlerinin, cinsiyetlerin taleplerine ne kadar eşit yaklaştığı ve hangi cinsiyetin ihtiyaçlarını önceleyip politik söylem haline ve bu söylemin medya ürünlerinde nasıl yer bulduğu sorusu, ataerkil zihniyetin dolayısıyla kadın- erkek eşitsizliğinin dönüştürülmesi için önemli görünmektedir. Bu önemden hareketle; bu çalışmada; partilerin kadın politikalarının farklı farklı gazetelerin ideolojileriyle nasıl ilişkiye girdiği ve partilerin cinsiyet politikalarının gazetelerde nasıl temsil edildiği dolayısıyla eril ideolojinin hem yazılı basınla hem de parti politikalarıyla nasıl iç içe geçtiğini deşifre etmek amaçlanmaktadır. Bu çerçevede; feminist teorinin önemli bir argümanı olan toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısıyla, 2011 genel seçimleri öncesi, Cumhuriyet, Zaman, Birgün ve Hürriyet gazeteleri örneğinde, Parlamentoda yer alan partilerin, yazılı basında yer alan kadın politikaları incelenmiştir ; Politics, while considered as, the distribution of resources related to control and manage processes in social life, it also brings along to have decision-making authority to whom, which gender, which class, which group will be distributed of these sources. Whereat, it seems to be significant for the conversion of patriarchal mentality hence the inequality between men and women that political parties and discourses of parties, how equally approach to gender demands and giving priority to which gender needs into political discourse and the question of how to find a place this discourse in media products. Moving from this importance, it is aimed that female policies of parties how relate to different newspaper ideologies and how the gender policies of parties are represented by the newspapers; so, how to decode that masculine ideology intertwine both in written press and party policies. Considering this importance and the perspective of gender mainstreaming, which is a very important argument of feminist theory; woman policies of political parties' in parliament which took place in written pres is analysed in the example of the following newspapers: Cumhuriyet, Zaman, Birgün,Hürriyet
Geç ergenlerin yaklaşmacı/kaçınmacı benlik düzenleme odakları ile ebeveynlerine bağlanmaları ve onlardan ayrışma bireyleşme düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemek için planlanan araştırmaya Marmara Üniversitesi'nden 242 ve Maltepe Üniversitesi'nden 196 olmak üzere toplam 501 öğrencinin katılımı sağlanmıştır.Bu öğrencilerin 240 tanesi 1. sınıfa ve 198 i 4. sınıfa devam etmekte olup, 241 i kız ve 197 si ise erkektir. Geç ergenlerin yaklaşmacı benlik düzenleme odağının ebeveyne güvenli bağlanma ile pozitif yönde, kaçınmacı benlik düzenleme odağının ise negatif yönde ilişkili olacağı ve yine geç ergenlerin ebeveynlerine güvenli bağlanma ile onlardan ayrışma bireyleşme düzeyleri arasındaki ilişkinin negatif yönde olacağı varsayımlarını doğrulamak, geç ergenlerin yaklaşmacı/kaçınmacı benlik düzenleme odakları ile ayrışma bireyleşme düzeyleri arasında bir ilişkinin olup olmadığını tespit etmek ve varsa ilişkinin yönünü belirlemek, araştırmanın ana değişkenlerinin cinsiyete ve ayrıca ayrışma bireyleşme düzeylerinin ise sınıf düzeyine göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya çıkarmak araştırmanın amaçlarındandır. Veri toplama araçları olarak Sosyo-Demografik Bilgi Formu, Yaklaşmacı/Kaçınmacı Benlik Düzenleme Odağı Ölçeği, Ebeveyne ve Akrana Bağlanma Envanteri, Ayrışma Bireyleşme Ergen Testi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda yaklaşmacı benlik düzenleme odağı ile ebeveyne güvenli bağlanma arasındaki ilişkinin beklendiği gibi pozitif yönde ve anlamlı olduğu görülmüştür. Kaçınmacı benlik düzenleme odağı da ebeveyne güvenli bağlanma ile negatif yönde ve anlamlı düzeyde ilişkilidir. Yine beklendiği gibi ebeveyne güvenli bağlanma ile ayrışma bireyleşme düzeyleri arasında negatif yönde bir ilişki olup,ebeveyne güvenli bağlanma ile sadece kısıtlanma kaygısı ve reddedilme beklentisi arasındaki ilişki anlamdır. Ayrıca kaçınmacı benlik düzenleme odağının ayrışma bireyleşme düzeylerinin tümü ileilişkisi pozitif yönde ve anlamlı iken, yaklaşmacı benlik düzenleme odağı sadece ayrışma kaygısı ile pozitif yönde ve anlamlıdır. Oysa regresyon analizi sonuçları ergenlerinkaçınmacı benlik düzenleme odağının sadece ayrışma kaygısı ve reddedilme beklentisini pozitif yönde ve anlamlı düzeyde yordadığını göstermiştir. Araştırmanın temel değişkenlerinden olan yaklaşmacı benlik düzenleme odağı, ayrışma kaygısı ve reddedilme beklentisi cinsiyete göre farklılık gösterirken, kısıtlanma kaygısı ve ayrışma kaygısı da sınıf düzeyine göre farklılık göstermiştir. Yaklaşmacı benlik düzenleme odağının ebeveyne güvenli bağlanmayı arttırdığı, kaçınmacı benlik düzenleme odağının ise azalttığı, kaçınmacı benlik düzenleme odağının bireyleşme sürecinde yaşanan sıkıntıları(ayrışma kaygısıve reddedilme beklentisi) arttırdığı, ebeveyne güvenli bağlanmanın ise bu sıkıntıları (kısıtlanma kaygısı ve reddedilme beklentisi) azalttığı kanısına varılmıştır. Sonuçlar kültürel bağlamda yorumlanmıştır. ; To examine late adolescents promotion/prevention focusses with attachment to parents and levels of seperation-individuation from them, the research has been fillfulled from total 501 university students who attend to first (240) and fourth(198) class of Marmara(242) and Maltepe(196), who are 241 girls and 197 boys. To confirm hypothesises that late adolescents promotion self-regulatory focus will be related positively to their security attachment to parents, prevention regulatory focus will be related negatively to their security attachment to parents and there will be negative relationship between security attachment their parents and levels of seperation-individuation from parents, to determine that if there is relationship between late adolscents of promotion/prevention self regulatory focuses and levels of saperation-individuations, if there is, to determine aspect of this relationship, to find out that if the basic variables of search change according to gender and if levels of seperation-individuation change occording to levels of class are purpose of the search. As a datacollecting materials,Socio-demographic Form, Scale of Promotion/Prevention Self-Regulatory Focuses, Inventory of Attachment to Parent and Peer and Adolescent Test of Seperation-Individuation has been used. As expected, there has been found positive and significant relationship between promotion self-regulatory focus and securtiy attachment to parent. Prevention self-regulatory focus is related negatively and also significantly to attachment to parent. Again as expected,there has been found negative relationship between security attachment to parent and seperation-individuation levels, but just engulfment anxiety and rejection expectancy are significant. While prevention self-regulatory focus is related positively and significantly to all of seperation-individuation levels, promotion self- regulatory focus is just positively and significantly seperation anxiety. Wheras regression analiysis has showed that prevention self-regulatory focus had predicted just adolescents seperation anxiety and rejection expectancy. While just promotion self-regulatory focus, engulfment and seperation anxiety from basic variables of research have showed difference according to gender, engulfment and seperation anxiety have showed difference according to class levels too. These foundings have been compared to foundings of other research and have been interpretted direction of the theoretic acknowledgements. İt has been thought that promotion self-regulatory focus raises security attachment to parent, but prevention self-regulatory focus decreases security attcahment to parent, prevention focus raises distreses, like seperation anxiety and rejection expectancy, in the individuation process, security attachment to parent decreases distreses, like engulfment anxiety and rejection expectancy, in the individuation process. Conclusions are interpretted in cultural context. Key Words: Promotion self-regulatory focus, prevention self-regulatory focus, security attachment to parent, seperation-individuation.
