Suchergebnisse
Filter
446 Ergebnisse
Sortierung:
World Affairs Online
Türkiye'nin Suriye Politikasında Turgut Özal Dönemi ; Turgut Özal Era in Turkey's Syria Policy
anemon ; During the second half of the 1980s and the first half of the 1990s, oneof the most important political actors that shape the Turkey-Syria relations ispossible to say Turgut Özal. Özal's quest to establish good relations withneighboring countries and to resolve political disputes by developing economicrelations has directly affected Turkey-Syria relations. Turkey-Syria relations, which are tense due to the PKK presence in Syria and water problem, were triedto be overcome with high-level mutual visits under the leadership of Özal andthe protocols of security and economic cooperation signed. The concrete stepstaken during the Özal period are important in terms of the fact that the twosides have allowed them to negotiate the problems, even though they do notresult in a lasting cooperation between the two countries. In this study, theso-called Turgut Özal period in the 1983-1993 period, Turkey-Syria relationsare followed by what kind of course is discussed. These years have passed intohistory as a period in which disputes prevailed in Turkey-Syria relationsdespite all the concrete initiatives. ; 1980'lerinikinci ve 1990'ların ise ilk yarısı boyunca Türkiye-Suriye ilişkilerine yönveren en önemli siyasal aktörlerden birinin Turgut Özal olduğunu söylemekmümkündür. Özal'ın komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurma ve siyasiuzlaşmazlıkları ekonomik ilişkiler geliştirerek çözme arayışı Türkiye-Suriyeilişkilerini doğrudan etkilemiştir. Suriye'deki PKK varlığı ve su sorunu gibinedenlerle gergin seyreden Türkiye-Suriye ilişkileri, Özal'ın öncülüğündegerçekleşen karşılıklı ziyaretler ve imzalanan güvenlik ve ekonomik işbirliğiprotokolleri ile aşılmaya çalışılmıştır. Özal döneminde atılan somut adımlariki ülke ilişkilerinde kalıcı bir işbirliğine neden olmasa da taraflarınsorunları müzakere edebilmelerine olanak tanımış olması bakımından önemlidir.Bu çalışmada Turgut Özal dönemi olarak adlandırılan 1983-1993 dönemindeTürkiye-Suriye ilişkilerinin nasıl bir seyir izlediği ele alınmaktadır. Sözkonusu yıllar, tüm somut girişimlere rağmen Türkiye-Suriye ilişkilerindeuzlaşmazlıkların hakim olduğu bir dönem olaraktarihe geçmiştir. ; 522833
BASE
World Affairs Online
Turgut Cansever'in Şehirciliği Üstüne Dilbilimsel Değiniler; Linguistic Considerations on Turgut Cansever's Urbanism
In: İdealkent: kent araştırmaları dergisi, Band 11, Heft 31, S. 1699-1721
ISSN: 2602-2133
Turgut Cansever, İslam düşüncesini mekânın üretiminde temsil etmek üzere inançsal ilkelerle yapılı çevre arasında şu bağıntıyı kurmuştur: Yeryüzü, tevhit inancı etrafında biçimlenen ilahi bir yansımaysa dahi yeni öznellikler üretecek özerk varlıkların insan eliyle organize edilmekte olduğu bütünsel bir uzamdır. Bu düşünce, tasarım kuramı olduğu kadar toplumsal karşılıklara da sahiptir. Ayrıca, Cansever, önerileriyle tutarlı yapılar tasarlayıp inşai faaliyetlerde bulunmuştur. Bu çabalarında, geleneksel yapı inşa etme bilgisinin muhafaza edilmesi hâlinde mimaride, şehircilikte ve toplumsal alanda yaratıcılığın nasıl mümkün olabileceğini göstermek istemiştir. Bu yazı, ilkin söz konusu önerileri Saussure'ün Dil ve söz ikiliğine yaslanarak kavramaya çalışmış; ardından dilbilimde öne çıkan metafor ve metonimi kavramlarıyla değerlendirmeyi vadetmiştir. Çalışmada öncelikle Saussureyen yapısalcı geleneğe ait bu kavramların kültürel çalışmalarda analizlere altlık olduğuna işaret edilmiştir. Bununla, metaforun ideal bir anlama ayrıcalık tanımak için elle tutulur bir imgeyi öne sürmeye yaradığına, böylece iktidarı dokunulmazlık zırhına büründüren bir temsil tarzı olduğuna kanaat getirilmiştir. Aksine metonimik bağlantılarınsa otoriter anlam yüklerini boşaltıp toplumsal sıradüzenin altını kazımaya davet ettiği savlanır. Bu argümanları takip ederek, neticede, nesne ya da olguları bağlamlarına gönderimde bulunmaya sevk ettiğinden Cansever'in tercihini bu ikinci temsil tarzından yana kullandığı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla çalışma, semiyotikten Dil ve sözle metafor ve metonimi kavramlarını ödünç alıp onun satır aralarındaki fikirlerini anlayabilmekle ilgilenmiştir.
