Religion, Settlements and Israel's Relations with Palestinian Arabs
In: The Turkish yearbook of international relations, Band 45, Heft 0, S. 41-64
80 Ergebnisse
Sortierung:
In: The Turkish yearbook of international relations, Band 45, Heft 0, S. 41-64
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-040
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 065-079
Bu çalışmada, "DP'nin Yükselme Devri" olarak adlandırılan 1950-54 dönemi din siyaseti incelenmektedir. Çalışmanın DP'nin tüm iktidar dönemini değil de, anılan dönemi ele alması, çalışmayı sınırlandırma kaygısından kaynaklanmaktadır. Böylece dar bir dönem ele alınarak, daha derinlemesine inceleme yapılması amaçlanmaktadır. İnceleme konusu olarak anılan dönemin seçilmesinin nedeni, çok partili siyasal yaşamla birlikte Türkiye'de din siyasetinde meydana gelen değişikliği anlama çabasıdır. Bu amaçla önce kısaca çok partili siyasal yaşama geçilmesiyle birlikte CHP'nin din siyasetinde meydana gelen değişikliklere değinilmekte; daha sonra DP'nin din siyaseti ele alınmaktadır. İnceleme yapılırken DP'nin anılan dönemde uygulamaya koyduğu düzenlemeler ayrıntılı bir biçimde irdelenmektedir. Bu özelliğinden dolayı çalışmanın bir vaka incelemesi (case study) olduğu söylenebilir. Sonuç olarak, tek parti dönemi din siyasetinin (militan laiklik), çok partili yaşama geçişle birlikte CHP ile değişmeye başladığı; DP'nin ise söz konusu din siyasetini daha ödüncü bir biçimde sürdürdüğü; ancak özünde CHP'nin din siyasetine bağlı kaldığı söylenebilir. ; This study exarnines the policies towards religion in the first four years of the Demoeratic Party's role between 1950 and 1954. This period will be considered both because of methodological reasons to do a detailed studyand because of the importance of the time period as the first years of the multiparty politics inTurkey. The paper attemts to analyze the changes in the parties' policies toward religion after the transition to multiparty politics. First, the policy of the Republican Peeple' s Party towards religion is analyzed in short and then the Demoeratic Party's policyand practices towards religion are studied in detai!. The Democratic Party' s practices in the issue area of religion are taken into account when evaiuating its policy towards religion. The study aims to be a case study. The changes in the one party regime's attitude towards religion had first been initiated by the ...
BASE
TEZ11146 ; Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2018. ; Kaynakça (s. 117-120) var. ; xii, 120 s. : tablo ; 29 cm. ; Tez çalışmasında Türkiye'deki mevcut siyasi partilerin milliyetçilik anlayışlarında dinin yerinin incelenmesi hedeflenmiştir. Günümüzde milliyetçi söylemi oluşturan yedi siyasi partinin tüzüklerinin, ideolojik kısımlarının seçilmesi yoluyla araştırma yapılmıştır. Milliyetçilik kuramları doğrultusunda, Türkiye'deki milliyetçilik anlayışlarının siyasi parti tüzükleri yoluyla çözümlenmesi çalışmanın kapsamını oluşturmaktadır. Milliyetçiliğin ne olduğu, tarih içerisinde ne zaman ortaya çıktığı, nasıl gelişim gösterdiği, ne zaman sosyal bilimlere konu olduğu, üzerine yapılan tartışmaların ve araştırmaların neler olduğu, Türkiye'ye nasıl ve ne zaman girdiği ile milliyetçiliğin Türkiye'deki tarihsel dönüşümü çalışmanın konusu olacaktır. Milliyetçiliğin gerek Dünya'da gerekse Türkiye'de tarihsel, siyasal ve toplumsal olarak yaratmış olduğu dönüşümlerden ötürü, sosyal bilimcilerin araştırma konusu olmuştur. Türkiye'de de milliyetçilik, milliyetçilik ve din üzerine çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Ancak sosyal bilimlerin güncelliğini koruması ve ülkemizde milliyetçiliğin yeni evrelere girmesinden ötürü, güncel çalışmalara her zaman ihtiyaç olduğu söylenebilir. Ayrıca bu çalışma, Türkiye'de mevcut olan milliyetçi görüşleri, siyasi partilerin tüzüklerinde, milliyetçi kuramlar doğrultusunda inceleyeceğinden, milliyetçi olarak değerlendirilen görüşlerin, ne olduğuna dair de yeni bir fikir sağlayacaktır ; In this thesis study, the analysis of religion in the current political parties in Turkey is aimed. It is made with the regulations of seven political parties that form the nationalist discourse in present Turkey and selected ideological values of these parties. In accordance with the nationalism theories, the idea of this thesis is to study and analyze the understandings of nationalism in Turkey through the regulations of political parties. Definition of nationalism, its time of emerge in history, its growth, its time of becaming a subject to social sciences, the revelation of the nature of studies and arguements practiced on it, along with when and how it is included in Turkey and its historical transformation in Turkey will be the main topic of this paper. Both in the world and the Turkey, nationalism has been a research subject because of its ability to create historical, political and social transformations. Also in Turkey, there's been various researches done about nationalism, nationalism and religion. But, because of the always-updated status of social sciences and nationalism's always-evolving nature in our country, it can be said that up to date researches are always needed as well. Besides, this study will provide a new idea about the opinions which are defined as nationalistic and its identity through the paper's style of analyzing with the regulations of political parties and nationalistic theories on the present nationalistic opinions in Turkey.