Bu araştırma; Spor Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatında görev yapan spor yöneticilerinin düşünme ve karar verme stillerini belirlemek, demografik değişkenlerinin düşünme ve karar verme stilleri üzerindeki etkisini araştırmak ve düşünme stilleri ile karar verme stilleri arasında bir ilişki olup olmadığını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, mevcut durumu ortaya çıkartmayı amaçlayan betimsel taramaya (survey) ve ilişkisel taramaya yönelik bir yöntem kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem grubu toplam 170 spor yöneticisinden oluşmaktadır (Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü=32 / Şube Müdürü=138). Araştırmada veri toplama aracı olarak, Sternberg ve Wagner (1992) tarafından geliştirilen ve Buluş (2006) tarafından Türkçe?ye uyarlanan ?Düşünme Stilleri Ölçeği?, Mann ve ark (1998), tarafından geliştirilen ve Deniz (2004) tarafından Türkçe?ye uyarlanan ?Melbourne Karar Verme Ölçeği? ve araştırmacı tarafından geliştirilen ?Kişisel Bilgi Formu? kullanılmıştır. Verilerin analizinde, ikili karşılaştırmalar için Mann-Whitney U Testi ve çoklu karşılaştırmalar için Kruskal-Wallis Varyans Analizi kullanılmıştır. Çoklu karşılaştırmalarda Kruskal Wallis Varyans Analizi sonucu anlamlı farkın çıktığı durumlarda, bu farkın hangi gruplar arasından kaynaklandığını belirlemek için Mann Whitney U Testi uygulanmıştır. Yöneticilerin düşünme stilleri ile karar vermede öz saygı düzeyleri ve karar verme stilleri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için de Spearman Brown Sıra Farkları Korelasyon (r) katsayısı tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırmada anlamlılık düzeyi için ?=0.05 seçilmiştir. Araştırma sonucunda, spor yöneticilerinin en çok tercih ettikleri ilk üç düşünme stilinin hiyerarşik, yürütme ve liberal olduğu, en az tercih ettikleri düşünme stillerinin ise muhafazakar, içsel ve lokal olduğu belirlenmiştir. Spor yöneticilerinin düşünme stilleri ölçeğinin bütün alt boyutlarının cinsiyet, eğitim düzeyi ve sporla ilgilenme değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı; içsel düşünme stilinin yaş ve mesleki kıdem değişkenine göre, muhafazakar düşünme stilinin yöneticilik kıdem değişkenine göre, dışsal ve liberal düşünme stilinin de yöneticilik statüsü değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaştığı tespit edilmiştir. Spor yöneticilerinin karar vermede öz saygı düzeylerinin ve karar verme stillerinden dikkatli karar verme stilini kullanma düzeylerinin yüksek olduğu; karar verme stillerinden kaçıngan, erteleyici ve panik karar verme stillerini kullanma düzeylerinin ise düşük olduğu belirlenmiştir. Spor yöneticilerinin karar vermede öz saygılarının cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, sporla ilgilenme ve yöneticilik statüsü değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı; mesleki kıdem ve yöneticilik kıdem değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaştığı tespit edilmiştir. Spor yöneticilerinin karar verme ölçeği tüm alt boyutlarının ise bütün demografik değişkenlere göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı saptanmıştır. Spor yöneticilerinin düşünme stilleri alt boyutları ile karar vermede öz saygı ve karar verme ölçeği alt boyutları arasında düşük düzeyde pozitif ve negatif yönlü ilişkiler olduğu tespit edilmiştir ; This research was conducted to determine Decision Making and Thinking Styles of Sports Managers Working in the Central and Provincial Organizations and find out whether their demographic variables has an effect on their thinking and decision-making styles. Besides, to reveal whether there is a relationship between their thinking styles and decision-making styles. A method oriented relational screening and descriptive survey aimed at posing current position is used in the survey. Sampling group of the survey consists of 170 athletic managers. (provincial director of youth and sports= 32, deparment chief=138). Data collection tools are used in the research as follows: ?Thought style scale? developed by Sternberg ve Wagner (1992) and adapted to Turkish by Buluş (2006), ?Melbourne Decision Making Scale? developed by Mann and his colleagues and adapted to Turkish by Deniz (2004) and ?Personal Information Form? developed by the researcher were used. Mann Whitney U test for paired comparison and Kruskal Wallis Varyans Analysis for multiple comparisions are used in data analysis. In the event of significant difference In Multiple Comparision, The result of Kruskal Wallis Varyans Analysis, in order to determine the difference from which groups stem, Mann Whitney U test is applied. In order to reveal the relations between Managers? Thinking styles and self esteem levels in decision making and decision making styles , Spearman?s Rank Correlation Coefficient is practiced. For Significance level, ?=0.05 is chosen in the research. Following the research, it is determined that while the most preferred top three thinking style of the athletic managers are hierarchical, executive and liberal, the least preferred thinking styles are conservative, inner and local. It is determined that All Sub-dimension of Thinking styles scales of athletic managers don?t vary accroding to gender, education level and dealing with sports; inner thinking styles varies according to age and Professional seniority variables, conservative thinking style varies according to executive seniority variables, external and libaeral thinking styles varies acoording to executive status variables. It is determined that while Self esteem levels of Athletic managers in decision making and the level of use careful decision making styles from decision making styles are high, Avoidant, dilatory and panic decision making styles using levels from the decision making styles are low. In decision making Self esteem of athletic managers don?t vary according to gender, education level, dealing with sports and management status variables but it varies according to Professional seniority and management seniority variables. It is detected that All sub dimension of decision making scales of athletic managers don?t vary significantly according to all demografic variables. Among the sports managers? thinking style sub-dimensions and self-esteem in decision-making and decision-making scale sub-dimensions low levels of positive and negative relationships are found.
Eğitim ve demokrasi birbiriyle yakından ilişkili iki kavramdır. Eğitimin en önemli görevlerinden biri demokratik yaşam tarzını benimsemiş bir toplum oluşturmaktır. Bu da demokrasiyi yaşam biçimi haline getirmiş ve olumlu demokratik tutuma sahip öğretmenler yetiştirmekle mümkündür. Bu araştırma, öğretmen adaylarının demokratik tutumları ve demografik özellikleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma örneklemini, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde 2014-2015 yaz döneminde pedagojik formasyon programında öğrenim görmekte olan toplam 126 öğretmen adayı oluşturmuştur. