Critical security studies: a literature review -- Insights from existing theories and their limitations -- The impact of democracy and state effectiveness on the process of securitization -- The dual securitization framework -- The context of the Colombian conflict -- Dual securitization of FARC and the Colombian state -- Desecuritization of FARC in Colombia: the peace process after 2012.
Anahtar Kelimeler : Bush Hükümeti, Kopenhag Ekolü, Güvenlikleştirme, Irak, ABD, 2003 Irak SavaşıÖZETBu çalışma, Irak'ın 2001 ve 2003 yılları arasında Amerikan yönetimi tarafından güvenlikleştirilmesi sürecini kapsamlı bir şekilde analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaca ulaşmak için, güvenlikleştirme süreci "kim, neden, ne zaman, hangi şartlar altında, nasıl ve hangi sonuçlarla" soruları sorularak analiz edilmiştir.Çalışmanın temel argümanı, Amerikan Yönetiminin Irak'a karşı olağanüstü tedbirler alabilmek maksadıyla, hem kendi toplumunu hem de uluslararası toplumu ikna edebilmek için, Irak'ı güvenlikleştirdiğidir. Bunun yanında, Amerikan Yönetimi bu süreçte "Irak kitlesel imha silahlarına sahiptir", "Irak'ın nükleer emelleri vardır", "Irak'ın terör örgütleriyle bağlantıları vardır", "Irak Birleşik Devletler'e ve Amerikalılara düşmandır" ve "Irak bölge ve dünya barışı için tehditdir" gibi argümanlar kullanmıştır. Çalışmada iki temel yöntem kullanılmıştır. Bunlar literatür taraması ve içerik analizidir. Güvenlikleştirme sürecinin birimleri ile sürecin hangi şartlar altında oluştuğunu ortaya koymak ve analiz etmek maksadıyla ayrıntılı bir literatür taraması yapılmıştır. Ayrıca Savaşın resmi olarak sunulan sebeplerini ortaya koymak maksadıyla içerik analizi yapılmıştır. Son olarak güvenlikleştirme sürecinin nasıl olduğunu ortaya koymak maksadıyla da bir diğer içerik analizi yapılmış, bu içerik analizinde Amerikan Başkanı George W. Bush'un 85, dört diğer önde gelen hükümet temsilcisinin 22 adet konuşması belirli bir çerçeve dahilinde analiz edilmiştir.Sonuç olarak çalışmada, işgal başlamadan önce Irak konusunda başarılı bir güvenlikleştirme süreci vuku bulduğu sonucuna varılmıştır.Keywords: Bush Administration, Copenhagen School, Securitization, Iraq, the US, 2003 Iraq War.ABSTRACTThe aim of this study is to give a comprehensive analysis of the securitization process of Iraq by the US Administration between 2001 and 2003. To that end, the study analyzes the securitization process by asking the questions "who, why, under which conditions, how and with what results".The main argument of the study is that the US Administration securitized Iraq to convince both its own public and the international community to take extraordinary measures against it. Moreover, during this process, the US Administration used arguments like "Iraq possesses weapons of mass destruction", "It has nuclear ambitions", "It has terrorist linkages", "It is hostile to the US and American people" and "It is a threat to regional and world peace" in order to present Iraq as a security threat.Two main research methods are used during the study. These are literature review and content analysis. A detailed literature review is conducted to find out and analyze the units of the securitization process and the conditions under which the process took place. Moreover a content analysis is done to analyze the formally presented reasons of the War. Finally the content analysis method is used again to analyze how the securitization took place. Within this aim, 85 speeches of President George W. Bush and 22 speeches of four other prominent government officials are analyzed according to a framework.Finally the study reached the conclusion that, a successful securitization process took place before the 2003 invasion of Iraq.
DDR processes, the design of which follows technical knowledge produced by international organizations and programs, have become a standard way for addressing the process of armed groups' transition from armed to civilian life. However, the components of DDR, namely disarmament-demobilization-reintegration, may themselves be contested at the local level. This study investigates this contestation through the case of the Colombian peace process, with a focus on ex-combatants' perspectives. Based on extensive fieldwork in Colombia, this study investigates how and why former combatants contest DDR components. Former FARC members rejected disarmament and demobilization terms since they indicate an idea of defeat. They also rejected "reintegration" since, in Colombia, reintegration indicates a different process focusing on individual reintegration. Thirdly, many FARC members refute the term "ex-combatant", arguing that the group continues its struggle in the political arena. The study contributes to recent research focusing on domestic understandings of international norms and practices in peace processes.
Bu çalışma, Türk Dış Politikası'nda dönüşüm bağlamında Türkiye-Venezuela ilişkilerinin gelişimini Neoklasik Realist kuram ile açıklamayı hedeflemiştir. Türkiye'nin Venezuela politikası, ABD'nin Venezuela'ya yaptırımlar uyguladığı bir dönemde gerçekleşmesi sebebiyle diğer dış politika adımlarından ayrışmaktadır. Bu kapsamda, Soğuk Savaş sonrası sistem içindeki stratejik çevrenin izin verici karakteri ve Türkiye'nin artan göreli gücü, Türkiye'nin ABD'ye rağmen siyaset izlemesinin önünü açan temel sistemik faktörler olarak ele alınmıştır. İç faktörler bağlamında, 2002 yılından sonra Türkiye iç siyasetindeki değişimler, Türk toplumunda uzun yıllardır süregelen ABD karşıtlığı, ABD ve Türkiye'nin Suriye krizindeki çelişen politikaları ile ABD'nin 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası politikasının Türkiye'deki lider ve toplum algısına etkisi irdelenmiştir. Son olarak, Türkiye-Venezuela ilişkileri özelinde 2016 yılındaki sıçramayı açıklamak adına, iki ülkede de yaşanan darbe/yönetim değiştirme girişimlerinin getirdiği empati ile demokratik gerileme süreçlerinin yarattığı yakınlaşma üzerinde durulmuştur.
Uluslararası İlişkiler literatüründeki geleneksel yaklaşımlara yöneltilen en önemli eleştirilerden bir tanesi, bu yaklaşımların dünya siyasetinin sosyal doğasını ihmal ettiği üzerinedir. Uluslararası ilişkileri sosyolojik perspektiften incelemek üzere daha önceden önemli girişimlerde bulunulduysa da Uluslararası İlişkiler disiplinine sosyoloji ve sosyal kuramı entegre etmenin kazançları üzerinde sistematik bir şekilde duran ilk yaklaşım Uluslararası Siyaset Sosyolojisi olmuştur. Bu çalışma, Uluslararası Siyaset Sosyolojisi yaklaşımının disipline katkılarını ve bu yaklaşımın güvenlik literatürü ile olan ilişkisini ortaya koymayı hedeflemektedir. Bu amaçla, öncelikle literatürün kapsamlı ve eleştirel bir taramasını yapıp, dayandığı temelleri, yöntemsel ve kuramsal iddialarını ve güvenlik ile olan ilişkisini ortaya koymaktadır. İkinci olarak, Uluslararası Siyaset Sosyolojisi'nin küresel terörizm, sınır güvenliği ve vatandaşlık konularına yaptığı ampirik katkıları incelemektedir. Sonuç bölümünde ise, Uluslararası Siyaset Sosyolojisi'nin sınırlarının olup olmadığı ve akademik dünyada nasıl bir yankı uyandırdığı ortaya koyulmaktadır.