BASE
In: İletişim: Araştırmaları Dergisi, Band 1, Heft 1, S. 1
Toplumun bir nevi şahsi manevisi olan lider, etkileme ve yönlendirmegücü ile siyasete yön verirken, toplumu ve kendi seçmen kitlesini olumluveya olumsuz yönde dönüştürebilmektedir. Türkiye gibi siyasetin vedemokrasinin lider merkezli olduğu bir toplumda, liderin geçmişi,düşüncesi, kişilik yapısı, dini, ideolojisi, amaçları ve stratejisi oldukçaönem arzetmektedir. Değişimin ve dönüşümün mimarı olan lider,siyasetin manivelası olma özelliği taşır ve belirleyici etkilere sahiptir. Bumakale, Türkiye siyasetinde güçlü bir ağırlığa sahip olan siyasal liderlikolgusunu, Recep Tayyip Erdoğan örnekliği üzerinden incelemeyihedeflemektedir. Erdoğan'ın başarısının yapı taşlarını; içinde bulunduğutoplumsal sınıf, almış olduğu eğitim, yüklenmiş olduğu ideoloji ve erkenyaşta benimsemiş olduğu dini değerler oluşturmuştur. Erdoğan,neredeyse ortaokuldan itibaren siyasetin içinde politik bir aktör olarakvar olmuştur. 2001 yılından itibaren AK Parti ile Türk politik hayatınadamgasını vurmuş ve vurmaya da devam etmektedir. Oyunu sürekliartıran ve gücünü konsolide eden Erdoğan'ın incelenmesi, başta Türksiyasetine ve toplumuna ardından da küresel politik düşünceye katkıanlamını taşır. Bundan dolayı Erdoğan'ın başarısının parametrelerini velider olarak çizdiği siyasal portreyi incelemek vazgeçilmez öneme sahiptir.Bu çalışma, Erdoğan'ın medyaya yansıyan konuşmalarının analizedilerek başarısının kodlarının yakalanmaya çalışması ile ortayaçıkmıştır. Deskriptif bir yönteme dayanan bu çalışma, Erdoğan'ın geçmişiüzerinden lider merkezli siyasetin okunması, değerlendirilmesi veyorumlanmasına dayanmaktadır. ; The leader, a pattern of society as a role model, can transform society and his own constituency in a positive or negative way while politics has given direction by power of influence and management. Like Turkey, in a society which is based on leader- oriented politics and democracy, the leader's past, thoughts, personality, religious aspects, ideologies, goals and strategies are very important. Namely, the leader, who is the architect of ...
