Forestry higher education has been offered since 1857. This study investigates the alterations made in the tertiary forestry institution names in Turkey under three periods: (1) between the years 1857 and 1934, (2) between the years 1945 and 1948, and (3) between the years 2006 and 2018. The Faculty of Forestry was under the Ministry of Mining during the first period, which later became a unit under the Ministry of Agriculture. In 1934, during the Republican period, it became a subdivision of Ankara Yuksek Ziraat Enstitusu (Ankara Institute of Advanced Agriculture, YZE). All those changes in this period improved the reputation of the institution and the occupation. In the second period, tertiary-level forestry education was separated from YZE and incorporated into Istanbul University. The faculty members and the councils of the Faculty of Forestry were directly involved in the decision-making processes required by this change. However, the third period is marked by regulations that were made without involving any forestry education institutions and professionals. Due to the lack of a clear higher education policy, the names of institutions have not been preserved and the formation of an academic tradition in the forestry institutions has been delayed.
Bu tez çalışması ulusal yükseköğretim sistemleri, kalite güvencesi ve yumuşak güç kavramlarının etkileşimleri ile ilgilidir; söz konusu üç temel kavram uluslararası ilişkiler disiplini çerçevesinde beraberce ele alınmıştır. Dolayısıyla üç farklı literatürde tartışılan konular bu tez çalışmasında ortak bir platformda birleştirilmiştir. Pek çok farklı akademisyen ve kurum tarafından hazırlanan ikincil veriler taranmış ve saha araştırmamızda elde ettiğimiz birincil verilerle harmanlanmıştır. 2000'li yıllardan itibaren küresel siyasi sistemde doğrudan sert güç kullanmak yerine vekalet savaşları ile beraber yumuşak güç araçlarının yaygın kullanımına şahitlik ediyoruz. Bu tez çalışmasının merkezinde yükseköğretim sistemlerinde giderek yaygınlaşan uluslararasılaşma eğilimleri bulunmaktadır. Bu temel eğilim (ve kavram) ile birlikte diğer iki önemli kavramın etkileşimi de göz önünde bulundurulmaktadır: bunlardan birincisi yumuşak güç araçlarından bir tanesi olan öğrenci değişim ve burs programlarıdır; ve diğeri de yükseköğretim sistemlerinde kalite güvencesidir. Yükseköğretimin yumuşak güç bağlamında uzun vadeli etkilerinin fark edilmesi ile bu konudaki çalışmalara ağırlık verilmiştir. Özellikle uluslararasılaşma konusunda kurumlar yeni atılımlar yapmakta, uzun vadeli politikalar oluşturmakta ve bu konuda pek çok rapor ve planlar yayınlanmaktadır. Bu araştırmada, küreselleşme eğilimleri ışığında Türkiye'nin yükseköğretim kurumlarının uluslararasılaşma kavramını hangi şekilde algılayıp ne tür politikalarla işlevsel hale getirdikleri incelenmiştir. Türkiye'nin önde gelen üniversiteleri, sınırlı kamu kaynakları, küresel rekabet ve artan beklentiler karşısında yenilikçi çözüm arayışına girmiştir. Bu bağlamda, Türkiye'nin Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), üç temel stratejik hedeften biri olarak ilan edilen uluslararasılaşma başlığını tüm ulusal üniversiteler için ortak hedef olarak koymuştur. Bu tez çalışmasında Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinin bu hedefi nasıl algılayıp hangi alt başlıklarda işlevsel hale getirdikleri mercek altına alınmıştır. Diğer yandan da üniversitelerin söz konusu ana hedefe odaklanırken Türkiye'nin yumuşak güç projeksiyonu ve yükseköğretimde kalite güvence çalışmaları ile ne şekilde ilişkilendirme yaptıkları da araştırma sorusu olarak ele alınmıştır. TÜBİTAK'ın 2012-2018 yılları arasında yayınladığı Girişimcilik ve Yenilikçilik Endeksinde yer alan 12 üniversitenin orta ve üst düzey yöneticileri ile mülakatlar yapılarak birincil veriler toplanmıştır. Elde edilen veriler ilave ikincil verilerle birleştirilerek karşılaştırmalı bir genel durum analizi yapılmıştır. ; This thesis deals with the interactions of national higher education systems, quality assurance and soft power; These three basic concepts are discussed together in the framework of the discipline of international relations. Therefore, the topics discussed in three different literature are combined in a common platform in this thesis. Secondary data prepared by many different academics and institutions were scanned and blended with the primary data obtained in our field research. From the 2000s onwards, we have witnessed the widespread usage of soft power tools; besides, we have witnessed more proxy wars instead of using hard power directly in the global political system. At the center of this master thesis one might see the increasing tendency of internationalization in higher education systems. In addition to this fundamental trend (and concept), the interaction of two other important concepts is also considered: the first is student exchange and scholarship programs, one of the soft power tools; and the other is quality assurance in higher education systems. With the recognition of the long-term effects of higher education in the context of soft power, studies on this issue have been emphasized. Especially in the field of internationalization, institutions are taking new steps, formulating long-term policies and many reports and plans are published. In this research, in light of globalization trends behaviors of higher education institutions have been examined: the way in which they understood the concept of internationalization and the way they take operational decisions to reach this prime target. Leading universities in Turkey, in the face of global competition, limited public resources, and rising expectations, have entered into quest for innovative solutions. In this context, Turkey's Council of Higher Education (YÖK), has declared that the internationalization (one of the three main strategic objectives) should become as a common target for all national universities. This thesis sheds light on executive behaviors of Turkey's leading universities: how do they perceive this goal and how they make operational decisions on sub-targets to reach the broader goal of internationalization? On the other hand there are also related sub-research questions on the interaction between internationalization target and two other processes: Turkey's soft power projection and quality assurance in higher education institutions. Primary data has been collected by interviews with top and mid-level university executives. The data obtained were combined with additional secondary data and a comparative general context analysis was performed. 12 leading universities are selected based on the ranking system conducted by Turkey's Scientific and Technological Research Council (TÜBİTAK).