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Demokratik Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Demokratik Tutum Ölçeği, Tutum Araştırma Laboratuvarı tarafından geliştirilen Teacher Opinionaire on Democracy ölçeğinin G ve H formlarından oluşturulmuştur. Ölçeğin Türkçeye adaptasyon, geçerlik -güvenirlik çalışmaları Gözütok (1995) tarafından gerçekleştirilmiş ve ölçeğin güvenilirlik katsayısı .87 olarak bulunmuştur. Bunun yanında öğretmen adaylarının demografik bilgilerini elde etmek amacıyla araştırmacı kullanılmıştır. Araştırma verileri Bağımsız Grup t Testi, Mann Whitney U Testi ve Kruskal Wallis H Testi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda görülmüştür ki; öğretmen adaylarının demokratik tutumları medeni durum, çocuk sayısı, gelir düzeyi, anne eğitim düzeyi, baba eğitim düzeyi ve ailedeki kardeş sayısına göre farklılaşmamakta; cinsiyet ve yaşa göre ise farklılaşmaktadır. Buna göre; kız öğretmen adaylarının demokratik tutumları, erkek öğretmen adaylarına göre daha olumludur ve 31-35 yaş aralığında olan öğretmen adaylarının demokratik tutumu, 20-25 yaş aralığında olan öğretmen adaylarından daha olumludur. ; Education and democracy are two concepts that are closely related with each other. One of the most important tasks of education is to create a society that has embraced the democratic way of life. This is possible by training teachers that has a positive democratic attitude and democratic life style, too. The aim of this reseach is examining the relationship characteristics of the prospective teachers. The research sample consists of 126 prospective teachers that study in pedagojical formation program at İstanbul Sabahattin Zaim University in the summer period of 20142015. The research was conducted in the "İlişkisel Tarama" model. The tool that were used for data collection is Democratic Attitude Scale. This Scale consists of G and H forms of Teacher Opinionair on Democracy Scale that was developed by Attitudes Research Laboratory. Turkish adaptation, validity and reliability studies of the scale were conducted by Gözütok (1995). The reliability coefficient of the scale is .87. Besides that, Demographic Data Form that was developed by researcher was used in order to obtain demographic information of prospective teachers. In order to analize research data, Independent Groups t-Test, Mann-Whitney U Test and Kruskal-Wallis H Test technics were used. At the end of the research, it was found that the democratic attitudes of prospective teachers did not differ significantly in terms of marital status, number of children, level of income, education level of mother, education level of father and number of siblings in family. But, the democratic attitudes of prospective teachers showed a significant difference in terms of gender and age. Accordingly; democratic attitudes of women are more positive than men. Democratic attitudes of prospective teachers that are at the age of 31-35 are more positive than prospective teachers that are at the age of 20-25.
* Fatma Yaşar Ekici : fatmayasarekici@hotmail.com. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Okul Öncesi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye. ; Eğitim ve demokrasi birbiriyle yakından ilişkili iki kavramdır. Eğitimin en önemli görevlerinden biri demokratik yaşam tarzını benimsemiş bir toplum oluşturmaktır. Bu da demokrasiyi yaşam biçimi haline getirmiş ve olumlu demokratik tutuma sahip öğretmenler yetiştirmekle mümkündür. Bu araştırma, öğretmen adaylarının demokratik tutumları ve demografik özellikleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma örneklemini, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde 2014-2015 yaz döneminde pedagojik formasyon programında öğrenim görmekte olan toplam 126 öğretmen adayı oluşturmuştur. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Demokratik Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Demokratik Tutum Ölçeği, Tutum Araştırma Laboratuvarı tarafından geliştirilen Teacher Opinionaire on Democracy ölçeğinin G ve H formlarından oluşturulmuştur. Ölçeğin Türkçeye adaptasyon, geçerlik –güvenirlik çalışmaları Gözütok (1995) tarafından gerçekleştirilmiş ve ölçeğin güvenilirlik katsayısı .87 olarak bulunmuştur. Bunun yanında öğretmen adaylarının demografik bilgilerini elde etmek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilmiş Demografik Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırma verileri Bağımsız Grup t Testi, Mann Whitney U Testi ve Kruskal Wallis H Testi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda görülmüştür ki; öğretmen adaylarının demokratik tutumları medeni durum, çocuk sayısı, gelir düzeyi, anne eğitim düzeyi, baba eğitim düzeyi ve ailedeki kardeş sayısına göre farklılaşmamakta; cinsiyet ve yaşa göre ise farklılaşmaktadır. Buna göre; kız öğretmen adaylarının demokratik tutumları, erkek öğretmen adaylarına göre daha olumludur ve 31-35 yaş aralığında olan öğretmen adaylarının demokratik tutumu, 20-25 yaş aralığında olan öğretmen adaylarından daha olumludur. ; Education and democracy are two concepts that are closely related with each other. One of the most important tasks of education is to create a society that has embraced the democratic way of life. This is possible by training teachers that has a positive democratic attitude and democratic life style, too. The aim of this reseach is examining the relationship between demokratic attitudes and demographic characteristics of the prospective teachers. The research sample consists of 126 prospective teachers that study in pedagojical formation program at İstanbul Sabahattin Zaim University in the summer period of 20142015. The research was conducted in the "İlişkisel Tarama" model. The tool that were used for data collection is Democratic Attitude Scale. This Scale consists of G and H forms of Teacher Opinionair on Democracy Scale that was developed by Attitudes Research Laboratory. Turkish adaptation, validity and reliability studies of the scale were conducted by Gözütok (1995). The reliability coefficient of the scale is .87. Besides that, Demographic Data Form that was developed by researcher was used in order to obtain demographic information of prospective teachers. In order to analize research data, Independent Groups t-Test, Mann-Whitney U Test and Kruskal-Wallis H Test technics were used. At the end of the research, it was found that the democratic attitudes of prospective teachers did not differ significantly in terms of marital status, number of children, level of income, education level of mother, education level of father and number of siblings in family. But, the democratic attitudes of prospective teachers showed a significant difference in terms of gender and age. Accordingly; democratic attitudes of women are more positive than men. Democratic attitudes of prospective teachers that are at the age of 31-35 are more positive than prospective teachers that are at the age of 20-25.
ÖZET10 Kasım 1938 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını kaybetmesi ile bir-likte Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü ülke yönetiminde en yetkili kişi haline gelmiştir. İnönü'nün CHP ve ülke yönetimindeki adete tek kişilik hakimiyeti ( Milli Şef ) Celal Bayar başta olmak üzere dönemin CHP'li milletvekili ve yöneticilerinde tepkiye neden olmuştur. Bir şahsın parti ve ülke yönetimindeki hakimiyetine İkinci Dünya Savaşı'nın da etkisiyle halkın büyük çoğunluğunda oluşan ekonomik sıkıntının ve iktidarın halkın muhafazakarlığı ile çelişen eğitim ve sosyal alanlardaki uygulamaları CHP ve dışındaki siyasi çevrelerde ve halkın büyük bir bölümünde muhalif bir tutumun oluşmasına neden olmuştur. Bu süreç hükümetin birtakım radikal uygulamaları ile birlikte örgütlü bir mu-halif hareketin doğmasına neden olmuştur. Yukarıda belirtilen nedenlerden kaynaklanan ve açıktan açığa bir söylem ve ey-leme dönüşmeyen CHP milletvekillileri içindeki bireysel tavırlar ilk defa Çiftçiyi Top-raklandırma Kanunu teklifi sırasında ortaya çıkmıştır. CHP milletvekilleri Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan, 14 Mayıs 1945 tarihinde bu kanun teklifinin TBMM'de görüşülmeye başlaması ile birlikte hükümetin bu uygulamasına karşı tavırlarını yaptıkları konuşmalar ile ortaya koymuşlardır. Fakat esasen bu kanun tasarısının TBMM'ye sunulmasından önce CHP içinde muhalif bir grubun oluşması Tevfik Rüştü Aras'ın evinde yapılan perşembe toplantılarıyla başlamıştır. 