Suchergebnisse
147 Ergebnisse
Sortierung:
Türkiye`de yeni sağ politikalar ; New right policies in Turkey
1980 sonrası dönemde İngiltere`de ve Amerika`da, Thatcher ve Reagan yönetimi ile siyasal pratikte uygulanma şansı bulan neo-liberalizmi Türkiye`ye getiren ve siyasal arenada yerini almış olan parti Anavatan Partisi'dir. 1970'li yıllarda yaşanan global ekonomik krizle birlikte, 80'lerde Avrupa ve Amerika`da yeni sağ akımı gelişmiştir. Türkiye'de de 24 Ocak 1980 Kararlarıyla başlayıp günümüze kadar gelişen süreçte yeni sağ uygulamalar hayat bulmuş, gerek ulusal gerekse uluslararası gelişmelere bağlı olarak siyasal, ekonomik ve toplumsal çerçevelerde yeni bir toplum dinamiği ve dokusu belirginleşmiştir. Aynı dönemde Cumhuriyet tarihinin en yoğun "yeniden yapılanma"sı olarak adlanırılan devlete bakış açısı değişimi yaşanmıştır. Değişimle birlikte bazı değer sistemleri değişerek yeni yapıya uygun hale gelmiştir. Batı dünyası ile entegrasyon çabaları ve küreselleşme ile birlikte ekonomik açıdan ciddi ilerlemeler olurken bazı sorunların da ortaya çıktığı açıktır. Bu perspektiften bakıldığında siyasal, ekonomik ve toplumsal yeniden yapılanma gereksiniminin ve yeniden yapılanma sürecinin Türkiye'nin tarihsel gerçekleri ve gelenekleri ile tanımlanması temel gereklilik olarak algılanmaktadır. Bu tezde 80'li yıllar ANAP Türkiye'si ile siyasal hayata giren yeni sağın, 90`lı yıllarda ve sonrasındaki uygulanmasının Türk siyasi hayatında ortaya çıkardığı değişimleri ele almaktayız. Bu bağlamda Anavatan Partisi'nden günümüze yeni sağın gelişim süreci irdelenmiş, Türk toplumsal, ekonomik ve siyasal yapısının dönem politikalarından ne düzeyde etkilendiği değerlendirilmiştir. 90`lı kayıp yılların ardından AK Parti ile yeniden bir canlanma bulan Yeni Sağ, 13 yıllık kesintisiz bir uygulama dönemi yaşamıştır. Küreselleşme olgusunun ideolojisini oluşturmakta olan yeni sağ, felsefesinde serbest piyasa görüşü ile dünyanın neredeyse bütün ülkelerinin ekonomik hayatına sızmıştır. Bu tez ile Batı neo-liberalizmine biçim olarak benzer olsa da, içerik olarak bazı farklı noktalar barındıran Türk yeni sağında yaşanan gelişmeler ışığında gelinen noktanın açıklanması hedeflenmektedir. Anahtar kelimeler: Yeni sağ, AK Parti, Anavatan Partisi, Küreselleşme, Liberalizm, Muhafazakarlık. ; The Motherland Party is the one that has taken its place in political arena and that brought neo-liberalism to Turkey which had been practiced by Thatcher and Reagan administration respectively in England and in the USA after 1980`s. Due to the global economic crisis occurred in 1970`s, New Right ideas had risen in Europe and in the USA during 1980`s. New Right applications were originated in Turkey with the decisions taken on 24 January 1980. A new society dynamics and structure has energed in political, economic and social contexts basedon national and international developments. At the same time there has been a change in relation to the understanding of state, which is called "rebuilding" by some. Value systems have been also transformed and adapted to the new structure. It is clear that together with the integration efforts with the West and economic globalization, while there has been some advancement in terms of economy, some problems have also arisen. From this point of view, it is essential to take into consideration Turkey's historical realities and traditions when thinking about political, economic and social rebuilding process. In this thesis, we deal with the new right policies that have taken part in political life with Motherland Party period of Turkey in 80's, and the changes resulting from their application to Turkey's political life in 90's and afterwords. In this context the development process of new right since Motherland Party up to now has been examined, and how Turkey's social, economic and political structure was affected by these policies has been evaluated. After 90's reviving with AK Party, the New Right has witnessed an application period of 13 years without interruption. By generating the idelogy of globalization, New Right has penetrated approximately to all countries economic life with its free market philosophy. This thesis aims to make clear the point to which resulted by the development in the Turkish New Right that is different from the western one in content, it is similar in form, though. Key words: New right, AK party, Motherland Party, Globalization, Liberalism, Conservatism.