In this study, it was aimed to determine the level of organizational democracy perceived by the academic staff in their institutions and the frequency of encounter with political behaviors of academic staff in their institutions and to examine the relationship between these two variables. For this purpose, data were collected from 283 academic staff, working at three state and three foundation universities locate in Ankara, in 2016-2017 academic year. The data were analyzed by quantitative techniques and the findings showed that the level of organizational democracy perceived by the academic staff and the frequency of encounter with political behaviors were moderate. It was found that, the perception of organizational democracy of the academic staff working at foundation universities is higher, and the frequency of encounter with political behaviors is lower than the academic staff working at the state universities. In addition, it was determined that the level of orgaizational democracy perceived by academic staff and the frequency of encounter with political behaviors differed in terms of the duration of service in the institution. Finally, it was found that there is a moderate and negative relationship between organizational democracy and frequency of encounter with political behaviors, and that organizational democracy predicts the frequency of encounter with political behaviors. ; Bu çalışmada, öğretim elemanlarının kurumlarında algıladıkları örgütsel demokrasi düzeyi ile politik davranışlarla karşılaşma sıklıklarının belirlenmesi ve bu iki değişken arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, Ankara'da bulunan üç devlet ve üç vakıf üniversitesinde, 2016-2017 eğitim-öğretim yılında görev yapmakta olan 283 öğretim elemanından veri toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler nicel teknikler ile analiz edilmiş ve ulaşılan bulgularda, öğretim elemanlarının kurumlarında algıladıkları örgütsel demokrasi düzeyinin ve genel olarak politik davranışlarla karşılaşma sıklıklarının orta düzeyde olduğu; vakıf üniversitesinde çalışan öğretim elemanlarının devlet üniversitesinde çalışan öğretim elemanlarına göre örgütsel demokrasi algılarının daha yüksek, politik davranışlarla karşılaşma sıklıklarının ise daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca öğretim elemanlarının kurumlarında algıladıkları örgütsel demokrasi düzeyinin ve politik davranışlarla karşılaşma sıklığının kurumdaki hizmet süresi açısından farklılık gösterdiği saptanmıştır. Son olarak, örgütsel demokrasi ile politik davranışlar arasında orta düzeyde negatif yönlü bir ilişki olduğu ve örgütsel demokrasinin, politik davranışlarla karşılaşma sıklığını yordadığı tespit edilmiştir.
Aydınlanma Dönemi'nin özellikle de Rönesans ve Reform hareketlerinin bir ürünü olarak ortaya çıkan modern üniversiteler, Ortaçağ Dönemi eğitim kurumlarının hüküm sürdüğü ulus-devlet öncesi yapılanmayı büyük bir değişime uğratmıştır. Eğitimin yanında araştırma niteliği ile ön plana çıkan modern üniversiteler, "bilim için bilim" anlayışı üzerine temellerini atmıştır. Neo-liberal dönemin piyasa mantığı ile vücut bulan bu yapılar artık "girişimci üniversite", "şirket üniversiteleri" olarak adlandırılacaktır. Tam da bu noktada tüm Avrupa ve Avrupa dışından sürece dâhil olan kurumlar gibi Türkiye de Bologna Süreci'ne kendini adapte etmek zorunda kalmıştır. Zorunda kalmıştır, çünkü Bologna Süreci temelde "gönüllülük" esasına dayanmaktadır. Sürece dâhil olan ülkelerin bakanları 2010 yılına kadar bir araya geldikleri her toplantıda farklı bir eylem başlığı belirlemiş ve çeşitli kriterlerin sağlanması konusunda bir dizi maddeyi yükseköğretim kurumlarına sunmuştur. Bu bağlamda belirlenen başlıklardan biri ise, kalite güvencesi sistemidir. Sistemin düzenli ve eksiksiz ilerleyebilmesi adına kurumlar hem iç değerlendirme hem de dış değerlendirme süreci kapsamına alınmaktadır. Türkiye'de dış değerlendirme sürecini yöneten kurum olarak Yükseköğretim Kalite Kurulu, süreci tamamlayan kurumlara geri bildirimlerde bulunarak bir nevi yön göstermektedir. Trakya bölge üniversiteleri kapsamında Trakya Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi ve