1945 yılının Nisan ayından itibaren Tevfik Rüştü Aras'ın evinde bir araya gelen Emin Sazak, Adnan Menderes ve Fuat köprülü CHP'nin, İsmet İnönü'nün otoritesi altında olduğunu ifade etmişler ve bu durumu değiştirmek gerektiği üzerinde durmuşlardır. İkinci defa bir ara-ya gelen Adnan Menderes ve Fuat Köprülü demokratik bir merkez oluşturma konusun-da görüş birliğine varmışlardır. Daha sonraki toplantılara Refik Koraltan da katılmıştır. Adnan Menderes, partide ve toplum içinde etkili olan Celal Bayar'ı bu gruba katmak gerektiğini açıklamıştır. Celal Bayar ile yapılan toplantı sonunda o da gruba dahil ol-muştur. Grup üyeleri 18 Mayıs 1945 tarihinde yapılan toplantıda CHP Meclis Grubuna vermeyi düşündükleri Dörtlü Takriri hazırlamışlardır.Takrir verilmeden önce TBMM'de 1945 yılı devlet bütçesinin oylamasına katı-lan üç yüz yetmiş üç milletvekilinden İzmir Milletvekili Celal Bayar, Aydın Milletve-kili Adnan Menderes, İçel Milletvekili Refik Koraltan, Kars Milletvekili Fuat Köprülü ve Eskişehir Milletvekili Emin Sazak bütçeye karşı aleyhte oy kullanmışlardır. Cumhu-riyet Dönemi'nde ilk defa bir bütçeye karşı aleyhte oy kullanılmıştır. Böylece muhalif tavırlarını ikinci defa ortaya koymuşlardır. Grup üyeleri 7 Haziran 1945 tarihinde Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan'ın imzası ile Dörtlü Takrir'i CHP Meclis Grubu Başkanlığı-na vererek muhalif tutumlarını somutlaştırmışlardır. Takrirde CHP'nin işleyişinin de-mokratik ilkelere uygun hale getirilmesini ve TC. Anayasası'nda var olan vatandaş hak ve hürriyetlerinin tanınması talep etmişlerdir. Bu takrir 12 Haziran 1945 tarihinde CHP Meclis Grubu'nda görüşülmüş ve red-dedilmiştir. Takririn reddedilmesi ile birlikte devam eden süreçte bu kadronun CHP içinde siyaset yapma imkanı kalmadığı gibi takrirde talep edilen bir düzenin kurulma-sının CHP içinde mücadele edilerek olamayacağı ortaya çıkmıştır. Takririn, CHP Meclisi Grubuna verildiği günlerde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Rauf Orbay ile görüşmüş yeni parti kurulması fikrini ona açmıştır. Bu görüşmeden, İnönü'nün yaptığı diğer konuşmalardan cesaret alan grup üyelerine karşı CHP'li yöne-tici ve milletvekillerinin olumsuz tavrı, partinin yayın organı Ulus gazetesindeki ağır sözlerle dolu yazılar grup üyelerinin CHP'den ayrılmalarına neden olmuştur. Zaten Adnan Menderes ve Fuat Köprülü Vatan gazetesinde yayınlanan yazıları nedeniyle CHP Divanı tarafından 25 Eylül 1945 tarihinde CHP'den ihraç edilmişlerdir. Diğer isimlerde istifa etmişlerdir. Partisiz kalan grup üyeleri parti kurma çalışmalarına başla-mışlar ve Demokrat Parti 7 Ocak 1946 tarihinde resmen kurulmuştur. Demokrat Parti, Dörtlü Takrir'in imzacıları: Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan tarafından kurulmuştur. Demokrat Parti'nin simgesi "DP", genel merkezi ise Antalya Milletvekili Cemal Tunca'nın Ankara Sümer Sokaktaki sekiz numaralı binası olmuştur. Demokrat Parti'nin kuruluş gerekçesinde ve programında Türkiye'de demok-ratik bir rejimin kurulacağı, TC Anayasası'nda demokrasiye aykırı kanunların kaldırı-lacağı, vatandaşların hak ve hürriyetlerinin anayasal teminat altına alınacağı dile geti-rilmiştir. Muhalefet yıllarında ise CHP ve iktidar demokratik olmayan tutum ve davra-nışlar sergilemekle itham edilmiştir. Muhalefet yıllılarında iki parti arasında demokra-siye aykırı birçok olay yaşanmıştır. Hatta 7 Ocak 1947 tarihinde gerçekleşen Demokrat Parti Birinci Genel Kongresi'nde kabul edilen Hürriyet Misakı'nda TC Anayasası'na aykırı olan kanunların kaldırılması ve demokrasiye uygun kanunların yapılması talep edilmiştir. Bu istekler yerine getirilmez ise Demokrat Parti Genel Yönetim Kurulu'na sine-i millet kararı ( TBMM'den çekilme ) hakkı verilmiştir. Demokrat Parti yönetici-leri iktidara gelmeleri halinde vatandaşlara hak ve hürriyetlerinin tanınacağı, demokra-siye aykırı kanunların kaldırılacağı ve TC Anayasası'nın demokrasiye uyumlu hale ge-tirileceği sözlerini vermişlerdir. 14 Mayıs 1950 seçim faaliyetlerinde aynı vaatler tekrarlanmıştır. Hatta 2 Nisan 1950 tarihinde Kasımpaşa'da konuşan Demokrat Parti Genel Başkanı Celal Bayar, grev hakkının demokratik hak olduğunu ve demokrasinin olduğu ülkelerdeki gibi toplumsal düzene ve ekonomiye zarar vermeyecek biçimde işçilere grev hakkının verileceğini ifa-de etmiştir. Seçimleri kazanan Demokrat Parti adına Adnan Menderes 22 Mayıs 1950 tarihinde hükümeti kurmuş ve 29 Mayıs 1950 tarihinde hükümet programı TBMM'de onaylanmıştır.Hükümet programında partinin seçim beyannamesinde olduğu gibi iktidar deği-şikliğinin ülkede maddi ve manevi hiçbir sarsıntıya yol açmasına imkan tanınmayacağı ve özellikle devri sabık yaratılmayacağı vurgulanmıştır. Programda, TC Anayasası'nda vatandaş hak ve hürriyetlerine ve millet iradesine dayanan kararlı bir devlet düzeninin gerçekleşmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılacağı ifade edilmiştir. Ayrıca CHP hükümetlerinden ( tek parti dönemi ) kalan, demokratik olmayan kanunların, alışkan-lıkların ve anlayışların değiştirileceği vurgulanmıştır. Programda, işçilere grev hakkının sosyal ve ekonomik düzeni bozmayacak şekilde tanınacağı açıklanmıştır. Demokrat Parti İktidarı Programı'nda sadece vatandaşlara tanınacak haklar yer almamıştır. Ayrıca o tarihlerde azınlıkta olsa da bazıları tarafından hak olarak görülen faaliyetlerin yasaklanacağı da yer almıştır. Cumhuriyet'in ve inkılapların korunması için aşırı sol akımlara ( komünizm ) izin verilmeyeceği ve bunlarla etkin bir biçimde müca-dele edileceği ifade edilmiştir. Bunlara karşı kanuni tedbirlerin alınacağı çünkü bu tür düşüncelerin günün şartlarında fikir ve vicdan hürriyeti olarak görülmediği vurgulan-mıştır. Bu fikir akımların hürriyet maskesi altında yayın yapmalarına izin verilmeyeceği çünkü bu düşünce akımlarının amacının özgürlükleri ortadan kaldırmak olduğu iddia edilmiştir. Komünizm fikir akımının yanı sıra irticai hareketlere de asla müsaade edil-meyeceği vurgulanmıştır. Demokrat Parti Dönemi'nde iktidarın sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerine özetlemeden önce sivil toplumun örgütü tanımını yapmak yerinde olacaktır. Sivil top-lum kavramı farklı biçimlerde tanımlanan bir kavramdır. Özellikle devlet ile sivil top-lum arasındaki ilişki farklı tanımlamalara neden olmaktadır. Bu tanımlardan bazılarında sivil toplum, devletten tamamen bağımsız, devleti kontrol eden ve hatta devletin alter-natifi olan örgütlü bir güç olarak tarif edilmiştir. Diğer tanımlarda ise devlet ile sivil toplum arasında bu kadar keskin bir ayrılığın olmadığı, sivil toplumun devlete top-lumsal katılımı sağlama amacının var olduğu ileri sürülmüştür. Modern anlamda sivil toplum kavramı "Non Govern Mental Organizations" ( devletten bağımsız örgütlen-meler ) olarak tanımlamasının yanı sıra "gönüllü kuruluşlar", "kar amacı gütmeyen ku-ruluşlar" gibi ifadelerle de tanımlanmaktadır. Sivil toplum tanımını yaptıktan sonra Demokrat Parti iktidarları öncesi sivil toplum örgütlenmesine devletin müdahalesinin ne zaman kaldırıldığına kısaca yer verelim. Türkiye'de 28 Haziran 1938 tarihinde yürürlüğe giren 3512 sayılı Cemiyetler Kanunu ile Osmanlı Devleti döneminden kalma 1909 tarih ve 121 sayılı Cemiyetler Kanun'u ve bu kanunda yapılan 353 ve 387 sayılı kanunlar yürürlükten kalkmıştır. Bu kanunun dokuzuncu maddesinin h bendiyle "aile, sınıf, ırk, cins" esasına dayalı der-neklerin kurulması yasaklanmıştır. Bu madde ile sendika ve birçok derneğin kurulması yasaklanmıştır. Bu kanunun kabul gerekçesinde, o dönem de bazı ülkelerde var olan ko-münist ve faşist rejimlerin ülkenin yönetimin ele geçirmesini önlemek olduğu ileri sü-rülmüştür. İsmet İnönü'nün 10-11 Mayıs 1946 tarihinde CHP Kurultayı'nda yaptığı konuşmadan sonra 5 Haziran 1946 tarihinde 4919 sayılı Kanun ile dernek kurma işle-mindeki izin alma formalitesi kaldırılmıştır. Sınıf esasına dayalı dernek kurma yasağı da kalkmıştır. Bu kanunun kabulü sırasında Demokrat Parti adına bir konuşma yapan Adnan Menderes, kanunda yapılan değişikliği demokrasiye giden yolda önemli bir aşa-ma olarak adlandırmıştır. Sivil toplum örgütlenmesinin önündeki engeller Demokrat Parti İktidarı öncesinde kaldırılmıştır. Demokrat Parti İktidarı döneminde sivil toplum kuruluşları ile ilişkiler iki bölü-mde ele alınabilir. Birinci bölüm hükümetin sivil toplum alanında yaptığı düzenleme-lerden oluşur. İkinci bölüm ise iktidarın sivil toplum kuruluşlarına yaklaşımı yani onların faaliyetlerine karşı tutumu, ülke yönetimi ile ilgili alınan kararlara ilgili sivil toplum kuruluşlarının tepkileri ve sivil toplum kuruluşlarının kendi alanları ile ilgili alınan kararlarda bu kuruluşların isteklerinin ve itirazlarının dikkate alıp almamasından oluşur.Demokrat Parti İktidarı döneminde sivil toplum alanında birçok düzenleme yapılmıştır. Hükümetin yaptığı bu düzenlemelere günümüzün demokrasi düzeyi ile yaklaşmak zamanın koşullarını ve demokrasi kültürünün oluşum sürecini dikkate almamak anlamına gelir. Hükümetin sivil toplum alanında yaptığı ilk düzenleme 5680 sayılı Basın Kanunu'dur. Kanunun kabulü demokrasi ilkeleri ile bağdaşan bir uygulama