Suchergebnisse
Filter
133 Ergebnisse
Sortierung:
Üniter yapıda merkeziyet ve adem-i merkeziyetin uyumu ; Centralization in unitary structure and the compliance of decentralization
Kamu hizmetlerinin tek bir merkezden, merkez hiyerarşisine bağlı organlar eliyle yürütülmesine merkezden yönetim denilmektedir. Yerinden yönetim ise, kamu hizmetlerinin merkezî idareden ayrı, özerk kamu tüzel kişilerinin yönetimine verilmesidir. Bir ülkenin tamamıyla bir merkezden yönetilmesi mümkün olmadığı için devlet sorumluluğu altındaki kamu hizmetlerinin merkezî yönetim ile yerinden yönetim kuruluşları arasında paylaştırılması bir zaruret olarak ortaya çıkmaktadır. Merkeziyet ve adem-i merkeziyet tartışmalarında konunun nirengi noktasını adem-i merkeziyetin keyfiyeti teşkil etmektedir. Zira "idari adem-i merkeziyet" aşırı merkeziyetçiliği tadil için gerekli bir yöntem iken, "siyasi adem-i merkeziyet" ucu federalizme çıkan ve üniter devlet yapısını çatlatan bir uygulamadır. Yapılan tartışmaların halk nezdindeki yankılanmasına bakıldığında aşırı merkeziyetçiliğin tadili ile idari adem-i merkeziyetin güçlendirilmesinin toplumda destek bulduğu söylenebilir. Üniter yapı ise Türkiye'nin tarihi, siyasi ve sosyolojik gerçekliği olup, bu husustaki büyük mutabakat Tanzimat'tan beri bozulmadan devam etmektedir. ; Centralization infers that public services are provided from a single centre through agencies which are dependent on central hierarchy. Decentralization means that public services are devoted to the management of autonomous public entities separate from central administration. It emerges as a necessity that public services under responsibility of the state are shared among central and local government bodies since it is impossible that a country is administrated from only one centre. The arbitrariness of decentralization constitutes the landmark of discussions on centralization and decentralization. Likewise, while administrative decentralization is a way to amend excessivecentralization, political decentralization is an instrument whose end goes to federalism and which splits off unitary state structure. When it is examined the reflections of discussions on behalf of people, it can be suggested that both the amendment of excessive centralization and the improvement of decentralizations finds support in society. The unitary structure is a historical, political and sociological reality of Turkey and the great agreement on this issue continues without break since Tanzimat.
BASE
Türkiye'de e-devlet pratiğinin atipik bir örneği: tek adımda hizmet birimleri ; An atypical example of e-state practice in Turkey: service at one step units
Yılmaz, Abdullah (Balikesir Author) ; Günümüzde bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de kamu sektörü büyük bir değişim ve dönüşüm yaşamaktadır. İletişim ve ulaşım teknolojilerindeki akıl almaz gelişmelere paralel yaşanan bu değişim/dönüşüm, geçmişin klasik devlet anlayışı ile hareket etmeyi imkânsız hale getirmiştir. Zaman-mekân sınırlamalarını ve algılamalarını kökten değiştiren bu değişimin zorlamasıyla çağdaş dünyada devletler, e-devlet anlayışı doğrultusunda, çağdaş iletişim ve yönetim sistemlerini kamusal hizmetlerin sunumunda kullanmakta ve bu sayede hantal bürokratik işlem ve süreçler, yerini yeni, hızlı, güvenilir ve şeffaf işleyen iş süreçlerine bırakmaktadır. Bu çalışmada e-devlet pratiğinin Türkiye'deki gelişimi ele alındıktan sonra, e-devlet uygulamalarının sıra dışı bir örneği olan "Tek Adımda Hizmet Birimleri" ele alınmaktadır. ; Today, the public sector in Turkey, as well as those all around the world, is going through a process of change and transformation. This process of change/transformation, which is developing in parallel with the incredible developments in communication and transportation technologies, made it impossible to sustain the old traditional state approach. This transformation, which has changed the time and zone limits and perceptions fundamentally, has been forcing the contemporary states to use modern communication and management systems in line with the e-state approaches while they are supplying public services. As a result, the unwieldy bureaucratic process and procedures have been replaced by new, rapid, reliable and transparent business processes. In this study first, development of e-state applications in Turkey will be discussed, and then "the Service at One Step Units", which are an extraordinary example of e-state applications, will be examined.