BASE
Bu tez Karacadağ Türkmen aşiretinin sosyo-kültürel yaşamı doğrultusunda arabuluculuk ve arabuluculukta dinin etkisini ortaya koyma amacıyla hazırlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine bağlı Karacadağ bölgesinde yer alan ve 58 köyden oluşan Karacadağ Türkmen Aşireti ele alınmaktadır. İki bölümden oluşan bu tezin birinci bölümünde aşiret, aksakallı (Risıpi) ve arabuluculuk kavramları üzerinde durulmakta ve Karacadağ ile Karacadağ Türkmen aşireti (Türkan, Tırkan Aşireti) hakkında genel bilgilere yer verilmektedir. Bunun yanı sıra araştırmanın amacına, kapsamına ve veri toplama tekniklerine bu bölümde yer verilmektedir. Tezin ikinci bölümünde ise arabuluculuk gerektiren sosyal sorunlar ve örnek olaylar yer almaktadır. İkinci bölümde arabuluculuk gerektiren sosyal sorunlar yedi başlık altında toplanmış olup, bu sosyal sorunlar yaşanan örnek olaylarla desteklenerek değerlendirilmektedir. Çalışmanın konusuyla ilgili yazılı kaynaklar çok sınırlı olması sebebiyle genel olarak sözlü kaynaklara başvurulmuştur. Karacadağ Türkmen Aşireti arabulucuları araştırmamıza önemli ölçüde kaynaklık etmiştir. Öncelikle bir ön hazırlık olarak aşiret içinde bilinen arabulucuların katıldığı sohbetlere katılım gerçekleştirilmiştir. Ardından ve ilerleyen süreçlerde aşirette arabuluculukta etkin olan arabulucularla (örneğin Hacı Hasan Kaya ve Hacı Abdülkerim İrim) yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bölgede konuşulan dilin Kürtçe/Kurmançca olması, görüşmelerin çoğunun Kürtçe olarak icra edilmesini beraberinde getirmiştir ve görüşmelerde ses kaydı da kullanılmıştır. Bu ses kayıtları tekrar incelendikten sonra Türkçe çevirisiyle yazıya geçirilmiştir. v Aksakallılar arabuluculuğun işlevselliği adına önem taşırken aşiret içinde ve aşiretler arasında saygınlık kazanan şeyhler ve din adamları da bu işlevselliğin önemli bir parçası konumundadırlar. Bu doğrultuda arabuluculukta dinin etkisi bu sistemin işlevselliğinde büyük bir etkendir. Bu çalışmada bunlar dikkate alınarak şeyhlerin ve diğer din adamların hem katıldığı hem de katılmadığı örnek olaylar ele alınıp arabuluculuk ve arabuluculukta dinin etkisi ortaya konulacaktır. ; This thesis has been prepared in order to reveal the effect of religion in mediation and mediation in the direction of socio-cultural life of Karacadağ Turkmen tribe. In accordance with this purpose, Karacadağ Turkmen Tribe, consisting of 58 villages and located in the Karacadağ district of Şanlıurfa's Siverek district, was dealt with. This thesis consists of two parts. In the first chapter, the concepts of tribe, whitebearded (Risıpi) and mediation are emphasized and general information about karacadağ and Karacadağ Türkmen tribe (Türkan, Tırkan Aşireti) is mentioned. At the same time, the purpose, scope and data collection techniques of the research were included in this section. In the second part of the thesis, social problems and case examples that require mediation are included. In this section, social problems that require mediation are collected under seven headings and these social problems are supported by case studies. Most of the oral sources have been referred to in the light of the fact that the written sources about this work are very limited. The Karacadağ Türkmen tribe has been an important source of the research. First of all, as a preliminary preparation, participation in the conversations attended by known mediators in the tribe took place and in later stages structured interviews were carried out with mediators (eg Hacı Hasan Kaya and Hacı Abdülkerim İrim) who were active in tribal mediation. Since the language spoken in the region is Kurdish / Kurmanchi, most of the interviews were made in Kurdish and audio recordings were used in the talks. After reviewing these sound recordings, they were transcribed in Turkish. While the whitebearded are important to the functioning of the mediator, the sheikhs and clerics, who are respected in the tribe and among the tribes, are also an important part of this function. In this direction, the effect of religion on mediation is a great influence on the functionality of this system. In this study, these are taken into consideration and the different case studies on which the sheikhs and other religious men participated and disagreed were discussed and the effect of religion on mediation and mediation is revealed.
