Bu makalede bellek çalışmalarının önemli kavramlarından biri olan "bağışlama" kavramı ele alınmış ve geçmişin iki ayrı döneminde ve iki ayrı ülkede mağdur edilmiş Eva Mozes Kor ile Hilmi Köksal Alişanoğlu'nun bağışlama deneyimleri anlaşılıp açıklanmaya çalışılmıştır. Nazilerin Yahudi soykırımı başta olmak üzere İkinci Dünya Savaşı süresince işlediği suçların mevcut yasa gereğince 8 Mayıs 1965'ten itibaren zamanaşımına uğrayacağının açıklanmasının ardından "kötülük", "zamanaşımı", "insanlığa karşı işlenen suçlar" gibi konuların yanı sıra "bağışlama" konusu da tartışmaya açılmıştır. Bu tarihten itibaren günümüze kadar "bağışlama" üzerine söz söylemiş filozofların görüşlerinin ışığında soykırım mağduru Eva Mozes Kor'un bağışlama deneyimi ve 12 Eylül askeri darbesi mağduru Hilmi Köksal Alişanoğlu'nun tek bir şartla unutmaya hazır oluşu incelenmiştir. Mağduriyete içkin olan acının bir duygu oluşu gibi bağışlamanın da öncelikle bir duygu olduğu ve ancak hatırlama politikasının hâkim olması koşulu ile olanaklı olabileceği görüşü savunulmuştur.
16.7 trilyon dolarlık petrol ve gaz rezervleri ile ABD ve Rusya'dan sonra dünyada üçüncü büyük doğalgaz üreticisi Katar, 212 milyar dolarlık GSYİH, yüzde 6.2'lik ekonomik büyümesi, 98,814 dolarlık fert başına milli geliri ile bu finansal gücünü önemli bir siyasi araç olarak kullanarak bölgesel ve uluslararası etkinliğini arttırmaya çalışmaktadır. Katar'ın Dünya'daki yatırımları ve varlıkları toplamı tahmini 115 milyar dolar olup 2000-2014 yıllarında Katar'dan Türkiye'ye gelen doğrudan yatırımların toplamı ise 2,323 milyar dolar olmuştur. Katar ile Türkiye arasındaki politik ve ekonomik ilişkiler her geçen gün gelişmesine rağmen, Türkiye'nin Katar sermayesini yeterince çekememesinin sebepleri analiz edilerek çözüme yönelik stratejiler ve politikalar belirlenmiştir. Bu makale, ulaşılan güncel bulgular, Etki Analizi, Analitik Araştırma ve yöntemleri ve elde edilen anket sonuçları, Benchmarking ve SWOT Analizi ile değerlendirilerek hazırlanmıştır. ; Qatar has the world's third largest natural gas reserves after United States of America and Russia with its 16.7 trillion dollars oil and gas reserves. It has 212 billion dollars gross domestic product(GDP), 6.2 percent economic growth and 98.814 $ per capita income. By using its financial power, Qatar aims to improve its regional and international efficiency as an important political tool. Qatar's total investment and wealth assets in the world is estimated at 115 billion dollars and the direct investment amount from Qatar to Turkey in the 2000-2014 year was 2.323 billion dollars. This article analyzes reasons of why Turkey has not attracted sufficient Qatari capital despite of significant growth in economic and political relations between Qatar and Turkey and specifies solution based strategies and policy regarding this issue by evaluating survey results with analytical research, Impact Analysis, Benchmarking and SWOT Analysis methods.
Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Soğuk Savaş'ın sona ermesi ile birlikte Yugoslavya Sosyalist Federe Cumhuriyeti bir İç Savaş'a sürüklenerek parçalanmıştır. Sırbistan'a bağlı Kosova özerk bölgesinde yaşanan etnik savaş ve bu savaşın 1999 yılında NATO müdahalesi sonrasında sona ermesi Avrupa Birliği'nin ortak dış politika, güvenlik ve savunma politikaları geliştirme çabalarının yetersiz kaldığını göstermiştir. Soğuk Savaş dönemi sonrasında bütünleşme hareketlerine hız veren Avrupa Birliği, ekonomi alanında olduğu kadar dış politika, güvenlik ve savunma alanlarında da dünyada önemli bir güç haline gelme çabasına girmiş; ancak dış politikada üye Devletler arasında yaşanan ayrışmalar ve ortak bir çıkar tanımından yoksunluk, egemenlik yetkilerinden feragatte bulunmak istememeleri başarılı dış politika ve güvenlik politikası oluşturulmasının önündeki engeller olmuştur. Bu tez çalışmasının amacı Ortak Dış Politika Güvenlik ve Savunma Politikası'nın oluşum sürecini Kosova örneğinde incelemek ve egemenlik teorileri çerçevesinde neden Avrupa Birliği üye Devletleri arasında dış politika, güvenlik ve savunma alanlarında tam bir uzlaşmanın sağlanamadığını analiz etmektir. ; Together with the end of the Cold War and the collapse of the Soviet Union, Socialist Federal Republic of Yugoslavia faced the interior war and then was disintegrated. The ethnic war in the Kosovo -as the autonomous province within Serbia- was ended by NATO intervention in 1999. It has shown that the establishment of the Common Foreign Policy, Security and Defence Policy and its efficiencies were insufficient. After the Cold War, integration process of the EU is accelerated and EU struggled to become an important power around the world on foreign security and defence areas as much as economy. However the differences between states in foreign policy, lack of `common interest and not to renounce their sovereignty were obstacles for a succsessful foreign security and defence policy. The aim of this thesis is to analyze the establishment process of Common Foreign Security and Defence Policy on the case of Kosovo and this thesis will also analyze in the framework of Theory of Sovereignty why there is not full compromise among the Member States of EU on common foreign policy, security and defence areas.
Türkiye, 2000'li yıllardan sonra çok önemli bir reform hareketi sürecine girmiştir. Türkiye'yi söz konusu bu reform sürecine sürükleyen temel sebeplerden biri ise Avrupa Birliği (AB)'dir. AB'ye tam üyelik hedefi bulunan Türkiye, AB müktesebatına uyumluluk göstermekle yükümlüdür. AB karşısındaki bu yükümlülük durumu, Türkiye'yi politika transferi olgusuyla karşılaştırmıştır. Politika transferi ise herhangi bir zamanda ve alanda kullanılan yönetsel düzenlemelerin başka bir zamandaki ve alandaki yönetsel düzenlemelerde uygulanmak üzere alınması, geliştirilmesi veya kullanılması süreci olarak tanımlanmaktadır. Politika transferi ile gerçekleştirilen reformların amaç ve içeriği incelenebilmekte, ilgili reformun oluşturulmasına sebep olan asıl kaynak anlaşılabilmektedir. Bu bağlamda, bu tez çalışması, AB müktesebatının önemli bir konusu olarak kabul edilen AB bölgesel politikasının Türk kamu yönetimi yapısı üzerindeki etkilerini incelemeyi ve bu etkileri politika transferi çerçevesinde değerlendirmeyi amaçlamaktadır.Çalışmanın temel hipotezi, AB bölgesel politikası ile Türkiye'nin yönetim yapısı üzerinde hem yasal hem de kurumsal boyutlarda çok önemli değişikliklerin gerçekleştirildiğidir. Çalışma daha özelde, AB bölgesel politikası bağlamında Türkiye'de gerçekleştirilen Kalkınma Ajanslarının bir politika transferi olup olmadığı sorusunu ele almaktadır. AB bölgesel politikasının Türkiye'deki etkisini politika transferi perspektifiyle ele almak, Türkiye'deki kamu yönetimi çalışmalarına büyük katkı sağlama potansiyeli taşımaktadır. Çalışmada uygulanılan temel yöntem, konu üzerine hazırlanmış ikincil kaynakların analiz edilmesidir. Çalışmanın kapsamı ise AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'de geliştirilen yönetsel uygulamaların