olmuştur. Bu nedenle basın ve basın-yayın örgütleri bu yasayı doğru bir adım olarak görmüşlerdir. Hükümetin sivil toplum alanında yaptığı ikinci kanuni düzenleme 5844 sayılı Komünizm İle Mücadele Kanununu çıkarmasıdır. İktidarın programında komü-nizm fikir akımına ve komünist yayınlara karşı mücadele edileceği, bu fikir akımlarının faaliyetlerinin demokratik bir fikir ve vicdan hürriyeti olarak görülmediği aksine de-mokratik rejimi ortadan kaldırmaya yönelik bir tutum ve tavır olduğu vurgulanmıştır. Muhalefetin de bu konuda iktidarla aynı düşünceye sahip olması bu kanunun çıkarıl-masını kolaylaştırmıştır. Demokrat Parti İktidarı'nın bu tür düşünce akımlarına ve onların faaliyetlerine izin vermemesini değerlendirirken zamanın koşullarını ve demok-rasi kültürünün oluşum sürecini göz önünde tutmak yerinde olacaktır. İktidarın sivil toplum alanı ile ilgili yaptığı bir başka uygulama ise 5816 sayılı Atatürk Kanunu'nun çıkarılmasıdır. Atatürk'ün kişiliğine, ilke ve inkılaplarına saldırıların sonucunda kabul edilmiş olan bu kanun günümüzde de geçerlidir. Bu kanunun çıkarılmasına Atatürk'ün kurduğu parti olan CHP'li milletvekillerinin karşı çıkmış olmaları ise üzerinde durul-ması gereken önemli bir husustur. Hükümetin sivil toplum alanında gerçekleştirdiği bir başka düzenleme ise 6761 sayılı Vicdan ve Toplanma Hürriyetini Koruma Kanunu'nun kabul edilmesidir. Kanun, irticai hareketlerin artarak rejimi tehdit eder hale gelmesinin sonucu çıkarılmıştır. İrticai hareketlere izin verilmeyeceğini, demokratik rejimi koruya-cağını programında ilan eden hükümet bunun gereğini yerine getirmiştir. Dinin siyasi veya diğer çıkarlar için kullanılması ve bu tür örgütlenmelerin kurulmasını demokratik ilkelerle bağdaştırmak mümkün değildir. Hükümetin sivil toplum alanına bir başka müdahalesi Neşir Yolu ile veya Radyo ile İşlenecek Bazı Cürümler Hakkındaki Kanun'u çıkarması ile 6732 ve 6733 sayılı basın kanunlarının bazı maddelerini değiş-tirmesi ile olmuştur. Bu kanunlarda yer alan kişilerin şikayeti olmadan savcıların ya-yınlar ile ilgili kendiliğinden harekete geçebilmesi unsuru haber alma ve verme hür-riyetini engelleyen bir koşul oluşturmuştur. Yine gazetecilerin yaptıkları haberler ve köşe yazarlarının yazdıkları yazılar nedeniyle şikayet edilmeleri halinde kendilerini müdafaa edebilmeleri için ispat hakkının onlara verilmeyişi bazı konularda ( iktidar ve mülki amirler ile ilgili yolsuzluk vb) haber yapmalarına, yazı yazmalarına engel olacak ortamı oluşturmuştur. Ayrıca, halkın haber alma özgürlüğüne, gazetecilerin özgür ve bağımsız çalışmasına engel olmuştur. İspat hakkı verilmediği gibi bu tür yazı ve haberler için cezaların arttırılması basın hürriyetini ortadan kaldırmıştır. Bu nedenle bazı basın mensupları hareket içerikli haber ve yazıları nedeniyle ceza almış olsalar da hükümetin politikalarını eleştiren onlarca basın çalışanına hapis cezalarının verilmesi vatandaşlara hak ve hürriyetlerini vereceğini ve devri sabık yaratmayacağını söyleyen Demokrat Parti İktidarı'nın bu uygulamaları onun söylemleri ve adıyla çelişmesine ne-den olmuştur. Hükümetin sivil toplum alanında yaptığı bir başka kanuni düzenleme 6771 Sayılı Toplantılar ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nu çıkarmasıdır. Kanun, siyasi partilerin seçim varmış gibi çok fazla miting yaptığı ve bu mitinglerde konuşanların hükümeti ağır bir şekilde eleştirdiği ve hatta bazı hatiplerin hükümet üyelerine ağır sözler söylediği gerekçeleriyle kabul edilmiştir. Bu kanun ile partilerin miting ve kapalı alan toplantıları seçim zamanı ile sınırlandırılmıştır. Bu nedenle bu uygulama demokrasiye aykırı bir düzenleme olmuştur. Bir parti veya dernek kanunlara aykırı hareket etmediği sürece istediği zaman izin almak koşulu ile miting yapabilmelidir. Hükümetin sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerine baktığımızda ise olumlu ve o-lumsuz tutum ve uygulamaların varlığından söz edebiliriz. İktidarın sivil toplum kuru-luşları ile ilişkileri dernekler, sendikalar ve basın teşkilatları ile olmak üzere üç ana bö-lüm halinde ele alınabilir. Derneklerle ilişkilere baktığımızda öğrenci dernekleri ile iliş-kilerin daha yoğun olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle TMTF ve MTTB gibi öğrenci dernek federasyonları yönetimleri ile ilişkiler öğrenci dernekleri ile ilişkilerin en önemli bölümünü oluşturur. Bu konuda partilerin bugünde devam eden derneklerin yönetimle-rini elde etme isteği Demokrat Parti İktidarı'nın da faaliyetlerinden birisini oluşmuştur. Muhalif olan yönetimleri değiştirmek için çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu doğrultuda Demokrat Partili dört milletvekili tarafından öğrenci derneklerine hükümetin verdiği ö-deneği dağıtma ve gençlik sorunlarını çözmek amacıyla kurulmuş olan Gençlik Bürosu' nun TMTF ve MTTB'nin yönetim kurulları seçimlerine müdahale etmesi ve sonrası yaşanan olaylar demokrasi ilkeleri ile bağdaşmamıştır. Ayrıca Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı adında bir gençlik derneği varken Türk Milli Birliği'nin kurulması ve böylece geçliği farklı cephelerde örgütleme isteği gençliğin birbiri ile kavgalı hale gelmesine ne-den olmuştur. Radyo Dinlemeyenler Cemiyeti'nin İstanbul Valisi Ethem Yetkiner tara-fından kanunsuz bir biçimde kapatılması, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Turhan Fevzioğlu'nun görevden alınması nedeniyle eylem yapan öğrencilerin gözaltına alınması ve mahkemeye verilmesi, İTÜTB'nin üniversitedeki yemek boykotu nedeniyle öğrencilerin gözaltına alınmaları, mahkemeye verilmeleri ve hükümet yetki-lilerinin bu konuda yaptıkları açıklamalar demokratik bir iktidar sivil toplum kuruluşu ilişki tarzına aykırı olmuştur. Tahkikat Komisyonu kararları ile örfi idarelerin kurulması ve öğrencilerin tepkilerinin engellenmesi de demokrasi açısında doğru olmayan uygula-malar olmuştur. Kiracılar Cemiyeti'nin istekleri dikkate alınarak Kira Kanunu'nun ka-bul edilmesi, tüccar, esnaf ve sanayicilerin derneklerinin talepleri dikkate alınarak Milli Korunma Kanunu'nda yapılan değişiklik ve kredi imkanlarının artırılması gibi karar-larda dernekler ile ilgili hükümetin olumlu yönde uygulamaları olmuştur. Ayrıca hükü-metin irtica ve komünizm ile mücadeleleri de dernekler tarafından olumlu karşılan-mıştır. Hükümetin sendikalar ile ilişkilerine baktığımızda ise grev hakkı tartışmalarının en önemli sorun olduğunu söyleyebiliriz. İktidarın seçim vaatlerinde ve programında olan grev hakkı ile ilgili sendikalar tarafından onlarca talep gelmiştir. 1951 yılında bir tasarı hazırlanmış olmasına ve ilgili bakanların bu hakkın verileceğini yıllarca söyleme-lerine karşın grev hakkı verilmemiştir. Çalışma bakanları grev hakkının verilmeme ne-denini, genellikle iktisadi ve sosyal düzenin bozulabileceğine dayandırmışlardır. Ayrıca, grev hakkı verildiğinde işverene lokavt hakkının da tanınması gerektiği için sendikala-rın mali gücünün bunu kaldıramayacağını ve işçilerin zor durumda kalacağını iddia et-mişlerdir. Bu nedenlerle grev hakkı için acele edilmemesini dile getirmişlerdir. İşçiye grev hakkının verilmemesinin yanında işçi mitinglerinin yasaklanması; kanunsuz grev nedeniyle bazı sendikaların kapatılması; işsizlik rakamları açıklamaları nedeniyle Çalışma Bakanlığı ile tartışmaya giren bazı sendika birliklerinin Sendikalar Kanunu'nun sekizinci maddesinde yer alan ayrı ayrı iş kolundaki sendikaların sendikal birlik olama-yacağı gerekçesiyle kapatılması; işçi seminerlerinin yasaklanması ve burada konferans verenlerin cahillikle, komünistlikle ve siyasi propaganda yapmakla ile itham edilmesi; Zonguldak Maden İşçileri Sendikası ikinci başkanının muhalif açıklamaları nedeniyle görevden alınması ve sendikanın kongresine müdahale edilmesi gibi olaylar demokratik olmayan tutumlar olmuştur. Kolektif İş Akdi tasarısının TBMM'ye getirilmesi, işçiler için ev yapılması, yıllık ücretli iznin verilmesi, tatil yapamayanlara çalıştıkları gün için yevmiye ödenmesi, sendikal faaliyet nedeniyle işten çıkarılmaların kanunla yasaklan-ması, işçi sigortalarındaki düzenlemelerde işçilerin ve sendikaların lehine olan demok-ratik uygulamalar olmuştur. Basın ve onun teşkilatları ile ilişkilerine baktığımızda Demokrat