Bu çalışma Türkiye örneğinde yerel seçimler bağlamında oy verme davranışlarıile ekonomi politikaları ilişkisi üzerine odaklanmıştır. Bunun için öncelikle politikiş çevrimleri ve makroekonomik başarım endeksleri üzerine olan literatür elealınmıştır. İkinci bölümde ilgili literatürde de öne çıkan ve oy verme davranışıüzerinde etkili olduğu düşünülen enfasyon ve işsizlik oranlarına dayalı olarak,2005-2018 dönemi için 26 alt bölgede "Bölgesel Ekonomik Hoşnutsuzluk Endeksi"(BEHE) değerleri hesaplanmıştır. Böylelikle 2005-2018 yılları arasında bölgeseldüzeyde hoşnutsuzluğun seyri anlaşılmaya çalışılmıştır. Daha sonra BEHEdeğerleri ile yerel seçim sonuçları bir arada değerlendirilerek, iktidar partisininyerel seçimlerde aldığı oy oranındaki değişim ile BEHE'deki değişimler arasındakiolası ilişki incelenmiştir. Nihai olarak 26 alt bölgenin 23'ünde BEHE'dekiiyileşmenin iktidar partisinin oy oranına yansıdığı tespit edilmiştir. Çalışmanınsonuçları, BEHE değerlerinin iktidar partisinin yerel seçimlerdeki oy oranıüzerinde etkili olduğunu düşündürmektedir. Bu tespitten hareketle 2019 yerelseçimlerinde, BEHE verilerinde 2017 ve 2018 yılında görülen çarpıcı yükselişleilişkili olarak iktidar partisinin oy oranının düşeceği öngörülebilir. ; This study has focused on the relation between the voting behavior and theeconomic policies in the context of the local elections in Turkey. For this purpose,firstly it has addressed the literatures on the "Political Business Cycle" and"Macroeconomic Performance Index". In the second part, the "Regional EconomicDiscomfort Index" (REDI) which consists of the regional infation rates andregional unemployment rates have been calculated for 26 regions and 2005-2018 period. In literature these two indicators are considered among the mostsignificant indicators to measure the different discomfort indexes. Using theseindicators the general situations of discontent in these regions have been revealed.After that, the figures of REDI and the results of the local elections interms of the ruling party have ...
Bu çalışma sermaye akımlarına yönelik ülkelerin ortak strateji ve ekonomi politika yürütmelerinin geçerliliğini araştırmak amacı ile yapılmıştır. Ortak fayda doğrultusunda hareket etmenin özellikle kırılgan ekonomiye sahip ülkeler için yabancı sermaye akımlarının ani giriş ve çıkış hareketlerini olan etkisi ve yabancı sermayenin buna tepkisi araştırılmıştır. Araştırma yöntemi olarak oyun teorisi kullanılmıştır. Karma Strateji ve toplamı sıfır olmayan oyun kurulmuştur. Değişkenler olarak Faiz, Enflasyon ve Büyüme verileri oyuna dahil edilmiştir. Oyun "Kırılgan Beşli" olarak isimlendirilen Brezilya, Endonezya, Hindistan, Güney Afrika ve Türkiye arasında oynanmıştır. Yatırımcı oyunda seçilen ülkeler arasında sermayesinin yönüne karar vermesi hususunda serbest bırakılmıştır. Oyun cebirsel yöntem ile çözülmüş ve ulaşılan kat sayının sermaye hareketleri karşısındaki etkinliği araştırılmıştır.Oyun sonucunda ülkeler ortak strateji ve ekonomi politikaları izlediklerinde sermayenin hareketleri ile oyun sonucunda bulunan kat sayı arasında eş anlı hareketler gözlenmiştir. Aynı zamanda oyun geleceği tahmin etme hususunda başarısız kalacağı düşünülmüştür. Oyun teorisi uygulaması ülkeler arasında daha çok değişken ve varsayım altında oynanması koşulunda oyunun ortak politika üretmede başarılı olabileceği düşünülmektedir. --- This study was carried out with the aim of investigating the validity of the common strategy and economic policy implementations of countries on capital flows. The effect of moving in the direction of mutual benefit, especially the countries with fragile economies, has been influenced by the sudden entry and exit movements of foreign capital flows and the reaction of foreign capital has been investigated.Game theory was used as a research method. Mixed Strategy and game with non-zero sum installed. Interest, Inflation and Growth data as variables are included in the game. The game "Fragile Five", known as Brazil, Indonesia, India, was played between South Africa and Turkey. The investor is free to decide the direction of the capital among the selected countries in the vote. The game was solved by an algebraic method and the effect of the number of floors reached on capital movements was investigated.At the end of the game, when the countries watched common strategy and economic policies, there was a similar movement between the movements of the capital and the number of floors in the game result. At the same time the game is thought to fail to predict the future. It is thought that the game can succeed in generating a common policy if the application of game theory is played by more variables and assumptions among countries.
