Suchergebnisse
Filter
2153 Ergebnisse
Sortierung:
Yirmi kur'a nafia askerleri: gayrimüslimlerin askerlik serüveni (Mayıs 1941-Temmuz 1942)
In: Libra Kitap 539
In: Tarih 459
Media, politics and slanted news coverage during the election periods: case study of news on AKP
In: İletişim: Araştırmaları Dergisi, Band 5, Heft 2, S. 63-95
Türkiye'deki merkez sağda devlet, siyaset ve hizmet ilişkisi ; State, politics and service relationship in the center - right in Turkey
Demokrat Parti geleneği ile başlatılabilecek olan merkez sağ siyaset, Türk Sağı'nın temsil gücü açısından en büyük kanadını oluşturmaktadır. Bu merkez sağ siyasetin milliyetçi ve İslâmcı ideolojilerle olan rabıtası 'devlet' kavramı söz konusu olduğunda ontolojik bir ortaklaşmanın nüvelerini göstermektedir. Devlet, kutsal bir varlık olarak milletin sadece koruyucusu olarak anlamlandırılmaz aynı zamanda pedagojik bir görev de atfedilerek yüceltilir. Böylece, millet olmanın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan devlet, milleti de etik değerlerle kodlar. Devletin 'hikmet-i devlet' olarak takdimi her ne kadar modern öncesi dönemin kutsallığına atıf yapsa da hizmet söylemi ve Makyavelist siyaset anlayışı merkez sağı, modern siyasetin gereklerini yerine getirmeye zorlamaktadır. Milletin koruyucusu olarak anlamlandırılan devletin bürokratik ve ceberut yapısı merkez sağ siyaset tarafından modern/temsili demokrasi bağlamında eleştirilir ancak bu eleştiri de pragmatizmin ve çizdiği sınırlar çerçevesinde kalır. Öte yandan 'laf değil hizmet' üreten siyaset, her ne kadar merkez sağın kurucu unsuru olsa da Adalet ve Kalkınma Partisi ile bu siyaset, bir nümayiş siyasetine dönüşmüştür. Diğer bir anlatımla, hizmetin yapılması kadar onun gösterimi de merkez sağ siyasetin önemli bir unsuru haline gelmektedir. Hizmetin nümayişle buluşması son kertede siyaseti de teknik bir alana sıkıştırmaktadır. Bu makale, Türkiye'deki merkez sağ siyasetin pre-modern ve modern öncüllerini incelemeyi amaçladığı gibi bu ikili arasındaki çelişkileri de açığa çıkarmayı hedeflemektedir. ; The center-right politics that can be traced back to the legacy of the Democratic Party in Turkey constitutes a major part of the Turkish Right with respect to its representative power. The connection between the center-right politics with the nationalist and Islamist ideologies essentially demonstrates an ontological rapprochement when the term 'state' is taken into account. The state as a sacred entity is not only perceived as the protector of the nation but also ...