Parti, muhalefet yıllarında ve iktidarının ilk üç, dört yılında basının büyük bir bölümü tarafından destek- lenmiştir. Fakat hükümet politikalarındaki değişmeler ve ekonomideki kötü gidiş bası-nın büyük bir bölümünün hükümete muhalif olmasına neden olmuştur. Bu nedenle bası-nının muhalif partilerin eylem ve söylemlerini sayfalarına taşıması; hükümet politikala-rını eleştiren yazılar yayınlaması hükümetin yukarıda aktardığımız kanuni önlemleri al-masına neden olmuştur. Bu kanunların kabulüne bazı gazetecilerin hükümet üyeleri ile ilgili eleştirinin boyutunu aşarak hakaret içeren yazıları kaleme almaları da etkili olmuş-tur. Özellikle 1958 yılından sonra basın kuruluşları ile hükümet üyeleri arasında ilişkiler gerginleşmiştir. Basın sanki bir muhalefet partisi gibi muhalefeti hükümete karşı tek cephede birleşmeye çağırırken hükümette basını reklam ödeneklerinin azalması nede-niyle bu yönde hareket etme ve meşru hükümete karşı halkı ayaklanmaya teşvik etmek-le itham etmiştir. İsmet İnönü'nün ve CHP'lilerin yurt gezileri ile Osman Bölükbaşı'nın Kırşehir'i ziyareti ve tutuklanması sırasında bazı gazetecilerin polis tarafından tartak-lanması, fotoğraf makinelerinin ellerinden alınması, gözaltına alınmaları, yargılanma-ları, bu olayların yayının yasaklanması hükümet ile basının ilişkilerini daha da gergin-leştirmiştir. Bu olaylar nedeniyle basın örgütlerinin tebliğler yayınlamaları ve bu tebliğ-lerden birisi nedeniyle İstanbul Gazeteciler Sendikası'nın siyaset yaptığı gerekçesiyle kapatılması ve Beynelmilel Basın Enstitüsü'nün Türkiye'deki basın hürriyeti ile ilgili açıklamasının yayınının yasaklanması basınla iktidarı karşı karşıya getirmiştir. Bu olay-lar bazı gazeteci örgütlerinden istifa edenlerin Demokrat Parti'ye yakın gazeteciler ile radyo ve Anadolu Ajansı'nda çalışan gazetecilerden oluşan Matbuat Kulübü'nün kurul-ması ile sonuçlanmıştır. CHP'nin son olaylar nedeniyle halkı iktidara karşı isyana teşvik ettiği ve silahlı hücreler kurduğu gerekçesiyle Tahkikat Komisyonu'nun kurulması ve bu olay sonucunda örfi idarelerin ilan edilmesi bazı örfi idare kararlarına uymadığı ne-deniyle bazı gazetelerin kapatılmasına neden olmuştur. Tabi ki sadece hükümetin basın-la olumsuz yönde ilişkileri olmamıştır. Başbakan Adnan Menderes birçok kez bazı ga-zetecilere ziyafet vermiş, onların teşekküllerini ziyaret etmiş ve istek ve sorunlarını din-lemiştir. Özetle Demokrat Parti İktidarı Türkiye'de demokrasi kültürünün oluşmadığı ve Cumhuriyet'in ilanının üzerinden çok fazla zamanın geçmediği bir dönemde işbaşına gelen bir iktidardır. Bu nedenle devri sabık yaratılmayacağı ve demokratik hak ve hürriyetlerin tanınacağı, TC Anayasası'nın demokrasi ilkelerine uygun biçimde tanzim edileceği sözleri tutulamamıştır.ABSTRACTOn November 10, 1938 with the death of Mustafa Kemal Ataturk, Ismet Inonu country, the management of which the President has become the most authoritative person. İnönü, CHP and the state administration dominated by single units (National Chief), especially the period of Celal Bayar reaction caused CHP deputies and managers. Direction of the party and the country is a party to the Second World War due to the domination of the majority of the people and the power of the economic distress of the people in conflict with conservative political circles and outside the CHP applications in educational and social fields, and a large part of the population has led to the formation of an oppositional stance. In conjunction with this process, the government organized a number of radical opposition movement has led to applications.Due to the reasons stated above, and openly turned into a discourse and actions of individual behavior within the CHP has emerged during the bid for the first time legislation for land reform. CHP deputies Celal Bayar and Adnan Menderes, Fuat Koprulu, and Refik Koraltan, May 14, 1945 with the start of the discussion in Parliament on the proposal of this law the government's attitude towards the application put forward by their speeches. However, prior to the submission to Parliament of the draft of this law is essentially a dissident group within the CHP meetings began Thursday in the home of the formation of Tevfik Rüştü Aras. Aras Tevfik Rüştü since April of 1945 came together at home Emin Sazak sure, Adnan Menderes and Fuat Koprulu CHP reported that they were under the authority of Ismet Inonu and focused on the need to change this situation. Fuat Koprulu Adnan Menderes coming together for the second time and agreed on establishing a democratic center. Refik Koraltan later participated in the meetings. Adnan Menderes, the party and in the community should join this group Celal Bayar has announced that effective. The meeting with the group at the end of Celal Bayar, it has been included. Group members at the meeting held on May 18, Calm before the Turkish Grand National Assembly without a vote of the state budget of 1945 three hundred and seventy-three deputies involved in İzmir deputy Celal Bayar,Deputy Aydin Adnan Menderes, Mersin deputy Refik Koraltan, Kars deputy Fuat Koprulu and Eskişehir deputy Emin Sazak used negative vote against the budget. Against the budget vote against the Republican period was used for the first time. Thus, the attitudes of the opposition put forward a second time. 1945 was prepared by the CHP Parliamentary Group Quartet Motion to think.Group members on June 7, 1945 at Celal Bayar and Adnan Menderes, Fuat Koprulu and the CHP Parliamentary Group of the motion hazard with the signature of President Rafik Koraltan'ın attitudes explicitly put forward by the opposition. The operation of the CHP's proposal to be brought into line with democratic principles and the TC. Recognition of citizens' rights and freedoms of the Constitution claimed that exists.CHP Parliamentary Group on June 12, 1945 This resolution was discussed and rejected. Calm in the ongoing process of this staff within the CHP with the rejection of the possibility of politics as no event requested a proposal to establish an order could not be fighting in the CHP has emerged.The proposals given in the CHP parliamentary group, recently President Ismet Inonu, the idea of establishing a new party he has met with Rauf Orbay. This meeting, the group ventured İnönü his other speeches negative attitude against members of the CHP managers and members of parliament, the party organ of the Nation newspaper articles full of heavy words to leave the group members has led to the CHP. Already published in Homeland Adnan Menderes and Fuat Koprulu writings were expelled from the CHP CHP by the Court on September 25, 1945.Other names resigned. The remaining members of the group began the work of establishing party-Party and the Democratic Party was formally established on January 7, 1946. The Democratic Party, Four signatories to the motion: Celal Bayar and Adnan Menderes, was founded by Fuat Koprulu, and Refik Koraltan. Symbol of the Democratic Party, "DP", is headquartered in Ankara Antalya Deputy Cemal Tunca Sumerian has been building street number eight.The justification of the Democratic Party establishment of a democratic regime in Turkey to install and program, contrary to the laws of democracy, the Constitution of the Republic of Turkey removed, will be guaranteed by the constitutional rights and freedoms of citizens are expressed. In opposition to the CHP, and the government has been accused of exhibiting non-democratic attitudes and behaviors. The opposition between the two parties yıllılarında many events occurred against democracy. Even the Democratic Party, which took place on January 7, 1947 the First General Congress of the abolition of laws which are contrary to the Constitution of the Republic of Turkey adopted the Convention on Freedom and democracy has been requested to the appropriate law. These requests are not adhered to given the right to withdraw from the Parliament of the Board of Directors of the Democratic Party. If the Democratic Party came to power managers to recognize the rights and freedoms of citizens, democracy, contrary to the laws of the Republic to remove the words of the Constitution gave making them compatible