Suchergebnisse
Filter
207 Ergebnisse
Sortierung:
POST-SOVIET DISORDER : WAR IN CHECHNIA
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-013
Post-modern terörizm ve lidersiz direniş hareketleri ; Post-modern terrorism and leaderless resistance movements
Terörizm, günümüzde insanların güvenliğini etkileyen önemli bir kavramdır. Çalışmamızın ilk bölümünde terörizm kavramı, tarihi ve türleri anlatılmıştır. Terörizmin, günümüzde uluslararası kabul gören bir tanımı bulunmamaktadır. Terörizmin tanımıyla ilgili tartışmalar aktarılmıştır. Terörizmin tanımı hakkında bir uzlaşının bulunmayışının nedeni kavramın kendisinin göreceli olmasından kaynaklanmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde terörizm kavramı eleştirel bir perspektiften ele alınarak incelenmiştir. Bir güvenlik tehdidi olan terörizmin abartıldığı görülmüştür. Eski ve Yeni terörizm kavramları eleştirel bir bakış açısıyla karşılaştırılmıştır. Yeni terörizmin aslında yeni olmadığı sonucuna varılmıştır. Terörizm ve sosyal bir kimlik olan din arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Batılı devletlerde din motifli terörizmin anlamının saptırıldığı söylenebilir. Devletlerin terörizme başvurduğu durumlar göz ardı edilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde terörizm ve lidersiz direniş arasındaki ilişki tartışılmıştır. Araştırmalar neticesinde lidersiz direniş kavramının terörizmle ilişkisinin bulunduğu tespit edilmiştir. ; Terrorism is a important term affecting that security of humans at today. The history, types, term of terrorism has been explained in the first part of our study. Terrorism has not been well accepted a definition of international at the present time. The debates with respect to term of terrorism has been cited. The reason of a lack of consensus about definition of terrorism stemmed from the relative nature of the concept itself. The term of terrorism has been analyzed with discussing in the part of second that study from a critical perspective. Terrorism has been seen that exaggerated which is a security threat. The old and new notions of terrorism has been compared with a critical viewpoint. The new terrorism has been concluded that is not becoming new in the reality. The relation between terrorism and as a social identity religion has been analyzed. It can be said that the meaning of terrorism with religious motives has been distorted in Western states. States appealing to terrorism which situations has been ignored. The connection that between terrorism and leaderless resistance has been argued in the part of third that study. As a result of research the concept of leaderless resistance has a relationship with terrorism has been determined.
BASE
NEO-CONSERVATIVE APPARATUS OF POST-MODERNIST THEORY: INSTRUMENTAL MIDDLE AGE; POST-MODERNİST KURAMIN NEO-MUHAFAZAKÂR APARATI: ARAÇSAL ORTAÇAĞ
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi
ISSN: 1309-1034
"Karanlık Ortaçağ" metaforu post-modernizmin de etkisiyle bugün, birçok tarihçi tarafından bir yanılsama olarak görülmekte ve yoğun eleştiri altında. Dahası, alegorik bir "aydınlık Ortaçağ ütopyası" dahi sunulmakta. Ortaçağ'ın "karanlığına" yönelik eleştiriler, üç madde altında gruplandırılabilir. İlki, tarihteki sürekliliklere atıfta bulunarak Rönesans'ın aslında Ortaçağdan kopuşu değil, Ortaçağ'ın sonucunu teşkil etmekte olduğunu iddia eder. İkinci eleştirinin kaynağı olan Avrupa-merkezcilik karşıtı teorilere göre ise Ortaçağ karanlıksa bile bu Avrupa için geçerlidir, dünyanın geri kalanı için değil. Son olarak ve diğer iki argümanı da kapsayan bir diğer itiraz ise Ortaçağ'ın karanlığı ya da geriliği paradigmasının Aydınlanma felsefesinin ve hümanizmaya dönüşün getirdiği bir önyargı olduğudur.
Bu üç eleştiri başlığından hareketle, bu çalışma, modernitenin distopik bir geleceğe hizmet ettiğini savunan yukarıdaki "araçsallaştırıcı" iddiaları tartışacak. Batı - Ortaçağ öğretim-kültür sisteminin, dogmanın ve skolastik düşünce tarzının öznel Ortaçağ güzellemeleri (çoğunlukla mikro monografiler) üzerinden meşrulaştırılmasının, romantizm tepkiselliğinin ve ardından gelen Post-modernizmin bir sonucu olduğunu değerlendirmekteyiz. Bu bağlamda "karanlık" Ortaçağ imgelemini yıkan görüşün tarihsel arka planı tartışıldıktan sonra yukarıda sayılan eleştirilerin romantik ve neo-muhafazakâr söylemlerle ilişkisi tartışılacak ve Aydınlanma felsefesinin niteliksel yönüne vurgu yapılacak.