Kırklareli Üniversitesi verileri karşılaştırılmaktadır. Kurumların tüm hizmet alanları incelendiğinde ise, tanımlı süreçlerini oluşturdukları, fakat izleme ve iyileştirmeye ilişkin çabalarının yetersiz kaldığı tespit edilmiştir. ; Modern universities, which emerged as a product of the Enlightenment Period, especially of the Renaissance and Reform movements, caused a major change in the pre-nation-state structure dominated by medieval educational institutions. Coming to the fore as institutions not only of education but also of research, modern universities have been built on the idea of "science for science's sake". These structures, embodied by the market logic of the neo-liberal era, will now be called "entrepreneurial universities" and "corporate universities". At exactly this point, Turkey also had to adapt itself to the Bologna Process together with other institutions in and out of Europe, which were involved in this process. It has had to, because the Bologna Process is in principle based on "voluntariness". The ministers of the countries involved in the process identified a different title of action evey time they met until 2010 and presented a series of articles to the higher education institutions to meet various criteria. One of the topics identified in this context is the quality assurance system. In order for the system to proceed regularly and without interruption, institutions are included in both internal and external evaluation processes. The Higher Education Quality Board, the institution in charge of the external evaluation of the universities in Turkey, plays a guiding role by providing feedback to the institutions which have completed the process. In this study, the data concerning Trakya University, Çanakkale Onsekiz Mart University, Tekirdağ Namık Kemal University and Kırklareli University within the frame of Thrace Region Universities are compared. When all the service areas of the institutions were examined, it was found that they had defined the processes but their efforts for monitoring and improvement were inadequate.
Kadının ekonomik ve sosyal hayatta yeterince bulunamaması sorunsalı yönetim kademelerinde de eşit temsil edilememelerine sebep olmaktadır. Sanayi Devrimi sonrası çalışma hayatında ve karar alma süreçlerinde yer almaya başlayan kadınlar, 21. yüzyılın ilk çeyreği bitmek üzereyken halen yönetim kademelerine ulaşmakta zorluklar yaşamaktadır. Bu araştırma yükseköğretim kurumlarından biri olan Trakya Üniversitesi'nin yönetim kademelerinde görev yapan kadın yöneticilerin liderlik özelliklerini ve liderlik davranışlarını tespit etmeyi amaçlamaktadır. Araştırmada temel nitel araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırmanın ölçüt örneklemi; 2021-2022 Eğitim Öğretim döneminde Trakya Üniversitesinde akademik ve idari kadrolarda görev yapmakta olan kadın yöneticiler olarak belirlenmiştir. 20 kadın yönetici ile yüz yüze ya da çevrimiçi görüşmeler yapılmış ve yarı yapılandırılmış görüşme formu ile elde edilen veriler nitel veri analiz yöntemlerinden betimleyici içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Verilerinin analizinde içerik ve betimsel analiz kullanılmış̧; araştırma desenine uygun olarak temalar belirlenmiş̧, belirlenen temalar kategorilere ayrılmıştır. Araştırma bulgularına göre, kadın yöneticilerin liderlik özelliklerden tarafsız ve adil olmanın, hitap yeteneğine sahip olmanın, çalışkan olmanın önemine vurgu yaptıkları tespit edilmiştir. Yöneticilik özellikleri kapsamında yine adil olmak, liyakate önem vermek, duyarlı olmak ve otoriter olmak vurgulanmıştır. Yöneticilikte karşılaşılan olumlu durumlara ilişkin saygınlığın atması, fikir ve görüşlerine önem verilmesi, rol model olması belirtilmiştir. Yaşanılan olumsuz durumlara ilişkin bürokratik prosedürler, yardımcı personel yetersizliği, kadınlar arası çatışmalar vurgulanmıştır. Cinsiyet ayrımcılığı kaynaklı sorun olarak erkeklerin kadınlardan talimat almayı sevmemesi tespit edilmiştir. Bulgular sonucunda kadın yöneticilerin erkeklerden farklı liderlik özellikleri ve davranışları sergilemedikleri belirlenmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen derinlemesine görüşler; ...