BASE
TÜRKİYEDE E-DEVLET PRATİĞİNİN ATİPİK BİR ÖRNEĞİ: TEK ADIMDA HİZMET BİRİMLERİ ; An Atypical Example of E-State Practice in Turkey: Service at One Step Units
Günümüzde bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de kamu sektörü büyük bir değişim ve dönüşüm yaşamaktadır. İletişim ve ulaşım teknolojilerindeki akıl almaz gelişmelere paralel yaşanan bu değişim/dönüşüm, geçmişin klasik devlet anlayışı ile hareket etmeyi imkânsız hale getirmiştir. Zaman-mekân sınırlamalarını ve algılamalarını kökten değiştiren bu değişimin zorlamasıyla çağdaş dünyada devletler, e-devlet anlayışı doğrultusunda, çağdaş iletişim ve yönetim sistemlerini kamusal hizmetlerin sunumunda kullanmakta ve bu sayede hantal bürokratik işlem ve süreçler, yerini yeni, hızlı, güvenilir ve şeffaf işleyen iş süreçlerine bırakmaktadır. Bu çalışmada e-devlet pratiğinin Türkiyedeki gelişimi ele alındıktan sonra, e-devlet uygulamalarının sıra dışı bir örneği olan Tek Adımda Hizmet Birimleri ele alınmaktadır. ; Today, the public sector in Turkey, as well as those all around the world, is going through a process of change and transformation. This process of change/transformation, which is developing in parallel with the incredible developments in communication and transportation technologies, made it impossible to sustain the old traditional state approach. This transformation, which has changed the time and zone limits and perceptions fundamentally, has been forcing the contemporary states to use modern communication and management systems in line with the e-state approaches while they are supplying public services. As a result, the unwieldy bureaucratic process and procedures have been replaced by new, rapid, reliable and transparent business processes. In this study first, development of e-state applications in Turkey will be discussed, and then the Service at One Step Units, which are an extraordinary example of e-state applications, will be examined.
BASE
TÜRKİYE'DE E-DEVLET PRATİĞİNİN ATİPİK BİR ÖRNEĞİ: TEK ADIMDA HİZMET BİRİMLERİ ; An Atypical Example of E-State Practice in Turkey: Service at One Step Units
Günümüzde bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de kamu sektörü büyük bir değişim ve dönüşüm yaşamaktadır. İletişim ve ulaşım teknolojilerindeki akıl almaz gelişmelere paralel yaşanan bu değişim/dönüşüm, geçmişin klasik devlet anlayışı ile hareket etmeyi imkânsız hale getirmiştir. Zaman-mekân sınırlamalarını ve algılamalarını kökten değiştiren bu değişimin zorlamasıyla çağdaş dünyada devletler, e-devlet anlayışı doğrultusunda, çağdaş iletişim ve yönetim sistemlerini kamusal hizmetlerin sunumunda kullanmakta ve bu sayede hantal bürokratik işlem ve süreçler, yerini yeni, hızlı, güvenilir ve şeffaf işleyen iş süreçlerine bırakmaktadır. Bu çalışmada e-devlet pratiğinin Türkiye'deki gelişimi ele alındıktan sonra, e-devlet uygulamalarının sıra dışı bir örneği olan "Tek Adımda Hizmet Birimleri" ele alınmaktadır. ; Today, the public sector in Turkey, as well as those all around the world, is going through a process of change and transformation. This process of change/transformation, which is developing in parallel with the incredible developments in communication and transportation technologies, made it impossible to sustain the old traditional state approach. This transformation, which has changed the time and zone limits and perceptions fundamentally, has been forcing the contemporary states to use modern communication and management systems in line with the e-state approaches while they are supplying public services. As a result, the unwieldy bureaucratic process and procedures have been replaced by new, rapid, reliable and transparent business processes. In this study first, development of e-state applications in Turkey will be discussed, and then "the Service at One Step Units", which are an extraordinary example of e-state applications, will be examined.