BASE
Rusyanın ve ABD'nin SSCB sonrası Orta Doğu politikaları ; The Middle East politics of USA and Russia post USSR
Ortadoğu, jeopolitik ve ekonomik olarak dünya politikasının en önemli ve sorunlu bölgelerinden birisidir. Orta Doğu bölgesi, gerek sahip olduğu doğal kaynaklar bakımından olsun, gerekse de siyasi istikrarsızlıklar ve etnik-dini çatışmaların merkezi olması bakımından olsun, sürekli göz önünde olmuştur. Tarih boyunca da büyük güçlerin dikkatini üzerine çekmiştir. Özellikle, Soğuk Savaş sonrasında ABD'in en önemli müdehale alanlarından birisi olmuştur. Rusya ise, bu dönemde daha çok enerji politikası bakımından bölgeye ilgi duymaktadır. Bu tez çalışmasında, Soğuk Savaş sonrasında ABD ve Rusya'nın Orta Ddoğu politikaları karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. ABD, Orta Doğu politiksını İsrail'in ve bölgeye yerleştirdiği askeri varlığının güvenliği üzerine kurgulamaktadır. ABD, Irak'ın istikrarı ve İran'ın nükleer silahlara sahip olmasının engellenmesi konusunu da böleye yöenlik politikalarında en önemli başarı kriteri olarak kabul etmektedir. Rusya ise, SSCB tecrübesinden de hareketle bölgeye oldukça ilgilidir. Rusya, ABD'nin 11 Eylül sonrası giriştiği saldırgan politikasını iç istikrarını sağlamak için kullanmıştır. Rusya, ABD'den farklı olarak daha çok bölgedeki yerleşiklere yakın olma yolunu seçmiştir. Rusya için en önemli amaç, kendi enerji havzasını genişletmek ve bölgenin de bu bakımdan güvenli olmasını sağlamaktır. ; As geopolitically and economically, the Middle East is one of the most important and problematic region in the world politics. The Middle East has rich natural resources, but the region is politically unstable and centre of ethnic-religious conflicts, all of these aspects attract the attention to the region. The region attracted the attention of big powers during the history. The region became the most important intervention land of USA, especially after the Cold War. But Russia has interested in the region mostly because of its energy politics. Middle East politics of the USA and the Russia after Cold War were evaluated by comparison in this thesis study. USA installs the Middle East politics on the safety of the Israel and the military existence in the region. USA accepts that the Iraq stability and prevention of Iran to have the nuclear weapons are the most important success criterions in the politics which are directed to the region. And Russia is pretty interested in the region because of the experience from USSR. Russia used the aggressive policy of USA after September 11, to provide internal stability. Russia, unlike the United States, has chosen to be close to residents in the region. The most important objective for Russia, is to expand its energy basin in the region, and in this regard, to ensure security of the region.
BASE
Türkiye seçim atlası: 1950 - 2009 ; Türkiye siyasetinde süreklilik ve değişim : 1950 - 2009 ; continuities and changes in Turkey's politics
In: İstanbul Bilgi Üniversitesi yayınları 251
Üniversite Gençliğinin Kimlik ve Siyaset Algısı:Gümüşhane Üniversitesi Örneğ ; Identity and Politics of University Youth: Gümüşhane University Sample
Bu çalışmada üniversitede okuyan öğrencilerin kimlik ve siyaset algıları ölçülmüştür. Araştırmaya katılanların ,2'si kadın, ,8'i erkektir. Araştırma kapsamında Gümüşhane Üniversitesi'nde farklı bölüm ve sınıflarda okuyan öğrenciler arasından basit tesadüfü örneklem yöntemi kullanılarak belirlenen 233 öğrenciye anket uygulanmıştır. Araştırmanın saha çalışması Aralık 2017'de yapılmıştır. Araştırma tarama modeline uygun şekilde tasarlanmıştır. Araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin kimlik ve siyaset algılarını tespit etmektir. Bu bağlamda araştırma, üniversite öğrencilerinin kimlik ve siyaset algıları nasıldır?, siyasete katılım düzeyleri nedir?, siyasi-dini-ideolojik olarak ve modern-geleneksel düzlemde hangi kimlikleri kendisine uygun görüyorlar?, vatandaşlığı nasıl tanımlıyorlar? gibi soruların cevaplarını aramaktadır. Araştırmanın sonuçlarından bazıları şöyledir: Katılımcıların çok yüksek bir oranı (,5), modern-gelenek düzleminde, kendilerini biraz modern biraz geleneksel olarak görmektedir. Katılımcıların önemsedikleri ve önceledikleri üç toplumsal aidiyetin/kimliğin Müslüman gibi dini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi siyasi ve Türk gibi etnik/siyasi aidiyetler olduğu görülmektedir. Araştırmanın bir başka sonucu ise, katılımcıların siyasal katılımlarının daha çok seçimlerde oy verme şeklinde olduğudur. Ayrıca, katılımcıların sivil toplum örgütlerine katılım düzeyi çok düşüktür. Yine katılımcılara göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak için, hukuki statü yeterlidir; ancak bir kişinin Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olması için ise Müslüman olması gerekmektedir. Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'nin en önemli sorunları arasında öne çıkan ilk üç sorun sırasıyla; terör, adaletsizlik ve eğitim olduğu görülmektedir. ; In this study, the identity and political perceptions of the students studying at university are measured. 