BASE
Bu tez Karacadağ Türkmen aşiretinin sosyo-kültürel yaşamı doğrultusunda arabuluculuk ve arabuluculukta dinin etkisini ortaya koyma amacıyla hazırlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine bağlı Karacadağ bölgesinde yer alan ve 58 köyden oluşan Karacadağ Türkmen Aşireti ele alınmaktadır. İki bölümden oluşan bu tezin birinci bölümünde aşiret, aksakallı (Risıpi) ve arabuluculuk kavramları üzerinde durulmakta ve Karacadağ ile Karacadağ Türkmen aşireti (Türkan, Tırkan Aşireti) hakkında genel bilgilere yer verilmektedir. Bunun yanı sıra araştırmanın amacına, kapsamına ve veri toplama tekniklerine bu bölümde yer verilmektedir. Tezin ikinci bölümünde ise arabuluculuk gerektiren sosyal sorunlar ve örnek olaylar yer almaktadır. İkinci bölümde arabuluculuk gerektiren sosyal sorunlar yedi başlık altında toplanmış olup, bu sosyal sorunlar yaşanan örnek olaylarla desteklenerek değerlendirilmektedir. Çalışmanın konusuyla ilgili yazılı kaynaklar çok sınırlı olması sebebiyle genel olarak sözlü kaynaklara başvurulmuştur. Karacadağ Türkmen Aşireti arabulucuları araştırmamıza önemli ölçüde kaynaklık etmiştir. Öncelikle bir ön hazırlık olarak aşiret içinde bilinen arabulucuların katıldığı sohbetlere katılım gerçekleştirilmiştir. Ardından ve ilerleyen süreçlerde aşirette arabuluculukta etkin olan arabulucularla (örneğin Hacı Hasan Kaya ve Hacı Abdülkerim İrim) yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bölgede konuşulan dilin Kürtçe/Kurmançca olması, görüşmelerin çoğunun Kürtçe olarak icra edilmesini beraberinde getirmiştir ve görüşmelerde ses kaydı da kullanılmıştır. Bu ses kayıtları tekrar incelendikten sonra Türkçe çevirisiyle yazıya geçirilmiştir. Aksakallılar arabuluculuğun işlevselliği adına önem taşırken aşiret içinde ve aşiretler arasında saygınlık kazanan şeyhler ve din adamları da bu işlevselliğin önemli bir parçası konumundadırlar. Bu doğrultuda arabuluculukta dinin etkisi bu sistemin işlevselliğinde büyük bir etkendir. Bu çalışmada bunlar dikkate alınarak şeyhlerin ve diğer din adamların hem katıldığı hem de katılmadığı örnek olaylar ele alınıp arabuluculuk ve arabuluculukta dinin etkisi ortaya konulacaktır. Anahtar Kelimeler: Karacadağ, Türkmen, Aşiret, Arabuluculuk, Anlaşmazlık, Aksakallı(Risıpi) ; This thesis has been prepared in order to reveal the effect of religion in mediation and mediation in the direction of socio-cultural life of Karacadağ Turkmen tribe. In accordance with this purpose, Karacadağ Turkmen Tribe, consisting of 58 villages and located in the Karacadağ district of Şanlıurfa's Siverek district, was dealt with. This thesis consists of two parts. In the first chapter, the concepts of tribe, whitebearded (Risıpi) and mediation are emphasized and general information about karacadağ and Karacadağ Türkmen tribe (Türkan, Tırkan Aşireti) is mentioned. At the same time, the purpose, scope and data collection techniques of the research were included in this section. In the second part of the thesis, social problems and case examples that require mediation are included. In this section, social problems that require mediation are collected under seven headings and these social problems are supported by case studies. Most of the oral sources have been referred to in the light of the fact that the written sources about this work are very limited. The Karacadağ Türkmen tribe has been an important source of the research. First of all, as a preliminary preparation, participation in the conversations attended by known mediators in the tribe took place and in later stages structured interviews were carried out with mediators (eg Hacı Hasan Kaya and Hacı Abdülkerim İrim) who were active in tribal mediation. Since the language spoken in the region is Kurdish / Kurmanchi, most of the interviews were made in Kurdish and audio recordings were used in the talks. After reviewing these sound recordings, they were transcribed in Turkish. While the whitebearded are important to the functioning of the mediator, the sheikhs and clerics, who are respected in the tribe and among the tribes, are also an important part of this function. In this direction, the effect of religion on mediation is a great influence on the functionality of this system. In this study, these are taken into consideration and the different case studies on which the sheikhs and other religious men participated and disagreed were discussed and the effect of religion on mediation and mediation is revealed. Key words: Karacadağ, Türkmen, Tribe, Mediation, Conflict, Whitebearded (Risıpi)
BASE