Turgut Özal Dönemi Türkiye-ABD ilişkileri (1983-1993) ; Turkey-US relations in The Turgut Özal period (1983-1993)
Bu çalışmada, Turgut Özal'ın Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerindeki Türkiye-ABD ilişkileri incelenmektedir. Türkiye-ABD ilişkileri, ülkemiz açısından son derece önemlidir ancak iki ülke ilişkilerinin aynı zamanda çoğu zaman meydan okuyucu bir doğası olduğu da görülmektedir. Türk siyasi tarihinde Türkiye-ABD ilişkileri söz konusu olduğunda ismi geçen liderlerin belki de en başında Turgut Özal gelmektedir. Turgut Özal'ın 12 Eylül askeri darbesinden sonra gelen ilk sivil başbakan olması ve yeni Türkiye'nin inşasında üstlendiği roller kendisini Türk siyasi tarihi için önemli bir figür haline getirmiştir. Turgut Özal dış politikayı iyi analiz edebilen, realist ve pragmatik bir liderdir. Dış politikaya bakışı, kendisinden önceki liderlere göre oldukça farklıdır. Kendisi, Yeni Türkiye'nin inşasında aktif ve ekonomi eksenli bir dış politika anlayışına büyük önem atfetmiştir. Turgut Özal'ın bu anlayışı çerçevesinde en çok önem verdiği ülke ise Soğuk Savaş sonrası dünyanın tek süper gücü olduğunu ilan etmiş olan ABD olmuştur. Tezin ilk bölümünde, Türkiye-ABD ilişkilerinin hangi zeminde olduğunun anlaşılabilmesi için 1945 yılında Truman Doktrini'nden başlayıp, 1980 yılındaki Rogers Planı'na kadar Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan "Batı Bloğuna Yaklaşma", "Tam İttifak" ve "İttifakın Sarsılması" süreçleri tüm detaylarıyla incelenmiştir. İkinci bölümde Turgut Özal'ın hayatı, kendisinin dönemindeki Türkiye-ABD ilişkilerinin alt yapısını oluşturan siyasi ideolojisi ve bununla birlikte dış politika hedefleri incelenmiştir. Bu bölümün sonunda da Turgut Özal'ın Başbakanlığa giden süreçte yaşanan kırılma noktaları olan 24 Ocak 1980 kararları, 12 Eylül darbesi ve kendisinin Başbakan Yardımcılığı görevi, istifası ve Anavatan Partisi kuruluş süreci, ABD'nin de bu gelişmelerdeki etkileri göz önüne alınarak tüm detaylarıyla ele alınmıştır. Üçüncü bölümde ise Turgut Özal'ın iktidar olmasıyla birlikte Türkiye-ABD ilişkilerinin nasıl bir döneme girdiği konusu üzerinde durulmuştur. Önce Turgut Özal'ın ABD'ye ve ABD'nin Turgut Özal'a bakışı, daha sonra da Turgut Özal'ın 10 yıllık Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan inişli ve çıkışlı süreçler ve olaylar, iki ülkenin birbirlerine karşı yaklaşımları tüm detaylarıyla incelenmiştir. Ayrıca Turgut Özal'ın, Türkiye'nin çıkarını düşünerek ABD ile pozitif ilişkiler kurma yönünde gösterdiği tüm çabalara karşın, 10 yıllık dönem boyunca iki ülke arasında geçmişten gelen başta Kıbrıs ve Ermeni Soykırım İddiaları gibi kronikleşmiş tüm sorunların iki ülke ilişkilerine yansımaları da analiz edilmiştir. ; In this study, relations between Turkey and the United States during Turgut Özal's prime ministery and presidency periods are investigated. It is rather obvious that Turkey's relationships with the US have a critical significance for our country, however the nature of the relationships between the two countries can be clearly observed to be challenging. Turgut Özal can be said to be one of the most prominent leaders if not the most prominent one, when US-Turkish relations are taken into consideration. Being the first civil prime minister of Turkey in the aftermath of the 12 September military coup and the roles he has undertaken for the construction of new Turkey have made him an important figure in the Turkish political history. Turgut Özal is a realist and pragmatic leader, who can analyse foreign politics well. His perspective with regards to foreign politics was substantially different from that of past leaders. He has attributed great significance to an active and economy-oriented foreign policy perspective for the building of "New Turkey". With this perspective in mind, the country that Turgut Özal prioritized the most has been the US, which has declared to be the world's one and only super power after