54.2% of the participants were female and 45.8% were male. Within this research from the University of Gumushane students studying in different sections and classes using a simple coincidence sampling method was applied to 233 students in the survey. The fieldwork of the research was carried out in December 2017. The research was designed in accordance with the screening model. The aim of this study is to determine the identity and political perceptions of university students. In this context, how is the identity and political perceptions of university students?, What are the levels of political participation?, What identities do they see fit politically, religiously, ideologically and on a modern-traditional level?, How do they define citizenship? are looking for answers to such questions. Some of the results of the survey are as follows: A very high proportion of participants (88.5%) regard themselves as somewhat modern and somewhat traditional on the modern-tradition level. They care about the participants and they preceded the three social belonging / religious identity as Muslims, citizens of the Republic of Turkey as well as political and ethnic Turks as / is observed that political affiliations. Another consequence of the survey is that the political participation of the participants is more like voting in the elections. In addition, the level of participation of NGOs in civil society organizations is very low. According to the participants, to be citizens of the Republic of Turkey, it is sufficient legal status; but for a person to become Turkey's president must be a Muslim. According to the survey, Turkey's most important outstanding issue between the top three issues respectively; terror, injustice and education.
BASE
Modern Dünya sisteminde sermaye birikimi ve İran'ın enerji politikaları ; Capital accumulation in the modern world system and Iran's energy politics
İran'ın enerji politikaları ile uluslararası sermaye birikimi arasındaki diyalektik ilişkiyi konu edinen bu çalışma, İran'ın petrol ve doğalgaz arz stratejilerini, ticaret politikasını ve nükleer enerji faaliyetlerini değerlendirmektedir. Bu çerçevede uluslararası sermaye hareketleri ve bu hareketlerin İran enerji politikaları açısından sonuçları, sermaye birikimine dayalı kapitalist dünya sistemine ve merkez-çevre ilişkilerine odaklanan Dünya Sistemleri Kuramı kapsamında açıklanmaya çalışılacaktır. Enerji, kapitalist sermaye birikiminin belirlenmesinde etkin bir araç olarak değerlendirildiğinde İran'ın, merkezin çıkarlarına doğrudan hizmet etmeyen enerji politikaları, kapitalizmin kar arttırmayı hedefleyen yapısı nedeniyle çıkarları birbiriyle çatışan aktörler açısından farklı sonuçlar doğurmaktadır. Bu farklı sonuçlar, sermaye birikiminin denetimi çerçevesinde devletlerin İran'a yönelik tutumlarının da farklı olmasına sebep olmaktadır. İran enerji sektörü, merkez devletlerden özellikle ABD'nin İran'a yönelik yaptırım ve ambargo gibi tutumlarından olumsuz etkilenebilmektedir. Uluslararası sermaye birikimini denetleme amacındaki aktörler arasındaki çıkar çatışmalarının İran enerji sektörünün kalkınmasını tetikleyen bir ortam oluşturduğu ve günümüzde enerjinin uluslararası sermaye birikimi açısından öneminin giderek arttığı dikkate alındığında, İran enerji politikalarının uluslararası sermaye birikimini etkileyebilme potansiyeli olduğu görülmektedir. ; This paper focuses on the dialectical relationship between Iran's energy politics and international capital accumulation and will evaluate Iran's oil and gas supply strategies, trade policies and nuclear energy activities. In this context, the necessity of analyzing the results of the relationship between international capital flows and Iran's energy politics is one of the main reasons for the need of evaluating these subjects through the World Systems Theory which focuses on core-periphery relations and capitalist world economy based on capital accumulation. When energy is evaluated as an efficient tool for determining capital accumulation in which Iran's energy policies are not directly contributing to the interests of the center, as a result of conflicting interests of the actors different outcomes emerge due to the profit maximizing structure of the capitalism. In the framework of the control of capital accumulation, these different outcomes also result in the emergence of distinct attitudes of states towards Iran. In fact, Iran's energy sector could be adversely affected by those core states' – particularly the USA's – sanctions and embargoes. However, the conflicts of interest among actors, who are aiming to control the international capital accumulation, trigger the further development of Iran's energy sector. Within the scope of the growing importance of energy in determining the international capital accumulation, the potential of Iran's energy politics and its impact on the international capital accumulation will be shown in this paper.