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren meydana gelen birtakım olaylar, dini uluslararası ilişkiler alanında görünür kılmıştır. Özellikle 11 Eylül 2001 tarihinde, ABD'de gerçekleşen terörist saldırılar, uluslararası ilişkiler ve dış politika ile ilgili yapılan analizlerde, gözlerin din olgusuna çevrilmesine neden olmuştur. Esasen din-dış politika etkileşimi, çok uzun ve köklü bir geçmişe sahiptir. Bu tarihsel süreç incelendiğinde, dinin çıkarları gerçekleştirme hususunda etkili bir araç olarak kullanıldığı görülmektedir. Dinin uluslararası ilişkiler ve dış politika üzerindeki bu rolü, uluslararası ilişkiler teorilerinden realizm tarafından da tasdik edilmiştir. Bu doğrultuda yapılan bazı araştırmalar, dinin gerek bir güç unsuru olarak gerekse de meşrulaştırıcı bir araç olarak devletlerin bölgesel ve uluslararası meselelere yaklaşımında rol oynadığını ortaya koymuştur. Günümüzde, dinin söz konusu özelliklerini en etkin biçimde kullanmaya çalışan devlet, teokratik bir yönetim modeline sahip olan İran İslam Cumhuriyeti'dir. İran İslam Cumhuriyeti, kurulduğu günden bu yana Orta Doğu'daki etkinliğini artırma gayreti içerisindedir. Bu doğrultuda ortaya konan ilk dış politika uygulaması, devrim ihracı politikası olmuştur. Devrim ihracı politikası ile Orta Doğu'da kendi yönetim modeline benzer rejimler kurulmasını amaçlayan İran'ın, bu noktada açık bir şekilde başarısızlığa uğradığı görülmektedir. Bu nedenle 1990'larda rafa kaldırılan devrim ihracı politikası, mezhep eksenli bir yaklaşımla yeniden yorumlanarak, 2004 yılında, ''Şii Hilali Söylemi'' adı altında yeniden gündeme gelmiştir. Şii Hilali söylemi, her ne kadar mezhep temelli bir yaklaşım olarak gözükse de İran'ın Orta Doğu'daki etkinlik arayışının bir parçası olduğu açıktır. ; Certain events which have taken place beginning from the second half of the 20th century have made the religion visible in the field of international relations. Especially, the terrorist attacks which took place in the USA on September 11, 2001 have turned our eyes to the phenomenon of religion in the analysis of international relations and foreign policy. As a matter of fact, interaction of religion and foreign policy has a very long and deep-rooted history. When this historical process is examined, it is seen that religion has been used as an effective tool in fulfilling interests. This role of religion in international relations and foreign policy has also been confirmed by realism in international relations theories. Some researches conducted in this aspect have revealed that religion plays a role both as an element of power and as a legitimating tool in the approach of states to regional and international issues. These days, the Islamic Republic of Iran which is a theocratic state is trying to use the mentioned features of religion in the most effective way. The Islamic Republic of Iran has been in a struggle for increasing its effectiveness in the Middle East since its establishment. The first foreign policy implementation put forward to achieve this goal was the policy of exporting the revolutions. At this point, it is seen that Iran, which aims to establish regimes correspond to its own government in the Middle East with its policy of exporting the revolutions, clearly failed. As a consequence, the policy of revolution export, which was put aside in the 1990's, was reinterpreted with a sectarian oriented approach and came up again in 2004 under the name of "Shia Crescent Discourse''. Although the Shia Crescent discourse seems to be a sectarian-based approach, it is clear that this discourse is a part of Iran's search for effectiveness in the Middle East.
BASE
Siyaset sahnesine çıkması 1990'lı yıllara rastlayan ve ağır-lıklı olarak Kürtlerin sorunlarını, etnik siyaseti ve kimlik prob-lemlerini ön plana çıkaran Kürt siyaseti; ana omurgasını Halkın Emek Partisi (HEP), Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP), Demokrasi Partisi (DEP), Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), Demokratik Halk Partisi (DEHAP), Demokratik Toplum Partisi (DTP), Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve Halkların Demokra-tik Partisi (HDP) gibi sol tandanslı partiler oluşturmaktadır. Sol söylemi benimseyen ve sosyal demokrat partilerle ittifak eden bu hareket, özellikle nüfusun yoğunluğunu Kürtlerin oluştur-duğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden oy almakta-dır. Bu makalede; Kürt siyasal hareketinin dine, laikliğe, din eğitimine, Diyanet İşleri Başkanlığı'na, İmam Hatip Okullarına, Aleviliğe bakışı partinin resmi yayınlarına, parti sözcülerinin ve eş başkanların konuşmalarına müracaat edilerek analiz edile-cektir. HDP'nin din söylemi bütüncül bir perspektifle ortaya koymak için belirlenen metodoloji ise deskriptif yöntem ve kısmen söylem analizidir. Bunın içinde öncelikle Kürt siyasal hareketinin kısa tarihçesi ve ideolojik bagajı verilerek HDP'nin din söylemi, belli parametreler doğrultusunda incelenecektir. ; The Kurdish politics which go on political scene coin-cided with the 1990s and predominantly address Kurdish prob-lems, ethnic politics and identity problem; its main backbone is formed with left-handed parties such as The Peoples' Labor Party (HEP), Freedom and Democracy Party (ÖZDEP), Democ-racy Party (DEP), The People's Democracy Party (HADEP), Democratic Peoples Party (DEHAP), The Democratic Society Party (DTP), the Peace and Democracy Party (BDP) and the Pe-ople's Democratic Party (HDP). This movement which embra-ces the left-wing discourse and alliances with social democratic parties takes votes in the eastern and southeastern Anatolia re-gion where the population is especially consist of mostly by the Kurds. In this article, The Kurdish political movement will be analyzed by referring ...