the Cold War. In the first part of the thesis, in order to be able to shed light upon US-Turkey relationships, the "Full Partnership" and the "Dissolution of the Partnership" periods in US-Turkey relationships starting with the Truman Doctrine of 1945, continuing until the Rogers Plan of 1980 have been thoroughly examined. The second chapter is devoted on Turgut Özal's life story, his political ideology that basically shaped the US-Turkish relationships in his period and his foreign policy goals. At the end of the chapter, the breakpoints that have paved the way to Turgut Özal's Prime Ministery such as 24 January 1980 decisions, 12 September coup d'etat, his role as Vice Prime Minister, his resignation and the establishment process of the Anavatan Party (ANAP) have been examined in detail, with the influence of the US on these developments being taken into consideration. The third chapter dwells on the dynamics of US-Turkey relationships after Turgut Özal came to power. Firstly, Turgut Özal's perspective on the US and the US perspective on Turgut Özal has been taken into consideration. Afterwards, the dominant and partly rugged processes and events that have come to characterize US-Turkey relationships during the 10 years of Turgut Özal's prime ministery and presidency periods have been focused on. The particular perspectives that the two countries hold for each other have also been analysed in detail. Turgut Özal has tried his best to nourish positive US-Turkey relationships for the sake of Turkish interests. However, some conflicts that have become cronically problematic in the long term such as the Cyprus conflict and the so-called Aermenian Genocide Claims, have influenced the bilateral relations during the 10 year periof of Turgut Özal's leadership. These have also been analysed in the thesis.
BASE
Turgut Özal (1983-1993) Dönemi Türk Dış Politikası ; Turgut Özal (1983-1993) Period Turkish Foreign Policy
Danışman: Alihan Limoncuoğlu ; Türkiye, Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte milli çıkarlarını üst seviyeye çıkarmak için, genel olarak 1923-1983 yılları arasında Batı odaklı, statükonun korunması güdümlü, çevre ve bağımsız ülkelerle dost ilişkiler kurmayı hedefleyen bir dış politika izlemiştir. Batı odaklı dış politika uygulanmasının başlıca sebepleri arasında, Atatürk'ün muasır medeniyetler seviyesine ulaşacak uygun bir devlet yaratma amacı bulunmaktadır. Soğuk Savaşın sona ermesiyle beraber, uluslararası dengeler değişmiştir. Bu değişimle beraber, Turgut Özal, Türkiye'nin geleneksel statükocu dış politikasını eleştirmiş, çok yönlü ve Balkanlardan Orta Asya'ya kadar nüfuz kurmayı hedefleyen dış politika uygulamaya koymuştur. Bu strateji çerçevesinde Türkiye, ticaret, sanat, eğitim ve iletişim gibi birçok kanaldan yeni bağımsızlıklarını kazanan Türk cumhuriyetlerine yönelik politikalar geliştirmiştir. Fakat Türk Cumhuriyetlerine yönelik bu dış politika, Turgut Özal'ın beklediği gibi sonuç vermemiş ve başarılı olamamıştır. Bu başarısızlığın öncelikli sebeplerinden ilki; bu ülkelerin sosyal ve ekonomik gerçeklikleri daha çok Rusya ile yakın ilişkiler kurmaya itmesi olmuştur. İkinci sebep ise Türkiye'nin bu ülkelerin modeli ve lideri olması için gerekli kaynakları ve yapıyı bünyesinde bulundurmamasıdır. ; Turkey generally pursued a role and a foreign policy aimed at establishing friendly relations with the periphery and independent countries, guided by the statusquo, between the years 1923 and 1983, in order to bring the national interests to a highest level with the establishment of the Republic. The reasons of Western-oriented foreign policy is Atatürk's aim to create a suitable state to reach the level of contemporary civilizations. With the end of the Cold War, international balances changed. At that time, Turgut Özal criticized Turkey's foreign policy of the traditional statusquo. He tried to acquire lidership role for Turkey in the reagion and put his strategy