BASE
İktidar ve Siyasetin Gölgesinde Bürokrasi ve Demokrasi İlişkisi: İdealler, Zorunluluklar, Gerilimler ; "Democracy and Bureaucracyin the Shadowof Power and Politics: Ideals, Necessities, Tensions
Modem devlet, birçok farklı işlevi bünyesinde toplayan, yurttaşlarının yaşamları üzerinde doğmdan tasarrufta bulanabilen, sosyal yaşama nüfuz edebilen; toplumu yönlendirme, düzenleme ve ona müdahale etme imkânına sahip bir iktidar örgütlenmesidir. Modem devletler, bu süreçlerin tümünü kitlesel olarak örgütlenmiş merkezi bürokrasiler aracılığıyla işletirler. Modem devletin zorunlu olarak bürokratik örgütlenmesi ile demokratik idealler arasında birtakım gerilimlerin ortaya çıktığı görülür. Bu gerilimlerin temelinde, araçsal aklın hâkimiyeti doğrultusundaki bürokrasinin, modem toplumun özellikleri açısından alternatifsiz kalması vardır. Mesleki uzmanlık bilgisi ve kurumsal ideoloji gibi iki güç kaynağı etrafında bir iktidar biçimine dönüşen bürokrasiyle, demokrasinin işleyebilmek için bu bürokrasiye mahkûm olması, birçok ikileme yol açmıştır. ; Modem States, with ali different functions, are able to have the right of disposition över the population, penetrate into social life and modem State is a power organization which has the opportunities of manipulating, regulating and interfering with the society. Modem States control ali the process by means of centralized massive bureaucratic organizations. While organizations of the States are necessarily bureaucratic, there emerge inevitable tensions between democratic ideals and bureaucratic requirements. The main source of the tensions is the incomparability of bureaucracy along with the domination of instrumental reason. Since democracy is in the need of bureaucracy to work and bureaucracy appeared as a form of power through know-how and corporate ideology, many dilemmas emerge.
BASE
24 Haziran seçimleri: Yeni sistemin siyaseti ve sosyoloji ; 24th June elections: Politics and sociology of the new system
24 Haziran 2018'de gerçekleşen seçimler, 16 Nisan 2017 referandumunda kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin hayata geçmesini sağlaması ve seçmenin oy verme davranışını etkileyecek pek çok yeni düzenleme içermesi dolayısıyla siyasi tarihimizin en önemli seçimlerinden biri olarak değerlendirilebilir. Seçimlerde, AK Parti ve MHP'den oluşan Cumhur ittifakı, Erdoğan'ı yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı seçtirmeyi ve yeni sistemi etkili işletmek üzere Meclis çoğunluğunu elde etmeyi hedeflerken, CHP, İYİ Parti ve SP'den oluşan Millet ittifakı ve HDP, Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı seçtirmemeyi veya Meclis çoğunluğunu sağlayarak Cumhurbaşkanını Meclis üzerinden dengelemeyi hedefliyordu. Seçimler, Erdoğan'ın ilk turda Cumhurbaşkanı seçilmesi ve Cumhur ittifakının Meclis çoğunluğunu elde etmesiyle sonuçlandı. Bu çerçevede, yeni sisteme öncülük eden Cumhur ittifakı, sistemi hayata geçirme imkanı da yakalamış oldu. Bu makalede, seçimlerin siyasi bağlamını ortaya koymak üzere, 2007 Cumhurbaşkanlığı krizinden 24 Haziran seçimlerine kadar geçen sürede siyasetin geçirdiği kritik süreçleri ve bu süreçlerin siyasal sistem değişikliği üzerindeki etkileri tartışıldıktan sonra, seçimlerin kısa ve orta vadeli siyasi ve toplumsal sonuçlarına değinilecektir. ; The general and presidential elections of 24 June 2018 in Turkey were one of the most important elections in the modern history of the country in many ways. First of all, the elections were based on a series of new regulations that would shape the voters' attitudes. Also, the elections were a systemic prerequisite for the newly established presidential system to take effect, which had a national approval through 16 April 2017 