Hanna L. Muehlenhoff, EU Democracy Promotion and Governmentality: Turkey and Beyond. New York: Routledge, 2019. xii + 173 pp
In: New perspectives on Turkey: NPT, Band 64, S. 217-221
ISSN: 1305-3299
6 Ergebnisse
Sortierung:
In: New perspectives on Turkey: NPT, Band 64, S. 217-221
ISSN: 1305-3299
In: Uluslararası İlişkiler Dergisi, S. 149-151
In: Uluslararası İlişkiler Dergisi, S. 113-116
Sansür, bir toplumun veya toplum içindeki bir alt grubun bilgi ve görüşlerini aktarmasını sınırlamayı içeren bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Bu süreç Devlet sansürü, kendi kendine sansür, yerel sansür, karma sansür şeklinde işlemektedir. Sinemanın kitleler üzerindeki etkisi anlaşılmaya başlanınca sinema filmleri için çeşitli düzenlemeler getirilmiştir. Fransa ve ABD gibi sinemadaki öcü ülkelerde de bu düzenlemeler görülmektedir. Sinemanın Türkiye'ye gelmesiyle birlikte Türk sinemasında da sansür uygulamaları görülmektedir. Osmanlı döneminden başlayarak Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar Türk sinemasında çeşitli sansür uygulamaları görülmektedir. Bu uygulamayı yapan alt ve üst kurullar bulunmaktadır. Bu kurullar uygulamalarını o gün geçerli olan sansür tüzüğünün belirlediği kriterlere göre yapmaktadırlar. Türk sinemasında ki birçok yönetmen sansürün belirlediği kriterlere uygun olmayan filmler çektikleri için sansür kuruluyla ciddi çatışmalar yaşamıştır. Bu çatışmaları daha ilk filmiyle yaşayan yönetmenlerden biride Metin Erksan'dır. Metin Erksan toplumsal gerçekçilik akımının temsilcisi olarak filmlerinde toplumun sorunlarını işlemiştir ve bu nedenle sansür kuruyla sürekli sorun yaşamıştır. Çalışmamızda Metin Erksan'ın; Aşık Veysel'in Hayatı, Susuz Yaz, Yılanların Öcü, Beyaz Cehennem ve Gecelerin Ötesi filmleri Toplum Bilimsel Çözümleme yöntemiyle incelenmekte ve bu filmlerin neden sansüre maruz kaldığı açıklanmaya çalışılmıştır. ; Censorship is defined as a process that puts limits on the way a society or a sub-group in a society conveys their information and views. This process involves State censorship, censorship of the self, local censorship and mixed censorship. When the influence of the cinema on the masses was noticed, some regulations began to be made for films to be shown at the cinema. Such regulations are observed in countries like France and the USA, which are leading countries in terms of the cinema. With the introduction of the cinema into Turkey, practices of censorship began to be observed in the Turkish cinema, too. Various practices of censorship have been made in the Turkish cinema beginning in the Ottoman Era and from the initial years of the Republican Period to the present. There are commissions and supreme boards that implement these practices. These commissions perform their duty in accordance with the criteria laid down in the current censorship by-laws. Many directors in the Turkish cinema experienced serious conflicts with the censorship board because they have made films that did not conform to the criteria determined by the censorship board. One of the directors who got involved in these conflicts with his first film was Metin Erksan. As a representative of the social realism, Metin Erksan included problems of the society in his films and therefore constantly experienced problems with the censorship board. In our study, Metin Erksan?s films ?Minstrel Veysel?s Life, Dry Summer, Revenge of Snakes, White Hell and Beyond the Nights? were examined using the Sociological Analysis technique and an effort was made to explain why these films were subjected to censorship.
BASE
In: Göç dergisi, Band 4, Heft 1, S. 41-61
ISSN: 2054-7129
Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en yoğun zorunlu göç dalgasını 2011 yılından bu yana süren Suriye Savaşı ile yaşamaktadır. Suriye vatandaşlarının geçici koruma statüsü altında Türkiye toplumuna her açıdan entegrasyonları günümüzün ve geleceğin politika öncelikleri arasında düşünülmelidir. Öte yandan ülkeye kabul edilen sığınmacıların kendi kültürel kimliğini kaybetmeden içinde yaşadığı ev sahibi topluma uyumu, ortak yaşam kültürünün gelişmesi açısından önem arz etmektedir. Bu makalede, "misafir" olarak kabul edilen Suriyeli vatandaşların Türk toplumunca kabul edilmeleri ve dışlanma risklerinin azaltılmasına yönelik devlet politikaları ortaya konularak, üye ve aday ülkelere göçmenlerin dışlanmasını önlemek için Avrupa Birliği (AB) tarafından sunulan hukuki yapı ve kamu hizmeti inisiyatifleri incelenmekte, birlikte yaşam kültürü çerçevesinde Suriyeli vatandaşlara yönelik toplumsal kabul düzeyleri ele alınmaktadır. Çalışma iki ana bölümden oluşmaktadır: göçmen ve sığınmacılara karşı toplumsal dışlanmayı engellemek için benimsenen yasa ve uygulamaların etkisi ve İstanbul-Sultanbeyli bölgesinde Suriyeli sığınmacılarla ilgili toplumsal algı çalışmasının sonuçları. Bölgede ikamet eden Suriyelilere yönelik toplumsal kabul düzeyinin yüksek olduğu görülürken, halkın Suriyelileri kendilerine kültürel ve dini olarak yakın hissetmesi toplumsal kabul düzeyini olumlu etkilemektedir. ABSTRACT IN ENGLISHAn evaluation of the European Union and Turkish policies regarding the culture of living togetherThis article aims to determine the level of social acceptance towards Syrians within the context of cohabitation culture by evaluating EU's legal structure and public service initiatives in order to prevent Syrian refugees from being excluded in member and candidate countries and by revealing government policies on acceptance of Syrians as "guest" by Turkish society and minimizing the exclusion risks of them. This article consists of two main parts, one of which is based on the effects of law and practices preventing refugees and asylum seekers from social exclusion, and the other is on the results of social perception on Syrians in Sultanbeyli district of Istanbul. At the end of 5-years taking in Syrian War, it is obvious that most of more than 3 million Syrian with unregistered ones in Turkey are "here to stay". From this point of view, the primary scope of policies should be specified in order to remove side effects of refugee phenomenon seen as weighty matter by bottoming out the exclusion towards those people. To avoid possible large-scale conflicts or civil wars in the future, the struggle with exclusion phenomenon plays a crucial role regarding Turkey's sociological situation and developing policies. In the meaning of forming a model for Turkey, a subtitle in this article is about public services for European-wide legal acquis and practices carried out since 1970s in order to prevent any exclusion from the society. On the other hand, other subtitles are about legal infrastructure and practices like Common European Asylum and Immigration Policies presented in 2005, and Law on Foreigners and International Protection introduced in 2013. In the last part of the article, the results of a field survey carried out in a district of Istanbul were used to analyze the exclusion towards refugees in Turkey. A face-to-face survey was randomly conducted with 200 settled refugees in Sultanbeyli district of Istanbul, and their perceptions towards Syrian people under temporary protection were evaluated. According to the results, the level of acceptance for Syrians living in this district seems relatively high. The fact that Turkish people living in the same district feel close to Syrian refugees culturally and religiously affect their perception in a positive way: however, it is strikingly seen and understood that local residents cop an attitude on the refugees' becoming Turkish citizens.
In: Güvenlik Stratejileri Dergisi, Band 13, Heft 25, S. 1-1