Makalede örneklem olarak alınan eleştirilerin analizi, kavramsal çerçevemiz olan Ortaçağ güzellemelerine araç olarak kullanılan maddesel bağlamından kopuk kültüralist söylemin eleştirisi ile birlikte iç içe olacaktır.
Boundaries of Historiogrphy in the Post-Soviet Space
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Çok uluslu büyük birlikteliklerin ardından ortaya çıkan siyasal yapılar biricik uluslarının meşruiyeti için uzak mazide kayıp tarihlerini bulma arayışına girişir. Bu girişim neticesinde ortaya konulacak koloni öncesi görkemli bir egemenlik anlatısı ulus inşasının yanı sıra güncel sorunların çözümü ve gelecek beklentilerinin gerçekleşmesi için bir motivasyon unsuru oluşturur. Bu işleyişte tarih, bilgi alanı olmaktan ziyade ulusal bir pekiştirece indirgenir. Bu pragmatik işlevsellikle politik bir misyon edinen tarihyazımı atinin köklerini mazide arayıp bulmak için araçsal bir niteliğe bürünür.
Sovyetler Birliği'nin tarihsel fonksiyonu ve misyonu son bulduktan sonra Birlik üyesi cumhuriyetler art arda bağımsızlıklarını ilan etti. Ulus devlet temelinde yükselen bu siyasal bağımsızlıkların meşruiyeti için öncelikle kolonyal tesirlerden arınmak gerekiyordu. Bu amaçla başlanılan dekolonizasyon sürecinde ulusların inşa/icat süreci için harekete geçildi. Cumhuriyetler kendilerini kimi zaman itibari bir etnisite kimi zaman da yurttaşlık temelinde özgün bir ulus yaratma uğraşı içinde buldu. Bu inşada koloni sonrası ulus kurgusunun temel belirleyicisi konumunda bulunan tarihe hem iç hem de dış cephede çok fazla anlam yüklendi. Bu koşullar altında Sovyet sonrası alanda tarihyazımı -Sovyet döneminde olduğu gibi- politik bir aparata dönüştü.
Çiçeği burnunda cumhuriyetler Sovyet sonrası ulus inşa sürecinde kolonyal zihniyetin pratiklerinden kurtulmaya çalışsa da her biri kendi iç dinamiklerine bağlı olarak teritoryal düşünüşün yörüngesinden uzaklaşmakta zorlandı. Bu, biraz da cumhuriyetlerin konjonktürel durumlar karşısında tercih ettikleri siyasal seçimlerle ilgiliydi. Her cumhuriyet kendi özel durumuna göre ya ulusun geçmişini ya da ülkenin tarihini araştırma konusu edinerek ön plana çıkardı. Bu seçim tarihyazımının sınırlarını da belirlemiş oldu. Kazakistan'da teritoryal sınırların dışına çıkılarak istikrarlı bir biçimde Kazak ulusunun bileşenleri tarihsel özne olarak kabul edilirken Özbekistan'da birtakım çekinceler Sovyetik uluslaştırma politikalarının devam ettirilmesine neden oldu. Tacikistan'da ise yayılmacı bir tavırla başlayan tarihte kayıp ulus arayışı travmatik bir kimlik bunalımı ve savrulmayla sonuçlandı.