referendum. The elections were also distinguished with the rare alliances it contained. The People's Alliance (Cumhur İttifakı) consisted in Erdoğan's Justice and Development Party (AK Parti) and Bahçeli's Nationalist Movement Party (MHP), and worked to bring Erdoğan to the office, to embrace and run the new system effectively. On the opposite side there were a coalition and a single party, the coalition naming itself Nation's Alliance (Millet İttifakı) and consisting in an alliance of Republican People's Party (CHP), Good Party (İYİ Parti) and Felicity Party (Saadet Partisi); while the People's Democratic Party (HDP) ran by itself. They came together to either oust Erdoğan in the running for president or at least gain the majority in the parliament to force a systemic balance over Erdoğan through the parliament. In this article, I will first elaborate on the critical political developments observed between what is known as the "2007 Presidential Crisis" and 24 June 2014 elections, along with their impact upon the changes in political system. Then, I will put forward some arguments on the possible political and social consequences of the 2018 elections in the short, medium and the long run.
BASE
Makedonya isim sorununun bölge ve dünya politikasına etkisi ; The effect of Macedonia name issue on regional and world politics
Çalışma 21 Aralık 2018 tarihinden sonraki gelişmeleri kapsamamaktadır. ; Balkanların merkezinde bulunan Makedonya tarihte birçok millete ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bundan dolayı komşuları Makedonya Bölgesi hakkında çeşitli iddialarda bulunmaktadır. Makedonya Cumhuriyeti'nin eski Yugoslavya'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesinden itibaren geçen 27 yılda komşularıyla farklı düzeylerde sürekli sorunlar yaşadığı görülmektedir. Bu sorunlar arasında temeli tarihsel iddialara dayandırılan Yunanistan ile Makedonya arasındaki isim sorunu ön plana çıkmaktadır. Sorun bağlamında Yunanistan, Makedonya'nın Avrupa Birliği (AB) ve Kuzey Atlantik Örgütü (NATO) üyelik süreçlerini engelleyen bir dış politika izlemiştir. Batı dünyası ise bu sorununun Makedonya'yı ABD ve AB'den uzaklaştırıp Çin, Rusya ve Türkiye gibi aktörlere yakınlaştırmasından endişe duymaktadır. Bu yüzden 2018 yılı ABD ve AB öncülüğünde Prespa Anlaşması bağlamında Yunanistan ve Makedonya açısından müzakere ve anlaşma yılı olmuştur. Çalışmada isim sorununun tarihsel kökeninden yola çıkarak bu sorunun günümüzde bölgesel ve küresel politikaya ne denli etki ettiği analiz edilmektedir. ; Situated in the center of the Balkans, Macedonia has served as home to many nations and civilizations througout history. Therefore, neighbours tent to make various claims about the Macedonian Region. Since the Republic of Macedonia declared its independence from Yugoslavia, in the past 27 years, it has been seen that it has experienced constant problems at different levels with its neighbours. The most important issue among all these problems is the one between Greece and Macedonia about the country's name, and it is based on historical claims. In the context of this problem, Greece pursued a foreign policy that hampered Macedonia's European Union (EU) and North Atlantic Treaty Organization (NATO) membership processes. As for the Western World, it is concerned that this issue will draw away Macedonia from EU and the USA, while it will get closer relations with actors such as China, Russia and Turkey. For this reason, under the leadership of the US and EU and along with Prespa Agreement, 2018 has been the year of negotiations and agreement between Greece and Macedonia. Based on the historical origin of the name issue, this study examines the impact of regional and global politics.