ÖZETGünümüz büyüyen ve gelişen ekonomik koşullarında istikrarlı ve ivmeli büyümeyi yakalamanın en büyük şartlarından biri dışa uyumlu bir ihracat politikası ve uluslar arası standartları yakalamaktan geçmektedir. Küreselleşme sonucu farklılıkların daha çok ortadan kalkarak birbirine entegre ekonomiler yoğun global dünyada devletlerin makro anlamdaki büyümeleri artık daha çok ekonomilerine yön veren büyük ve çok uluslu şirketlerin performansları da büyük etki katmaktadır. Ancak gelişmekte olan ekonomiler için uluslar arası rekabetle yarışabilmeleri ve standartlara uygun performans sergileyebilmeleri açısından devlet tarafından verilecek olan teşvikler ve yardımlar oldukça önem arz etmektedir. Türkiye'nin altmışlı yıllar ile beraber uygulamaya koyduğu Planlı Kalkınma Politikası tarihsel gelişim olarak bakıldığında ilk teşvikler olarak değerlendirilmektedir. Teşvik ve yardımlar günümüze kadar çeşitlenerek geniş bir yelpazede farklılaşmış ve birden fazla türdeki faaliyetlerde yürürlükte olmaya devam etmektedir.Bu bağlamda başarı için kalite ve istikrarın yanı sıra stratejik planlamanın ve ileriye dönük bir vizyonun sağlanması ilk adımdır. Bu çalışmada da faaliyet türlerine ve çeşitlerine göre teşvik ve yardımların yanısıra dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olan Turquality projesi ele alınarak incelenmiş, faydaları ve beklentiler genel değerlendirme kapsamında araştırmaya dahil edilmiştir. ABSTRACTIn the globalized circumstances of world's growing economic conditions one of the most crucial issue to reach to the accelerated and stable growth is an integrated implementing regulation and to have the international qualifications in foreign trade.As a result of the phenomenon of globalization which provides the elimination of discrepancies between national economies by integration process of markets, businesses and regulations the world has confronted the importance of the performance of multinational companies that lead macroeconomics. However, for developing countries, it is needed a high effort in order to show off an adequate performance and to compete with developed countries and international competitive economical climate without government supports and incentives.In the beginning of sixties Turkey applied to four different Development Plans which can be assessed as the first historical steps for government supports. As of today they diversified and are now valid in many types with the differentiation in various operating and business activities which are approved by the government in accordance with the regulation of communiqués in government supports. In order to speak of the achievement it is needed to provide not only quality and stabilization but also strategic planning and a forward-looking vision for the first step of growth.Therefore in this study, the government supports and incentives are examined according to the types of operating and business activities. In addition to that Turquality, which is the first and unique brand programme supported by a government in the world, is analyzed and both the advantages and the expectations about the regarding programme are inquired with an authorized person and included within the study with an overall evaluation.