BASE
Yeni dünya düzeni ve demokrasi ilişkileri ; Relationships between new world order and democrasy
Sovyetler Birliği'nin yıkılması ile Soğuk Savaş sona erdi. Soğuk Savaş döneminin temel kutuplarından birisi olan Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın içine girdiği bu yeni süreci "Yeni Dünya Düzeni" olarak tanımladı. Ancak dünya düzeni sadece Amerika'nın nitelediği tarzda yeni bir düzene girmemişti. Globalleşmenin yeni bir evreye girmesiyle esastan bir "Yeni Dünya Düzeni" gelişmeye başladı. İki kutuplu Soğuk Savaş dönemi, yerini çok kutuplu bir düzene bıraktı. Ekonomik, siyasi ve sosyo-kültürel alanlardaki gelişmeler bir yönetim biçimi ve bir yaşam stili olarak demokrasinin küresel ölçekte yeniden ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Nasıl isimlendirilirse isimlendirilsin, eksik ve fazlalığına rağmen yeni düzende demokrasinin sahası genişlemektedir. Sivil toplum, bireysel ve toplumsal parametreler ve dahası devletin fonksiyonları yeniden tanımlanmaya başlanmıştır. Dünya, artık herkesin herkesle hem dost hem düşman olduğu ama her halükarda birbiriyle bağlantılı olmak zorunda olduğu bir alan haline gelmektedir. Bu tez, yukarıda özetlenen konular ekseninde şu hususları ileri sürmektedir: -Dünya, çok kutuplu bir yeni düzene gitmektedir. -Bu düzen globalleşmenin ileri bir aşaması olarak ele alınmalıdır. -Devletlerin klasik mentalitesi hızla değişmektedir. -Bu yeni süreçte birey, toplum ve devletlerin demokrasiye yönelişi artmaktadır. -Bu yöneliş, sivil toplumsal unsurların da etkin olduğu kozmopolitik bir demokrasi hedeflemekte. ; Cold War ended upon the collapse of The Soviet Union. United States of America, one of the fundamental polars of cold war period, defined this new period that the world is facing as "New World Order". However, the world order had not entered a new world order system as America described. By the globalisation entered into a new phase, "New World Order System" has started to develop in a real sense. Bipolar Cold War Period has left its place to a multipolar order system. Developments in economic, political and socio-cultural areas make democracy to be re-evaluated essentially into a global scale as a governmental and life style. No matter how it is named, democracy's scope, despite its the pluses and minuses, has been enlarging in new order system. Civil society, individual and social parameters and even functions of state have been started to re-define. Meanwhile the world is becoming an area where everybody is friend and foe with everybody, however must be connected to each other in any case. This thesis, in parallel of above outlined topics, asserts below issues: - The world has been entering a new multipolar order. - This new order has to be evaluated as an advanced stage of globalization. - Classical mentality of states has been altering rapidly. - In this new period, individual, social and states' tendencies to democracy has been increasing. - This tendency has been targeting a cosmopolitic democracy that civil society elements are also active.
