Türkiye'de laiklik, cumhuriyetin değişmez bir niteliği ve özel öneme sahip bir ilkesidir, ancak Avrupa Birliği ülkelerinden farklı bir uygulamaya sahiptir. Türkiye'nin AB'ne üyelik sürecinde laikliğin nasıl etkileneceği ve Türkiye'de uygulanma biçimiyle laikliğin bu süreçte ne gibi tartışma ve açılımlara yol açacağı araştırılması gereken önemli konulardan biridir. Bu çalışmada Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanan laiklikle Türkiye'de uygulanan laikliğin karşılıklı analizi yapılmaya çalışılmıştır. ; Secularism in Turkey is a permanent characteristic of the republic and a principle of special importance, while there is different understanding and implementation of secularism in the European Union countries. Therefore, the questions of how the understanding of secularism, as it is implemented in Turkey will be affected by Turkey's integration process to the EU and what kind of debates might take place as a result should be addressed. This study makes a comparative analysis of the implementation of secularism in Turkey and in the European Union.
Bu çalışmada, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyelik sürecinde rekabet politikası başlığı altında yer alan devlet yardımı kavramı açıklanmaya çalışmıştır. Daha sonra devlet yardımı kavramının AB ülkeleri ve Türkiye'deki yapısı ile parasal büyüklükleri ele alınmıştır. Son olarak da ülkemiz mevzuatında yer alan devlet yardımlarının AB'ye tam üyelik süresinde AB mevzuatına uyumu ve yaşanması muhtemel sorunlara yer verilmiştir. ; The present study aims to explain the concept of state aid under the title of competition policy in the process of Turkey's full membership to the European Union. The structure of the concept of state aid in European Union countries and Turkey, as well as the relevant figures, was investigated. Finally, harmonisation of state aids in Turkey's legislation with the European Union legislation in the process of full membership and potential problems were discussed herewith.
Bu çalışmada, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyelik sürecinde rekabet politikası başlığı altında yer alan devlet yardımı kavramı açıklanmaya çalışmıştır. Daha sonra devlet yardımı kavramının AB ülkeleri ve Türkiye'deki yapısı ile parasal büyüklükleri ele alınmıştır. Son olarak da ülkemiz mevzuatında yer alan devlet yardımlarının AB 'ye tam üyelik süresinde AB mevzuatına uyumu ve yaşanması muhtemel sorunlara yer verilmiştir. ; The present study aims to explain the concept of state aid under the title of competition policy in the process of Turkey's full membership to the European Union. The structure of the concept of state aid in European Union countries and Turkey, as well as the relevant figures, was investigated. Finally, harmonization of state aids in Turkey's legislation with the European Union legislation in the process of full membership and potential problems were discussed herewith.
Teknoloji, ekonomi, politika ve birçok boyutta yaşanan değişimler insan kaynakları uygulamaları ve yönetimi konusunda bazı değişimlerin gerçekleşmesine neden olmuştur. Yaşanan değişimler ile beraber insan kaynaklarının hem yönetsel hem de uygulamaları konusunda yapısal değerlendirmelere olan ihtiyaç artmıştır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye ve AB ülkelerindeki sağlık işletmelerindeki insan kaynakları uygulamaları ve insan kaynakları yönetimini karşılaştırarak değerlendirmektir. Bu amacın gerçekleşmesi için İKY'ye yönelik çalışmalar incelenmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda sağlık kuruluşlarının insan kaynakları uygulamaları ve yönetimi konusunda Avrupa Birliği ülkeleri ile Türkiye arasında bazı farklılıkların bulunduğu gözlenmiştir. Türkiye ile Avrupa Birliği ülkelerinin benimsediği çalışana değer zihniyetinin farklı olduğu ortaya çıkmıştır. Türkiye'nin liyakat kuralları, tanıdıkların istihdamı gibi konularda Avrupa Birliği ülkeleri kadar duyarlı olmadığı gözlenmiştir. Türkiye'de sağlık insan gücünün iş yükünün fazla olması gibi yaşamakta olduğu sorunlar bulunmaktadır. Türkiye'nin yaşamakta olduğu sorunları AB ülkelerinin daha önceden yaşadığı ortaya çıkmıştır. Sağlık kuruluşlarının insan kaynakları uygulamalarındaki mevcut ve gelecekte olması muhtemel sorunların AB ülkelerinin uygulamalarının incelenmesiyle çözülebilecektir. ; The changes in technology, economy, politics and many dimensions have caused some changes in human resources practices and management. Together with the changes that have taken place, the need for structural evaluations of human resources both in managerial and practices has increased. The aim of the study is to evaluate human resources in the health business in Turkey and EU countries by comparing their human resources practices and human resources management. In order to achieve this aim, the studies on HRM were examined. As a result of the investigations it has been observed that there are some differences in human resources administration and management of health institutions between European Union countries and Turkey. Mentality of the value to employee adopted by the European Union countries and Turkey appeared to be different. It has been observed that Turkey is not sensitive on issues such as merit rules, employment of acquaintance as European Union countries. Health workforce in Turkey has existing problems such as high workload. It has been revealed that problems that are living in Turkey EU countries have lived these problems before. The current and future problems of human resources practices of health institutions can be solved by examining the applications of EU countries.