with democracy.May 14, 1950 election activities, the same promise was repeated. Even speaking Kasımpaşa on April 2, 1950 Democratic Party Chairman Celal Bayar, that democratic rights and democracy in countries where the right to strike as the social order and stated that the economy will not harm the workers the right to strike. On behalf of the Democratic Party won the elections on May 22, 1950 the government of Adnan Menderes set up and on May 29, 1950 the Parliament approved the government's program.The government program as well as the party's electoral declaration is no shock of the moral and material change of government in the country the possibility to open the account will not be recognized, and in particular sorulmayacağı previous government was emphasized. In the program, the Constitution of the Republic of Turkey is based on the will of the citizens' rights and freedoms and the nation are expressed in stable arrangements shall be made to ensure the realization of a state order. In addition, the governments of the CHP (single-party period) and the remaining non-democratic laws, habits, and understandings change is emphasized. In the program, the workers explained to recognize the right to strike will not disrupt the social and economic order.Programme of the Government of the Democratic Party would get only the rights of citizens were not included. In addition, even though at that time by some of the minority rights in the banned activities took place. Reforms for the protection of the Republic and the extreme left movements (communism) and will not be allowed to deal with them effectively unless otherwise indicated. Legal action will be taken against them because such conditions, the ideas and thoughts of the day is not seen as freedom of conscience is emphasized. This idea will not be allowed to broadcast under the guise of freedom of currents currents of thought because it has been claimed that the purpose of eliminating freedoms. The idea of communism would not be allowed to flow as well as the reactionary movements never be emphasized.Democratic Party Period Before summarizing the power of civil society in its relations with non-governmental organizations would be appropriate to define the organization. The concept of civil society is a concept defined in different ways. In particular the relationship between the state and civil society leads to different definitions. Some of these definitions, civil society, completely independent of the government, which controls the state and even the organized power of the state, which has been described as an alternative. Other definitions of the state and civil society is not so much a sharp separation, has the purpose of ensuring the participation of civil society, the state has been suggested that social. The concept of civil society in the modern sense "Non Govern mental Organizations" (independent of the state organizations), as well as the definition of "voluntary organizations", "nonprofit organizations" as well as the terms are defined. After the definition of civil society non-governmental organization prior to the governments of the Democratic Party has been removed briefly when you let the government's interference.Turkey Associations law no. 3512 came into force on June 28, 1938 and 1909 by the Ottoman Empire era and societies act no. 121 and no. 387 to the law and the law was abolished 353. This is the ninth article of the law bendiyle h "family, class, race, gender" on the basis of the establishment of associations is prohibited. This material association with the trade unions and the establishment of many prohibited. Accept the justification for this law, existing at the time of communist and fascist regimes in some countries to avoid taking over the administration of the country suggested that.Ismet Inonu, 10 to 11 May 1946, after his speech to the CHP congress of the law no. 4919 on June 5, 1946 permitting process and formalities to freedom of association has been removed. Class on the basis of the ban on freedom of association disappeared. Time of the adoption of this law, gave a speech on behalf of the Democratic Party of Adnan Menderes, the change in the law is an important step on the road to democracy, termed. Removed the obstacles to the organization of civil society ahead of the Democratic Party Government.Relations with non-governmental organizations in the Government of the Democratic Party can be considered in two parts. The first part consists of the Regulation in the field of government, civil society. The second part of power approach to civil society organizations, that is, their attitude towards the activities of the country, on the decisions taken on the management of non-governmental organizations and civil society responses in decisions related to their field consists of absence from these organizations to take into account requests and objections.The Governments of the Democratic Party made many regulations in the field of civil society. The government's approach to his time with the level of democracy in today's terms of these regulations and take no account of the formation process of a culture of democracy means. The government's first regulation in the field of civil society Press Act no. 5680. The adoption of the Law has been a practice incompatible with the principles of democracy. Therefore, the press and media organizations saw this as a step towards the law. The second legal regulation in the field of civil society, the government's Struggle Against Communism Act 5844 to issue no. The idea of communism and communist publications program flow of power to fight against the idea of a democratic currents of ideas and activities seen as contrary to freedom of conscience to abolish the democratic regime is emphasized as an attitude and demeanor. Opposition to have the same thought on this subject, power and facilitated the removal of this law. İktidarı'nın Democratic Party not to allow this kind of thought currents and their activities in terms of assessing the time and would be wise to keep in mind that the process of the formation of a culture of democracy. Another application is related to the field of civil society that the government is the removal of the law no. 5816 of Atatürk. Atatürk's personality, principles and reforms of this law which has been adopted as a result of the attacks also applies today. This law established by Ataturk party, the CHP deputies opposed the removal of the need to focus on to be an important consideration. If the regulation is carried out by the Government in the field of non-governmental No. 6761 is the adoption of the Law on Protection of conscience and the right to freedom of assembly. The law was a result of the arrival of fundamentalist movements become increasingly threaten the regime. Harekelere reactionary allowed the democratic regime of government that proclaimed the need to protect the program fulfilled. The use of religion for political or other interests is not possible to reconcile democratic principles and the establishment of such organizations. Another area of civil society through the intervention of the government or the Radio Broadcasting to be covered by the Act on Certain Felonies by extraction with replacement of some provisions of the laws of 6732 and 6733 has been no press. Without these laws, prosecutors publications related to the complaints of the people pass the element of self-motivation has created a condition that prevents the freedom to receive and impart news. Again, journalists, columnists wrote articles for their news and to be able to prove that the right to defend themselves if they are complaining verilmeyişi them on some issues (related to power and corruption, governors, etc.) make news, the media has created to prevent writing to write. In addition, the public freedom of information, has been hampered by journalists to operate freely and independently. Proof is not given the right to increase the penalties for press articles and news like this kind of freedom is eliminated. For this reason, some members of the media even if they are convicted of moving