BASE
İnsanın varoluşsal istek ve acılarına hitap eden din, dünyanın en eski ve köklü kurumlarından biridir. Evrenin ve dünyanın yaratılışı ile birlikte orada kendi yaşamının nedeni, anlamı, düzeni ve sonrası konusunda duyduğu aydınlanma arzusunun tanrısal bir yansımasıdır. Din bireylere sağladığı ontolojik bilgi referansından beslenen huzur ve güvenlik duygusunun yanı sıra, toplumu bir arada tutan gelenek, hukuk ve siyasetin şekillenmesine olan katkısı açısından da toplumun temel taşı olmayı hak etmektedir. Bu nedenle, geleneksel, hukuksal, toplumsal ve siyasal yapılarla ilgili kişisel ve toplumsal yönelimlere ilişkin bilimsel çözümlemelerde öncelikle dikkate alınması gereken yaşamsal dinamiklerden biri olduğunda kuşku yoktur. Bu çalışmanın hedefi, dinî inançların siyasal tutumlar ve seçmen davranışları üzerindeki etkisini ortaya çıkarmaktır. Çalışmanın konusuna paralel olarak siyasal kimlik ve davranışların oluşum ve hareketinde büyük bir rol oynayan din kurumuyla ilgili bireysel ve toplumsal algı ve bu algının siyasal yapı üzerindeki etkileri çerçevesinde siyasal halkla ilişkilerin önemli bir enstrüman ve aktörü olarak dinin fonksiyonu zaman zaman akademik çevrelerin ilgisini çekmektedir. Burada öne çıkan ve yanıtı aranan, dinin bireylerin siyasal davranışını ve seçmen tercihini etkileyip etkilemediği ve ortaya çıkan yanıt olumluysa hangi ölçüde etkilediği sorularıdır. Söz konusu sorulara nesnel ve bilimsel yanıtlar bulunabilmesi için literatür taraması yoluyla yapılandırılacak kapsamlı bir kuramsal çalışmanın ardından Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nin dört büyük kentleri olan Ankara, Eskişehir, Konya ve Kayseri'de tesadüfî örneklem yoluyla seçilen 800 denek üzerinde yapılan anket çalışması neticesinde elde edilmiş olan veriler üzerinde öncelikle bir faktör analizi yapılmıştır. Ortaya çıkan faktörlerin mevcut değişkenlerle karşılaştırılmasında "tek yönlü varyans analizi" (one-way anova); aynı değerler açısından cinsiyete göre değerlendirmeler yapabilmek amacıyla bağımsız örneklem "T testi" (Independent Samplest T test); siyasal tutum ölçeği, siyasal bilgi kaynağı ve dinî bilgi kaynağının maddelerinin önem düzeylerini belirlemek için Aritmetik Ortalama (A.O.) testi; ayrıca kategorik (nominal) düzeydeki değişkenlerin birbirleriyle olan ilişkilerini çözümlemek için "Ki kare" testi kullanılmıştır. Böylelikle elde edilmiş olan sonuçlardan hareketle, araştırma hipotezlerinin test edilebilmesine yönelik olarak anlamlı ve genellenebilir sonuçlara ulaşılmış bulunmaktadır. ; Religion which has always called upon the human being's nature's unalterable laws and more specifically its existential desires and afflictions is no doubt one of the oldest, deep-rooted and most important traditional institutions on the face of the Earth. It is a divine reflection of mankind's craving and effort to interrogate and understand the reasons of creation of the universe, the meaning of life on Earth and the life after death. Religion, as the most outstanding basis of tradition, law and politics at the same time, obviously deserves to be the most vigorous founding body of the society, as well as the individuals' ontological resource of peace and security provided with its heavenly, celestial knowledge references. Hence, having an important influence on forming the individuals' wordview in general and correspondingly their political perception and identities, it is widely taken into consideration as an efficient factor before all else in the processes of academic studies and scientific researches on political issues such as political attitude, voting behaviour and electoral behaviour. The main target of this study is to yield up whether religiosity has a considerable amount of influence on the formation of political identity and political behaviors. If it has an enormous effect on them as an major instrument and actor, to what extent does it operate behind the individuals' political attitudes and political decision-making processes? After a noteworthy sum of theoretical part, application of a comprehensive survey is planned to carry out for finding out satisfying objective and scientific answers to those questions. At the end of the application part of the study, first of all, a factor analysis was made on available data. Then a One-Way Anova was made in comparison of obtained factors with present variables and also an Independent Samplest T