Yerinden yönetim ilkesi kamu hizmetlerinin halka en yakın yönetim birimi tarafından karşılanmasını amaçlayan bir kamu yönetimi ilkesidir. Bu ilkenin uygulanmasında rol alan en önemli yönetim çeşidi ise yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimlerin toplumsal refahın arttırılmasında önemli bir rolünün olduğu bilinmektedir. Yerel yönetimler çeşitli nedenlerle ortaya çıkan ve günümüzde de etkinliğini sürdüren yapılanmalardır. Bu çalışmanın amacı ekonomik kriz döneminde yerel yönetimlerin maliyesinde nasıl bir değişim olduğunun çözümlenmesidir. Zira ekonomik krizler makro düzeyde ülkelerin mali yapılarına zarar veren bir olgudur. Bu olgunun makro düzeyde verdiği negatif mali etkilerin yerel yönetimlere yansımasının ne olduğu yerel yönetim maliyesindeki değişkenler üzerinden bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Çalışmada küresel düzeyde ABD, Almanya, Kanada, İtalya, Fransa, İspanya, Yunanistan'ın 2008 Mortgage Krizi'nde makro değişkenlerindeki dönüşüm ardından da bu dönüşümün söz konusu ülkelerin yerel yönetimler maliyesindeki yansımaları incelenmiştir. Hem federal hem ulus devlet hem de ikisinin farklı yoğunlukta uygulandığı yönetim anlayışlarından seçilen ikişer ülke örneklerinde görülmüştür ki, tıpkı merkezi yönetimlerde olduğu gibi yerel yönetimlerinde mali durumlarında bazı bozulmalar meydana gelmiştir. Ülkeler yerel yönetim harcamalarını kısıtlasalar da gelirlerin düşmesine bağlı olarak artan borç yüküyle karşı karşıya kalmışlardır. Ayrıca, üst yönetim birimlerince yerel yönetimlere farklı kanallar yoluyla aktarılan transferlerde de değişimler gözlenmiştir. Ekonomik krizin yerel yönetimler maliyesine etkisinin nasıl olduğu ayrı bir bölümde Türkiye örneği üzerinden incelenmiştir. Ekonomik kriz gibi farklı nedenlerle meydana gelen bir olgunun Türkiye'de son yıllarda çok defa karşılaşıldığı ve ülkenin makroekonomisinde telafisi zor negatif etkiler bıraktığı bilinmektedir. Verilerin bulunabilirliği açısından üç ekonomik kriz örneği alınmıştır. Bu krizler, 1994, 2001 ve 2008 Ekonomik Krizleri'dir. Söz konusu üç ekonomik krizin yerel yönetimlere etkisinin nasıl ve ne boyutta olduğu analiz edilmiştir. Görülmüştür ki tıpkı küresel kriz ile karşılaşan diğer ülkelerin yerel yönetimlerinin mali durumlarındaki bozulmalar Türk yerel yönetimlerinde de yaşanmış, bütçe dengelerinde negatif değişimler gözlenmiştir. ; The principle of decentralization is a public administration principle that aims to meet public services by the closest management unit. The most important type of management that plays a role in the implementation of this principle is local governments. It is known that local governments have an important role in increasing social welfare. Local governments are structures that have emerged as a result of different reasons and are still active today. The purpose of this study is to analyze what change the local administrations' finances were during the economic crisis. Because economic crises are a phenomenon that damages the financial structures of countries at macro level. The reflection of the negative financial effects of this phenomenon at the macro level on the local administrations was subjected to an evaluation over the variables in the local government finances. In the study, first of all, the transformation of macro variables in USA, Germany, Canada, Italy, France, Spain, Greece's 2008 Economic Crisis and then the reflections of this transformation in the local government finances of these countries are examined. Both the federal, the nation-state and the two countries selected from the management approaches in which the two are applied in different intensities have been seen in the examples of the financial conditions of their local governments, just like the central governments. Although countries restrict their local government expenditures, they faced an increased debt burden due to the decrease in revenues. In addition, changes have been observed in transfers that have been transferred to the local administrations by different management channels through different channels. How the economic crisis has affected the local governments' finance has been examined in another section through a Turkish sample. It is known that in recent years Turkey has encountered the phenomenon of economic crisis, which may occur for different reasons, more than once and that it has caused negative effects on macroeconomics which are difficult to compensate. In terms of data availability, three examples of economic crises were taken. These crises are the 1994, 2001, 2008 Economic Crises. How and to what extent the mentioned three economic crises have affected the local governments has been analyzed. The data obtained reveals that local governments' financal situation in Turkey went through a similar deteriotion as other countries' local governments had faced throughout the global crisis and that negative changes were observed in budget balances.