content, news and articles critical of the government's policies, press the dozens of employees and the transfer of prison sentences would be given rights and freedoms of citizens who have no former Democratic Party İktidarı'nın these practices conflict with the name of his discourses, and from what has been . Any other legal regulation in the field of civil society that the Government No. 6771 Law on Meetings and Demonstrations landing. The law of political parties and election rallies like there's a lot of rally speakers heavily criticized the government and even some harsh words said to the members of the government on grounds of orators were adopted. With this law, meetings, parties, rally and off the field is limited to election time. Therefore, this application has an arrangement undemocratic. Act contrary to the laws of association, unless a party or get permission at any time be able to rally with the condition.If we look at the government's relations with civil society organizations can talk about the existence of positive and negative attitudes and practices. Power relations with non-governmental organizations, associations, trade unions and the press offices of three main parts: can be handled. When we look at the relations of relations with associations, student associations say that more intense. Student associations and federations, such as TMTF MTTB especially relations with governments creates the most important part of relations with student associations. Management of associations in this regard the parties desire to achieve, which continues today İktidarı'nın Democratic Party, one of the activities occurred. Various studies the management of the opposition to change. In this respect the government of the Democratic Party the benefit of four deputies student associations established to solve the problems of deploying and youth, the Youth Bureau's board of directors MTTB'nin TMTF and after the elections and the events in the intervention was not consistent with democratic principles. In addition, while Turkey's National Youth Organization is a youth association, and thus the establishment of the Turkish National Union geçliği different fronts at loggerheads with each other to become the youth organization has led to the request. Radio unlawfully by not obeying the closure of the League of the Governor of Istanbul Ethem Yetkiner, Dean of the Faculty of Political Sciences, Ankara University, Turhan Fevzioğlu'nun dismissal of the action because of the detention and court-students who, due to the boycott of food İTÜTB'nin university students detention, without trial and government officials and their explanations in this regard the relationship of a democratic style of government, non-governmental organizations has been inconsistent. Research Commission decisions and the establishment of the legal authorities and the students' reactions have been prevented by applications that are not correct in terms of democracy. Requests, taking into account the adoption of the Law on Lease Tenants Association, merchants, tradesmen, and taking into account the demands of the industrialists' associations, and credit facilities amendment to the Law on Protection of National Associations of decisions, such as increasing the government has applications in a positive way. In addition, the government struggles with fundamentalism and communism was welcomed by the associations.If we look at the government's relations with the trade unions the right to strike is the most important problem söyleyebiliriz.Hükümetin election promises and program discussions with the trade unions on the right to strike has been requested by the dozens. In 1951, a bill has been prepared and the relevant ministers would say that for many years, but the right to strike were not given this right. The right to strike or not to study the cause of ministers, generally relied on the economic and social order can go wrong. In addition, the employer is given the right to strike or lock-out should be recognized the right of the workers to handle this difficult situation will remain the financial power of the trade unions have claimed. For these reasons expressed not to rush to the right to strike. An employee is not given the right to strike of workers rallies next to the prohibition of certain trade unions due to the closure of illegal strikes, unemployment figures into the discussion with the Ministry of Labour for comments eighth article of the Law on Trade Unions located in some of the trade union trade union trade union unity can not be separate business line on the ground, working seminars ban and ignorance of those who lecture here, to be accused of being a communist and political propaganda; Zonguldak Mine Workers' Union and the second president of the union congress to intervene in the dismissal of the opposition, such as descriptions of events were non-democratic attitudes. The introduction to Parliament of the draft collective employment contract for workers to home, paid annual granting of a permit, work groups not on the payment of per diem for the day, because of the dismissal law, the prohibition of trade union activity, labor regulations, workers and trade unions in favor of insurances has been democratic practices.Look at the Democratic Party's relations with the press and its agencies, the opposition and the government die in the first three, four, supported by a large part of the press in. However, changes in government policies and the economy is going bad, the opposition to the government has led to a large part of the media. For this reason, the actions and rhetoric of media sheets to carry the opposition parties and the government to publish articles critical of the government's policies have quoted above, has led to take legal measures. The adoption of this law, the size of some of the criticism of journalists, members of the government to submit written papers has been effective in overcoming-round insulting. Especially in 1958, after the tense relations between members of the press and the government. Press it as an opposition party, the opposition to unite against the government calling a single front to move in this direction due to the decline in government appropriations media advertising and the people to revolt against the legitimate government has been accused. . Ismet Inonu and CHP foreign trips and a visit to Kirşehir Osman Bölükbaşı some journalists during his arrest by the police, beaten, deprived cameras, detention, trial, media relations with the government banning the publication of these events gerginleştirmiştir. This is due to the events of press organizations publish papers and one of the papers due to the closure of Istanbul, on the grounds that the political Union of Journalists and the international Press Institute press freedom in Turkey, the prohibition of publication of the statement on the power of the press has faced. These events are close to the Democratic Party, who resigned some journalist organizations, journalists and radio and printed documents of journalists working in the Anatolian Agency resulted in the establishment Club. Due to recent events in the CHP encourages people to revolt against the government and the armed cells, and this event as a result of the establishment of the Commission of Inquiry on the grounds established by customary authorities declared martial law in some of the decisions of the breach has led to the closure of some newspapers. Of course, only the government's relationship with the press has been negative. Some reporters several times Prime Minister Adnan Menderes feast, I have visited their formations and listened to requests and problems.In summary declaration of the Democratic Party Government of the Republic of Turkey, the culture of democracy are generated does not exceed too much time in power, which came to power at a time. For this reason, touched and democratic rights and freedoms recognized representatives of the previous government, the Constitution of the Republic of Turkey promises to be devised in accordance with the principles of democracy has not been realized.