in a multi-faceted foreign policy that aims to establish influence policy over the Balkans and Central Asia. Within this strategy, Turkey developed policies for the newly independent Turkish republics in Central Asia from many channels such as trade, arts, education and communication. But this foreign policy towards Turkish republics was not successful as Turgut Özal had expected. One of the primary causes of this failure is; The social and economic realities of these countries have been a push for closer relations with Russia Federation. The second reason is that Turkey does not have the necessary resources to be the model and leader of these countries. KeyWords: Turgut Özal, Turkish Foreign Policy, Turkish Republics
BASE
Remembering Turgut Ozal: Some Personal Recollections
In: Insight Turkey, Band 15, Heft 2, S. 37-46
ISSN: 1302-177X
Turgut Özal dönemi Türkiye-Topluluk ilişkileri
In: The Turkish yearbook of international relations, Band 47, Heft 0, S. 45-58
Türkiye'de liberal-muhafazak̂ar siyaset ve Turgut Özal
In: Kadim yayınları 34
In: Siyaset - sosyoloji 13
Turgut Özal'ın Liberalizm ve Muhafazakaralık Arasında Geçen Siyasi Hayatı ; Political Life Between Turgut Ozal Liberalism and Conservatism
Danışman: Alihan Limoncuoğlu ; Modernleşme kavramına yönelik gelişmeler, 17. yüzyılda başlamış, 18. ve 19. yüzyıl ile devamlılık kazanmıştır. Dünya genelinde söz konusu gelişmeler, Osmanlı Devleti'ni de etkilemiş ve özellikle de orduda Batı'nın gücünü yansıtabilme eğilimli çalışmalar geliştirilmiştir. Osmanlı Devleti'nde bu durum, Tanzimat Dönemi ile beraber etkin bir şekilde değerlendirilmiş ve sonraki süreçte de etkin bir mekanizmayı yansıtmıştır. Türkiye'de, Cumhuriyet'in kurulması ile beraber modernleşmeye yönelik çalışmaların gelişmesi, öncelikli olarak halk üzerinde çağdaşlaşma adı altında gelişmeleri kapsamıştır. Bu durumda belirgin olan faktörler arasında, halkın geleneksellik yapısından uzaklaştırılması ve özellikle de din ile araya mesafe koyma eğilimli çalışmaları içermektedir. Halk tarafından onaylanmayan ve tepkiyle karşılaşılan unsurlar arasında, muhafazakârlık olgusunun uzaklaştırılması durumu önemli bir sorunsallık taşımaktadır. Türkiye'de Özal dönemi ile beraber gelişme gösteren anlayışlar arasında muhafazakâr kesimin düşüncelerine yönelik unsurlar önemli bir pozisyon kazanmıştır. Bu anlayışı geliştirmede Özal, liberalizm ve muhafazakârlık olgusunu önemli bir düzeyde irdeleyen ve geliştiren çalışmalar arasında yer almıştır. Özal'ın yeni-sağ yaklaşımı ile beraber liberalizm ve muhafazakârlık anlayışının yansıtıcıları değerlendirildiğinde, bu anlayışların siyasal hayat yapısını göstermesinde etkili olduğu belirtilebilmektedir. Aynı zamanda ifade edilen anlayışların geliştirilmesi sağlandığında, ekonomik temelde kalkınmayı sağlama hedefi ve dış ilişkilere yönelik politikaları önemli bir nitelik taşımaktadır. Özal'ın anlayışı içerisinde, demokratik anlayış yapısının üç hürriyet anlayış kapsamında şekillenmesi, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunması, din ve vicdan özgürlüğünü geliştirmesi ve teşebbüs özgürlüğü ile beraber ekonomik anlayışta insanların girişimcilik çalışmalarına bağlı eğilimlerini savunması, önemli bir yeni-sağ yaklaşım anlayışını kapsamaktadır. Diğer yandan Özal'ın Türkiye'de, yeni-sağ yaklaşımında, Batı'da söz konusu olan anlayışlardan farklı şekillerde değerlendirilmesi, çalışmaların farklı süreçleri kapsamasını oluşturmaktadır. Özal'ın anlayışları arasında en önemli etmenler arasında, Türkiye'yi diğer ülkeler arasında önemli bir konuma taşıma ve bu durumu sağlayabilmek için de Avrupa Ekonomi Topluluğu gibi yerlerde üyeliklerini gerçekleştirmeye yönelik çalışmaları önem taşımaktadır. Bu kapsamda araştırma çerçevesinde Turgut Özal'ın liberalizm ve muhafazakârlık anlayışlarının değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir. Bu doğrultuda devamlılık kazanan siyasal hayatı, çeşitli süreçlerden etkilenme göstermiştir. Araştırma