BASE
Investigation of Shocks on Primary Energy Consumption in Turkey with Fourier Based Unit Root Tests; Türkiye'de Birincil Enerji Kaynaklarının Tüketimine Gelen Şokların Fourier Tabanlı Birim Kök Testleri İle İncelenmesi
In: Siyaset, ekonomi ve yönetim araştırmaları dergisi: Research journal of politics, economics and management
ISSN: 2147-6071
Bu çalışmanın amacı Türkiye'de birincil enerji kaynakları olan petrol, kömür ve doğal gaz değişkenlerinin tüketimine gelen şokların kalıcı mı geçici mi olduğunu araştırmaktır. Enerji'nin bir hayat kaynağı oluşu ve her ekonomi düzeyi için önem arz etmesinden dolayı konu üzerine çalışma yapmayı teşvik etmektedir. Değişkenlerimizin verileri Amerika Birleşik Devletleri Enerji Bilgi İdaresinden (EİA) alınmıştır. Doğal gaz tüketimi verisi 1982-2019 dönemini kapsarken petrol ve kömür tüketimi verileri 1971-2019 dönemini kapsamaktadır. Değişkenler için ilgili dönemlerde şokların kalıcı mı geçici mi olduğu Fourier Augmented Dickey Fuller (FADF) birim kök testi ve Fourier Kwiatkowski-Phillips-Schmidt-Shin (FKPSS) durağanlık testi ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre doğal gaz, petrol ve kömür tüketimine gelen şokların kalıcı olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Bu bulgular bize ülkemizde doğal gaz, kömür ve petrol tüketiminde çalışmaların gözden geçirilip iyileştirici yönde çalışmalar yapılması gerektiğini göstermektedir. Analiz sonuçlarına göre doğal gaz, petrol ve kömür tüketimi serilerinin birim köklü olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Bu da tüketime gelen şokların kalıcı olduğu bilgisini vermektedir.
KARAR BİRİMİ KURAMI ÇERÇEVESİNDE TÜRK DIŞ POLİTİKASININ ANALİZİ: 1 MART 2003 TEZKERESİ ÖRNEĞİ ; ANALYSIS OF TURKISH FOREIGN POLICY WITHIN THE FRAMEWORK OF THE DECISION UNIT THEORY: EXAMPLE OF 1 ST OF MARCH NOTE 2003
Bu çalışma, karar birimleri yapısının ve karar alma kurallarının dış politikada karar alma süreçlerini etkilediği ve otoriter bir figürün karar süreci çıktılarında etken rol oynadığı varsayımına dayanmaktadır. Bu durum dış politika kararlarının karmaşık bir yapıya sahip olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Dolayısıyla çalışmanın amacı Türkiye'nin dış politika yapım sürecini ve mekanizmasını Karar Birimi Kuramı çerçevesinde analiz etmedir. Bu çerçevede Türk siyasi hayatında istisnai bir durum olan 1 Mart tezkeresi, bu çalışmanın örnek olayını oluşturmakta ve kuram bu süreç içerisinde analiz edilmektedir. 1 Mart tezkeresine ilişkin karar sürecine baktığımızda, yetkili karar birimi olarak özerk aktörler koalisyonu bulgusuna ulaşmaktayız. Bu süreçte, karar alma süreci dinamikleri "karar kurallarından" oluşmakta ve "asgari düzeyde kazanan koalisyon" çıktısı sürecin bir diğer bulgusu olarak elde edilmektedir. ; This article assumes that the structure of decision units and decision-making rules influence foreign policy decision-making process and an authoritarian figure play an effective role in the decision-making process outputs.This is especially important to show that it has a "complex structure" of foreing policy decisions.Therefore, The main pur pose of this article to analyze Turkey's foreing policy decision -making process and mechanism by the framework of Decision Unit Theory. In this context, 1st of March Note which is an exceptional case in Turkish political life constitutes the case study and theory is analyzed in this process. When we examine the decision-making process of 1st of March Note, the authoritative decision unit is composed of multiple autonomous actors. In this process, the dynamics of decision-making process consists of "decision rules" and a "minimum winning coalition" output is obtained another finding in this processes.