BASE
Türkiye'de Siyaset, Din ve Liderlik: Recep Tayyip Erdoğan Örneği ; Politics, Religion and Leadership in Turkey: the Example Of Recep Tayyip Erdoğan
Toplumun bir nevi şahsi manevisi olan lider, etkileme ve yönlendirmegücü ile siyasete yön verirken, toplumu ve kendi seçmen kitlesini olumluveya olumsuz yönde dönüştürebilmektedir. Türkiye gibi siyasetin vedemokrasinin lider merkezli olduğu bir toplumda, liderin geçmişi,düşüncesi, kişilik yapısı, dini, ideolojisi, amaçları ve stratejisi oldukçaönem arzetmektedir. Değişimin ve dönüşümün mimarı olan lider,siyasetin manivelası olma özelliği taşır ve belirleyici etkilere sahiptir. Bumakale, Türkiye siyasetinde güçlü bir ağırlığa sahip olan siyasal liderlikolgusunu, Recep Tayyip Erdoğan örnekliği üzerinden incelemeyihedeflemektedir. Erdoğan'ın başarısının yapı taşlarını; içinde bulunduğutoplumsal sınıf, almış olduğu eğitim, yüklenmiş olduğu ideoloji ve erkenyaşta benimsemiş olduğu dini değerler oluşturmuştur. Erdoğan,neredeyse ortaokuldan itibaren siyasetin içinde politik bir aktör olarakvar olmuştur. 2001 yılından itibaren AK Parti ile Türk politik hayatınadamgasını vurmuş ve vurmaya da devam etmektedir. Oyunu sürekliartıran ve gücünü konsolide eden Erdoğan'ın incelenmesi, başta Türksiyasetine ve toplumuna ardından da küresel politik düşünceye katkıanlamını taşır. Bundan dolayı Erdoğan'ın başarısının parametrelerini velider olarak çizdiği siyasal portreyi incelemek vazgeçilmez öneme sahiptir.Bu çalışma, Erdoğan'ın medyaya yansıyan konuşmalarının analizedilerek başarısının kodlarının yakalanmaya çalışması ile ortayaçıkmıştır. Deskriptif bir yönteme dayanan bu çalışma, Erdoğan'ın geçmişiüzerinden lider merkezli siyasetin okunması, değerlendirilmesi veyorumlanmasına dayanmaktadır. ; The leader, a pattern of society as a role model, can transform society and his own constituency in a positive or negative way while politics has given direction by power of influence and management. Like Turkey, in a society which is based on leader- oriented politics and democracy, the leader's past, thoughts, personality, religious aspects, ideologies, goals and strategies are very important. Namely, the leader, who is the architect of ...
BASE
Kafkasya ve Türkistan'da küresel paylaşım politikalarına dönemsel bir bakış ; Periodical view to politics of global sharing in Turkestan and Caucasus
SSCB'nin dağılmasından sonra uluslararası sisteme entegre olma girişimlerinin sürdüğü Kafkasya ve Türkistan1 ülkeleri dünya siyasasında jeo-stratejik açıdan önemli bir konuma sahiptir. Bu bölgelerde yeni bağımsız devletlerin kurulmasıyla, daha önce kapalı alanda dikkat çekmeyen birçok konu, bu kez sorun olarak ortaya çıkmıştır. Bu sorunlardan biri ve en önemlisi de bölgedeki enerji kaynaklarının ve askeri bakımdan stratejik merkezlerin paylaşımıdır. Bu çalışmamızda tarihsel zemine dayalı olarak, söz konusu bölgelerdeki muhtelif sorunları ele aldık. Çünkü, bu bölgelerde tarihçilerin geleneksel ilgilerine yakın olan sorunlar demeti bulunmaktadır. Kafkasya ve Türkistan devletlerinin eskiden SSCB'ye bağımlı olmaları konunun karmaşıklığını iyice artırmaktadır. Günümüzde Rusya'nın yakın çevre doktriniyle, ABD'nin büyük oyun stratejisi, araştırmamızda öne çıkan kavramlardır. Bu araştırma bizi Avrasya tarihine biraz olsun yaklaştırmıştır. ; Caucasus and Turkestan countries trying to inegrate into international system after the demise of Soviet Union have very important geo-strategic role in the world policy. A lot of subjects that didn't draw attention at that close area has became a problem after the establishment of new independent states. The most important one of these problems is sharing the strategical military regions and energy sources. In this essay we have analyzed these problems according to the historical perspective. Because, there are a bunch of problems which are close to historians traditional interests. The dependency of the Caucasus and Turkestan countries to Soviet Union in the near history is increasing the complexity of the issues. Russia's vicinity doctrine and USA's big game strategy are prominent concepts of our essay. This study promises us to get a bit more closer to Eurasian history.