UNITED NATIONS' CHANGING ROLE IN THE POST-COLD WAR ERA
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-044
The question of Jerusalem in the post -cold war era
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 153-164
THE QUESTION OF JERUSALEM IN THE POST-COLD WAR ERA
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-012
POLICY TRANSFER OF OECD WITH STRUCTURAL REFORMS AND POST-PANDEMIC POLICIES; YAPISAL REFORMLAR İLE OECD'NİN POLİTİKA TRANSFERİ VE POST-PANDEMİ POLİTİKALARI
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi
ISSN: 1309-1034
Yönetişim ve ortaklaşa yönetişim modelleri Dünya Bankası, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Birleşmiş Milletler gibi uluslarötesi kuruluşların ulusal, bölgesel ve küresel politikalara daha güçlü nüfuz etmelerini sağlamıştır. Bu kuruluşlar arasında OECD, yapısal reformlar aracılığıyla politika transferi yapan güçlü aktörlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. OECD, pandemi öncesi ve sonrasında yürüttüğü ülke çalışmaları ile politika yönlendirmesi yapmaktadır. Bu çalışmanın amacı ülkeler ile hukuki ilişkisi diğer küresel aktörlerden farklı olan OECD'nin hukuki ve finansal yaptırım gücünü araştırmak ve OECD politikalarının ülkeler ve dönemler itibariyle tutarlılığını ve başarı düzeyini incelemektir. OECD'nin ülkeler ile yaptığı çalışmalardaki yaptırım araçlarına ulaşılması çalışmanın önemli kısıtlarından olmuştur. Çalışmanın literatürdeki diğer eserlerden farkı OECD politika transfer faaliyetlerini örnek ülkeler kapsamında incelemesinin yanında bu faaliyetleri pandemi öncesi dönem ve post-pandemi dönemi için ayrı ayrı ortaya koymasıdır. Çalışmanın bir diğer farkı ortaklaşa yönetişim modelinin pandemi sonrasındaki hareket yöntemini incelemesidir. Makale, pandemi öncesi ve sonrası dönemde Litvanya, Yunanistan, Hollanda ve İtalya'ya sunulan politika önerilerini karşılaştırmakta ve bu karşılaştırma üzerinden post-pandemi döneminde ortaklaşa yönetişim modelindeki ortaklık yapısı değişikliğini ve yönetişim teorisinin gelişimini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Yerel Yönetimden Yerel Yönetişime : Post-Fordizm Bağlamında Yerel Yönetimleri Anlamak ; From Local Government to Local Governance : Understanding Local Governments in the Context of Post-Fordism
1980'lerden itibaren, yerel yönetimler çok önemli bir değişim sürecinden geçmekte ve bu değişim süreci, literatürde bir üst başlık olarak "yerel yönetişim" biçiminde kavramlaştırılmaktadır. Yerel yönetimden yerel yönetişime geçiş, yerel yönetimlere bakış açısı itibariyle bir zihniyet değişimine işaret etmektedir. Fordizmden postFordizme geçiş sürecinin ve ortaya çıkardığı politik ve yönetsel sonuçların analizinin, günümüzde yerel yönetimler açısından yaşanan bu çok boyutlu değişimi daha iyi anlamak için bir fırsat sunduğu, bu çalışmanın arka planında yer alan temel düşüncedir. Bu çerçevede, çalışmanın amacı, Fordizmden post-Fordizme geçiş bağlamında, yerel yönetimlerin örgütsel yapısı, işlevleri, iş görme usulleri ve hareket alanı açısından yaşanan değişimi analiz etmektir. ; The local governments have going through a crucial process of transformation since 1980s and this process is being conceptualized as "local governance" as an umbrella term in the literature. The transition from local government to local governance refers a change in mentality related to local governments. The fact that the analysis of transition process from Fordism to post-Fordizm and the emerging political and administrative outcomes offers an opportunity in order to better comprehend this multidimensional change regarding local government is the fundamental idea in the background of this article. In this framework, the aim of this article, within the context of transition from Fordism to post-Fordizm, is to analyze the actual changes occurring in terms of the organizational structure, functions, procedures and field of action of the local governments.
BASE
Visual Analysis of Post-Republic Children's Magazine Cover Designs
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
In this study, the content analysis method was used in accordance with the predetermined form to analyze the design elements in the cover design by examining the visual design features of the children's magazine cover designs that started its broadcasting life after the republic and recently in our country. Content analysis is a renewable, objective approach in which texts are first systematically arranged and words are organized into small units by arranging them according to predetermined criteria. The universe of the research consists of Bilim Çocuk 266 (40.9%), Çocuk Sesi 135 (20.8%), Doğan Kardeş 12 (1.8%), TRT Çocuk48 (7.4%), Türkiye Çocuk 34 (5%), 2), Yavru Türk 10 (1.5%), Kırmızı Fare 61 (9.4%), Çocuk Haftası 84 (12.9). The issues of Bilim Çocuk, Çocuk Haftası, Çocuk Sesi, Doğan Kardeş, Kırmızı Fare, TRT Çocuk, Türkiye Çocuk, Yavru Türk magazines, which constitute the universe of the research, were collected chronologically. The coding categories for the content analysis of the visual stylistic features on the identified 655 children's magazine covers were created by making changes on the form prepared by McMullen 2019. The control form prepared for examining the visual features of these journals consists of six headings including the colors used, page layout, typography, image, visual identity, and the second explanatory heading, and a total of 39 items under the headings. One aspect of the research is whether the visual components used in the design of the magazines for children are prepared considering the age range of the target audience. Used in magazine cover design; Another dimension of the research is whether the typography, image, color and page layout continue in the same design language in each issue for the visual identity of the magazine. In addition, solutions for other issues that should be considered in magazine design are also presented.