BASE
Kültürdilbilimsel Yaklaşım Çerçevesinde "Ekmek" Konsepti (Türkçe Deyimler Örneği); Репрезентация Концепта «Хлеб» в Рамках Лингвокультурологического Подхода (На Примере Турецких Фразеологизмов); Representation of the Concept «Bread» in the Framework of Cultural Linguistics Approach (Case of Turkish P...
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Одним из предметов исследований в рамках лингвокультурологии, поднимающей вопросы взаимодействия языка и человека, являются фразеологизмы. Посредством фразеологизмов можно выявить менталитет, языковую картину мира, культурные особенности народа. Концепт, один из ключевых понятий лингвокультурологии, является лингвистическим, культурным, и ментальным образованием. Цель этой работы – описать историческое развитие лингвокультурологии в Турции и изучить в современном турецком языке концепт «хлеб», являющийся одним из символов турецкой культуры. Материалом исследования послужили фразеологизмы, содержащие турецкое слово «хлеб» (ekmek). Источником для анализа фразеологизмов послужили три турецких фразеологических словаря. Всего проанализировано 39 фразеологизмов с компонентом «хлеб». В исследовании концепта «хлеб» был применен лингвокультурологический способ анализа. Были изучены турецкие фразеологизмы с компонентом «хлеб» и выявлены отличительные черты концепта в турецкой лингвокультуре. В результате исследований были определены такие составляющие элементы концепта хлеба в турецкой культуре, как заработок, средства к существованию, должность, место работы, сакральность, характерные черты человека и удаленность от того, чего необходимо достичь. Таким образом, в турецкой лингвокультуре концепт хлеба символизирует разные материальные и духовные ценности и отражает менталитет носителя турецкого языка, национально-культурные особенности турецкого общества, национальное сознание. Результаты исследования могут быть использованы в контрастивных исследованиях турецко-русской языковой пары. Исходя из результатов анализа, можно выявить различия в мировоззрении тюркского и русского языков, сходство во фразеологическом картине мира и культуре. Подобные исследования будут способствовать выявлению различий и схожих черт в языковых картинах мира в турецко-русской языковой паре.
Research on The Determinants of Internal Audit Effectiveness in Business
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Internal auditing is a collection of activities performed to bring value to corporate operations. It is critical for organizations to have effective and efficient internal control in order to continue their operations and compete with rivals. The management of the firms is also responsible for the implementation and monitoring of effective audit operations. Therefore, top management must be thorough and open in their approach to internal audits. As a result, internal audit efforts are critical for businesses.
This study was conducted from a management standpoint to establish the elements that actively contribute to the effectiveness of effective internal audit activity in organizations. The efficacy of audit units in organizations, the quality of audit work, organizational independence, career advancement prospects, and senior management support for the internal audit unit were all attempted to be assessed using the criteria. In the study, he conducted face-to-face interviews with enterprises in the Diyarbakir Organized Industrial Zone. The research found that the competency of internal auditors in firms, the quality of audit work, organizational independence, and career advancement prospects existed and that enterprises had a statistically significant and beneficial influence on the efficacy of audit units. However, statistical analysis revealed that there is no relevant association between the businesses' senior management's support and the efficacy of the enterprises' internal audit units and that the enterprises have no influence on the performance of the internal audit units.