Erasmus Programı, Avrupa Birliği'nin 1987 yılında yükseköğretim alanında oluşturduğu bir eğitim politikası olarak bilinmektedir. Program süreç içerisinde; küreselleşme, teknolojik gelişmeler ve Birliğin genişleyen yapısından kaynaklanan sebeplerden dolayı toplumsal ihtiyaçlara çözüm bulmak amacı güden bir yapıya dönüştürülmüştür. Başladığı yıldan beri 9 milyondan fazla bireyin yükseköğretim başta olmak üzere mesleki eğitim, okul eğitimi, yetişkin eğitimi ve gençlik eğitimi alanlarında faaliyet göstermesine olanak sağlamıştır. Türkiye, Avrupa Birliği'ne aday ülke olarak kabul edilmesi sonrasında 2004 yılında Erasmus Programından faydalanmaya başlamıştır. Literatür taraması yapıldığında böylesine geniş bir yelpazede faaliyet gösteren Erasmus Programı hakkında ülkemizde sınırlı sayıda araştırma yapıldığı tespit edilmiştir. Literatür taraması ve araştırmaya ilişkin bulgulardan oluşan bu çalışma ile Erasmus Programı'nın Avrupa'ya eğitim almak üzere giden yükseköğretim öğrencileri üzerindeki sosyo-kültürel etkileri incelenmiştir. Öğrencilerin karşılıklı değişimine olanak sağlayan Program çerçevesinde çeşitli dil, din, kültür ve uyruğa mensup öğrenciler bir arada eğitim görmesine rağmen bu sürecin öğrenciler, yükseköğretim kurumları ve ülkeler üzerinde yarattığı etkiler tam olarak bilinmemektedir. Bu bağlamda Türkiye'nin aday ülke konumunda olması nedeniyle yapılacak bu araştırma, gerek Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne entegrasyonu gerekse yükseköğretim kurumlarının geleceği açısından önem arz etmektedi ; Erasmus Programme is known as the European Union educational policy that was launched in 1987. In the course of time; due to the globalisation, technological developments and enlargement of European Union, Erasmus Programme has been transformed into a formation that aims to find solutions for social requirements within the society. Since it began in 1987, Programme has provided the activities over 9 million people on higher education, vocational education, school education, adult education, and youth education. Turkey started to take advantage of Erasmus Programme in 2004 after its admission to European Union as a candidate country. When the literature review is performed on Erasmus Programme that is active on such a wide range of areas, it is seen that there is a limited research made in our country. With this study that including literature review and findings of sample reasearch, socio-cultural effects of Erasmus Programme on higher education students is examined. Although students from diverse range of language, religion and nationality are having education together within the framework of Programme, the effects of this process on higher education students, higher education institutions and countries is not exactly known. In this context, as Turkey is a candidate country to the European Union this study has an importance both in terms of Turkey's integration to the European Union and the future of higher education institutions .
Erasmus Programı, Avrupa Birliği'nin 1987 yılında yükseköğretim alanında oluşturduğu bir eğitim politikası olarak bilinmektedir. Program süreç içerisinde; küreselleşme, teknolojik gelişmeler ve Birliğin genişleyen yapısından kaynaklanan sebeplerden dolayı toplumsal ihtiyaçlara çözüm bulmak amacı güden bir yapıya dönüştürülmüştür. Başladığı yıldan beri 9 milyondan fazla bireyin yükseköğretim başta olmak üzere mesleki eğitim, okul eğitimi, yetişkin eğitimi ve gençlik eğitimi alanlarında faaliyet göstermesine olanak sağlamıştır. Türkiye, Avrupa Birliği'ne aday ülke olarak kabul edilmesi sonrasında 2004 yılında Erasmus Programından faydalanmaya başlamıştır. Literatür taraması yapıldığında böylesine geniş bir yelpazede faaliyet gösteren Erasmus Programı hakkında ülkemizde sınırlı sayıda araştırma yapıldığı tespit edilmiştir. Literatür taraması ve araştırmaya ilişkin bulgulardan oluşan bu çalışma ile Erasmus Programı'nın Avrupa'ya eğitim almak üzere giden yükseköğretim öğrencileri üzerindeki sosyo-kültürel etkileri incelenmiştir. Öğrencilerin karşılıklı değişimine olanak sağlayan Program çerçevesinde çeşitli dil, din, kültür ve uyruğa mensup öğrenciler bir arada eğitim görmesine rağmen bu sürecin öğrenciler, yükseköğretim kurumları ve ülkeler üzerinde yarattığı etkiler tam olarak bilinmemektedir. Bu bağlamda Türkiye'nin aday ülke konumunda olması nedeniyle yapılacak bu araştırma, gerek Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne entegrasyonu gerekse yükseköğretim kurumlarının geleceği açısından önem arz etmektedir. ; Erasmus Programme is known as the European Union educational policy that was launched in 1987. In the course of time; due to the globalisation, technological developments and enlargement of European Union, Erasmus Programme has been transformed into a formation that aims to find solutions for social requirements within the society. Since it began in 1987, Programme has provided the activities over 9 million people on higher education, vocational education, school education, adult education, and youth education. Turkey started to take advantage of Erasmus Programme in 2004 after its admission to European Union as a candidate country. When the literature review is performed on Erasmus Programme that is active on such a wide range of areas, it is seen that there is a limited research made in our country. With this study that including literature review and findings of sample reasearch, socio-cultural effects of Erasmus Programme on higher education students is examined. Although students from diverse range of language, religion and nationality are having education together within the framework of Programme, the effects of this process on higher education students, higher education institutions and countries is not exactly known. In this context, as Turkey is a candidate country to the European Union this study has an importance both in terms of Turkey's integration to the European Union and the future of higher education institutions .