Postbürokratik Kamu Yönetimi ve Demokrasi ; Post-Bureaucratic Management and Democracy
DOI:10.17336/igusbd.80098 ; Bu çalışma post bürokrasiyle demokrasinin ilişkisini incelemeyi hedefler. Demokrasi ile bürokrasinin arasındaki temas ne düzeydedir ve post bürokrasi bu ilişkiyi nasıl etkileyecektir? Bunu yaparken de bürokrasi, postmodernizm ve yönetim kavramları incelenmiş ve yeni yönetim anlayışıyla birlikte değişen bürokratik yapı da analiz edilmiştir. Postbürokrasi sayesinde bürokrasinin hantal yapısı değiştirilebilir ve devlet yönetiminde maksimum fayda minimum maliyet analizi yapılabilir. Halkın egemenlik gücüne sahip olduğu bir yönetim şekli olan demokrasi, bürokratik yapı ile siyasal egemenlik mücadelesine girmiştir. Bürokrasi; gücü sınırlandırıldığı, şeffaf, hesap verebilir ve birey odaklı bir hale getirildiği yani postbürokrasiye dönüştüğü sürece demokrasinin gelişimine ve işleyişine fayda sağlayacaktır. ; The question of this study is to analyze the origin of post-bureaucracy and its relationship with democracy. What is the level of connection between bureaucracy and democracy and how will post-bureaucracy affect this relationship? To understand this connection, first of all we had to know the meaning of these concepts, and then we had to analyze bureaucratic structure which is changed by the new management approach. Bulky bureaucratic structure can be changed and maximum benefit at minimum cost can achieved by the help of post-bureaucracy. There is a struggle between democracy which has the power of community, and the bureaucracy which wants to have political sovereignty. If limited bureaucratic structure, more bureaucratic transparency and accountability and more people-oriented management can be provided; then bureaucracy can be post- bureaucracy and can help to democratic process.
BASE
Postbürokratik Kamu Yönetimi ve Demokrasi ; Post-Bureaucratic Management and Democracy
Bu çalışma post bürokrasiyle demokrasinin ilişkisini incelemeyi hedefler. Demokrasi ile bürokrasinin arasındaki temas ne düzeydedir ve post bürokrasi bu ilişkiyi nasıl etkileyecektir? Bunu yaparken de bürokrasi, postmodernizm ve yönetim kavramları incelenmiş ve yeni yönetim anlayışıyla birlikte değişen bürokratik yapı da analiz edilmiştir. Postbürokrasi sayesinde bürokrasinin hantal yapısı değiştirilebilir ve devlet yönetiminde maksimum fayda minimum maliyet analizi yapılabilir. Halkın egemenlik gücüne sahip olduğu bir yönetim şekli olan demokrasi, bürokratik yapı ile siyasal egemenlik mücadelesine girmiştir. Bürokrasi; gücü sınırlandırıldığı, şeffaf, hesap verebilir ve birey odaklı bir hale getirildiği yani postbürokrasiye dönüştüğü sürece demokrasinin gelişimine ve işleyişine fayda sağlayacaktır ; The question of this study is to analyze the origin of post-bureaucracy and its relationship with democracy. What is the level of connection between bureaucracy and democracy and how will post-bureaucracy affect this relationship? To understand this connection, first of all we had to know the meaning of these concepts, and then we had to analyze bureaucratic structure which is changed by the new management approach. Bulky bureaucratic structure can be changed and maximum benefit at minimum cost can achieved by the help of post-bureaucracy. There is a struggle between democracy which has the power of community, and the bureaucracy which wants to have political sovereignty. If limited bureaucratic structure, more bureaucratic transparency and accountability and more people-oriented management can be provided; then bureaucracy can be post- bureaucracy and can help to democratic process
BASE
Yeni zamanların teşhisi olarak post demokrasi ve halkla ilişkilerin işlevi
In: İletişim: Araştırmaları Dergisi, Band 14, Heft 2, S. 169-184