ele alınmasıyla ilgidir. Bu uygulamalar da AB'nin bölgesel politika boyutu ile sınırlandırılmıştır. Çalışma sonucunda, Kalkınma Ajanslarının AB etkisiyle Türkiye'de gerçekleştirilen önemli bir kamu yönetimi uygulaması olduğu tespit edilmiş ve Kalkınma Ajanslarının, politika transferinin daha çok zorlayıcı politika transferi yönüyle ilişkili olduğu kolaylıkla belirlenmiştir. ; Turkey has entered a very important reform movement process after the 2000 years. One of the main reasons that leading Turkey to this reform process is the European Union (EU). Turkey which has a target of full membership to th EU, is obliged to demonstrate compliance with the European Union acquies. This obligation situation aganist EU compared Turkey with the case of policy transfer. Policy transfer is defined as the process of development or use of administrative arrangement used at any time and on the ground to be applied at administrative or other administrative arrangement. The purpose and content of the reforms carried out by policy transfer can be examined and the real source of the relevant reform can be understood. In this context, this thesis study aims to examine the effects of EU regional policy, which is considered as an important issue of the EU acquis, on the Turkish public administration structure and to evaluate these effects within the framework of policy transfer. The basic hypothesis of the study is that significant changes have been made in both the legal and institutional dimensions of the EU regional policy and governance structure of Turkey. More specifically, the study addresses the question of whether the Development Agencies in Turkey in the context of EU regional policy are a policy transfer. Addressing the impact of the EU regional policy in Turkey from a policy transfer perspective has the potential to make a major contribution to the public administration efforts in Turkey. The basic methoda applied in the study is the analysis of secondary sources on the subject. The scape of the study is that the EU is interested in the administrative practices developed in Turkey during the membership process. These practices are also limited by the EU's regional policy dimensions. As a result of the study, it has been determined that the Development Agencies are implementing a significant public administration practice in Turkey under the influence of the EU. It has been identified that Development Agencies are associated with a more obliged policy transfer direction of policy transfer.
Ortak Tarım Politikası, hem tarımın son derece hayati bir islev olan beslenme ile dogrudan baglantılı olması, hem de AB bütçesinin en büyük kısmının OTP'ye ayrılması nedeniyle ayrı bir önem tasımaktadır. AB, en eski ve en karmasık politikası olan Ortak Tarım Politikası ile, Birlik içindeki olası gıda yetersizliklerinin önüne geçmeyi, verimli, saglıklı ve çevre dostu bir üretim altyapısına kavusmayı ve AB'nin gıda alanındaki dısa bagımlılıgını ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Bu çalısmada, Avrupa Birligi'nin ilk ortak politikası olan Ortak Tarım Politikası'nın yapısı, isleyisi, sonuçları ve OTP'ye yönelik yeniden yapılandırma faaliyetleri açıklanmakta, ayrıca Türkiye'nin OTP'ye uyum amacıyla sürdürdügü çalısmalar da ele alınmaktadır. ; The Common Agricultural Policy has a distinct importance since farming is directly connected with alimentation that has an extremely vital function, in addition a major part of the budget of the European Union is allocated to the CAP. Through the CAP, its oldest and the most complex policy, EU plans to secure the availability of supplies preventing any deficiencies within the Union as well as to reach at an efficient, healthy and enviroment-friendly production infrastructure. It also aims at eliminating the foreign dependence of EU in the field nutrition. This study essays to explain the structure, operation and results of the CAP, the first common policy of EU. The projects to restructure the CAP along with the activities of implementing the CAP in Turkey are also studied.