ÖZETAVRUPA EĞİTİM ALANI'NIN OLUŞTURULMASI: TÜRK YÜKSEKÖĞRETİMİ ÖRNEĞİBu tezin temel sorunsalı, AB'nin doğrudan bir baskısı bulunmadığı politik alanlarda, ulusal düzeyde politika yayılımının nasıl gerçekleştiğidir. Bu çalışma Avrupa Eğitim Politikası alanına yoğunlaşmakta ve politikanın gelişimi özellikle, 1999 yılından beri yürürlükte olan Bologna Süreci'ne odaklanılarak incelenmektedir. Çalışmanın hedefi Avrupa Eğitim Alanı'nın nasıl oluştuğunu göstermek ve bu alanın ilkelerini tespit etmektir. Çalışma, politika yayılım sürecinin bir kaynağı olarak Avrupa Eğitim Alanı üzerinde durduktan sonra bir vaka çalışması olarak Türkiye'yi ele almakta ve eğitim alanı ilkelerinin bu ülkede nasıl yayıldığını tahlil etmektedir. Bu nedenlerle, çalışmada şu sorulara cevap aranmıştır: Avrupa Eğitim Alanı nasıl inşa edilmektedir? Hangi yollar ve sebeplerle alanın ilkeleri ulusal seviyeye nüfuz etmektedir? Teorik çerçevesi 'sosyal yapısalcılık' üzerine kurulmuş olan bu çalışmanın kavramsal çerçevesi Avrupalılaşma literatüründen yararlanmaktadır. Çalışmada, eğitim politikası alanında Avrupalılaşma'nın yatay bir süreç olduğu; değişim yönünde baskının nispeten daha az doğrudan olduğu savunulmaktadır.Anahtar Kelimeler: AB Eğitim Politikası, Bologna Süreci, Avrupalılaşma, Soysal İnşacılık, Türk YükseköğretimiABSTRACTCONSTRUCTING THE EUROPEAN EDUCATION SPACE:THE CASE OF TURKISH HIGHER EDUCATIONThe main concern of this dissertation is to explain how policy diffusion occurs in policy areas at the EU level when there is no direct pressure. The study focuses on European educational policy and traces the evolution thereof, specifically focusing on the Bologna Process that was launched in 1999. After focusing on the source of the diffusion process, which is the European educational space, the dissertation takes Turkey as a case study, analysing how the norms of the educational space have diffused in this country. Thus, the study aims at answering the following questions: How is the European educational space constructed? How and why the norms of the space diffuse to the national level? In terms of the theoretical framework, the study bases itself on social constructivism. The conceptual framework is drawn upon the literature on Europeanization. Europeanization in educational policy is argued to be a horizontal process, where pressure for change is less direct. Keywords: EU Educational Policy, Bologna Process, Europeanization, Social Constructivism, Turkish Higher Education
Ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişiminde önemli misyon üstlenen devlet üniversitelerinin gelişmelerinde en önemli rolü yetki ve sorumluluklarıyla en üst makamda rektörler ve onların yetkisinde oluşturulan yönetim kademeleri üstlenmektedir. Her dört yılda bir üniversitelerde önemli bir gündem konusu olan rektör seçim süreci beraberinde farklı tartışmaları da gündeme getirmiş ve sonuçta 2016 yılı Ekim ayında yapılan yasal düzenlemeyle kaldırılmıştır. Oy verenler açısından bu sürecin nasıl bir karar mekanizması içerdiği ampirik açıdan ele alınmamış bir konudur. Bu çalışmada yükseköğretim kurumlarında dekan, bölüm başkanı gibi yönetici atamalarında isteğe bağlı uygulanabilen seçim yöntemi ve önerilecek yeni yöntemlere ışık tutması açısından, devlet üniversitelerinde rektör aday belirleme seçimlerinde oy kullanan öğretim üyelerinin oy kararını verirken hangi kriterleri dikkate aldıkları bir uygulama araştırmasıyla tespit edilmeye çalışılmış ve belirlenen kriterlerin oy kararındaki ağırlıkları iki farklı metotla Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi (BAHP) yöntemi kullanılarak hesaplanmıştır. Daha sonra kriterlerin öğretim üyesi unvanlarına göre ne düzeyde değerlendirildiği incelenerek sonuçlar karşılaştırılmıştır. Örneklemden elde edilen sonuçlara göre unvanlar düzeyinde kriter önem sırasının değişmediği tespit edilmiş, fakat kriter önem düzeylerinin unvanlara göre farklılaştığı saptanmıştır ; Rectors and the management teams have the most important role with their authority and responsibilities in the development of public universities which have an important mission in the economic and social development of our country. The process of rector elections once in every four year became an important topic on universities' agenda that caused various discussions. As a result of these discussions rector elections are no longer to be held due to the law that has been changed on October 2016. This process has not been studied empirically in terms of the kind of decision mechanisms involved in the voters' perspective. In this ...