Test was made so as to be able to make evaluations in the same direction. In addition, the programme called Ki Square was used in order to resolve the relationships among variables at nominal level. In the meantime, Arithmetical Mean Test was used in order to find out the sequence of significance of articles of the scale of political attitude and also the resources of political and religious information. Thereafter, it was tried to be reached at the whole necessary explicit and definitive results which could also be generalized to similar events. The significant conclusion that religion is directly effective on forming political attitude and directing electoral behaviors was finally reached in the light of analysis of those available findings.
BASE
Uluslararası ilişkiler disiplininde konstrüktivist teoriye göre kimlikler çıkarları, çıkarlar ise dış politikayı belirlemektedir. Buna bağlı olarak dini kimlik ülkelerin dış politikalarını şekillendirmede önemli bir faktördür. ABD geç kurulmuş ve ortak bir kimliğe sahip olmayan topluluklar tarafından oluşturulmuş bir devlettir. Bu sebeple temelleri Püriten öğretiye dayanan bir sivil din inşa etmiştir. Toplumun her aşamasında etkili olarak birlik ve beraberliği sağlayan ve ABD'nin hem iç hem de dış siyasetini etkileyen sivil din aynı zamanda Evanjelik dünya görüşüyle de paralellik göstermektedir. Püriten inanca dayanan Evanjelizmin kökenleri ve dünya görüşü, Amerikan kimliğinin inşasında ve buna bağlı olarak dış politika oluşumunda oldukça etkili olmuştur. Evanjelist kimlik ve dünya görüşü ABD'nin İsrail politikasını etkilemiş, Yahudi halkını ayrıcalıklı bir konuma sokmuş ve ABD-İsrail ilişkilerinde yansıma bulmuştur. Çalışmanın amacı Evanjelizm özelinde Amerikan dış politikasındaki dinin rolünün analiz edilmesidir. Bu bağlamda tez çalışması dört ana başlıktan oluşmaktadır. İlk bölümde kimlik-dış politika ilişkisi sosyal inşacı perspektiften incelenmiştir. İkinci bölümde uluslararası ilişkiler-din ilişkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Üçüncü bölümde Amerikan kimliği ve dış politikası üzerinde din faktörü anlatılmıştır. Son bölümde ise Evanjelizmin Amerikan dış politikasında ve başkanların karar almaları üzerindeki etkinliği analiz edilmiştir. Bu kapsamda din Amerikan kimliği ve dış politikasında etkili bir unsurdur ve Evanjelizmin (özellikle 11 Eylül saldırıları ardından) ABD dış politikasındaki etkinliği açıkça görülmektedir. ; According to the social constructivist theory in the field of international relations, identities determine interests, and interests determine foreign policy. It is therefore unsurprising that religious identity is an important factor in shaping the foreign policies of countries. The United States is a state of relatively recent formation whose population shares no common (ethic, religious or cultural) identity. For this reason, the US built a civil religion based on the Puritan doctrine. Civil religion, which effectively ensures unity and solidarity at every level of society and influences both the domestic and foreign policy of the United States, is parallel to the evangelical worldview. The origins and worldview of evangelicalism based on the Puritan belief have been very influential in the construction of American identity and, accordingly, in foreign policy formation. The evangelical identity and worldview influenced the US policy towards Israel, brought the Jewish people to a privileged position and found reflection in US-Israel relations. The aim of this study is to examine the role of religion, and in particular, in shaping American foreign policy. To accomplish this goal, the thesis study shall encompass four main topics. In the first part, the relationship between identity and foreign policy is analyzed from a social constructionist perspective. The second part will attempt to elaborate on the relationship between international relations and religion. The third part will clarify the infuence of religion on American identity and US foreign policy. In its final section, the study will then attempt to examine the effectiveness of Evangelicalism in American foreign policy and impacting the decision-making processes of presidents. Within this scope, religion is an effective element of American identity and foreign policy, and effectiveness of Evangelicalism (especially after the September 11 attacks) in US foreign policy is explicitly visible.