DergiPark: 863019 ; trakyaiibf ; Bu makale, tamamlanıp yayımlanmamış bir doktora tezinden bu yayın için düzenlenmiştir. Doktora tezinde ilk bölüm olarak "Küresel Isınma Sorununa Genel Bakış" ve ikinci bölüm olaraksa "Küresel Isınma ile İlgili Uluslararası Politikalar" belirlenmiştir. Bu iki bölümden yararlanılarak hazırlanan bu makaledeyse ilk olarak küresel ısınma kavramına, çeşitli teorilerin iklim değişikliği yaklaşımlarına, küresel ısınmaya yol açan insani faaliyetlere ve küresel ısınmanın sosyo-ekonomik sonuçlarına yer verilmiştir. Sonraki bölümde, bu çevresel soruna ilişkin çok taraflı görüşmelere değinilmiş, başlıca sözleşme ve anlaşmalarla birlikte Türkiye'nin izlediği politikalara yer verilmiştir. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Kyoto Protokolü ve Paris İklim Anlaşması başta olmak üzere son otuz yılın en önemli girişimlerine görece ağırlık verilmiş ve Türkiye'nin iç politikasında da küresel ısınmaya karşı aldığı önlemler kronolojik olarak derlenmiştir.Çalışma, doktora çalışmasında izlenen yol ve kullanılan kaynaklara sadık kalınarak dergi yayımı için sadeleştirilmiş ve çalışmaya Türk dış politikasına ilişkin konular eklenmiştir. Çalışmanın genelinde bilimsel makaleler, kitap ve kitap bölümleri ile haber sitelerinin, istatistik kurumlarının ve resmi makamların çevrimiçi sayfalarından yararlanılmıştır. ; This article is composed for this edition of the journal from an unpublished doctoral dissertation. The two main chapters "An Overview on the Main Issues of Global Warming" and "International Policies Concerning Global Warming" were assigned in the doctoral dissertation. By drawing on these contents, the article first covers the concept of global warming, approaches of various theories to climate change, human activities that lead to global warming, and the socio-economic consequences of global warming. In the following part of the study, multilateral negotiations on this environmental problem were discussed, as well as the main contracts and agreements along with the policies followed by Turkey. Moreover, the United Nations Framework Convention on Climate Change, the Kyoto Protocol and the Paris Agreement, particularly focusing on the most important initiatives of the last thirty years, and measures against global warming in Turkey's domestic politics has been put together chronologically.The study was simplified for the publication of the journal by adhering to the path followed and the resources used in the doctoral study, and the subjects concerning Turkish foreign policy were added to the study. Throughout the study, scientific articles, books and book chapters, and online resources of the institutions providing statistical data and other official authorities were utilized.
DergiPark: 357445 ; klujfeas ; Amaç:TürkiyeCumhuriyeti'nin kuruluş süreci açısından oldukça kritik bir öneme sahip olan"İzmir İktisat Kongresi"ni yalnızca bir iktisadi kongre olarak değil, kurucuiradenin iktisadi politikalarının yanı sıra özellikle de dış siyasal gelişmelerbağlamında incelemek ve bu kongreyi farklı bir açıdan değerlendirmekamaçlanmaktadır. Yöntem:İzmirİktisat Kongresi, öncesi ve sonrasıyla bit bütün olarak daha geniş bir tarihselperspektifte incelenmiştir. Bu inceleme yapılırken birincil el kaynaklardoğrudan referans alınarak söylem analizi yapılmıştır. Birincil kaynaklar üzerinden yapılan söylemanalizi, yorumsamacı yöntemle daha geniş bir perspektif içinde incelenmiştir. Bulgular:İzmirİktisat Kongresi'nin yalnızca bir iktisat kongresi olmadığı ve kurucu iradeninaldığı iktisadi kararların devletin siyasal örgütlenmesi açısından daha kritikbir öneme sahip olduğu bulunmuştur. Bunun yanı sıra kuruluş sürecinde olanTürkiye Cumhuriyeti'nin dış politika ilkelerinin şekillenmesinde İzmir İktisatKongresi'nin dış politikadaki rolü ortaya çıkmıştır. ; Objective: It isaimed to examine Izmir Economic Congress which has a crucial prescription interms of the establishment process of Republic of Turkey, not only as aneconomic congress but also in the context of foreign political developments aswell as the economic policies of founder's will and to evaluate this congressfrom a different point of view.Methodolgy: IzmirEconomic Congress was examined in a wider historical perspective as a wholebefore and after the congress. In this study discourse analysis was done by referringdirectly to the primary sources. The discourse analysis on primary sources hasbeen examined in a wider perspective with an interpretive method.Findings: It hasbeen found that Izmir Economic Congress is not only an economic congress andthat the economic decisions taken by the founder have a more criticalprescription for the political organization of the state. In addition, the roleof Izmir Economic Congress in foreign policy has emerged in the shaping offoreign policy principles of Republic of Turkey which is in the process of establishment.