BASE
Küreselleşme olgusu bağlamında yeni güvenlik algısı ; The new security perception in the context of globalization
Düşmanın belli, tehditlerin oldukça açık, verilebilecek uygun karşılığın tahmin edilebildiği Soğuk Savaş döneminin ardından iyice ivme kazanan küreselleşmenin de etkisiyle uluslararası alanda ortaya çıkan belirsizlikler, güvenlik algısında bir dizi değişimi zorunlu kılmıştır. Yaşanan değişim süreci ile birlikte güvenlik kavramının anlaşılabilir, güvenilebilir ve devamlılık arz eden bir tarifini yapmak ya da herkesin üzerinde anlaşabileceği sınırlarını ve çerçevesini ortaya koymak gittikçe zorlaşmıştır. Zira ilk olarak kimin güvenliği sorusuna verilen yanıt salt alışılan ve otomatik hale gelen ulus devlet yerine, başta bireyin, devlet-üstü ya da devlet-altı başka toplulukların da olduğu sujeler kümelenmesine doğru evrilmiştir. Yine ne tür tehditler sorusunun yanıtı tek başına askeri nitelikli olma, sınır ötesinden kaynaklanma klasik konumundan çıkmış, kaynağı, zamanı ve şekli önceden tahmin edilmesi güç, hatta neredeyse imkânsız, yeni mücadele alanının neredeyse bütün dünya olarak ortaya çıktığı, asimetrik ve çok boyutlu bir konuma yükselmiştir. Yeni güvenlik anlayışı ile birlikte; uluslararası terörizm, organize suç örgütleri, siber terör, saldırma amacı güden devletler, konvansiyonel ve kitle imha silahlarının yaygınlaşması gibi tehditler, ulusal fiziki varlığa yönelmiş tehditler arasına girmiştir. Ulusal veya küresel ekonomiye ya da finans piyasalarına saldırılar, refaha, çevreye, sağlığa yönelen tecavüzler ile göçler ve mülteci hareketleri de ulusal çıkarları zedeleyen tehditler olarak öne çıkmıştır. Yine evrensel demokratik değerlere, insan hak ve hürriyetlerine saldırılar ortak değerlere yönelen tehditler olarak sıralanmışlardır. ; The uncertainty that had followed the demise of the Cold War, at which time the enemy was apparent, threats were obvious and the appropriate response to those threats could easily be determined, as well as the acceleration of globalisation led to a series of changes in how the notion of security should be conceived. As a consequence, it has increasingly become difficult to come up with a definition of security that is easily understood, reliable and long-lasting. Nor could the boundaries and contours of the concept be established in mutual terms. Since the question of whose security could no longer be answered with a traditional and automatic response, that was the nation-state and individuals as well as non-state actors needed to be taken into account. Again, threats have been evolving from their classic status of being cross-border in origin and military in form into one whose source, timing and form could no longer be easily predicted while the frontiers of the new battle-lines appeared to be the entire world. As the concept of security acquired new meaning, international terrorism, organized crime groups, cyber terror, states with hostile intents, proliferation of conventional weapons and weapons of mass-destruction have been reformed into physical threats. Assaults towards national economies, international economic order or financial markets, aggressions committed against wealth, health and the environment, migratory and asylum movements have begun to form the new threats to national interest. Yet again offences committed against universal democratic values, human rights and freedoms have been lined up as threats to common values.