Avrupa Birliği (AB) hibelerinden Türkiye'de başta kamu kurumları olmak üzere çok sayıda özel kuruluşta faydalanmaktadır. AB tarafından tahsis edilen hibelerden yararlanan kurumlar arasında en yüksek payı yükseköğretim kurumları almaktadır. Bu çalışma, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı'nın amiral gemisi olan Erasmus Programı altında yükseköğretimde öğrenci öğrenme ve personel hareketliliğine tahsis edilen hibenin kullanılması ve muhasebeleştirilmesinin incelenmesini amaçlamaktadır. Birinci bölüm, ülkemizin AB ile olan üyelik ilişkisini ve bunun yükseköğretime yansıması olan Bologna Sürecinin Türk yükseköğretim kurumlarına olan etkisini ele almıştır. İkinci bölüm ise, AB Eğitim Programları içinde önemli bir yer tutan Erasmus Programının ayrıntılı incelenmesine yoğunlaşmıştır. Bunu yaparken, Erasmus Programının yükseköğretim uygulaması, Erasmus Programı kapsamında yürütülen faaliyetler ve hibe desteği konusu detaylandırılmış ve örneklerle güçlendirilmeye çalışılmıştır. Üçüncü bölüm, konunun muhasebeleştirilmesine ayrılmıştır. Bu bağlamda, program kapsamında yükseköğretim kurumlarına tahsis edilen hibenin temelleri ve kaynakları anlatılmaya çalışılmıştır. Hibenin, kullanılması ve yararlanıcılara aktarılması örneklerle desteklenmiştir. Yükseköğretim kurumlarında Erasmus Programı kapsamında tahsis edilen hibelerin verimli kullanımı, hem AB Komisyonu hem de diğer program paydaşları için büyük önem taşımaktadır. İlgili dönemlerde kullanılmayan hibeler, kaynağa iade edilmekte, bu da programın işleyişini ve gelecek planlamasını olumsuz etkilemektedir. Bu konu AB Komisyonu ve ülke Ulusal Ajansları tarafından hassasiyetle takip edilmektedir. Verimli kullanılmayan kaynaklar, paydaşların fon kullanım performansını doğrudan etkilemektedir. Tahsis edilen hibenin hedeflenen şekliyle öğrencilerin ve personellerin kullanımına sunulması ve bunu etkileyebilecek olumsuz faktörlerin asgari düzeyde tutulması programın seyri için önem arz etmektedir. Tahsis edilen hibelerin etkin, verimli bir şekilde harcanması ve hibe iadesine yol açan etkenleri ortadan kaldırmak amacıyla çalışmanın güncel bir kaynak olabileceği öngörülmüştür. ; In Turkey, as well as a large number of private institutions, public institutions also benefit from EU grants. Among the institutions benefiting from the grants allocated by the European Union, higher education institutions have the largest share. This study aims to examine the use and accounting of the grant allocated to the student mobility for study and staff mobility in higher education within the Erasmus Program that is the flagship of the Center for European Union Education and Youth Programs. The first part has dealt with the membership relationship of Turkey's with EU and the impact of the Bologna Process on Turkish Higher Education Institutions. The second part has focused on the detailed examination of the Erasmus Program which has an important place among the EU Education Programs. While doing this, the higher education implementation of the Erasmus Program, the activities carried out within the scope of the Erasmus Program and the subject of the grant support have been detailed and tried to be strengthened with examples. The third part is devoted to the accounting process of the subject. In this context, basis and the sources of the grant allocated to the higher education institutions within the scope of the program have been tried to be explanied. Use and the transferring of the grant to the beneficiaries have been supported by the examples. The efficient use of the grants allocated under the Erasmus Program in higher education institutions has great importance for both the EU Commission and the other stakeholders in the program.The grants not used in the relevant periods are returned to the source; this negatively affects the functioning of the program and its future planning. This issue is carefully followed by the EU Commission and the National Agencies of the countries. The sources not used efficiently affect the fund application performances of the stakeholders directly. It has great importance for the course of the program to be brought the allocated grant in use for the students and staff in a targetted manner and to minimize the negative factors that may affect it. It has been foressen that the study may be an up-to-date resource in order to spend the allocated grants effectively and efficiently and to eliminate the factors leading to the return of the grant.