This article explores the relationship between American mass media and foreign international news channels on United States foreign policy. Initially, the paper examines the ability of contemporary global mass media to influence governments' policy making. Then, it focuses on the ability of American mass media to influence the foreign policy decisionmaking at the White House. The last part of this article examines the influence that foreign global mass media (in this case, Al Jazeera) can or cannot have on U.S. foreign policy decisions. Finally, the article ends with an assessment of both the CNN Effect and the Al Jazeera Effect in terms of the significance and the benefits and/or drawbacks of their influence. In conclusion the article discusses whether the United States government has the ability to control this media influence and use it to support its policy agenda, and with an assessment of the future of the CNN effect and the Al Jazeera effect.
anemon ; Dış politika kavramı uluslararası ilişkiler teorilerinin odak noktalarından birini oluşturmaktadır. Kavram çoğu zaman devletlerin dış politikalarına indirgenmiştir. Küreselleşme ile uluslararası sistemde aktör çeşitliliği ortaya çıkmıştır. Bu sebepten dış politika kavramı da farklı bir boyutta ele alınmaya başlanmıştır. Neoklasik realizm dış politika kavramını açıklama iddiasında olan bir meta teori olarak görülmektedir. Teori dış politika açıklamasını çok boyutlu biçimde ele almaktadır. Dış politika kurucu bir unsur olarak, pek çok faktörün bir araya gelmesiyle oluşan bir süreç çıktısı olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmada neoklasik realizmin teorik zemininin dış politikayı açıklama gücü tartışılmaktadır. ; The concept of foreign policy is one of the focal points of international relations theories. This notion is most of the time reduced to the foreign policies of states. The diversity of actors has shown up in the international system along with globalization. For this reason, the concept of foreign policy has started to be dealt with in a different dimension. Neoclassical realism is seen as a meta-theory that claims to explain the concept of foreign policy. The theory tackles foreign policy explanation in multidimensional form. Foreign policy has pertained as a constituent piece, a process output formed by a combination of many factors. This article discusses the power of the theoretical ground of neoclassical realism to explain foreign policy. ; 819231
Enflasyon oranları 1970'lerdeki yükselişinin ardından 1980'lerde düşmeye başlamış ve Covid- 19 pandemisinin hız kestiği 2021 ortalarına kadar düşük düzeyde kalmaya devam etmiştir. Yaşanan bu fiyat istikrarı aynı zamanda küreselleşme olgusunun hızlandığı döneme denk gelmektedir. Bu, küreselleşmenin enflasyon ve para politikasının etkinliği üzerindeki etkisine dair tartışmayı da tetiklemiştir. İktisat teorisi, enflasyon ve para politikası aktarım mekanizmasının küreselleşmeden etkilendiğini savunur. Bu çalışmanın amacı, "küreselleşme parasal bir genişlemenin enflasyonist etkisini ve enflasyon oranlarını nasıl etkiler" sorularına cevap aramaktır. Bu amaçla 39 gelişmekte olan ülkenin 2000-2020 dönemine ait verileri dinamik panel veri yöntemleriyle analiz edilmektedir. Sistem Genelleştirilmiş Momentler Metodu (GMM) tahmincisinin sonuçlarına göre hem ticari küreselleşme hem de finansal küreselleşmedeki artış enflasyon oranlarının düşmesine neden olmaktadır. Diğer taraftan küreselleşme parasal bir genişlemenin enflasyonist etkisini artırmaktadır. Benzer sonuçlar küreselleşmenin farklı ölçümleri ile yapılan analizlerde de ortaya çıkmıştır. Bu sonuçlara göre küreselleşme enflasyon dinamiklerini ve para politikası aktarım mekanizmasını etkilemektedir. Bu yüzden merkez bankalarının karar alma süreçlerinde dış faktörleri dikkate almaları gerekir.