BASE
Dijital demokrasi: Türkiye'de yeni medya ve siyasal katılım ; Digital democracy: New media and political participation in Turkey
2000'li yılların ortalarından itibaren Twitter'ın politik değerine siyasetçiler, gazeteciler ve akademisyenler tarafından dikkat çekilmekte, Twitter kullanımı ve siyasal katılım arasındaki ilişki hakkında giderek büyüyen bir tartışma olduğu görülmektedir. Dijital demokrasinin katılımcı demokrasiye olan etkisi üzerine giderek yaygınlaşan tartışmalar ve yakın zamanlı araştırmalar Twitter kullanımı ve siyasal katılım arasında olumlu bir ilişki olduğuna dair bir resim sunmaktadır. Twitter politik sorunlarının görüşüldüğü, ağ dolayımlı bir kamusal alan haline gelmiştir. Twitter'ın siyasetçiler, siyasal stratejistler ve yurttaşlar tarafından hızla artan oranda kullanımı, onu e-Katılım ve dijital demokrasi pratiklerinin önemli bir parçası haline getirmiştir. Bütün bu pratikler ve akademik araştırmalara rağmen, Türkiye'de siyasete angaje olma açısından siyasetçilerin Twitter kullanımı hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu çalışma Twitter ve siyasal adaylar tarafından kullanımı arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır. Daha detaylı olarak, bu tez çalışması 2014 yerel seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının siyasal katılımda dijital bir araç olarak Twitter kullanımlarını tartışacaktır. ; Twitter has drawn attention for its potential political value by academics, journalists, and politicians and, since the mid-2000s, there have been growing discussions on the relationship between Twitter and politics. The impact of so-called Digital Democracy tools on participatory democracy has been widely discussed and, recently, studies have illustrated a positive relationship between twitter use and political participation Twitter has also been described as a networked sphere in which political issues are publicly negotiated and this is arguably demonstrated by the increasing use of Twitter by politicians, political strategists and citizens, making this social network play an important part in the context of e-Participation and digital democracy practices. However, despite all these practices and academic research interest, there is little knowledge on the politician's use of Twitter to engage in politics at Turkey. This study will be investigating the relationship between Twitter and its use by Turkish political candidates. More in detail, the thesis will discuss how the new media (Twitter) was used during the 2014 Local Election in Turkey by analyzing the metropolitan municipality candidates of Justice and Development Party (Ak Party) and Republican People's Party (CHP) uses and performances on Twitter as a digital tool for political participation.
BASE
Media, memory, and activism: Rudi Dutschke and the Politics of Commemorating West Germany's New Left
In: İletişim: Araştırmaları Dergisi, Band 12, Heft 2, S. 73-107
Dijital demokrasi: Türkiye'de yeni medya ve siyasal katılım. ; Digital democracy: New media and political participation in Turkey
2000'li yılların ortalarından itibaren Twitter'ın politik değerine siyasetçiler, gazeteciler ve akademisyenler tarafından dikkat çekilmekte, Twitter kullanımı ve siyasal katılım arasındaki ilişki hakkında giderek büyüyen bir tartışma olduğu görülmektedir. Dijital demokrasinin katılımcı demokrasiye olan etkisi üzerine giderek yaygınlaşan tartışmalar ve yakın zamanlı araştırmalar Twitter kullanımı ve siyasal katılım arasında olumlu bir ilişki olduğuna dair bir resim sunmaktadır. Twitter politik sorunlarının görüşüldüğü, ağ dolayımlı bir kamusal alan haline gelmiştir. Twitter'ın siyasetçiler, siyasal stratejistler ve yurttaşlar tarafından hızla artan oranda kullanımı, onu e-Katılım ve dijital demokrasi pratiklerinin önemli bir parçası haline getirmiştir. Bütün bu pratikler ve akademik araştırmalara rağmen, Türkiye'de siyasete angaje olma açısından siyasetçilerin Twitter kullanımı hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu çalışma Twitter ve siyasal adaylar tarafından kullanımı arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır. Daha detaylı olarak, bu tez çalışması 2014 yerel seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının siyasal katılımda dijital bir araç olarak Twitter kullanımlarını tartışacaktır. ; Twitter has drawn attention for its potential political value by academics, journalists, and politicians and, since the mid-2000s, there have been growing discussions on the relationship between Twitter and politics. The impact of so-called Digital Democracy tools on participatory democracy has been widely discussed and, recently, studies have illustrated a positive relationship between twitter use and political participation Twitter has also been described as a networked sphere in which political issues are publicly negotiated and this is arguably demonstrated by the increasing use of Twitter by politicians, political strategists and citizens, making this social network play an important part in the context of e-Participation and digital democracy practices. However, despite all these practices and academic research interest, there is little knowledge on the politician's use of Twitter to engage in politics at Turkey. This study will be investigating the relationship between Twitter and its use by Turkish political candidates. More in detail, the thesis will discuss how the new media (Twitter) was used during the 2014 Local Election in Turkey by analyzing the metropolitan municipality candidates of Justice and Development Party (Ak Party) and Republican People's Party (CHP) uses and performances on Twitter as a digital tool for political participation.