Ülkelerin sürdürülebilir kalkınmaya önem vermesiyle çevrenin iyileşmesi ve sınırlı kaynakların kontrol altına alınması sağlanarak ekonomilerin gelişmesi sağlanabilir. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin sürdürülebilir kalkınma ile ilgili politikaları küresel ekonomiyi etkileyebildiğinden dolayı Avrupa Birliği ülkelerinin sürdürülebilir kalkınma performanslarının ölçülmesi önem arz etmektedir. Bu bağlamda araştırmada, Avrupa Birliği ülkelerinin en son ve güncel olan Dönüşüm Performansı Endeksi (Transaction Performance Index - TPI) bileşenlerine ait değerler üzerinden söz konusu ülkelerin sürdürülebilir kalkınma performansları MEREC tabanlı WEDBA yöntemi ile ölçülmüştür. Bulgulara göre ilk olarak MEREC yöntemi ile ülkelere göre en önemli TPI bileşeninin ''çevresel dönüşüm'' olduğu tespit edilmiştir. İkinci olarak ise MEREC tabanlı WEDBA yöntemine göre en fazla sürdürülebilir kalkınma performansına sahip ilk üç ülkenin Danimarka, İrlanda ve Malta, buna karşın en az performansa sahip ilk üç ülkenin ise GKRK, Finlandiya ve Estonya olduğu gözlenmiştir. Araştırmada ayrıca MEREC tabanlı WEDBA yöntemi kapsamında ülkelerin ortalama sürdürülebilir kalkınma performansları hesaplanmış ve ortalama performans değerinden az performansa sahip olan ülkelerin küresel ekonomiye katkılarının daha fazla olması için sürdürülebilir kalkınma performanslarını artırmaları gerektiği değerlendirilmiştir. Son olarak yöntem açısından duyarlılık ve ayırım uzaklığı analizlere göre ülkelerin sürdürülebilir kalkınma performansları TPI kapsamında MEREC tabanlı WEDBA yöntemi ile ölçülebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Yolsuzluk, kamu sektörü ile sınırlı olmayıp, özel sektöründe kamu kurumları ile ilişkilerinde, kendi aralarındaki faaliyetlerde ve iç işleyişlerinde karşı karşıya oldukları büyük bir tehdit olarak görülmektedir. Yapılan yolsuzluklar, finansal tabloların güvenilir ve şeffaf olmasını engelleyecektir. Sadece etkili bir denetim ile usulsüzlük riski faktörleri değerlenerek, finansal tablolardaki bilgilerin güvenilirliklerini etkileyecek muhtemel yolsuzluk, hata ve hilelerin ortaya çıkarılması ve önlenmesi sağlanabilir. Dolayısıyla, ülkelerin yolsuzlukla mücadele politikalarında, bağımsız denetimin kapsamının genişletilmesi ve sıklaştırılması önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, bağımsız denetim ile yolsuzluk algı düzeyi arasında bir korelasyon bulunması beklenmektedir. Bu çerçevede Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere bir çok ülke çeşitli eşikler belirleyerek, bu eşikleri sağlayan işletmelere bağımsız denetim zorunluluğu getirmiştir. Bu çalışmada, Avrupa ülkelerinin belirlediği bağımsız denetim muafiyet eşiklerinin, yolsuzluk algılama düzeyi üzerinde bir etkiye sahip olup olmadığı incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre; bağımsız denetim muafiyet eşikleri ile ülkelerin yolsuzluk endeksleri arasında bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. ; Corruption is not limited to the public sector, but is seen as a major threat that is faced in the private sector in their relations with public institutions, in their activities and in their internal functioning. Corruption effects the reliability and transperancy of the financial statements. Only with effective auditing, by assessing the risk factors of irregularity; the exposure and prevention of possible corruption, fallacies and fraud that will effect the reliability of financial statements can be ensured. In the process of coping with each country's struggle with corruption policies, it is important to note that the scope of the independent audit should be expanded and the frequency of it should be increased. Therefore it is expected that there exist a correlation between independent audit and corruption perception level. In this context, by specifying certain thresholds in many countries; Euroepan countries being inthe first place, an independent audit requirement to businesses that meet such thresholds has been brought up. In this study, it is researched whether the independent audit exemption thresholds introduced by European countries have an effect on corruption perception level or not. Based on the research findings, there exist a relationship between independent audit exemption thresholds and each country's corruption index.