BASE
The Women, Peace and Security Agenda: Negotiations Between Feminist Approaches and Global Politics; Kadın, Barış ve Güvenlik Gündemi: Uluslararası Siyasete Feminist Müdahaleler ve Sınırları
In: Alternatif politika: Alternative politics, Band 15, Heft 3, S. 471-504
ISSN: 1309-0593
Kadınların silahlı çatışmalardaki deneyimleri ve barış süreçlerine dahil edilmeleri, yirminci yüzyılın başından beri çeşitli kadın hareketleri tarafından dile getirilmektedir. Feminist yaklaşımlar, uluslararası güvenlik politikalarında toplumsal cinsiyete dayalı güç ilişkilerine ve militarist politikalara karşı duruş sergilemektedirler. Kadınların çatışma ve çatışma sonrası deneyimlerinin uluslararası politikada ele alınması ise Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 2000 yılında Kadın, Barış ve Güvenlik (KBG) konulu 1325 sayılı kararı kabul etmesiyle başlamıştır. Bu makale, KBG Gündeminin oluşumuna giden süreçteki feminist hareketleri ve yaklaşımları incelemektedir. KBG kararları analiz edilerek, feminist yaklaşımların ve ideallerin BM'nin güvenlik söylemi içinde ne ölçüde ele alındığı da incelenmektedir. Bu makale, KBG Gündeminin önemini ve katkılarını vurgularken, kararları etkileyen siyasi dinamikleri ve feminist müdahalelerinin sınırlarını da irdeleyecektir. Metodolojik olarak, KBG Gündemi kararları ve ilgili akademik literatür incelenecektir. Bu çalışmayla KBG Gündemindeki en son gelişmeler de ele alınarak literatüre tamamlayıcı bir katkıda bulunulacaktır.
AKP'de Kadınların Siyaseti: Parti, Parti Kadın Kolları, Kadın Seçmenler; Women's Politics in the AKP: Party, Party's Women Branches and Women Electorates
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi
ISSN: 1309-1034
Siyasetin kadınlaşması (İngilizce kavramıyla feminization) üzerine yapılan araştırmalar, kadınların siyasi katılımını ve temsilini ardışık ve ilişkisel bir süreç olarak göstermektedir. Ancak, özellikle muhafazakâr/sağ partiler ve kadınların bu partilerdeki siyasal aktivizmi hakkında yapılan yeni analizler, siyasette giderek artan kadın varlığının kadın sorunlarına feminist bir cevap vermediği gibi hem kadınların hem de kadın sorunlarının temsiline de mutlaka yardımcı olmadığı ortaya çıktı. Bu çıkarımların uyandırdığı merak ile bu makale, Türkiye'deki muhafazakar-sağ siyasetin temsilcisi olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) örneği üzerinden siyasetin kadınlaşması ve toplumsal cinsiyet politikaların anti-feminist doğasının nasıl bir arada olabildiğini incelenmektedir. Araştırma, partiye bağlı kadın kolları ve partiye oy veren kadınlar üzerinde nitel araştırma yoluyla kadınların siyasi katılım sürecine odaklanmaktadır. Araştırma bulguları, siyasetin kadınlaşması ve anti-feminist politikaların parti ile kadınlar arasındaki ilişkide birlikte var olduğunu göstermektedir. Parti, anti-feminist koşullar olarak kabul edilen belirli sınırlar ve kısıtlamalar sunarken, kadınlar bunlara uyum sağlayarak siyasi aktivizmlerini kadın kollarına katılarak, burada siyasal yaşamlarını sürdürerek ve partiye oy vererek stratejik bir şekilde sürdürmektedir. Bu bağlamda, kadınların siyasetteki varlığı, kadınlar için anlamlı bir dönüşüm getirmemektedir.