Amerika Birleşik Devletleri'nde mahalli idarelerin mali yapısı ve merkezi idare ilişkileri ; Fiscal structure of local governments in the United States of America and its relation with the central government
Arslan, Mehmet (Balikesir Author) ; Amerika Birleşik Devletleri, adem-i merkezi yönetim sistemine ve federal devlet yapısına sahip bir ülkedir. Yönetim sistemi üç kademeli bir yapı arz etmektedir. İlk düzey yönetim biriminde federal devlet, ikinci düzey yönetim biriminde eyaletler ve üçüncü düzey yönetim biriminde mahalli idareler bulunmaktadır. Mahalli idarelerin yapısı ve niteliği eyaletten eyalete farklılık göstermektedir. Bu nedenle her mahalli idare birimi kendine has özellikler taşımaktadır. ABD'de mahalli idareleri il, ilçe, kasaba- köy, okul bölgeleri ve özel bölgeler şeklinde genel bir sınıflandırmaya tabi tutmak mümkündür. Bununla birlikte bazen aynı yapıya sahip bir mahalli idare biriminin başka bir eyalette farklı bir isimle yapılandığı da görülmektedir. Söz konusu yönetim yapısı içinde çalışmada, ABD'de mahalli idarelerin mali yapıları ve merkezi idare ile ilişkileri incelenme konusu yapılmıştır. ; United States of America is a country that has a decentralized management system and federal form of government structure. Management system offers three tiered structure. Federal government is in the first level of administrative unit, states are in the second level of administra- tive units and local governments are the third level of administrative unit. Local government's structure and quality varies from state to state. Therefore, each local government unit has its own unique features. Local governments in the USA can be classified in the form of county, municipal, town and village, school districts and special districts. However, sometimes a local government unit that has the same structure is also structured with a different name in another state. In this paper, management structure of USA, local government's financial structure and its relationship with the central government have been examined.
BASE
From quantitative existence to qualitative existence in municipal councils: Woman members of expertise commissions ; Belediye meclislerinde nicel varlıktan nitel varlığa: İhtisas komisyonlarında kadın üyeler
Municipalities are the most important actors of urban management and the main decision-making body of municipalities are the municipal councils. The ratio of the women members of municipal councils is important for revealing the role of women in local political decision making and this is also accepted as an indicator of gender equality. This indicator has also been handled by the United Nations and "Gender Equality" goal was included into the "Sustainable Development Goals" which was determined in 2015. The ratio of women members of the local councils was ranked as a sub-goal of "Gender Equality". Although this ratio is an important indicator of the level of the contribution of women in local decision making, it does not explain the quality of this contribution. The issues to be discussed and resolved by the municipal councils are first discussed in the expertise commissions before. The expertise commissions have an impact on the council decisions by discussing and reporting the issues which are referred to them. Therefore, while evaluating the role of the woman in local decision making, the level of participation in the expertise commissions will be examined with the quantity of the women members in the municipal councils. In this context, the study focuses on the number and ratio of the woman members in the expertise commissions established within the municipal councils. Within the scope of the study, the number and ratio of the woman members in the mandatorily established expertise commissions of the municipal councils of Nomenclature of Territorial Units for Statistics (NUTS) Level 2 will be determined. The aim of the study is to reveal the ratio of women's participation in local decisions together with the quality of this participation. ; Kentsel yönetimin en önemli aktörü olan belediyelerin temel karar organı, belediye meclisleridir. Belediye