BASE
Yeni kurumsal iktisatta kurumların rolü ve işlevlerine ilişkin bir değerlendirme ; An evaluation about the functions and the role of institutions in new institutional economics
Bu çalışmanın amacı yeni kurumsal iktisadın en önemli temsilcileri olan Coase, North ve Williamson'un görüşlerinden hareketle yeni kurumsal iktisatta kurumların nasıl ele alındığını incelemektir. Bu amaçla çalışma iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda, yeni kurumsal iktisatta kurum kavramı tartışılacak, ikinci kısımda ise yeni kurumsal iktisatçıların kurumların ortaya çıkışı, evrimi ve işlevlerine ilişkin görüşlerine değinilecektir. ; The purpose of this study is to analyze how the institutions are handled in new institutional economics on the basis of views of Coase, North and Williamson who are the most important representatives of new institutional economics. Having this objective in mind, the study is divided into two main parts. In the first part, how the concept of institution is evaluated in new institutional economics is discussed. In the second part, the views of new institutional economists regarding the emergence, evolution and functions of institutions is dealt with.
BASE
Yeni Yönetimin Ana Unsurları: Yerelleşme, Demokratikleşme ve İl Özel İdaresi ; Main Elements of New Administration; Localization, Democratisation and Special Provincial Administration
anemon ; Localization discourses coming to the fore after the eighties gained power with the demands of international organization and had coverage in the legal basis with European Charter of Local Self Government in the nineties. The agreement in which our country made reservation for some of its articles due to our unitary structure seems quite far away from realizing its objectives under the adopted form. Although it was attempted to make arrangements specific to autonomy with various local government reforms in 2000s, it resulted in cancellation by the judiciary. Special Provincial Administration Law No 5302 released in 2005; comprises similar localization cores in respect of followed judicial process and directions of changes made. Some changes in the relationship between provincial general council and governor body draw attention; the head of provincial general council, centralized control method that can be made against the decisions of the head, duration and frequency of assembly etc. evolving situation of provincial general council which is a body established after election will outline the scope of the study. As the origin of decision is based on a body elected its position in historical process of localization will be analyzed. ; Seksenli yıllardan sonra gündeme gelen yerelleşme söylemleri, uluslararası örgütlerin talepleriyle güç kazanmış, doksanlı yıllarda Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ile yasal zeminde yer bulmuştur. Ülkemizin üniter yapısı itibariyle çeşitli maddelerine çekince koyduğu anlaşma, kabul edilen haliyle maksadını gerçekleştirmekten hayli uzak görülmektedir. İkibinli yıllarda ise çeşitli yerel yönetim reformlarıyla özerkliğe özgü düzenlemeler yapılmaya çalışılsada yargı tarafından iptaliyle sonuçlanmıştır. 2005 yılında çıkan 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu; izlenilen yargı süreci ve yapılan değişikliklerin yönü itibariyle benzer yerelleşme nüveleri içermektedir. İl genel meclisi ile valilik organı arasındaki ilişkide bazı değişiklikler dikkat çekmektedir; il genel meclisi başkanının kim olduğu, kararlarına karşı yapılabilecek merkezi denetim şekli, toplanma süresi ve sıklığı gibi. Seçimle gelen bir organ olan il genel meclisinin evrilen durumu çalışmanın kapsamını çizecektir. Kararın menşeinin seçimle gelen bir organa dayanması itibariyle, yerelleşmenin tarihsel sürecindeki yeri analiz edilmeye çalışılacaktır. ; 22321
BASE