kapsamında gerçekleştirilen literatür taraması ile beraber, dış politikalara bağlı işlevsellik anlayışı, gelişme gösteren süreçlere bağlı olarak devamlılık kazanmıştır. Aynı zamanda Türkiye'de etkinliği artırma, Türkiye'nin gelişmesini sağlama ve bu durumu da öncelikli olarak demokratikleşme eğilimli çalışmalar ile gerçekleştirme süreci önemli bir pozisyon şeklinde değerlendirilmiştir. Özal'ın bu yönde çalışmalara eğilim göstermesi, yeni-sağ yaklaşımının bir ürünü şeklinde ifade edilebilmektedir. ; The developments towards the concept of modernization, which began in the 17th century, continued with the 18th and 19th centuries. Developments in the world in general have also affected the Ottoman Empire, and in particular the army has developed studies that tend to reflect the strength of the West. In the Ottoman Empire this situation was evaluated effectively together with the Tanzimat Period and reflected an effective mechanism in the next period. In Turkey, the development of efforts to modernize with the establishment of the Republic, has been primarily covers developments over the people under the name of modernization. Among the factors that are evident in this case are the removal of the people from the tradition and, in particular, the inclination to distance themselves from religion. Among the elements that are not endorsed by the public and which are encountered with reaction, the situation of the elimination of the phenomenon of conservatism carries a serious problem. Elements for thought among conservative sectors showing improvement with insights gained an important position in Turkey Özal period. Without developing this understanding, Özal was among the studies that examined and developed the phenomenon of liberalism and conservatism at a significant level. It can be stated that when the reflectors of liberalism and conservatism are evaluated together with Özal's new-right approach, these understandings are effective in showing the political life structure. At the same time, when the development of the expressed understandings is provided, the policy of aiming at economic development on the economic basis and the policy of external relations are important. Within the understanding of Özal, the concept of democratic understanding includes three important concepts of freedom and freedom of thought, freedom of thought and expression, freedom of religion and freedom of conscience, and defense of trends in entrepreneurship in economic understanding. On the other hand Özal in Turkey, in the new-right approach, evaluating different ways of understanding that are involved in the West, is the coverage of the different processes work. Among the most important factors in understanding Ozal, Turkey is in a prime position to provide transport and the situation in other countries is also important to work towards the realization of membership in places such as the European Economic Community. In this context, the evaluation of Turgut Özal's understanding of liberalism and conservatism was carried out within the framework of the research. The political life that has been continuing in this direction has been affected by various processes. Along with the literature review carried out within the scope of the research, understanding of functionality linked to foreign politics has gained continuity depending on the developing processes. At the same time raising activities in Turkey, Turkey's development and ensure that this situation also inclined to work primarily in the process of achieving democratization is rated important position. Ozal's tendency to work in this direction can be expressed as a product of a new-right approach.
BASE
Turgut Ozal Period in Turkish Foreign Policy: Ozalism
In: USAK yearbook of international politics and law, Band 2, S. 153-205
ISSN: 1308-0334
İdrak ve İnşa: Turgut Cansever Mimarlığının İki Düzlemi
In: İnsan & toplum: Human & society, Band 1, Heft 2
ISSN: 2602-2745