meclislerindeki kadın üye oranı, kadınların yerel siyasi kararların alınmasındaki rolü açısından önem taşımakta ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu gösterge, Birleşmiş Milletler tarafından da özel olarak ele alınmış ve 2015 yılında belirlenen "Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları" arasında "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" amacına yer verilmiş, yerel meclislerdeki kadınların sandalye oranı, bu amacın alt hedefleri arasında yer almıştır. Yerel meclislerdeki kadın üye oranı, yerel kararların alınmasında kadınların katkı düzeyini tespit etmek açısından önemli bir gösterge olmakla birlikte, bu katkının niteliğini açıklamamaktadır. Belediye meclislerinde görüşülerek karara bağlanacak olan konular, öncelikle ilgisine göre ihtisas komisyonlarında görüşülerek meclis gündemine alınmaktadır. İhtisas komisyonları, kendilerine havale edilen konularda görüşmeler yaparak meclise rapor sunmakta, bu bakımdan meclis gündemi ve meclis kararları üzerinde bir etkiye sahip olmaktadır. Dolayısıyla yerel kararların alınmasında kadınların rolü değerlendirilirken, yalnızca meclislerdeki sandalye sayısı değil, komisyonlara katılım düzeyleri de incelenmelidir. Bu bağlamda çalışma, belediye meclisleri bünyesinde oluşturulan ihtisas komisyonlarındaki kadın üyelerin sayısını ve oranını konu edinmektedir. Çalışma kapsamında, İstatistiki Bölge Birimleri Düzey 2'de yer alan il ve büyükşehir belediye meclislerinde, kurulması kanunen zorunlu olan ihtisas komisyonlarında yer alan kadın üyelerin sayısı ve oranı tespit edilecektir. Çalışma sonucunda, kadınların yerel kararlara katılım oranının yanı sıra, bu katılımlarının niteliğinin de ortaya konulması amaçlanmaktadır.
BASE
Devlet-dışı aktörlere karşı meşru müdafaada "isteksiz veya aciz" doktrini: Suriye ve Daeş örneği
Devlet-dışı aktörler, sınırları belli bir ülkeye sahip olmadıklarından faaliyetlerini devam ettirebilmek için bir devletin ülkesine ihtiyaç duymaktadırlar. Ülkesini kullandıkları ev sahibi devlet, bu birimlerle işbirliği içinde olabilir ve aktif destek sağlayabilir. Ya da aktif destekte bulunmaksızın pasif olarak bu birimlerin kendi ülkesini kullanmalarına izin verebilir. Bu çalışmada ele alınacak konu, ev sahibi devletin devlet-dışı aktörlerin faaliyetlerine karışma düzeylerinden bir tanesi olan isteksiz veya âciz olma durumunda, mağdur devletin ev sahibi devletin ülkesinde bu birimlere yönelik kuvvet kullanıp kullanamayacağıdır. Konuyla ilgili olarak bahsedilecek olan, DAEŞ'e yönelik müdahale ile yeniden gündeme gelen "isteksiz veya âciz" doktrinidir. Buna göre devlet-dı- şı aktörlere ev sahipliği yapan devletlerin, bu birimlerin faaliyetlerini engellemek istememesi veya bu konuda âciz kalmaları durumunda, ev sahibi devletin ülkesinde bu birimlere yönelik kuvvet kullanmaları konusu tartışılmaktadır. Uluslararası hukukta henüz tam olarak yerini bulamamış bu doktrinin, devlet-dışı aktörlere karşı meşru müdafaa konusuna yeni bir boyut kazandıracağı kesindir. As non-state actors do not have a bordered country, they need a country of a state to continue their activities. This host state, of which country they use, can be in collaboration with these units and provide active support. Or, without providing active support, it can allow these units to use its country, passively. The issue which will be examined in this study is that if the host state will use force against these units in its country in case of that it is reluctant or helpless, which is one of the levels of interfering to non-state actors' activities by the host country, or not. This will be mentioned concerning to the issue is the "reluctant or helpless" doctrine, which reawaken with the action against ISIS. According to that, in case the host countries to non-state actors do not want to prevent activities of these units or they become helpless in that issue, it is being discussed that the use of force by the host country. It is certain that, this doctrine, which has not found its own level in the international law yet, will add a new dimension to the issue of necessary defence against non-state actors.