Ekonomik krizler son yüzyılda fazla karşılaşılan bir olgu olarak ekonomistler için önemli bir araştırma konusudur. Ayrıca ekonomik krizler, genel anlamda ülkelerin makroekonomik parametrelerinde negatif etkiler meydana getirmektedirler. Bu negatif etkilerden biri de yerel yönetimlerin mali yapısı üzerinde meydana gelmektedir. Vatandaşlara en yakın hizmet veren kamu idareleri olan yerel yönetimlerin ekonomik krizle birlikte mali yapılarındaki etkileşim değerlendirilmesi gereken bir konudur. Bu amaçla çalışmanın amacı makroekonomik etkileri olumsuz olan ekonomik krizlerin yerel yönetimlerin maliyelerinde ne tür etkiler bıraktığının tespit edilmesidir. Bu tespitin yapılması için "Avrupa Borç Krizi" örnek olarak seçilmiş ve PIIGS ülkelerinin de içinde yer aldığı Avrupa'daki on beş ülkenin krizin en yoğun olduğu "2010-2015" yılları arasında yerel yönetim bütçelerindeki negatif dönüşüm gözlenmiştir. Sonuç olarak bahsedilen dönemde bu ülkelerin yerel yönetimlerinin gelir ve harcamalarında daralmalar olduğu ve yaşanan ekonomik krizlerden ciddi anlamda etkilendikleri tespit edilmiş ve yerel yönetimlerin krizlerden daha az etkilenmesi için neler yapılması gerektiği hakkında çeşitli önerilerde bulunulmuştur. ; Economic crises are an important research topic for economists as a more common phenomenon in the last century. Also, economic crises have negative effects on the macroeconomic parameters of countries. One of these negative effects is on the financial structure of local governments. The deterioration in the financial structures of local administrations as the public institutions serving the citizens closest to them is an issue that needs to be evaluated. The aim of this study is to determine the effects of the economic crises which have negative macroeconomic effects on the finances of local governments of fifteen countries. In order to make this determination, the "European Debt Crisis" was chosen as an example and negative transformation was observed in the local government budgets between the years 2010-2015, when the crisis in Europe was the most intense. As a result, it was determined that there was contraction in the revenues and expenditures of local governments of these countries and they were seriously affected by the economic crises and various suggestions were made about what should
Ekonomi literatüründe, savunma hizmeti için yapılan harcamaların ekonomik büyümeyle ilişkisi, üzerinde uzlaşı sağlanamayan konulardan biridir. Bu ilişkinin çok önemli ve kuvvetli olduğu kabul edilmekle birlikte, etkileri konusunda fikir birliğine varılamamıştır. Bu bağlamda, AB'ne katılım sürecinde olan ve savunma sanayisini geliştirmeye çalışan Türkiye'nin, savunma harcamalarının ekonomik büyüme ile ilişkisinin olup olmadığı, varsa ne yönde olacağı tespit edebilmek amacıyla, bu çalışma hazırlanmıştır. Çalışmada öncelikle kavramsal olarak; savunma, savunma harcamaları ve savunma sanayi tanımlanmaktadır. İkinci bölümde, savunma sanayinin ekonomik etkileri, AB ile Türkiye'nin Savunma Politikaları neticesi geliştirmeye çalıştığı savunma sanayileri ile günümüzde ulaşılan konum, ekonomik açıdan ve yapısal olarak incelenmektedir. Son bölümde, Türkiye ve AB'nin savunma harcamalarının boyutları küresel ölçekte değerlendirilmekte ve Türkiye'nin savunma harcama kaynaklarından bahsedilmektedir. Çalışmanın uygulama kısmında seçilmiş AB ülkeleri ile Türkiye'nin savunma harcamaları-ekonomik büyüme ilişkisi GSMH bağlamında 1996-2009 yılları arası savunma harcamaları kullanılarak panel veri tahmin yöntemi ile incelenmektedir. Panel veri modeli tahmin sonucunda savunma harcamaları ile ekonomik büyüme arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu bulunmuştur. ; In the economics literature, the relation of the expenditures made for the defence service with the economic growth is the one of controversial subjects. While it is accepted that this relation is very important and intense, there is no consensus on the effects of it. In this context, this study has been prepared in order to determine Turkey's, in the process of accession to European Union and trying to develop its defence industry, if there is a relationship between the economic growth and defence expenditure or not; if there is, in what direction it would be. Primarily, conceptually in this study; defence, defence expenditures, and defence industry are defined. In second chapter, the economic effects of the defence industry, the defence industries that they are trying to develop as a result of the European Union and Turkey's policies and the location that had reached today, has been observed economically and structurally. In the last chapter, the defence expenditures of Turkey and the European Union has been evaluated on a global scale and the resources of Turkey's defence expenditures were mentioned. In the application of the study, selected European Union Countries and Turkey's relationship of defence expenditure and economic growth in the context of gross national product, by using the defence expenditures between 1996 - 2009, has been observed by the panel data estimation method. In the result of the panel data model estimation, there is a positive relationship between defence expenditures and economic growth has been found out.