Bu çalışma, yükseköğretimdeki uluslararasılaşma ve uluslararası öğrenci sayısıyla ülkenin dünyadaki imajı arasında doğrudan bir ilişki olduğu gerçeğinden hareketle, Selçuk Üniversitesi örneği üzerinden Türkiye'deki yükseköğretim kurumlarındaki lisans ve lisansüstü düzeydeki uluslararası öğrencilerin Türkiye imajını ölçmeyi amaçlamıştır. Çalışmada toplamda 30 sorudan oluşan 222 katılımcının yer aldığı bir anket çalışması gerçekleştirilmiş ve uluslararası öğrencilerin Türkiye imajı, "eğitim, sosyal imkânlar, sosyal çevre/şehir hayatı ve Türkiye algısı" olmak üzere toplamda 2 kategori ve 2. kategorinin altında yer alan 4 alt kategori üzerinden ölçülmüştür. Anket uluslararası öğrencilerin Türkiye'ye gelmeden önceki ve geldikten sonraki Türkiye algısını da ölçecek şekilde tasarlanmıştır. Elde edilen bulgular sonucunda uluslararası öğrencilerin Türkiye hakkında yüksek düzeyde olumlu imaja sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye'nin yükseköğretim alanında son dönemde yaptığı reformlarla bünyesine çektiği uluslararası öğrenci sayısının artmış olması ve uluslararası öğrenciler üzerinden daha fazla sayıda bölge ve ülkeye ulaşılmaya başlanmış olması bu konuda kapsayıcı ve uzun dönemli bir politika üretilmesini de zorunlu kılmaktadır. ; This study aims to measure Turkey's image among international undergraduate and graduate students, studying at Turkish higher education institutions, by taking into consideration that there is a direct linkage between any country's image in the world arena and internationalization level and number of international students of higher education institutions in that country. Turkey's image among international students has measured by the survey which was conducted in Selcuk University with 222 respondents. The survey is divided into two sections. First section includes demographic characteristics of the respondents, second section is also divided into four sub-categories as follows: "education, social opportunities, social environment and life in the city, and perceptions on Turkey". Additionally, the survey is designed to understand the international students' perceptions regarding Turkey before they come to Turkey. This study concludes that significant amount of international students in Turkey claim to have a positive opinion of Turkey. This study also shows that it is required that Turkey has to build a long term and integrated approach or policy in the field of internationalization of higher education, considering the growing number of international students coming to Turkey due to the new steps and reforms in the higher education area, and Turkey's foreign policy aim to reach more countries and regions through the international students.
Değişen ve gelişen dünyada eğitimin önemi gün geçtikte artmakta olup,yükseköğretim kademesinde nasıl bir finansman yapısının uygulanması gerektiğiüzerine modeller geliştirilmektedir. Bu çalışmada, yükseköğretimin kamusal niteliği,fayda ve maliyetleri, finansman yöntemleri ele alınarak Türkiye, Amerika BirleşikDevletleri ve seçilmiş Avrupa ülkelerindeki lisans, yüksek lisans ve doktoraaşamalarının finansmanı hakkında bilgi verilmiştir. Aynı zamanda, yükseköğretiminsosyal ve özel getirilerinin birey ve toplum üzerindeki etkisi güncel verilerleaçıklanmaya çalışılmıştır. Uygulanan finansman yöntemlerine ait oranların ele alınanülkelerde değiştiği görülmüştür. Farklı üniversite türlerindeki yükseköğretimsunumlarına değinilmiştir. Türkiye için yükseköğretimin finansmanının vergilerlesağlanması yerine lisans eğitiminde harçların yeniden düzenlenerek uygulamayakonulması, lisansüstü eğitimde ise bilimin gelişmesi baz alınarak programların yenidendüzenlenmesi önerilmiştir. --- In the changing and developing world, the importance of higher education isincreasing day by day and models have been developed on what kind of financingstructure should be applied in the higher education spectrum. In this study, the publicnature of higher education relating to benefits and costs, financing methods have beendiscussed on Turkey, the United States and some selected European countries in variouslevel such as undergraduate, graduate and doctoral level. At the same time, the effect ofsocial and private returns of higher education on individuals and society has beenexplained with current data. It has been observed that the financing methods applieddiffers in the countries discussed. Higher education services provided in different typesof universities have been mentioned. The financing of higher education in Turkey couldbe ensured by revising the tuition fees at the undergraduate level instead of financingthis process through taxes, while for the graduate program this could be achieved byrestructuring this branch based on the development in science.
21. yüzyılda Avrupa'da siyasi ve ekonomik alanlardaki gelişmeler eşliğinde eğitim alanında da gelişmeler yaşanmıştır. Avrupa Birliği, üye ülkeler arasında işbirliği içinde olarak Avrupa Yükseköğretim Alanı oluşturmayı hedeflemiştir. Bu açıdan birinci bölümde Avrupa Birliği'nin tanımı ve Avrupa Birliği eğitim politikaları yer almıştır.Avrupa Yükseköğretim Alanı, üye ülkelerin yükseköğretim sistemlerindeki farklılıklar korunarak diğer üye ülkelerin yükseköğretim sistemleriyle karşılaştırılabilir seviyeye ulaşmasını ve ülkeler arası geçişi kolaylaştırmayı hedeflemektedir. Bologna süreci Avrupa Yükseköğretim Alanı hedefleyen bir reform sürecidir. Bu bağlamda ikinci bölümde Bologna Süreci ve Temel Deklarasyonlar ele alınmıştır.Son bölümde ise öncelikle Bologna Süreci'nin Türkiye'deki uygulama alanı ile birlikte süreçle ilgili değerlendirmeler yapılmıştır. ; In the 21st century, Europe has witnessed developments in the field of education in company with the developments in the fields of politics and economics. European Union aimed at creating European Higher Education Area in cooperation with the member states. In this respect, in the first part, the definition of European Union and education policies of European Union are included.European Higher Education Area aims at maintaining differences of higher education systems of member states by achieving comparable levels with the other member states' higher education systems and facilitate interstate transition. Bologna process is a reform process aiming at European Higher Education Area. In this context, Bologna Process and Basic Declarations are handled in the second part.In the last part of the study, some evaluations are made about the field of application of Bologna Process in Turkey together with the process.