Book review: Heller Henry, The Cold War and the New Imperialism: A Global History, 1945-2005, Canada: Monthly Review Press, 2006
In: The Turkish yearbook of international relations, Band 45, Heft 0, S. 99-103
YENİ KURUMSALCI PERSPEKTİFTE ÇEVRESEL YÖNETİŞİM ve KURUMSAL ÇERÇEVENİN ÖNEMİ ; ENVIRONMENTAL GOVERNANCE AND IMPORTANCE OF INSTITUTIONAL FRAMEWORK FROM THE NEW INSTITUTIONALIST PERSPECTIVE
Çevresel yönetişim politik ekoloji ve çevre politikalarında kullanılan, bireyle toplum refahı üzerinde çok yönlü etkisi olan ve çevre sorunlarına çözüm arayışlarının neticesinde ortaya çıkan bir kavramdır. Kavramın ortaya çıkması ve literatürde önem kazanmasını, "Yeni Kurumsal İktisat" yazınının kamu yönetimine yeni bir anlayış kazandıran yönetişim yaklaşımından bağımsız ele almak mümkün görünmemek-tedir. Bu çalışmanın amacı hem teorik düzlemde çevresel yönetişim kavramını tartışmak hem de ampirik olarak çevresel sorunlarda ülkelerin kurumsal yapıları arasındaki farklılıkların etkisini 2010 yılı verileriyle 172 ülke üzerinde ayırma (diskriminant) analizi ile sınamaktır. Yapılan ampirik çalışma sonucunda elde edilen bulgular, çevresel göstergelerle yönetişim değişkenleri arasında ilişki olduğunu destekler nitelik taşımaktadır. ; Environmental governance is a concept used in political ecology and environmental policy that explains the ways to solve environmental problems which have a wide range of effects on social, political and economic welfare. In the debate on the governance concept, a new comprehension of public administration is related to the success and popularity of -New Institutional Economics- in the literature. This article presents the theoretical and conceptual revisions about environmental governance, also aims at showing empirical evidence with discriminant analysis applied on 172 countries for the year 2010 in order to specify countries based on their institutional structure. The results of discriminant analysis suggest that there is a significant relationship between governance and environmental variables with institutional structure.
BASE
Yeni Türk Devletlerinin Posta Pullarında Türk Kimliği ve Kültürü ; Turkish Identity and Culture on the Postage Stamps of the New Turkic States
Millet olmanın en temel gerekçelerinden birisi, onu diğer milletlerden ayıran kendine ait bir kimliğinin ve bu kimliğin şekillenmesinde etkili olan kültürel ögelerin varlığıdır. Bu kimlik ve kültür tarihsel süreç içerisinde şekillendiği için diğer milletler tarafından benimsenmesi kolay olmamaktadır. Kimliğin ve kültürün aktarımı esnasında her türlü araç, devletler tarafından sıklıkla kullanılmaya çalışılmaktadır. Bu durum kimi zaman bilinçli ve sistematik bir şekilde, kimi zaman ise rastlantısal olarak gerçekleşmektedir. Posta pulları kimliğin ve kültürün nakli aşamasında kullanılabilecek araçlar içerisinde yer almaktadır. Yeni Türk devletlerinin (Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan) posta pulları incelendiği zaman Türk kimliği ve kültürü ile ilgili çeşitli tarihlerde basılmış posta pullarının var olduğu görülmektedir ; One of the basic requirements of being a nation is the existence of an identity that distinguishes it from other nations and the existence of cultural elements effective on the formation of this identity. It is not easy for other nations to arbitrarily adopt that identity and culture as they are formed in a historical process. States use many different means of transmission of identity and culture. This is sometimes done deliberately and systematically, and states sometimes do this unintentionally. Postage stamps are among the instruments that can be used in the transmission process of identity and culture. When the postage stamps of New Turkish states (Azerbaijan, Kazakhstan, Kyrgyzstan, Uzbekistan and Turkmenistan) are analyzed, it is seen that there exist postage stamps of various years regarding Turkish identity and culture.