BASE
Türkiye'nin Gagauzya politikası ; Gagauzia policy of Turkey
Büyük Türk Dünyası toprakları içerisinde küçük bir yer kaplayan ve Hristiyan Türkler olarak bilinen Gagauzlar, yaklaşık 200 yıl gibi bir zaman neredeyse kendileri hariç hiç kimsenin Türkçe bilmeyip konuşmadığı bir ortamda kendi ana dillerinin kuvveti ve içe dönük yaşamaları sayesinde asimile olmadan günümüze kadar gelebilmişlerdir. Gagauzlar, kendi dillerini muhafaza eden toplumların yüzyıllarca öz kimliklerini kaybetmeden yaşayabileceklerine örnek olmuşlardır. Türkiye'nin Gagauzlarla ve Gagauzya ile ilişkileri 1930'lu yıllarda Hamdullah Suphi Tanrıöver ile başlamıştır. Özellikle Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra artmıştır. Her ne kadar aralarında dini farklar olsa da kendi soydaşları olarak gördüğü Gagauzlar'a maddi manevi desteğini sürdürmektedir. Türkiye bu yardımların en büyük kısmını TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı ) kapsamında yapsa da çeşitli Bakanlıklar, YTB (Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları) , Yunus Emre Enstitüsü, TÜRKSOY, Kızılay, sivil toplum kuruluşları, iş adamları ve çeşitli Belediyeler vasıtası ile de bölgeye yardımlar yapılmaktadır. Türkiye'nin çeşitli kuruluşlarınca yaptığı bu yardımların amacı, Gagauzlar'ı Müslümanlaştırmak değil aksine Gagauzlar'ın bulunduğu coğrafya nedeniyle Rusya ve Romanya gibi büyük devletlerin etkilerinden kurtararak onların kimliklerini korumaları ve asimile olmamasını sağlamaktır. Moldova'nın toprak bütünlüğüne saygı duyarak, Gagauzlar'ın Moldovalılar ile birlikte bölgedeki huzuru ve istikrarı korumalarını ve ülkelerini kalkındırmalarını destekleyen Türkiye'nin Gagauzya üzerindeki bir diğer politikası ise bölgeye çeşitli yatırımları ve yatırımcıları çekerek Gagauzlar'a iş imkânı sağlamak, Gagauzlar'ın bu bölgenin dışına göç etmelerini engellemektir. ; The Gagauz people who live in a small part of the great territory of Turkish World and known as Christian Turks, survived until today without assimilation due to the strength of their mother tongue and their introverted life in an environment where almost no one else speaks Turkish for about 200 years. The Gagauz people have been an example showing that a society that maintains their own language can live without losing their identity for centuries. Turkey Gagauziya relations began in the year 1930 with Hamdullah Suphi Tanrıöver. Turkey's interest in the Gagauz people increased, especially after the dissolution of the Soviet Union. Although there are religious differences between each state, Turkey continues to give financial and incorporeal support for the Gagauz people considered to be ethnic kin of Turks. Although Turkey has made the most of these aid within the scope of TIKA (Turkish Cooperation and Coordination Agency), aid to the region is also provided through various Ministries, YTB (Turks and Relatives Abroad), Yunus Emre Institute, TURKSOY, Red Crescent, civil society organizations, businessmen and municipalities. The contributions of Turkey by various organizations was not for the expectation of Muslimizing the Gagauz people but rather for saving them from the influence of major states such as Russia and Romania due to the political geography. Respecting Moldova's territorial integrity, Turkey's other policy on Gagauzia is supporting the Gagauz people to maintain peace and stability in the region and to develop their country along with the Moldovans and providing jobs for the Gagauz people by attracting investments and investors to the region, thus preventing them from migrating out of this region.
BASE