Değişen ve gelişen dünyada eğitimin önemi gün geçtikte artmakta olup, yükseköğretim kademesinde nasıl bir finansman yapısının uygulanması gerektiği üzerine modeller geliştirilmektedir. Bu çalışmada, yükseköğretimin kamusal niteliği, fayda ve maliyetleri, finansman yöntemleri ele alınarak Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve seçilmiş Avrupa ülkelerindeki lisans, yüksek lisans ve doktora aşamalarının finansmanı hakkında bilgi verilmiştir. Aynı zamanda, yükseköğretimin sosyal ve özel getirilerinin birey ve toplum üzerindeki etkisi güncel verilerle açıklanmaya çalışılmıştır. Uygulanan finansman yöntemlerine ait oranların ele alınan ülkelerde değiştiği görülmüştür. Farklı üniversite türlerindeki yükseköğretim sunumlarına değinilmiştir. Türkiye için yükseköğretimin finansmanının vergilerle sağlanması yerine lisans eğitiminde harçların yeniden düzenlenerek uygulamaya konulması, lisansüstü eğitimde ise bilimin gelişmesi baz alınarak programların yeniden düzenlenmesi önerilmiştir. --- In the changing and developing world, the importance of higher education is increasing day by day and models have been developed on what kind of financing structure should be applied in the higher education spectrum. In this study, the public nature of higher education relating to benefits and costs, financing methods have been discussed on Turkey, the United States and some selected European countries in various level such as undergraduate, graduate and doctoral level. At the same time, the effect of social and private returns of higher education on individuals and society has been explained with current data. It has been observed that the financing methods applied differs in the countries discussed. Higher education services provided in different types of universities have been mentioned. The financing of higher education in Turkey could be ensured by revising the tuition fees at the undergraduate level instead of financing this process through taxes, while for the graduate program this could be achieved by restructuring this branch based on the development in science.
Doktora Tezi ; Bireylerin farklı ülkelere doğru eğitim amaçlı olarak gerçekleştirdiği hareketlilik binlerce yıl öncesine dayansa da günümüz küresel toplumunda yükseköğretimin uluslararasılaşması süreci ile birlikte uluslararası öğrencilik olgusu müstakil bir çalışma alanı haline gelmiştir. Çeşitli itme ve çekme faktörlerine bağlı olarak her geçen yıl artış gösteren uluslararası öğrenci hareketliliği, günümüzde ulus ötesi kuruluşların, ulus devletlerin, üniversitelerin ve sivil alanın politika ürettiği bir konudur. Bu politikalar, hem Küresel Kuzey ve Batı ülkelerinin ekonomik, siyasi ve kültürel olarak çerçevesini çizdiği ve literatürde hâkim paradigmayı oluşturan algı ve pratikler doğrultusunda hem de ulus devletlerin tarihsel ve bölgesel beklenti, hassasiyet ve uygulamalarına göre şekillenmektedir. Bu çalışmada, Türkiye'nin dışarıdan gelen uluslararası öğrencilere ilişkin 2010'lu yıllarda şekillenen politikası, literatürdeki hâkim paradigma ve Türkiye'ye has tarihsel, kültürel ve bölgesel paradigmalar doğrultusunda incelenmiştir. Konuyla alakalı politika üreten ve bu politikayı sahaya yansıtan kamu görevlileri, akademisyenler ve sivil alan temsilcileri ile yapılan nitel görüşmelerin tematik olarak incelenmesi sonucu Türkiye'nin mevcut uluslararası öğrenci politikasının, çalışmada detaylı bir şekilde incelenen diğer dünya ülkelerinden çok daha farklı bir konumda olduğu, bu politikaya etki eden temel motivasyonların "öğrencinin kendi ülkesini kalkındırmasına yönelik eğitim ve kalkınma yardımı" üzerinde şekillenen aşkın bir arka plana sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Bu aşkınlığa etki eden kültürel ve siyasi faktörlerin beslendiği temel nokta, Türkiye'nin uluslararası öğrenci profiline ağırlık veren ülkelerin geçmişte Osmanlı İmparatorluğuna bağlı olan ülkeler oluşu ve bu durumun önemli bir itme-çekme faktörü olarak Türkiye ile gelen öğrenciler arasında kurduğu bağlantıdır. Tarihsel bağlantı ve bölgesellik gerçeğinden hareketle çalışma, Türkiye'nin mevcut uluslararası öğrenci politikasının, geçmiş on yıllar ve yüz ...