BASE
BAŞARISIZ BİR ANAYASA YAPIM SÜRECİ: TBMM MECLİS ANAYASA KOMİSYONU'NA YÖNELİK BİR DEĞERLENDİRME ; A FAILED PROCESS OF MAKING A NEW CONSTITUTION:AN EVALUATION ON THE CONSTITUTIONAL RECONCILIATION COMMISSION
International Congress of Management Economy And Policy, 26-27 Kasım 2016, İstanbul ; Anayasa ve onun siyasal yansımaları Türkiye gibi demokratikleşme sürecini henüz tamamlayamamış ülkelerde son derece önemlidir. Türkiye'de siyasal tartışmalar zaman zaman anayasal zemin üzerinden yürütülegelmiştir. Türk siyasi tarihi incelendiği vakit anayasaların herhangi bir toplumsal uzlaşıya dayanmaksızın yağıldığına tanık olunmaktadır. Türkiye'nin bugün hala demokratik ve sivil bir anayasaya sahip olamamasının en temel sebeplerinden bir tanesi budur. Bu anayasal durum Türk siyaseti üzerinde antidemokratik bir baskı oluşturmaktadır. Türkiye'de sivil ve demokratik bir anayasal düzen inşa edilmesi bu nedenle elzemdir. Bu çalışmanın ana amacı demokratikleşmek adına sivil ve demokratik bir anayasanın Türkiye açısından kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunun altını çizmektir. Bu bağlamda 2011 ve 2013 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında oluşturulan "Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu" ve bu komisyonun neden bir neticeye ulaşamadığının altı çizilecektir. ; The constitution and its political reflections are very important in the countries in which the democratization process is not completed, such as Turkey. Time to time, the political debates in Turkey were seen on the constitutional area. When Turkish political history was considered, it can be clearly seen that the constitutions of Turkey were not based on a social consensus. It is one of the reasons that Turkey could not reach a democratic and civil constitution. This constitutional situation creates an undemocratic pressure on the Turkish politics. That is why it is necessary to make a civil and democratic constitutional situation in Turkey. The purpose of this study is to underline of the necessity of a new, democratic and civil constitution for Turkey. Within this scope, the Constitutional Reconciliation Commission that was founded in the Turkish Grand National Assembly and its causes of failure will be underlined.
BASE
Avrupa Birliği'ne Üyelik Süreci Kapsamında Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi Uygulamasının Transit Ticarete Etkileri İpsala Sınır Kapısı Örneği ; THE EFFECTS OF THE IMPLEMENTATION OF THE NEW COMPUTERISED TRANSIT SYSTEM (NCTS) ON TRANSIT TRADE: IPSALA BORDER GATE CASE
Türkiye küreselleşme yolunda Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluşlara üye olup önemli adımlar atarken bir yandan da Avrupa Birliği gibi bölgeselleşme hareketlerine katılmaya çalışarak dünya ekonomisindeki yerini yukarılara taşımayı hedeflemektedir. Dünya ekonomisinde üst sıralara yükselmek dış ticarette rekabet edebilirlikle paralel ilerlemektedir. Bunu sağlayacak unsurlardan biri ise dış ticaretin kolaylaştırılmasıdır. Bu çalışmanın amacı; Avrupa Birliği'ne üyelik süreci kapsamında Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi (NCTS) uygulamasının transit ticarete etkilerini İpsala Sınır Kapısı'nda yarı biçimsel mülakat yöntemi yardımıyla incelemektir. Çalışmada öncelikle transit rejiminin tanımı ve kapsamına yer verilecektir, ardından Türkiye'de uygulanmakta olan transit rejimi ayrıntılarıyla ortaya konulacaktır. Avrupa Birliği'nin (AB) ortak ulaştırma politikası, NCTS kapsamında değerlendirilecektir. Çalışmanın son bölümünde ise İpsala Gümrük Kapısı'ndaki Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi (NCTS) uygulamaları mülakatlar yoluyla incelenerek, uygulamanın faydaları ve zayıf yönlerine değinilecektir. ; On the road to globalization, Turkey aims to increase its position in the world's economy by becoming a member of organizations such as World Trade Organization and by attempting to join regional integrations European Union. Climbing to high positions in the world's economy goes parallel with being competitive in foreign trade. One of the most important factors to enable this is to facilitate foreign trade. The purpose of this study is to examine the effects of the implementation of New Computerised Transit System (NCTS) at İpsala Border Gate in the European Union accession process with semi structured interview process. In the study firstly the definition and scope of the transit regime will be explained than the details of the transit regime that is being implemented in Turkey will be revealed. The European Union's (EU) common transport policy will be explained. In the last part of the study, interviews will be carried out on the implementation of NCTS at İpsala Border Gate. Finally the advantages and disadvantages of the implementation will be mentioned.