BASE
İmparatorlukların hızla çözülmeye başladığı ve ulus devlet formunun hızla yayıldığı Fransız İhtilali sonrası dönemde, modernizmin argümanları pek çok alanda uygulanma fırsatını yakalamıştır. Bu devlet formu içerisinde "ulus" kimliğinin yaratılması ile birlikte ilerleyen ve demokrasinin "temsil"e sıkıştırıldığı anlayış, özellikle modernizme yönelik dirençlerin artması ile gün yüzüne çıkmıştır. "Postmodern durum" adlandırması içerisinde modernizmin farklılıklara kapalılık, evrensellik ve rasyonalite üzerinden kurgulanan düşün yapısının idealizmi, sorgulanır duruma gelmiştir. Küreselleşme ve postmodern dünya içerisinde "yerellik" bir direnç alanı olarak karşımıza çıkmış ve bu, ulus devlet içerisindeki unsurlar için bir çıkış fırsatı sunarken aynı zamanda liberal demokrasinin krizini aşmaya yönelik yaklaşımları gündeme getirmiştir. Bu bağlam içerisinde agonistik yaklaşım olarak radikal demokrasi bünyesinde önemli çıkışları barındırmaktadır. Yukarıda ele aldığımız tüm bu ilişkiselliklerden hareketle, postmodernizm, farklılık ve radikal demokrasi tartışmalardan yola çıkarak, 1990'ların konjonktürü içerisinde, Türkiye'de radikal demokrasi "anlayışı"nı, Siyasal İslam üzerinden Refah Partisi özelinde değerlendireceğim. ; In the post-French Revolution era, when empires started to disintegrate and the nation state formula began spreading rapidly, arguments of modernism emerged as applicable practices in many different areas. The understanding of this state form, which advanced through the conception of "national" identity and was confined in "representation" by democracy, came to surface due to increasing resistance against modernism. In the postmodern approach, modernism's negligence of diversity, universality, rationality and structural idealism became dubious. Globalisation and the postmodern world set up "locality" as a new ground of resistance and this brought forth new approaches in tackling the crisis of liberal democracy, while also serving as an outlet to the components of the nation state. Radical democracy, which is an agnostic approach within this framework, contains important commentary. In the light of the relationality discussed above, I will evaluate the radical democracy "understanding" of Turkey, based on the debates of postmodernism, diversity and radical democracy within the conjuncture of 1990s.
BASE
In: Liberal Düşünce Dergisi, Heft 112, S. 79-102
Örgütlü dinin önemli bir statü göstergesi olarak ilahiyat aydını kendi tarihsel mirası üzerinde bugün din, siyaset ve kimlik ilişkileri etrafında birisi siyasal otoritenin değişken politik ajandasıyla uyumlu diğeri ise siyaseti içerden bir bilgi ve akılla varoluşsal ahlaki kurguya dayandıran iki farklı epistemoloji ve perspektif ortaya çıkarmıştır. Bu çerçevede çalışma Türkiye'de siyasetin yasallaştırdığı düzen nosyonuna karşı ilahiyat aydınının dinsel tepkileri ile bu bağlamdaki kimlik inşasını konu edinmiştir. Çalışmanın amacı bugünkü siyasal konjonktürde ilahiyat aydınının siyasal katılım ve kimlik çıktılarını bazı kavramsallaştırmalar üzerinden olgu merkezli anlamak ve açıklamaktır. Araştırma verileri ilahiyat aydınının medyaya yansıttığı tartışmalar esas alınarak olgu merkezli kuramsallaştırma tekniği üzerinden tarihsel sosyolojik bir perspektifte yorumlanmıştır.