ABSTRACTMost academic studies on the process of European integration do not pay much attention tothe international system and its requirements. The process of European integration is usuallyanalyzed as being a consequence of internal dynamics. However, European integration is notsolely dependent on internal dynamics. The external dynamics should also be emphasized asindependent variables. This thesis aims to look at the picture from the perspective of the solehegemonic power, the United States (US), and analyze Turkey's accession to the EU fromthat perspective. Washington conceives the continent of Europe as a springboard to Eurasia,center of the world according to many geo-politics theories. Moreover, Washingtonconsidered European enlargement, a means of wide spreading western values of democracyand liberalism to these regions. Washington's relationship with Turkey has always beenfounded on strategic considerations. Turkey is a pivotal state in the region. Moreover, Turkeyhas had western orientation since the early days of its foundation. It has been endeavoring tobecome a member of the European club. Thus, Turkey has the potential to inspire itsneighboring regions and influence them to orient toward western institutions and values. Insum, anchoring Turkey to western institutions is the main reason for Washington's support forTurkey's accession to the EU. Washington's view of the EU enlargement as a duty ofEuropeans in order to share their burdens in transatlantic cooperation overlaps with theWashington's vision of Turkey's accession to the EU.
Avrupa Birliği'nin ortak bir dış politika geliştirme çabaları, Orta Doğu bölgesinde başarılı bir sonuç verememiştir. Ancak AB, kendisine komşu olan bu bölgede barış, güvenlik ve istikrarın sağlanabilmesi için 'Avrupa Komşuluk Politikası' ve 'Akdeniz için Birlik' politikaları çerçevesinde hareket etmektedir. Dolayısıyla, AB'nin Orta Doğu politikasının Avrupa Komşuluk Politikası ile şekillendiği ifade edilebilmektedir. Bu bağlamda çalışma, Birliğin Orta Doğu'ya yönelik ortak bir dış politika ortaya koyamadığını göstermeyi ve farklı politikalar yoluyla bölgede Birliğin etkin olup olmadığını değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında, Arap Baharı öncesi ve sonrası Birliğin Orta Doğu bölgesinde uyguladığı politikalar incelenecektir. Böylece başlangıçta Orta Doğu'da barışın sağlanması amacıyla geliştirilen AB'nin Orta Doğu politikasının, son yıllarda enerji, göç ve güvenlik konularına daha fazla önem verdiği ortaya konacaktır. ; The efforts of the European Union to develop a common foreign policy did not result successfully in the Middle East region. However, the EU acts within the framework of the 'European Neighborhood Policy' and the 'Union for the Mediterranean' policies in order to ensure peace, security and stability in this neighboring region. Therefore, it can be stated that the EU's Middle East policy is shaped by the European Neighborhood Policy. In this context, the study aims to show that the Union has not put forward a common foreign policy towards the Middle East and to evaluate whether the Union is effective in the region through different policies. Within the scope of the study, the policies implemented by the Union in the Middle East region before and after the Arab Spring will be examined. Thus, it will be revealed that the EU's Middle East policy, which was initially developed to ensure peace in the Middle East, has given more importance to energy, migration and security issues in recent years.