BASE
Avrupa Birliği'ne Üyelik Süreci Kapsamında Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi (NCTS) Uygulamasının Transit Ticarete Etkileri: İpsala Sınır Kapısı Örneği ; Effects and Implementation of New Computerised Transit System (Ncts) at Ipsala Border Gate in the European Union Accession Process
05.01.2019 tarihine kadar kullanımı yazar tarafından kısıtlanmıştır. Danışman: Ebru Nergiz ; Günümüzde dış ticaret işlemleri ülke ekonomileri açısından önemli bir yer tutmakta ve bu durum her geçen gün ülkemiz açısından da daha önemli bir hale gelmektedir. Türkiye, II. Dünya Savaşı sonrası başlayıp özellikle 1980 sonrası hızlanan küreselleşme sürecine kayıtsız kalmamış ve dışa açık bir ekonomi politikası izlemeye başlamıştır. Türkiye küreselleşme yolunda Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Gümrük Örgütü gibi kuruluşlara üye olup önemli adımlar atarken bir yandan da Avrupa Birliği gibi bölgeselleşme hareketlerine katılmaya çalışarak dünya ekonomisindeki yerini yukarılara taşımayı hedeflemektedir. Dünya ekonomisinde önemli yerlere gelmek dış ticarette rekabet edebilirlikle paralel ilerlemektedir. Bunu sağlayacak unsurlardan biri ise ticaretin kolaylaştırılmasıdır. Bu çalışmanın amacı; Avrupa Birliği'ne üyelik süreci kapsamında Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi (NCTS) uygulamasının transit ticarete etkilerini İpsala Sınır Kapısı Örneği kapsamında yarı biçimsel mülakat yöntemi yardımıyla incelemektir. Çalışmada öncelikle transit rejiminin tanımı ve kapsamına yer verilmiş, ardından Türkiye'de uygulanmakta olan transit rejimi ayrıntılarıyla ortaya konmuştur. Çalışmanın ikinci bölümünde Gümrük Birliği ve dış ticaret konuları mevzuatları uyarınca ele alınmıştır. Üçüncü, Avrupa Birliği'nin (AB) ortak ulaştırma politikası, NCTS kapsamında değerlendirilmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise NCTS uygulamaları hakkında mülakatlar gerçekleştirilmiştir. ; Nowadays foreign trading operations are important part of the economy of countries and this case becomes more important for our country every day.Turkey, has not remained indifferent to the process of globalization which started after The World War II and especially increased after 1980. Turkey started to follow an outward economy policy. In terms of globalization, Turkey has become a member of organizations such as World Trade Organization and World Customs Organization. Turkey is attempting to increase it's position in the world economy by joining European Union's regionalization movements. Being competitive in international trade allows the country to become an important factor in world economy and facilitates the trade. The purpose of this study, is to examine the effects and implementation of New Computerised Transit System (NCTS) at İpsala Border Gate in the European Union accession process with semi structured interview process. In the study first the definition and scope of the transit regime have been explained, then the details of the transit regime that is being implemented in Turkey have been revealed. In the second part customs union and trade issues have been dealt with in accordance with the legislation. Thirdly, the European Union's (EU) common transport policy has been explained. In the last part of the study, interviews have been carried out on the implementation of the NCTS. As the final step in this study, a series of interviews have been conducted regarding the NCTS application.
BASE